Φ suheda Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Sözüm ona haklarını savundukları insanları acımasızca katleden bu canileri hala haklı görenler varmıdır acaba?? İmralı'daki Terörist başını lider dağdaki katil hainleri özgürlük savaşçısı olarak görenler,buyurun bakalım!!!! Nefretle lanetliyorum bu hain ve kalleşce saldırıyı.... Teröristler minibüsü taradı 7 si korucu 12 kişi öldü PKK’dan hain baskın Beytüşşebap'ın Beşağaç köyünde akşam saat 20.00 sıralarında meydana gelen olayda, köyün su şebekesini yapan işçilerin bulunduğu minibüs teröristiler tarafından durduruldu. Teröristler minibüsten indirilen işçilere PKK lehine propaganda yaptırdı. Daha sonra teröristler tarafından işçilerin üzerine çapraz ateş açıldı. Olayda, 7'si köy korucusu 12 işçi hayatını kaybetti, 2 işçi de yaralandı. Şırnak Valiliği ise olayla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi Beşağaç köyü bölgesinde köylerine su getirmek maksadıyla çalışan 14 masum vatandaşımız, 29 Eylül 2007 günü saat 17.00 sıralarında minibüs ile köylerine dönerken PKK terör örgütü mensupları tarafından haince pusuya düşürülmüştür. Teröristlerin icra ettikleri hain pusu neticesinde 7'si köy korucusu 12 masum vatandaşımız katledilmiş, 2 vatandaşımız ise ağır yaralanmıştır. Yararlılar askeri helikopterlerle Şırnak Asker Hastanesi ile Beytüşşebap Devlet Hastanesi'ne tahliye edilmiştir. Olayla ilgili ilçeye giriş ve çıkışlar yasaklanırken, güvenlik güçleri kaçan teröristleri bulmak için geniş çaplı operasyon başlattı. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 bu kadar insanımızı öldürdüklerin için onları asla affetmeyeceğimizi bilmiyorlar, atıp tutsunlar hala bakalım Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Insanlari ülkesini ait oldugu toplumu sevdikleri ve savunduklari icin fasistlikle etiketleyenler bu cinayetler karsisinda bile öldürenleri hakli cikaracak kadar hadlerini asabilmektedirler.Hergün sehit verilen bu ülkeyi bu ulusu birilerinin sevmesini hazmedemeyenler onlara yaftalar yapistirmaktan asla vazgecmeyeceklerdir.Diger yanda bu ülkede *Kürt sorunu vardir diyerek AB ve ABD yardakcisi kesilenler katledilen bu insanlarin vebalinide omuzlarinda tasiyacaklardir.*Bu ülkede asla bir kürt sorunu olmamistir,katledilenlerin arkasindan agitlar yakanlar aglayan figan edenlerde Kürttüler ama onlarin agizlarindan cikan nefret ayniydi*Kahrolsun PKK*demekki bu ülkede kürt sorunu degil terör sorunu vardir, ve bu terörü isleyenler Kürtleri temsil ettigini iddia eden bölücü terör örgütü PKK dir.Onlarin siyasi uzantilari ise mecliste ulusun ordusuna dil uzatacak kadar cesaretlendirilmislerdir.Secimin üzerinden iki ay gecmesine ragmen hala ortada bir icraat yoktur,üstüne üstlük simdide bayram tatiline giriyor meclis.Bu milletten oy gaspederek iktidara gelenler bu milletin alin teri vergileri ile karinlarini sisirirken vatandas gününü nasil gecireceginin hesabini yapmaya calismaktadir.Terör icin teröre karsi,AB ve ABD den icazet alamadigi icin TSK ya yesil isik yakamayan bu iktidar secimden sonra hicbir icraat yapmamis kendini oldu bittiyle cikartacaklari anayasaya odaklamistir.Dün katledilen 11 vatandasimizin bugün Izmirdeki bomba olayinda ölen bir vatandasimizin suclusu bu iktidardir. saygilarla Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Haber izlemeyen gazete okumayan dünyadan bi haber,yalnızca eğlence peşinde neyi niçin yaptığının farkında olmayan irtica geliyor hadi sokağa denilip sokaklara dökülen başörtüsü üniversitelere girecek kaygısını donunu eline alıp protesto etmeye çalışan yeni yayın dönemi ile tv lerde boy gösteren yüzlerce dizi filmin esiri edilmiş,ülkesinde olup bitenden habersiz kendini dünyanın merkezi sanan,evinin önüne ekilen sahte çiçeklere dalıp herşeyi güzel zanneden oysaki arka bahçesi tutuşmuş farkında olmayan,asıl tehlikelerin üstünün örtüldüğünü görmeyen daha doğrusu işine geldiği gibi davranan kaygısız,umursamaz,adamsendeci,bir toplum olma yolunda hızla ilerleyen kendilerine rejim için bağırın terör için sessiz protesto edin talimatı verilen ve bunu harfiyen yerine getiren uysal ve bir o kadar saf insanlarımız..... Acaba bunların kaç tanesinin Beşağaç köyündeki baskından haberi var??? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Sanırım bu suruları Bozana ve aslan34'e soruyorsun... çünkü genelde kendileri pkk konusunda yorum yapmazlar yapsalarda eh işte... Zaten bozana göre en büyük tehlike tehlikeciler yani ulusalcılar... hatta Türkiye'de terör bile yok... neyse... bundan 5 yıl öncesine, 10 yıl öncesine gidince bir terörist vurulduğunda onun ceseti sokak ortasında kalırdı hiç kimse sahip çıkamazdı, çünkü o suç işlemişti, devlet ve millet düşmanıydı ona sahip çıkmak suça ortak olmaktı... şimdi teröristler milletvekillerinin kardeşleri (!) pkk başının söylemleri ile başbakanın söylemleri aynı... ve terörist cesetleri kameralar eşliğinde dağdan indiriliyor, devlet hastanesi morguna kaldırılıyor, cesetleri taşıyanlar kameralara zafer işareti yapıyor... ve bu demokratik hak oluyor... Türk askeri şehit düşüyor hemde hergün ve başbakan açıklıyor pkk can çekişiyor son çırpınışları... Amerika icazet vermedi vermeyecek ve daha çok kan dökülecek... vatandaşı eleştireceğinize yöneticileri eleştirin buradan pkk yı ve eylemlerinin kınamanında kınamamanında artık anlamı yok... pkk siyasileşti artık... ve hükümetin gündeminde başka konular var... Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Ben sözlerimi ortaya söyledim kim üzerine alınmak isterse alınsın......... Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 bazı insanlara çok şaşırıyorum nedense her yaptıklarını başkaları ile kıyaslama gereği duyuyorlar. ben bunu yaptım siz nerdesiniz? şaşmamak imkansız. Türkiye'nin başında öyle bir adam varki o Kürt meselesi benim şahsi meselemdir diyor oysa Türk askeri Kürt meselesi ile çatışmıyor, Türk askeri bölücülerle çatışıyor başbakan Kürt oylarını ve Kürtleri destekleyen Amerika'yı kaybetmemek için Türk askerine kelle Kürt teröriste senin meselen benim meselemdir diyor. Daha ne bekliyorsunuz evet hergün şehit haberleri gelecek taki Kürtler istediklerini alana kadar başkaları başına taktığı örtü için mücadele ettiği kadar bu konulara dikkat etmiyor sonra şehide üzülüp hükümeti destekliyor. düşünce ve söylemlerde samimi olmak lazım. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gerçekten ülke siyasetine sadece "türban" penceresinden bakmak ne kötü bir şey. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gerçekten ülke siyasetine sadece "türban" penceresinden bakmak ne kötü bir şey. Aynen ülkedeki tek sorunu türban ve F.Gülen den ibaret zannedenler acaba asıl ciddi sorunların ne zaman farkına varacaklar? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Dimi sırf türban yasağını kaldırmak ve tarikatları anayasal güvence altına almak için memleketin anayasasını değiştirmek mesela. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 gözünü sevdigim korkusu! korku ile devam eden yaşamlar... korkmalısın ey halkım...her daim.. Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Bunu yapanları nefretle kınıyorum ALLAH *****... Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 az evvel bir haber sitesinde okudum 13 askerimiz şehit edilmiş çok üzüldüm yeter artık bu işi çözmek için ne gerekiyorsa yapılsın hiçkimsenin ne anası ne babası ne kardeşi ağlamsın türkler ve kürtler kardeştir ben kürdüm ölen askerler için kardeşlerimiz için oturup ağlayabiliyorsam işte kardeşlik buradadır. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Şırnak'ta 13 şehit Şırnak’ta görev yapan bir birliğe dün terör örgütü PKK tarafından düzenlenen saldırıda 1'i astsubay 13 asker şehit oldu Şırnak’ta görev yapan bir birliğe dün terör örgütü PKK tarafından düzenlenen saldırıda 1'i astsubay 13 asker şehit oldu. Askerlerin, Bolu Dağ ve Komando Taburu'ndan geçici görevle bölgeye gittiği belirtildi. Şırnak Valiliği, dün saat 15.30 sıralarında, Şırnak'ın Küpeli Dağı bölgesinde operasyon düzenleyen güvenlik güçleri ile bir grup terörist arasında çatışma çıktığını, çatışmada 13 güvenlik görevlisinin şehit olduğu, 3 askerin yaralandığını bildirdi. Teröristlerin askerlerin üzerine bomba atıp uzun namlulu silahlarla ateş açtığı belirtiliyor. Şehit askerlerin kimlikleri: Astsubay Ahmet Sarıoğlu ile erler Bayram Güzel, Turgay Salgur, Mehmet Uyar, Seyfi Altuntaş, Mehmet Yıldırım, Mehmet Uçarı, Kasım Aksoy, A. Şükrü Karataş, Emrah Eryılmaz, Sıddık Küçükgöz, Fetullah Selçuk ve Mehmet Coşkun. Irak sınırına top atışı Saldırıdan sonra bölgede geniş kapsamlı operasyonlar başlatıldı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinde Irak sınırı yoğun top atışına tutuldu. Sınır, yaklaşık 40 dakika boyunca bombalandı. Şehitlerin cenazeleri ve yaralılar, Şırnak Asker Hastanesi'ne götürüldü. Saldırı Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden duyuruldu. Olayla ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi. Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında "Terör örgütü mensupları, yurt içerisinde operasyon birliklerimizle, yurtdışına kaçış noktalarında ise ateş destek vasıtalarıyla takip edilmektedir. Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerde ortaya çıkan bu tablo, mücadele azmimizi ve kararlılığımızı daha da artırmıştır" denildi. Erdoğan: "Terörle mücadele çok farklı yürüyecek" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak'ta 13 askerin teröristler tarafından şehit edilmesiyle ilgili olarak "Üzüntümüz büyük. Terörle olan mücadele sürecimiz çok daha farklı bir şekilde yürüyecek" dedi. Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda Ankara'ya hareketinden önce basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Allah'tan şehitlerimize rahmet diliyorum... 13 şehidimizin olması gerçekten bizim yüreğimizi dağlayan bir olay oldu. Üzüntümüz büyük. Operasyonlar devam ediyor. Mücadele şüphesiz sonuna kadar devam edecek" dedi. Erdoğan, "Halkımız güvenlik güçlerimizin sürekli yanında. Gerek askerimiz, gerek polisimiz el ele. Bu mücadeleyi hep birlikte yürüteceğiz" diye konuştu. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplanıyor Aynı şekilde İstanbul Avcılar'da da bir olay olduğunu ve bu olayla ilgili takibin devam ettiğini belirten Erdoğan, pazartesi, önce Bakanlar Kurulu'nun, ardından da Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nun toplanacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, "Türkiye terörle mücadele konusunda hep yalnız kalıyor. Kuzey Irak teröristlerin barınma noktası haline geldi. Oradan gelen bombalar metropollerde patlıyor. Bu konuyla ilgili yeni bir değerlendirmeniz olacak mı?" yönündeki sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Durumu tespit noktasındaki açıklamalarımda herhangi bir değişiklik yok. Aynı düşüncelerimin arkasındayım. Buna yönelik olarak da önümüzdeki ay Amerika seyahatim var. Bu seyahatte Sayın Başkan'la da bu konuları en geniş anlamda konuşacağız. Ondan sonra da sürece yönelik açıklamalarımızı orada veya döndüğümüzde tekrar yaparız." SALDIRIYA TEPKİ YAĞIYOR Cumhurbaşkanı Gül Büyükanıt'ı aradı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Şırnak'ta teröristlerin saldırısı sonucu 13 askerin şehit olması üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı telefonla arayarak, olayla ilgili bilgi aldı ve başsağlığı dileklerini iletti. Gül, ayrıca yaptığı yazılı açıklamada, “Yaklaşık 1 ay önce ziyaret ettiğim Şırnak bölgesinde görevli bir birliğimize terör örgütü tarafından yapılan hain saldırıda, ülkemizin huzurunu, milletimizin güvenliğini sağlamak amacıyla görev yapan 13 askerimizin şehit edilmesi hepimizi derinden sarsmış, bizlere büyük bir acı yaşatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir insanlık suçu olan terör karşısındaki haklı mücadelesini, milletimizin desteği, kahraman güvenlik güçlerimizin azmi ile her türlü şart altında yılmadan devam ettirecektir. Saldırıda şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum” dedi. Gül açıklamsında ayrıca, "Terörü yaratanlar, besleyenler ve ona destek olanlar bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle 'bölünmez' bütünlüğünü koruma kararlılığı karşısında hiçbir güç duramayacaktır" ifadesine yer verdi. Toptan: "Hak ettikleri cevap verilecektir" Meclis Başkanı Köksal Toptan da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a gönderdiği başsağlığı mesajında, "Hükümetimize ve kahraman ordumuza, güvenimiz tamdır. Teröristlere hak ettikleri cevabın en sert şekilde verileceğinden kuşkumuz yoktur" ifadesine yer verdi. Baykal: "Terör örgütünü lanetliyorum" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da yaptığı yazılı açıklamada "13 askerimizi şehit eden terör örgütünü lanetliyor, şehitlerimize rahmet, ailelerine, ulusumuza ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başsağlığı diliyorum" dedi. Bahçeli'den hükümete sert uyarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Gerek duyulması halinde, yapılacak sıcak takibin sınır ötesini de kapsayacak şekilde ve izin almaksızın icra edilmesi artık meşru hale gelmiş bulunmaktadır. Hiçbir ortaklık veya işbirliği mazereti bir tek vatan evladının hayatından daha kıymetli sayılamaz" dedi. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Şırnak'ta teröristlerin saldırısı sonucu 13 askerin şehit olmasını "derin bir üzüntüyle öğrendiğini" kaydetti. "Bu menfur saldırıdan sonra, teröristler ile işbirlikçilerinin bir an önce ele geçirilmesi ile muhtemel yeni terör saldırıları için gerekli tedbirlerin hükümet tarafından acilen alınmasının öncelikli beklentileri" olduğunu belirten Bahçeli, “Uzun bir süredir ülkemizi tehdit eden terör örgütünün bu son eylemi, Türk milletinin sabrını taşırma noktasına getirmiştir” dedi. “Siyasal tartışmaların yoğunluk kazandığı bu zamanda, terörle mücadele artık en önemli gündem maddesi olmalıdır” ifadelerini kullanan MHP lideri, “Bugüne kadar yaptığı yanlışlarla bölücü heveslerin cesaret ve ilham kaynağı olan hükümet, yalnızca terör eylemlerinin değil, siyasallaşma çabalarının da birinci derecede sorumlusudur” dedi. “Aziz milletimiz hükümetten bölücülük ve terörle mücadelede etkin, kararlı ve kalıcı bir icraat beklemektedir. Bu icraatın gecikmesi halinde kapatılması mümkün olmayan derin yaraların açılacağı, milli birlik ve bütünlüğümüzün zedeleneceği çok tehlikeli yeni bir sürece girildiği anlaşılmaktadır” diyen Bahçeli şehitlere rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. Adana'da protesto gösterisi Olay, Adana'nın Kozan ilçesinde düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Adnan Menderes Parkında toplanan bir grup, ellerinde Türk bayraklarıyla terör örgütü aleyhine sloganlar atarak yürüyüşe geçti. Gruba uzun bir araç konvoyu da eşlik etti. Bir süre yürüyen grup, daha sonra olaysız şekilde dağıldı. Şırnak'ta da operasyonlar sürüyor Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde 12 köylünün öldürülmesinin ardından bölgede başlatılan operasyonlar da sürüyor. Şırnak'ta 29 Eylül akşamı, PKK'lı teröristler uzun namlulu silahlarla Beşağaç köyü yakınlarındaki su kanalı inşaatında çalışan köylüleri taşıyan bir minibüsü taramış, saldırıda 7'si köy korucusu, 12 kişi ölmüş, 2 kişi de yaralanmıştı. Cudi Dağı bölgesinde yoğunlaşan operasyonlarda güvenlik güçleriyle teröristler arasında çatışma çıktı. Çatışmada bir terörist öldürülürken 3 güvenlik görevlisi hafif yaralandı. Önceki gün de Şırnak'ın Silopi ve Beytüşşebap ilçelerindeki arama faaliyetlerinde teröristlerle güvenlik görevlileri arasında çatışma çıkmış, çatışmada 4 güvenlik görevlisi yaralanmıştı. Şehitler için son görev Öte yandan Van'ın Başkale ilçesinde teröristler tarafından piyade bölüğüne ateş açılması sonucu şehit olan Ali Şahan'ın cenazesi düzenlenen askeri törenin ardından dün memleketi Kütahya'ya gönderildi. Şehit Onbaşı Ali Şahan için, Van 6’ncı Hudut Alay Komutanlığı’nda tören yapıldı. Törenin ardından, Şahan'ın cenazesi memleketi Kütahya'ya uğurlandı. Hakkari ve Şırnak'ta nöbet sırasında yıldırım düşmesi sonucu şehit olduğu açıklanan Piyade Onbaşı Murat Asar Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde er Hüseyin Koca ise Gaziantep'te toprağa verildi. Buda son dakika haberi... Diyarbakır'da mayınlı saldırı: 1şehit Diyarbakır'ın Lice ilçesinde mayın patlaması sonucu 1 astsubay şehit oldu, 3 er yaralandı. Lice'nin kuzeyinde yer alan dağlık kesimde operasyonlarını sürdüren güvenlik güçlerinin geçişi sırasında teröristlerce yola daha önce döşenen mayın patladı. Patlamada 1 astsubay şehit olurken 3 er yaralandı. Yaralılar, Diyarbakır Asker Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Alıntı Vatan.. Destek olan,seyirci kalan,korkup sesini çıkartamayan,umursamayan gerek sivil toplum örgütlerini gerekse tüm siyasileri tıpkı o katillerle aynı kefeye koyup şu mübarek kandil günü lanetliyorum....Dur demenin zamanı gelmedimi? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 herşey bir yana insan düşününce insanlığından utanıyor... şimdi ben Türk asıllıyım, hiç ırkçı olmadım aslına bakarsanız damarımıza basılana kadar bu kadar milliyetçide değildim... ama kışkırtılıyoruz... özellikle yapılıyor kutuplaşıyoruz... oysa bir tesadüfle Türk olarak doğdum, bir diğeri dağa çıkan terörist tesadüf eseri Kürt olarak doğdu, terside olabilirdi... Amerikalı, İsrailli, Çinli, Rusyalı olabilirdik... bir insanın başka bir insanı düşüncesinden, etnik kökeninden, ideolojisinden, inancından ötürü öldürüyor olması ne kadar feci... insanlık ayıbı... oysa cesetlerin milliyeti yok... toprağın altında hepsi aynı... ve ölümden sonrada ırk olmayacak... ******* bu kanı dökenler, dökülmesine göz yumanlar, kışkırtanlar... bizi insanlığımızdan uzaklaştıran canı ******** bu etnik farklılığında... Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 şimdi ben Türk asıllıyım, hiç ırkçı olmadım aslına bakarsanız damarımıza basılana kadar bu kadar milliyetçide değildim... ama kışkırtılıyoruz... özellikle yapılıyor kutuplaşıyoruz... oysa bir tesadüfle Türk olarak doğdum, bir diğeri dağa çıkan terörist tesadüf eseri Kürt olarak doğdu, terside olabilirdi... Amerikalı, İsrailli, Çinli, Rusyalı olabilirdik... meselede bu ya sevgili sardunyam insanları birbirine kırdırıp kendilerine alan açmak. şu veya bu olabilir lakin amaç kesinlikle budur. insanları çok basit sebeplerden ötürü birbirlerine düşman kılmaları. aslında dediginiz gibi, kimin kime ne gibi bir üstünlügü olabilir ki, herkes insan işte. diyoruz ama tahrik olmadanda duramıyoruz. maddi çıkar, mevki-makam, başka bir amacı var mı? dünün mazlumlarını, bugünün en acımasız zalimleri yapan düşünce nedir? nereden beslenir? saygılar Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 O 13 şehidimizin belki beş tanesi türk, beş tanesi kürt, iki tanesi çerkez, bir tanesi lezgi yada başka bir şey sayı önemli değil, kimliklerin isimleride. Hepsi terörün karşısında şehit oldular. Hepsinin ortak özelliği, aynı kandan gelmeleri, aynı şehirden olmaları, akraba olmaları yada aynı siyasi düşünceye sahip olmalarıda değildi. 13 Şehitin tek ortak özelliği bu ülkenin evladı olmaları ve bu millet için vatanı bekliyor olmaları. Aynı yerde uyudular, aynı kaptan yediler, aynı siperde beklediler, aynı gün öldüler. aynı mertebeye eriştiler. Tıpkı Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Afyon'da omuz omuza dövüşüp. İsimsiz mezarlarda koyun koyuna yatan ataları gibi. Ulaştıkları yüce mertebeye ulaşırken vatanlarına ettikleri hizmet. Ve ulaştıkları yüce mertebeden, hangi ırk birliği, hangi hemşehrilik, hangi akrabalık, hangi yoldaşlık, hangi ideolojik benzerlik daha bağlayıcı ve birleştirici olabilirki. Aynı vatanda yaşayıp. Gerektiğinde aynı vatan için beraber ölebilmek. Yani bir millet olabilmek. Şehitlerimizin Aziz Ruhuna Allah'tan rahmet. Cennette peygamber efendimizden herbirine şefaat. Ailelerine ise büyük metanet ve gurur dilerim. Evlat acılarının kendileriyle birlikte bir millet tarafındanda paylaşıldığı için, acılarının paylaştıkça azalmasını tüm kalbimle temenni ederim. En kutlu gecenin yüzü suyu hürmetine. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 O 13 şehidimizin belki beş tanesi türk, beş tanesi kürt, iki tanesi çerkez, bir tanesi lezgi yada başka bir şey sayı önemli değil, kimliklerin isimleride. Hepsi terörün karşısında şehit oldular. Hepsinin ortak özelliği, aynı kandan gelmeleri, aynı şehirden olmaları, akraba olmaları yada aynı siyasi düşünceye sahip olmalarıda değildi. 13 Şehitin tek ortak özelliği bu ülkenin evladı olmaları ve bu millet için vatanı bekliyor olmaları. Aynı yerde uyudular, aynı kaptan yediler, aynı siperde beklediler, aynı gün öldüler. aynı mertebeye eriştiler. Tıpkı Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Afyon'da omuz omuza dövüşüp. İsimsiz mezarlarda koyun koyuna yatan ataları gibi. Ulaştıkları yüce mertebeye ulaşırken vatanlarına ettikleri hizmet. Ve ulaştıkları yüce mertebeden, hangi ırk birliği, hangi hemşehrilik, hangi akrabalık, hangi yoldaşlık, hangi ideolojik benzerlik daha bağlayıcı ve birleştirici olabilirki. Aynı vatanda yaşayıp. Gerektiğinde aynı vatan için beraber ölebilmek. Yani bir millet olabilmek. Şehitlerimizin Aziz Ruhuna Allah'tan rahmet. Cennette peygamber efendimizden herbirine şefaat. Ailelerine ise büyük metanet ve gurur dilerim. Evlat acılarının kendileriyle birlikte bir millet tarafındanda paylaşıldığı için, acılarının paylaştıkça azalmasını tüm kalbimle temenni ederim. En kutlu gecenin yüzü suyu hürmetine. "Siz, onları ölüler mi zannediyorsunuz. Hayır, onlar diridirler. Allah'ın nimetiyle nimetlendiriliyorlar." - Kur'an-ı Kerim. Şehitlik, Allah yolunda, doğruyu, güzeli korumak için savaş verip, Allah'a bu yolla kavuşma. Kur'an'da da anlatıldığı gibi, doğruyu ayakta tutan ve doğru için savaşan hiçkimse aslında ölmez. Zalimler, insanlarımızı, askerlerimizi öldürenler, Allah'ın huzuruna varacağımız o büyük hesap gününde zelil olacaklar, konuşmalarına izin verilmeyecek, başları önde, cehennem onlara getirilecek. Kur'an, zalimler için de bunları söylüyor. "Şu iğreti dünya hayatı, ahirete oranla sadece küçük bir nimetlenme" diyor Kur'an'da, belki imdi o şehitler, bizden daha mutlular. "Sabredin, sabır yarışı yapın, şüphesizki ahiret, iğreti hayattan daha mutlu, daha kalıcıdır." İğreti hayatın süsüne püsüne kapılmak, diğer insanlara saygısız kendi kalinde, sırf kendin için yaşamak,...... ve şehit olmak. Ülkesini, vatanını, toprağını savunmak. Şehitin arkasından ağlayan bir asker olmak ya da... Hangisi daha anlamlı? Allah, bu vatanı kutsal görüp, büyük Atatürk'le birlikte savaşıp ölen şehitlerimizden bugüne, bütün şehitlerimize rahmet etsin. Her Kadir gecesinde dualarımız büyük Atatürk başta olmak üzere, şehitlerimize, ve bu vatana emek veren bütün iyi insanlarımıza olacak. Her gece, özgür bir şekilde, vatanımızın toprağını koklayarak, içimize çekerek, güzel bir şekilde uyuyoruz. Yabancı yok. Millet olarak biz varız. Büyük Atatürk'ün ve Şehitlerimizin sayesinde. Şimdi onlar da Allah'ın yanında rahatlar. Kazanan; doğru ve güzel. Kaybedense hep kötülük olacak. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Sözün bittiği yerde ne söylemek gerek bilmiyorum. Gencecik yaşında ölen o fidanların arkasından, bizim burada huzurla uyumamız için uyumayan, bizim burada şehrin caddelerinde yürüyebilmemiz için dağlara kayalara tırmanan, biz burada barış içinde yaşayalım diye orada savaşan ve nihayet BİZ BURADA YAŞAYALIM DİYE ORADA ÖLEN o yiğitlerin ardından burada oturduğum yerde edeceğim her sözden utanıyorum, yerin dibine geçiyorum. Ne yapmalıyız bilemiyorum. Hep birlikte toplanıp milis mi olalım, dağ taş bu hainleri bulup mu gebertelim, ne yapalım bilemiyorum. Terörün de amacı bu deyip oturuyoruz, ama içimiz içimizi yiyor. Bir şeyler yapması gerekenler Kürt sorunundan bahsederek yangına benzinle gidiyor. Niye? Düne kadar beğenmedikleri Batı'ya yaranmak için. Anayasada Türkçe'yi resmi dil olarak tescil ettirip devlet yazışmaları haricinde Kürtçenin her türlü kullanımının önünü açma gayretindeler. Bu oyunu görün: Türkçe resmi dil olacak. Ükenin dili olmaktan çıkacak. Özel okulda Kürtçe, serbest. Özel televizyonda serbest. Özel firmalar Kürtçe yazışabilir! Lazca ne olacak? Çerkezce? Gürcüce? Onları boşver, onlardan iş çıkmaz. Hatırı sayılır bir nüfusa ve kışkırtılmaya müsait görünen Kürtler. Gerisini ne yapacaksın ki? Benim askerim kendisine kurşun sıkan haini sınırın ötesine geçip takip edemiyorsa bu utanç bu hükümete yeter! Kimse gidip haberli Kandil dağındaki boşaltılmış mevzileri göstermelik bombalayın demesin! Hatta bu risklidir, uçaklarımıza atılacak bir Amerikan füzesi geri döndürülemez bir krize yol açabilir. Asıl mesele sıcak takiptir ve bu hükümet bunun için izin dilenmekte, pek izin alma heveslisi de görünmemektedir. Yazıklar olsun... Alıntı
Φ denizz Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 ateş düştüğü yeri yakar. tüm ulusumuzun başı sağolsun.gerçek olan , gencecik evlatlarını toprağa gömmenin acısını yaşayacak 15 aile tarif edilemiyecek bir ızdırap içerisinde. pkk borazanları nerede demiş arkadaşımız,heryerde.medyada ,mahallede, iş dünyasında,sokakta,kebabçıda. vergi vermeyen, ama demokrasi diyenlerden,elektriğe para vermeyip,işgalci diyenlerden,öğretmeni öldürüp,ağzından insan haklarını düşürmeyenlerden,töre için kızını kesip,ahlak diyenlerden,kardeşlik muhabbeti yapıp gece askerimize kurşun sıkanlardan, 2 değil 12 çocuk yapanlardan ,sonrada iş yok deyip,çalışmak için büyük kentlerde kapkaç ve hırsızlık taburları kuranlardan.türkçeyi yabancı dil olarak kabul edenlerden. sizde artık sıkılmadınızmı.kusura bakmasınlar bu toplum bu yalanları artık kabul etmiyecek Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Aynen ülkedeki tek sorunu türban ve F.Gülen den ibaret zannedenler acaba asıl ciddi sorunların ne zaman farkına varacaklar? Hep anlatmak ve dikkat çekmek istediğim şey buydu,Türkiyenin en büyük ve bana göre tek ciddi sorunu terör... Dün akşam gittiğimiz camiide cami imamı teröre lanet okudu hoca"Rabbim kahreyle onları"derken yüzlerce kişi aynı anda tüm kalbimizle ile amin dedik.Ve eminim Türkiyenin hemen heryerinde durum aynı idi... Bayrama 4 gün kala yüreklerine ateş düşen anneler,babalar,eşler kiminin çocukları var kiminin bebeği yolda,kimi yeni evli gencecik çocuklar,dilerim yüreklere düşürdükleri ateş birgün onlarıda kuşatır ve bizede görmek nasip olur.. İktidara geldiği günden beri terör için kılını bile kıpırdatmayan ab süreci içerisinde verdiği tavizlerle neredeyse tüm orduyu gözden çıkaran efendilerinin talimatından dışarı çıkmayıp sözüm ona kritik toplantılar düzenleyen ama elinden sadece andaval gibi bakmak gelen siyasetin fa....şeleri barzani ve talabaniyi adam yerine koyup Türkiye Cumhuriyetine muhattab edecek acizliğine düşen iktidar partisi AKP Elinden iple meydanlarda kahramanlar gibi konuşup ülkenin bu en ciddi sorununa çözüm getireceğini söyleyen ama meclisin kapısından içeri girer girmez nasıl bir güçle karşılaşıyorsa sus pus kesilen sözde kurt özde kuzu MHP.. Zamanında üç kuruşluk oy alabilmek için bunlarla ittifak yapma acizliğine kadar düşen ve tek işi Atatürk'ün kemiklerini kemirmek olan SHP ve onun uzantısı CHP ve DSP.. Yaşadıkları mağaralara ayaklarına kadar gidip görüşmeler yapıp ellerini sıkan sözde barış arayıp aslında onlara sizden tarafız diye mesaj veren ülkede kürtçü düşünceye en büyük desteği veren FP ve onun uzantısı SP.. Halkın tüm iyi niyetini istismar edip tamamen bilinçli ve programlı bir şekilde gerçek sorunun önünü kapatıp sunni bir gündemle Türk halkını sokağa döken tüm sivil toplum kuruluşları.. Yurtdışında bunların konserlerine gidip kendilerince bayrak adını verdikleri paçavralar altında Türkiye aleyhine sloganlar atan. soyatarılar gibi bunları eğlendiren şarkıcı bozuntuları ve ülkemi katil ilan eden sözüm ona yazar,aydın kim varsa... İdeoloji kölesi olmuş kokuşmuş beyinleri ile bunları kendilerine dağdaki kardeş ilan eden bağdaki terörist sol örgütler,tikko su dhkpc si bilmem nesi.. .....Ve bireysel olarak bunlara destek veren ucuz endişeler bedava düşmanlıklar peşindeki ***** ******* Hiç birinin o Mehmetciğe kurşun sıkan hainden farkı yok.... Artık bu noktadan sonra söylenecek en güzel şey herhalde... Yaşasın hainler için illegalite olur Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 YETER ARTIK NE ZAMAN BİR ''DUR'' DENİLECEK BU *** BÖLÜCÜLERE... DAHA NE KADAR GENCECİK CANLAR VERİLECEK, DAHA NE KADAR SEYRETMEKLE KALINACAK BU ŞEHİT HABERLERİ... YETER ARTIK Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 ateş düştüğü yeri yakar. tüm ulusumuzun başı sağolsun.gerçek olan , gencecik evlatlarını toprağa gömmenin acısını yaşayacak 15 aile tarif edilemiyecek bir ızdırap içerisinde. pkk borazanları nerede demiş arkadaşımız,heryerde.medyada ,mahallede, iş dünyasında,sokakta,kebabçıda. vergi vermeyen, ama demokrasi diyenlerden,elektriğe para vermeyip,işgalci diyenlerden,öğretmeni öldürüp,ağzından insan haklarını düşürmeyenlerden,töre için kızını kesip,ahlak diyenlerden,kardeşlik muhabbeti yapıp gece askerimize kurşun sıkanlardan, 2 değil 12 çocuk yapanlardan ,sonrada iş yok deyip,çalışmak için büyük kentlerde kapkaç ve hırsızlık taburları kuranlardan.türkçeyi yabancı dil olarak kabul edenlerden. sizde artık sıkılmadınızmı.kusura bakmasınlar bu toplum bu yalanları artık kabul etmiyecek ********hakaretlerini savurdugun insanlarin evlatlari sehit olmuyormu, 15 aileden kactanesinin kurt ailesini biliyormusun!! ****************** Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Birileri kalkıp bir halkın siyasi temsilciliğine kalkıyor,sözde kanı bitirmek istiyor.Ben kanı kanla temizleyen her tür oluşumun karşısındayım.Yalnız arkadaşlar Yakışıklı'nın belirttiği gibi kalkıp bunu bir halka yedirmeyelim.Orda ölenler hepimizin insanları.Vatan için ise tabi gerekirse ölüm bile hoş sadalara uğurlanmalı.Şimdi hepimizin tek ihtiyaçı TEK YÜREK olmak ve birbirimize sahip çıkmak! Alıntı
Φ botan Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Güvercin Kanadında Mektup. BU bir mektup.Kuş, güvercin kanadına yazıldı.Kimin vicdanına konarsa o okusun diye.Ölüm üzerine… Mayın üzerine… Kürt meselesi… Türk meselesi üzerine. Güzel kelimeler… Ve çirkin kelimeler üzerine. Ölüme doğru yapılan bu korkusuz koşudan korkuyorum. Mayınlarla parçalanan kardeş cesetleri odamda, yanıbaşımda duruyorlar. Yazdığım her kelimeye daha bir dikkatle bakıyorlar. Onlar dün parçalandılar. Yazıklar olsun diye başlıyor aklıma gelen her cümle şimdi. Yazıklar oluyor zira, insanın biriktirdiği en güzel şeylere. Yazıklar oluyor, bir çocuğun Kürtçe, Türkçe veya her ne hal ve her ne dilde ise gülümsemesine… HER SİLAH ÖLDÜRÜR AMA MAYINDAN KAHPESİ YOKTUR Sevgiliye hediye almaya, pazar alışverişine çıkmaya, bir bebek sahibi olmaya, sigarayı bırakmaya, piknik yapmaya, bir insanı her şeyden çok sevmeye…. Yazıklar oluyor… Yazıklar oluyor hayatın bizzat kendisine. Yapmayın! Mayınlar döşemeyin geleceğinizin güzergáhına. Bu kalleşin ne zaman patlayacağı belli olmaz. Bazen yıllar sonra, bir küçük kız çocuğu çiçek toplarken denk gelir, bazen yirmi yaşındayken ve daha önce hiç görmediğin bir yerde, daha önce hiç tanımadığın insanların arasında hem anayasal hem siyasal hem mukaddes bir yolculuk sırasında…. İnsanoğlu her melaneti icat etti; ama mayından kahpesi yoktur. Her silah öldürebilir, her zaman öldürme potansiyeli taşır; ama mayın MUTLAKA ÖLDÜRÜR. Mayın ıskalamaz! O birini mutlaka öldürür! Uğursuz bir pusuya yatar ve patlayana kadar, bir can üstüne basana kadar bekler. İnsanın icat ettiği EN ÇİRKİN şey silahtır. Ve silahların EN ÇİRKİNİ MAYINDIR! Sebebini unuttum kavganın ve umurumda da değil siyasi tartışmalar. Bir tek şey için dua ediyorum her gece, her gündüz: Kimse genç ölmesin dağlarımızda. EN GÜZEL KELİME ‘BARIŞ’ ARTIK SOYTARI KELİME Silahlar susmadan sebebi konuşmaya imkán da yok lüzum da. Aklın sesi, akılsızlık susmadıkça duyulmuyor. Ve o zaman akla sadece DURUN demek geliyor. Hemen şimdi DURUN! Hiçbir haber geçmiyor ajanslar artık, ölümsüz. İçinde acı olmayan gecemiz yok.. Ne oldu diyorum yine, kim hangi korkunun, hangi uğursuz hesabın peşinde diye… Barış artık soytarı bir kelime… Her ağızda var; ama hiçbir yerde yok. Nerede bu barış? O, insanın icat ettiği EN GÜZEL kelime. Ama kelimelerle ne isterseniz onu yaparsınız. Barış dersiniz; ama savaş manasınadır. Hatta bütün savaşlar barış için yapılır. Ve herkes adil bir barış için savaşır. Ve akıl der ki, aslında savaşmıyorsanız barışmaya başlamışsınız demektir. Bir barış için yapılması gereken ilk ve belki de tek şey savaşmamaktır. Silahlar patlamaya başlamışsa orada insanın bulduğu güzel kelimeler orayı terk eder. SEVDADAN GAYRISINA AĞIDIMIZ OLMASIN Kelimeler de ölür bazen… Ve kelime cesetleriyle yaşanmaya başlar hayat. O kelimelerin, o cesetlerin… Nece olduğu, yani bu ölülerin ölürken son nefeslerinde hangi dilde konuştukları artık akılsızlığın gölgesinde soğuyan HAYATIN, YAŞAMANIN ta kendisidir. Ölen yirmisindedir. Artık, ardından söylenen ağıtlar kalır. Ve Anadolu’da ağıt sıkıntısı yoktur. Kürtçe’de de, Türkçe’de de binlerce ağıt vardır. Hatta aynı ağıtın hem Kürtçe’si hem Türkçe’si vardır. Yürek yakmak iyi bir işse, ikisi de eşit derecede yürek yakmaktadır. Ama yüreğimizde artık dağlanacak yer kalmamıştır. Sevdadan gayrısına ağıdımız olmasın artık. Şimdi hepinizin huzurunda yalvarmak istiyorum. Gördüm anladım, yapacak hiçbir şey kalmadıysa yalvarıyorum işte. Kendimi küçük düşürmek istiyorum. Taviz vermek istiyorum. Kimin elinde bu kanı durduracak bir güç varsa, ister şeytana tapsın ister puta, ister bir tek Allah’a… DİZLERİMİN ÜSTÜNE ÇÖKTÜM YALVARIYORUM Kimin dudaklarının ucundaysa bunca gencecik hayat, ben ona yalvarmak istiyorum. Ne olur? Bu işi durdur. Ben siyaset miyasetten bahsetmiyorum. Dizlerimin üstüne çöktüm, “Bu genç ölümleri durdur” diyorum. Kimse ateş etmesin kimseye. Hiçbir gerekçeyle. Hatta kendini savunmak için bile… Çünkü savunmaya başlayana kadar masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal… Kim hangi mayının yerini biliyorsa yalvarırım söylesin. Bir káğıda yazsın, bir şişeye koysun, suya salsın söylesin. Kim hangi mayının yerini biliyorsa, kimin gücü yetiyorsa olası ölümlere engel olmaya, ona yalvarıyorum işte. İster şeytana tapsın ister puta, ister oralı olsun ister bizim buralı. Gücü yetiyorsa eğer durdursun bu işi. Ben, bir yurttaş, bir insan olarak kendimi küçük düşürüyorum. İşte açık açık yalvarıyorum, durdursun durdurmaya gücü yeten. Süresiz ve sonsuza kadar. Yalvarıyorum. Dizlerimin üstüne de çöktüm ve ağlıyorum işte. YAZGI BİRİNİ KIŞLAYA BİRİNİ DAĞLARA GÖTÜRMÜŞ Sonra sabahlara kadar tartışalım. Ama şimdi durdur. Yalvarırım. Gençler, çocuklar ölüyor, hepsi kardeş, hepsinde aynı muska, aynı yazgı, aynı televizyon, aynı futbol, aynı hayat… Hepsinin gerisinde dualara bürünmüş paramparça bir sevdalı. Hepsi genç, hepsi güzel… Hepsi Türk, Hepsi Kürt… Gençler… Yazgının biri kışlaya, diğeri dağlara götürmüş… Kürtçe’de “cehel” derler. Kulağa ..... gibi gelir; ama “henüz bilmez” manasındadır, henüz yolun başında manasında… Yalvarırım ne olacak… Benden ne eksiltecekse bu yakarış eksiltsin, maksat hayat çoğalsın bu dünya cennetinde. Bir yangında hep güzel kelimeler yanarken, çirkinleri hayatta kalır… Kınamak, sövmek, hangi haklı gerekçeyle olursa olsun yangına körükle gitmek. Ben kimseyi kınamıyorum, ben kimseye sövmüyorum, ben bu işin tamamını SEVMİYORUM. Kurtulalım istiyorum bu vebadan. Kimseyi haklı bulmuyorum, kimseyi haksız bulmuyorum. Küstüm. ‘MIRIN’ DENİR KÜRTÇE’DE ‘ÖLÜM’DÜR TÜRKÇE’DE Konuşmuyorum bu konuyu… Silahlar susana kadar “SİLAHLAR SUSSUN”dan başka konu konuşmak istemiyorum… İstemiyoruz. Ölmenin, öldürmenin hiçbir türünü, çeşidini sevmiyorum. Ben genç bir hayat kurtulsun istiyorum her tür kavgadan. Hatta kavgayı öven şiirlerden bile uzak dursun istiyorum. Her çocuk çirkin kelimelerden uzakta yaşasın istiyorum. Eğer o kelime çirkinse, çirkinin hizmetindeyse, Kürtçe söylemişin, Türkçe söylemişin çıfayda… Hiçbir dil çirkin bir kelimeyi güzelleştiremez. Ölüm her dilde çirkin bir kelimedir. “Mırın” denir Kürtçe’de. Anadolu’da konuşulan bütün dillerde karşılığı vardır. Bunların içinde resmi olan “ölüm”dür. Türkçe’dir. Ve ölüm kelimesi, resmi ya da gayri resmi her dilde eşit derecede çirkindir. “Yaşam”a gelince…. Kelimelerin en şahanelerinden. İçi açık açık ve kelimenin her manasıyla “hayat” doludur… Ve hayat, varlığından emin olduğumuz tek şeydir… DİL, BİR OLUŞLAR ZİNCİRİNİN SONUCUDUR Kürtçe’de “jiyan” denir. Yaşam, her dildeki en güzel kelimedir. Belki bir tek rakibi vardır, o da “aşk”tır elbette. Aşk… Kürtçe’de “evin” denir. Bu kelimelerin içinde resmi olan “aşk”tır; ama aşk kelimesi her dilde eşit derecede güzeldir. Anadolu’da en az iki kişinin birbiriyle konuşup anlaştığı bir dil varsa ben onu bile öğrenmek istiyorum. Sadece iki kişi bir dil icat etsin, ben çok merak ederim onu. Çünkü bu iş öyle kolay değildir. Dil yani lenguiç, çok geniş ve karmaşık bir sesler organizasyonudur. Ve bir dilin oluşması, hiç kimsenin tasarlamasına imkán bulunmayan ve yüzyıllar boyu süren bir olaylar, oluşlar zincirinin sonucudur. Bazı insanlar başka seslerle, bazıları başka seslerle anlaşırlar… O sesler onların bünyelerinden, yani hayatlarının, kuşaklar boyu yaşamışlıklarının içinden süzülerek akar. Sonuç her zaman mükemmeldir. Çünkü bir dilin yapımında milyon, milyar insanın katkısı vardır ve bu katkı o insanlar yaşadıkça devam eder. ‘ACI’NIN YANINA ‘ŞİFA’ ‘İNTİKAM’A ‘BAĞIŞLAMA’ İşte bu yüzden bütün diller, insanoğlunun en büyük, en mucizevi eserleridirler. Ve dil akışkan bir şey, düpedüz bir nehirdir. Bünyesine uyan her su içine akar. Her dilde başka dilden göçmen kelimeler vardır. Onlar o dilin yurttaşı olurlar sonra. Buna bazısı yozlaşma der; ama “yozlaşma” zaten çirkin bir kelimedir. Güzel dil ya da çirkin dil diye bir şey yoktur. Hepsi şaşılası bir kolektif çabanın ürünü, birer insan harikasıdır. Güzel kelimeler vardır, çirkin kelimeler vardır. Ve bunlar bütün dillere eşit sayıda yayılmıştır. Her çirkin kelimenin yanına bir tane iyisini eş edeceğiz. “Acı”nın yanına “şifa”, “zor”un yanına “çaba”, “intikam”ın yanına “bağışlama”…. “Ölüm”ün yanına “hayat”! Sivil olan, sivil hakların geliştirilmesini isteyen bir yurttaş, silaha hiçbir zaman elini sürmemelidir. Haklılığını sivilliğinden alan kişi sivillikten vazgeçerse haklı olmaktan da vazgeçer… RESMİ OLANI TÜRKÇE’DİR AMA HEPSİ ÖZGÜRDÜR Artık sivil de değildir haklı da. Bir dilde manası çirkin olan, yani çirkin bir şeye isim veya duruma sıfat olan kelime sayısı artmışsa işte o zaman o dil, evet “yozlaşıyor” demektir. Dil yani lenguiç, iyi kullanılmazsa tehlikeli olur. Çünkü dil, her türlü kullanıma müsait mükemmel bir ses organizasyonudur. İnsanları başkalaştırır. Ama “başka”dan korkmaya gerek yoktur. “Başka” güzel bir kelimedir. Çünkü aslında aynı dili konuşan, konuşmayan herkes “BAŞKA”dır. Ve başka, başkalık güzeldir. Başkasının başkalığıyla birleşiriz ve bu birleşme bazen AŞK diye patlar. Ve aşk nerede olursa olsun kendisi dışındaki her şeyi önemsizleştirir. Biz kendi bahçemizdeki dillerin hepsini bilek, öğrenek, bir de üstüne İngilizce, Fransızca filan çakıp dünyanın karşısına çıkak. Diyek ki bizim bahçede insanoğlunun şu kadar senede imal ve muhafaza ettiği diller, hazineler var! Süryanice var, Keldanice var, daha araştırsak bulacaklarımız var… Bunların içinde resmi olanı Türkçe’dir. Ama hepsi Türkçe kadar özgürdür diyelim. KÜRTÇE’Yİ CENDEREDEN TÜRKÇE KURTARACAKTIR (Hem belki diğer dişlerini de yaptırmasına yardım edebiliriz şu tek dişli, tek taşlı medeniyetin…. “BİZ”i düzeltirsek herkesi düzeltiriz.) Hepimizin eşit derecede duyacağı bir gururla dünyaya diyelim ki: Bizzat Türkçe’nin kendisi diğer dillerimizin güvencesidir. Çünkü onları özgürleştiren şeyler Türkçe yazılacaktır. Türkçe bizim ortak dilimizdir ve ortak kimliğimizi oluşturur. Ve Türkçe, güzel kelimeleriyle her şeyi iyileştirebilir. Kürtçe’yi bu cendereden çıkarabilir. Alır bu Mezopotamyalı kardeşini, önce yaralarını iyileştirir. Onu özgürleştirir… Kürtçe’yi, korku salan, öfke çağrıştıran bir meselenin parçası olmaktan, bu hiç hak etmediği yankısından Türkçe kurtaracaktır. Çünkü DİL güncel bir mesele değildir. Güncel bir kavganın konusu olması, hiç hak etmediğimiz bir trajedidir. Ve kavga da (ki Kürtçe şer denir), trajedi de (ki ona Kürtçe’de de trajedi denir) çirkin kelimelerdir. Elbette bütün kelimelerle ilgili kullandığım “güzel” ve “çirkin” kelimeleri tırnak içindedir. Bazı tırnak kalın, bazısı incedir; ama hepsi tırnak içindedir. Çünkü asıl güzel olması gereken, kelimelere yön veren mekanizmadır ve bildiğim kadarıyla ona da akıl denir. TAKATİMİN SONUNDAYIM ELİMDE SADE KELİMELER Akıl dilin patronudur ve hiçbir zaman ve hiçbir koşulda yetkilerini akılsızlığa, öfkeye devretmemelidir. Bu bir mektup. Kanamalı bir güvercinin kanadına yazıldı. Hangi yüreğe konarsa o okusun ve bu ölümcül gidişi durdurmak için yapabileceği bir şey varsa hemen şimdi yapsın diye yazıldı. Ölüm üzerine… Mayın üzerine yazıldı. Kürtçe meselesi, Türkçe meselesi üzerine bir yakarış bu. Ben… Yani kalemden başka silah, vicdanından başka pusula tanımayan, bilmeyen ben… Ne elimde dünyayı kurtaracak bir bilgi var, ne düşleri aydınlatacak bir lamba… Elimde sade kelimeler… Dizlerimin üstüne çöktüm, ağlıyorum. Takatimin sonundayım ve durun diyebiliyorum sadece. Yalvarırım… Durun! Durdurun! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.