Φ ByRiverRed Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 İslam Dini Nedir? İslâm dîni, Allah'ın, son peygamberi Hz. Muhammed (asm) vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslâm'ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslâm dînini kabul eden kimseye Müslüman denir. İslâm'ın en son ve Allah katında yegâne mûteber din olduğu, Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde belirtilir: "Bugün sizin dîninizi sizin için kemâle erdirdim. Sizin üzerinizdeki nîmetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim (yalnız İslâm'dan razı ve ondan hoşnûd oldum)". (Mâide Sûresi: 3) "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, ondan [seçtiği dîni] kabûl edilmiyecektir ve o, âhirette hüsrâna [büyük zarara] uğrayanlardan [olacak] dır." "Allah katında yegâne [hak] din İslâmdır." (Âl-i İmrân: 19) İslâm'ın Dışındaki Dinlerin Geçerliliği Neden Kalkmıştır? Tarihin çeşitli devirlerinde insanlara ayrı ayrı peygamberler ve dinler yollayan Allah Teâlâ, son din olarak onlara İslâmı ve son Peygamber olarak da Hz. Muhammed'i (asm) göndermiştir. İslâm'ın gelmesiyle Yahudîlik ve Hıristiyanlık gibi eski dinlerin hükmü sona ermiştir. Bu, tıpkı, yeni bir kanun çıkınca, eski kanunun hükmünün yürürlükten kalkması gibidir. Allah'ın son dîni ve İlâhî Kanunu İslâm gelince, eski dinlerin ve ilâhî kanunların geçerliliği son bulmuştur. İslâm dışında kalan dinlerin yürürlükten kalkmasını gerektiren başlıca sebebler şunlardır: 1 - Her şeyden evvel, eski dinler, yalnızca belli bir zamana ve belli bir muhîtin insanlarına hitab ediyorlardı. İslâm ise, topyekûn bütün insanlığa seslenmektedir. Dâveti umumî ve mesajı cihanşümuldür. 2 - Eski dinler, sadece kendi zamanlarının insanlarını muhâtab almışlardı. O zamanın insanlarının seciyeleri kaba ve mizaçları vahşete yakındı. İlimde, medeniyette, fikir ve anlayışta geri idiler. Ulaşım ve haberleşme imkânları, ibtidai bir haldeydi. Her bölgenin kültürü, inancı, örf ve âdetleri farklı farklıydı. Karşılıklı fikir ve kültür alışverişi de oldukça zayıftı. Bu yüzden, her muhîte ayrı ayrı peygamberler gelmesi, başka başka dinler gönderilmesi zarureti vardı. Zaman geçip insanlık ilim, fikir, kültür ve medeniyet yönünden büyük gelişmeler kaydedince, eski mahallî dinler artık insanların ihtiyaçlarına cevap veremez hale geldiler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak da insanlara en son din olan İslâmiyeti gönderdi. İslâm dîni, 1400 yıl evvelki dünyanın insanından, bugünün ve yarının modern insanına kadar gelip geçen bütün insanlığa hitab edebilme özelliğinde olan bir dindir. Bu bakımdan, kıyamete kadar hükmü bâki ve geçerlidir. 3 - Eski dinlerin, zamanla, içlerine hurâfeler, bâtıl inançlar karışmıştır. Allah'ın birliğine îman esası, yani tevhid inancı kaybolmuştur. İslâm ise, hâlâ ilk günkü tazelik ve saflığı ile, bozulmadan durmaktadır. Netice olarak diyebiliriz ki: İslâm'ın dışında kalan dinler, geceleyin bir sokağı aydınlatan bir fener ve sokak lâmbası gibidir. İslâm ise, bütün dünyayı aydınlatan güneş hükmündedir. Güneş doğduktan sonra, artık sokak fenerine hiç ihtiyaç kalır mı? Güneşin yanında sokak lâmbasının aydınlığının sözü olur mu? İslâm Dininin Özellikleri Nelerdir? İslâm dinini, sâir dinlerden ayıran belli başlı özellikleri şunlardır: 1 - İslâmiyet, her asra ve her insana hitab eder, getirdiği esaslar insanlığın bütün ihtiyaçlarına cevab verir. İslâm'ın bu cihanşümûl özelliğine Kur'an'da şu şekilde işaret olunur: "Ey Muhammed! Biz seni BÜTÜN İNSANLARA yalnızca müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik." (Sebe' Sûresi: 28). "Ey Muhammed! De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın HEPİNİZ İÇİN GÖNDERDİĞİ Peygamberiyim'." (A'raf Sûresi: 158). 2 - İslâmiyet kolaylıklar dînidir. İslâm'da insanlara yapamayacakları veya yaparken zorluk çekecekleri işler yüklenmemiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de İslâm'ın kolaylık prensipleri şu şekilde ifade edilir: "Allah, insanı ancak gücünün yeteceği işle mükellef tutar..." (Bakara Sûresi: 285). "Rabbimiz, bize gücümüzün yetmiyeceği şeyi taşıtma..." (Bakara Sûresi: 285). "Allah, sizin için kolaylık göstermek diler, zorluk çıkarmak istemez..." (Bakara Sûresi: 185). Kur'an'da İslâm'ın kolaylıklar dîni olduğu bu şekilde açıklanırken Peygamberimiz de, bu hususta hadîs-i şeriflerinde şu prensipleri vaz'etmişlerdir: "Ben ancak âlemlere rahmet olarak gönderildim. Azâb için, zorluk vermek için gönderilmedim..." "Allah Teâlâ, beni sıkıntı ve zahmet verici ve bunu arzu edici olarak göndermedi. Fakat Allah beni, muallim (öğretici, bildirici) ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi..." "Dininizin en hayırlısı, en kolay olanıdır. Muhakkak ki din bir kolaylıktır..." "Ben size neyi yasak ettiysem, ondan çekinin; size neyi emretti isem, ondan gücünüzün yettiği kadarını yapın. Sizden evvelki ümmetleri ancak mes'elelerinin ve Peygamberlerine karşı ihtilâflarının çokluğu helâk etmiştir." "Amelden gücünüzün yettiği kadarını yapın. Siz ibâdetten bezmedikçe, Allah da sevab vermekten bıkmaz." "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz." Hz. Âişe Validemiz, Resûlüllah Efendimizin bu hususla ilgili tatibkatını şu şekilde beyan etmişlerdir: "Resûlüllah (asm) iki şey arasında dilediğini tercihte serbest bırakıldı mı, günah olmadığı müddetçe muhakkak onlardan en kolayını alırdı. Eğer iş günahsa ondan halkın en uzak bulunanı Resûlüllah olurdu." Bütün bu hadîs-i şerifler, İslâm dîninin ne derece uygulanması kolay hükümler ihtiva ettiğini göstermektedir. Cihanşümûl ve kıyâmete kadar pâyidar oluşunda, bu kolaylık anlayışının büyük yeri vardır. Dinimizin kolaylık dîni olduğuna dair tatbikattan bâzı misaller: Dînimizde namaz kılmak için su ile abdest almak mecburiyeti vardır. Ancak su bulunamadığı veya su çok soğuk olup hastalanma ihtimali olduğu hallerde, toprakla teyemmüm yapılır. Toprak su yerine geçer. - Dînimiz yolculara; yorgunluk, zaman darlığı gibi hikmetlere binaen 4 rek'atlı farz namazları iki rek'at olarak kılmak kolaylığını getirmiştir. - Namazda ayakta durmak (kıyam) farzdır. Ancak ayakta duracak gücü olmayanlar, oturarak namaz kılarlar. - Hastalara ve yolculara Ramazanda oruç tutmak zor gelebilir. Bu sebeble dinimiz onları Ramazan'da, oruç tutup tutmamakta serbest bırakmıştır. Tutmazlarsa hiçbir mahzuru olmaz. İyileşince veya seyahatten dönünce, oruçlarını kazâ ederler. - Hac yolunda hastalık, harb, v.s. gibi bir sebeble emniyetsizlik varsa, hacca gitmesi mecburî olan Müslümanlar, yoldaki tehlike kalkana kadar haclarını te'hir ederler. 3 - İslâmiyetin bütün hükümleri mâkuldür. Akla zıt düşen, mantığa ters gelen hiçbir mes'elesi yoktur. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği aklıdır. İnsan onun vasıtasıyla gördükleri üzerinde düşünür, iyiyi kötüden ayırır, doğru ile yanlış arasında bir seçim yapar. Bu sebeble Kur'ân-ı Kerîm'de 70 kadar âyette akıldan ve akıl sâhiplerinden bahsedilir. Allah'ın emirleri doğrudan doğruya akla yöneltilir. Sık sık "Hiç duymuyorlar mı?", "Akıl etmiyorlar mı?" denilir. Dînimizde mükellefiyet için akıl esas olduğundan, aklı olmayanlar yaptıklarından sorumlu tutulmamışlardır. Hz. Peygambere inanmıyan insanlar, "Bize mûcizeler göster de Allah'ına inanalım, peygamber olduğunu kabul edelim" dediklerinde, Allah Teâlâ onların bu tekliflerini beğenmemiş; varlığına inanmak için onları mûcize istemeye değil, yerlere ve göklere ibretle bakıp düşünmeye çağırmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta: "Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara faydalı olan şeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah'ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgârları ve yerle gök arasında emre âmâde duran bulutları döndürmesinde, düşünen akıl sâhipleri için deliller vardır" (Bakara: 164) buyurulmuştur. Sahâbenin ileri gelenlerinden Hz. Enes, Resûlüllah Efendimizin yanında bir kimseden bahsederken onu medhetmişti. Resûlüllah (asm) sordu: - Onun aklı nasıldır? Hz. Enes: - Ya Resûlâllah, onun ibâdeti, ahlâkı, fazîleti, edebi iyidir, deyince Allah Resûlü yine: - Onun aklı nasıldır? diye sorusunu tekrarladı. Hz. Enes de: - Ey Allah'ın Resûlü, biz bu adamın ibâdetlerinden, fazîletlerinden, çeşitli hayırlarından bahsediyoruz; siz ise, aklından soruyorsunuz, dedi. Resûlüllah Efendimiz bunun üzerine şu sözleri söylediler: - Ahmak olan âbid, cehli sebebiyle şeytana aldanarak fâsık bir kimsenin günâhından daha büyük günahlara mâruz kalabilir. İnsanların Allah'a yakınlıkları, ancak akılları kadardır." Mâverdî'nin Edebü'd-Dünya ve'd-Dîn adlı eserinde zikredilen bu hadîs, İslâm'da akla verilen önemi göstermesi bakımından son derece ibretli ve düşündürücüdür. Akılla ilgili diğer bazı hadîsler de şöyledir: "Aklı olmayanın dîni yoktur." "Allah akılsız [aklını kullanmayan] mü'mini sevmez. "Kişinin aklı doğru olmadıkça, dîni doğru olmaz..." "Cennet 100 derecedir. 99 derecesi akıl sâhipleri için, bir derece de diğer insanlar için..." "Ya Ali! İnsanlar çeşitli iyiliklerle Allah'a yaklaşırken, sen de aklınla yaklaş." "Allah Teâlâ akıldan daha kıymetli ve şerefli bir varlık yaratmamıştır." 4 - İslâmiyet, insanlar arasında her devirde görülen sınıf farklarını, eşitsizlikleri, imtiyazları kaldırmış, asıl ve kök bakımından aralarında hiçbir ayrıcalık olmadığı esasını getirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık." (Hucurât: 13). Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır: "İnsanlar Âdem'in oğullarıdır. Âdem'i de Allah topraktan yaratmıştır." İslâmiyet, bununla, bütün insanların aynı ana-babadan geldiklerini; hiç kimsenin doğuştan üstünlük iddiasında bulunamayacağını ortaya koymuştur. İslâmiyet, insanları bir tarağın dişleri gibi hukuk önünde birbirine eşit kabûl etmiştir. Soy, renk ve dil farkına hiç önem vermemiş; insana kıymet kazandıran, sair insanlardan üstün kılan hususun yalnızca kalbindeki Allah korkusu ve îman derecesi olduğunu belirtmiştir. Peygamber Efendimiz bu hususu, şu şekilde ifade buyurmuşlardır: "Ey insanlar! Unutmayınız ki Rabbiniz bir'dir, babanız bir'dir. Arab'ın Arab olmayana, Arab olmayanın Arab'a, beyazın siyaha, siyahın beyaza Allah korkusu ölçüsünden başka hiçbir üstünlüğü yoktur." Böylece dînimiz, herkesi hukukta eşit saymış, insanlar arasındaki dünyevî üstünlüklere, gelip geçici etiketlere önem vermemiş, dış görünüşten ziyade insanın iç görünüşüne bakmıştır. 5 - İslâmiyet, ruh ile madde, dünya ile âhiret arasında tam bir denge kurmuştur. Yahudîlik beden zevklerini ve maddî faydaları ön plânda tutar. Mensuplarını hırsla dünyaya bağlanmağa sevkeder. Hıristiyanlık ve Hind dinleri ise, sadece ruhu geliştirmeye, vücuda eziyetler çektirerek nefsin arzûlarını zayıflatmaya, dünya hayatını boşlamaya önem verirler. Buna karşılık İslâmiyet, ruh ile beden, dünya ile âhiret arasında tam bir denge kurmuş; ne bedene, ne de ruha ızdırap çektirmeyi esas almıştır. İkisine de aynı ölçüde değer vermiş; herbirinin ihtiyaçlarını ayrı ayrı karşılamayı kabul etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de, "Allahım, bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver" âyeti, İslâm'daki dünya ve âhiret dengesini en iyi şekilde belirtmektedir. İslâm, ne dünyaya fazla değer vererek âhiretin, ne de âhirete ağırlık vererek dünyanın terkedilmesine izin verir... Âhiretin dünyada kazanılacağını söyleyerek, "hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de âhiret için" çalışılmasını ister... 6 - İslâm'da ruhban sınıfı yoktur. Herkes dinini gücü nisbetinde kendi öğrenmek zorundadır. İbâdetleri ifa için, kul ile Yaratıcı arasında aracılık yapacak, günahları affettirecek imtiyazlı bir seçkin sınıfa yer yoktur. 7 - İslâm, bütün mânasıyle ahlâk ve fazîlet dîni olduğu gibi, en yüksek mertebede ilim ve hakikatın koruyucusudur. Alıntı
Φ ALLAH´IN KULU Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 ALLAH (C.C) Razi olsun Alıntı
Φ GuNeSLi_GeCe Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2007 Çok güzel bir yazı. Teşekkürlerimi bir borç bilirim... Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 islamın geçerliliği kıyamete kadardır diyorsunuz bütün dinler islamdı diyorsunuz sonra diğer dinlerin geçerliliği kalktı diyorsunuz kafam karışıyor sorular aklımda cirit atıyor. dinler zaman aşımına uğrarmı uğramazsa bu nasıl olur? dinler arası mesafe 500/600 yıl kadar değilmi ama islam başlangıcından beri 1400 yıl geçmiş oysa dünya medeniyetleri heran gelişir din neden gelişemiyor? dinin gönderiliş amacı nedir insanları bölmekmi birleştirmekmi huzur vermekmi huzursuzluk vermekmi yoksa bilmediğim bişeymi? çok merak ediyorum örnek bir dindar nasıl olur yoksa önce insanmı olunmalıdır? Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 islamın geçerliliği kıyamete kadardır diyorsunuz bütün dinler islamdı diyorsunuz sonra diğer dinlerin geçerliliği kalktı diyorsunuz kafam karışıyor sorular aklımda cirit atıyor. dinler zaman aşımına uğrarmı uğramazsa bu nasıl olur? dinler arası mesafe 500/600 yıl kadar değilmi ama islam başlangıcından beri 1400 yıl geçmiş oysa dünya medeniyetleri heran gelişir din neden gelişemiyor? dinin gönderiliş amacı nedir insanları bölmekmi birleştirmekmi huzur vermekmi huzursuzluk vermekmi yoksa bilmediğim bişeymi? çok merak ediyorum örnek bir dindar nasıl olur yoksa önce insanmı olunmalıdır? Bece bazıları insan değil sadece dindar. Alıntı
Φ ByRiverRed Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 islamın geçerliliği kıyamete kadardır diyorsunuz bütün dinler islamdı diyorsunuz sonra diğer dinlerin geçerliliği kalktı diyorsunuz kafam karışıyor sorular aklımda cirit atıyor. dinler zaman aşımına uğrarmı uğramazsa bu nasıl olur? dinler arası mesafe 500/600 yıl kadar değilmi ama islam başlangıcından beri 1400 yıl geçmiş oysa dünya medeniyetleri heran gelişir din neden gelişemiyor? dinin gönderiliş amacı nedir insanları bölmekmi birleştirmekmi huzur vermekmi huzursuzluk vermekmi yoksa bilmediğim bişeymi? çok merak ediyorum örnek bir dindar nasıl olur yoksa önce insanmı olunmalıdır? Dindar ve insan kelimelerini, neden birbirine zıtmış gibi göstermeye çalıştın anlamadım. Diğer dinler, yani yahudilik ve hristiyanlıkta bizim allahımız tarafından gönderildi. Ancak insanoğlu zamanla bu dinleri kendi çıkarları doğrultusunda değiştirdi ve sapmalar yaşandı. Örneğin hristiyanların ne kadar çok çeşit incil'i olduğunu hepimiz biliriz. Tabii sonradan bunlar dörde indirildi. Allah'ta bunun üzerine son din olduğunu -esas hristiyanlıkta da söylediği gibi- islamiyeti getirdi. İnsanlık o kadar dünyevi meselelere dalmıştır ki Allah'ın gönderdiği her dini (islamiyet hariç) çok kolay unutmuştur. Seninde dediğinde olabilir 500/600 yıl kadar mesafeyi çoktan aştık, dünyevi meselelere dalanların sayısı çoğaldı ve islamiyetin yeryüzündeki devamı kıyamet olacağı için, sonumuz yakın görünüyor. Arkadaşlar basit bir soruya basit bir cevap verdim, bazıları bu ne demesin... Alıntı
Φ GuNeSLi_GeCe Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 islamın geçerliliği kıyamete kadardır diyorsunuz bütün dinler islamdı diyorsunuz sonra diğer dinlerin geçerliliği kalktı diyorsunuz kafam karışıyor sorular aklımda cirit atıyor. dinler zaman aşımına uğrarmı uğramazsa bu nasıl olur? dinler arası mesafe 500/600 yıl kadar değilmi ama islam başlangıcından beri 1400 yıl geçmiş oysa dünya medeniyetleri heran gelişir din neden gelişemiyor? dinin gönderiliş amacı nedir insanları bölmekmi birleştirmekmi huzur vermekmi huzursuzluk vermekmi yoksa bilmediğim bişeymi? çok merak ediyorum örnek bir dindar nasıl olur yoksa önce insanmı olunmalıdır? Din aslında gelişiyor. Gelişmez olur mu? Nasıl dediğini duyar gibiyim... Son kitap Kuran-ı Kerim'i ele alalım. İslamı getirmiştir ve İslam dini bugün önceden hiç anlaşılmadığı kadar iyi anlaşılabilmektedir. Çünkü en basit bir ayet örneğiyle: ''Binalar yükselecek ve erkekler erkeklikten kadınlar kadınlıktan çıkacak. İşte bu zamanda kıyamet kopacaktır'' Bu ayeti 500'lü 1000'li ve hatta 1800'lü yıllara kadar anlayabilecek yoktu. Binalar nasıl yükselir? İnsanlar cinsiyetinden çıkar mı hiç? diye sorarladı. Fakat bugün bunları birer birer onar onar yüzer yüzer gördüğümüz için 'DİN BİZE DAHA ANLAMLI GELMEYE VE ÇÖZÜMLENMEYE BAŞLIYOR'... Bunu kimse inkar edemez. Çünkü o ayetlerde geçenleri gözümüzle görüyoruz ve dini geliştiriyoruz. İslam dini dışındaki dinler ve kitaplar zaman aşımına uğramış veya bir şekilde değiştirilmiştir. Fakat İslam dini insanlara huzur getirir. Huzur ise İslam dinine yönlendirir zaten insanları... Bir dindar olmak için soruna şöyle bir cevap verebilirim: Dindar olmak için 'İnsanlığın esaslarını - Dinin esaslarını - Dünya'nın esaslarını - Sevap ve günah esaslarını' çok iyi bilmek ve hayatı buna göre yönlendirmek gerekir. Saygılar... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Din aslında gelişiyor. Gelişmez olur mu? Nasıl dediğini duyar gibiyim... Son kitap Kuran-ı Kerim'i ele alalım. İslamı getirmiştir ve İslam dini bugün önceden hiç anlaşılmadığı kadar iyi anlaşılabilmektedir. Çünkü en basit bir ayet örneğiyle: ''Binalar yükselecek ve erkekler erkeklikten kadınlar kadınlıktan çıkacak. İşte bu zamanda kıyamet kopacaktır'' Bu ayeti 500'lü 1000'li ve hatta 1800'lü yıllara kadar anlayabilecek yoktu. Binalar nasıl yükselir? İnsanlar cinsiyetinden çıkar mı hiç? diye sorarladı. Fakat bugün bunları birer birer onar onar yüzer yüzer gördüğümüz için 'DİN BİZE DAHA ANLAMLI GELMEYE VE ÇÖZÜMLENMEYE BAŞLIYOR'... Bunu kimse inkar edemez. Çünkü o ayetlerde geçenleri gözümüzle görüyoruz ve dini geliştiriyoruz. İslam dini dışındaki dinler ve kitaplar zaman aşımına uğramış veya bir şekilde değiştirilmiştir. Fakat İslam dini insanlara huzur getirir. Huzur ise İslam dinine yönlendirir zaten insanları... Bir dindar olmak için soruna şöyle bir cevap verebilirim: Dindar olmak için 'İnsanlığın esaslarını - Dinin esaslarını - Dünya'nın esaslarını - Sevap ve günah esaslarını' çok iyi bilmek ve hayatı buna göre yönlendirmek gerekir. Saygılar... sayın güneşligece kuranda öyle bir ayet olduğuna emin misin?? bak bu forumdaki arkadaşlar kuranı çok okurlar..ona göre.. selamlar Alıntı
Φ GuNeSLi_GeCe Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 sayın güneşligecekuranda öyle bir ayet olduğuna emin misin?? bak bu forumdaki arkadaşlar kuranı çok okurlar..ona göre.. selamlar Hadis-i Şerif'den bir bölüm veya Kuran'daki bir sureden bir ayet... Hadis-i Şerif'i söyleyen de Kuran-ı en iyi anlayan Hz. Muhammed'dir. İkisi arasında herhangi bir fark bulunmamakta. Nasıl anlamak isterseniz öyle anlarsınız... Kelime hatası varsa da herhangi bir yanlış yok ortada. Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 yıllar evvel dini tahsil aldığını söyleyen birinin şu ifadesini hiç unutmam... kuranda geçen bir hadiste... diyordu.. aradaki farkı bildiğinizi düşünüyorum..ancak bilgi verirken dikkatli olalım demek istedim sadece.. siz daha iyisini bilirsiniz.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Hadis-i Şerif'den bir bölüm veya Kuran'daki bir sureden bir ayet... Hadis-i Şerif'i söyleyen de Kuran-ı en iyi anlayan Hz. Muhammed'dir. İkisi arasında herhangi bir fark bulunmamakta. Nasıl anlamak isterseniz öyle anlarsınız... Kelime hatası varsa da herhangi bir yanlış yok ortada. değerli arkadaşım böyle bir ayet yok bu rivayet... hadis denilen sözlerin pek çoğununda tutarlılığı yok... ne yazık ki bu sözlere Kurandan daha fazla itibar ediliyor... anlamak istediğimiz gibi anlarız ama ortada şöyle bir gerçek var Kuran ayetlerinin bir dili var (Arabçadan bahsetmiyorum) Kuranın mantığında böyle açıklanmaz... Ve genelde Kuran ileriki zamanlarda meydana gelecek olayları anlatırken mecazi anlatımlarda bulunur bunu anlamak için defalarca okumak gerekebilir... orada geçen mecazilerin zaman içinde nasıl zuhur edeceğini biliminde yardımıyla anlamak daha kolay oluyor... ama hadiste Kuran ayeti kadar gerçektir demek yanlış olur... Hz. Muhammed'in onca hadisi rivayet edip aynı zamanda 20 küsur yılda inmiş Kuran ayetlerini açıklaması için çok daha fazla zaman gerekir peygamber 24 saat fikir söylese o kadar hadis söyleyemez... üstelik Kuranı anlamak ve anlatmakta zaten çok zamanını almıştır... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 değerli arkadaşım böyle bir ayet yok bu rivayet... hadis denilen sözlerin pek çoğununda tutarlılığı yok... ne yazık ki bu sözlere Kurandan daha fazla itibar ediliyor... anlamak istediğimiz gibi anlarız ama ortada şöyle bir gerçek var Kuran ayetlerinin bir dili var (Arabçadan bahsetmiyorum) Kuranın mantığında böyle açıklanmaz... Ve genelde Kuran ileriki zamanlarda meydana gelecek olayları anlatırken mecazi anlatımlarda bulunur bunu anlamak için defalarca okumak gerekebilir... orada geçen mecazilerin zaman içinde nasıl zuhur edeceğini biliminde yardımıyla anlamak daha kolay oluyor... ama hadiste Kuran ayeti kadar gerçektir demek yanlış olur... Hz. Muhammed'in onca hadisi rivayet edip aynı zamanda 20 küsur yılda inmiş Kuran ayetlerini açıklaması için çok daha fazla zaman gerekir peygamber 24 saat fikir söylese o kadar hadis söyleyemez... üstelik Kuranı anlamak ve anlatmakta zaten çok zamanını almıştır... ------------------------------------------ selam. sardunyan. Tebrikler gerçekten doğru söylediniz, kuranda öyle bir aayet yok. yalnız şu aayet var. Muhammed süresi.>[047.018] [DI] Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mı bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar? Hadisler konusundada hemfikiriz sardunyan, Din Kurandan araştırılır, Herkes nasıl anladıysa öyle uygular, yalnız uygulayanın anladığını başkasına dayatma lüksü yoktur. selam ve dua ile. Evren. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Ortalık birbirine karışmış, toz duman olmuş, her inançlıdan başka bir ses çıkıyor. Kimisi çok bilmişçe laflar ediyor "islam anlaşılmıyor" diyip olmayan ayetler okuyor (sayın Güneşligece). Kimisi, Kurandaki ayetler mecazi anlamda diyip, başka anlamlara çekmekte (sayın Sardunyam). Kimisi tevhid önerip katı ve ayırımcı dincilik yapmakta (sayın Evren). Kimisi ibadetleri azaltarak ılımlı islam oluşturmak peşinde (sayın Efendi Türkler). Sayın Güneşligece; Bizler, ateist olmakla birlikte Kuranı sizlerden çok daha fazla okuduk, hatta ayet ayet (tüm hepsini) analizini yaptık. Ama asıl senin o ''Binalar yükselecek ve erkekler erkeklikten kadınlar kadınlıktan çıkacak. İşte bu zamanda kıyamet kopacaktır'' hurafesini ayet diye dayatman anlaşılacak gibi değil. Hadis olarak bile alsan hurafe. Çünkü tarihte çok yüksek inşaatlarda yapılmış piramitler vs. Kadın erkek karışımı kastın ise; hormonol bozukluklar, uzun saçlar, küpeler, etek giysileri her iki cinste de bolca görülmüştür. Lezbiyen'liğe, gay'liğe tarihte bolca rastlanmıştır. Bu konuda tarihsel yazılar ve sizlerde de ayetler var. Sayın Sardunyam; Kurandaki anlamlar mecazi diyipte kuranı istediğniz gibi yorumlamaya kalkışıyor, ortaçağ kültürünü medeni hükümlere uydurarak yaşatmaya çalışıyorsunuz. Bunu yapmayın lutfen. Aksine "ben kuranı herkes anlasın diye apacık indirdim" denilmiyormu ? Bir başka iletinizde de "inkar edenleri nerede bulursunuz öldürün" ayetinin uygulanmasının mümkün olmadığını söylüyor (haklı olarak), galiba ona da "mecazi" anlam yüklüyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz. O ayetler ortaçağ ahlakı olarak apaçık anlaşılmaktadır (sizler inançlı olarak anlayamıyor, yada anlamamazlıktan geliyor olabilirsiniz). Sayın Efendi Türkler; Senin demokrat birisi olduğunu yazılarından biliyorum. Evrensel genel doğrular yerine, ortaçağ kültürleri, katı kuralları yumuşatarak devamını sağlama önerin, bir yanlışlığına geldi sanırım. Sayın Evren; Davanda her inançlıdan daha haklısın. Katı dincisin ve din kurallarına sahip çıkmak adına da tevhidcisin. Herkesi de kendin gibi katı din kurallarına uymak için tevhid'e çağırıyorsun. Ancak inançlı birisi olarak artık şunu bilmen gerekiyor: Senin o getirdiğin sosyal ve ahlaki kuralların hemen hepsi artık medeni yasalara ve ahlaka uymuyor. Ortaçağın o işkenceci asıp, kesip, öldüren, yakıp, kaynatan ahlakını artık bizler gestapo dayatmaları olarak görüyoruz. Senin o beğenmediğin ideolojiler, insanlığın üretim ve tüketim ilişkileri kurallarının evrilerek medeni hal almış şekilleridir. Demokrasidir, humanizmdir (insanın önemi), sosyalizmdir (sosyal adalet). Bunların en yücesinin islamda olduğu uydurmadır, sıkmacadır. Kadını yarım sayan, el ayak kesen, falakaya yatıran, ölüm için eve kapatan, fesat diye çocuk öldüren bir anlayış demokrat'ça, humanist'çe, sosyal adaletçi'ce olamaz. Artık uyanma zamanı. Ama ne demişler; "uyuma taklidi yapan uyandırılamaz." Çok yazık.... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Ortalık birbirine karışmış, toz duman olmuş, her inançlıdan başka bir ses çıkıyor. Kimisi çok bilmişçe laflar ediyor "islam anlaşılmıyor" diyip olmayan ayetler okuyor (sayın Güneşligece). Kimisi, Kurandaki ayetler mecazi anlamda diyip, başka anlamlara çekmekte (sayın Sardunyam). Kimisi tevhid önerip katı ve ayırımcı dincilik yapmakta (sayın Evren). Kimisi ibadetleri azaltarak ılımlı islam oluşturmak peşinde (sayın Efendi Türkler). Sayın Güneşligece; Bizler, ateist olmakla birlikte Kuranı sizlerden çok daha fazla okuduk, hatta ayet ayet (tüm hepsini) analizini yaptık. Ama asıl senin o ''Binalar yükselecek ve erkekler erkeklikten kadınlar kadınlıktan çıkacak. İşte bu zamanda kıyamet kopacaktır'' hurafesini ayet diye dayatman anlaşılacak gibi değil. Hadis olarak bile alsan hurafe. Çünkü tarihte çok yüksek inşaatlarda yapılmış piramitler vs. Kadın erkek karışımı kastın ise; hormonol bozukluklar, uzun saçlar, küpeler, etek giysileri her iki cinste de bolca görülmüştür. Lezbiyen'liğe, gay'liğe tarihte bolca rastlanmıştır. Bu konuda tarihsel yazılar ve sizlerde de ayetler var. Sayın Sardunyam; Kurandaki anlamlar mecazi diyipte kuranı istediğniz gibi yorumlamaya kalkışıyor, ortaçağ kültürünü medeni hükümlere uydurarak yaşatmaya çalışıyorsunuz. Bunu yapmayın lutfen. Aksine "ben kuranı herkes anlasın diye apacık indirdim" denilmiyormu ? Bir başka iletinizde de "inkar edenleri nerede bulursunuz öldürün" ayetinin uygulanmasının mümkün olmadığını söylüyor (haklı olarak), galiba ona da "mecazi" anlam yüklüyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz. O ayetler ortaçağ ahlakı olarak apaçık anlaşılmaktadır (sizler inançlı olarak anlayamıyor, yada anlamamazlıktan geliyor olabilirsiniz). Sayın Efendi Türkler; Senin demokrat birisi olduğunu yazılarından biliyorum. Evrensel genel doğrular yerine, ortaçağ kültürleri, katı kuralları yumuşatarak devamını sağlama önerin, bir yanlışlığına geldi sanırım. Sayın Evren; Davanda her inançlıdan daha haklısın. Katı dincisin ve din kurallarına sahip çıkmak adına da tevhidcisin. Herkesi de kendin gibi katı din kurallarına uymak için tevhid'e çağırıyorsun. Ancak inançlı birisi olarak artık şunu bilmen gerekiyor: Senin o getirdiğin sosyal ve ahlaki kuralların hemen hepsi artık medeni yasalara ve ahlaka uymuyor. Ortaçağın o işkenceci asıp, kesip, öldüren, yakıp, kaynatan ahlakını artık bizler gestapo dayatmaları olarak görüyoruz. Senin o beğenmediğin ideolojiler, insanlığın üretim ve tüketim ilişkileri kurallarının evrilerek medeni hal almış şekilleridir. Demokrasidir, humanizmdir (insanın önemi), sosyalizmdir (sosyal adalet). Bunların en yücesinin islamda olduğu uydurmadır, sıkmacadır. Kadını yarım sayan, el ayak kesen, falakaya yatıran, ölüm için eve kapatan, fesat diye çocuk öldüren bir anlayış demokrat'ça, humanist'çe, sosyal adaletçi'ce olamaz. Artık uyanma zamanı. Ama ne demişler; "uyuma taklidi yapan uyandırılamaz." Çok yazık.... Sevgili maraba, Eline sağlık. Saygılar. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2007 "İSLAM" Güzel ahlaktır,Adalettir,İdeolojiler'de teferruattır. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 Ortalık birbirine karışmış, toz duman olmuş, her inançlıdan başka bir ses çıkıyor. Kimisi çok bilmişçe laflar ediyor "islam anlaşılmıyor" diyip olmayan ayetler okuyor (sayın Güneşligece). Kimisi, Kurandaki ayetler mecazi anlamda diyip, başka anlamlara çekmekte (sayın Sardunyam). Kimisi tevhid önerip katı ve ayırımcı dincilik yapmakta (sayın Evren). Kimisi ibadetleri azaltarak ılımlı islam oluşturmak peşinde (sayın Efendi Türkler). Sayın Güneşligece; Bizler, ateist olmakla birlikte Kuranı sizlerden çok daha fazla okuduk, hatta ayet ayet (tüm hepsini) analizini yaptık. Ama asıl senin o ''Binalar yükselecek ve erkekler erkeklikten kadınlar kadınlıktan çıkacak. İşte bu zamanda kıyamet kopacaktır'' hurafesini ayet diye dayatman anlaşılacak gibi değil. Hadis olarak bile alsan hurafe. Çünkü tarihte çok yüksek inşaatlarda yapılmış piramitler vs. Kadın erkek karışımı kastın ise; hormonol bozukluklar, uzun saçlar, küpeler, etek giysileri her iki cinste de bolca görülmüştür. Lezbiyen'liğe, gay'liğe tarihte bolca rastlanmıştır. Bu konuda tarihsel yazılar ve sizlerde de ayetler var. Sayın Sardunyam; Kurandaki anlamlar mecazi diyipte kuranı istediğniz gibi yorumlamaya kalkışıyor, ortaçağ kültürünü medeni hükümlere uydurarak yaşatmaya çalışıyorsunuz. Bunu yapmayın lutfen. Aksine "ben kuranı herkes anlasın diye apacık indirdim" denilmiyormu ? Bir başka iletinizde de "inkar edenleri nerede bulursunuz öldürün" ayetinin uygulanmasının mümkün olmadığını söylüyor (haklı olarak), galiba ona da "mecazi" anlam yüklüyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz. O ayetler ortaçağ ahlakı olarak apaçık anlaşılmaktadır (sizler inançlı olarak anlayamıyor, yada anlamamazlıktan geliyor olabilirsiniz). Sayın Efendi Türkler; Senin demokrat birisi olduğunu yazılarından biliyorum. Evrensel genel doğrular yerine, ortaçağ kültürleri, katı kuralları yumuşatarak devamını sağlama önerin, bir yanlışlığına geldi sanırım. Sayın Evren; Davanda her inançlıdan daha haklısın. Katı dincisin ve din kurallarına sahip çıkmak adına da tevhidcisin. Herkesi de kendin gibi katı din kurallarına uymak için tevhid'e çağırıyorsun. Ancak inançlı birisi olarak artık şunu bilmen gerekiyor: Senin o getirdiğin sosyal ve ahlaki kuralların hemen hepsi artık medeni yasalara ve ahlaka uymuyor. Ortaçağın o işkenceci asıp, kesip, öldüren, yakıp, kaynatan ahlakını artık bizler gestapo dayatmaları olarak görüyoruz. Senin o beğenmediğin ideolojiler, insanlığın üretim ve tüketim ilişkileri kurallarının evrilerek medeni hal almış şekilleridir. Demokrasidir, humanizmdir (insanın önemi), sosyalizmdir (sosyal adalet). Bunların en yücesinin islamda olduğu uydurmadır, sıkmacadır. Kadını yarım sayan, el ayak kesen, falakaya yatıran, ölüm için eve kapatan, fesat diye çocuk öldüren bir anlayış demokrat'ça, humanist'çe, sosyal adaletçi'ce olamaz. Artık uyanma zamanı. Ama ne demişler; "uyuma taklidi yapan uyandırılamaz." Çok yazık.... Haklısınız her inançlıdan başka ses çıktığı gibi ,her inançlı olmayandan da başka ses çıkabilir... her birimizin biz oluşumunda atlattığı evreler,aile yapımız,şekillenişimiz farklılık gösterdiğine göre bundan daha normal birşey sözkonusu olamaz... Sayın Güneşligece'ye verdiğiniz cevaba katılıyorum... Güneşligece kardeşim,ayet olmayana ayet denmesinden kaynaklanan sıkıntılar,dinimiz adına tahmininizden daha büyük bir zarar teşkil etmekte...Lütfen her ne şekilde olursa olsun ayetle hadisi birbirine karıştırmayın... Bakara(*) Sûresinin 79 . Ayetinde Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların haline! Vay kazandıklarından dolayı onların haline! Âl-i İmrân(*) Sûresinin 78 . Ayetinde Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı halde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler Söz konusu dinimiz adına bişeyler söylemekse,Rabbimizin bu konuda uyarıları önemli sanırım.. Ayet olmayana ayet demenizden dolayı olabilecek bazı hoş olmayan uyarıları(belki rüya),lütfen daha dikkatli ve nedenini sorgulayıcı yaşayın. Nisâ(*) Sûresinin 91 . Ayetinde Diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik. ben burda "inkar edenler" diye bir genelleme görmüyorum...bu ayette anlatıldığı gibi savaş halinde olunursa,durduk yere durmadan zalimce uğraşan bir düşmanla karşı karşıya gelirsek,sanırım bu ayeti iyi düşünmeye başlayabiliriz.. Kuran ı istediğimiz gibi yorumlama dediğiniz,Kuran ın kendiliğinden taşıdığı ,kalbe göre anlaşılma derecesi ve o yana bu yana çekilebilirlik,O nun zaten mükemmelliğindeki sırdır ve siz ne yapsanız ondaki bazı ayetler her yana gider.. sizlerin ayetleri yorumlayışıyla bizlerin yorumlayışındaki farklılık gibi... ve onda,okunduğu zaman değişmeyecek, her okuyanda aynı etkiyi yaratacak ayetler de vardır,ve onlar en belirgin kurallardır... ve işin en güzel tarafı bu durum zaten Kuran ın kendisinde anlatılmaktadır... O ayetlerin hiçbiri ortaçağ ahlakı da değildir, günümüze hitap edişleriyle insanı derinden sarsacak kadar mükemmeldirler...sizin gestapo dayatmaları olarak algıladığınız kavramlar,bana göre de şimdiki uygulamalardır.. çünkü günümüz medeni uygulamaları, her geçen gün daha da insanlıktan uzaklaşan,suçun günden güne arttığı bir düzene yaramaktan öteye geçmiyorlar... eğer ben her zaman geçtiğim mahallemin sokağından,çocukken daha rahat geçiyor isem,sistemdeki aşırı bozulma düşünülmeye değerdir... ve bunun altındaki en büyük etken kendi kanımca, dinden yani bütünlüğü oluşturacak,birlik sağlayacak bir değerden hemde çok güçlü bir değerden uzaklaşılmasıdır.. tabiki bu anlamda kasdettiğim İslam dır... sonradan türeyen ve İslam ın özüne çelişkileriyle müdahale eden falanca din adı altındaki dayatmalar değil.. ""Kadını yarım sayan, el ayak kesen, falakaya yatıran, ölüm için eve kapatan, fesat diye çocuk öldüren bir anlayış demokrat'ça, humanist'çe, sosyal adaletçi'ce olamaz."" kadını nerde yarım saydığı düşünülmeye değer olduğu gibi,nerelerde eşit hükümler olduğu da düşünülmeye değerdir.. biraz biyolojik farklılıklarımızın ,bizlerde sağladığı duygusal değişimleri daha derin düşünmek lazım sanırım..tam bir ön yargıyla,vay şahitlikte 2 kadın a 1 erkek diye,hop oturup kalkmadan önce,bunun neden bir inanan açısından,hemde bizim gibi Kuran a inanan bayanlar açısından anlamlı bulunmuş olabileceğini bir sorgulamanız gerekirdi.. ayakla hırsızlık yapacak var mı bilmem ama,hırsızlık yaptığı eli kesilen bir varlıktan ben şikayetçi değilim.. eğer bu tarz bir uygulama gündemde olsaydı, arabayla yapılan kapkaçlarda niceleri ölmeyecek, hırsızlık bahanesiyle girilen evlerde nice yaşlılar tecavüze uğramayacak,daha yaşadığım sokaklarda,yüzünü gördüğüm ve selamlaştığım genç bir kız ,iş yerinden çıktıktan sonra hırsızlık adı altında 4 kişi tarafından deşilip öldürülmeyecekti... kısacası belkide ufak algıladığınız suçların devamının nerelere vardığının örnekleri satır satır her gün gazetelerinizi dolduruyorken hala sakınılması için konulmuş böyle ağır ve güzel bir cezanın faydalarını görmemekte ısrar ediyorsanız, size etrafınızda bol hırsızlı günler .. falaka olayı.. adam gelse,karısını yatakta başka biriyle yakalasa,öyle bizdekilerin çoğunda olduğu gibi tekme tokat dalamaz, silah çekip vuramaz... 100 sopa ve kınanma,bi de uyarı tabi müminlere,merhametli olduklarından emri uygulamada elleri geri geri gitmesin... etrafımdaki daldan dala karısını aldatan,kocasını aldatan tiplere bakınca ben bu ceza da da bir ağırlık göremiyorum... aldatana kadar,karşılarındakini hiçe sayıp yalanlarıyla bu derece ileri gidene kadar, dürüst davranıp yollarını ayırsınlar daha iyi... diğer yazdıklarınıza gelince o ayetleri şimdi bulamadım ama eve kapatılandaki hüküm neydi ,ayet neydi yardımcı olursanız sevinirim.. çocuk öldürme , Kehf 65. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.7 , 74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi Bu bir peygamberin bakış açısı ,ve dolayısıyla her müminin dikkat etmesi gereken bir öğüttür.. ayetlerin devamından ise alınacak en güzel öğüt,her hayır sandığımız hayır değildir,her şer sandığımız da şer olmayabilir... İlim Allah katındadır ve dilediğine dilediği oranda nasip eder... Saygılarımla... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 kadını nerde yarım saydığı düşünülmeye değer olduğu gibi,nerelerde eşit hükümler olduğu da düşünülmeye değerdir.. biraz biyolojik farklılıklarımızın ,bizlerde sağladığı duygusal değişimleri daha derin düşünmek lazım sanırım..tam bir ön yargıyla,vay şahitlikte 2 kadın a 1 erkek diye,hop oturup kalkmadan önce,bunun neden bir inanan açısından,hemde bizim gibi Kuran a inanan bayanlar açısından anlamlı bulunmuş olabileceğini bir sorgulamanız gerekirdi..Saygılarımla Diğer yazdıklarını zamanım yettiğince cevaplayacağım sayn fft. Anack yukardaki paragraf çok dikkatimi çekti. İrdeleyip bir kamuoyuna sunalım bakalım önce bayanlar sonra erkekler ne diyecekler. Sayın fft, " Senin sözüne benimki kadar güvenemem. Sen kadınsın" !... "Sana düşen paranın şu yarısını al bakalım, erkek kadar hak etmiyosun" !... "Sen cinsellikte de yarımsın benim gibi olamazsın. Hem fazla erkekle olamazsın, hem yaparsan da seni ölünceye kadar ve hapsederiz" !... " Kadınlığını bil. Elini yüzünü kapat ve kimselere gözükme bakalım. Sen namustan ne anlarsın. Benim namusumla oynama"!... "Bütün bunlar için itiraz edemezsin !...Senin bedensel farklılığın var !... Üstelik duygusalsında !... Otur yerine !... Seni, beni bilmez seni " !... İşte dediğini yaptım ve sorguladım sayın fft. Sana olan bu nitelemelerime, bakalım kimler "hop oturup hop kalkacak"lar. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 kadını nerde yarım saydığı düşünülmeye değer olduğu gibi,nerelerde eşit hükümler olduğu da düşünülmeye değerdir.. biraz biyolojik farklılıklarımızın ,bizlerde sağladığı duygusal değişimleri daha derin düşünmek lazım sanırım..tam bir ön yargıyla,vay şahitlikte 2 kadın a 1 erkek diye,hop oturup kalkmadan önce,bunun neden bir inanan açısından,hemde bizim gibi Kuran a inanan bayanlar açısından anlamlı bulunmuş olabileceğini bir sorgulamanız gerekirdi..ayakla hırsızlık yapacak var mı bilmem ama,hırsızlık yaptığı eli kesilen bir varlıktan ben şikayetçi değilim.. eğer bu tarz bir uygulama gündemde olsaydı, arabayla yapılan kapkaçlarda niceleri ölmeyecek, hırsızlık bahanesiyle girilen evlerde nice yaşlılar tecavüze uğramayacak,daha yaşadığım sokaklarda,yüzünü gördüğüm ve selamlaştığım genç bir kız ,iş yerinden çıktıktan sonra hırsızlık adı altında 4 kişi tarafından deşilip öldürülmeyecekti... kısacası belkide ufak algıladığınız suçların devamının nerelere vardığının örnekleri satır satır her gün gazetelerinizi dolduruyorken hala sakınılması için konulmuş böyle ağır ve güzel bir cezanın faydalarını görmemekte ısrar ediyorsanız, size etrafınızda bol hırsızlı günler .. falaka olayı.. adam gelse,karısını yatakta başka biriyle yakalasa,öyle bizdekilerin çoğunda olduğu gibi tekme tokat dalamaz, silah çekip vuramaz... 100 sopa ve kınanma,bi de uyarı tabi müminlere,merhametli olduklarından emri uygulamada elleri geri geri gitmesin... etrafımdaki daldan dala karısını aldatan,kocasını aldatan tiplere bakınca ben bu ceza da da bir ağırlık göremiyorum... Bayanlar açısından anlamlı bulunan nedenleri açıklasanızda bizde bir öğrensek bayan olarak bana pek anlamlı gelmiyor da Yukarda saydığınız suçların da şeriat kurallarının uygulandığı ülkeler de zaten kökü kazınmış durumda hiç böyle suçlar işlenmiyor. Siz hayatınız da hiç 100 sopa yediniz mi bunun sizi öldürmeyeceğini nereden biliyorsunuz tekme tokat olmaz ama 100 sopa olur kınanma nedir bir de onu açıklasanız diyorum toplumun dışına itilmek gibi bir anlamı olabilir mi acaba ben bilmiyorum da aydınlanmak için soruyorum yanlış anlamayın lütfen. Erkeklere böyle bir cezaya gerek yok ki 4 e kadar cevaz vermiş zaten bas imam nikahını olsun bitsin.Üstelik şeriat kurallarının geçerli olduğu ülkeler de bu konu da bir sektör bile oluşmuş herhalde duymadınız.Günah olmasın diye günü birlik kadınlarla beraber olmak için önce imama nikahı yapılıyormuş ne hoş dimi? Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Bayanlar açısından anlamlı bulunan nedenleri açıklasanızda bizde bir öğrensek bayan olarak bana pek anlamlı gelmiyor daYukarda saydığınız suçların da şeriat kurallarının uygulandığı ülkeler de zaten kökü kazınmış durumda hiç böyle suçlar işlenmiyor. Siz hayatınız da hiç 100 sopa yediniz mi bunun sizi öldürmeyeceğini nereden biliyorsunuz tekme tokat olmaz ama 100 sopa olur kınanma nedir bir de onu açıklasanız diyorum toplumun dışına itilmek gibi bir anlamı olabilir mi acaba ben bilmiyorum da aydınlanmak için soruyorum yanlış anlamayın lütfen. Erkeklere böyle bir cezaya gerek yok ki 4 e kadar cevaz vermiş zaten bas imam nikahını olsun bitsin.Üstelik şeriat kurallarının geçerli olduğu ülkeler de bu konu da bir sektör bile oluşmuş herhalde duymadınız.Günah olmasın diye günü birlik kadınlarla beraber olmak için önce imama nikahı yapılıyormuş ne hoş dimi? O ülke bir tek ,ibranicenin ana dil olarak kullanıldığı bir bölgede...Camiyle klisenin yanyana bulunduğu bir ülkede... herkesin birbirini ,dini günlerde bayramlarda ziyaret ettiği ,kutladığı,din ayrımı yapılmaksızın dinlerinin emriyle ,komşuluğun merhametin yardımlaşmanın hükmüyle davranıldığı bir ülkede... sürekli önümüze koyduğunuz ve adına şeriat ülkesi dedikleriniz, Kuran la bütünleşen gerçek İslam anlayışının örnekleri olamaz... onlardan bana ne örnek taşırsanız taşıyın beni bağlamaz kısacası.. 4 e kadar hükmü bu kadar aklınızda kalıyor da ,2. ye kadar olan kurallar neden atlanıyor.. O örnekleri taşıyorsunuzda, Kuran daki boşanmayla ilgili hükümlerdeki zorluklar neden dikkatinizi çekmiyor... 100 sopa bu kadar kulağınızı tırmalıyorda aldatmanın çirkinliği size nasıl bu kadar hoş ve olabilir geliyor.. sektörden bahsediyorsunuzda medyadaki daldan dala muhabbetlerin evlilik kavramıyla birleştirilip cinsel birleşmenin adına evlenip boşanma ile olabilirlik getirilmesine ne diyorsunuz..malesef neyi anlamak istiyorsanız tek taraftan bakıp yalnızca onu anlıyorsunuz... karşıt iyi olabilecek en ufak bir düşünceye malesef tahammülünüz yok ya da kıyısından köşesinden algılasanız bile algınıza kızar yine onu reddedersiniz.. şeriat dediğimiz hükümler ,gerçek bir İslam felsefesi gerektirir... İslamın, toplu olarak yaşama geçirilmesinden sonra ancak bu hükümler uygulanabilir... yoksa İslamı tam anlamıyla hayatına yerleştirememiş kişilerle uygulanan şeriat, bu dünya üzerindeki en korkunç sahnelere sebep olabilir... inanın bana şu koşullarda,bu ülkede şeriat isteyecek en son kişiyim.. Elbette şu koşullarda laik devlet anlayışı çok çok önemli... ama bu demek değil ki ,ısrarla yineliyorum,şeriat kötüdür ya da İslam kötüdür... hayır.. malesef uygulamalar ve insanlar kötüdür... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Diğer yazdıklarını zamanım yettiğince cevaplayacağım sayn fft. Anack yukardaki paragraf çok dikkatimi çekti. İrdeleyip bir kamuoyuna sunalım bakalım önce bayanlar sonra erkekler ne diyecekler. Sayın fft, " Senin sözüne benimki kadar güvenemem. Sen kadınsın" !... "Sana düşen paranın şu yarısını al bakalım, erkek kadar hak etmiyosun" !... Ailenizden ordan burdan gelecek para haddinden fazla önemli olmaya başlayınca elbet bu söz ağıra kaçar... 10 milyarlık bir gelirin,1 milyarı ihtiyaçsa ,kalan 9 milyarı dağıtmayı emreden, biriktirmenin çirkinliğinden bahseden bir dinde ,alınacak yarım hisse bana önemli değil... "Sen cinsellikte de yarımsın benim gibi olamazsın. Hem fazla erkekle olamazsın, hem yaparsan da seni ölünceye kadar ve hapsederiz" !... kim demiş... cinsellikte yarımlık ne demek... akım şiddetinde farklılık mı var bilimsel olarak kanıtlanmış.. Fazla erkekle olmak bir bayanı daha mutlu bir kadın yapıyorsa devam etsinler, ben erkeklerin bir yaratılmadığı bu alanda,bunun bir bayanın beğenisi ve mutluluğu açısından sakıncalı olduğunu düşünüyorum.. öyle ya insan zamanla şu daha iyiydi kargaşasına düşmemeli... " Kadınlığını bil. Elini yüzünü kapat ve kimselere gözükme bakalım. Sen namustan ne anlarsın. Benim namusumla oynama"!... Tanınıp işkence görmemeleri için peygamber hanımlarına yapılan bir yüzü kapatma durumunu alır herkese dayatırsanız ,elbet işin içinden çıkamazsınız... bu arada ırzlarını koruması için uyarılan bir tek kadınlar sanki... yani erkeğe hiç uyarı yok ... ha birde namus deyince ne anlatıyorsunuz bu da önemli tabiii.. "Bütün bunlar için itiraz edemezsin !...Senin bedensel farklılığın var !... Üstelik duygusalsında !... Otur yerine !... Seni, beni bilmez seni " !... Evet ,kimlerin bedensel farklılıklarımıza tam anlamıyla dikkat edip,o farklılıkları nasıl kullandığını ben hergün medyada reklamlarda izliyorum.. Hele hele duygusallığımıza istinaden yaratılan o dalgacı yaklaşımlar... kimsede bana otur demiyor bu arada... çalıştığımdan kazanç hakkımda var.. olmayan birşeyleri İslama dayattığınız sürece bu yazışmalar sürer gider... İşte dediğini yaptım ve sorguladım sayın fft. Sana olan bu nitelemelerime, bakalım kimler "hop oturup hop kalkacak"lar. buna sorgulama deniliyorsa, biz din sözkonusu olunca aşmışız olayı demek ki... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Diğer yazdıklarını zamanım yettiğince cevaplayacağım sayn fft. Anack yukardaki paragraf çok dikkatimi çekti. İrdeleyip bir kamuoyuna sunalım bakalım önce bayanlar sonra erkekler ne diyecekler. Sayın fft, " Senin sözüne benimki kadar güvenemem. Sen kadınsın" !... ............... Buna cevap vermemişsin sayın fft. İslamın yargı önünde kadının sözüne erkeğinki kadar güvenmemesi, onu 1/2 olarak görmesi. KADINI KÜÇÜK DÜŞÜRÜYOR. "Sana düşen paranın şu yarısını al bakalım, erkek kadar hak etmiyosun" !...Ailenizden ordan burdan gelecek para haddinden fazla önemli olmaya başlayınca elbet bu söz ağıra kaçar... 10 milyarlık bir gelirin,1 milyarı ihtiyaçsa ,kalan 9 milyarı dağıtmayı emreden, biriktirmenin çirkinliğinden bahseden bir dinde ,alınacak yarım hisse bana önemli değil... İslam mirastan kalan payın yarısını vermekle, bayanı yine 1/2 insan görüyor. İnsanların yaşamları sizinkine benzemeyebilir. Helede bu dönemde. Kuran'ın bu hükmünün her dönem için geçerliliği yanlıştır. KADINI KÜÇÜK DÜŞÜRÜYOR. "Sen cinsellikte de yarımsın benim gibi olamazsın. Hem fazla erkekle olamazsın, hem yaparsan da seni ölünceye kadar ve hapsederiz" !...kim demiş... cinsellikte yarımlık ne demek... akım şiddetinde farklılık mı var bilimsel olarak kanıtlanmış.. Fazla erkekle olmak bir bayanı daha mutlu bir kadın yapıyorsa devam etsinler, ben erkeklerin bir yaratılmadığı bu alanda,bunun bir bayanın beğenisi ve mutluluğu açısından sakıncalı olduğunu düşünüyorum.. öyle ya insan zamanla şu daha iyiydi kargaşasına düşmemeli... Cinsel duyguların farklı olduğunu ben söylemiyorum islam söylüyor. Bayanların cinsel duygularının daha çeşitli ve zengin olduğunu biliyorum. Ama islam herşeyde olduğu gibi bu konudada kadınları küçümsüyor. Bazı islam ülkeleri, gelecekte zevk almasın diye kız çocuklarını sünnet bile ediyorlar. Benim görebildiğim, islamda erkeklere verilmiş cinsellik özgürlük (her konuda) bayanlara göre iki misli bile değil, kat kat fazla. Zamparalık erkekler için adı sopa olsa bile kınanmayla geçiştirilip, bayanlar için ölüm odaları gerçeği var. KADINI KÜÇÜK DÜŞÜRÜYOR. " Kadınlığını bil. Elini yüzünü kapat ve kimselere gözükme bakalım. Sen namustan ne anlarsın. Benim namusumla oynama"!...Tanınıp işkence görmemeleri için peygamber hanımlarına yapılan bir yüzü kapatma durumunu alır herkese dayatırsanız ,elbet işin içinden çıkamazsınız... bu arada ırzlarını koruması için uyarılan bir tek kadınlar sanki... yani erkeğe hiç uyarı yok ... ha birde namus deyince ne anlatıyorsunuz bu da önemli tabiii.. Geç lutfen bunları sayın fft. Sen bilinçli bir insansın. Kapanmanın gerekçesini korunma olarakmı görüyorsun ? Bunumu savunuyosun ? Herkes peygamber hanımları ile perde arkasından görüşmeli diyen bir zihniyet, dışarısı için elbette böyle bir kılıf bulacaktı. Tehlike, tüm dönemler için mi geçerli idi ? Bu düşünce ataerkil kıskançlık düşüncesinden başka bir şey değil. Erkekler günümüzde bu tür yaptırımları bayanlara dayatma ile pekala sürdürüyorlar. Namus anlayışımı soruyorsun. Anlayışım kısaca, kişilerin biribirini her konuda aldatma olayıdır (ama görecelidir). Bütün bunlar için itiraz edemezsin !...Senin bedensel farklılığın var !... Üstelik duygusalsında !... Otur yerine !... Seni, beni bilmez seni " !...Evet ,kimlerin bedensel farklılıklarımıza tam anlamıyla dikkat edip,o farklılıkları nasıl kullandığını ben hergün medyada reklamlarda izliyorum.. Hele hele duygusallığımıza istinaden yaratılan o dalgacı yaklaşımlar... kimsede bana otur demiyor bu arada... çalıştığımdan kazanç hakkımda var.. olmayan birşeyleri İslama dayattığınız sürece bu yazışmalar sürer gider... Bedensel ve duygular sözkonusu edilerek kadının 1/2 insan, hatta daha düşük olarak görülmesi ortaçağ dinlerinde görülmektedir. Dinler kadını geri plana atarak sömürüyor, emperyalizm ise bu özelliklerinden yararlanıp ön plana alarak sömürüyor. Birbirinden pek farkları yok aslında. KADINI KÜÇÜK DÜŞÜRÜYOR. İşte dediğini yaptım ve sorguladım sayın fft. Sana olan bu nitelemelerime, bakalım kimler "hop oturup hop kalkacak"lar.buna sorgulama deniliyorsa, biz din sözkonusu olunca aşmışız olayı demek ki... Çelişkileri bir şekilde açığa çıkarmak, sorgulamak değilde nedir? Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Çelişkileri bir şekilde açığa çıkarmak, sorgulamak değilde nedir? Çelişkileri açığa çıkarmaya çalışıyorsunuz,kabulüm... ancak bunu yaparken benim inandığım Kuran ve İslam dini ile hiç alakası olmayan ve tamamen toplumların yanlış uygulamalarından ya da geleneksel çirkinliklerinden kaynaklanan ya da artık ayet olmayana ayet demeye başlayacak kadar insanları tehlikeli bir duruma sürükleyen falancaların kitaplarını ya da o kitaplara uyanları baz alıyorsunuz... sadece onlara dayanarak ,özü ondan çok farklı mükemmel bir dine öfke duyuyorsunuz.. savaştığınız ya da öfke duyduğunuz konular,bizim için de sizden farklı değil oysa... saygımla ... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 Çelişkileri açığa çıkarmaya çalışıyorsunuz,kabulüm... ancak bunu yaparken benim inandığım Kuran ve İslam dini ile hiç alakası olmayan ve tamamen toplumların yanlış uygulamalarından ya da geleneksel çirkinliklerinden kaynaklanan ya da artık ayet olmayana ayet demeye başlayacak kadar insanları tehlikeli bir duruma sürükleyen falancaların kitaplarını ya da o kitaplara uyanları baz alıyorsunuz... sadece onlara dayanarak ,özü ondan çok farklı mükemmel bir dine öfke duyuyorsunuz.. savaştığınız ya da öfke duyduğunuz konular,bizim için de sizden farklı değil oysa... saygımla ... Altını çizerek söylemekmi gerekiyor sayın fft ? O halde altını çizerek sayayım. İstersen ayetle de destekleyebilirim. 1- Kadınlara ölüm odası islamda. 2- Yarım hisse islamda 3- Yarım şahitlik islamda 4- Cariye kullanılanlar (en üsluplu isim) islamda 5- "Göğsü yeni çıkmış" reklamı islamda (kadın ve çocuk sömürüsü) 6- Çok evlilikle diğer bayanın kişiliğine tecavüz islamda. 7- Kadınları meta (tarla) görmek islamda. 8- Erkeklere tabi olmak (söz dinlemek) islamda vs. vs. Bunlar toplumun uygulamalarımı, yoksa islam uygulamalarımı ? Yapma lutfen. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 sürekli önümüze koyduğunuz ve adına şeriat ülkesi dedikleriniz, Kuran la bütünleşen gerçek İslam anlayışının örnekleri olamaz... onlardan bana ne örnek taşırsanız taşıyın beni bağlamaz kısacası.. Arkadaşım sizleri de o bağlamaz bu bağlamaz. Kurandan ayetler sunuyoruz , onlara da bir kılıf buluyorsunuz.Hiç mi doğru uygulayan birileri yok bu dini.Ben kuranı size okuyup öğrenesiniz diye yolladım ,apaçık deliller sundum diyen kuran, allah değil mi?Demek ki yeterice açık değil ve anlaşılmıyor ya da tam tersi yarattıklarına zeka açısından cimri davrandı. 4 e kadar hükmü bu kadar aklınızda kalıyor da ,2. ye kadar olan kurallar neden atlanıyor.. O örnekleri taşıyorsunuzda, Kuran daki boşanmayla ilgili hükümlerdeki zorluklar neden dikkatinizi çekmiyor... Bir din kitabı 4' kadar kadınla evlenebilirsiniz ,caryelerinizden istediğiniz kadar alabilirsiniz der mi?Ha yok o zamanın koşulları diyecekseniz eğer ,idda ettiğiniz gibi sonsuza kadar geçerli hükümler getirmemiş demektir. Boşanma da ne zorluğundan bahsediyorsunuz arkadaşım erkeklere tek taraflı boşanma hakkı veren bir dinin getirdiği ne zorluk olabilir.Oturt o maddeye boşa karını çok mu zor.Günümüz koşullarındaki boşanmalar da kadının lehine ne kadar çok hükümler var bundan haberiniz var mı? 100 sopa bu kadar kulağınızı tırmalıyorda aldatmanın çirkinliği size nasıl bu kadar hoş ve olabilir geliyor.. İletimin hiç bir yerinde aldatmayı hoş bulduğumla ilgili bir cümle yok.İsterseniz bir daha okuyun.Evet, kadına şiddetin her türlüsü kulağımı tırmalıyor , sebebi ne olursa olsun.Sizin hoşunuza gidiyor herhalde. malesef neyi anlamak istiyorsanız tek taraftan bakıp yalnızca onu anlıyorsunuz... karşıt iyi olabilecek en ufak bir düşünceye malesef tahammülünüz yok ya da kıyısından köşesinden algılasanız bile algınıza kızar yine onu reddedersiniz.. Aynı şeyler sizin için de geçerli tek taraftan bakınca ne anlamak istiyorsanız o anlaşılıyor.Ama unutmayın ki biz kuranı araştırarak reddettikKıyısından köşesinden iyi bir şey algılamıyorum ne yazık ki . Çünkü benim beynim düşünmeyi seçti 1400 sene evvel bana koşulsuz ittaati emreden bir kitaba inanmayı değil.Ben kendi yerime düşünürüm ,başkasının bana ne yapacağımı söylemesine gerek yok. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2007 Arkadaşım sizleri de o bağlamaz bu bağlamaz. Kurandan ayetler sunuyoruz , onlara da bir kılıf buluyorsunuz.Hiç mi doğru uygulayan birileri yok bu dini.Ben kuranı size okuyup öğrenesiniz diye yolladım ,apaçık deliller sundum diyen kuran, allah değil mi?Demek ki yeterice açık değil ve anlaşılmıyor ya da tam tersi yarattıklarına zeka açısından cimri davrandı. Bak sende Zeki bir insansın ama hayatında edindiğin deneyimler ,yaşadığın her bir olay sende büyük bir önyargı oluşturuyor ve devamında geniş bir pencereden ya da karşıt düşüncenin olabilirlik ihtimalinden bir türlü bakamıyorsun... burada çoğu arkadaş sorgulama ve şüphe boyutundan olaylara yaklaştıklarını savunurken, bunu en son yapan kişiler olabiliyorlar... Bu arada Kuran ı gerçekten doğru uygulayan birileri var elbet.. ama mesela ben onlardan değilim... okuyorum,nasip edildiği kadarıyla anlıyorum ama bir noktada yine ona ters bir hareketi farkında olmadan yapabiliyorum ya da nefsime uyabiliyorum.. birşeyleri anlamak ve bilmekle onu hayatınıza tam anlamıyla geçirip uygulamak farklıdır... bu ister dini konular olsun ister farklı konular.. çoğu öğrenci üniversite sınavını kazanmak zorunda olduğunu düşünebilir ancak çok az öğrenci bu konuda gereken disiplinli ve programlı çalışma aşamasını uygulayabilir.. Evet,Allah bize anlamamız için basit indirdiğini söylediği gibi, onu dağlara teklif ettiğini ama dağın çekindiğini de söylüyor... kısacası bu zorlu bir yoldur,öyle anladım deyip pat diye hayata yani herbir davranışa onu geçirmek öyle sanıldığı kadar kolay bir terim değildir... Bir din kitabı 4' kadar kadınla evlenebilirsiniz ,caryelerinizden istediğiniz kadar alabilirsiniz der mi?Ha yok o zamanın koşulları diyecekseniz eğer ,idda ettiğiniz gibi sonsuza kadar geçerli hükümler getirmemiş demektir. Boşanma da ne zorluğundan bahsediyorsunuz arkadaşım erkeklere tek taraflı boşanma hakkı veren bir dinin getirdiği ne zorluk olabilir.Oturt o maddeye boşa karını çok mu zor.Günümüz koşullarındaki boşanmalar da kadının lehine ne kadar çok hükümler var bundan haberiniz var mı? O zamanın koşulları değil bu zamanın koşullarında da ikinci bir eşin ne kadarda bir aileye faydalı olabileceğine,çok uzak bir akraba aracılığıyla şahit olduğumdan,kısacası bu tarz bir olayın illada sanıldığı kadar kadın açısından korkunç olmayabileceğini gördüğümden ,sizler gibi düşünemiyorum,üzgünüm... boşanmada kadının lehine dediğiniz kavramlara bakınca, günümüzdeki boşanma oranınıda düşününce ,birbirlerine en ufak tahammülü kalmayan şu insanlar gurubunda ben yine sizin gibi düşünmüyorum ,üzgünüm... unutmadan,medeni yasalar dediğiniz insan yetiştirmiyor aynı zamanda,ama Kuran insan yetiştiriyor.. İletimin hiç bir yerinde aldatmayı hoş bulduğumla ilgili bir cümle yok.İsterseniz bir daha okuyun.Evet, kadına şiddetin her türlüsü kulağımı tırmalıyor , sebebi ne olursa olsun.Sizin hoşunuza gidiyor herhalde.Aynı şeyler sizin için de geçerli tek taraftan bakınca ne anlamak istiyorsanız o anlaşılıyor.Ama unutmayın ki biz kuranı araştırarak reddettikKıyısından köşesinden iyi bir şey algılamıyorum ne yazık ki . Çünkü benim beynim düşünmeyi seçti 1400 sene evvel bana koşulsuz ittaati emreden bir kitaba inanmayı değil.Ben kendi yerime düşünürüm ,başkasının bana ne yapacağımı söylemesine gerek yok. kısacası aldatmasınlar kardeşim,yapmasınlar.. dinlerine uysunlar,kurallara uysunlar ve yapmasınlar.. Allah akıl fikir vermiş,varsa evliliklerinde sıkıntı çözüm üretsinler kardeşim,tutup birbirlerini aldatmaya başlamasınlar..kadına şiddet kadar erkeğede bu konuda şiddet var..o halde madem şiddet bu kadar kulakları tırmalayan bir kavram, şiddete sebebiyet verecek her türlü davranıştan kaçınmak gerekiyor demekki... yani kurallara uymak gerekiyor demekki.. ona kalırsa medeni yasalarınızı da tartışmak gerekir yoksa.. mesela ne gerek var onca hapishaneye.. insanları sok kafes gibi yerlere ,psikolojik işkence yap.. ne gerek var değil mi? işledikleri suçlarda neymiş,ne olacakki,bırakın işlemeye devam etsinler değil mi? işte sizin inandığımız Kuran a bakış açınız bu kadar kısıtlı malesef... yazılan ve kural olarak konulmuş hiçbir kavramda,toplumların zararına ya da bireylerin zararına olabilecek tek bir hüküm yoktur.. ama sizler banane kardeşim, ben kafama göre yaşarım,kurala ihtiyacım yok derseniz,bence bırakın din açısından,toplum açısından da tehlikeli bir kişi olmaya başlamışsınız demektir.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.