Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Once Upon A Time In America

 

 

 

 

Gönderi tarihi:

 

Buda sevgili respektifle innection2a armağan olsun...

 

Bir zamfir klasiği....

Gönderi tarihi:

Cok tesekkurler Marcus.. Zamfir de ayrica harika bir secim. Ayrica innocent'i dogru yazamamani da garipsemedim. Zaten pek de innocent degil :)

Gönderi tarihi:

Afacan haklı olarak filmin tanıtımını yapmıyorsun diye beni uyarıyor..

Evet burası bir sinema bölümü ve biz tanıtımların ardından film hakkında birşeyler yazmak zorundayız.

Neyse deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeye çalışıyoruz.. :D

 

Gül adın incredibl olabilir...Ama bu filmin başka bir versiyonu daha var diyemezsin :P

 

Buyrun efendim filmi kısaca tanıtalım...

 

 

Film, çocukluktan beri arkadaş olan ve bu arkadaşlığın seyrinde suça karışan, Max, Patsy, Cockeye ve Noodles isimli karakterlerin Büyük Buhran dönemi Amerika'sının soyo-ekonomik koşullarıyla yoğurulmuş inişli-çıkışlı hayatlarını ve hayatlarına hükmeden dostluklarını, zaaflarını, aşklarını, ve hırslarını konu alıyor. Güçlü olan hayatta kalır prensibinin insan yaşamına bir zamanlar ve Amerika'da nasıl hükmettiği anlatılırken, izleyiciye, hayatta kalmak için gereken gücün ne tür bir güç olması gerektiğiyle ilgili mesaj masal üslubunun dolaylılığı ve yumuşaklığıyla, ve didaktik olmaktan hassasiyetle kaçınarak veriliyor.

 

BİR ZAMANLAR AMERİKA'DA?Masalsı anlatının tam olarak belirtilmeyen zaman detayına filmin adında yer vererek, filmde gerçek zaman dışında gerçekleşen bir olaylar bütünüyle karşı karşıya olduğumuz hissi verilirken, film boyunca anlatılan olayların bir kısmının gerçekleştiği zamanın son derece net detaylarla verilmesi anlamlı bir karşıtlık oluşturuyor. Bu karşıtlığının dikkatleri çekmeye çalıştığı şey ise yine masalsı olanın iyiliğiyle gerçekçi olan zalimliği arasındaki ikilem duygusudur.

 

Filmdeki Max, Patsy, ve Cockeye karakterlerinin mezarlarındaki doğum ve ölüm tarihlerine odaklanarak çekilen karelerde, bu karakterlerin 1900'lerin başlarında doğup, 1933'te vefat ettiklerini öğreniyoruz. Karakterler, Amerikan Tarihinde Kuşaklar başlığı altında William Strauss and Neil Howe tarafından doğum yıllarına göre kuşakların kendilerini karakterize eden başlıklarla gruplara ayrıldığı listede G.I Kuşak'ın doğum aralığına tekabül eden 1901-24 arası tarihlerde doğmuşlardır. Kuşağa verilen addaki G.I kısaltması Amerikan ordusu ve savaş siyasetiyle ilgili çoklu göndermeleri olan bir sözcük. Başka kaynaklara göre iki savaş arası kuşağı anlamına gelen, Interbellum Kuşağı olarak adlandırılan, doğum tarihleri 1900-10 olarak belirtilen kuşağa dahil olan bu karakterler, her halükarda savaş ile tanımlanan bir kuşağın temsilcileridir. İlginç olan, savaşla karakterize edilmiş bir kuşak olmalarına rağmen 1900-1910 arası doğan kısmının büyük kısmının Birinci Dünya Savaşı zamanında savaşamayacak kadar çocuk, İkinci Dünya Savaşında ise savaşması tercih edilmeyecek kadar yaşlı olmalarından dolayı savaşa aktif olarak katılmamış olmasıdır.

 

Amerikan tarihinde Gürleyen Yirmiler ve gürlemenin dinmesine yakın patlak veren Büyük Buhran (1929) ve Roosevelt'in bu dönemi sonlandırma girişimiyle 1933 yılında başlattığı Yeni Düzen (New Deal) girişimi ile seyri değişen Amerikan Rüyası'nın ekseninde yaşayan bir kuşağın, siyaset, sermaye ve suç düzleminde anlamlanan hayatlarının bir anlatısı Bir Zamanlar Amerika. Ve film bu dönemin evladı olan bir grup gencin tüm bu dönemi kapsayan, tam tarihi son derece belli olan Alkol Yasağı (1920-33) döneminde içki kaçakçılığı yoluyla suç dünyasına çekilişinin gerçekçi bir öyküsü. Bir suçlu olarak 1933 yılında sahte bir ölümle ölen Max'in, Yeni Düzen'le beraber Bakan Bailey olarak yeni bir hayata başlaması da sembolik düzlemde bu dönem Amerikasının siyasi düzenine yöneltilen en sert eleştirilerden biri belki de?

 

Bir taraftan sosyo-ekonomik ve siyasi koşulların tekinsizliğinin paralize ettiği insan ilişkileri ve kimsenin kimseye güvenip kendini teslim edemeyeceği insan usulü bir vahşi hayatın zalim gerçekliğiyle, İngilizce karşılığında depresyon sözcüğünün kullanıldığı Büyük Buhran dönemi Amerikasından bahsediliyor. Diğer tarafta ise, Yasak'a rağmen kapalı kapılar ardında ve jazz eşliğinde yaşanan, masallardaki saraylara has bir gösteriş ve bolluğun anlatısıyla Gürleyen Yirmiler ve Amerikan Rüyası'nın sarhoşluğu resmediliyor. Birbirine gece ve gündüz gibi zıt olan gerçeklerin yanyanalığını en iyi sembolize eden detay ise film boyunca birden çok sahnede fon müziği olarak yer verilen Night and Day adlı jazz şarkısı.

 

KİMLİĞİ BELİRLENMEMİŞ BİR SONKarakterlerin arasındaki ortak yaşanmışlıkların çocukluktan yaşlılığa, hatta bazılarının erken bazılarınınsa çok erken gerçekleşen ölümüne kadar anlatıldığı hikayede, karakterlerin hep o çocukluklarındaki gibi kalan tarafları, bunlardan kurtulamayışları ve kurtulmak istemeyişleri, ve çocukluklarıyla girdikleri hesaplaşma o dönemin anılarına geri dönüşlerle kurulan anlatıyla vurgulanıyor.

 

Filmde gözden kaçabilecek en önemli detaylardan biri de Noodles'ın yaşlanıp geri döndükten sonra kasadaki valizi açtığında, biz içinde para bulamadığı için kaşlarını çattığını zannederken valizden dikkat çekilmeden aldığı bakır kaplama köstekli saat için, kasa anahtarını Moe'ya verdiğinde ve Moe ile arasında parayı bulamamış olması hakkında geçen birkaç cümleden sonra, kendisi için önemli olan şeyi aldığını söylemesi. Bunu, filmin sonuna doğru Mr. Bailey ve Noodles'ın karşılaştığı ve Mr. Bailey'nin köstekli saatine bakıp fazla zamanı kalmadığını söylediği anda Noodles'ın gözünden bakan kameranın Mr. Bailey'nin gümüş kaplama ve işlemeli köstekli saatine uzun süre yakın plan odaklandığı karelerle kıyaslamadan iki karakter arasında ilk karşılaşma anlarından beri çizilen zıtlığın, Max'in David'e yaptıklarının arkasındaki motivasyonun ne olduğunun ve Noodles'ın neden herkesin aynı olaylara dair darklı hikayeleri olduğunu anlatan bir konuşma yaparak Mr.Bailey'nin haketmesine rağmen onu öldürmeden ordan ayrıldığının anlaşılması mümkün değil.

 

Sona iyice yaklaşıldığında, Mr.Bailey'nin yanından çıkan Noodles'ın önünden geçen çim öğütücü kamyonu izlediği sahnede, spiral bir mekanizmada işleyen orakların öğüttüğü çimlere bakıp dalması ve kamyonun arka ışıklarının kaybolduğu yerden ona doğru ilerleyen spor araba içinde eğlenen gençlerin coşkusu ve arabadan yere atılıp kırılan içki şişesi, yoğun bir sembolizm kullanılarak zamanın öğüttüğü yaşamlar ve yaşamın öğüttüğü insanlarla, birileri geçip giderken, arkadan gelenlerin aynı öğütücü mekanizmanın içinde olduklarından bihaber, kendilerinden öncekilerin hayal edip sahip olamadığı özgürlükleri savurup atarcasına hayatın keyfini çıkarır halleri arasındaki yürek burkan tezadı içlere işliyor.

 

Bu sahnenin ardından, arkadaşlarının ölümünden sonra Çin Tiyatrosu'nda kendini uyuşturucuya teslim ettiği günün anısına dönen Noodles filmin son karesi olarak donacak sahnede kendisini acılar içinde sayıklarken değil, mağrur ve içten bir gülümsemeyle hatırlıyor artık. Bu iki ardışık sahne dolayısıyla kimliği belirlenmemiş, yani mutlu son mu değil mi net olarak ayrıştırılamayan ve galiba her ikisini de biraz barındıran bir sonla veda ediyor film. Masalların mutlu sonlarını hatırlatacak şekilde iyi tatmine kavuşurken kötünün acı içinde terkedildiği, ama aynı zamanda öğütülen çimlerin yansıttığı parçalanmışlık ve yok olmuşluk duygusu ile Çin Tiyatrosu'nun kasvetli ortamının yarattığı kapana kısılmışlık hissinin gırtlakta düğümlendiği acı bir son.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.