Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Sendikalar ve emekçiler kendine gelmeli- İbrahim Erdoğan

 

SSGSS yasasının kamuoyu gündemine gelmesiyle birlikte bu yasayı geri çektirmekte samimi ve mücadelede kararlı olan sendikaların/konfederasyonların zorlaması sonucunda mücadele gibi bir derdi olmayan sendika bürokrasisi tabandan gelecek tepkileri önlemek ve günü kurtarmak için de olsa Emek Platformu çatısı altında bir araya gelmek zorunda kaldılar. Ve 14 Mart’ta (kelimenin tam anlamı ile emekçilerin gazını almak için) 2 saat iş bırakma kararı aldılar.

 

Bu sendikalardan birçoğunun metropollerin dışında kalan illerde aldıkları bu kararı üyelerine ileterek bu eyleme katılmadıklarını (katılanların ise sendika yönetimi düzeyinde katıldıklarını) unutmamak gerekiyor.

 

Emek cephesi içerisinde yaşanan bu olumsuzluğa rağmen yapılan eylem sonucunda siyasi iktidarın geri adım attığı ve sendikalarla tekrar görüşmek zorunda kaldığı söylenebilir.

 

Ama ilk raundu Emek cephesi kazanmış gibi gözükse de aslında kazanan yine sermaye oldu. Çünkü öfkeler kısmen de olsa giderilmiş, sıra masada yapılacak görüşmelere kalmıştı. Kendisi için en zayıf olan sokak mücadelesinde ilk raundu kazanan sermayenin ikinci rauntta kendisi için en kolay, her türlü manevrayı ve medya aracılığı ile her türlü spekülasyonu da yapabileceği alan olan masa başında kazanmaması işten bile değildi ve öyle de oldu.

 

Görüşmeler sonucunda

 

• Emekli aylığı bağlanma oranlarının düşürülmesi

• Emekliler milli gelir artış oranının yüzde 100’den değil yüzde 30’undan yararlanacak olması

• Gazeteciler dahil geçmişte fiili hizmet süresinden yararlananların bu haklarından mahrum bırakılması

• Özel hastanelere ve istisnai hizmetlerde ödenecek farklar yine emekçilerin cebinden çıkacak olması bunun en somut göstergesidir.

 

Tüm bu olumsuzluklara rağmen masa başı görüşmelerinde 9000 iş günü prim yatırma zorunluluğunun 7200 güne düşürülmesi medya aracılığı ile çok büyük bir zafermiş gibi sunuldu. Ama ülke gerçekleri dikkate alındığında bu fiilen zaten hiçbir anlam ifade etmiyordu. Çünkü 7200 günü dolduran yaşı dolduramayınca yine emekli olamayacak 58-60 veya 65 yaşını doldurmayı beklemek zorunda kalacaktı. Ülkemizdeki yaşanan işsizlik nedeniyle (özelliklede özel sektörde) sürekli çalışma imkanı bulunamadığı (bulunsa da sigorta primlerinin düzenli olarak yatırılmadığı) dikkate aldığınızda bunun fiilen imkansız olduğu açıkça gözükmekte. Teorik olarak oynanan oyunlar hayatın gerçekleri ile örtüşmemektedir. Çünkü hayat fiilen yaşanandır. Bunu gizlemek isteyenler yalnızca emekçileri avutmak isteyenlerdir.

 

Bu gerçeği gören (DİSK, KESK, TTB, TMMOB) kurumlar mücadelenin bitmediğini ve yasanın geri çekilmesi için mücadeleye devam kararı aldılar. Şimdi sıra emekçilerde. Bir yandan geleceklerine sahip çıkmak için mücadele etmek, diğer yandan kendini temsil eden örgütlerin bu davranışlarını görerek onları yeniden değerlendirmek durumundadırlar. Yoksa yalnızca kendi geleceklerine değil çocuklarının geleceklerine de kayıtsız kalmış olacaklardır.

 

İbrahim ERDOĞAN

Eğitim Sen. Cumhuriyet Üniversitesi Baş temsilcisi

Sivas Eski Şube Başkanı

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Halkta 30 Nisan tedirginliği

 

 

Halkın yüzde 90'ından fazlasının emeklilik hakkının da içinde bulunduğu sosyal güvenlik ve sağlık hakkını gasp edecek olan ve bu nedenle yoğun eleştirilere sahne olsa da geçtiğimiz günlerde Meclis'ten geçirilerek yasalaşan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) kapsamında bulunan "65 yaşta emeklilik" düzenlemesi 30 Nisan’da yürürlüğe girecek. 30 Nisan’dan önce sigortalı olan çocuklar, gençler ve çalışanlar eski kanuna, yani kadınlarda 58 erkeklerde 60 yaşa göre emekli olacak. 30 Nisan’dan sonra sigortalı olanlar ise 65 yaşa tabi tutulacak.

 

‘O KADAR YAŞAYAMIYORUZ Kİ’

Uzmanlar, 30 Nisan'a kadar herkesin sigortalı olması konusunda çağrısını yinelerken, konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız vatandaşlar ise yeni düzenlemeye tepki göstererek, 'ortalama yaşam süresinden daha geç bir emekliliğin' hiçbir şey ifade etmediğini bildirdi. Temel bir vatandaşlık hakkı olan sağlığın kendileri için son zamanlarda "yük" haline geldiğine dikkat çeken vatandaş, yeni Sosyal Güvenlik Yasası karşısında ne yapacaklarını bilemediğini söyledi.

 

Necip Karaduman (42, kamu çalışanı): Emeklilikte 65 yaş çok, Türkiye'de insan en fazla 70 yaşına kadar yaşıyor zaten. Sağlıkta ise özel hastanelere karşıyım. Hem benden para talep edecekler hem de devletten para talep edecekler. Bu, devleti sömürmekten başka bir şey değil.

 

Murat Ayaz (33, garson) : SSGSS yasa tasarısı hakkında aslında Türkiye'de kamuoyunun tepkisi belli, herkes buna karşı. Bizim sigortamız var ama çocuklarımızın malesef. Bu yasaya karşı birkaç sendikanın tepkisi ile yasada biraz geri adım atıldı. Sendikalar zaten bizi temsil ediyor. Şu anda herkes ekmek derdine düşmüş eylemi düşünecek fazla vaktimiz olmuyor.

 

Naim Elitok (33, garson): Ben vergisini ödeyen, işimi yapan bir insanım. Devlete karşı hiçbir şeyim olmamış ama devlet bana bunun karşılığında mezarda para ödemeye başlıyacak. Ben o yaşa kadar zaten kendime bakabilsem sigorta yaptırmam, emekli olmam. Bu nasıl iş? Nasıl devlet? Nasıl yasa? Nasıl kanun? Sağlık konusunda ise, benim annem şu an hastanede kalp hastası, SSK önden ödemeyi yapmıyor. SSK benim işimi yapmadıktan sonra ne anladım ben işten.

Devletin bana yardımcı olması gerekirken beni çamurun içine atıyor. Bana git hırsızlık yap, git dolandırıcılık yap diyor. Bu yasalarla bana bunları yap diyor. Ben aile geçindiriyorum 500 YTL ile ne yapayım. Bu yasa bana değil zengine parası olanların çıkarına yarıyor.

 

Refiye Tosun (57, ev hanımı) : SSGSS yasa tasarısına karşıyım, özellikle de sağlık konusunda. Benim eşim 6 sene önce özel hastanede ameliyat oldu. Şimdi aynı hastaneye kontrole bile gidemiyor. Ben emekliyim ama çocuklarım olamayacak. Böyle giderse herkes mezarda emekli olacak. Yasaya karşı eylemlere gidiyorum ama herkesin bu konuda duyarlı olması gerekir. Belirli bir kesim ile ses çıkarsak da sonuç alamıyoruz nedense.

 

Hilmi Karaman (32, işletmeci) : Böyle bir yasa tasarısı hayata geçerse mezara yakın bir emeklilik olur. Sanırım hükümet uzun vadede sigorta olayını kardımayı planlıyor. Bana mantıklı gelimiyor. Türkiye'deki yaş ortalamasını ve avrupa standartlarını göz önüne almak gerekir. Bana göre emeklilik yaşının yukarı çekilmesi adil birşey değil. Bugün Meclis'te olanlar yarın Meclis'ten çıkıp emekli olmayacak mı diye düşünüyorum ama onlar kendilerini garanti altına almışlardır.

 

Ömür Aker (19, öğrenci) : Zaten ülkede her şey kötü durumda, dur demek lazım buna ama ne kadar yeterli bilmiyorum. Sağlıkta özellikle çok etkileneceğiz. Ailemizde kalıtsal olarak sağlık problemlerimiz var. Babam astım olduğundan dolayı ilaçları oldukça pahalı. Bunun üzerine bu yasa geçerse bizim için çok kötü olucak.

 

Büşra Sağcak (20, öğrenci) : Ben açıkçası Türkiye'de kalmak istemiyorum. Şu an Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuduğumdan Türkiye'de bana iş imkânı sağlamıyor. Ama yasa geçerse birçok kişi etkileneceği için tabii ki karşıyım.

 

* * *

SSGSS yasası, kayıt dışı istihdamı körüklüyor

Gazİ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Kızılot, yeni sosyal güvenlik yasasının kayıt dışılığı, kayıt dışılığın da işsizliği körüklediğini ifade etti.

Prof. Dr. Şükrü Kızılot, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünce, düzenlenen ''Türkiye'de Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları ve Vergi Uygulamaları'' konulu panele katıldı. Konuşmasında, Türkiye ekonomisindeki sorunların görüldüğünden daha ciddi olduğunu savunan Kızılot, şunları kaydetti: ''Yeni Sosyal Güvenlik Yasası kayıt dışı istihdamı körüklüyor. Yeni yasaya göre 18 yaşında sigortalanan biri 20 yıl sonra 38 yaşında emekli oluyor. Ama 65 yaşına kadar beklemek zorunda. Yani devlet 'sen git 27 yıl kaçak çalış' diyor. Kayıt dışılığın bugün Türkiye'deki oranı yüzde 50 civarında.''

 

ALİ CEMAL KARABUDAK - BESİM SADIKAY

Gönderi tarihi:

23 Nisan’da SSGSS hediyesi

 

 

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortaları (SSGSS) yasası ile geleceğimiz daha güvensiz hale geldi. 30 Nisan’da yürürlüğe girecek yasa ile “çocuklarınızı 30 Nisan’a kadar sigortalı yaptırın” çağrısı yapan uzmanlar birçok hakkın kaybının yanı sıra emeklilik yaşının 65’e çıkmasıyla 23 Nisan’da bayram yapan çocukların geleceklerinin pek de güvenli olmayacağı uyarısında bulunuyor. Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel “Bu reformla yeni hiçbir hak gelmiyor, birçok hakkımızı da kaybediyoruz. Çocuklarımızı da feda ediyoruz” dedi.

 

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de çocuk işçiler köle gibi çalıştırılıyor. Araştırmalara göre çocuk işçilerin yüzde 62’si 14 saat çalışmak zorunda kalırken, yüzde 79’u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İstanbul Barosu Çocuk Hakları merkezi, tekstil, otosanayi, ayakkabı ve metal sektöründe çalışan 195 çocuk işçiyle, 2008 yılında yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Baro’nun Orhan Apaydın salonunda, çocuk işçiler çalışma grubu sorumlusu Avukat Seyhan Akşen Paksoy tarafından açıklanan anketin sonuçlarına göre, Türkiye’de çalışan çocuk işçiler köle gibi çalıştırılıyor ve çocukluk hakları ellerinden alınıyor.

Uzmanlar küreselleşme ve göçlerle Avrupa’nın da bu problemle karşı karşıya kaldığını belirtti.

 

 

 

OZAN BİLİR

Gönderi tarihi:

SERMAYENİN SOSYAL GÜVENLİK ZAFERİ

19 Nisan 2008 / Cumartesi

 

İzzettin Önder

 

Sosyal Güvenlik ve Sağlıkta Dönüşüm Programlarının niteliğini algılayabilmek için şu konulara göz atmamız gerekmektedir. Bir defa, mesele Türkiye’ye özgü olmayıp, tüm ülkelerle ilgilidir. Yâni, konu kapitalizmin ciddî bir sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Kapitalizm sıkıştıkça yük olarak nitelediği bazı kalemlerden kurtulmak istemektedir. Küresel rekabetin zorladığı bu durum, verimliliğin geri olduğu gelişmekte olan ekonomilerde daha da vahim olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’de iktidar % 47 oy oranı ve kendi Cumhurbaşkanına güvenmenin yanında, IMF le yeni sözleşmeye gittiği bir dönemde, kararlarda henüz söz hakkı bulunmayan gelecek nesillerin haklarını da ihlâl ederek, sermayenin elini hafifletmeye çalışmaktadır.

Sosyal Güvenlik Sisteminde ve Sağlıkta Dönüşüm Programında yapılan yeni düzenleme ile bir yandan çalışma süreleri ve prim ödeme gün sayısı yükseltilirken, diğer yandan da emeklilik haklarında önemli kısıntılar yapılmaktadır. Bu genel çerçevede emekçilerin çalışma koşulları ağırlaşacağı gibi, emeklilik dönemindeki istifaddeler de zayıflamış olmaktadır.

Herhangi bir dönemde yapılan sosyal harcama o dönemin katma değerinden yapıldığından, sosyal güvenlik giderlerinin görece hafifletilmesi, katma değer ve kâr üzerindendeki yüklerin azaltılması sonucunu doğurur. Kısacası, sosyal güvenlik ve sağlıkta dönüşüm sisteminde yapılan değişiklik, sermaye ile emek arasındaki sosyal çatışmanın sermayenin emeğe karşı zaferi ile sonuçlanmış olduğunu göstermektedir. Kapitalizmin sıkışık döneminde uygulamaya koyulmuş olan yeni sistem küreselleşmenin bir başka uygulama aracı olarak karşımıza çıkmaktadır.

İktidar yanlısı sendikaların başkanlarının, TÜSİAD ve TOBB gibi kuruluşların liderleri ile birlikte ve aynı çizgide gözükmeleri çok iyi değerlendirilmelidir. Emekçilerin, gerek sandık başına gittiklerinde gerekse emekçi liderlerini değerlendirdiklerinde bu noktayı gözden kaçırmaması şok önemlidir.

 

Kaynak:ozgurradyo.com

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.