Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2007 Yakın zamanda Yunus Emre ve Mevlana'nın eserlerini yeniden okumaya giriştim. Derken aradan Ömer Hayyam'ı da çıkarayım dedim... Ve derken şiirlerinden beğendiklerimi buraya yazayım dedim... Ve yine derken dikkat ettim ki Ömer Hayyam inanılmaz ciddi Ve inanılmaz komik bir adammış... Ve de sanıyorum ki beni en iyi anlayan da oymuş aslında, Taa yüzyıllarca önce... Kimi şiirleri beni güldürdü doğrusu... Bir insan bu kadar mı kalender olur? Hepsini okuma sabrını ve cesaretini gösterebilir misiniz bilmiyorum ama Ben yazmaktan zevk aldım. Hatta bazıları çok komik ve ironik... Mizah... Kitabın ilk yarısından en sevdiğim dörtlükler bunlar. Diğerlerini de yazmayı düşünüyorum... IIII Ömer Hayyam : Dörtlükler IIII Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim. Rahmetin var, günah işlemekten korkmam; Azığım senden, yolda çaresiz kalmam; Mahşerde lütfunla ak pak olursa yüzüm Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam. Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun: Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri. İçin temiz olmadıktan sonra, Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tespih, post, seccade güzel: Ama Tanrı kanar mı bunlara? Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle; Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle. Felek ne cömert aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmayan adama ekmek yok: Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya! Beni özene bezene yaratan kim? Sen! Ne yapacağmı da yazmışsın önceden. Demek günah işleten de sensin bana: Öyleyse nedir o cennet cehennem? Hak er geç cimrilerin elinden gelir; Cehennem ateşleri onlar içindir. Ne der, dili inciler saçan Muhammet: Cömert gavur, cimri Müslümandan yeğdir. Ferman sende ama güzel yaşamak bizde: Senden ayığız bu sarhoş halimizde. Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı: İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde? Din geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna! Camiye gittim ama Allah bilir niye: Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye. Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden: O eskidi gittim yenisini yürütmeye. Kimi dinde imanda buldu yolu Kimi akıl, bilim yolunu tuttu. Derken bir ses geldi karanlıklardan: Gafiller! doğru yol ne odur, ne bu! Ben ne camiye yararım, ne havraya! Bir başka hamur benimki, başka maya. Yoksul gavur, çirkin o...spu gibiyim: Ne din umurumda, ne cennet, ne dünya! Gökte bir öküz varmış, adı Pervin; Bir öküz de altındaymış yerin. Sen asıl iki öküz arasında Tepişmesine bak şu eşeklerin! Bir sır var, çözdüklerimizden başka! Bir ışık var, bu ışıklardan başka. Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka. Bir damla şarap ver Çin senin olsun; Bir yudumu btün dinlerden üstün. Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş? O acıya tatlılar feda olsun. Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir Hayır var sana kötü demelerinde. Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırrına ermişm az çok. Derken aklıma geldi başım, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok. Cennette huriler varmış, kara gözlü; İçkinin de ordaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: Bak, bir yanda şarap, bi yanda sevgili. Bir elde kadeh, bir elde Kur'an; Bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kafiriz, ne tam Müslüman! Hep arar dururdum, dünyaya geleli, Alın yazısını, cenneti, cehennemi. Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle; Alın yazısı, cennet, cehennem sende, dedi. Tanrı, cennete şarap içeceksin, der; Aynı Tanrı nasıl şarabı hatam eder? Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş: Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber. Yüce Varlık bize bir beden verince Sevmesini öğretti her şeyden önce Sonra şu delik deşik yüreğimize Mana incileri sakladı binlerce. Gerçek eren içinde kir tutmayandır; Varlığını korkusuzca hiçe sayandır; Bu topraklar üstünde en temiz kişi Sağlığında toprak kesilmiş olandır. Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin Akdoğan gib sultanın eliyken? Bir yanarım Tanrı özlemiyle Musa gibi; Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi; Yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden, Hep bir başka derdin terzisiyim İsa gibi. Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden, Ne dine, edebe aykırı gitmemizden; Bir an geçmek istiyoruz kendimizden: İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden. Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; Yarın yel savuracak toprağımızı: İçeli, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz. Orucumu yiyorsam Ramazanda Mübarek aydan habersizim sanma: Çileden gece oluyorda gündüzüm Sahura kalkıyorum gün ortasında. Şarap iç, bire birdir derde tasaya; Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya. Ne serin ateştir o, ne cam dolu su: Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda. Dedim ben artık bu kızıl şarabı içmem; Üzümün kanıymış bu, ben kan dökmek istemem. Gün görmüş aklım şaşırdı: Sahi mi? dedi. Yok canım, dedim; Şaka, ben nasıl içmem! İnsan son nefese hazır gerekmiş: Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş. Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz: Böylece dirilirsek işimiz iş. Tanrı, ışığıyla doldu can gözüme: Bu dünyadan o dünyadan bana ne! Gönlüm ter gibi çıkıp bedenimden Karıştı varlığın denizlerine. Dün özledim de seni coştum birden bire; Çıktım senin yerin dedikleri göklere. Bir ses yükseldi ta yukarda, yıldızlardan: Gaafil, dedi; bizde sandığın Tanrı sende! Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde; Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde. O canım Türk güzeli kömür gözleriyle, Çaylakların, upruların, eğrilerin ellerinde. Bu dünya iki kapılı bir han, Girdi mi dertlere düşer insan. Tanınmadan yaşamak en iyisi: Elinde olsa da hiç doğmasan. Yok olmamış varlık var mı bir tek? Herşey bir gün, dağılıp gidecek. Öyleyse vara yoğa ne bakarsın? En iyisi yoku var, varı yok bilmek. Bir put demiş ki kendine tapana: Bilir misin niçin taparsın bana? Sen kendi güzelliğine vurgunsun: Ben ayna tutar gibiyim sana. Gerçek erenlere güzel çirkin, hepsi bir; Sevenler için cennet, cehennem, hepsi bir; Kendini veren ha ipekli giymiş, ha çul; Yastığı ha pamuk olmuş ha diken, hepsi bir. Sensiz camiden, namazda işim ne? Seninle buluşma yerim meyhane. Benim sevmem de böyle, yüce Tanrı: İstersen kaldır at cehennemine. Seni kuru softaların softası seni! Seni cehenneme kömür olası seni! Sen mi Hakk'tan rahmet dileyeceksin bana? Hakka akıl öğretmek senin haddine mi? Önce kendine gel, sonra meyhaneye; Kalender ol da gir kalenderhaneye. Bu yol kendini yenmişlerin yoludur: Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye. En büyük söz Kur'an ble Arada bir okunur besmele ile. Kadeyhteyse öyle bir ayet var ki Okur insan her zaman, her yerde. Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin Tekke'de, manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada Cennetin, cehennemin üstündesin. Şarap benlik kaygusu bırakmaz sendeÇözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde İblis bir kadeh şarap içmiş olaydı, Secdeye yatardı Adem'in önünde. Künye: Hasan Ali Yücel Klasikler Serisi "Ömer Hayyam : Dörtlükler" Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu Alıntı: Tengeriin Boşig Not: Benim yaşayarak ta tespit ettiğim bir şeydir ki, kimi insanlar şarap içtiklerinde falan, nedense Tasavvuf hakkında ister istemez konuşma ihtiyacı hissederler... Hatta içtikçe konuşurlar, konuştuça içerler... Lakin yukarıda bir şiirde Ömer Hayyam'ın bahsettiği gibi, böyle içebilmek için, önce pişebilmek lazımdır. Sanıyorum Ömer Hayyam'da öylelerinden biriydi. İçtiği halde iradeli kalabilmek... İçtikçe gerçeğe erebilmek... Mevlananın dediği gibi: Hamdım, Piştim, Yandım... Umarım Ömer Hayyam'ı anlayabilirsiniz... Saygılarımla... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 24 Ağustos , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 24 Ağustos , 2007 Dogrusu ilkkez Omer Hayam'i okudum...Ama gercekten insan okuyunca akip gidiyor...Hic sıkıcıda gelmiyor....Bu dortluk cok hosuma gitti...Sanirim benim dunyayi bosvermisligim,umursamazligim yatiyor her kelimenin altinda... Bosvermislikte bundan ya.... Paylasim icin sagol.... Ömer Hayyam görebileceğiniz en önemli Filozoflardandır bence. Ancak Onun "Kalenderlik" yani "Boşvermişlik" anlayışını anlamak önemlidir. Onun tüm anlayışının sırrı şu dörtlükte yatar: "Önce kendine gel, sonra meyhaneye; Kalender ol da gir kalenderhaneye. Bu yol kendini yenmişlerin yoludur: Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye." Eğer kendinizi bulmadıysanız ve kendinizi yenmediyseniz Yani iradeli değilseniz, iradenizi kaybediyorsanız Hiç bir şekilde Hayyam ile özdeş ya da benzer olamazsınız. Ömer Hayyam ile benzer olmak demek; Onu anlayabilmek, İradeli olabilmek, Kendini tanıyabilmek, Kendini yenebilmek, Ve Erdemli olabilmek demektir. İçki içip sarhoş olduğu halde kendisini kaybetmeyen, İradesini yitirmeyen bir kimse olabilmektir. Ömer Hayyam kendisi belirtir: Benden Muhammed Mustafa'ya saygı ve selam: Deyin ki, hoş görürse, bir şey soracak Hayyam: Neden Yüce Efendimizin buyruklarında Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram? Benden Hayyam'a "selam" söyleyin demiş peygamber, "Sözlerimi yanlış anlamışsa çiğlik eder: Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki Hamlara haramdır doğru, ama olgunlar içer." Mevlana der ki: Hamdım Piştim Yandım Eğer "Pişmenin" ve "Yanmanın" ne demek olduğunu kavrayabilirseniz "Boşvermişiliğinizi" ancak o zaman Hayyam'a benzetebilirsiniz. Aksi halde anlamsız bir benzetme olur bu. Eğer beğendiyseniz Hayyam'ı Okumanızı gerçekten tavsiye ederim. Ben neredeyse bir günde bitirdim tüm dörtlüklerini Ve tekrar tekrar okudukça daha da güzelleşiyor gözümde. Ve diğer beğendiğim ancak yazmadığım dörtlüklerini de buraya yazacağım. Ancak Felsefesinin kabulü o kadar basit ve anlamsız değildir. Derindir... Saygılarımla... Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 24 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ağustos , 2007 gercekten cok guzeldı okurken buyuk zevk aldım. bı tanede ben ekleyeyım Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam? Ben haramı helâli karıştırmam: Seninle içilen şarap helaldir, Sensiz içtiğim su bile haram. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 CAN YOLDAŞI .. Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler Ecel çiğnedi hepsini birer birer Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler ÖMER HAYYAM Akılla bir konuşmam oldu dün gece; Sana soracaklarım var, dedim; Sen ki her bilginin temelisin, Bana yol göstermelisin. Yaşamaktan bezdim, ne yapsam? Birkaç yıl daha katlan, dedi. Nedir; dedim bu yaşamak? Bir düş, dedi; birkaç görüntü. Evi barkı olmak nedir? dedim; Biraz keyfetmek için Yıllar yılı dert çekmek, dedi. Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal, makal, dedi. Ne dersin bu adamlara, dedim; Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi. Benim bu deli gönlüm, dedim; Ne zaman akıllanacak? Biraz daha kulağı burkulunca, dedi. Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim; Dizmiş alt alta sözleri, Hoşbeş etmiş derim, dedi. ÖMER HAYYAM Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim; Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim. Yaşamanın sırlarını bileydin Ölümün sırlarını da çözerdin; Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin? Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmıyan adama ekmek yok: Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya! Bilgenin yüreğinde her dilek, Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler, Bin bir derde düşer, canlarından bezerler. Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür, Onlar gibi olmıyana adam demezler Dünyada akla değer veren yok madam, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem! Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama; Senden benden başka düşünen yok, arama! Vaz geç ötelerden, yorma kendini: O var sandığın şey yok mu, o yok arama! Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2007 Yıldız ve ay her zaman gökte olacak. Saf şaraptan iyiyi sanma bulacak. Şarap satan insana ben çok şaşarım, Satıp, ondan güzel bir mal mı alacak. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 55 Nolu rubai Testiciler eline almış toprak hamuru, Düşünüp taşınmadan, başlar tokat yağmuru. Ne kadar sürecek ki, acaba bu hoyratlık? Bilmez mi ki dövdüğü çürük insan çamuru 57 Nolu rubai Testici dükkânından geçtim, eski zamandı, Ve o toprak ustası becerikli adamdı. Gözü bağlılar görmez, baktım gönül gözümle; Avucunda tuttuğu toprak, gördüm, babamdı 68 Nolu rubai Gerçeği bilemezsin, harcama emek, Şu yaşam ki kocaman bir kuşku demek. Öyle ise kadehten çekme elini; Farketmiyor ya sarhoş, ya ayık gezmek! Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 29 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2008 bunlarda benim askerde okuyup begenip yasdiklarim tanrim sana ben anlatayim dinle sirrinla iliskin uc bes kelime sevdinde yaratin bizi topraktan girdik yine sevginle yerin dibine var eyledi 72 millet yaradan ben sevgi icin dogmusum ancak anadan kafir yada islam ne imis sensin amac din ayrimini kaldir a tanrim aradan hic istemedim saldi beni dunyaya saskinligimi arttirdi hayat her lahza maksat ne gelisten bu kalistan bilmem hem istemeden gel yine cek git oraya cennetle cehennem varmi goren gonlum donmus kimi gordun oteden gonlum bel baglamadim korkuyla umuttan yok bir tek isaret iz bile gonlum bilmemki yarin neye layik ve neyim cennetmi acep ya cehenne mi yerim yar icki ve ud... bana sun bunlarida al cennetini de git sana toptan vereyim kibir ucmakta icersen kafadan cozulur icki ile her guc olan ademe bir kez icirseydi eger ikibin taklak atardi seytan iyilikler kotulukler geliyor aslindan kaderindir seni cok mutsuz yada mutlu kilan felegin yok sucu sen bunlari ondan bilme daha bi care o senden daha aciz gelde inan sah sorgucu key tacini satariz biz dinlet bize ney hirkamizi satariz biz tesbih ki fesat askeridir onu bir gun bir tek kadeh ugruna atariz biz sunneti gec farzida bir yana ser kes azicik lokmani yoksula ver kirma gonul dosto cekistirme cennete girdin hadi ickimi ver ey muftu dusun senden daha coktur cabamiz icsekte yikilmaz sen gibi sarhoslamayiz bizler uzumin sen halk kaninin dusmanisin kan icmede kim ustun bunu senden sorariz Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.