Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2007 17 yıl Profesör Şerif Mardin'in "Türkiye'de kadınların geleceğinin tehlikede olduğu" şeklindeki açıklamasından sonra. Yeni Şafak'ta yazan Fehmi Koru, Şerfi Mardin' e cevap vermek için Şerif Mardin'in bu açıklamasının sebebinin Mardin'in aile ve özel hayatı olduğunu iddia etti. Gerçekten bu adamlar, bel üstü tartışmayı ne zaman öğrenecek. Elli yıldır, fikirlerine karşı oldukları insanları "namus-suzlukla, ahlak-sızlıkla" suçlamak. Onların aile hayatlarını tartışma konusu yapmak. Ve kendilerine gelince demokrasi müdafisi kesilmek. Bu tayfanın elli yılık taktiğidir. Aziz Nesin'İn fikirlerine karşılarmı "Aziz Nesin'in karısı onu aldatıyormuş" Zulfu Livaneli'ye karşılarmı "Zulfu Livaneli kızıyla cinsel ilişkiye giriyormuş" Aynı ucuz taktik. Kişinin fikirlerinden rahatsızsan kişiye saldır, en etik dışı, en çirkin yöntemlerle. Demokrasi bu ağızlara kaldı he.
Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 17 yıl Profesör Şerif Mardin'in "Türkiye'de kadınların geleceğinin tehlikede olduğu" şeklindeki açıklamasından sonra. Yeni Şafak'ta yazan Fehmi Koru, Şerfi Mardin' e cevap vermek için Şerif Mardin'in bu açıklamasının sebebinin Mardin'in aile ve özel hayatı olduğunu iddia etti. Gerçekten bu adamlar, bel üstü tartışmayı ne zaman öğrenecek. Elli yıldır, fikirlerine karşı oldukları insanları "namus-suzlukla, ahlak-sızlıkla" suçlamak. Onların aile hayatlarını tartışma konusu yapmak. Ve kendilerine gelince demokrasi müdafisi kesilmek. Bu tayfanın elli yılık taktiğidir. Aziz Nesin'İn fikirlerine karşılarmı "Aziz Nesin'in karısı onu aldatıyormuş" Zulfu Livaneli'ye karşılarmı "Zulfu Livaneli kızıyla cinsel ilişkiye giriyormuş" Aynı ucuz taktik. Kişinin fikirlerinden rahatsızsan kişiye saldır, en etik dışı, en çirkin yöntemlerle. Demokrasi bu ağızlara kaldı he. Cyrano. Yine bildik "*********" ******** ********* Fehmi Koru'nun Şerif Mardin'in biyografisini (yaşamı) yazdığı yazıyı belden aşağı vurma olarak alıp Şerif Mardin üzerinden karşı olduğun her ne ise? ***** ********* ********* fikrini söyle zikrini anlayalım Fehmi Koru'yu savunmak bana düşmez ama biraz hafif kalırsınız zannedersem. Sonra "ÜLKEMİZ" üzerinde fikir,zengin,yöneten vs vs olan İnsanların yaşamları hangi fikirde oldukları ne getirdikleri ne götürdüklerini bilmek öğrenmek yasakmı veya belden aşağı vurmakmı ne dersiniz zataliileriniz nezdinde "DEMOKRASİLERDE" .
Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 17 yıl Yazı Fehmi Koru'nun Şerif Mardinin biyografisini yazdığı yazı falan değildir. Fehmi Koru, Şerif Mardin'e "cevap" vermek için Mardin'in ailesini tartışma konusu yapmaya çalışmaktadır. Şerif Mardin'in "Türkiyede kadınların geleceği tehlikededir " açıklamasının sebebi olarak onun özel ve aile hayatı olduğunu iddia etmektedir. Ne biygorafisi. Kimse kraldan çok kralcılık yapmasın bana. Savunmak sana düşmezse. Otomatik hücüm yazıları yazma sende. Ülke üzerine fikir yürütmek. Fikrinden rahatsız olduğun insanların ailelerine laf atarak, belden aşağı vurmaya çalışmak değildir. Hep söylüyorum ya. Demokrasi bazı ağızlarda nasıl eğreti ve komik duruyor. Gericliğin ülkemizde elli yıldır, fikirlerinden rahatsız oldukları insanlara belden aşağı vurma taktiğinin ucuz bir versiyonudur Koru'nun yazısıda.
Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 17 yıl Yazı Fehmi Koru'nun Şerif Mardinin biyografisini yazdığı yazı falan değildir. Fehmi Koru, Şerif Mardin'e "cevap" vermek için Mardin'in ailesini tartışma konusu yapmaya çalışmaktadır. Şerif Mardin'in "Türkiyede kadınların geleceği tehlikededir " açıklamasının sebebi olarak onun özel ve aile hayatı olduğunu iddia etmektedir. Ne biygorafisi. Kimse kraldan çok kralcılık yapmasın bana. Savunmak sana düşmezse. Otomatik hücüm yazıları yazma sende. Ülke üzerine fikir yürütmek. Fikrinden rahatsız olduğun insanların ailelerine laf atarak, belden aşağı vurmaya çalışmak değildir. Hep söylüyorum ya. Demokrasi bazı ağızlarda nasıl eğreti ve komik duruyor. ***** Şerif Mardin'in ailesi "TÜRKİYE'DE" bilinmezler arasındamıdır yoksa bilinmesinde bir sakıncamı vardır Şerif Mardin ne derse desin ne yazarsa yazsın malum çevreler yazdıklarında ve söylediklerinde istediği çarpıtmayı ve yorumu yapsınmı demek isteniyor acaba "Türkiyede türban serbest olsun" lafıda Şerif Mardine ait şimdi buradan hareketle Şerif Mardin'in her yazdığı her söylediği mutlak doğrudur ve hakkında bazı çevreler yazı yazar eleştiri yaparsa mutlaka bir kasıt vardırmı söylenmek istenen. Savunmak Bana düşmez demekle kendim hakkında bir öz eleştiri yapmak istemiştim anlayana yoksa hücüm falan yapmadanda fikir belirtebilirim nacizane. Bazı "AİLELER" kimseye sormadan "ÜLKE" üzerine fikir yürütüyorsa ve etkili oluyorsa "DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ" herhalde nede olsa "DEMOKRASİ" nin bir özelliğide şeffaf olmaktır değilmi.
Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 17 yıl Yazı Fehmi Koru'nun Şerif Mardinin biyografisini yazdığı yazı falan değildir. Fehmi Koru, Şerif Mardin'e "cevap" vermek için Mardin'in ailesini tartışma konusu yapmaya çalışmaktadır. Şerif Mardin'in "Türkiyede kadınların geleceği tehlikededir " açıklamasının sebebi olarak onun özel ve aile hayatı olduğunu iddia etmektedir. Ne biygorafisi. Kimse kraldan çok kralcılık yapmasın bana. Savunmak sana düşmezse. Otomatik hücüm yazıları yazma sende. Ülke üzerine fikir yürütmek. Fikrinden rahatsız olduğun insanların ailelerine laf atarak, belden aşağı vurmaya çalışmak değildir. Hep söylüyorum ya. Demokrasi bazı ağızlarda nasıl eğreti ve komik duruyor. Gericliğin ülkemizde elli yıldır, fikirlerinden rahatsız oldukları insanlara belden aşağı vurma taktiğinin ucuz bir versiyonudur Koru'nun yazısıda. Biyografi nasıl olur?,Şerif Mardin ve ailesinin gizli bir yanımı var?,Şerif Mardin Türkiyede başörtüsü serbest olmalıdır'da demiştir şimdi buradan hareketle aile yapısı hakkındada bir karşı görüşmü yazacağız Şerif Mardin ve ailesinin ve özel hayatının yazılmasının ne sakıncası var "ÜLKEMİZDE" yoksa "DEMOKRASİMİZE" güvenilmiyormu,sonra kral çıplakmı yoksa. Savunmak bana düşmezden kasıt Fehmi Koru'nun bilgisine güvenmem dolayısı iledir yoksa acizane güzel yanıtta yazabilirim. Ülke üzerinde etkili olan ailelerin (fikir) biyografilerini yazmak neden belden aşağıya vurmak olsun nede olsa "ÜLKEMİZE" katkı yapıyorlar entellektüel olarak sakıncası ne. Aslında burada doğru yazılmış "DEMOKRASİ" bazı ağızlarda eğreti duruyor ve sırıtıyor. Ülkemizde bilinen "GERİCİLİK,KOMİNİZM" geliyor diye 4 tane ihtilal yapılmış ve hiç bir şeyde gelmemiş aksine neleri götürdüğüde yanlız 28 şubatta söylenen 50 milyar dolar para olarak gitmiş gerisine gerek yok aslında 50 yıldır gericilik denilende bu Ülkenim dini,kültürü,gelenekleri,tarihi,halkının ilerlemesidir jakoben dayatmanın sıkıntısıda burada.
Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 17 yıl Çok zorlama olmuş bu. Bir Profesör çıkıyor ve "Türkiye'de kadınların geleceği tehlikededir " diyor. Bundan rahatsız olan bir yazarda. Fikrinden rahatsız olduğu kişiye fikirle cevap vermek yerine "onun böyle konuşmasının sebebi özel hayatında ve ailevi ilişkilerinde aranmalı" diyor ülkemizde gericiliğin klasik, fikre cevap veremeyince belden aşağı vurma gayreti ürünü bir yazı. sulandırma, demogoji, konuyu dağıtma çabası pek tutmaz böyle bir şeyde Kraldan çok kralcılığında luzumu yok.
Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 17 yıl Benim anlamadığım Şerif Mardin ne halka, ne AKP ye ne dine yükleniyor. Onun söyleminden de rahatsız oluyorlarsa bunlar iyice şaşırmış. Adam "Kemalist değilim" diyor. "Asıl baskı AKP üzerinde" diyor. "Askeri darbelere kesinlikle karşıyım" diyor daha ne desin? Şimdi şöyle oluyor o zaman ister istemez: Bunlar alışmışlar ya etraflarında bir sürü sorgulamayan, içinde "cenabı Allah... Rasulü ekrem..." sözleri geçen her lafı duyduğu anda şartlı refleksle sallanma moduna geçen insanları görmeye... %47 de oy aldılar ya... Şimdi bütün Türkiye'yi böyle görmek istiyorlar. Çevrelerindeki cemaatin afyonlu gibi kafa sallaması onları kesmiyor artık. Lafa böyle girince sus sukut millet esas duruşa geçsin, çıt çıkmasın istiyorlar. Hatta bunlara bu da yetmez. Hemen salavatlar getirip sallanma moduna geçeceksin ki duygularında samimi olduğun, içinden küfretmediğin dışa vurulsun. Yoksa ne bilecekler içinden ne düşündüğünü? Gerçi uçar kaçar kalp okur şeyhleri eksik değildir ama, bu şeyhler uzaktan bile tasarrufta bulunur dedilerse de yok artık. Bu kadar da demediler...
Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 17 yıl Benim anlamadığım Şerif Mardin ne halka, ne AKP ye ne dine yükleniyor. Onun söyleminden de rahatsız oluyorlarsa bunlar iyice şaşırmış. Adam "Kemalist değilim" diyor. "Asıl baskı AKP üzerinde" diyor. "Askeri darbelere kesinlikle karşıyım" diyor daha ne desin? Zaten anlamadığın anlaşılmıştır. Şimdi şöyle oluyor o zaman ister istemez: Bunlar alışmışlar ya etraflarında bir sürü sorgulamayan, içinde "cenabı Allah... Rasulü ekrem..." sözleri geçen her lafı duyduğu anda şartlı refleksle sallanma moduna geçen insanları görmeye... "CENABU ALLAH c.c Resulü Ekrem a.s.v." lafı geçtiğinde şartlı refklesle sallanan İnsana şartlanmış bazı kimselerin her konuda istediği yaftayı yapıştırma kolaycılığına bazı kendinden menkul insanlar kendilerini öyle kaptırmışlarki olugarşik burokrasiyi "DEMOKRASİ" ve kendilerinide bu olugarşik düzenin her şeyi ben bilirim ben ne dersem odur havasındalar geçti borun pazarı serbest ekonomi,şeffaf düzen,din ve vicdan hürriyeti,"demokrasi" gelecek. %47 de oy aldılar ya... Şimdi bütün Türkiye'yi böyle görmek istiyorlar. Çevrelerindeki cemaatin afyonlu gibi kafa sallaması onları kesmiyor artık. Lafa böyle girince sus sukut millet esas duruşa geçsin, çıt çıkmasın istiyorlar. Hatta bunlara bu da yetmez. Hemen salavatlar getirip sallanma moduna geçeceksin ki duygularında samimi olduğun, içinden küfretmediğin dışa vurulsun. Yoksa ne bilecekler içinden ne düşündüğünü? Gerçi uçar kaçar kalp okur şeyhleri eksik değildir ama, bu şeyhler uzaktan bile tasarrufta bulunur dedilerse de yok artık. Bu kadar da demediler... Sanki yaşamış gibi anlatılıyor yoksa eskiden "MÜSLÜMAN" mı idi yukardaki alıntıyı yazan delilin ne. %47 oy aldımı AKP benzeri partilerin dışındaki zihniyet ve egemenlikte güya "MİLLETTE" ve bu millet hep o kendinden menkul zihniyetin 4 darbe, İstanbul dukalığı,olugarşik burokrasi altında olmasımı ama kolayı var nasılsa alışılmış klasik olmuş cemaat,afyon,kafa *********** der holding (kartel) medyası harekete geçer durum düzelir değilmi yemezler artık millet iş, aş,sağlık,okumak istiyor iyi günler size "DEMOKRASİ" gelecek kral çıplak artık.
Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 17 yıl Evet görüldüğü gibi. Diyoruz ya demokasi bazı ağızlarda ne kadar eğreti duruyor. Bir profesörün fikirlerinden rahatsız olunca ona saldırmak için ailesine özel hayatına laf atmak son derece demokratlıktır. Bunu savunmak bunu desteklemekte öyle. 50 yıl önce Demokrat Parti, CHP li Kasım Gülek'in Robert Kolej'den mezun olurken, mezuniyet töreninde çekilmiş fotoğraflarını Anadoluda dağıtıp "Kasım Gülek eskiden papazdı" diye propaganda yapıyordu. Gericilerin ülkemizdeki 50 yıllık karalama taktikleri aynen yürürlüktedir. Partilerinin gazetelerinin adı değişebilir baki kalan zihniyettir. Zira bazı zihniyetlerde demokasi sadece kendileri için geçerlidir. Bunların demokrasi anlayışı Yunan site devletlerindeki ilkel demokrasi anlayışıyla aynıdır. Demirefe haklısın. Önemli olan haklı haksız olmaları değildir bazı insanlar için. Yazan Fehmi Koru'mu hemen savunmalıyım. Ne yazarsa ne yaparsa yapsın onu savunmalıyım, onun eleştirdiklerine saldırmalıyım.
Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 17 yıl Bir arizam var Yeni Şafak yayın yönetmeni Yusuf Ziya Cömert'e bir arizam olacak. Talebimi sizlere hiç duyurmadan da kendisine iletebilirdim. Ancak bizim Yeni Şafak okurlarından gizli-saklımız yok; bu sebeple gazetemizin yayın yönetmenine yazdığım notu sizlerin ilginize de sunuyorum. Sevgili Yusuf Ziya Cömert. Gazetemizde her pazartesi günü yayımlanan haftanın sohbetini kotaran Mehmet Gündem'in Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Şerif Mardin'le âcilen görüşmesini sağlayın lütfen. Aksi halde, Şerif Hoca'nın 60 yıl boyunca kazandığı, uğruna Türkiye Bilimler Akademisi üyeliğinden bile dışlandığı 'tarafsız-müdanasız bilim adamı' itibarı, Hürriyet gazetesi yüzünden -hiç hak etmediği halde- yerle bir olma tehdidi altında. Hürriyet'ten Ayşe Arman'ın Prof. Mardin'le yaptığı pazar günü yayımlanmış röportaja herhangi bir sözüm yok; Hoca röportajda kendisinden beklendiği gibi konuşmuş, gayet mâkul sözler sarf etmiş... Sorun röportajın Hürriyet yönetimi tarafından değerlendirilmesinde. Söyledikleri içinden cımbızla çekilmiş bölümler Türkiye'yi darbe teyakkuzuna geçirme amacıyla kullanılıyor. Hoca, “Dünyada öyle dinamikler var ki, öyle iç yapılanmalar, 'Türkiye Malezya olur mu?' türü bir soruya ben nasıl 'Olur' veya 'Olmaz' cevabını verebilirim” diyor; Hürriyet sayfayı öyle düzenliyor ki, bu cümle, “Türkiye Malezya olmaz diyemem” biçiminde değerlendiriliyor. Şerif Mardin röportajda ısrarla önceliği hakkı yenilen başörtülü kadınlara vermiş; Hürriyet bundan bile ülkemizdeki başörtüsüz kadınların geleceğinin tehlikede olduğu sonucunu çıkartmayı becermiş... Prof. Şerif Mardin, “En kötüsü darbedir, yoksa insanlar ne derse desin, nasıl tartışırsa tartışsın, ülkeye bir zarar gelmez” tespitinde bulunuyor; Hürriyet bundan bile neredeyse “Darbe olur” hatta “Darbe olmalı” sonucunu çıkarmaya kalkışacak... “Kalkışacak” demem lâfın gelişi; çünkü röportajın gazetede yayımlanmasından iki gün sonra (dün) çıkan bir yazının girişinde açıkça buna kalkışılıyor. “Türkiye'de kadınların geleceği tehlikede. Evet bu önümüzde somut bir tehlike olarak duruyor” cümlesi Şerif Mardin'in tespitine dayanarak Hürriyet'te yazılabildi; “Ufukta bir darbe mi var?” başlıklı bir yazıda hem de... Biz yazarların bazen takıntılarımız olur; bunların en baştan çıkarıcısı ise gücümüzü fazla abartmaktır. Küçük gazetede bu takıntı küçük, büyük gazetede daha büyük olur. Ülkeyi kimin yöneteceğini biz belirlemek isteriz; hükümette kimin bakan olacağına karar verilirken görüşümüzün alınmasını bekleriz. Cumhurbaşkanı seçiminde onaylamadığımız bir kişinin aday yapılması, bize rağmen seçilerek Çankaya'ya çıkması bizi üzer. Neden? Gücümüzü abarttığımızdan... Ancak içimizden akıllı olanlar, ayakları yere basanlar, kendine ve geleceğine güvenenler, güçle ilgili bu takıntısını dışarıya belli etmemeyi başarır. Büyük olma iddialı bir gazetede yazıyorsak, hele o gazetede yönetici konumundaysak, gücümüz kalmadığını patronumuzun aklına düşüreceği için, ülkede işlerin bize rağmen olup bittiğini kimselere sezdirmemeye çalışırız. Güç konusunda takıntılı olup da aklı başında olanlar böyle davranır... Ya aklı başında olmayanlar? Emin olun, bu soruyu sorma ihtiyacını hiç duymamıştım, duyacağımı da sanmazdım... Öyle ya, gazete yöneten birinin aklının başında olması, ayağının yere basması, geleceğine güvenmesi gerekir diye bellemişiz bir kere... Beklediği CHP-MHP koalisyonu sandıktan çıkmadı, istemediği bir kişi cumhurbaşkanı seçildi, arzu etmediği kişiler bakan yapıldı diye ülkede darbe yapılmasını ister mi bir gazete yönetmeni? Bunun için de, şehirler arası otobüslerin namaz molası vermesini darbe gerekçesi olarak ileri sürer mi? Eski köye yeni âdet değildir bu; ben bildim bileli otobüsler namaz molası verir... “Otobüsçüye namaz molası baskısı yapılıyor” iddiasını Prof. Şerif Mardin'in 'mahalle baskısı' deyimine dayandırıp “Hayat tarzımız tehlikede” sonucuna vararak 'darbe uyarısı' yapar mı bir gazete yöneticisi? Peki, bu güç gösterisi bu defa da başarılı olmazsa ne olacak? Darbe yapmasını bekledikleri, gerekçesini yersiz bulup “Bir kişi namaz molası istedi diye darbe mi yapılır hiç” derlerse? “Deli mi bu adam, bizi elâleme rezil etmek mi istiyor?” diye kızarlarsa? Neyse, düştüğü durum, bizi değil patronunu ilgilendirir. Bizi ilgilendiren Prof. Şerif Mardin'in 60 yıl içerisinde oluşmuş itibarıdır. Sevgili Yusuf Ziya Cömert; Mehmet Gündem'in Şerif Mardin'le açıklayıcı bir röportaj yapmasına âcil ihtiyaç var. 'Hocaların hocası' konumundaki Prof. Mardin'e kendini en güzel biçimde anlatma fırsatını sağlayalım. Arizam budur efendim. Taha Kıvanç (Fehmi Koru) Washington'un baskısıyla, 1945'te -dış politikada aynı rotaya sahip olma koşuluyla- çok partili döneme geçildikten ve 1950 seçimlerinde de DP iktidara geldikten sonra; toplanan CHP VIII. Kurultayında, İsmet Paşa'nın Genel Sekreterlik için adayı Nihat Erim'di.Ama Kurultay, Kasım Gülek'i seçmişti Genel Sekreterliğe. * * * Kasım Gülek de bir basın toplantısı yapmıştı. İstanbul basınının Ankara temsilcileri bir yığın soru soruyorlardı kendisine. Bendeniz ise o yıllarda, iktidardaki değişiklikle Anadolu Ajansı'nı da elinden kaçırmış bulunan CHP'nin, usulca desteklediği özel bir haber ajansında da çalışıyordum. * * * İstanbul gazeteleri, kendi Ankara muhabirlerinin verdikleri haberler yanında, bizim ajansın verdiği haberlere itibar etmiyorlardı. Bendeniz de değişik bir yöntem kullanmaya başlamıştım. Basın toplantılarında, hangi gazetecilerin hangi soruları sorduğunu, adları sanları ve sorularıyla yazmaya başlamıştım. * * * Kasım Gülek'in basın toplantısında da, çok ünlü bir gazeteci şöyle demişti: - Siz bizi, sürekli DP'yi tutmakla suçluyorsunuz ama, biz CHP içinde askeri bir darbeden bile bahsedenlerin bulunduğunu bildiğimiz halde, bunları yansıtmıyoruz. Kasım Gülek: - Yok canım olur mu öyle şey; falan demişti. * * * Bendeniz de aynen yazmıştım, o ünlü gazetecinin Gülek'e neler söylediğini. Bizim haber gazetelerde yayımlanınca, Ankara'daki bütün muhabirler toplanmışlar ve Gülek'in basın toplantısında asla böyle bir şey konuşulmadığı konusunda bir açıklama yapıp imzalamışlardı. Gülek de imzalamıştı açıklamayı. * * * Savcılık bendenizi sorgulamaya çağırmıştı. Nereden nasıl uydurmuştum "askeri bir darbeden" söz edildiğini? Neyse ki, ortak açıklamayı imzalamış olan gazetecilerden biri, yine kendi imzasıyla aynı konuşmayı yazmıştı gazetesine. * * * Savcıya o gazeteyi göstermiştim. Savcı, aynı gazetecinin, imzalı olarak yazdığı haberde "darbe konuşması"nı doğrulayıp; böyle bir konuşmayı yalanlayan açıklamayı da imzalamış olmasına şaşmış ve bendeniz için "takipsizilk" kararı vermişti. * * * Aradan geçti yarım yüz yılı aşkın bir zaman... Siyasal arenada yıldırımlar patlıyor işte yine... Köylü-kentli dalaşı bitecek gibi değil ve çalkantılar da gitgide daha köpükleneceğe benziyor. [email protected] Aslında alıntı ile cevap yazmak kolaycılık fakat mecburen bazı tarihi gerçekleri birebir yaşayanların yazılarından aktarmak zorunlu oluyor bu itibarla gerçekleri kabul etmek zor fakat ne yaparsınki gerçek,gerçek onun için derimki nacizane eskiden minareye kılıf oluyordu ama siteler,forumlar,internet,google çıktı olay bozuldu kral çıplak.
Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 17 yıl Cyrano, çok görmemek gerek. Tarikatlerin baş öğretilerindendir. Şeyhi günah işlerken bile görsen sui zan etmeyecek, hayra yoracaksın. Ben kendi kulağımla bir tarikat müdaviminden duydum, şeyh bir gün kızıp bunlara bir güzel sövmüş. Müridler şeyhin bu davranışını şöyle yorumlamışlar: Tarikatte kerametini gizleyeceksin ya! Şeyh kendini çok yüceltmesinler diye bilerek böyle yapıyor, o kadar da mübarek bir zat değilim, bakın ahlaksız küfürler edebiliyorum demek istemiş. Bu iyi bir taktiktir, millet hani ya bu şeyh hiç keramet filan göstermiyor, nasıl şeyh bu böyle? diye kuşkuya başladılar mı, böyle bastırırsın. Mucize de aynen böyledir. Kitapta eski peygamberlerin olanca mucizeleri anlatılırken bu peygamberin niye hiç mucizesi yok denmeye başlandığında Ay'ı yarar, kumu cephaneye dönüştürür, fakat bunu açıkça iddia etmezsin. Belli belirsiz ima eder, gerisini sadık bağlılarının yayacağı söylentilere bırakırsın. Nasılsa kayıtsız şartsız savunucular her zaman olurlar...
Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 17 yıl Allahi kendilerine alet edenlerden hangi davranis beklenebilirki,onlar herkesi kendileri gibi gördükleri icin her önüne gelene böyle ahlak disi yakistirmalar yaparlar.Cünkü onlarin ALLAH korkulari yoktur,cünkü onlar Allahi sadece kendi cikarlari icin kullanan dinci tayfalardir,******** saygilarla
Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 17 yıl Peygamber efendimizin mucizesinin kur-anı kerim olduğunu azcık bilgisi olan herkes bilir. Anlamak istersen tabi. Özgürlük demokrasi diyorsunuz neden ikide bir islamiyete sataşıyorsunuz ? Aslında sebebi açık ortada, içinizde bir kuşku var ya gerçekse ya kıyamet koparsa ya ahiret varsa. BU düşüncelerden kendinizi ardındrımak ehli keyif hayatınıza devam etmek istiyorsunu fakat etrafınızda inanan insalnar olduğu sürece bu düşünceler hep aklınızı kurcalıyor, rahat yaşamıyorsunuz. Dini tamamen ortadan kaldırıp rahat rahat yaşamak amaç. Ayrıca insanların yaptıkları yanlışlardan islamiyet değil insanlar sorumludur, yanlış yorumlamalardan veya nefislere yenik düşmeden kaynaklanır bu hatalar. Kıyametten korkuyorum ama iple de çekiyorum, inanmayanların suratını görmek için, o anki sözlerini duymak için. Ben mükemmel bir müslümanmıyım, hayır tabiki benimde hatalarım var, nefsime yenik düştüğüm zamanlar var ama en azından çok şükür inanıyorum ve çaba gösteriyorum. dipnot: yazdıklarım geneldir kişiler üstüne alınmasın.
Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 17 yıl zuma, yanılıyorsunuz. Tam tersine, kişilerin hatalarını sözkonusu etmeden temelde bu yanlışlıklara neden olan anlayışları ayetleri ortaya koyarak açıklıyoruz. Ayetlerin anlamları açık, yorumlamaya bile gerek yok. Çağın çok uzağında empozeler sergiliyorlar ve günümüzde evrensel kabul görmeleri olası değil. Bize değil, bu ayetleri yazana kızacaksınız. Bizim bir suçumuz yok. Ne bu dünyayı biz yarattık, ne bu ayetleri biz yazdık. Biz sadece gördüğümüzü söylüyoruz, görmedim duymadım bilmiyorum'u oynamak istemediğimiz için ister istemez gerçekleri görüyoruz, gördüğümüzü de söylüyoruz. Yoksa benim şahsen işime gelirdi, ruhları cinleri melekleri çağırıp gerçekleri öğrenmenin bir yolu bulunsa sevinirdim. Bunca çabaya, araştırmaya, çabalamaya gerek kalmazdı...
Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 17 yıl Peygamber efendimizin mucizesinin kur-anı kerim olduğunu azcık bilgisi olan herkes bilir. Anlamak istersen tabi. Özgürlük demokrasi diyorsunuz neden ikide bir islamiyete sataşıyorsunuz ? Aslında sebebi açık ortada, içinizde bir kuşku var ya gerçekse ya kıyamet koparsa ya ahiret varsa. BU düşüncelerden kendinizi ardındrımak ehli keyif hayatınıza devam etmek istiyorsunu fakat etrafınızda inanan insalnar olduğu sürece bu düşünceler hep aklınızı kurcalıyor, rahat yaşamıyorsunuz. Dini tamamen ortadan kaldırıp rahat rahat yaşamak amaç. Ayrıca insanların yaptıkları yanlışlardan islamiyet değil insanlar sorumludur, yanlış yorumlamalardan veya nefislere yenik düşmeden kaynaklanır bu hatalar. Kıyametten korkuyorum ama iple de çekiyorum, inanmayanların suratını görmek için, o anki sözlerini duymak için. Ben mükemmel bir müslümanmıyım, hayır tabiki benimde hatalarım var, nefsime yenik düştüğüm zamanlar var ama en azından çok şükür inanıyorum ve çaba gösteriyorum. dipnot: yazdıklarım geneldir kişiler üstüne alınmasın. Yukarıdaki yazınızda büyüttüğüm cümlelere bakarsanız, bence siz mükemmel bir müslümansınız. Yeterki inanın, Muhammed'in Allah'ı size cennette bir yer ayırmıştır bile.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.