Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

YASAKLAYIN BU CANAVARI

 

ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde sahipleri tarafından serbest bırakılan 3 köpek, çevredekilerin gözünün önünde sahipsiz bir kediyi boğazladı. Çevredekilerin izlemekle yetindiği vahşete koşarak gelen bir Rus turist müdahale etti. Kadın turistin büyük çaba sarf ederek köpeklerden birinin ağzından aldığı kedi kısa süre sonra öldü.

kopek5.jpg

 

 

Bir Pitbull vahşeti daha

 

İki pitbul canavarı agacın tepesine kaçan kediyi sıkıstırıp milletin gözü önünde paramparça ettiler.. Dünyada buna benzer saldirilar bu hayvanlar tarafindan defalarca gerceklestirildi hergün bir yenisini duyuyoruz birçok cocukda buna benzer saldirilarda canavarın dişlerinden kaçamadi Avrupada bilhassa bu olaylar bir dönem cok yasandi bu yüzden yeni uygulamalar yasalarda yerini aldi bu hayvanlara karsi birkere cogalmalari engelleniyor! ikincisi kesinlikle bu hayvanlarin disarda tasmasiz gezemiyecekleri.. vede agizlerinda güvenlik icin ayriyetden tasmasi olmasi gerekiyor disarida sahibinden baskasida cikartamaz? zannediyorum bu uygulamalarin ülkemizdede var veyahutda olmasi gerekiyor..zannediyorum var

ne yazikki uygulamalardan habersiz vede önemsemeyenlerin ne gibi telikelerle karsi karsi kalacaklari ortada tabiki bu ortamda suca istirak oluyor Antalyadaki kedinin ölümünden sahibide sucludur... tasmasını çıkartıp gezdiriyorsa birkere yasalarin harekete gecip en agir cezaya carptirilmasi gerekiyor! yoksa hayvanlarin insanlarin bilhasa cocuklarin bu tehlikenin devam edecegini gösterir..

 

Bu güne kadar öldürülen, yaralanan bebekler için ve son olarak vahşice bogulan o kedicik için bu hayvanlarin neslinin tükenmesi gerekiyor bilhassa ülkemizde!!

 

 

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:
YASAKLAYIN BU CANAVARI

 

ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde sahipleri tarafından serbest bırakılan 3 köpek, çevredekilerin gözünün önünde sahipsiz bir kediyi boğazladı. Çevredekilerin izlemekle yetindiği vahşete koşarak gelen bir Rus turist müdahale etti. Kadın turistin büyük çaba sarf ederek köpeklerden birinin ağzından aldığı kedi kısa süre sonra öldü.

.

.

.

:shuriken:

Korkunç..okumamış ve resimleri görmemiş olmayı tercih ederdim.. kötü hissediyorum hemde çok kötü..

Gönderi tarihi:

Çocuğa saldıran köpek,beslendiği eli ısıran köpek,köpekleri parçalayan köpek..Kurtulun şu hayvanlardan ya..<_<

Gönderi tarihi:
Korkunç..okumamış ve resimleri görmemiş olmayı tercih ederdim.. kötü hissediyorum hemde çok kötü..

Arkadasim kendini kötü hissetmen beni üzdü! amacim korku yaratmak veya heyacan degil ben konuyla ilgili en makul resimleri koydum inanki yoksa cok carpici görüntüler vardi..

 

sonra kötü hissetmeniz tabiki iyi degil fakat bu tehlike hep aramizda dolasiyor bu kedicik gibi herkes bu tehlikenin icine hic ummadigi an düsebilir veya canli sahiti olabilir!!! amac bu tehlikeyi bilmek bilinclenmek acisindan yinede bu olayi bu sekilde görüntülü olarak okumakda yarar var..

 

isterdimki kendinizi kötü hissederken biriiki sorunuzuda sorabilseydiniz veyahutda düsüncenizide yazabilseydiniz.. neyse ben bu hayvanlarin biriki özelligini vede dikkat edilmesi gereken biriki konuya degineyim tabi sonra gelecek sorularida cevaplamaya hazirim..

 

bu cins hayvanlar birkere cok vahsi vede güclü hayvanlar yani cok bilincli birisinin elinde vede o kisi bilincli olsada kurallarin disina cikarsa bu hayvanlar kesinlikle birgün katil olurlar ... saldirilari yüzde doksan insanlardir!!! öyleki bunlar etrafi cevrili normal bir evin bahcesine bile selbest birakilamaz.. cünkü ordaki bahcenin kapisi veyahutda cevreleyen citler saglam degilse avini gözüne kestirirse kirip cikar okadar güclüler .. sonra onlari bir arkadasin besliyorsa sana zincirinle teslim ederse biriki dakkaligina seni gözüne kestirirse öldürebilir veyahutda sen tutarken baska avini kestirme orani yüzde doksan artar ve senden kurtulur.. kesinlikle bu hayvanlari sahibi yaninda degilken kesinlikle irtibatin olmuyacak sahibininde yapabilecegi biryere baglamasi bu durumlarda... vs.vs anlatilacak o kadar cok sey varki bu hayvanlar hakkinda o kadar cok..

 

 

yapilacak en güzel durum bu hayvanlari gezdirenleri görürseniz agizlerinda tasmalari yoksa kesinlikle hic vakit kaybedilmeden polise haber verilmesi..v.s v.s ..

 

poliste tuanagini tutmasi belediyede devamini getirmeli bu kisiler bu hayvanlari ne sartlarda besliyor yeterli yerleri varmi kisinin durumu egitim icin okulada götürüp götürmedikleri...vs.vs.

 

Ailece cocuklu gezenlerin böyle vakalarda bu hayvanlarin bulundugu yerden uzaklasmalari yani gitdiginiz bir parkda veyahutda herhangi biryerde bu hayvanla gezen varsa oradan uzaklasmak en bastaki görev olmali!!

 

bu hayvanlardan saldirida nasil kurtulabiliriz .. bir nevi elektirik akimina kapilmis gibi sopayla birde kaptigi yer varsa kesinlikle elle onun cenesinden kurtulmak ikinci sefer saldirmazlar bir nevi sinirleri bosalmasi ikinnci saldiriya cesaret edemezler..vs.vs...neyse vs.vs..

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:
ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde sahipleri tarafından serbest bırakılan 3 köpek, çevredekilerin gözünün önünde sahipsiz bir kediyi boğazladı. Çevredekilerin izlemekle yetindiği

Bu köpeklerin piyasasının oluşu ve var oluşları ,var olan onca şey karşısında bir yere kadar.Ancak büyüttüğüm kelimeler için gerçekten kötü hissediyorum.İnsanlar neden doğal olanı bu kadar bozar da,bir de besler de ,üstüne bir de vahşiliğine yardımcı olur?Yok muydu o canı kurtarabilecek tek bir insan?Bir kadın mı geç kalmalıydı illa?İnsan olanın yapabileceği bu kadar mı?Kusura bakmayın,bütün hayvanlara hassasiyetim var ancak kedilere ayrı bir hassasiyetim var,bu da etken oldu sanırım kötü hissetmeme.Neyse boşverin..h

Gönderi tarihi:
Bu köpeklerin piyasasının oluşu ve var oluşları ,var olan onca şey karşısında bir yere kadar.Ancak büyüttüğüm kelimeler için gerçekten kötü hissediyorum.İnsanlar neden doğal olanı bu kadar bozar da,bir de besler de ,üstüne bir de vahşiliğine yardımcı olur?Yok muydu o canı kurtarabilecek tek bir insan?Bir kadın mı geç kalmalıydı illa?İnsan olanın yapabileceği bu kadar mı?Kusura bakmayın,bütün hayvanlara hassasiyetim var ancak kedilere ayrı bir hassasiyetim var,bu da etken oldu sanırım kötü hissetmeme.Neyse boşverin..h

 

Sayin fft cok güzel cok güzel düsünüyorsunuz duyarli olmak cok güzel birsey bilincli duyarli olmak herseye karsi dahada güzel! yokmu cevrede o kedicigi kimse yardim edemezmiydi kurtaramazmiydi?diyorsunuz, burda su gercek varki sizin basinizda buna benzer yakin bir olay gecseydi müdahale edeceginiz acik?...bir müdahale yetenegi öbür müdahalelere bilmedigi karsilasmadigi fakat teorik olarak aklinda kalan bir sözcükle baska bir müdahalede basariya götürür evet kurtarabilinirdi cokda kolaydi...bir bayan basaramazdi fakat karsi cinsi basarabilirdi..orda üctane pitbull görünüyor ikitanesi zaten yavru onlar saldiramaz büyük olani kedicigi kapanin sadece cenesi aninda acilarak tabii buna biraz güc gerektirir onun icin karsi cins basarabilirdi diyoruz ..kurtarilirdi.... ,,, İnsan olanın yapabileceği bu kadar mı?,,, demissiniz belirtdigim gibi okumak okumak egitim egitim hersey birbirine baglidir ..hayatda bir müdahale bütün müdahalelerin önünü acar!!!

 

,,,,,Kusura bakmayın,bütün hayvanlara hassasiyetim var ancak kedilere ayrı bir hassasiyetim var,,,,,

 

kedicige olan hassasiyetini anliyorum ...evimde beslemesemde kedileri severim kuzulari severim... ana kuzuzu cocuklarida cokmu cok severim ilerdeki yaslarda elimi ocuklardan dahafazlasini onlara kimsesizlere sahip cikmak adina elimi onlardan ayirmayacagimi biliyorum...

 

onun icindirki sizin belirtiginiz gibi bu hayvanlarin neslinin tükenmesi gerktigini yazmistim bir hayvan sever olarak..bu hayvanlarin oluşları yaratilisi zaten insanoglu tarafindan dogalligi bozularak sirf siddete yakin siddet olsun diye siddet yanlilari tarafindan cogalmalari saglanmistir..sokaklar bu siddet yanlilarina terkedilemez.onlarca cocuk bu hayvanlarin ani saldirisina bu kedicik gibi kalarak hayatini kaybetmistir.. sokaklar cocuklarindir bu hayvanlarin bu sokaklarda isi yoktur? nasil bu hayvanlarin cogalmalari saglanmissa ayni sekilde tersi yapilarak dogal olanina dönülmelidir...yoksa bekleriz baska kedicikleri baska canlarin kurban olmasini! müdahaleyide kurban veriyoruz diye es gecmeye devam ederiz...kurbanlik koyun gibi

 

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:
Kürşat Bumin

[email protected]

 

Yasa var mı var, ama...

 

 

Çok şükür “yasa” açısından bir sıkıntımız yok. El oğlunda ne varsa hiç değilse bir benzeri de bizde var. İyi ama yasa olunca mesele halledilmiş mi oluyor? Yasa var ama kim tarafından nasıl uygulanacağı açık seçik olarak belirtilmemiş ise ne anladık biz bu işten...

 

Biliyorsunuz, 24. 06. 2004 tarihli 5199 sayılı “Havyanları Koruma Kanunu” adı verilen bir kanunumuz da var. Bu kanunun 14. maddesi “Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır” diyerek 11 altbaşlık sıralamış. 11'incisi şöyle:

 

“Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplenilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek.”

 

Demek ki, kanunun bu maddesine göre (Japanese Tosa nasıl bir şeydir bilmiyorum ama) pitbull terrier cinsi köpekleri “sahiplenmek” vs yasaktır.

 

Söz konusu kanun konulan yasağın ihlali halinde uygulanacak cezayı da tayin etmiş:

 

“...aykırı davrananlara hayvan başına ikimilyarbeşyüzmilyon lira idari para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur.”

 

Bu da güzel...

 

Demek ki Türkiye'de yaşayanlar hiç değilse bu iki vahşi köpek türüyle karşılaşmayacaklardır.

 

Oysa biliyoruz ki, bu köpek cinsinin örnekleri hemen her yerde karşımıza çıkabilmektedir. Sokakta, caddede, parklarda özellikle de orman içlerinde filan...

 

Hatta öyle ki, bu köpekler zaman zaman göğsünü gere gere yürüyen sahibinin yanında “gezdirmesiz” olarak yer alabilmektedir. “Medeni ülkeler”de bu tür köpeklerin taşımaları zorunlu olan koruyucu “ağızlık” ise Türkiye'de henüz tanınan bir aksesuvar değildir.

 

Önceki gün gazetenin birinde, Antalya'da bir pitbullun tırmandığı ağaçtan düşen bir kediyi nasıl parçaladığından “foto roman” tarzında bir haberle haberdar olduk. Zavallı pisi pisi, şehir canavarının elinden kurtulamadı. Ama unutmayın ki, bu kedinin yerinde -haberlerde sıklıkla önümüze geldiği gibi- bir çocuk bir bebek ya da bir yetişkin de olabilirdi.

 

Ortada “kapı gibi” kanun maddesi var ama, siz onu kanun hükümlerinin “yürütülmesi”nden sorumlu olan Çevre ve Köy İşleri Bakanlığı'na anlatın...

 

Antalya'daki olayı haber yapan gazetenin “dijital demokrasi” görevlisi de tuttu, bu vahşetten hareketle Çevre Ve Köy İşleri Bakanı'na bir mektup (kendi ifadesiyle “dilekçe”) verdi dün.

 

Ama öyle bir dilekçe ki, nasıl “mahçup” anlatamam... Şöyle diyor mesela:

 

“Aslında parçalanan kedi haberini verirken çok düşündük... Bu vahşetle sizi üzmek istemiyorduk. Ama ben dayanamadım.”(!) Arkasından da “rica” kıvamında bir istek:

 

“Bugüne kadar öldürülen, yaralanan bebekler için ve son olarak vahşice boğulan o kedicik için yasaklayalım bu canavarı...”

 

Tuhaf değil mi? Bir kere Bakan niçin “üzülmesin”? Tam tersine, yürütülmesi bakanlığının sorumluluğu altında bulunan bir kanunu uygulatmayan Bakan'ın ortaya çıkıp özür dilemesi gerekmez mi? İkinci olarak niçin “yasaklansın”? Söz konusu köpek cinsinin “sahiplenilmesi....” zaten yasak değil mi?

 

Söylediğim gibi, bir ülkede “yasa”nın olması kafi gelmiyor. İşin daha da önemli kısmı bu yasanın kimler tarafından nasıl uygulanacağının da açık seçik olarak belirtilmiş olup gereğinin yerine getirilmesidir.

 

Ayrıca şu da önemli:

 

5199 sayılı yasa, cezalandırmalar söz konusu olduğunda sadece “idari para cezası” ile yetindiğinden dolayı eksik bir yasadır. Tamam, yasada yer alan 2500 YTL ceza layıkıyla uygulansa epeyce olayın önüne geçilebilir. Ama bana sorarsanız, bu da yetmez. Tehlikeli köpek besleyenler sırasında Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hapis cezalarıyla da karşı karşıya bırakılmalıdırlar.

 

İsterseniz bu konuda bir örnek de verelim. Fransa'da 1999 yılında çıkarılıp geçen yıl daha da sıkı bir hale getirilen “Tehlikeli köpeklere ilişkin yasa” bu konuda ne tür önlemlerin alınabiliceği konusunda iyi bir örnektir. Okuyunca, bir iş nasıl ciddiye alınır görüyorsunuz. Tehlikeli köpeklerin sınıflandırılması, kimlerin bu köpekleri gezdiremeyeceğinin tek tek sıralanması, bu hayvanlara kesinlikle yasak olan mekanların teker teker belirtilmesi, eskinin parasıyla 50.000 Frank tutarında para ve 6 aydan az olmayan hapis cezalarının öngörülmesi, köpeklerin aşılarının takibi ve de tabii bu işleri kimlerin denetleyeceğinin saptanması vs.; hepsinin çok titiz bir çalışmanın ürünü besbelli. Eksik kalmasın diye şu bilgiye de ekleyelim:

 

Yasanın geçen yıl tekrar gözden geçirilmesi sırasında Nicolas Sarkozy, ölümle sonuçlanan durumlarda köpek sahibinin 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını da istiyordu. Köpeklerin bütün kamusal alanlarda sahiplerine “ağızlıklı” ve “gezdirmeli” olarak refakat etmelerinin zorunlu hale getirildiğini de unutmayalım.

 

Peki ya bizde? Bizim işimiz besbelli ki karşılaştığınız köpeğin (ve daha tehlikeli olan sahibinin!) insafına kalmış... Fransa gibi, evlerde köpek beslenen ülkelerin başında gelen bir ülkede (“köpekler”e dokunmak bu ülkede insana seçim bile kaybettirir!) bu yerinde önlemler pekâla alınabildiği halde, bizim gibi geleneksel olarak köpeklere mesafeli durulan bir ülke köpek cennetine dönüşmüş.

 

Son olarak bir kere daha hatırlatalım: 5199 sıyılı yasa hâlâ yürürlükte midir, yoksa başına kötü bir şey (pitbull filan?) geldiği için vadesi çoktan doldu mu?

 

Sadece konu başlığını esas alarak bu metni buraya aktardım...

Gönderi tarihi:
Sadece konu başlığını esas alarak bu metni buraya aktardım...

 

Kürşat Bumin zaten bu yazisini bugünkü kösesinde yazmistir demekki yazilanlari harmanlamaya calismis!!! fakat hic bir katki göremiyorum konumuzla ilgili! sayin yazarin... birde meslegi buysa birde ekmek yiyorsa bu meslekden, emegin karsiligini vermeli..bizim elimizde on meslegi birlikte götürme mücadelesi oldugu icin onun kadar zamanimizda yok!

 

Kürşat Bumin hicbir katkisi olmadigi icin sizin kendi yazinizla bir katkiniz olsun isterdim Sayin 'karabekir

 

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:

Bana göre olmuştur size göre olmamıştır...

 

Tartışmadığım için o konuya girmeyeceğim...Kürşat Bumin, bugün yine aynı konuyu biraz işlemiş...

 

Ben aynı gazeteden, yazılarına meftun olduğum başka bir kalemin bugünkü yazısını aktarayım...

 

Köpek milletine isyanımdır!

Kaç zamandır fırsat kolluyorum; adamakıllı bir vesile olsa da, şu köpek milletinin canına okusam!

 

Antalya'da bir "kedicik" parçalayan Pitbul köpeğine kafayı takan Fatih Çekirge, "Yasaklayın Bu Canavarı" feryadıyla bir imza kampanyasına öncülük etmek istemiş. Daha doğrusu, ilk dilekçe benden diyerekten, Çevre ve Orman Bakanına bir dilekçe döşenmiş.

 

Kürşat Bumin de, "Yasa var mı, var ama…" başlıklı geçen günkü yazısında, ortada kapı gibi kanun var, dilekçe de ne demek oluyor gibilerinden bir yaklaşımla mevzuu ele almış.

 

Bumin'in, kanunla yasaklanan vahşi köpeklerin orda, burda, her yerde karşımıza çıkabildiğini ifade etmesi bana, Alan Parker'ın Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmindeki bir sözü hatırlattı.

 

Aklımda kaldığı kadarıyla, "Türkler için bir şey öyle de olur, böyle de…" yollu bir replikti bu.

 

Mahiyeti itibarıyla, kanun, kural tanımama, hulasa, her şeyi kitabına uydurma özelliğimizin altını çizen bu repliğin elin gavurundan çıkması hemen sizi tellendirmesin.

 

Mesela, kırmızı ışıkta durmak kuraldır, lakin, "Abicim yol boş, geçsene!.." veya "Bas gaza kardeşim, bu yolda radar yok…" gibi lafları duymayanınız mı var?!

 

Neyse, konuyu fazla dağıtmayalım; benin derdim köpeklerle…

 

Her şeyden evvel şunu belirtmeliyim:

 

Kürşat Bumin ve Fatih Çekirge'nin mezkur yazıları olmasaydı köpeklere hıncımı kolaylıkla dillendiremezdim.

 

Çünkü hem destursuz bağa girmek istemem, hem de bu memlekette köpekseverlerin insanseverlerden daha fazla sesi çıktığını biliyorum. (Aklınıza sadece Panter Emel'i getirseniz bile ne demek istediğimi anlarsınız.)

 

Gelgelelim, kanunla yasaklanan Pitbull veya Japanese Tosa cinsi köpeklerle işi sınırlı tutacak değilim. (Bütün köpeklere karşı şanlı bir direniş örneği sergilemek istiyorum.)

 

Çünkü onlardan çektiğimi bir Allah, bir de ben bilirim…

 

Beni görüp de havlamayan köpeğe şimdiye değin rastlamadım. Niye böyle yaparlar, benden alıp veremedikleri nedir, bilmiyorum. Fino cinsi köpekler bile beni görür görmez, "hevv"lemeye başlarlar.

 

"Hevv, hevv, hevv…"

 

Ne var, (…) mu var? Niçin beni görür görmez köpeklik yapıyorsunuz?

 

Hele köpek sahiplerinin şu salak teskinleri yok mu:

 

"Korkma, bişiy yapmaz, bişiy yapmaz!.."

 

Altan alta, "Bak, ben korkmuyorum"un keyfini süren bu adamlar ne demek istiyorlar, hâlâ anlayabilmiş değilim.

 

Kardeşim, elinde zincirini tuttuğun köpeğin bana yapmayacağı o "bişiy" nedir, neyi kastediyorsun?

 

Köpeğin havladığı anda bana yapacağını yapıyor zaten; korkutuyor, daha ne yapsın?! İlla ki ısırması mı lazım?! (Sen mi köpeğini dolaştıracaksın, köpek mi seni dolaştıracak, ne yaparsan yap ama köpeğine ağızlığını tak, olur olmaz yerde havlamasın.)

 

Üstelik, el kadar köpekten korkunca, insanın "karizması" cadde üzerine düşüp paramparça oluyor, haberin var mı?!

 

Beni bu kadar zor durumda bırakmaya ne hakkınız var?

 

Yok efendim, insandan korku "halesi" çıkıyormuş da, köpek anında onu anlıyormuş da, falan da, filan da…

 

Yahu bir ****** sokak köpeği tarafından ısırılmış ve ihtiyaten 40 adet göbekten kuduz iğnesi olmuşluğum var, niye korkmayayım ya?!

 

Ayrıca, insanoğlunda "korkma" düğmesi mi var ki; basınca korkmuyorsun, basmayınca korkuyorsun!..

 

Bendeki köpek alerjisini sabaha kadar anlatsam bitmez.

 

İnarrutu'nun güzelim filmi Amores Perros'da (Paramparça Aşklar Köpekler) tahtların altına sıkışmış köpeğin iniltilerine herkes hüzünlenirken, müthiş keyif aldığımı söyleyeyim de, gerisini varın siz hesap edin.

Salih TUNA

 

4-5 yıl kadar evvel memleketimdeki bir okulda basket oynamaya giden kardeşim, arkadaşlarından bir tanesinin getirmiş olduğu fino (boy ve kilo konusunda cimri davranılmış köpek) ile oynamak istiyor. Hiç kimse köpeğe yaklaşmazken bizimkisi cehaletin getirdiği cahillikle köpeğe yaklaşıyor haarrrt...Kardeşin boyu uzun çömeldiği yerden kalkıyor köpekte bacağında yukarda sarkıyor...neyse uğraşlar neticesinde köpek bacaktan ayrılıyor...Kardeş 15 cm boyundaki bir köpek yüzünden hergün aşı yiyor. Sanırım 27 tane iğne yemişti...

 

Söyleyebileceğim birşeyler var mı ona bakalım...

 

Evvela hangi köpek tehlikeli hangisi değil bunu kesin olarak ayırt etmek mümkün değil. Bazı köpeklerin tehlikelilik derecesi kesin olarak bilinmekte ancak hepsi değil. Bu sebeple sayma yoluyla yasaklama her zaman eksik olacak. Bahse konu köpeğimizin yasaklanması ise onun neslinin tükenmesine neden olabilir.

 

Dışarda bütün köpeklerin ağızlıkla dolaştırılmasını zorlamak ise; bazı insanlar bu hayvanları sırf gösteriş için beslemektedirler onlara zulümdür, insafa pek uygun durmuyor. Pekiyi bu sorunlar içerisinde ne yapılabilir.

 

Daha kötü bir sorun var: Şu anda bu konuda bir kanun var bu dahi uygulanmıyorsa yeni kanun nasıl uygulanacak...

 

Bir örnek hatırlatayım; kapalı mekanlarda sigara içilmesiyle ilgili bir kanun vardı. Bu kanun hemen hiç uygulanmadı. Ardından 5326 sayılı kanunda 39. maddede düzenlendi ve kabahat olarak düzenlendi ceza verilebileceği düşünülerek...Onun da uygulamasını gören yok. Hasılı kanunu yapmak bir anlam ihtiva etmiyor uygulamadıktan sonra...

 

Yapılacak kanunda hayvansevirlikle-insanı korunması uygun bir yöntem izlenerek (ceza kanununda da bunun maddesi var.)

 

 

 

Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması

 

Madde 177- (1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

 

Borçlar kanununda da tazminat yönünden maddesi var.

 

Hayvanları koruma kanununda da;

 

Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi diyerek bir sınırlandırmaya gitmemiş. Ancak köpek başlı başına yırtıcı bir hayvandır ve hangilerinin tam olarak tehlikeli olduğunu kestirmek güçtür. Örneğin bir altı aylık bir alman kurdu bütün sevimliliğine rağmen elimi ısırmaktan imtina etmeyebiliyor. ne olacak...

 

Bu kadar yazmamın nedeni; bu sorunun bir türlü içinden çıkamıyor olmamdır...Bana kalırsa yapılması gereken; başkalarının gösteriş zevki için birilerinin vücudunu tehlikeye atmamak gerekir. Dolayısıyla dışarda köpek dolaştırmak isteyecek herkes köpeklerine ağızlık takarak dolaştırmalıdır. Zabıta kuvvetleri bu ağızlık olmadan köpek (abartıp leopar, çıta, dağ aslanı, kurt, tilki, ayı, aslan, kaplan) gezdirmek isteyenlere gerekli cezayı uygulamaladır...

 

Yani ki ortada kanun var yeter ki uygulayabilelim...Kanunun uygulanmasını sağlamak için dilekçeye filan da gerek yoktur kanun uygulanmak zorundadır...Tabii son kertede burası Türkiye diyenler de olabilir...Saygılarla...

Gönderi tarihi:

En büyük fobilerimde bir tanesi....Köpekler

Bence bütün köpekleri yasaklasınlar köpek bakmak isteyen evinde baksın sokağa salmasın ödüm patlıyor gördüğüm zaman.

Boyu ebatı hiç fark etmiyor,resmen dizlerimin bağı çözülüyor,o an yanımda kim varsa ister tanıdık olsun ister olmasın arkasına saklanıyorum,herkes öğrenmiş köpek korkumu çığlımı duyan "gene köpekmi gördü "diye soruyor..

Birde pire torbaları korktuğumu hissediyor herhalde daha bir çok üstüme geliyor hele o koklamaya çalışmaları yokmu?Tamam kim geçiyorsa o an yanımdan üstüne zıplıyorum,millete maskara oldum bu yüzden..

Gönderi tarihi:
.

 

Evvela hangi köpek tehlikeli hangisi değil bunu kesin olarak ayırt etmek mümkün değil. Bazı köpeklerin tehlikelilik derecesi kesin olarak bilinmekte ancak hepsi değil. Bu sebeple sayma yoluyla yasaklama her zaman eksik olacak. Bahse konu köpeğimizin yasaklanması ise onun neslinin tükenmesine neden olabilir.

 

Şimdi bekir, zaten istenende bu. Yani bu köpeğin neslinin tükenmesi. Doğal hayatta var olan. bir işlevi, misyonu olan hayvanların neslinin tükenmesi bir sorundur, ekolojik denge açısından. Pitbull, Japanese Tosa gibi köpek dövüştürerek oynanan bahisler için (Vakti zamanında, milyarlarca doların döndüğü bir piyasaymış bu ) hususi melezlenmiş türler söz konusu olunca bu bir sorun değil. Yani zirai üretim sonucu var bu türler.

 

Bir köpek, bölgesini korumak, yavrularını korumak, kendisini korumak yada çiftleşme döneminde dişiyi korumak için saldırganlaşır. Bunun haricinde Alman kurdu denilen çoban köpeği gibi vahşileştirmek için özel eğitim verilirse vahşileşir. Yok Alman çoban köpekleride, normal beslenirlerse gayet cana yakın, sevimli canlılar. Ancak Pitbull, tüm canlılara saldırmak, zarar vermek şeklinde tabiata sahip bir köpek. Bunun sebebide melezlenmesinden kaynaklı. Ki melezlemeyi yapanlarında amacı bizzat bu. Köpek dövüşlerinde en çok parayı getirecek en vahşi türü ortaya çıkarmak.

 

Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi diyerek bir sınırlandırmaya gitmemiş. Ancak köpek başlı başına yırtıcı bir hayvandır ve hangilerinin tam olarak tehlikeli olduğunu kestirmek güçtür. Örneğin bir altı aylık bir alman kurdu bütün sevimliliğine rağmen elimi ısırmaktan imtina etmeyebiliyor. ne olacak...

 

Bekir bir alman kurdunu severek okşayarak, başka insanlarında sevmesine okşamasına izin vererek büyütürsen. O köpek hep öyle davranır. Herkese kendisini sevdirir, herkesle oynar. Ama vahşi olsun hava atayım yada evimi barkımı korusun diye. Küçükken kulaklarını kesersen, zincire bağlı olarak büyütürsne, yabancıların yavruyken onla oynamasına izin vermezsen, karanlık bir yerde büyütürsen. Sahibi dışındaki herkese havlar. Hani derler ya bu amaçla besleyenler "insana fazla alışmasın yalak olur , havlamaz sonra" diye.

 

Ama bu bahsi geçen iki tür. Nasıl büyütürsen büyüt. Yetişkin hale gelince gördüğü tüm canlılara zarar verme eğiliminde. Diyorum ya zirai olarak böyle üretilmiş bu hayvan. Nasılki montofon ve holstein inek ırkları en çok sütü verecek veya en çok buzağı verecek şekilde melezlenmişse. Bu iki ırk köpek de. En vahşi ve öldürücü olacağı şekilde melezlenmiş.

 

Niye biz bir sivas kangal çocuğu parçaladı. Yada bir terrier sahibinin bacağını kopardı. Veyahut Alman çoban köpeği komşusunu öldürdü diye haberler duymuyoruz. Hep bu iki türün haberleri. Dobermanlar vardı yine böyle melezlenen, sahibine saldırma vakaları arttıkça artık üretimi ve bakımı azaldı.

Gönderi tarihi:
Salih Tuna

 

Sayın köpeksever okurların dikkatine!

Hakaret ve tehdit dolu maillerinizi okudum. Çok etkilendim. Hakaretlerinizden o kadar etkilendim ki, köpeklere acımaya başladım.

 

Acımak da laf mı? Tastamam 300 dolarıma kıyaraktan, dün gittim 6 aylık bir K9 köpeği satın aldım.

 

Köpeği bana satan adama bahçedeki incir ağacını göstererek, "Oraya bağla…" dedim, bağladı.

 

Çocuklar çok sevindi. "Anne, babam kocaman bir köpek aldı…" şeklinde sevinç çığlıkları attılar.

 

Eşim hayret içinde, "Ne yaptın sen?!.." dedi. "Arabaya kustu namussuz…" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım; lakin, başaramadım.

 

"Köpek almak mesele değil" dedi. "Ona şefkat gösterecek, sevecek, gezdirebilecek misin?.."

 

Ardından, hayvanların insanlar üzerindeki haklarından, onlara eziyet edenlerin, hakkıyla bakmayanların işlediği vebal ve günahtan bahsetti ve "Yaratılanlara merhameti olmayana Allah da merhamet etmez!.." dedi.

 

İşi yokuşa sürme, dedim, çocuklar sever, gezdirir, sen beslersin, ben de masraflarını karşılarım, olur biter.

 

"İyi, güzel de, hani sen köpeklerden korkardın?" falan deyince, 'kimi köpekseverlerden daha çok korktuğumu' söyledim.

 

Maillerden haberi yoktu, bir açıklama beklercesine yüzüme uzun uzun baktı.

 

"Lûtfen, hiç uzatmayalım" dedim. "Köpek fobimi yenmeye karar verdim."

 

"Korkunu yenmeye yavaş yavaş, ne bileyim, fino köpeğinden başlasaydın bari…" yollu bir şeyler diyecek oldu; "Ömrümü köpek korkusunu yenmek için geçiremem, mevzuya zirveden dalacağım…" falan diyerek kestirip attım.

 

"Adı ne?" dedi.

 

"Adıneydiherneyse" dedim. (O an aklıma Brecht'in Hitler için söylediği bu ifade gelmişti.)

 

"Saçma!" dedi eşim, "Adı, Kıtmir olsun, Ashab-ı Kehf'in köpeğinin ismidir."

 

"E, güzel" dedim, "Olsun."

 

Kıtmir'in aşıları için veteriner alıp gelene kadar sen bi zahmet arşivden İnarrutu'nun Amores Perros'unu indir, akşama izleyeceğim, dedim.

 

"O filmi daha önce izlememiş miydin?" diye sordu. "İzlemiştim ama oradaki fino köpeğine üzülmemiştim!" dedim. "Bu sefer üzüleceğim, hatta gerekirse gözlerimde yaş kalmayıncaya kadar ağlayacağım…"

 

Akşama doğru veterineri alıp eve geldim.

 

Veteriner Kıtmir'in aşı karnesini inceledi. Eksik olan aşısını yapmak için çantasından iğnesini çıkardı. Kıtmir'in boynunu göstererek, şuradan tut sen, dedi, bu aşı biraz yakar da…

 

Haydaaa!..

 

Kıtmir'in zincirinin uzanacağı yerin en az 5 metre uzağından veterinere seslendim:

 

"Ben onu tutmayı falan becerebilseydim, satın almazdım zaten…"

 

Sonra mı?

 

Sonrası haftaya salı günkü yazıma kalsın.

 

Hem sayın köpeksever okurların nezih maillerine değinirim, hem de Kıtmir'le köpek fobimi yenme uğraşımın seyrinden söz ederim.

 

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=18...amp;y=SalihTuna

Salı gününü bekleyeceğim büyük bir sabırsızlıkla...

Gönderi tarihi:

Salı gününü, Salih Tuna'nın bir yazısı vesilesiyle, sabırsızlıkla beklediğimi söylemiştim. İşte Salı oldu ancak umduğum gibi bir yazı olmadı. Ama buraya eklemezsem bir eksiklik olacağını da vehmediyorum...

 

İnsanlar ve köpekler

Gündem rejim sorunu, türban, kuvvetler ayrılığı, bir rektörün darbe çağrısı veya borsadaki alaboraya odaklanmışken, ben kedi köpek mevzuuna sardıracağım yine.

 

Eğlenceli bir konu olduğundan değil ama, cuma gününden sözüm var.

 

Çünkü, "Sayın köpeksever okurların dikkatine!" başlıklı o yazının sonunda, "Sonrası haftaya salı günkü yazıma kalsın" demiştim.

 

Sözüm söz, lakin, sayın köpeksever okurların tepkilerine nasıl yer vereceğimi doğrusu bilmiyorum.

 

Her şeyden evvel, sayın köpeksever okurların mailleri bitmek bilmiyor. İletilerinin hasılası, nerdeyse 200 sayfalık bir kitap hacminde. Üstelik hiç "yaratıcı" değiller.

 

Köpek sevgilerine itirazım yok ama bu sevgilerini ortaya koyma halleri oldukça tuhaf.

 

Köpek katliamı yapan şerefsizlerin acımasızlığını belgeleyen fotoğrafları bana göndermekle neyi anlatmak istiyorlar, anlamış değilim!..

 

Köpek ölüsü görmekten zevk alacağımı mı sanıyorlar, nedir?

 

Bunca hakaret, bunca tehdit de neyin nesi?

 

Köpek fobimi ironik bir anlatımla dillendirmemim karşılığı bu mu olmalıydı?

 

Antalya'da, can havliyle kaçarak ağaca tırmanan bir kediciğe, Pitbull cinsi bir köpeğin yaptığı vahşet üzerine kaleme aldığım, "Köpek milletine isyanımdır!" başlıklı yazımdaki "ironi" niçin görmezlikten geliniyor?

 

Mezkur yazıdaki birçok ifade, köpek fobimle alay etmenin apaçık işareti değil mi?

 

Söz konusu yazının ilk cümlesinde bile, "bu bir mizah yazısıdır" iması olduğu halde, nasıl böyle "hırt" yorumlar yapılabiliyor?

 

"Kaç zamandır fırsat kolluyorum; adamakıllı bir vesile olsa da, şu köpek milletinin canına okusam!" cümlesi, gerçekten de köpek düşmanlığının ifadesi mi?

 

Yani, bir köşe yazarı işi gücü bırakmış fırsat kolluyor, he mi?

 

Niye peki?

 

Köpek milletinin canına okuyacak! Öyle mi?!

 

Allah, Allah. Deli mi bu?

 

Bunun için fırsat kollamaya ne gerek var. Alırsın eline kalemi yazarsın, fırsata ne gerek var? Köpekler fırsatsız, vesilesiz yazılardan "tınmıyorlar" mı yani? Hem şu, "Köpek milleti" de ne demek oluyor?

 

Mesela, "benim derdim köpeklerle" veya "köpeklere hıncımı kolaylıkla dillendirmezdim" gibi ifadeler, (köpekleri, en fanatik köpekseverlerden daha çok ciddiye alarak, hatta "kişileştirerek") köpek fobimle dalga geçmenin ispatı değil mi?

 

(Yeryüzünde hayvanlara hınç duyan bir insan tasavvur edemediğim için, kendimle alay ettiğimin şappadak anlaşılacağını sanan şu akılsız aklıma yanarım ki, kıyamete kadar! )

 

Ya şu ifadeler:

 

"Beni görüp de havlamayan köpeğe şimdiye değin rastlamadım. Niye böyle yaparlar, benden alıp veremedikleri nedir, bilmiyorum. Fino cinsi köpekler bile beni görür görmez, "hevv"lemeye başlarlar.

 

"Hevv, hevv, hevv…"

 

Ne var, (…) mu var? Niçin beni görür görmez köpeklik yapıyorsunuz?"

 

Havlayan bir köpeğe, niçin köpeklik yapıyorsun, diye sitem edilebilir mi? Köpeklere, "Benden alıp veremediğiniz nedir?" gibi bir soru yöneltilebilir mi?

 

Bu saatten sonra, "espriye" şerh mi düşeceğiz. Bu mudur yani?

 

"Üstelik, el kadar köpekten korkunca, insanın 'karizması' cadde üzerine düşüp paramparça oluyor, haberin var mı?!" cümlesi de mi sizi 'uyandırmaya' yetmedi?

 

Hangi normal insan kendinde "karizma" vehmeder? Bu nasıl "karizma" ki, küçücük bir Fino köpeğine rastlayınca yere düşüp paramparça oluyor?! ( Vay canına be, karizmaya bak! )

 

Köpek fobimle dalga geçtiğim bütün bu ifadelerin anlaşılacağına güvenerek, İnaruttu'nun filmindeki Fino köpeğinin iniltilerinden keyif aldığımı söyleme cesaretinde bulunmuştum. Halt etmişim.

 

Kimi köpekseverlerin, acı çeken bir canlıyı izlemekten zevk alabileceğimi düşünebilecek kadar mizah sevmediklerini nerden bilebilirdim ki?!

 

Gel de, "Ne anlatırsanız anlatın, anlattıklarınız muhatabınızın anlayacağı kadardır" sözünü hatırlatmayın şimdi.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.