Φ muki Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Bilgisizliğin en tehlikeli türü "okumuş bigisizler"in bilgisizliğidir. Diğer grup bilgisizler ya zihinsel işlev yetersizliğinden bilgisiz kalmıştır yada yeterince tahsil yapma, okuma, kendini yetiştirme fırsatından mahrum kaldığı için bilgisiz durumdadır. Okumuş bilgisiz ise, içinde bulunduğu tüm olumlu şartlara (içinde yaşadığı zaman dilimi, bilim ve teknoloji, gittiği üniversite, yurt dışı geziler vs) rağmen bilgisiz kalmayı başarmış olan insanlardır. "Sakallı Celal" adlı makalemde, sakallı Celal`in bazı sözlerine yer vermiştim. Bir yerinde diyor ki, "bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkün". Evet, ne yazık ki, bilgisizliğin bu üst derecesine ulaşmak ancak tahsil ile mümkün olabilir. İşin enteresan yanı bu insanlar bilgisizliğinin farkında da değildir, zaten, bilgisiz, bilgisizliğinin farkına varsa bilgisizliğinden kurtulmak için ilk adımı atmış demektir. Hatta bilgisizliğinin farkında olan insana artık bilgisiz de denemez. bilgisizliğinin farkına varması bilgiyle ve özgürleşmeye başlamış beyinle mümkün olduğundan artık bilgisiz gömleğini çıkarmıştır. Daha somut ifade etmek için, örnek vermek istiyorum; bu örnekteki kişilerin hepsi üniversite öğrencisi ya da mezunudur. Örnek; Din Devletini Savunanlar Dine dayalı bir devlet düzenini savunmak (yani, devletin ekonomik, siyasi, hukuki, toplumsal düzenini din kurallarına dayandırmak), klasik akılsızlık işaretidir. Bunlar 21.yüzyılda yaşamalarına rağmen, din devletinde demokrasi ve din-vicdan özgürlüğü olamayacağını, olmasının da olanaksız olduğunu anlayamamışlardır. Niye olmaz? Çünkü, din kuralları kural olarak değişmez, dinde dinin ortaya çıktığı dönemin özellikleri hakimdir. Oysa toplum sürekli değişir ve gelişir. Sabit kurallarla değişen toplumun ihtiyacı karşılanamaz. Zaten bunların gericiliği de burdan gelir. Bunlar, artık bugün çağdaş toplumda uygulanması mümkün olmayan şeylerin hala uygulanabileceğini savunmaktan utanmazlar. Modern toplumların ve demokrasinin vazgeçilmez, olmazsa olmaz şartı olan laikliği bile sanki batının modası gibi görmek isterler. Halbuki, laiklik insanlığın tarihsel gelişme sürecinde toplumsal bir aşamadır. Bunların bilgisizliği sınır tanımadığı için monarşi, halifelik vs ne varsa hepsinin yeniden gelmesini isterler. Softalık öyle ruhlarına işlemiştir ki, bunları Dünyanın en iyi 5 üniversitesinde okutsanız bilgisizliklerini muhafaza ederek gelirler. Çünkü beyinleri özgür değildir, çelişkileri gözüne soksanız görmek istemezler. Hatta o çelişkide keramet aramaya kalkarlar. Sürekli geçmişe dönme hayalindedirler. Din devletleri teokrasi olduğundan Siyasi iktidar, din devletinde kendini sadece Tanrıya karşı sorumlu kılar, ne yapıyorsa Tanrı için yaptığını iddia eder ve egemenliğin Tanrı`ya ait olduğu yutturmacasıyla halkın elinden egemenlik alınır. Bu arada halkın fazla uyanmaması için göstermelik bazı kurumlarda icat edilir ve göz boyamak ihmal edilmez. Halbuki, demokrasinin ilk şartı; siyasi iktidarın gücünün sınırlanması ve keyfiliğe kaymasının engellenmesidir. Ben, Tanrıya karşı sorumluyum diyen siyasi iktidarı kimse sınırlayamaz. Bu softalara, artık bu çağda hangi din olursa olsan, din devleti olmaz dersiniz ve halihazırdaki din devletlerini gösterirsiniz. Hepsi de karanlığın içinde çırpınan, din ve vicdan özgürlüğünün olmadığı, dini yükümlülüklerin bile zorla yaptırıldığı, dinle siyasetin iç içe yürüdüğü, bilim ve teknolojiden, sanattan nasibini almamış, kadının geri planda olduğu, eğitimin bilim ve akıldan uzak yöntemlere yapıldığı vs. gösterirsiniz akıllanmazlar. Derler ki, bunlar yanlış uygulamadan başka bir şey değil. Peki, doğru olanı tarihte göster dersiniz, örneğin bir tane din devleti gösterin ki, demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri, halk egemenliği, din ve vicdan özgürlüğü olsun. Onu da gösteremezler. Yani, özetle saçma, eşyanın tabiatına aykırı hayaller peşinde koşarlar. Bunların hastalığı akıl ve bilimi dışlamaktan kaynaklanmaktadır. Görünürde sahip olduğu bilgiler ise kendilerine bile faydası olmayan bilgilerdir. Milattan önce Aristip adlı bir filozof şöyle demişti; "sağlıkları iyi olanlar, fazla yemek yiyenler değildir, belki, kendilerine en uygun geleni yiyenlerdir. Aynı suretle geniş bilgisi olan insanlar, bilgin değil, fakat faydalı şeyleri bilenler bilgindir". Gene Konfuçyus şöyle demişti; "...Bilimin beslemediği fikir pek tehlikelidir.. düşüncelerimizin doğruluğu bilimin yetkin oluşu ile mümkündür... bilimi yetkinleştirmek eşyayı incelemekten ibarettir...". Klasik bilgisizin, zaten olmayan fikriyle başkalarını etkilemesi de mümkün değildir. Oysa, okumuş bilgisizler başkalarını da, özellikle klasik bilgisizleri ya da kendileri gibi okumuş bilgisizleri kandırabilirler, yönlendirebilirler, peşinden sürükleyebilirler. Karşınıza siyasetçi olarak, bürokrat olarak, din adamı olarak, yazar olarak, değişik meslek gruplarına mensup insanlar olarak çıkabilirler. Türkiye'de bunların ortak özelliği; kullandıkları dilin ülkede konuşulan ana dilin uzağında Arapça ve Farsça ağırlıklı, ağdalı olmasıdır. (Elinizde sözlük olması tavsiye edilir). Ayrıca, kendi ülkelerinin milliyetçisi değil, arap milliyetçisidirler. Bir referandum yapılsa bunlar Türkçeyi değil Arapçayı tercih edecek zihniyettedirler. Kendi ülkelerinin Dünya'ya hayranlık uyandıran, bağımsızlık savaşını başarıyla sonuçlandırmış ve ülkesinin kaderini yaptığı devrimlerle değiştirmiş önderin yerine başka ülkelerdeki mollaları (Humeyni, Seyyid, Kutub, Mevdudi, Hamidullah, Hikmetyar vs.) önder olarak kabul ederler. Çoğunlukla batı tarzında giyinirler ama kafaları ortaçağda gezinir. İçlerinde bazılarının saçı gözükmesin diye perukla gezdiği rivayet olunur. Din devletleri tartışmasız olarak erkek egemen toplum yaratmasına rağmen bazı kadınlarımızın cennetteki hurilerin yedeği olabilmek için din devleti özlemi taşıdıkları ve olağanüstü gayret sarfettikleri de bilinmektedir. İçlerinde kapı kapı dolaşıp yarınki din devleti hayali için kadınları çarşafa teşvik eden ve saçının bir teli gözükse cehenneme gideceklerini ve öbür dünyada saçlarının her telinin yılan olup kendilerine dolanacağını anlatanlar vardır. "Okumuş bilgisizler" için bu yazımda vermiş olduğum örneğe ve anlattıklarıma bakarak, okumuş bilgisizlerin bunlardan ibaret olduğu sanılmasın, başka kategoriler de mevcuttur. Ancak, ben en tehlikeli olanlarını yazdım. Şeref Köksal Not: Bilgisizler sözü benim tarafımdan eklenmiştir. Yazının orijinalinde bulunan kelimeyi yazsaydım sayın yönetimin hışmına uğrardım. Alıntı
Φ LaRsiE_ Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ocak , 2008 okumakla adam olunmuyor işte insanın içinde olucak... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.