Φ bLeedinq_me Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Diyanetin bütçesinin 22 üniversitenin bütçesine eşit olduğu bir ülkede ,üniversite açmayı dört duvar, kuru bina yapmaktan ibaret sananlarla, sorun sadece laiklik mi diyenlerle,bir ülke de elit tabaka sayılan prof.lar toplumsal konularda fikir beyan edince "sen kendi işine bak" diyenlerle ,nasıl bir bilimsel ortam yaratılır? Önce sanırım buna, cevap vermek gerekiyor. Merhaba sayın gelincik.. Diyanet bütçesi biliyorsunuz ki, ülkenin %80'ni müslüman. Haliyle buna belirli bütçe olur, üniversitelerde vede diger ögretim kurumlarında ögrencilerin cogunlugu okuldan mezun olupta ögretmenlik, doktorluk vs. yada başka bir meslek dalı ekliyebiliriz. Bunları ilerletmek için degilde sadece modern hayata uyum saglayabilmek, geçinmek için bakılıyor. Malesef böyle, ülkenin bilim bölümü yok mu ? var. Bilimle ugraşan bir kaç üniversite var. Vakıf üniversitelerinde maddi imkanı olmayan kişilere burslu egitim veriliyor. Buna katılanların çogunlugu maddi durumu yerinde olan kişiler. Tespit edilmiyor. En azından digerlerinden fazla, üniversitelerde şuanda daha şimdiden birinci sınıfa giden ögrencileri kutuplaşmaya yönlendirenler var. Ögrencileri ilahiyata yönlendirir tabi bunlar rektörler kimiside başka şeylere.. Türlü, türlü kutuplara daha üniversite birinci sınıftıyken başlıyor.. neden ?Ellerini güçlendirmek için, ülke menfeati degilde kendi menfaetleri için.. öncelikle bunun oldugu yerde, her kezin birbirine kastı oldugu yerde, bilim ilerlemez! geriler.. Daha öncede söyledigim gibi; Hayatında kastı olan bir toplum ilerliyemez.. bilim dalında nelerde ilerlenilebilinir. fen işleri kimya vs. bunların çeşitliligi artırılması lazım.. yani temeli egitimden geçiyor.. şuanda dünya gözünde türkiye vede rusya kopyacı bir millet olarak anılıyor bu 2002 yılına kadar vardı son dönemlerde 2005'ten bu yana dünya gözünde türkiye yeni, yeni kendi üretimini yapmaya başladı ben siyasi partiler için söylemiyorum lütfen yanlış anlaşılmasın.. Aslında bunları size daha geniş örneklerle vermek isterdim malesef konu gereginden biraz saptırılmış olur.. aslında tartışmamız gereken konu bu duruma karşı neler yapılabilir. ilerlemeyi genişleticek neler olabilir bunları tartışmak gerekli.. İnançlar kişiseldir bunlara hiç girmek istemiyorum.. her insanın aklı zekası vardır. Her birimizde içinde bulundugumuz yaşadıgımız toplumun birer fertleriyiz saygi göstermemiz lazım.. ama tartışmamız gereken konu ilerlemeyi nasıl yapabilicegimizdir.. farklı kutuplara birbirimizi ayırmadan tabi.. Saygılar.. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Sayın bleeding_me burada ters olan diyanete bütçe ayrılması değil.Ayrılan bütçenin 22 üniversitenin bütçesine denk olması.Bu ülke de yüzde kaç müslüman olduğu,hristiyan,dinsiz vs olduğu benim umurumda bile değil.Çünkü ibadetini kişiler evlerinde de yaparlar bunun için illa her köşe başında cami olması gerekmiyor veya diğer ibadethaneler.Ama gelişmek için okul gereklidir.Eğitim okullarda yapılır.Bu okullar ne kadar geniş bütçelerle çalışırlarsa, o kadar yararlı olurlar.Çünkü bilimsel araştırmaların büyük bütçelere ihtiyaçları vardır.Ve siyasi her türlü baskıdan da uzak olmaları gerekir.Aksi takdirde ne ülke , ne de ülkenin gelişimi için ön şart olan özgür düşünce gelişemez. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Ben üniversiteyi kucuk bir ilcenin düğün salonunda okudum. Ders yaptıgımız odalar hafta sonlarında gelin ve damat odası olarak kulanılırdı. Tiyatro yada seminer yapılan salona amfi derdik, yemekelrimiz de orda yer, yemekten sonra salanu biz temizler sinen yemek kokularının arasında ders yapardık.vize ve finallerde okulun aşcıları gozlemci olurdu. bölum ogretmenimiz altı dersimize girerdi, bazı derselere baska illerdeki universitelerden hocalar gelirdi. Yerli halktan bazı cocuklar okulda ogrenciydi ve sınıfta kalmamak icin bazı ogretmenleri tehdit ederler yada rusvet verirlerdi kimse ses cıkaramazdı. Sonra diplomalarını alırlardı. Bahsettigim okul turkiyenin sayılı universitelerinden birnin yuksekokuluydu. Bizim ders gecme notumus 70'ti. Neden altmıs yada bazı okulalrdaki gibi 50 olmadıgnı sordugumuzda bize okulun ogretim kalitesi nedeniyle boyle oldugu soylenirdi. Aksi taktirde diplomalarımzın hicbiryerde gecerliligi olmayacagı soylendi Bİzim okudugumuz yerde devletin bir yurdu yoktu ama bazı vakıfların yurtları vardı. İşin ilginc yanı bu yurtlarda kalmak icin para vermiyordunuz. Onların kurallarına uymanız gerekiyordu. mesela 5 vakit namaz kılmak ve aksamları etüd adı altında yurdun sözde ogretim gorevlileri tarafından verilen vaazları dinlemeniz gerekiyordu. belli saatlerde girip belli satlerde cıkıyordunuz yurttan. Hatta kurallra uyarsanız size maddi yardımda bulunuyorlardı. Tutucu bir cevremiz vardı ve mesela okuldan bir kız ve erkek elele gezemezdi sokaklarda. Baskı had safhadaydı kalkıp buyuk sehirden gelmişseniz ve o cevreye gore farklı bir hayata alısmıssanız hapiste olmak gibi birseydi okumaya calısmak. Bir cok konuda size yasaklar vardı ama aynı yasaklar o yore halkı gencleri icin gecerli olamazdı. Oyle veya böyle bir sekilde okulu bitirdim. Aradan yılar gecti ve simdi yeni hukumetmiz 20 tane daha universite actı. Muhtemelen ellerindeki univeristelerin durumunu duzeltmeden acılan yeni okulların benimkinden farklı olduguna inanmıyorum. Ellerindeki egitimi iyileştirmek yerine kızların basındaki ortuye takan hukumet bunu duzeltti. Simdi neyi duzelticek merak ediyorum. Herkes istedigi kıyafetle girip egitim alabilir.. Ama turbanlı yada turbansız nasıl olursa olsun zaten alacakları egitimin bir anlamı yoksa o ortunun ne anlamı var? Ama tabiki bu önemli değil önemli olan o ortu değil mi? Sayın yök baskanı acıklama yapıyor sonra acıklamasına acıklama getirmek icin bir acıklama daha yapıyor. Sıkıysa yapmasın. Bir laf vardır halk arasında köpek kendine ekmek veren eli ısırmaz diye... Kimse alınmasın ben sayın unakıtandan alıntı yaptım sadece... siz elinzideki okulalrın sayısnın egimtin kalitesini arttırmak yerine turbanla kuran kurslarıyla ve benzerleriyle ugrasın, imam hatip mezunarını univeristeler sokmanın yollarını arayın.. elinizdeki yuksek ogretimin hcibir gecerlilig yok ama kimn umrunda.. din uzerinden siyaset yapacaksanız amac buysa durmak yok yola devam... yazık.. hala birileri iktidar şakşakcılıgı yapıyor... merak eidyorum hangisi hangi okulda yuksek ogrenimini tamamladı yoksa kuru sıkımı sallıyorlar... kiralık kalemlerin iktidar yalakalıgı yapması gibi birsey bu... neresinden yasıyorsunuz bu ulkenin... arkasında yuzde elli halk destegi oldugu soylenen bir hukumetin baskanı Bir Şehit Cenazesinde protesto edilip lanetler okunuyorsa o liderin soyledigi her sozden yaptıgı her davranıstan suphe duyarım ben... okullarmız egitimimiz kalitesizmiş.. kimin umrunda.. bu halk ne kadar cahil olursa o kadar kolay yonetilir... halk ne kadar cahilse din bezirganları o kadar cok iş yapar... tarih bunu defalarca yazdı... ama nerden bileceksiniz.. siz savundugunuz egitimi almıssınız... kör olmanızı tabi karsılamamız gerek... sizi eğitmek gerek ama once bunu kabul etmeniz gerek... yada cehalet mutluluktur.... basınıza saralım türbanı mutlu ruyalar görün.... durmak yok yola devam...!!!! Alıntı
Φ b_teist Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Sizi güldürebildiğime sevindim.bende beni güldürdüğünüz için ayrıca teşekkür etme ihtiyacı duydum teşekkürler neyse bu bahsi geçelim iş konuşalım Yoksulun okuma hakkı size göre ajitasyondan öte bir anlam ifade etmiyorsa ne diyebilirim. Harçlar da kalksın üniversiteler tamamıyla parasız olsun diyoruz sanki bilmiyorsunuz ne dediğimizi. Siz bu harçlar da yetmez diyorsunuz arkadaşım anlatamıyorum heralde kimse fakir fukara okumasın demiyor icabında başarılı olana burs verelim başarabilicek kapasite var bende diyene kredi verelim daha sonra iş bulduklarında bize geri dönüşünü yapsın diyor şuan ki mevcut sistemde harçlar giderler v.s kampuse altında BMW arabayla gelen öğrenciye çerez parası gibi gelirken ***sistem tarafından okumak zorunda bırakılmış*** öğrenciye bin türlü yük olarak geri dönüyor "devletin malı deniz yemeyen keriz" mantığının bitmesi şart.yok makam arabasının benzini, yok binanın sıvası, boyası devletin yıllardır bunlara ödediği para ziyadesiyle yeterlidir verin taliplisine ihya etsin adam parasını sokakta bulmadığına göre boşa harcamicaktır yan gelip yatan dekan ordusuda nemalanamayacaktır ee herkes devlet baba kadar şevkatli değil nede olsa dimi ??? al RTE'den alıntı üniversiteler yan gelip yatma yeri değildir... Gittikçe tırmanan neo-liberal politikaları burada tekrar etmeme gerek yok. Bu işten kar edecekler bellidir. Çokuluslu tekeller piyasalarınızı sonuna kadar bize açacaksınız diyor, artık kendi ülkelerimizde yaptığımız karlar bize yetmiyor dünyanın dört bir yanına açılmalıyız diyor. bak arkadaşım devletçilik mantığı, uygulanması gerekn günlerde gerekliydi uygulandı geçti bırakın artık şu saplantılarınızı 80 yıllık devrim mi olurmuş ? hadi olsun bakalım geldiğimiz nokta belli... bu kafa yapısıyla gidiceğimiz nokta neresi ?hadi buyrun siz söyleyin!!! size kalsa herkes **********************aşalım buları artık ... Oysa başka bir dünya mümkün. ütopyalardan vazgeçin... Gerçekten özgürlükçüyseniz tek amacı kar etmek olan bu anlayışı şakşaklamaktan "bravo" demelerden vazgeçin. gerçekten devletciyseniz devletin sömürüsüne izin vermeyin Alıntı
Φ bLeedinq_me Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 farklı cümleler kuruyoruz, ama aynı anlamlarda.. Saygılar.. Alıntı
Φ bLeedinq_me Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Şimdi yeni hukumetmiz 20 tane daha universite actı. Muhtemelen ellerindeki univeristelerin durumunu duzeltmeden acılan yeni okulların benimkinden farklı olduguna inanmıyorum. Ellerindeki egitimi iyileştirmek yerine kızların basındaki ortuye takan hukumet bunu duzeltti. Simdi neyi duzelticek merak ediyorum.. . . sizi eğitmek gerek ama once bunu kabul etmeniz gerek... yada cehalet mutluluktur.... basınıza saralım türbanı mutlu ruyalar görün.... durmak yok yola devam...!!!! merhaba Sayın LostsouL siyasi partileri övmek için söylemiyorum ama şunuda kabullenmek gereklidir Akp. iktidara geldiginden bu yana daha önce hiç bir siyasi partinin yapamıcagı kadar egitime destek verdi. bunu kabullenmek gerekir.. doguda en çok hoşuma giden proje haydi kızlar okula kampanyasıydı.. egitime destek kampyaları devlet bütçesinden en çok payda egitime ayrıldı.. hoşlanmadıgım bir parti ama hakkınıda yememek gerekli.. Saygılar.. Alıntı
Φ b_teist Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 farklı cümleler kuruyoruz, ama aynı anlamlarda.. Saygılar.. sn. bleeding me öncelikle saygılar benden efendim buyrun size bir kaç rakam sadece size seslenmemdeki maksat anlayacağınızı düşünüyorum Devlet üniversitesinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin barınma, harç, kitap, yemek, yol, ve giyimden oluşan masraflarının aile bütçesi üzerindeki yükü yıllık 7 milyar lirayı buluyor. 4 yıllık bir fakülteyi bitiren üniversite mezununun ailesine maliyeti toplam 28 milyar liraya ulaşıyor. Bu durumda işsiz gezen 317 bin üniversite mezununun sadece topluma maliyeti 8 katrilyon 876 trilyon lira (6 milyar 574 milyon dolar) Devletin üniversite öğrencisi başına yaptığı harcama yılda ortalama 2 bin 336 dolar (3 milyar 153 milyon TL) Bu rakam 4 yılda 9 bin 344 doları (12 milyar 614 milyon) buluyor. 317 bin işsiz üniversite mezununun devlete maliyeti 2 milyar 961 milyon dolara (4 katrilyon liraya) yaklaşıyor. 317 bin işsizin topluma ve devlete toplam maliyeti ise 9 milyar 535 milyon dolar (12 katrilyon 876 trilyon lira) kaynak: www.atonet.org.tr işte mevcut sistemde devletin içinde bulunduğu açmaz düşünün 9 küsür milyar dolar ne kadarlık bir çoğunluğa tekabül ettiğini bilmediğim için hayalini bile kuramıyorum devlet bu yükün altına sokuluyor peki devlet ne yapıyor ya vergi bindirmesi yada dış borçlanma (başka nasıl kaynak yaratılabilir) peki ya işsiz güçsüz dolaşan nitelikli insan sayısı 317000 işin maddi yönünden daha acı birde bunu üzerine yetmezmiş gibi "BEDAVA OLSUN" olsun tabi neden olmasın bedava sirke baldan tatlı nede olsa devletin her yeri kontrol altında tutması her yere kaynak ayırmak zorunda olması anlamına gelmemeli yoksa kim istemez bedava olanı geriye vergi,dış borçlanma olarak geri dönmeyecekse bende biraz rica edebilirdim neden olmasın Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Bu durumda işsiz gezen 317 bin üniversite mezununun sadece topluma maliyeti 8 katrilyon 876 trilyon lira (6 milyar 574 milyon dolar) Devletin üniversite öğrencisi başına yaptığı harcama yılda ortalama 2 bin 336 dolar (3 milyar 153 milyon TL) Bu rakam 4 yılda 9 bin 344 doları (12 milyar 614 milyon) buluyor. 317 bin işsiz üniversite mezununun devlete maliyeti 2 milyar 961 milyon dolara (4 katrilyon liraya) yaklaşıyor. 317 bin işsizin topluma ve devlete toplam maliyeti ise 9 milyar 535 milyon dolar (12 katrilyon 876 trilyon lira) kaynak: www.atonet.org.tr işte mevcut sistemde devletin içinde bulunduğu açmaz düşünün 9 küsür milyar dolar ne kadarlık bir çoğunluğa tekabül ettiğini bilmediğim için hayalini bile kuramıyorum devlet bu yükün altına sokuluyor peki devlet ne yapıyor ya vergi bindirmesi yada dış borçlanma (başka nasıl kaynak yaratılabilir) peki ya işsiz güçsüz dolaşan nitelikli insan sayısı 317000 işin maddi yönünden daha acı birde bunu üzerine yetmezmiş gibi "BEDAVA OLSUN" olsun tabi neden olmasın bedava sirke baldan tatlı nede olsa devletin her yeri kontrol altında tutması her yere kaynak ayırmak zorunda olması anlamına gelmemeli yoksa kim istemez bedava olanı geriye vergi,dış borçlanma olarak geri dönmeyecekse bende biraz rica edebilirdim neden olmasın Tabi canım devlet eğitime mi para harcayacak, sağlığa mı bunlar gerekli mi? Para iç ve dış borçların faizlerine verilmeli. Satın efendim ne varsa satın. Devletçilik, halkçılık bunlar eski masallar. Yaşasın serbest piyasa ve vahşi kapitalizm! Yahu siz ne diyorsunuz farkında mısınız? En temel ihtiyaç olan eğitimi sağlığı paralı hale getirmek halkın işine mi yarayacak? Yukarıdaki rakamlar bu düşünceyi (özelleştirmeyi) savunanların ne kadar da büyük bir pazar diyerek ağızlarını sulandırıyor zaten. Üniversiteli işsizliğin önünü çözmenin yolu oturup plan program yapmak gençleri doğru yönlendirmek, oy uğruna her yere kalitesiz üniversite açmamak değil de neymiş satıp kurtulmakmış. Sanki vergi ve dış borçlanmanın sebebi üniversitelerin paralı olmaması. Her alanı sermayenin kar sahası haline getirmek sadece sermayenin çıkarınadır. Ve çıkarı olan da "İşte bu yüzden dış borçlanma işte kitlerden zarar ediyoruz bunlar devleti batırdı." der durur. Bu bir zihniyettir sayın forumdaş. 80'lerden, 90'lardan bugüne kadar gelen. Her gün medyanın gizli gizli bilincine nakşettiği bir zihniyet. Açıkça söylenemeyen şudur: "Bize sat ey devlet biz biraz da biz kar edelim." Telekom zarar mı ediyordu? Tekel zarar mı ediyordu? diye sorarlar o zaman. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2008 AB ülkeleri icinde bulunduklari mali kaostan kurtulabilmek icin herseyi vatandasinin sirtina yüklemis ve yüklemeye calismaktadir,cünkü AB vizyonu artik parlakligini kaybetmis soluklasmaya baslamisitir,halklar mutlu degildir,bu gidisten.Hayat pahaliligi AB ülkelrinde yükselistedir.Türkiye AKP ile AB tam üyeligi icin gözlerini kapatip Türk düsmani Papanin heykelinin altinda AB anayasasini imzalarken Türkiyenin durumunu degilde IMF den gelecek paralarin gesaplarini yapiyordu,ayni sekilde AB fonlarindanda faydalancakti,Nede olsa büyük TÜRKIYE AKP ile saha kalkti ya,AB ne dediyse evet dendi,AB nin istedigi yasalar jet hiziyla meclisten gecirildi,fiyatlar AB standartlarina yükseltildi,IMF nin emirleri dogrultusunda neredeyse vatandasin donuna bile vergi konmaya calisildi,cünkü AB ülkelerindede böyleydi e bizde AB ne girdik ya farkimiz olmamaliydi onlardan.Halbuki farkimiz vardi hemde cok.En büyük farkimiz aclik sinirinda olanlar bizdeki kadar halkin yarisindan fazlasina erismiyordu.Ekonomileri söyle böyle yinede milli ve yoluna koyulmustu.Insanlarinin yillik gelirleri bizdekilerin 8-10 katiydi,bizimkiler ise düsen DOLARIN fiyatina göre hesaplayip yillik gelir bukadar oldu diye halki kandiriyordular.Hicbirisinin aklina EURO Ile hesap etmek gelmiyordu yillik geliri,edemezdilerki cünkü hesaplarinin yalan oldugu ortaya cikacakti.Enflasyon düstü diye bayram havasi estirirken halk ne yiyecegini bilmiyor,pazarlara dolusup ancak idare edebiliyorlardi.ona bile yetmiyordu cogusunun bütcesi,kredi kartli bir sistem basladi,herkesin cebinde birkac kredi karti vardi ya marketler dolup tasiYor biri olmazsa diger kredi kartiyla ödeme yapiliyor ay sonunda icracilarla köse kapmaca oynaniyordu.Bir Mortgage balonu ucurdular,halkimiz balonu cok sevdigi icin bu balona sarildi,halbuki bunun balon oldugu Amerikada patladiktan sonra ortaya cikti. Üniversitelerde bilim yapilmiyor,cünkü yeterli ödenek yok,paralar diyanete aktariliyorki seriatin ön calismalari yapilsin,halbuki biz Laik bir ülkeyiz,varsa diyanet tüm inanc kesimlerine uzanmaliydi,ama hayir diyanetin görevi din kesimlerine uzanmak degil,cami yaptirmakti, yurt disinda yapilacak olan camilere mali katki saglamakti.Yani seriati sadece Türkiye sinirlari icinde degil Türkiye sinirlari disinada tasimaliydi.YÖK kavgalari veriliyordu,hakli veya haksiz bunun tartismasini yapmiyorum,YÖK reform edilmeliydi bu bir gercek ama Yök reform edilmedi basindaki adamin yerine AKP zihniyetinin üniversitelerde temel tutmasina yardimci olacak baska bir adam oturtuldu. Üniversitelerimiz siyasetten dinden uzak tutulmadigi sürece elinde güc tutan partilerin arka bahceleri olmaktan öte gecemezler. saygilarla Alıntı
Φ bLeedinq_me Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 Yazcaklarıma tarihe geçmiş bir kişinin sözleriyle başlamak istiyorum Egitimin pahalı oldugunu düşünüyorsan, birde cehaleti düşün... Her birimizin gösterdigi örnekler ayrı gerçeklerdir.. Böyle içler acısı gerçekler malesef var. Fırsatını bulan istedigi gibi kendi çıkarlarına kullanıyor malesef, bunlara karşı bence bu işi yapan kişiler biraz düşünmeliler vede dürüst olmalılar öncelikle yolsuzluk ortadan kalkmalı.. Siyasi partiler yeterince milleti sömürdü ve halada sömürüyor... Bir yeri yapıyor başka yerde açık çıkıyor millet olarak çok şey istemiyoruz... Ama açık söyliyeyim böyle devam ederse malesef Türkiye Cumhuruyeti gibi bir devlet kalmıcak ve ben hala şaşırıyorum bunca yıldır böyle sömürülen bir devlet Milleti sayesinde halada ayakta, başına geçenlerin sömürmesine ragmen... Bence bu Millet bunu haketmiyor.. başka dicek sözüm yok... Saygılar.. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 SAYISAL VERİLER Türkiye’de kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. » Japonya’da toplumun % 14’ü, » Amerika’da %12’ si, » İngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okur iken, » Türkiye’de durum % 0, 01 yani on binde bir. » Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da kitap ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000- 3000 civarında basılmaktadır. » Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Rapor’unda kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sıradadır. BİR YILDA KİŞİ BAŞINA OKUMA SAYILARI: » Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor » Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor. » Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor » Türkiye’de 6 kişiye yılda 1 bir kitap düşüyor. Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip olan kişi sayısı ortalama 40 bin kişi Ağlanacak hale güler misin,gülünç duruma ağlar mısın? Türk milleti olarak okumaktan çok konuşmayı seviyormuşuz...Ah bir de konuşduklarımız işe yarar olsa! MUHABBETLE... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 Cok ilginc bir arastirma,gösteriyorki,egitim sorununu asmis ülkelerde, genel oylamalara katilim orani düsmektedir,bu oran düsüsüne gösterilen gerekce ise gercekten bir ülke insaninin kültür ve egitim seviyesinide gösteriyor:GEREKCE,Insanlarin siyasi partilere güven duymamasi.Dolayisiyla insanlarin siyasilerin asla dogrulari söylemediklerini sadece cikarlari oldugu sürece halkin yanindaymis gibi göründüklerini düsünerek oy kullanmadiklari yönünde.Yeterli egitim almis olan bir insan, gercekleri egitim almamis olanlardan daha farkli gözle görmektedir saygilarla Alıntı
Φ bLeedinq_me Gönderi tarihi: 12 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2008 4 gündür bir kanalda dikkatle izledigim program paylaşmak istedim.. egitimciler ticarete atılmış egitim yaparken hemde.. Yazıların tamamı alıntıdır.. Çıplak masajlı staj isyanı 10 Mart 2008 Ali DAĞLAR Cilt Bakımı ve Güzellik Bölümü öğrencisi bir grup genç kızın, "Stajda çıplak masaj yapmazsak sınıf geçemiyoruz" iddiası ortalığı karıştırdı. Masajlı stajı kabul eden öğrenci genç kızların da sık sık tacize uğradığı ileri sürüldü. Hocalar ise iddiaları şöyle yanıtladı: "Bunların akıl sağlığı bozuk." BİR devlet üniversitesinin Meslek Yüksek Okulu Cilt Bakımı ve Güzellik Bölümünde öğrenim gören bir grup kız öğrenci, 1,5 aylık stajlarını, hocalarının Ege ve Akdenizde seçtiği otellerin hamam ve saunalarında turistlere çıplak masaj yaparak tamamlamaları için baskı gördüklerini, uymayanların sınıf geçemediğini iddia etti. Staj koşullarını kabul eden kız öğrencilerin, turistlerin tacizine uğradığı, bölümdeki iki öğretim görevlisinin, öğrencilerin masaj yaparken çekilmiş fotoğraflarını staj dosyasına koymalarını şart koştuğu, 35 öğrenciden sadece dördünün sınıf geçebildiği de öne sürüldü. FOTOĞRAFLAR DOSYAYA Öğrenci velilerinin büyük tepkisini çeken iddialar, 7 kız öğrencinin cuma günü Star Televizyonunda yayımlanan İnci Ertuğrul İle Sizin Sesiniz adlı programdaki açıklamalar ve bazı fotoğraflarla ortaya çıktı. ERKEKLERLE KÖPÜĞE GİRİN Öğrenciler, fotoğrafların staj dosyasına konulmak üzere çektirildiğini söyledi. Olayla ilgili tüm röportajlar bugün Star Televizyonunda, İnci Ertuğrul Sizin Sesiniz ve Mehmet Ali Önel yönetimindeki Deşifre programında yayınlanacak. İsimlerinin başharfleri verilen genç kız öğrencilerin, çarpıcı iddiaları ise, cuma günü ekranlara şu şekilde yansıdı: E.: Bu hocalar iki kardeş. Birisi vücut bakımı dersine girerken, diğeri cilt bakımı dersine giriyor. M.: Her yaz stajımız oluyor. 2 yıllık olduğu için bir yılın sonunda, 1,5 ay. S.: Kendisi diyor ki, "Size şu oteli ayarladım, buraya gideceksiniz, stajınızı yapacaksınız"... Bizler beş yıldızlı çok güzel bir başka otel bulduk. Bunun üzerine bana resmen dedi ki, "Orada staj yaparsan boşuna olur, seni geçirmem..." E.: İlk gittiğim gün şef, direkt "Masaj var git" dedi. T.: Bize, "Köpüğe gireceksiniz erkeklere" dediler. "Bayan, erkek farketmez; hamama gireceksiniz" denildi. "Girmek istemiyoruz" dedik. Hocayı aradı. Hoca da, "Girmek zorundasınız" dedi. TURİSTLER ÇIRILÇIPLAKTI C.: Biz neye uğradığımızı şaşırdık. Sesimizi de çıkartamıyoruz. Yabancı bir yerdeyiz. Hiçbir şey bilmiyoruz, kimseyi... Bir peştemal, "Üstünüze de bir bikini giyin" dediler. Utanıyoruz da hani; ilk defa gireceksin, ne olduğunu bilmiyorsun, biz çekine çekine giydik. T.: Stajdan geçemedik. Yani hiçbir zaman mezun olamayacağım, diplomamı da alamayacağım ve şu anda ben dört senedir staj yüzünden mezun olamadım. C.: Resmen çırılçıplak giriyorlardı Alman ve Ruslar. Hepsi öyleydi. Yani hiç normal giren yoktu, altında şortla göremezsin ki!! AĞLAYA AĞLAYA SAUNAYA D.: "Oraya staj için gittiysen herşeyi yapacaksın, yapmak zorundasın" dedi. T.: Tacize uğradık. E.: Saunaya gidiyordum, ağlaya ağlaya... Y.: Tacize uğradım yani, anlatacak bir şeyim yok... M.: Geceleri de ağladığımı biliyorum... T.: Bütün öğrencilerin staj dosyalarının hepsinde kese, köpük fotoğrafları var. Çıplak erkeklere masaj, kese, köpük yapmadığımız için bizi mezun etmiyorlar. S.: 35 kişilik sınıfta sadece dört kişi mi iyiydi? Kesinlikle yalan İDDİALARIN hedefindeki öğretim görevlilerinden E.S., "Bunlar akıl sağlığı bozuk öğrenciler" diye konuşurken, M. ise şunları söyledi: "Cilt bakımı uygulamaları, makyaj, SPA bakımı turistik otellerde çok revaçta. Bunların dersini veriyoruz. Masaj sırasında çırılçıplak olmak gerekmiyor. Bu, ülkelerin kültürlerine göre değişebiliyor. Köpük ve kese diye bir ders yok. İddialar kesinlikle yalan. Staj için öğrenciler bize başvuruyor. İlgili bölümlere de, hastanelerin dermatoloji bölümlerine de yönlendiriyoruz. Böyle bir iddia mümkün değil. Hiçbir bölümde, derste başarı gösteremiyorsa, tabii ki başarılı olana kadar devam edecek. Bu iddiaların sahibi öğrencileri şiddetle kınıyorum. Psikolojisi bozuk bazı öğrencilerim var, aile durumları son derece üzücü." Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 15 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Mart , 2008 4 gündür bir kanalda dikkatle izledigim program paylaşmak istedim.. egitimciler ticarete atılmış egitim yaparken hemde.. Yazıların tamamı alıntıdır.. . . . İDDİALARIN hedefindeki öğretim görevlilerinden E.S., "Bunlar akıl sağlığı bozuk öğrenciler" diye konuşurken, M. ise şunları söyledi: "Cilt bakımı uygulamaları, makyaj, SPA bakımı turistik otellerde çok revaçta. Bunların dersini veriyoruz. Masaj sırasında çırılçıplak olmak gerekmiyor. Bu, ülkelerin kültürlerine göre değişebiliyor. Köpük ve kese diye bir ders yok. İddialar kesinlikle yalan. Staj için öğrenciler bize başvuruyor. İlgili bölümlere de, hastanelerin dermatoloji bölümlerine de yönlendiriyoruz. Böyle bir iddia mümkün değil. Hiçbir bölümde, derste başarı gösteremiyorsa, tabii ki başarılı olana kadar devam edecek. Bu iddiaların sahibi öğrencileri şiddetle kınıyorum. Psikolojisi bozuk bazı öğrencilerim var, aile durumları son derece üzücü." Eğer iddia edilenler doğruysa öğrencilerin psikolojilerinin bozuk olması çok manidar...Öğretim görevlisi doğru bir tesbit yapmış:''Onların psikolojisi bozuk!''konuşuyor onlar...keseye, köpüğe devam... MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Üniversitede Yolsuzluk Operasyonu Polis ve Jandarma birliklerinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri Safra Operasyonu kapsamında, 3 ayrı ilde yolsuzluklar nedeniyle 12 öğretim üyesi gözaltına alındı. Jandarma ve polisin Tokat, Samsun ve Sivas'ta düzenlediği operasyonda, aralarında Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde görevli daire başkanları, öğretim görevlileri ve memurların da bulunduğu 12 kişi, 'ihaleye fesat karıştırma', 'şantaj', 'tehdit' ve 'görevi suistimal' iddiasıyla gözaltına alındı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Tokat Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü timleri, Tokat, Samsun ve Sivas'ta eş zamanlı operasyon düzenledi. 'Safra' adı verilen operasyonda, GOPÜ'de görevli bazı daire başkanları, öğretim görevlileri ve memurların da aralarında bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Zanlılar, Tokat Jandarma Komutanlığı'na götürüldü. 17.03.2008 15:33:36 - Anadolu Ajansı Bu tarz haberlerin içinde üniversitelerin,üniversite hocalarının olması hangi traji komik kelimelerle ifade edilir bilmiyorum?Biz üniversitelerimizi,hocalarımızı bilimsel başlıklı haberlerin aktörü olarak görmek isterken yolsuzluk haberlerine aktör olduklarını görmek üzüyor,ümidimi kırıyor,isyan ettiriyor... Niye bu haldeyiz nasıl bu hale geldik Yarabbi! MUHABBETLE... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.