Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BİR KELİME Mİ, SANAL EMİR Mİ?


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Daha önce kutsal metinde geçen bir tek kelime: "venhar" için yılda bir gün ortalığı mezbahaya çeviren kan ve vahşet bayramı görüntülerinin ortaya çıktığından bahsettiğim bir içerik açmıştım.

 

Beterin beteri var. Bu kez durum daha da vahim. Aynı kutsal metinde var olduğu bile gösterilemeyen bir efsane uğruna toplum barışı dinamitleniyor, açıkça "mümin kafir ayrılsın ki kiminle savaşacağımızı görelim, bilelim, ona göre..." ortamı yaratılıyor.

 

Kardeşim, madem iddianızda bu kadar ısrarcısınız, açar neye dayanarak bu gerginliği yarattığınızı gösterirsiniz. "Bakın burada yazılmış benim kutsal saydığım metne göre kadın saçına erkek bakışı değince saç alev alır, cayır cayır yanarmış maazallah. Ahana işte yazıyor" diye gösterirsiniz.

 

Bunu yapamıyorsanız, biri çıkar "İblis efendim bana pazartesi günleri bir kedi kurban etmemi rüyamda emir buyurdu. Ayrıcana git üniversitede oku, inancın gereği kestiğin kedilerin postuyla kafanı örterek gireceksin dedi" derse ne demeye hakkınız olabilir?

 

Bu bilgiye en kolay ulaşıldığı ortamda, "diyanet öyle söylüyor" savunması yapılabiliyor. Diyanet, yani bu kutsallıklardan beslenen, geçimini bu kutsallıklardan sağlayanlar böyle buyuruyorlarmış.

 

Kimse kusura bakmasın, vernelli cici din anlayışı bitmiştir. Drakula efsanesi benzeri temelsiz inançlar dayatıldığında bu iş biter. Ondan sonra artık kutsalınızda on sayfa geçen konuya da saygı duymama hakkı verirsiniz. Biz dediydik ki bu sülfirik asit keskindir, ama seyreltip temizlikte filan kullanabiliriz diye faydalı olabilir dediydik. Ya da bu afyon uyuşturucudur, ama anestezide filan işe yarar dediydik. Siz sülfirik asit tankerlerinden konvoy düzmeye ve afyon tekkeleri açmaya kalktınız.

 

En garip savunma da, "herkes inanmış, kabul ediyor, ne yapalım?" savunması.

 

"Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?" (Kuran 1/170)

 

Galiba perhizi lahana turşusu bozmuyor mu diye sorulunca "canım bu salatalık turşusu!" mazereti geçerli oluyor...

Gönderi tarihi:

Karşı argüman gelmemesi hiç şaşırtıcı değil. Başta başbakan olmak üzere başörtüsü savunucularının ne kadar tehlikeli bir dayatmacılık içinde oldukları açıkça görülüyor:

 

"Biz çoğunluğuz ve böyle istiyoruz, o halde böyle olacak!" Argüman yok, temel yok, dayanak yok. İşine geldi mi çoğunluğun isteği. İşine geldi mi tanrının emri. İşine geldi mi özgürlük. İşine geldi mi demokrasi. Bütün bu kaçıp sığındıkları alanlardan çıkarıyoruz, tekrar diğer alana kaçıp sığınıyorlar. Demokrasi çoğunluk tahakkümü değil diyoruz, "örtmek istiyor, size ne, özgürlük!" Tamam özgürlük, ama laiklik, dinsel simge diyoruz, "E tanrının emri böyle biz ne yapalım?" diyorlar.

 

Yani tanrının emriyse herkesin tanrısı var, herkesin tanrısının emirleri var. Üstelik sizin tanrınızın saçın görülmeyeceği diye bir emri de yok, diyoruz, sığındıkları bu son alanda da tutunamayacaklarını gösteriyoruz, bu sefer öfkeden ne söylediğini bilemez halde gazeteler çıplak kadın resmi basıyormuş bilmem ne...

 

Ya millet, bunların tanrı anlayışına objektif ve bilimsel bakmaya kafaları yetmiyor, bunların beyinleri şartlanmış. Başka birinin farklı bir tanrı anlayışına sahip olabileceğini havsalalarına sığdıramıyorlar. Bunların kafasında tanrı anlayışı tek, o şekilde inanmayanların anlayışlarının hepsi geçersiz. Bunlar halkın ancak %55 inin filan müslüman olduğu bir ülkede iktidarda olsalar ne olacaktı merak ediyorum.

 

"Şurda biz bizeyiz yahu, halkın %99 u müslüman! Ne gerek var başka düşüncelere? Sen ben bizimoğlan götürelim işte işi!" anlayışı! İnanılmaz! Evrensellik, globalleşme, AB, küçülen dünya ne olacak? Gazeteler çıplak kadın resmi basıyormuş! Buna duy da inanma! Bu özgürlük, global iletişim çağında, millet sabah kalktı mı çıplak kadın görelim diye gazete bayilerine koşuyor sanırsın.

 

Bundan şikayet edecek en son insan müslümanlardır. Çünkü o din ve o dinin peygamberi, seks kölesi kadınların örtünmesini gerekli görmemiş. Cariyelerin yarı çıplak dolaşma serbestisi olduğunu sağır sultan bile bilir. Diz göbek arası kapatarak namaz bile kılabilirler. İslam fıkhının açık seçik hükmü bu! Senin dinin canlı erotik şova izin veriyor, sen gazeteler çıplak kadın basıyor diye bağırıyorsun!

 

Kaçıncı kez söylüyorum: Bu dini pazara çıkarır pazarlık konusu yaparsanız ipliği pazara çıkar. Lime lime edilir, kepaze edilir. Sökülür sökülür örülür. Bunu yapmayın. Bırakın insanların gönlünde yerini korusun. Pazara indirilen bir meta yapmayın. Yeminle söylüyorum, iyiniyetli, saf, duru gönüllü bir müslümanın duygularını incitmek benim zoruma gidiyor, yemin ediyorum içim sızlıyor ya! Bin türlü yemin ederim, incindiğini hissedince üzülüyorum.

 

GETİRMEYİN BU DİNİ SİYASET ALANINA, PAZARA DÜŞÜRMEYİN YAHU! İnsanı da zorla dinden çıkarmayın!

 

Siz sanıyor musunuz ki bir Hristiyanın kafası İsa'nın tanrının oğlu olmadığına filan basmıyor? Yani şimdi bu kadar milyar insanın bir kafası buna basmıyor öyle mi? Ya da Japon dini... Birisi Japonların tapınağa girince tanrıyı uyandırmak için el çırptıklarını anlatmıştı. Şimdi robot tasarlayan Japonun bir tanrının uyumayacağına kafası basmıyor öyle mi?

 

Adamlar dini bir bağlam olmaktan çıkarmış, sembolik ele alıyorlar anlamıyor musunuz? Kutsallıkları beyinlerine, mantığa, bilime, devlete sokmuyorlar, gönüllerinde sembolik olarak saklıyorlar.

 

Şunu bir anlatamadık gitti yahu! Pes doğrusu, pes ki pes!

Gönderi tarihi:

Allah'ın emri, Kur'anı kerimde resmi olarak bulunmaktadır ve emre karşı çıkmama uğruna eğitimden mahrum kalan insanlara devlet yardım etmek zorundadır

 

Bir gün boynunda hac işaretiyle üniversiteye girmek isteyen bir öğrenci kendisini haklı çıkarak dayanakları resmi olarak ortaya çıkarmak durumundadır

 

Her önüne gelen üniversiteye elini kolunu sallayarak giremez, kıyafet özgürlüğü dediysek sınırsız özgürlük demedik !

 

Bir sorunu olan haklılığını resmi olarak belgelemek somutlandırmak zorundadır !

 

Temel ve dayanak Kur'anı kerimde resmi olarak belirtilmiştir !

 

Her zaman söylüyorum herkese, "herşey hak hukuk meselesi" diye

 

bir hakkınız olduğuna inanyıyorsanız hukuku tartışılır ve gereken yapılır

 

Yok zina hükümleriymiş, yok miras hükümleriymiş, yok boşanma hükümleriymiş, müslümanlar bunları kendi aralarında yaşıyorlar zaten, devlet bu insanları devlete başvurduklarında adalet olarak korumak için kanunlar çıkartmış zaten (örneğin medeni kanun) yani Kur'andaki uygulamaları uygulamasalar bile karşılığı devlet tarafından verilmekte

 

yani sorunlarını Kur'ana görede çözebilirler, devlete görede çözebilirler, peki örtünen bayanların karşılığı var mı devlette ? yok ! kendi aralarında çözdükleri sorun (örtünmüşler örneğin) devlette eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır !

 

ne yapacak bu insanlar ? tabiki kendilerini gören bilen destekleyen insanlara oy verecekler

 

arz talep meselesi

 

siz inancı gereği (resmi olarak) kapanmış milyonlarca insanı üniversitlerden dışlarken (hemde yasa ile), o insanların sevgisini ve reyini mi kazanıyorsunuz ? nasıl yürüteceksiniz devlet işlerini halk size küsmüşken ?

 

ne halin varsa görsüncülük halk arasında oynanır, devlette oynanmaz çünkü cezayı yine halk verir !

 

nasıl verdi halk bu cezayı ? kendine yakın olanı seçti, yakın olmayanı uzaklaştırdı

 

eğer bir gün kendine yakın olan iktidar işleri kötüye götürürse bundan önceki hükümetler gibi cezasını yine halk verecektir !

 

Türk halkı zekidir, bunu her fırsatta gösteriyorlar !

 

konu hakkında başka bir ileti yazmayı düşünmemekteyim

 

(bütün kişisel düşüncelerimi söyledim, soru sorarsanız ve cevap ararsanız bu iletide hepsi bulunmakta)

 

saygılar

Gönderi tarihi:

İşte bu dediğiniz çoğunluk tahakkümü. Sen çoğunluk olduğun için kutsal kitabında olmayan bir emri var gibi gösterip "çoğunluğun keyfi böyle istiyor" deyip dinsel simgenle üniversiteye serbestçe girmek istiyorsun.

 

Yok yani bakın, olsa da farketmez, velev ki "saç görülmeyecek" diye açık bir emir olsun, yine farketmez. Ama ayrıca da yok!

 

Fakat satanist azınlık olduğu için başına kedi postu koyup giremiyor! Bu nasıl özgürlük, bu nasıl demokrasi?

 

İçine düştüğünüz çıkmazı görün diye söylüyorum, kutsal kitapta ne emredildiğini tartışmıyorum...

 

Ha yani şimdi, halkın çoğunluğu tüm müşrikler öldürülüp tüm ehli kitaptan cizye alınsın diyenler oy verip iktidar olunca tüm müşrikler öldürülüp tüm ehli kitaptan cizye alınacak!

 

Kuran emri? Açın Tevbe suresini bakın. Apaçık emir değilse değil forumu terketmek, değil ülkeyi terketmek, intihar ederim...

Gönderi tarihi:

ilk iletimde bütün cevapları verdim, forumlarda bunca yıllık tecrübemden faydalanarak " soru sorarsanız ve cevap ararsanız bu iletide hepsi bulunmakta" demiştim zaten !

 

Ha yani şimdi, halkın çoğunluğu tüm müşrikler öldürülüp tüm ehli kitaptan cizye alınsın diyenler oy verip iktidar olunca tüm müşrikler öldürülüp tüm ehli kitaptan cizye alınacak!

 

"herşey hak hukuk meselesi" demiştim yukarıda,

 

böyle bir isteğin hakkı olsa bile hukuku yok ! kimseye fayda sağlamıyor, kimse böyle bir şeye izin vermez, dünya bile bizimle bunun için savaşır

 

Fakat satanist azınlık olduğu için başına kedi postu koyup giremiyor! Bu nasıl özgürlük, bu nasıl demokrasi?

 

"Bir sorunu olan haklılığını resmi olarak belgelemek somutlandırmak zorundadır ! " demiştim yukarıda

 

"Temel ve dayanak Kur'anı kerimde resmi olarak belirtilmiştir ! " diyede örnek vermiştim

 

satanisler için böyle bir emir ve Kutsal kitap resmi olarak yok !

 

arz talep meselesi ve iktidarın halk tarafından bu yönde belirlenmesi karıştırmıyorum bile ! bir kaç bin kişi için koskoca hukuk devleti anayasası değişmez !

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Hukuk yapılırken çok kişinin bir şeyin bir şekilde olmasını istemesi baz alınmaz. Aynı şekilde bir çok kişinin inandığı bir din de baz alınmaz. Bu söyleminiz doğrudan doğruya zaten demokrasinin ilgası ve çoğunluk diktası anlamına geliyor.

 

Ne söylediğinizi bilmediğinizi ifade etmek zorundayım sayın TARAFSIZ. Evrensel hukuk ve demokrasi normları hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz.

 

Satanist kitabı olmaması hiç sorun değil hemen yarın ben bir tane yazabilirim. Satanizme inanan bir tek ben olmam da hiç bir şeyi değiştirmez, ne benim için, ne milyonlarca kişinin inandığı bir kitap için "resmi, geçerli" tanımlaması yapıp ona dayanan bir hukuk yapamazsınız. Hiç bir din ve soyut inanç resmi geçerli değildir zaten, böyle bir iddia demokrasiden hiç ama hiç haberdar olmamak anlamına gelir, kusura bakmayın. Böyle bir bazda zaten tartışamayız bile...

 

Satanizmi sadece örnek olarak verdim ve bir tek satanist bile olsa, onun hakkını hukukunu, üniversiteye başında kedi postu ile girme talebini geri çevirme hakkınız yoktur, eğer türbanla girme serbestisi tanırsanız. Haç ile, kippa ile, sarıkla, kavukla girme hakkına da karşı çıkamazsınız. Çoğunluk daha üstün bir hak elde etmez. Çoğunluğa kıyak geçilemez.

 

Ne bir kaç bin kişi için, ne bir kaç milyon kişi için anayasa veya yasada ayrıcalık yapılmaz. Anayasa ve yasalar herkesi kapsamak zorundadır. Zaten laiklik bunun için var. Elli ayrı türlü inanç talebi ile başa çıkılamayacağı için din devletten uzak tutuluyor, dini kurallar baz alınarak yasa yapılmıyor, anlatabildim mi?

Gönderi tarihi:
Hiç bir din ve soyut inanç resmi geçerli değildir zaten, böyle bir iddia demokrasiden hiç ama hiç haberdar olmamak anlamına gelir, kusura bakmayın. Böyle bir bazda zaten tartışamayız bile...

 

resmi olmak tanımından, devletin Allah'ın varlığını kabul ettiği, şeytan ve meleklerin resmi olarak doğruluğunun kanıtlandığını falan mı anladınız ?

 

o zaman gerçekten tartışamayız bile !

 

Ne söylediğinizi bilmediğinizi ifade etmek zorundayım sayın TARAFSIZ. Evrensel hukuk ve demokrasi normları hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz.

 

sizinle paralel giderken (başka konularda) ne söylediğimi biliyorum

 

sizinle zıt giderken ne söyledğimi bilmiyorum !

 

hep öyle olur, siz biliyorsunuz ben bilmiyorum

 

neyse, bu konunun 3 üncü iletisinde gerekli bütün açıklamalarımı yaptım, düşüncem odur ve ekleyecek ekstra bir "bilmiyorluğum" yoktur !

 

saygılar, sevgiler

Gönderi tarihi:
resmi olmak tanımından, devletin Allah'ın varlığını kabul ettiği, şeytan ve meleklerin resmi olarak doğruluğunun kanıtlandığını falan mı anladınız ?

Hiç öyle bir şey anlamadım da, bu zannınız nerden çıktı? Bu olsa olsa konuyu saptırma girişimi olabilir. Siz resmi dayanak gerek dediniz, ben de din resmi dayanak olmaz dedim. İster bir kişinin inandığı özel bir din olsun, ister bir milyar kişinin. Din doğası itibariyle kaynak alınamayacak, belirsiz bir yapıdır. Kanıta değil, kabullere dayanır çünkü.

 

sizinle paralel giderken (başka konularda) ne söylediğimi biliyorum sizinle zıt giderken ne söyledğimi bilmiyorum !

Buna ben de dikkat etmiyorum, önemli de değil. Şu anki konu sizin türbana serbestiye destek vermeniz, benim karşı çıkmam.

 

hep öyle olur, siz biliyorsunuz ben bilmiyorum

Hayır, öyle bir şey yok. Herkesin bildiği, bilmedikleri olur. Sizin de, benim de. Burada ben şahsen bilmediklerimi öğrenmeye çalışıyorum.

 

Saygılar benden...

Gönderi tarihi:

Forumdan biraz uzaktım, bu tartışma nerden çıktı bilmiyorum, ama düşüncemi yazayım.

 

İdeal olan çözüm: Herkes istediği kıyafeti giyebilmelidir.

 

Türbanlı türbanını, bikinili bikinisini, kürklü kürkünü giyebilmelidir.

 

Gönüllülük esasına dayalı kurumlşar, üyelerine sınırlama getirebilir. Mesela Türbanla girilmez denebilir. mesela kıyafetle girilmez denebilir.

Bir sözleşmeye göre menubu olduğunuz kurumun kurallarına ve sınırlamalarını uymak esastır. Yoksa sözleşmeniz feshedilir.

 

Gönüllülük esasının olmadığı yerlerde, zorunlu birlikteliğin olduğu yerlerde nasıl bir çözüm olacaktır?

Devlet kurumları zorunlu birlikteliğin olduğu yerlerdir.

 

Birinci çözüm kılık kıyafet sınırlamasını tamamen kaldırırsınız. Kimse kimseye neden türbanla, neden pelerinle geldin diyemez.

Burada da zorunlu ortak paydalar bulunmak zorundadır. Ortak payda kimlik tespiti ve güvenliktir. Kimlik tespiti için yüz göstermek, parmak izi vermek iris görüntüsü vermek vs gibi şeyler şart koşulabilir. Bu sağlandığı takdirde, satanist de, eskimo da, türbanlı da istediği kıyafetle ortak alana girebilir.

Hukuken ideal çözüm budur.

 

 

İkinci çözüm, karşılıklı tavizler vererek ortak bir noktada buluşmaktır. Bu durumda hiç kimse istediğini alamaz. Ama her taraf için de "katlanılabilir" bir çözüm bulunur. Bu ideal olmayan çözümdür ve çoğunluk tahakkümüne yolaçma riski hayli yüksektir. Zira karşılıklı taviz verenlerden bir taraf aazaldıkça, diğer taraf kendi kurallarını daha fazla ortak alana taşır. Faşizm tehlikesi vardır.

 

Ülkemizde bugüne kadar uygulanmış olan ve yeni iktidarın da yaopmaya çalıştığı çözüm ikinci çözümdür. Yani hukuken ideal çözüm değildir ve faşizm tehlikesi vardır. Ancak, maalesef ideal huk henüz hiçbir ülkede olmadığı için elimizdeki tek çözüm bu çözümdür. kanun yapıcının azınlıkları da düşünerek, ideal hukuka yaklaştırması halinde kabul edilebilir bir çözüm olur.

 

Peki geçmişte, şu veya bu nedenle kıyafetinden dolayı bazı hizmetlerden mahrum olan insanlar nasıl o hizmetlerden yararlanır duruma getirilecektir?

 

Hukuki ideal çözüm özümsenerek bu yapılabilir.

 

Türban kanununu çıkaranlar, birileri de budist kıyafeti ile, satanist kıyafeti ile, bikini ile, çıplak olarak okula gelirse, onların da eğitim hakkına zarar gelmeyeceğini garanti altına alacak güvenceler vermelidir.

 

Adaletin temeli, başkasına zarar vermeden, kendi isteklerine, arzularına ulaşmaktır.

 

*

 

Peki çırılçıplak gezmek "başkalarına" zarar verir mi?

Vermez.

Eğer çıplak kişiyi görünce, cinsel duyguların şahlanıyorsa, utanç duyguların artıyorsa, veya çocukların ahlakı bozuluyor diyorsan, bu senin kendi algılama sorunundur, kişinin neden olduğu bir sorun değildir.

Beni tahrik ediyor, edebe aykırı vs. diyerek adama bişey giydirmeye kalkamazsın. Bu adaletsizliktir.

 

*

 

Türban kanununu savunanlar, çırılçıplak bir öğrencinin derse girmesine izin verilmesini destekliyorlar mı desteklemiyorlar mı?

Türban kanununu savunanlar, satanist kıyafetler giymiş bir öğrencinin derse girmesine izin verilmesini destekliyorlar mı desteklemiyorlar mı?

Türban kanununu savunanlar, rahip/rahibe kıyafetleri giymiş bir öğrencinin derse girmesine izin verilmesini destekliyorlar mı desteklemiyorlar mı?

 

Eğer desteklemiyorlarsa, kendi taleplerini gidermeye yönelik kanun sadece faşizan bir çoğunluk tahakkümünden ibarettir.

Destekliyorlarsa, kendi taleplerini gidermeye yönelik kanun demokratik bir kanundur.

 

*

 

Ben ideal çözüm isterim, yani herkes her yerde her istediği kıyafeti giyebilmeli veya çıplak gezebilmelidir.

Ancak, türbancıların ideal çözümden yana olmadıklarını, sadece kendi isteklerini gerçekleştirmek peşinde olduklarını ve başkalarının isteklerini dikkate almayacaklarını bildiğim için, mutabakat yoluyla varılan çözümde, türbancıların beni kullanıp atmalarını istemiyorum, bu nedenle mutabakat çözümündeki safım zorunlu olarak türban karşıtlığıdır.

 

Zorunlu olarak dememin sebebi şu: Tek ve değişmez doğrunun kendisi olduğunu iddia eden bir dinin mensupları hiçbir zaman, başkalarının isteklerini/doğrularını dikkate almazlar. Bu nedenle temelden anti-demokratiktirler. Anti-demoktarik ve insan haklarını hiçe sayan bir inanç ile yanyana anılmak istemiyorum.

 

Ama yeni kılık-kıyafet kanununu yapanlar, bu kanunu dini gerekçelerden arındırıp, bu yeni kılık-kıyafet kanunu sonucunda herkes istediği kıyafeti giyebilecvek veya çıplak gezebilecek derlerse, o zaman desteklerim yeni kılık-kıyafet kanununu.

 

*

 

Bu tür tartışmalara en iyi yanıtı ABD'de biyoloji derslerine "yaratılış teorisi"ni koydurmaya kalkan dincilerle mücadelede bazı Amerikalılar vermiştir.

Eyalet meclisinin "yaratışıl teorisini" devlet okullarındaki derslere konulması yönünde karar vermesi üzerine, bir grup insan Uçan Spagetti Canavarı ve yaratılışteorisinin de derslere konulması için dilekçe vermiştir. Zira, "Allah ve yaratılışl" teorisi ne kadar makul ise, "Uçan Spagetti Canavarı ve yaratılış" teorisi de o kadar makuldur. Bu mücadele sonucunda hiçbir yaratılış teorisi derslere konmamıştır.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Sevgili BrainSlapper, foruma tekrar hoşgeldin.

 

Ben ideal çözüm isterim, yani herkes her yerde her istediği kıyafeti giyebilmeli veya çıplak gezebilmelidir.

Ancak, türbancıların ideal çözümden yana olmadıklarını, sadece kendi isteklerini gerçekleştirmek peşinde olduklarını ve başkalarının isteklerini dikkate almayacaklarını bildiğim için, mutabakat yoluyla varılan çözümde, türbancıların beni kullanıp atmalarını istemiyorum, bu nedenle mutabakat çözümündeki safım zorunlu olarak türban karşıtlığıdır.

 

Zorunlu olarak dememin sebebi şu: Tek ve değişmez doğrunun kendisi olduğunu iddia eden bir dinin mensupları hiçbir zaman, başkalarının isteklerini/doğrularını dikkate almazlar. Bu nedenle temelden anti-demokratiktirler. Anti-demoktarik ve insan haklarını hiçe sayan bir inanç ile yanyana anılmak istemiyorum.

 

 

Haklısın, fakat sadece bu mu? Öğrenim özgürlüğü adı altında istenen türban özgürlüğü konusunun "ılımlı islam modeli için atılan adımlardan biri olduğunu" bildiğimden adım gibi eminim.

Gönderi tarihi:

BrainSlapper hoşgeldin

 

saygılar

 

Birinci çözüm kılık kıyafet sınırlamasını tamamen kaldırırsınız. Kimse kimseye neden türbanla, neden pelerinle geldin diyemez.

 

Çoğunluğu müslüman olan bir ülkede, ve milyonlarca kişinin kapalı olduğu bir ülkede, günah işleyeceğinden dolayı başını açamayan bayanlarla, diğer kıyafet özgürlüğü isteyen insanların karıştırılmamasından yanayım.

 

Yani her önüne gelen kafasına göre giyinip kuşanıp içeri girmemeli diye düşünüyorum, bu giyim tarzının kabul edilebilir bir açıklaması olmalı !

 

Örneğin başörtülü bir bayan Kur'anı ve resmi bir kurum olan diyanet işlerini referans gösterip çoğulculuğuda dikkate alarak, inancı tarzında bir giyimle üniversitede eğitim görebilmeli diye düşünüyorum, bu konuda kalıplaşmış ve yerleşmiş bir tarz var ayrıca halkımızda

 

Satanist bir insan ise inancı tarzı bir kıyafetle girmek istediği zaman, elinde ne gibi referans ve kriterler olacak ? böyle giyinmediği takdirde günah işleyeceğine dair kalıplaşmış bir hüküm bir ayet bir tanrısal mesaj resmi bir kurumdan ortak bir sonuç bildirgesi varsa, ve satanizmin meşru bir din olduğu o ülke insanları tarafından meşru görülüyorsa, hak hukuk meselesiyle çözmeli önce

 

herzaman dediğim gibi, başörtülü bayanlar için Türkiye nüfusunun çoğunluğunun müslüman olduğu düşünülerek ve Kur'anda örtünme (nur 31) Allah'ın bir öğütü olduğu için bir İSTİSNA gösterilmeli diye düşünüyorum.

 

bu istisnayı gösteremezsek milyonlarca insanı ilke uğruna dışlamış olacağızki bu şimdiye kadar bir yarar sağlamadı ve sağlayacağıda aşikar değil !

 

Peki bunu kötü amaçlarına alet etmek isteyenler var mı ? tabiki var ! ama karanlık amaçlı odakların, tespit, teşhir ve engellenmesinde herzaman yapılacak bir yöntem bir yaptırım vs. şeyler bulunur, orası ayrı bir konu

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Yani her önüne gelen kafasına göre giyinip kuşanıp içeri girmemeli diye düşünüyorum, bu giyim tarzının kabul edilebilir bir açıklaması olmalı !

 

Sevgili tarafsız,

 

Bu söylediğin söz, benim yukarıdaki yazımda "ikinci çözüm" dediğim, sonu faşizme kadar gidebilecek bir düşünce tarzıdır.

Bugün türbanı yasaklamak isteyenler de senin söylediğin şeyi söylüyorlar: Yani her önüne gelen kafasına göre giyinip kuşanıp içeri girmemeli diyorlar.

 

Bundan dolayı ben yukarıdaki yazımda, Ülkemizde bugüne kadar uygulanmış olan ve yeni iktidarın da yapmaya çalıştığı çözüm ikinci çözümdür dedim.

 

İnancından dolayı eğitim hakkı engellenen insanlara o hakkı vermek için türbanın serbest olması gerektiğini "müslümanların çoğunluk" olmasına dayanarak söylüyorsun. Çoğunluk olmak, doğru olmanın kanıtı değildir, sen de hep bunu söylersin.

 

Ben ideal çözümü yazdım: Herkese özgürlük.

 

Örneğin başörtülü bir bayan Kur'anı ve resmi bir kurum olan diyanet işlerini referans gösterip çoğulculuğuda dikkate alarak, inancı tarzında bir giyimle üniversitede eğitim görebilmeli diye düşünüyorum, bu konuda kalıplaşmış ve yerleşmiş bir tarz var ayrıca halkımızda

 

Satanist bir insan ise inancı tarzı bir kıyafetle girmek istediği zaman, elinde ne gibi referans ve kriterler olacak ? böyle giyinmediği takdirde günah işleyeceğine dair kalıplaşmış bir hüküm bir ayet bir tanrısal mesaj resmi bir kurumdan ortak bir sonuç bildirgesi varsa, ve satanizmin meşru bir din olduğu o ülke insanları tarafından meşru görülüyorsa, hak hukuk meselesiyle çözmeli önce

 

Ayrıca şu düşünceni özgürlükçülük adına tehlikeli buluyorum. Zira, hiçkimsenin düşüncesi, başkasının onayına muhtaç değildir.

 

Din konusunun çok tartışılmasının nedeni, insana getirdiği sınırlamadır. Düşüncelere getirdiği sınırlamadır. Kalıplaşmış olması ve hiç değişmeye açık olmamasıdır.

İnsanlar, inançlarını başka bir kişinin kurumun onayına, oluruna sunarak "resmileştirmek" zorunda bırakılamaz.

 

Satanist veya filanist, falanist, farketmez, her insanın sadece kendine özgü düşüncesi ve giyinme tarzı olabilir. Kimse itiraz edemez ve hiçkimsenin başka bir insanın giyinme tarzına, düşüncesine, inancına müdahale etme veya onay verme hakkı ve yetkisi yoktur. Her birey özgürdür.

 

Türbanlı türbanı ile girmek istiyorsa üniversiteye buyursun girsin, ama ben de istediğim takdirde çıplak gidebileyim.

Çıplak dolaşmak benim sağlığıma iyi geliyor. Hem doğal buluyorum. Bunun birisinin onayına ihtiyacı yok. Eğer bu toplumsal açıdan utanç verici ise, bu benim utancım. Kime ne? Benim çıplak gelmem, başkasının ar ve haya duyguularını incitiyorsa, bu da onların sorunu, bana ne? Algıları ile oynasınlar!

 

Yok bööle de olmaz dersen. O zaman çoğunlukun tahhükkümüne yolaçmayacak, 1 milyon insanın yanında 1 Brainin de haklarını dikkate alan bir uzlaşma bulunur. Çözüm odur.

 

Ben türbanlı görmek istemiyorum, müslüman da çıplak adam görmek istemiyor üniversitede. Ok, hay hay. O türban takmasın, ben de çıplak gezmeyeyim.

Karşılıklı taviz yoluyla, ortak noktayı bulalım. Ama onlar 1 milyon kişi sen 1 kişisin diye bana dayatmasınlar kendi düşüncelerini.

 

Ya herkese ve bu arada bana da mutlak özgürlük, ya da herkese "ortak noktaya varmak için taviz verilmiş" özgürlük.

Ya o ya bu. Sadece çoğunluğun istediği değil.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Ben ideal çözüm isterim, yani herkes her yerde her istediği kıyafeti giyebilmeli veya çıplak gezebilmelidir.

Ancak, türbancıların ideal çözümden yana olmadıklarını, sadece kendi isteklerini gerçekleştirmek peşinde olduklarını ve başkalarının isteklerini dikkate almayacaklarını bildiğim için, mutabakat yoluyla varılan çözümde, türbancıların beni kullanıp atmalarını istemiyorum, bu nedenle mutabakat çözümündeki safım zorunlu olarak türban karşıtlığıdır.[/b]

 

Yukarıda işaretlediğim cümle, haftalardır anblatmaya çalıştğımız olayın başka bir açıdan özetidir. Hatta başka bir açı değil kendisidir!

 

Ama hala bazı arkadaşlarımız demokrasi adına hareket ettiklerini sanmakta ve hem kendilerini hem de düşüncelerini bu sözde demokrasiye alet etmektedirler.

 

Sayın tarafsız bu konuda yeterince açıklama yapmıştır. Ancak hala farkına varamamıştır ki alet olduğu demokratik yaklaşım onu bir çırpıda silip atacaktır. Çünkü amaç bellidir. Hedef bellidir! Nereye gidildiği gün gibi ortadadır! Polyannacılık oynamanın anlamı kalmamıştır! Bir kere taviz verdikten sonra:

 

karanlık amaçlı odakların, tespit, teşhir ve engellenmesinde herzaman yapılacak bir yöntem bir yaptırım vs. şeyler bulunur,

 

biraz zor bulunur...

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Yukarıda işaretlediğim cümle, haftalardır anblatmaya çalıştğımız olayın başka bir açıdan özetidir. Hatta başka bir açı değil kendisidir!

 

Ama hala bazı arkadaşlarımız demokrasi adına hareket ettiklerini sanmakta ve hem kendilerini hem de düşüncelerini bu sözde demokrasiye alet etmektedirler.

 

Sayın tarafsız bu konuda yeterince açıklama yapmıştır. Ancak hala farkına varamamıştır ki alet olduğu demokratik yaklaşım onu bir çırpıda silip atacaktır. Çünkü amaç bellidir. Hedef bellidir! Nereye gidildiği gün gibi ortadadır! Polyannacılık oynamanın anlamı kalmamıştır! Bir kere taviz verdikten sonra:

 

 

(karanlık amaçlı odakların, tespit, teşhir ve engellenmesinde herzaman yapılacak bir yöntem bir yaptırım vs. şeyler bulunur,

Tarafsız)

 

biraz zor bulunur...

 

Saygılar...

 

O gün geldiğinde sayın Tarafız'a yöntem ve yaptırım vs. şeylerin formülünü sorarız artık. Ancak davet etmek kolaydır, git demek zordur.

Gönderi tarihi:
Türbanlı türbanı ile girmek istiyorsa üniversiteye buyursun girsin, ama ben de istediğim takdirde çıplak gidebileyim.

Çıplak dolaşmak benim sağlığıma iyi geliyor. Hem doğal buluyorum. Bunun birisinin onayına ihtiyacı yok

 

Bu konuda çok yazdım ve sürekli değinmek istemiyorum ama, başı açmak müslüman kadına göre günah, sadece bu bakımdan bir istisna gösterilmesi gerekiyor, herkese kıyafet özgürlüğü verilebilir ama yukarıdada anlattığım gibi, bunun hak hukuk çerçevesinde mantığı olmalıdır, sizin çıplak olarak üniversiteye girme isteğiniz hak hukuk çerçevesinde mümkün değildir !

 

 

(BrainSlapper, en azından diğer arkadaşlar gibi, sinirlenip gerilip, kişisel polemik ve hakaret durumuna getirmediğin için teşekkür ederim. Diğer arkadaşlar her konuda hep aynı fikirde olacağımızı bekliyorlardı sanırım)

 

saygılar

 

Sayın tarafsız bu konuda yeterince açıklama yapmıştır. Ancak hala farkına varamamıştır ki alet olduğu demokratik yaklaşım onu bir çırpıda silip atacaktır. Çünkü amaç bellidir. Hedef bellidir! Nereye gidildiği gün gibi ortadadır! Polyannacılık oynamanın anlamı kalmamıştır! Bir kere taviz verdikten sonra

 

amaç, sizin tezinizdir

 

hedef, sizin tezinizdir

 

nereye gidildiği, sizin tezinizdir

 

polyanacılık oynama, sizin tezinizdir

 

hiçbirşey olmayacağı ise benim tezimdir

 

peki gerçek nedir ? örtülü bayanların eğitim hakkı bizim tezlerimiz yüzünden ellerinden alınıyor !

 

saygılar

 

O gün geldiğinde sayın Tarafız'a yöntem ve yaptırım vs. şeylerin formülünü sorarız artık. Ancak davet etmek kolaydır, git demek zordur.

 

O gün zaten çoktan gelmişti, Osmanlılar islam dinini benimsediğinden beri !

 

AKP den önceki hükümet nasıl gitti ? zor mu oldu ?

 

AKP de yaptıklarının karşılığını halk tarafından bulacaktır iyi veya kötü anlamda !

 

saygılar

Gönderi tarihi:
(BrainSlapper, en azından diğer arkadaşlar gibi, sinirlenip gerilip, kişisel polemik ve hakaret durumuna getirmediğin için teşekkür ederim. Diğer arkadaşlar her konuda hep aynı fikirde olacağımızı bekliyorlardı sanırım)

 

Hayır, böyle bir şey asla beklenmedi senden. Çünkü sen, demokrasiyi çoğunluğun azınlığa dayatmasını sağlayacağı bir "despotizm" düzeni sanıyorsun.

 

Demokratik laik devlet, tüm ideolojilere eşit mesafededir. Demokratik laik düzen, demokrasi hariç, her hangi bir ideolojinin temsilcisi değildir.

Gönderi tarihi:
Bu konuda çok yazdım ve sürekli değinmek istemiyorum ama, başı açmak müslüman kadına göre günah, sadece bu bakımdan bir istisna gösterilmesi gerekiyor, herkese kıyafet özgürlüğü verilebilir ama yukarıdada anlattığım gibi, bunun hak hukuk çerçevesinde mantığı olmalıdır, sizin çıplak olarak üniversiteye girme isteğiniz hak hukuk çerçevesinde mümkün değildir !

 

Sevgili tarafsız,

 

Peki ben hakkımı nasıl alacağım?

Yani yetkili makam kim?

Bu "yetkili makam"a yetkiyi kim vermiş?

 

Bir düşüncenin belli kuralları olduğunu ve bu kurallardan dolayı çıplak okumanın "meşru talep" olduğunu kim değerlendirecek?

Kaç üye lazım?

 

Elbette bu sorular cevaplanamaz.

 

Zira benim ne giyeceğime veya neden çıplak gezdiğime kimse karışamaz.

Aynı şekilde, üniversiteye giden bir kadının ne giydiğine de ben karışmamalıyım. Karışmaya hakkım yok.

Bu ideal olandır.

 

Ama ideal olana ulaşamıyorsak, ideale yakın olan ve uzlaşma sonucu elde edilen çözümü benimseyebiliriz.

Ben hükümetin üniversitede türbanı serbest bırakan yasa çıkarmasına itiraz etmem. neye itiraz ederim peki?

O kanuna "adabı muaşerete uymayan kıyafetler giyilemez" şeklinde lastik gibi ve başkalarının özgürlüğünü kısıtlayıcı hüküm konmasına karşıyım.

O kanuna, "hiçkimse, belişrli bir kıyafeti girmeye zorlanamaz" şeklinde bir madde konmamasına karşıyım.

Yani kanunun sadece kendileri için yontulmasına karşıyım.

Yoksa benim idealim bellidir. Kim ne giyerse giysin, isteyen ayı postuyla gelsin okula, isteyen palyaço kıyafetiyle.

 

amaç, sizin tezinizdir

 

hedef, sizin tezinizdir

 

nereye gidildiği, sizin tezinizdir

 

polyanacılık oynama, sizin tezinizdir

 

hiçbirşey olmayacağı ise benim tezimdir

 

Haklısın, tezler, sangılar, hayaller, korkular, rüyyalar, tahminler üzerine icraat yapılmamalı.

 

Ama dikkatini çekmek istediğim bir husus var: İnsanların bu korkuları, hayalleri, tezleri mesnetsiz değil.

Önceki örneklere bakılarak geliştirilmiş tezler ve tahminler.

 

Türbanlı diye diploma törenine alınmayan kızı arayan Başbakan, mini etekli diye bacağına kezzap dükülen kızı da arasaydı, kimsede korku ve endişeye dayalı tez olmazdı.

 

O başbakan Malatya'da katledilen hristiyanların ailelerini arasaydı, kimsede endişeye dayalı tez olmazdı.

O nedenle insanların korku ve endişeye dayalı tezleri temelsiz değildir.

 

Saygılar, sevgiler.

Gönderi tarihi:
BrainSlapper, en azından diğer arkadaşlar gibi, sinirlenip gerilip, kişisel polemik ve hakaret durumuna getirmediğin için teşekkür ederim. Diğer arkadaşlar her konuda hep aynı fikirde olacağımızı bekliyorlardı sanırım)

 

Herkes aynı fikirde olursa fikirlerin önemi kalmaz. Bunu beklemiyorum beklemem de!

Beklediğim tek şey biraz daha gerçekçi ve ileri görüş idi!

Bunu da aydın ve ilerici ve bilimsel ve bilinçli olduğunu düşündüğüm bir insandan elbette bekleriim ki bu benim hakkımdır! Ben böyle değilim demeyin, "düşündüğüm" diye belirittim...

 

 

 

amaç, sizin tezinizdir

hedef, sizin tezinizdir

 

Ha evet yaa!

Biz hayal gördük ve komplo teorileri uydurduk...

Oysaki memleketimizin durumu hiç de fena değil...

Herşey iyiye gidiyor.

Rejim kaygısı? O da neymiş? Rejime karşı çıkanlar mı var?

Pardon! Siz nereden katılıyorsunuz yarışmaya?!

Gönderi tarihi:
Sevgili tarafsız,

 

Peki ben hakkımı nasıl alacağım?

Yani yetkili makam kim?

Bu "yetkili makam"a yetkiyi kim vermiş?

 

Herşeyi halk oluşturuyor, bir hakkınız varsa çalışmalara başlayabilirsiniz !

 

örneğin üniversiteye çıplak girmek istiyorsanız başvuracağınız yer bütün makamlardır ama iş dönüp dolaşıp hükümete gelecektir, demekki başvuracağınız siyasi partilerdir. Sizi dinlemeyen varsa dinleyen birilerini oluşturma aşamasına geçersiniz

 

Zira benim ne giyeceğime veya neden çıplak gezdiğime kimse karışamaz.

 

doğru, ama çıplak gezme demeyelim ona, çıplak gezmek yasalar izin versede mümkün değildir !

 

Ama ideal olana ulaşamıyorsak, ideale yakın olan ve uzlaşma sonucu elde edilen çözümü benimseyebiliriz.

 

doğru, karaçarşaflılar sadece yüzlerini açarlar, sizde çıplak olmak yerine bir şort ve tişört giyersiniz bari

 

Yoksa benim idealim bellidir. Kim ne giyerse giysin, isteyen ayı postuyla gelsin okula, isteyen palyaço kıyafetiyle.

 

Kapalı bayanlar okusunda, gerisi tefferuattır, isteyen istediği gibi gelsin ona razıyım, yani hiç yoktan iyidir

 

Ama dikkatini çekmek istediğim bir husus var: İnsanların bu korkuları, hayalleri, tezleri mesnetsiz değil.

Önceki örneklere bakılarak geliştirilmiş tezler ve tahminler.

 

benimkide öyle

 

ama çok aşırı yazdık bu konularda, artık millet değerlendirsin diyorum ben

 

saygılar, sevgiler

 

Rejim kaygısı? O da neymiş? Rejime karşı çıkanlar mı var?

 

Rejim kaygısı var, ama rejim değişikliği yok, olması içinde bir çalışma yok hükümet tarafından, size öyle geliyor olabilir, belkide bana öyle gelmiyor olabilir, yani kesin bir şey yok !

 

Pardon! Siz nereden katılıyorsunuz yarışmaya?!

 

geçin dalganızı, sayın aydın insan

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Herşeyi halk oluşturuyor, bir hakkınız varsa çalışmalara başlayabilirsiniz!

 

Halkım/destekçilerim/gücüm yoksa, hakkımı ve doğru bildiklerimi savunamazmıyım?

 

örneğin üniversiteye çıplak girmek istiyorsanız başvuracağınız yer bütün makamlardır ama iş dönüp dolaşıp hükümete gelecektir, demekki başvuracağınız siyasi partilerdir. Sizi dinlemeyen varsa dinleyen birilerini oluşturma aşamasına geçersiniz.

 

Sevgili tarafsız, söylediğin şey çoğunluk tahakkümüdür. Daha doğrusu gücü elinde bulunduranın tahakkümü.

Önce Batı tarzı kıyafeti dikte edenlerin tahhükü.

Şidmi Doğu/İslami tarz kıyafeti dikte edenlerin tahahükü.

Bir yanlıştan başka bir yanlışa geçmektir bu.

 

Bu işin doğrusu, her türlü kıyafeti serbest bırakmak ve bu özgürlüğü garanti altına almaktır.

Bir adam, kürk ile, zırh ile, palyaço kıyafeti ile okula gelebilmelidir. Sıkıntısını kendi çeker. Veya bu hakkı kullanmaz. Ama hak kullanılmasa da orada olmalı ve güvence altında olmalıdır.

 

Bugün liberaller ile AKP'nin ortaklığının sona ermesinin nedeni budur.

AKP sadece "kendi isteklerini" özgürlük sanmaktadır.

Liberallerden hiç kimse gidip türban takmayacak, ama yetişkin bir insanın kıyafetine müdahale etmenin, sırf kıyafetten dolayı eğitim imkanını elinden etik olmadığını, demokratik olmadığını, haksızlık olduğunu gördükleri için destek verdiler.

Ama AKP, sadece kendi inançlarına ilişkin kıyafetlere özgürlük getirip, diğer kıyafetleri yine yasak kapsamında tutunca ortaklık bitti.

Zira AKP'nin amacı herkese özgürlük değil, sadece kendine özgürlük.

 

doğru, ama çıplak gezme demeyelim ona, çıplak gezmek yasalar izin versede mümkün değildir !

 

Neden?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Bu işin doğrusu, her türlü kıyafeti serbest bırakmak ve bu özgürlüğü garanti altına almaktır.

 

Bunu başarmak zordur, ama benimde gönlümden geçen budur, ancak gerçekte işler böyle yürümüyor, iş siyasi partilere düşüyor, bu talepleri siyasi partiler aralarında uzlaşarak yapacaklar.

 

411 milletvekilinden (%80 temsil anlamına gelir) ne karar çıkarsa uygulanacak olan o dur.

 

geriye kalan %20 lik bir kısım için zaten bir zorlama ve baskı yok, kimseye başınızı kapatın denmiyor, yada şeriat kuralları uygulanacak diye bir sonuç çıkmıyor !

 

Neden?

 

Yasalar sizin çıplak gezmenize karışmasada, toplum ahlakı sizi kaldırmaz !

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Bunu başarmak zordur, ama benimde gönlümden geçen budur, ancak gerçekte işler böyle yürümüyor, iş siyasi partilere düşüyor, bu talepleri siyasi partiler aralarında uzlaşarak yapacaklar.

 

Sevgili tarafsız, senden duymak istediğim şey budur.

Zira, senin yazılarını, mantığını kullanmanı severim.

İdeal ve doğru olan ile ulaşılabilir olan farklı olabilir.

Bu soruna diyebileceğimiz bişey yok zaten.

 

Yasalar sizin çıplak gezmenize karışmasada, toplum ahlakı sizi kaldırmaz !

 

Bu toplumun değil, benim sorunum olmalı.

 

Küçük bir köy: Sevgililerin el ele tutuşmasını toplum kaldıramaz. Ama bu toplumun haklı olduğunu göstermez.

İstanbul: Sevgililerin el ele tutuşması normaldir, ama sokakta sevişmelerini toplum kaldıramaz. Ama bu toplumun haklı olduğunu göstermez.

Amsterdam: Sevgililerin sokaktta sevişmeleri mümkündür.

 

Toplum değerleri evrensel değildir. Bu nedenle toplum'un bireye müdahale etme hakkı yoktur.

Bireye ne zaman müdahale eder? Kendi haklarını ihlal etmeye başladığı zaman.

 

Toplum benim çıplak gezmeme karışamaz, ama aynı toplum benim sokağa işememe müdahale edebilir. Zira o sokağı toplum dakullanıyor. Pis idrar kokularına katlanmak zorunda değil.

 

Toplum beni içki içmeme karışamaz. Ama içkili iken araba kullanmama karışabilir. Zira, o kafa ile araba kullanırsam, birilerinin canına ve malına zarar verebilirim.

 

Toplum bireye ancak başkasının haklarını ihlal etmeye noktasında müdahale edebilir. Bunun dışında müdahale edemez.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
meşru bir din

Bu ne? Dinlerin meşruiyetini onaylayan GDİOK (galaksilerarası dinleri inceleme ve onaylama kurulu) mu onayladı dinini senin de meşru oldu?

 

Bana tanrı Şabillopmkopt vahiy gönderdi dün gece ve yeni bir din bildirdi. Şimdilik tek mensubu benim ve üniversiteye başımda ayı postu ile girmem bu dinin gereğidir, sana ne?

Gönderi tarihi:
Bu toplumun değil, benim sorunum olmalı.

 

Kesinlikle öyle, aynı fikirdeyiz ama işler böyle yürümüyor malesef

 

Küçük bir köy: Sevgililerin el ele tutuşmasını toplum kaldıramaz. Ama bu toplumun haklı olduğunu göstermez.

 

Evet tamda bu noktada ahlak kurallarının doğruyu göstemediğini belirtmek isterim seninle birlikte, toplumun benimsediği ahlak kuralları vardır ve bu ahlakın dışına çıkılınca toplum bize cezayı verir ama bu o toplumun haklı olduğunu göstermez.

Çıplak dolaşmak bir topluma göre çok uygun gelirken, bir topluma görede cinayet nedeni olabilir

 

saygılar, sevgiler

 

Bana tanrı Şabillopmkopt vahiy gönderdi dün gece ve yeni bir din bildirdi. Şimdilik tek mensubu benim ve üniversiteye başımda ayı postu ile girmem bu dinin gereğidir, sana ne?

 

bende bu yeni dine karşıyım, rahatsız oluyorum, ne olacak o zaman ? beni rahatsız ettiğiniz için sizinle aynı sınıfta okumak istemiyorum diye cingar mı çıkacarağım ?

 

böyle yürümüyor bu işler ! defalarca anlattım, belliki anlaşamadık bir türlü, e bırakın kararı bizi okuyanlar versin derim ben ! herkes aktarabildiğiyle kalsın

 

saygılar

Gönderi tarihi:
bende bu yeni dine karşıyım, rahatsız oluyorum, ne olacak o zaman ? beni rahatsız ettiğiniz için sizinle aynı sınıfta okumak istemiyorum diye cingar mı çıkacarağım ?

Ne münasebet, ne cıngarı? Sen de dini simgeni sokmaya uğraşmayacaksın, ben de. Uygarca girip bilim yapacak, çıkınca ben ayı postumu, sen simgen neyse onu takacaksın, herkes kendi yoluna gidecek.

 

Bu kadar da basit yani... Ne ben simgemle, ne sen simgenle giremedik diye ne taş yağacak gökten, ne kıyamet kopacak.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.