Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl gayet farkındayım sayın gelincik..aama sanırım siz neler yazdığınızın farkına varamıyorsunuz!!!...bazı seni güldüren o arkadaşların için gülününecek duruma düşmemenizi öneririm kırmızı fontta belirttiğim alıntınızın aksini iddia edebilirmisiniz sayın gelincik?? inanmadığınız bir şey için istektede bulunmanıza gerek yok(Allah da sizi güldürsün)..sizin demeniz gereken maddede sizi güldürsün yada bilimde sizi güldürsün olmalıydı değil mi sizin demeniz gereken maddede sizi güldürsün yada bilimde sizi güldürsün olmalıydı değil mi bak işte bu komik
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Siz ne yazdığınızın farkındamısınız merak ettim.He tamamen ondan o ayeti görmesem tevbe edecektim.Bazı arkadaşların cevapları beni gerçekten çok güldürüyor .Hani ben başka bir şey düşünüyor muşum da aslında kıvırmanın yollarını arıyorum sanki.Ne diyeyim siz beni güldürdünüz allah ta sizi güldürsün Allah bizi güldürüyor zaten siz hiç merak etmeyin
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Allah'ın suyunu içmesenize... ha su da mı Allah'tan gelmiyor? Nereden geliyor? Ne su, ne oksijen, ne de hidrojen.... Ne ekmek ne de buğday... Hiç bir şey Allah'tan gelmiyor... Evren'in oluşumunu öğrenmenizde fayda var. Belki böyle abes sorular sorarak madara olmanızının önüne geçer... (Sorunuzun cevabı için "Kısmen yıldızlar ve kuyrukluyıldızlar" demek yanlış olmayacaktır.)
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Allah'ın nimetlerinden hergün faydalanıyorsunuz, ama işte işinize gelmeyen yerlerde kafa tutuyorsunuz Kur'an bunu insanın nakörlüğü olarak açıklıyor Oh have güzel su güzel herşey güzel ama kötü niyete karşı uyarı gelince kötü Allah'ın güzelliklerini de dışlasanıza mesela meyve yemeyin Size söz veriyorum, bir gün elime "Made In Allah" (ya da arapçası her ne ise işte) yazan bir meyve geçerse yemeyeceğim... Hasan amcanın yetiştirdiği meyveler de yeter....
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Ne su, ne oksijen, ne de hidrojen.... Ne ekmek ne de buğday... Hiç bir şey Allah'tan gelmiyor... Evren'in oluşumunu öğrenmenizde fayda var. Belki böyle abes sorular sorarak madara olmanızının önüne geçer... (Sorunuzun cevabı için "Kısmen yıldızlar ve kuyrukluyıldızlar" demek yanlış olmayacaktır.) kuyrukluyıldızlar nereden geliyor?
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Size söz veriyorum, bir gün elime "Made In Allah" (ya da arapçası her ne ise işte) yazan bir meyve geçerse yemeyeceğim... Hasan amcanın yetiştirdiği meyveler de yeter.... markalar insanların yarattıkları şeylerdir o meyveler toprakta kendi kendine nasıl oluşuyor ya da neden birçok çeşit meyve var ya da neden belirli yerlerde belirli meyveler yetişiyor da bazı yerlerde başka meyveler yetişiyor üzerinde birşey yazsaydı, yemeseydiniz, su içmeseydiniz yaşayabilecek miydiniz?
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl kuyrukluyıldızlar nereden geliyor? Bknz: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...;showentry=2779
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl markalar insanların yarattıkları şeylerdir o meyveler toprakta kendi kendine nasıl oluşuyor ya da neden birçok çeşit meyve var ya da neden belirli yerlerde belirli meyveler yetişiyor da bazı yerlerde başka meyveler yetişiyor üzerinde birşey yazsaydı, yemeseydiniz, su içmeseydiniz yaşayabilecek miydiniz? Bu soruların yanıtlarını ve daha fazlasını İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Bitkilerin En Güzel Tarihi" adlı kitapta bulabilirsiniz... İyi okumalar...
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Bu soruların yanıtlarını ve daha fazlasını İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Bitkilerin En Güzel Tarihi" adlı kitapta bulabilirsiniz... İyi okumalar... teşekkürler tarih nedir?
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Bknz: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...;showentry=2779 Bir kuyrukluyıldız, kirli buz, toz ve gazdan oluşur kirli buz, toz ve gaz nereden geliyor?
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Bir kuyrukluyıldız, kirli buz, toz ve gazdan oluşurkirli buz, toz ve gaz nereden geliyor? Buz, yoğunluk derecesine göre farklı sıcaklıklarda katı hale gelen sıvılardan oluşur. Eğer bildiğimiz "su" dan bahsedecek olursak ; Su, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşur. Oksijen, yıldızların nükleer tepkimeleri sonucu ortaya çıkan bir elementtir. Hidrojen ise (basit atom yapısı itibariyle) evrende en çok bulunan elementtir. Bu iki elementin bir araya gelmesi ile su, suyun (saflık derecesine göre) belli bir sıcaklıkta katı hale geçmesi ile de buz oluşur... Toz ve gazlar ise çeşitlilik gösterir. Detaylarına girmeyeceğim...
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl teşekkürler tarih nedir? Bir Türkçe sözlük edinmenizde fayda var... Edinemiyorsanız, interneti kullanın ve adres çubuğuna da aşağıdaki adresi yazın : www.tdk.gov.tr
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl Bir Türkçe sözlük edinmenizde fayda var... Edinemiyorsanız, interneti kullanın ve adres çubuğuna da aşağıdaki adresi yazın : www.tdk.gov.tr ben sizin görüşünüzü almak istedim, bende TDK sözlüğü var
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl ben sizin görüşünüzü almak istedim, bende TDK sözlüğü var Şurada bir kaç şey söylemişim... Bir bakın isterseniz... http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=521928
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl İnsanları dinin güzelliği ile bir dine bağlamak varken korkutarak bağlamaya çalışmak yakarım yıkarım tehditleri yüce Allaha yakışırmı sence. İslam bir korku dinimi. KİMİ okurlar, kimi eş-dost "Korkuyoruz" diyorlar. Neden?.. Korkunun sebebi ne? * İşte böyle yaptılar. İnsanları kendi dinlerinden korkar hale getirdiler. Din gibi insanları birleştiren, sevgiyi-barışı öğütleyen, yardımlaşmayı- dayanışmayı emreden bir yüce duyguyu "korkuya" dönüştürdüler. Hiçbir düşman güç bunu yapamazdı. Hiçbir fesatlık bu kadar başarılı olamazdı. Hiçbir yabancı, Türklerin yüreğindeki o masum-samimi "Müslümanlığı" onun elinden alıp, onun "korkusu" haline getiremezdi. Ama yaptılar. Bir anda din "korku" oluverdi. * "Gelirler mi?" diye soruyor yollarda rastladıklarımız. "Kim?" diye sormuyorum artık. Samimi olun; gazetelerin, televizyonların birer ekibi şu sıralarda Malezya’da, neyi araştırıyorlar, neye bakıyorlar dersiniz: İslam’ın Malezya’yı ne hale getirdiğine... Ve aynısının bizim başımıza gelip-gelmeyeceğine. Böyle midir İslam?.. O kutsal kitap bunu mu istedi sizden?.. Sabah-akşam alnını inançla secdeye koyan iyi insanlar bunu mu arzuladılar, söyleyin... * Peki kim yaptı bunu? O "en Müslüman(!)" olan... Bir yüce dini siyasette sermaye edindi kendisine. Onu kullana kullana kazandı. Ve şimdi onu iktidarda kalmanın zırhı yapıyor. İşte bir kısım Müslümanlar (Müslümanlığa nasıl bir kötülük yapıldığının farkına dahi varmadan) sembollerle-sloganlarla o zırhın parçası olurken... Öbürleri korkuyorlar. Hiçbir provokasyon, hiçbir yabancı güç, hiçbir düşman Anadolu Müslümanlığına bu zararı verememişti. İnsanlar kendi dinlerinden korkar oldular. İnsan kendi dininden korkar mı?.. Korktular... Bu olay yeni değil İslam da korkutmak zaten vardı. Bu din bezirganları yapmış değil ki. Bunu sayın Çoşkun yanlış anmış. kimse kimseyi sandığınız anlamda dininden korkar hale getirmiyor.. bunu İslam hiç yapmıyor... ama hayat düzenlerimiz içerisinde bizden çok çok üst bir güç karşısında sakınmak,haddimizi bilmek olduğu gibi,bu gücü herşeyden ama aklınıza gelebilecek herşeyden,kendi canınızdan bile daha çok sevmek kavramıda var... burda duyulan sevgi,onun yarattığı herşeye taşıyorsa ve burda duyulan korku, bizleri onun sevgisinden merhametinden yoksun kalmamak için uyardığı konularda temkinli yaşamamız dışında bizlere zarar vermiyorsa aksine hayatımızı düzenliyorsa sakınca görmüyorum... bir sürü ceza sisteminin asıl amacının caydırıcılık olduğu medeni sistemlerde bu kavramın bir türlü dinler açısından oturtulmaması garip... ben dinimden korkmuyorum... ama gün geldiğinde huzuruna toplanacağımız o büyük gün,yaşadıklarımın birer birer karşıma geleceği andan evet korkuyorum.. ben Rabbime karşı bu kadar nankörken, bu kadar boş yere oyalanırken zor...
Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 17 yıl kimse kimseyi sandığınız anlamda dininden korkar hale getirmiyor.. bunu İslam hiç yapmıyor... ama hayat düzenlerimiz içerisinde bizden çok çok üst bir güç karşısında sakınmak,haddimizi bilmek olduğu gibi,bu gücü herşeyden ama aklınıza gelebilecek herşeyden,kendi canınızdan bile daha çok sevmek kavramıda var... burda duyulan sevgi,onun yarattığı herşeye taşıyorsa ve burda duyulan korku, bizleri onun sevgisinden merhametinden yoksun kalmamak için uyardığı konularda temkinli yaşamamız dışında bizlere zarar vermiyorsa aksine hayatımızı düzenliyorsa sakınca görmüyorum... bir sürü ceza sisteminin asıl amacının caydırıcılık olduğu medeni sistemlerde bu kavramın bir türlü dinler açısından oturtulmaması garip... ben dinimden korkmuyorum... ama gün geldiğinde huzuruna toplanacağımız o büyük gün,yaşadıklarımın birer birer karşıma geleceği andan evet korkuyorum.. ben Rabbime karşı bu kadar nankörken, bu kadar boş yere oyalanırken zor... korkular boş tehditler Allahın sevgisinden yoksun kalmak korkusu değil. Cehennemde yakarım tehditileridir. Kuran, insanların Allah’tan korkmalarını ister. Buradaki amaç, insanların içine korku salarak onları bu şekilde daha kolayca yönetmektir. 39:16. Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. Işte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun. Bu kavram bugün hala geçerlidir. Bir Müslüman kendisinin Allah tarafından yaratıldığına inanır ama, beni yaratandan ben neden korkayım şeklinde bir sorgulamaya girmez. Korkuların en büyüğü cehennem korkusudur, çünkü orada işkencenin türlü çeşidi vardır. İnsanlar, bilmedikleri yada anlayamadıkları güçler karşısında hep korkmuşlardır. Bugün eskisi kadar bir geçerliliği olmasa da, asırlar öncesi insanları korkutmak için kullanılan tabiat olaylarından biri de, yıldırımlardı. Muhammed’de gök gürültüsünü ve yıldırımları insanları korkutmak için kullanmayı bilmiştir. Eskiden insanlar ağacı bir nehiri Allh sanıp ondan korkar ve ara ara çocuklarını ona kurban ederlerdi. İnsanlar her zaman saçma şeylere inanmaya meyillidirler. Dünki inandıkları ne kadar yanlıssa bu günkiler de öyle.
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl korkular boş tehditler Allahın sevgisinden yoksun kalmak korkusu değil. Cehennemde yakarım tehditileridir. Kuran, insanların Allah’tan korkmalarını ister. Buradaki amaç, insanların içine korku salarak onları bu şekilde daha kolayca yönetmektir. 39:16. Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. Işte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun. Bu kavram bugün hala geçerlidir. Bir Müslüman kendisinin Allah tarafından yaratıldığına inanır ama, beni yaratandan ben neden korkayım şeklinde bir sorgulamaya girmez. Korkuların en büyüğü cehennem korkusudur, çünkü orada işkencenin türlü çeşidi vardır. İnsanlar, bilmedikleri yada anlayamadıkları güçler karşısında hep korkmuşlardır. Bugün eskisi kadar bir geçerliliği olmasa da, asırlar öncesi insanları korkutmak için kullanılan tabiat olaylarından biri de, yıldırımlardı. Muhammed’de gök gürültüsünü ve yıldırımları insanları korkutmak için kullanmayı bilmiştir. Eskiden insanlar ağacı bir nehiri Allh sanıp ondan korkar ve ara ara çocuklarını ona kurban ederlerdi. İnsanlar her zaman saçma şeylere inanmaya meyillidirler. Dünki inandıkları ne kadar yanlıssa bu günkiler de öyle. sayın latifşener korku insanın yapısında varolan bir duygudur...ama tek bir formda değildir...insan ölmekten korkabilir...yılandan korkabilir...ani bir sesten korkabilir...karanlıktan korkabilir...birinin kalbini kırmaktan korkabilir...ve daha uzun bir listeyle devam edebiliriz... bir insanın yılandan korkmasıyla yalandan korkması herne kadar aynı eylemle anlatılsa bile iki durum birbirinden oldukça farklıdır... yine bir insanın babasından ya da öğretmeninden korkması bile ona duyduğu sevginin varlığı nispetinde farklılık kazanır...mesela babasını sevmeyen bir çocuğun babasından sadece ceza alma ya da dayak yeme düşüncesiyle korkması başkadır...babasını seven ve saygı duyan bir çocuğun baba korkusu onun sevgisini yitirmek ve ona karşı hata yapmiş olmanın pişmanlığından dolayı olan bir korkudur....buna da korku yerine sakınma demek daha doğru olabilir... kuranda aslında korku olarak tercüme edilen iki fiil vardır....bunlar HAAFE ve İTTEKA fiilleridir...ilki insana has bir korkmayı , ikincisi ise sadece allahtan saygı ile sakınmayı karşılar....dolayısıyla mümin bir kul allahtan korkmaz....ondan saygı ile sakınır...Bakara 112 Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler. *
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl sayın latifşenerkorku insanın yapısında varolan bir duygudur...ama tek bir formda değildir...insan ölmekten korkabilir...yılandan korkabilir...ani bir sesten korkabilir...karanlıktan korkabilir...birinin kalbini kırmaktan korkabilir...ve daha uzun bir listeyle devam edebiliriz... bir insanın yılandan korkmasıyla yalandan korkması herne kadar aynı eylemle anlatılsa bile iki durum birbirinden oldukça farklıdır... yine bir insanın babasından ya da öğretmeninden korkması bile ona duyduğu sevginin varlığı nispetinde farklılık kazanır...mesela babasını sevmeyen bir çocuğun babasından sadece ceza alma ya da dayak yeme düşüncesiyle korkması başkadır...babasını seven ve saygı duyan bir çocuğun baba korkusu onun sevgisini yitirmek ve ona karşı hata yapmiş olmanın pişmanlığından dolayı olan bir korkudur....buna da korku yerine sakınma demek daha doğru olabilir... kuranda aslında korku olarak tercüme edilen iki fiil vardır....bunlar HAAFE ve İTTEKA fiilleridir...ilki insana has bir korkmayı , ikincisi ise sadece allahtan saygı ile sakınmayı karşılar....dolayısıyla mümin bir kul allahtan korkmaz....ondan saygı ile sakınır...Bakara 112 Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler. * Çocuk büyütürken "korku" kelimesinin kullanılmasını bile istemeyen eğiticilerin bu görüşü, modern çağ anlayışıdır. Ama orta çağ anlayşı bakınız bu görüşü nasıl hiçe sayıyor. Bunun neresi "itteka" (saygı) imiş. Her ayete kılıf uydurduğunuz gibi bunadamı uydurdunuz. Pes doğrusu. ************* Kehf/87- O, şöyle dedi: "Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; sonra Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak." Ankebut/40- Nitekim, onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı. Kamer/31- Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl korkular boş tehditler Allahın sevgisinden yoksun kalmak korkusu değil. Cehennemde yakarım tehditileridir. cehennemde yakarım tehditleri iyiler için değil kötüler için geçerlidir siz kötü olmayın kötü olmak mı istiyorsunuz?
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl Kuran, insanların Allah’tan korkmalarını ister. Buradaki amaç, insanların içine korku salarak onları bu şekilde daha kolayca yönetmektir. 39:16. Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. Işte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun. Kur'an kötülerin ve zalimlerin Allah'tan korkmalarını ister, iyilerin yanında olduğunu söyler müninler için "korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar" ifadesini kullanır müminin Allah korkusu O'na olan sevgisinden kaynaklanır, burada sevgi daha baskın bir kavramdır
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl cehennemde yakarım tehditleri iyiler için değil kötüler için geçerlidir siz kötü olmayın kötü olmak mı istiyorsunuz? İslam'a göre Cehennem yalnızca kötüler için değildir... "Allah diye bir şey yoktur" diyen her kişi , iyi/kötü ayrımı yapılmadan cehennemi boylayacaktır...
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl Bu kavram bugün hala geçerlidir. Bir Müslüman kendisinin Allah tarafından yaratıldığına inanır ama, beni yaratandan ben neden korkayım şeklinde bir sorgulamaya girmez. Allah sevgisiyle Allah korkusu aynı şeylerdir işine gelen kavram baskın olur
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl İslam'a göre Cehennem yalnızca kötüler için değildir... "Allah diye bir şey yoktur" diyen her kişi , iyi/kötü ayrımı yapılmadan cehennemi boylayacaktır... Allah diye birşey yoktur diyen her kişi hem kendi özbenliğine hemde başkalına zulmeder ama bunun farkında olmaz farkında olmak islamın olmazsa olmazlarından biridir Allah alkolü bu yüzden yasaklamıştır çünkü ancak sağlam bir bilinçle algılar ve farkında olursun
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl sayın latifşenerkorku insanın yapısında varolan bir duygudur...ama tek bir formda değildir...insan ölmekten korkabilir...yılandan korkabilir...ani bir sesten korkabilir...karanlıktan korkabilir...birinin kalbini kırmaktan korkabilir...ve daha uzun bir listeyle devam edebiliriz... bir insanın yılandan korkmasıyla yalandan korkması herne kadar aynı eylemle anlatılsa bile iki durum birbirinden oldukça farklıdır... yine bir insanın babasından ya da öğretmeninden korkması bile ona duyduğu sevginin varlığı nispetinde farklılık kazanır...mesela babasını sevmeyen bir çocuğun babasından sadece ceza alma ya da dayak yeme düşüncesiyle korkması başkadır...babasını seven ve saygı duyan bir çocuğun baba korkusu onun sevgisini yitirmek ve ona karşı hata yapmiş olmanın pişmanlığından dolayı olan bir korkudur....buna da korku yerine sakınma demek daha doğru olabilir... kuranda aslında korku olarak tercüme edilen iki fiil vardır....bunlar HAAFE ve İTTEKA fiilleridir...ilki insana has bir korkmayı , ikincisi ise sadece allahtan saygı ile sakınmayı karşılar....dolayısıyla mümin bir kul allahtan korkmaz....ondan saygı ile sakınır...Bakara 112 Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler. * mükemmel bir açıklama
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 17 yıl Çocuk büyütürken "korku" kelimesinin kullanılmasını bile istemeyen eğiticilerin bu görüşü, modern çağ anlayışıdır. Ama orta çağ anlayşı bakınız bu görüşü nasıl hiçe sayıyor. Bunun neresi "itteka" (saygı) imiş. Her ayete kılıf uydurduğunuz gibi bunadamı uydurdunuz. Pes doğrusu. ************* Kehf/87- O, şöyle dedi: "Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; sonra Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak." Ankebut/40- Nitekim, onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı.Kamer/31- Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler. buyurun, cevabı kendiniz vermişsiniz
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.