Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 17 yıl bu kadar tarihi bilgiyi niye yazdınız anlamıyorum... bunları bende biliyorum. benim savaşa girmek gibi bi isteğim yok. söylediğimi baya çarpıttınız. mesele sadece şundan ibaret; , milletin her ferdi tarafından kabul edilmiş bir liderin kurduğu parti var ve bu parti ilk çok partili seçimi kaybediyor... niye...? Atatürk 'ün kurduğu parti gerçek seçimlerde niye hiç iktidara gelemedi... kurtuluş savaşında milletten tam destek alan liderin kurduğu parti... değişen ne? bana bunun cevabını verin...
Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 17 yıl bu kadar tarihi bilgiyi niye yazdınız anlamıyorum... bunları bende biliyorum. benim savaşa girmek gibi bi isteğim yok. söylediğimi baya çarpıttınız. mesele sadece şundan ibaret; , milletin her ferdi tarafından kabul edilmiş bir liderin kurduğu parti var ve bu parti ilk çok partili seçimi kaybediyor... niye...? Atatürk 'ün kurduğu parti gerçek seçimlerde niye hiç iktidara gelemedi... kurtuluş savaşında milletten tam destek alan liderin kurduğu parti... değişen ne? bana bunun cevabını verin... Neyi çarpıtmışım ? almanya örneğini veremiyorum ajitasyon diyorsunuz o zaman japonya diyelim o da savaştan çıkmış bi ülke ama teknoloji devi..?... -ikinci dünya savaşını yaşamış almanyanın yaşam standartlarına birde bizim ülkemizin şartlarına bak ne diyelim keşke savaşa bizde mi girseydik... demişsin bende. Sana bizim Almanya yada Japonya olmadığımızı. Almanya ve Japonya birinci dünya savaşını kaybettikleri halde yine topraklarının işgal edilmediğini ve bağımsızlıklarına dokunulmadığını. Ama savaşı kaybeden Osmanlının ne hale getirildiğini göstermişim. Türkiye ikinci dünya savaşına katılsaydı. Kazansın kaybetsin. Göreceği muammelenin Almanya ve Japonya'nın gördüğü muamele ile aynı olmayacağını anlatmışım. CHP hiç iktidara gelmedimi arkadaşım serbest seçimlerden sonra ? Yine tarih diyorum ne diyebilirimki başka.
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl Olayı yakın cumhuriyet tarihine kadar indirgeyerek,ülkelerin geçmiş tarihlerini gözardı ederek bir yerlere varmaya çalışıyorsunuz. Allahaşkına,1200 yılından beri Ortadoğu coğrafyasında özetle İran'ın dini kitap süslemeciliği ve Osmanlı'nın savaş ekonomisine dayanan yayılmacılığı dışında,16.yüzyıl sonuna kadar değişen şartlara uygun olarak bilim,kültür,teknoloji alanlarında altyapı oluşturulabilmiş mi? Hayır. 17.yüzyıldan itibaren Avrupa bu altyapıyı sağlamlaştırmış mı? Evet. Hatta,600 yıllarında Ortadoğu coğrafyası İslamiyeti yeni yeni kabullenirken,Avrupa,eğitimi kiliselerin baskısından kurtarıp "studium generale" adında ilk laik üniversite temellerini atmış mı? Evet. Tarihi yeterince anlayarak okumadığımız için bu hallere düştük. Bazıları da tarihle günümüzün gerçeklerinin yorumlanamayacağını ileri sürer dururlar.Bu nasıl bir düşüncedir,anlayamıyorum. Savaşı ve baskıyı savunan bir insan değilim ama,eğri oturup doğru konuşmak lazım:Bu iki faktör olmasaydı,yükselen Osmanlı yayılımcılığı karşısında Avrupa,yüzyıllar boyu elde ettiği bilgi birikimini keşif ve icatlara hızlı bir biçimde yönlendirebilir miydi? Hayır.Bu sayede giderek gelişen batı ülkeleri,dünyaya hakim olma çabasının bir sonucu olan Dünya Savaşlarına öncülük ettiler mi? Evet. Arkadaşlar,korkarım ki,dünyaya hakim olma çabasının sonucu olan savaşlar,güçlünün zayıfı egemenliği altına alması tarzında sürüp gidecektir. Bu emperyalist çabaların altında yatan etmenler,arz(sunum) ve talep(istek) dengesine benzer. Yeraltı kaynakları(arz) azaldıkça,giderek artan nüfusun(talep) istekleri artacak ve yeni savaşlar kaynakların tükenmesiyle doğru orantılı olarak artacaktır. Üzülerek söylüyorum ki,günümüzde antiemperyalist yaklaşımlar,kaynakların kalifiye kişiler tarafından değerlendirilmesi olarak ele alındığında,dünyaya faydadan çok zarar getirecektir.Bu nedenle,hak hukuk demokrasi aramak yerine varlıklı,işini iyi bilen bir bürokratın emrinde çalışmak,dünya ekonomisinin sürekliliği açısından mantıklı yaklaşım olacaktır. Canımıza kasteden bir baskı olmadığı sürece,belki böyle bir yaklaşımla savaş,kavga ve gerginliklerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde,olayların önü alınamaz ve ırkçılık kaçınılmaz hale gelebilir.
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl Avrupa ile aramizdaki en büyük fark,Avrupalinin din kavramini asip onu kisilerin kisisel tercihi olarak birakmasidir.Devlet ve din islerinin birbirinden ayrilmasi ile Avrupa ekonomi ve bilim dalinda gelismis ve insanlarina insanca yasama olanaklarini vermistir.Bizde ise tamamen bunun aksi bir durum söz konususdur.Cumhuriyetin kurulmasi ve Laik düzene gecilikten sonra ülkede yapilan kalkinma girisimleri,1950 lerden baslayip Laikligin sulandirilmasi dinin devlet kademelrine yavas yavas sokulmasi ile bu kalkinma atilimlari sekteye ugramis ugratilmis Cumhuriyeti kuranlara karsi inanc sömürücülerinin yürüttükleri sinsi ve planli calismalarla ülkede Laik -Anti Laik bir yapilanma olusmustur.20 yila yakin bir süredir ülkemiz türban sacmaligi ile mesgul edilmekte ülkenin milli degerlerine saldirilmakta ve gündem türbanla dinle doldurulmaktadir.Iste bizim 50 yildir kalkinamamamizin altindaki aci gercek budur. saygilarla
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl Hangi sivillesme.! bazilari nedense hep rüya gördügü zaman ..!! rüyalarinda ...,,, Askerler onun üzerine karasapan gibi bastigini zanneder neden .? askerden korkmanin nedeni ..muhakak cok ciddi bir nedeni olmali ... benim bildigim Askere savas acarsan karsinda görürsün...baska nerde görürsün ..!!kaldirim yollarinda görebilirmisin .? kaldirimlarda siviller yürür degilmi yürüyenler yürümesini bilirmi bilmez degilmi hepsi bilmez degilmi ..!! bu bilmeyenleri yürümesini ögrenmeleri icin yazi yazan yazarlar ..bugün hedef tahtasi degilmi... kaldirim taslari medeniyetin ötesinde cok yüksektir düstünmü carptinmi ölüm tehlikesi vardir bunlari yazdinmi hedef tahtasi olursun .. degilmi.! düsmesinler diye yazarsin bunu yapanlarda sivillerdir diye yazarsin.! yollarda arabasi altinda üzerinde duasi var tabiki bunlar tank degil medeniyet arabasina binmis fakat medeniyetin t sini bilmeden yesil isiktan gecen yayalarin üzerine sürersin degilmi.. bu ülkede medeniyete ait ne varsa korumaya kalkarsan ..en sonunda medeniyetle birlikte seni topraga gömmeye calisirlar öyle degilmi.. ne adina tabiki her dönem modaya göre yeni bir ad .. !!! bu dönem sivil ve asker yoksa bizim bilmedigimiz baska güclermi var örnegin Molla Asker .? simdi gidelim hep beraber sivillerin ve askerlerin kullandigi alanlara hangisi daha temiz bakimli ve hangisi medeniyete daha yakin..!! sivile daha yakin ,isterseniz en güvendiginiz yerlerin Tuvaletine kadar hodri meydan..!! Sayin Emin Cölasan senin yazilarini herzaman hatirlayacagiz Türkiyedeki tarihi eserlerimizin hepsini bir araya toplasak onlarin fotograftaki bir karesi kadar sivil olarak medeniyeti yakalayamadik.. sokaklar sivillere ait ? al cocuk arabasini koy cocugunu cocuk arabasini cocugunu temiz hava aldirmak icin cik disari ..!! bu sokaklar sivillere ait yollari yapanlarda sokakta yürüyenlerde arabanin üzerine cikmis medeniyet düskünleride.! ve birde ikaz et öncelik cocuklu Ailelerdir onlar yollarda önceliklidir ..!! sivillerden alacagin cevap ? hayli sivil olacaktir tabi o yollarda sivil yollarda cocuk arabasinla rahat rahat yol alip ilerleye bilirsen .. sivillerle basbasa kalmayanlara sivil hayatin icine ön yargisiz girmelerini diliyorum bir sivil olarak ,,hayirli yolculuklar... bir Asker cikarsa karsiniza sorun nerden geliyorsun neden ciktin karsima.? yazilara gelince degerli yazarlarin onlarin yazilarini anlamak sabir ister..? nedenmi biz insanlarin oynamak istedigimiz oyuna göre anlamaya calistigimiz icin oyuna göre yer ayiririz.. evet degisim basladi kaldirim taslari incelecek .? insanlar düsmesin diye düsünce anti sivil oluyorlar..!! bir dönemde yesile boyaniyordu ama yesil kaldirim taslari sivillesemedi.! Askerimize gelince onlar zaten yesil, anlasilan bizler hep yesil kalacagiz... herkese bol yesillikler diliyorum. yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl Üzülerek söylüyorum ki,günümüzde antiemperyalist yaklaşımlar,kaynakların kalifiye kişiler tarafından değerlendirilmesi olarak ele alındığında,dünyaya faydadan çok zarar getirecektir.Bu nedenle,hak hukuk demokrasi aramak yerine varlıklı,işini iyi bilen bir bürokratın emrinde çalışmak,dünya ekonomisinin sürekliliği açısından mantıklı yaklaşım olacaktır.Canımıza kasteden bir baskı olmadığı sürece,belki böyle bir yaklaşımla savaş,kavga ve gerginliklerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde,olayların önü alınamaz ve ırkçılık kaçınılmaz hale gelebilir. çok afedersiniz, canımıza kasdetmediği sürece zengin patronların yanında el pençe divan durmak çok mantıklı olurmu demek istediniz? eğer yanlış anlamadıysam tabi, böyle düşünen insan sayısı günümüzde çok kalabalık... yani biri senin canına kasdetmediği sürece malını, toprağını, rejimini, inancını, halkını, ilkelerini sömürebilir mi? peki benim zengin patronum beni ne kadar koruyacak? insan olmak birazda ilkeli olmak değilmidir? yani istikrar bozulmasın diye şimdiki hükümetin bütün yapıp ettiklerine göz yummalımı? yada nereye kadar göz yummalı? bunlar yarın diyecekler ki, rejim artık kimseye yetmez hale gelmiştir. (ki içini boşaltanlar kendileri olduğu halde) öyle ise çağa (!) ayak uydurup bunu değiştirmeliyiz... Atatürk ilkeleri yani kemalizmin maddeleri yasalarda bulunduğu sürece Avrupalı olamayız ( ) öyle ise anayasa sivilleşmeli... ama bunlar bizim canımıza kasdetmiyorlar tabi, en azından şimdilik... peki biz ne yapmalıyız, ön sıralardan bilet alıp bu filmi tekrardan izlemelimiyiz? evet böyle düşünenler olduğu gibi, en az canı kadar toprağına, vatanına, ilkelerine ve rejimine bağlı milyonların olduğunuda biliyor ve umutsuzluğa kapılmıyorum... ben biliyorum ki, hiç bir Avrupalı Mustafa Kemal'den daha medeni ve çağdaş değil, hiç bir batı medeniyeti bizim medeniyetimizden daha köklü değil... Onların kelime oyunları ile zihinleri bulandırması normal çünkü onlar emperyalistler ve ben onlara güvenmemem gerektiğini biliyorum... Bunu bana hem kitabım söylüyor (KURAN), hem dünya gerçekleri... canıma kasdetsede kasdetmesede, haksızlığa karşı sessiz kalmayanlardan olacağım... büyük patron ne derse desin...
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl Yazımın son paragrafını yazarken bir müddet düşünmüştüm.Acaba nasıl bir tepki alırım diye...Ancak,yine de belli bir mantık çerçevesinde klavyemden satırlara dökülmüştü. Tabii ki,insanların da bir sabrı vardır ve bu sabrın sonuna kadar sınanması da iyi bir şey değildir.
Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 17 yıl çok afedersiniz, canımıza kasdetmediği sürece zengin patronların yanında el pençe divan durmak çok mantıklı olurmu demek istediniz? eğer yanlış anlamadıysam tabi, böyle düşünen insan sayısı günümüzde çok kalabalık... yani biri senin canına kasdetmediği sürece malını, toprağını, rejimini, inancını, halkını, ilkelerini sömürebilir mi? peki benim zengin patronum beni ne kadar koruyacak? insan olmak birazda ilkeli olmak değilmidir? yani istikrar bozulmasın diye şimdiki hükümetin bütün yapıp ettiklerine göz yummalımı? yada nereye kadar göz yummalı? bunlar yarın diyecekler ki, rejim artık kimseye yetmez hale gelmiştir. (ki içini boşaltanlar kendileri olduğu halde) öyle ise çağa (!) ayak uydurup bunu değiştirmeliyiz... Atatürk ilkeleri yani kemalizmin maddeleri yasalarda bulunduğu sürece Avrupalı olamayız ( ) öyle ise anayasa sivilleşmeli... ama bunlar bizim canımıza kasdetmiyorlar tabi, en azından şimdilik... peki biz ne yapmalıyız, ön sıralardan bilet alıp bu filmi tekrardan izlemelimiyiz? evet böyle düşünenler olduğu gibi, en az canı kadar toprağına, vatanına, ilkelerine ve rejimine bağlı milyonların olduğunuda biliyor ve umutsuzluğa kapılmıyorum... ben biliyorum ki, hiç bir Avrupalı Mustafa Kemal'den daha medeni ve çağdaş değil, hiç bir batı medeniyeti bizim medeniyetimizden daha köklü değil... Onların kelime oyunları ile zihinleri bulandırması normal çünkü onlar emperyalistler ve ben onlara güvenmemem gerektiğini biliyorum... Bunu bana hem kitabım söylüyor (KURAN), hem dünya gerçekleri... canıma kasdetsede kasdetmesede, haksızlığa karşı sessiz kalmayanlardan olacağım... büyük patron ne derse desin... Sevgili siosteron,belki konu ile ilgili degil ama ben yinede hatirlatmis olmak anlaminda bir düzeltme yampaliyim; Atatürk'cülük ile *Kemalizm*arasindaki farklari bilmeden bu kavramlari genelde hep ayniymis gibi kullananlar vardir belki hepimiz kullaniyoruz.Bence Atatürkcü olmakla Kemalist olmak farkli seylerdir.Kemalizmin maddeleri derken tepeden inme gibi bir yasaymis gibi algilanmaktadir,halbuki Kemalizm maddesi denilen seylerin hemen hepsi insanca bir yasam icin gerekli olan özelliklerdir,bagimsizliktir,ülkesini sevmektir,barisi sevmektir,birlik ve bütünlügü korumaktir.Atatürk bunlari Türk ulusuna layik görürken ayni zamanda bagimsizliklarina kastedilmis uluslarada bir örnek teskil etmistir.Bütün bu olumlu ve insan haysiyetine aykiri olmayan emperyalizme karsi duran dünya görüsünü *Kemalizm*diye adlandirarak Atatürk'ün yolunda olanlari bir *Izm*in pesindeymisler gibi göstermek cok büyük bir yanilgidr.Atatürkcülük bir *IZM*degildir. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.