Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Forumdan uzaklaşmak istiyorum ancak nedendir bilmiyorum illa ki beni çekecek iletilere rastlıyorum.

Sayın gelincik.

Miras bırakmayan doğru söylemiş, çünkü o Allahın gönderdiği bir elçi değildiki Miras olarak, ayet bıraka bilsin.

Ama yönetimi eline geçirene kadar, iki yüzlülük yapmış, Allahın Gönderdiği Son vahye inandığını söylemiştir, o kadar iki yüzlülük yapmıştırkı, Şair Muhammed akıf ersoyu bile , muhammed abduhu bile kandıra bilmiştir.

Sizin inancınız nedir bilemiyorum, bu bölümdeki yazıları okudum sizin şu aana kadar bir yazınızı görmedim, fakat önemli değil.

Önemli olan savunduğunuz adamın nasıl bir iki yüzlü olduğunu bilmenizdir.

zaaten taraftarlarıda bunu gizlememekte.

Evet Osmanlı dini kullandı, şimdi Cumhuriyette kullanıyor.

Size hiç birşey demiyorum, Sevgili Öğretmenim Muki'nin cevabı aslında yeter sanıyorum:

Bazı insanlarda akıl yok, fikir yok, mantık da yok. Burada bu kadar gürleyip şakıyabiliyorsak bunu bir tek insana, o da ATATÜRK'e borçluyuzdur. Başlarınızı secdeye koyarken bunu unutmamanızı tavsiye ederim.

 

Ve Neyzen Tevfik'ten bir şiir.

Kimse alınmasın, kimseye hitaben değildir ama

Kendisine bayılırım Tevfik'in:

 

Esir iken mümkün müdür ibadet?

Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et.

Senin gibi dü-zülerin yüzünden,

Dininden de soğuyacak bu millet

 

İşgaldeki hali sakın unutma.

ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan yine çıkardın amma

Baban kimdi bilemezdin *******.

 

Değil mi sayın evren? Keşke Mustafa Kemal bir dinsiz olduğunu söyleseydi de, bizim halkımız da "Bir dinsizin arkasından kurtuluş mücadelesine girmektense, İngilizler'in mandası altına girelim daha iyi" diyebilselerdi. Belki o zaman bazı kesimlerin özlemini duyduğu hilafet ve şeriat devleti bir müstemleke bile olsa devam ederdi...

Ben her zaman Atatürk'ün neye inandığı hususunu tartışmayı gereksiz bulmuşumdur.

Zira kendisi bir Din adamı ya da alimi değildir.

Dindar ya da Dinsiz olma iddiasında da bulunmamıştır.

Ancak şu vardır ki hayatı ele alındığı zaman bazı verileri gözden kaçırmamak gerekir.

Öncelikle gençliğinde ve Selanik'te iken Mevlevi dergahlarına gitmiştir.

Müslümanlığını bilemem ancak yeteri kadar din bilgisine sahiptir bu yüzden.

Din bilgisine sahip olmak için Müslüman olmak ya da olmamak şart değildir.

Afet İnan'a, önce kendi el yazıdığı ile sonra düzenlettiği "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" adlı kitapta "İslam Dini"nin ortaya çıktığı dönemi "Tarih Bilimsel" olarak ortaya koyabilecek kadar bilgilidir.

Ve bunu ortaya koyarken oldukça nesneldir.

Şu vardır ki M. Kemal'e Siyasi Kimliği ile bakarsak aynı bakışı Osmanlı için de sergilememiz lazımdır.

Osmanlı da Dini kullanarak Mustafa Kemal ve Arkadaşlarına karşı eylemlerde bulunuyordu,

Mustafa Kemal'de aynı silahla karşı koyuyordu.

Olay bundan ibarettir ve gerektiği gibi davranılmıştır.

Müslüman olup olmadığı konusu, O Yüce Şahsiyetin kendi vicdani sorumluluğuna aittir.

Bizi ilgilendiren kısmı, yapılması gerekleri layıkıyla yapmış olduğudur.

Arkadaşlar dine çok haksızlık ediyorsunuz. Dini peygamberler kullanmış, onu kullanarak cariyeler, ganimetler almışlar bitmemiş, devletler kullanmış, saltanatlar kurmuşlar bitmemiş, gele gele ta bu zamanda Atatürk bile kullanmış bitmemiş, hâla kullanılıyor ve bitmiyor. Şeyhler hocalar yüzme havuzlu triplex villalarda yiyorlar, bir türlü bitmiyor.

 

Bu kadar tükenmez bir hazine var mıdır başka? Bulun da öyle eleştirin dini..

Hıristiyanlığın Roma İmp.nun Resmi İnancı olduğu zamandan beridir yoktur...

Daha önce "Helenlilik" (Helen olmayan doğu toplumlarının Barbar olarak adlandırılması), "Romalılık" (Biz insancılız, çünkü biz Romalıyız), ya da Türklerdeki gibi "Türklük" (GökTürkler vs.) bağı ile sağlanan birliktelik zamanla Din'e kaymıştır. Tarihsel süreçte bugüne kadar gelmiştir. Yerini Milliyetçilik te almıştır, Anayasalcılık ta, Demokrasi de, İnsan Hakları da, Özgürlük te... Hepsi için katliamlar yapılmıştır, yapılmaktadır.

Peygamberler dini kullanmazlar öylemi ? Savaş soygunlarının yarısı allahın yarısı peygamberindir ayeti... Evlatlık hanımıda dahil olmak üzere gözünün kestiği kadın için ayet indirten birisi, dini kullanmıyor öylemi ? Buna ancak düşünemeyenler inanır.

 

Kahraman, aydın, yurtsever Atatürk'e karşı nankörlükte bu kadar olur. Tüm Atatürkçüler olarak sana saygılarımızı gönderiyoruz. Anlarsın...

Ben Hz. Muhammed'i severim ve çok zeki bir devlet adamı olduğunu hep savunurum.

Ancak Sayın Evren'in Laflarına (Laf : Gereksiz, boş söz) karşılık ortaya koyulabilecek çok güzel bir ironi örneği sergilemişsiniz, ki bunu tasvip ederken nesnel olmak gereği hissediyorum.

 

Kırmızıladığım iletinizin arkasındayım.

 

Saygılarımla...

  • Cevaplar 102
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

her ne sebeple olursa olsun,böyle bir ortama Atatürk ün isminin taşınması ve devamında çirkin sayabileceğim bazı yazılar ,gerçekten üzücü... Atatürk inançlıydı ya da değildi,inanan arkadaşlarımdan tek ricam,cehennemin en alt kademesine bile gideceğini düşünüyor olsanız , böyle bir manevi değerimize,en azından ona güvenip Allah Allah diye savaşmış ,özellikle de Çanakkale de şehit olmuş,ölmüş onca insan adına sahip çıkmanız gerekirdi ya da en azından susmanız... çünkü bizler onun kalbini bilemeyiz,bu hüküm bize düşmez,bize düşen olsa olsa varsa günahı affı için dua etmektir ki Rabbimizin bazı şeyleri,yani kurtuluş mücadelesini ona nasip ettiği düşünülürse... bugün ülkemizde ezan okunuyorsa bunu önce Allah a,sonra vesile kıldığı Atatürk e ve onun sözüyle savaşan atalarımıza borçluyuz... kaldı ki ona yapılan bazı dini karalamaların kökeninde ben hiçte sanılan şeyleri göremiyorum... onun, dinin kendi lisanında anlaşılması için verdiği mücadele asla unutulmamalı... inananların neye inandığını bilmesi adına verdiği mücadele asla unutulmamalı..

lütfen bu konularda onun hane halkından insanların kaynaklarını da değerlendirin.. mesela manevi kızlarından Ülkü Adatepe...

Gönderi tarihi:
Ve Neyzen Tevfik'ten bir şiir.

Kimse alınmasın, kimseye hitaben değildir ama

Kendisine bayılırım Tevfik'in:

 

Alınsınlar elbet. Neyzen Tevfik'te "alınılsın" diye söylemiş. O'na çok teşekkür ederim. Yarası olan gocunur !..

Gönderi tarihi:
ne manevi boşluk mu??hiç te bilimsel bir sebep değil??deneye tabi tutamayız..5 duyuyla algılayamayız.. :):)

 

diger din ve kültürlerin, hayata söyleyecek bir şeyleri kalmadı.

kapitalist batı medeniyeti çok hızlı seyrediyor, önüne gelen gelenegi ya tarihin dışına atıyor ya da içini boşaltıyor.

bu gayri insani ve ahlaki sisteme karşı direnen tek kültür-din İslam'dır.

İslamla mücadelelerinin temelide, malesef kendisininde insanlıga diyecek sözü kalmadı.

deney, beş duyu, bilimsellik; bunların hayatın köküne ilaç olmadını kendiside çok iyi biliyor.

darısı büyük çogunluk olan temelsizlere...

Gönderi tarihi:
Bu konuya uygun düşecek mi bilemiyorum.Ama konuyu başından beri takip ediyorum.Özellikle aşağıda yazacağım bazı cümleler bir çok arkadaşa cevap olacaktır diye düşünüyorum.

 

Aşağıda yazacağım yazı MEB Dr Reşit Galip'in sorusuna Mustafa Kemal'in yanıtıdır.

"Ben ,manevi miras olarak hiç bir ayet,hiç bir dogma,hiç bir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.Benim manevi mirasım bilim ve akıldır....Zaman süratle ilerliyor,milletlerin toplumların,kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.Böyle bir dünyada,asla değişmeyecek hükümler getirdiğini idda etmek ,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur...Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır.Benden sonra beni benimsemek isteyenler ,bu temel eksen üzerinde akıl ve ilim rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar."

sayın gelincik

konuya uygun düşmemiş burda bahsedilen dini yok saymak ve eleştirmek değil kendisinin bir diktatör gibi algılanmasından doğan beklentilere bir cevap niteliğindedir..

islamı akla ve mantiğa en uygun din olarak tanımlayan bizzat mustafa kemal atatürkün kendisidir..

buraya bu görüşü taşımak kimseye cevap olmaz..

 

-------------------------------------------------------------

Önemli olan savunduğunuz adamın nasıl bir iki yüzlü olduğunu bilmenizdir.

zaaten taraftarlarıda bunu gizlememekte.

 

Evren.

sayın evren

sizi insafa davet etmek istiyorum..

milletine kurtuluş savaşında öncülük etmiş bir başkumandana sonrasında ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya adanmış bir devlet adamına karşı sizi insafa davet ediyorum..

Gönderi tarihi:
sayın gelincik

konuya uygun düşmemiş burda bahsedilen dini yok saymak ve eleştirmek değil kendisinin bir diktatör gibi algılanmasından doğan beklentilere bir cevap niteliğindedir..

islamı akla ve mantiğa en uygun din olarak tanımlayan bizzat mustafa kemal atatürkün kendisidir..

buraya bu görüşü taşımak kimseye cevap olmaz..

sayın evren

sizi insafa davet etmek istiyorum..

milletine kurtuluş savaşında öncülük etmiş bir başkumandana sonrasında ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya adanmış bir devlet adamına karşı sizi insafa davet ediyorum..

 

Sayın!!! evren'i bir insanda bulunması gereken ahlaki değerlere davet etmek gerek.

Gönderi tarihi:
sayın gelincik

konuya uygun düşmemiş burda bahsedilen dini yok saymak ve eleştirmek değil kendisinin bir diktatör gibi algılanmasından doğan beklentilere bir cevap niteliğindedir..

islamı akla ve mantiğa en uygun din olarak tanımlayan bizzat mustafa kemal atatürkün kendisidir..

buraya bu görüşü taşımak kimseye cevap olmaz..

 

 

sayın evren

sizi insafa davet etmek istiyorum..

milletine kurtuluş savaşında öncülük etmiş bir başkumandana sonrasında ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya adanmış bir devlet adamına karşı sizi insafa davet ediyorum..

 

Bakınız Mustafa Kemal'in çok güzel bir sözü vardır:

 

"Gerçekleri söylemekten korkmayınız..."

 

 

Başkada bir sözü daha vardır:

 

"Gerçeğe nasıl inanıyorsam, dinime de öyle inanıyorum."

 

 

Mustafa Kemal'in bu türlü sözleri vardır.

 

Fahrettin Altay anılarında Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşında, cephede Kur'an okuttuğunu söyler.

Andrew Mango'da söyler bunu.

 

Lakin bakınız,

"-Mustafa Kemal başlarda inanıyordu, sonradan inanmamaklığı seçti"de diyebiliriz...

 

Ancak bazı şeyler var ki O'nun son zamanlarda inançlı haller sergilediğini belirtir.

"-Mustafa Kemal hayatında inanç konusunda hep bocaladu"da diyebiliriz...

 

İyi bir siyasi karakter olduğuna göre;

"-Mustafa Kemal fırsatları ve mevcut olanakları çok iyi kullandı da" diyebiliriz...

 

Yani bu konuda kim ne söylemek isterse söyleyebilir ve mutlaka kendisine ait kumaşlar bulacaktır.

O yüzden en temizi Mustafa Kemal'in iç dünyasını kurcalamamaktır.

Zaten "Laik" olmanın temeli de "Dinin Vicdanlara Hapsolmuş Olması"dır.

Ve bırakalım bu Mustafa Kemal'de kalsın...

 

Bizi ilgilendiren yönüne gelirsek sadece şunu söyleyebiliriz:

Mustafa Kemal Milleti nasıl ve ne şekilde bir arada tutabileceğini çok iyi bilen

Ve bunu çok güzel uygulayabilen ender önderlerden birisidir

Ve belki de en önemlisidir...

 

İnanıp inanmadığı bizi zerre kadar ilgilendirmez...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
diger din ve kültürlerin, hayata söyleyecek bir şeyleri kalmadı.

kapitalist batı medeniyeti çok hızlı seyrediyor, önüne gelen gelenegi ya tarihin dışına atıyor ya da içini boşaltıyor.

bu gayri insani ve ahlaki sisteme karşı direnen tek kültür-din İslam'dır.

İslamla mücadelelerinin temelide, malesef kendisininde insanlıga diyecek sözü kalmadı.

deney, beş duyu, bilimsellik; bunların hayatın köküne ilaç olmadını kendiside çok iyi biliyor.

darısı büyük çogunluk olan temelsizlere...

 

Siz de amma bol keseden atıyorsunuz. Demek bir tek İslam dininin ve Arap kültürünün söyleyecekleri kaldı öyle mi? Bakın işte burada büyük bir aymazlık içindesiniz. Sizin korku ve mükafat üzerine kurulmuş temeliniz öyle bir sağlam ki, sormayın.

Gönderi tarihi:
Siz de amma bol keseden atıyorsunuz. Demek bir tek İslam dininin ve Arap kültürünün söyleyecekleri kaldı öyle mi? Bakın işte burada büyük bir aymazlık içindesiniz. Sizin korku ve mükafat üzerine kurulmuş temeliniz öyle bir sağlam ki, sormayın.

 

ben bir vakıadan bahsediyorum.

ister inan ister inanma, bu size kalmış.

 

İslam ile Arap kültürünün arasını ayırmayı iyi bilirim ben, siz merak buyurmayın.

 

Aklı başında, uzagı gören ilim adamları, düşünürler, kimi svil toplum örgütleri dünyanın her yerinde uyarılarda bulunuyorlar, topyekün insanlıgı tehdit eden tehlikelere işaret ediyorlar, duymuyormusunuz.?

dünya bir kısır döngüye girmiş vaziyetde.

bol bol üret, çook tüket ve mutlu ol. gün bugün saat bu saat. bu dünyadan ötesi yok, bu düşüncenin hakim oldugu bir dünyada bahsediyoruz ve tehlike sinyallerinin debisi şiddetle artmaktadır.

 

medeniyet tarihçileri şunu diyorlar,'' küresel kapitalist sistem çok hızlı ama çok hızlı gelişiyor ve hızlı giden eceline çabuk gider''

seküler felsefe inasanlıgın kuyusunu kazıyor; acı olan ise toplumların ezici bir çogunlugu bu fikrin ardına düşmüş..

sokaga çıksanız herkes insanın ve evrenin dengesinin bir şekilde bozuldugunu söyleyecek ve acı acı yakınacakdır.

lakin kimsede durup ''ne oluyor bize'' demeyecekdir...

''modern zamanlarda insanların dikkatini çekmek için omuzlarına hafifce dokunmak yetmiyor'' diyordu bir filimde, ancak, ''şiddetli bir sarsışla dikkatlerini çekebilirim diye düşünmüşdüm'' diye ekler aynı kişi...

 

dünyayı sömüren, mazlumların kanı üzerine, gözyaşı üzerine konforlu bir iktidar kuranların saltanatı daha ne kadar devam edebilir ki.

kapitalist medeniyetin iki dünya savaşında ve diger savaşlarında katlettigi insan sayısını, geçmiş diger medeniyet ve kültürlerin ki ile kıyaslamak bile mümkün degildir.

önceden savaşlar iki ordu arasında yapılırdı, şimdi her ülke, şehir, mahalle savaş alanı oldu.

tüm bunların medeniyetimize hakim olan düşünceden bagımsız olduguna ben inanmıyorum arkadaşım...

Gönderi tarihi:
Hayır olmadı, benim bilmek istediğim kaç kemik üzerine değil, saydığınız o kemikler üzerinde ne şekilde ve kaç rekat namaz kılınması. Ne şekilde ve kaç rekat kılınacağı Kur-an'ın hangi ayetinde yazıyor?

 

 

DINDEN IMANDAN ISLAMDAN HABERINIZ YOKKI BILESINIZ: HIC MIRAC MUCIZESINI DUYNUNUZMUKI NAMAZIN NEREDE VE NASIL FARZ KILINDIGINI BILESINIZ.

 

İslam'da Namaz Nedir?

İsmail Raci ve Luis Lamia el-Faruki

 

Namaz; cemaat halinde eda edildiği zaman,

aynı saftaki müslümanı sosyal ve siyasi eşitliğe, evrenselliğe,

kardeşliğe ve diğer kardeşleriyle ilgilenmeye,

onları desteklemeye teşvik eder.

 

İslam'da namaz Peygamber Muhammed (s.a.v.)'e vahiy suretiyle anlatılmış, sınırları ve şekli belirlenmiş özel bir ibadettir. Biçimindeki herhangi bir değişiklik onu hükümsüz kılar. Namaz, formal olduğu kadar, bütün müslümanlara farz kılınmış bir disiplindir. Onu mü'minlere mecbur kılmakla İslam, mensuplarını disipline etmeyi amaçlamış ve Allah'ın varlığının sonsuz bilincini korumuştur. Namaz, zamanı bölümlere ayırarak müslümanı sağlıklı ve düzenli bir hayata alıştırır. Temiz suyla alınan abdestle o, tazeleyici ve temizleyici bir ameliye olarak kabul edilir. Ayağa kalkma, diz çökme, secde ve oturma değişimleriyle, aynı zamanda vücut içinde bir egzersiz görevi görür . Namaz maddi ve manevi itminanı ve ruhi hazzı beraberinde getirir. Zihni günlük işlerden uzaklaştırmak,

 

Allah'a ve O'nun emirlerine ve varlığına konsantre olmak, kendini mutlak ve evrensel hükümdarlığa yükseltmektir. İbadet eden kişi, bu gibi uygulamalarla hayata ve onun problemleriyle karşılaşmaya öncekinden daha hazır olarak çıkar. Namazın mahiyeti, dini ibareler yoluyla akla gelen fikirler, insanı arzu dolu kılar; onu hayırlı işlere yöneltir; kötüden kaçınmaya, dünyayı iyilikle doldurmaya olan azmini güçlendirir. Nihayet cemaat halinde eda edildiği zaman, aynı saftaki müslümanı sosyal ve siyasi eşitliğe, evrenselliğe, kardeşliğe ve diğer kardeşleriyle ilgilenmeye, onları desteklemeye teşvik eder (*).

 

Kainattaki bütün varlıklar; güneş, çayır, çimen, ağaçlar, zikir halindedir. Sürü halinde uçan kuşlar, dağlar, taşlar keyfiyeti bize meçhul bir tesbihat ile Allâh'a kulluk ederler. Bitkilerin ibadeti kıyam halinde; hayvanlarınki rükû halinde; cansız olarak isimlendirilen nesnelerinki de yere kapanmış vaziyette, yani secde halindedir. Sema ehlinin durumları da böyledir. Meleklerin bir kısmı kıyamda bir kısmı rükûda, bir kısmı secdede bir kısmı da tespih ve tehlil'de... Ancak Allah'ın mü'minlere bir miraç olarak ikram ettiği namaz ibadeti ise bütün ibadetlerin camî (tamamını bünyesinde barındıran) bir muhtevadadır. Dolayısıyla gerçek namaz kılanlar yerde ve gökte tüm varlıkların yaptığı ibadeti içine alan bir ibadet yapmış olurlar.

 

Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki:Namaz, yüce ve büyük olan Allah'ın rızasını kazandırır. Meleklerin sevgisine nail eder. Peygamberlerin yoludur. Mârifet nurudur. îmanın aslıdır. Duanın icabetine vesiledir. Amelleri makbul kılar. Rızka bereket getirir. Vücuda rahatlık verir. Düşmanlar üzerine silahtır. Şeytanı uzaklaştırır. Ölüm meleği ile musallî arasında şefaatçidir. Kabirde kandildir ve orada yaygıdır. Münker ve Nekir meleklerine cevaptır. Kıyamete kadar kabirde can yoldaşıdır. Kıyamet günü olduğunda namaz kılanların üzerine bir gölgeliktir. Başına taçtır. Bedenine elbisedir. Önünde giden nurdur. İnsanlarla arasına getirilen bir perdedir. Rableri huzurunda mu'minlerin hüccetidir. Mizanda ağırlıktır. Sıratta geçiştir. Cennete anahtardır. Çünkü namaz tesbihtir, hamttır, tâzimdir, kırât ve duadır. Hasılı faziletli amellerin tümü, vaktinde kılınan namazdadır. (Tenbîhü'l-******în, 293)

 

Namaz Nasıl Farz Kılındı?

 

Farzlar, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e Cebrâil vasıtasıyla bildirilmiştir. Fakat beş vakit farz namaz, bunlardan ayrı olarak mirâc gecesi bizzât Cenabı Hak tarafından Âlemlerin Efendisi'ne bir hediye kabîlinden takdim buyurulmuştur. Başlangıçta elli vakit olarak farz kılınan namaz, Musâ -aleyhisselâm-'ın semâda Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

 

- Yâ Rasûlallâh! Ben, senden evvel İsrâîl oğulları'nda tecrübe ettim. Elli vakte senin ümmetin de güç yetiremez!"

 

şeklindeki tavsiyesi dolayısıyla Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, o gece Cenâb-ı Hakk'a beş defa mürâcaat ve münâcat eyledi. Nihayet namaz beş vakte indirildi.

 

Hazret-i Mûsâ, Peygamber Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

 

- Buna da güç yetiremezler!" dediyse de Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-;"

 

- Bundan başka tenkîsi Rabbimden istemeye hayâ ederim." diyerek beş vakitte karar kıldı.Ancak Cenâb-ı Hak, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in duâsı bereketiyle merhamet eyleyip namazı beş vakte indirmenin yanında o vuslat gecesi olan mirâcda Resûlü'ne şu müjdeyi de lütfetti:"Ey Resûlüm! Benim katımda söz asla değişmez. Bu beş vakit namazın karşılığında sen, elli vaktin ecrini alacaksın." (İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194)

 

Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-, ümmetine bu beş vakit hususunda şöyle buyurur:Allâh Teâlâ buyurdu ki; "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Kendi katımda verilmiş bir söz vardır. Kim o namazları tam vaktinde kılarsa, onu mutlaka cennete sokacağım. Kim de o namazları korumazsa, katımda ona verilmiş hiçbir söz yoktur."(İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194),

 

 

 

 

SIZLERE BU INANCSIZLIGINIZDAN DOLAYI ÜZÜLÜYORUM AMA BU INANCSIZLIK KURANI KERIMDEDE BILDIRILEN BIR GERCEK: ALLAH HEPINIZE IHSAN EGLESIN.

 

Insallah bu cevaplar sizleri tatmin eder

 

Riyâzü's Sâlihîn'in Namaz Bölümü Hadis Rehberi

Peygamberimizden Hayat Ölçüleri

 

"Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın"

 

1 Numaralı Hadis -»

 

"Mü'minin nuru ve beyazlığı, abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır."

 

2 Numaralı Hadis -»

 

"Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan çıkar."

 

3 Numaralı Hadis -»

 

"Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide kadar yürümesi de fazladan kazanç sayılır."

 

4 Numaralı Hadis -»

 

"Müslüman -veya mü'min- bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü'min kul günahlardan temizlenmiş olur."

 

5 Numaralı Hadis -»

 

"İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havzın başına onlardan önce varacağım"

 

6 Numaralı Hadis -»

 

"Temizlik imanın yarısıdır."

 

7 Numaralı Hadis -»

 

"Sizden biriniz güzelce abdest alır -onu tastamam yapar- sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh, derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı açılır. O da dilediği kapıdan girer."

 

8 Numaralı Hadis -»

 

"İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kur'a çekmek zorunda kalsalardı kur'a çekerlerdi. Şayet camide cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi."

 

9 Numaralı Hadis -»

 

"Kıyamet günü boyunları en uzun olanlar müezzinlerdir"

 

10 Numaralı Hadis -»

 

"Ben senin koyunu ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında veya kırda iken, namaz için ezan okuduğunda sesini iyice yükselt. Çünkü müezzinin sesinin ulaştığı yere kadarki alanda olup da onu işiten cin, insan ve her varlık, kıyamet gününde ezan okuyanın lehine şahitlik yaparlar."

 

11 Numaralı Hadis -»

 

"Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan ezanı duymamak için arkasını dönüp yellenerek kaçar. Ezan bitince tekrar geri gelir. Namaz için kamet edilince yine arkasını dönüp kaçar. Kamet bittiğinde yine gelir ve kişi ile nefsi arasına sokulur ve ona: Filân şeyi hatırla, filân şeyi hatırla diyerek, namazdan önce aklında olmayan şeyleri hatırlatır da, neticede insan kaç rek'at namaz kıldığını bilemez olur."

 

12 Numaralı Hadis -»

 

"Kim ezanı işittiği zaman: Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur."

 

"Kim müezzini işittiği zaman: Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şahitlik ederim. Rab olarak Allah'tan, resûl olarak Muhammed'den, din olarak İslam'dan razı oldum, derse, o kimsenin günahları bağışlanır."

 

13 ve 14 Numaralı Hadis -»

 

"Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez."

 

15 Numaralı Hadis -»

 

- "Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?"

 

- "Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder"

 

"Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak gibidir."

 

16 ve 17 Numaralı Hadis -»

 

"Gündüzün iki yanında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir" [Hûd sûresi (11), 114] anlamındaki âyet nâzil oldu. Adam:

 

- Bu sadece bana mı mahsus yâ Resûlallah, dedi? Resûl-i Ekrem:

 

- "Ümmetimin tamamı içindir" buyurdular.

 

18 Numaralı Hadis -»

 

"Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir."

 

19 Numaralı Hadis -»

 

"Bir müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır, huşû içinde ve rükûunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffâret olur. Bu her zaman böyledir."

 

20 Numaralı Hadis -»

 

"İki serinlik namazını, sabah ve ikindiyi kılan kimse cennete girer."

 

21 Numaralı Hadis -»

 

"Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir."

 

22 Numaralı Hadis -»

 

"Sabah namazını kılan kimse Allah'ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin."

 

23 Numaralı Hadis -»

 

"Birtakım melekler geceleyin, diğer birtakımı da gündüz vakti birbiri ardınca gelip sizin aranızda bulunurlar. Onlar sabah namazı ile ikindi namazında bir araya gelirler. Geceleyin aranızda kalmış olanlar Allah'ın huzuruna çıkarlar. Allah Teâlâ, kullarının halini çok iyi bildiği halde, meleklere:

 

-Kullarımı ne halde bıraktınız? diye sorar. Melekler:

 

-Onları namaz kılarken bıraktık; yanlarına da namaz kılarken varmıştık, derler."

 

24 Numaralı Hadis -»

 

"Siz şu ayı güçlük çekmeden gördüğünüz gibi, Rabbinizi de açıkça göreceksiniz. Güneş doğmadan ve batmadan önceki namazları kaçırmamak elinizden geliyorsa, kesinlikle kaçırmayıp kılınız."

 

25 Numaralı Hadis -»

 

"İkindi namazını terkeden kimsenin işlediği amelleri boşa gider."

 

26 Numaralı Hadis -»

 

"Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Taâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar."

 

27 Numaralı Hadis -»

 

"Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah'ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah'ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir."

 

28 Numaralı Hadis -»

 

"Allah Teâlâ bunların hepsinin sevabını senin için bir araya topladı"

 

29 Numaralı Hadis -»

 

"Ey Selime oğulları! Yurtlarınızdan ayrılmayınız ki, adımlarınıza sevap yazılsın"

 

30 Numaralı Hadis -»

 

"Şüphesiz namazdan en çok sevap kazanacak insanlar, uzak mesafelerden camiye yürüyerek gelenlerdir. Namazı imamla birlikte kılmak için bekleyen kimsenin sevabı, namazı tek başına kılıp sonra uyuyan kimseden daha büyüktür."

 

31 Numaralı Hadis -»

 

"Karanlık gecelerde mescidlere yürüyerek giden kimselere, kıyamet gününde tam bir nura kavuşacaklarını müjdeleyiniz."

 

32 Numaralı Hadis -»

 

- "Size, Allah'ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?" buyurdular. Ashâb:

 

- Evet, yâ Resûlallah! dediler. Resûl-i Ekrem:

 

- "Güçlükler de olsa abdesti güzelce almak, mescidlere doğru çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek. İşte ribâtınız, işte bağlanmanız gereken budur" buyurdular.

 

33 Numaralı Hadis -»

 

"Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü'min olduğuna şahitlik ediniz". Allah Taâlâ şöyle buyurur: "Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar onarırlar. İşte onlar, doğru yolu bulanlardan olabilirler"

 

34 Numaralı Hadis -»

 

"Kılacağı namaz sizden birini yerinde tuttuğu, ailesine dönmesine engel olduğu sürece, o kişi namazda sayılır."

 

35 Numaralı Hadis -»

 

"Sizden biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe, melekler kendisine:

 

- Allahım! Bunu bağışla, buna rahmetinle muamele et, diye dua ederler."

 

36 Numaralı Hadis -»

 

"Halk namaz kıldı ve uyudular. Sizler ise, namazı beklediğinizden bu yana hep namazda gibi olmaya devam ettiniz"

 

37 Numaralı Hadis -»

 

"Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir."

 

38 Numaralı Hadis -»

 

"Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona:

 

Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir."

 

39 Numaralı Hadis -»

 

"Sen namaz için ezan okunduğunu işitiyor musun? O halde davete icâbet et, cemaate gel"

 

40 Numaralı Hadis -»

 

"Hayye 'ale's-salâh, hayye 'ale'l-felâh'ı işitiyor musun? Öyleyse mescide gel"

 

41 Numaralı Hadis -»

 

"Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederek söylüyorum, içimden öyle geçiyor ki, odun toplamayı emredeyim, odun yığılsın. Sonra namazı emredeyim, ezan okunsun. Daha sonra bir adama cemaate imam olmasını emredeyim. En sonunda cemaate gelmeyen adamlara gidip onlar içindeyken evlerini yakayım."

 

42 Numaralı Hadis -»

 

"Yarın Allah'a müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, şu namazlara ezan okunan yerde devam etsin. Şüphesiz ki Allah Teâlâ sizin peygamberinize hidayet yollarını açıklamıştır. Bu namazlar da hidayet yollarındandır. Şayet siz de cemaati terkedip namazı evinde kılan şu adam gibi namazları evinizde kılacak olursanız, peygamberinizin sünnetini terketmiş olursunuz. Peygamberinizin sünnetini terk ederseniz sapıklığa düşmüş olursunuz. Vallahi ben, nifakı bilinen bir münafıktan başka namazdan geri kalanımız olmadığını görmüşümdür. Allah'a yemin ederim ki, bir adam iki kişi arasında sallanarak namaza getirilir ve safa durdurulurdu".

 

43 Numaralı Hadis -»

 

"Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kuşatıp yener. Şu halde cemaate devam ediniz. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer"

 

44 Numaralı Hadis -»

 

"Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir".

 

45 Numaralı Hadis -»

 

"İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi."

 

"Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi."

 

46 ve 47 Numaralı Hadis -»

 

- Hangi ameller daha faziletlidir? diye sordum. - "Vaktinde kılınan namaz" buyurdu.

 

48 Numaralı Hadis -»

 

"İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah'ın evi Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak."

 

49 Numaralı Hadis -»

 

"Ben, insanlarla Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet edip, namazı tastamam kılıp, zekâtı hakkıyla verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıkları zaman kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. İslam'ın gerektirdiği haklar bunların dışındadır. Onların kalplerinde gizledikleri şeylerin hesabı da Allah'a aittir."

 

50 Numaralı Hadis -»

 

"Muhakkak ki sen Ehl-i kitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah'ın Resulü olduğuma şehâdet etmeye davet et. Şayet buna itaat ederlerse, Allah'ın kendilerine bir gündüz ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu kabul edip itaat ederlerse, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek üzere kendilerine zekâtın farz kılındığını haber ver. Buna da itaat ettikleri takdirde, onların mallarının en kıymetlilerini almaktan sakın. Mazlumun bedduasını almaktan çekin. Çünkü onun bedduası ile Allah arasında bir perde yoktur."

 

51 Numaralı Hadis -»

 

"Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek vardır"

 

52 Numaralı Hadis -»

 

"Bizimle onlar arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terkeden kimse küfre düşer."

 

53 Numaralı Hadis -»

 

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbı, namazdan başka herhangi bir amelin terkini küfür saymazlardı.

 

54 Numaralı Hadis -»

 

"Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i:

 

- Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir."

 

55 Numaralı Hadis -»

 

"Meleklerin Rableri huzurunda saf bağlayıp durdukları gibi saf bağlasanız ya!"

 

56 Numaralı Hadis -»

 

"İnsanlar ezan okumanın ve namazda ilk safta bulunmanın sevabını bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kur'a çekmek zorunda kalsalardı, mutlaka kur'a çekerlerdi."

 

57 Numaralı Hadis -»

 

"Erkeklerin en çok sevap kazanacağı saf ilk saf, en az sevap kazanacakları saf son saftır. Kadınların en çok sevap kazanacağı saf son saf, en az sevap kazanacakları saf ise ön saftır."

 

58 Numaralı Hadis -»

 

"Öne doğru gelin ve bana uyun! Sizden sonrakiler de size uysunlar. Bir topluluk devamlı surette gerilerse, Allah onları geri bırakır"

 

59 Numaralı Hadis -»

 

"Safları düz tutunuz. İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. Aklı başında ve bilgili olanlarınız benim arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar."

 

60 - 66 Numaralı Hadis -»

 

"Önce ilk safı tamamlayınız; sonra arkadaki safları doldurunuz. Şayet eksik kalırsa, son safta kalsın."

 

67 -70 Numaralı Hadis -»

 

"Müslüman bir kimse, farzların dışında nâfile olarak her gün Allah rızası için on iki rek`at namaz kılarsa, Allah Teâlâ ona cennette bir köşk yapar" veya "Ona cennette bir köşk yapılır."

 

71 - 73 Numaralı Hadis -»

 

"Sabah namazının iki rek`at sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır."

 

74 - 76 Numaralı Hadis -»

 

"Şayet daha geç kalsaydım, yine de bu iki rek`at sünneti bütün gereklerini yerine getirerek mükemmel şekilde kılardım"

 

77 Numaralı Hadis -»

 

Resûlullah sabah namazının iki rek`at sünnetini o kadar hafif kılardı ki, acaba Fâtiha sûresini okudu mu diye kendi kendime sorardım.

 

78 - 80 Numaralı Hadis -»

 

Bir ay boyunca Peygamber aleyhisselâm'ın namazına dikkat ettim, sabah namazının sünnetinde Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu.

 

81- 83 Numaralı Hadis -»

 

"Biriniz sabah namazının iki rek`at sünnetini kılınca sağ tarafı üzerine yatsın."

 

84 - 86 Numaralı Hadis -»

 

"Bu vakit, gök kapılarının açıldığı bir zamandır. O saatte iyi bir amelimin Allah'ın huzuruna çıkmasını isterim."

 

87 - 92 Numaralı Hadis -»

 

"İkindi namazının farzından önce dört rek`at namaz kılan kimseye, Allah rahmetini ihsân etsin."

 

93 - 95 Numaralı Hadis -»

 

"Akşamın farzından önce (iki rek`at) namaz kılınız" buyurdu. Üçüncü defasında "Dileyen kılsın" diye ekledi.

 

96 - 99 Numaralı Hadis -»

 

"Biriniz cumanın farzını kılınca, ardından dört rek`at namaz daha kılsın."

 

100 - 101 Numaralı Hadis -»

 

"Ey İnsanlar! Evinizde namaz kılınız. Zira farz namaz dışındaki namazların en makbûlü, insanın evinde kıldığı namazdır."

 

102 - 104 Numaralı Hadis -»

 

Cuma namazını kıldıktan sonra biriyle konuşmadıkça veya mescidden çıkmadıkça cuma namazına bir başka namaz ekleme. Zira Resûlullah bize, konuşmadıkça veya mescidden çıkmadıkça farz namaza bir başka namazı eklememeyi emretti.

 

105 Numaralı Hadis -»

 

"Allah tekdir; tek olanı sever. Ey Kur'an ehli! Siz de vitir namazını kılınız!"

 

106 ve 112 Numaralı Hadis -»

 

Dostum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana her ay üç gün oruç tutmayı, iki rek`at kuşluk namazı kılmayı ve uyumadan önce vitri edâ etmeyi tavsiye buyurdu.

 

113 Numaralı Hadis -»

 

"Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar."

 

114 Numaralı Hadis -»

 

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kuşluk namazını dört rek`at kılar, Allah'ın dilediği kadar da artırırdı.

 

115 ve 116 Numaralı Hadis -»

 

"Tövbe edip Allah'a dönenlerin (evvâbînin) namazı, sıcaktan deve yavrularının ayağı yandığı zamandır."

 

117 Numaralı Hadis -»

 

"Biriniz mescide girdiğinde, iki rek`at namaz kılmadan oturmasın."

 

118 Numaralı Hadis -»

 

"Bilâl! Müslüman olduktan sonra yaptığın ibadetler arasında en fazla sevap beklediğin hangisidir? Çünkü ben cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum"

 

120 Numaralı Hadis -»

 

"Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı."

 

121 Numaralı Hadis -»

 

"Bir kimse güzelce abdest alarak cuma namazına gelir, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazla olarak üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken çakıl taşlarıyla oynarsa, boş ve mânasız bir iş yapmış olur."

 

"Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffaret olur."

 

122 ve 123 Numaralı Hadis -»

 

"Bazı kimseler cuma namazlarını terketmekten ya vazgeçerler veya Allah Teâlâ onların kalplerini mühürler de gafillerden olurlar."

 

124 Numaralı Hadis -»

 

"Her kim cuma günü abdest alırsa ne iyi eder; hele boy abdesti alırsa, o daha iyidir."

 

125 Numaralı Hadis

 

"Bir kimse cuma günü boy abdesti alarak elinden geldiğince temizlenir, saçını sakalını yağlayıp tarar veya evindeki güzel kokudan süründükten sonra câmiye gider, fakat orada yan yana oturan iki kimsenin arasını açmaz, sonra Allah Teâlâ'nın kendisine takdir ettiği kadar namaz kılar, daha sonra sesini çıkarmadan imamı dinlerse, o cumadan öteki cumaya kadar olan günahları bağışlanır."

 

128 Numaralı Hadis -»

 

"Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler hutbeyi dinlemek üzere topluluğun arasına katılır."

 

129 Numaralı Hadis -»

 

"Cuma gününde bir zaman vardır ki, şayet bir müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah'tan bir şey isterse, Allah ona dileğini mutlaka verir."

 

130 - 131 Numaralı Hadis -»

 

"Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur."

 

132 Numaralı Hadis -»

 

"Rabbimden dilekte bulundum ve ümmetim için şefaat niyaz ettim. O da ümmetimin üçte birini bana bağışladı. Ben de Rabbime şükretmek için secdeye kapandım. Sonra tekrar başımı kaldırıp Rabbimden ümmetimi bağışlamasını diledim; O da bana ümmetimin üçte birini bağışladı. Ben de bunun üzerine Rabbime şükür secdesine kapandım. Sonra tekrar başımı kaldırıp Rabbimden ümmetimi diledim; O da bana ümmetimin geri kalan üçte birini bağışladı. Ben de Rabbime şükretmek üzere secdeye kapandım."

 

133 Numaralı Hadis -»

 

"Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?"

 

134 ve 135 Numaralı Hadis -»

 

"Namaz kılmayacak mısınız?" buyurdu.

 

136 Numaralı Hadis -»

 

"Abdullah ne iyi adam! Keşke bir de gece namazı kılsa!"

 

137 Numaralı Hadis -»

Önemli: Bu hadisler; Îmâm Nevevî'nin Riyâzü's Sâlihîn adlı eserinden alınmıştır. Tercüme ve şerhi Prof. Dr. M. Yaşar KANDEMİR, Prof. Dr. İsmail Lütfi ÇAKAN, Yard. Doç. Dr. Raşit KÜÇÜK tarafından yapılmıştır. Eser Erkam Yayınları tarafından yayına hazırlamıştır. Yazılar Erkam Yayınları'nın izni ile yayınlanmakta olup, tüm hakları yine Erkam Yayınları'na aittir.

Gönderi tarihi:

korkunçtan da öte birşey... neye ne yorum yapılır artık bilmiyorum... Yaa Allah ın kulu ... Allah ın kitabında cevap mı yoktu da cevap olmayacak bu kadar uzun bir hadisler topluluğunu buralara taşıdın... Kuran Kuran ve Kuran arkadaşım.. lütfen Kuran...

 

 

Bu başlığa bundan güzel bir aktarım olmazdı heralde...İslamiyetin çöküşü...

Gönderi tarihi:
Başından başladım okumaya ama daha başından soruya alakasız bir yorum olduğundan okuyamayacağım, kusura bakmayın.

 

 

 

 

korkunçtan da öte birşey... neye ne yorum yapılır artık bilmiyorum... Yaa Allah ın kulu ... Allah ın kitabında cevap mı yoktu da cevap olmayacak bu kadar uzun bir hadisler topluluğunu buralara taşıdın... Kuran Kuran ve Kuran arkadaşım.. lütfen Kuran...

Bu başlığa bundan güzel bir aktarım olmazdı heralde...İslamiyetin çöküşü...

 

Hayır olmadı, benim bilmek istediğim kaç kemik üzerine değil, saydığınız o kemikler üzerinde ne şekilde ve kaç rekat namaz kılınması. Ne şekilde ve kaç rekat kılınacağı Kur-an'ın hangi ayetinde yazıyor?

 

 

*********************** namaz kuranin neresinde nasil farz olunmus nasil kilinacagi neresinde yaziyor diye soru sormussunuz (Mirac mucizesinden haberiniz olmadigi buradan belli) size namazin nasil ve nerede farz oldugunu anlatmisim ama nerde anlayacak kapasite. ama anlamiyorsunuz diye tekrar yaziyorum iyi okuyun nasil ve nerede farz oldugunu.

 

 

Namaz Nasıl Farz Kılındı?

 

Farzlar, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e Cebrâil vasıtasıyla bildirilmiştir. Fakat beş vakit farz namaz, bunlardan ayrı olarak mirâc gecesi bizzât Cenabı Hak tarafından Âlemlerin Efendisi'ne bir hediye kabîlinden takdim buyurulmuştur. Başlangıçta elli vakit olarak farz kılınan namaz, Musâ -aleyhisselâm-'ın semâda Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

 

- Yâ Rasûlallâh! Ben, senden evvel İsrâîl oğulları'nda tecrübe ettim. Elli vakte senin ümmetin de güç yetiremez!"

 

şeklindeki tavsiyesi dolayısıyla Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, o gece Cenâb-ı Hakk'a beş defa mürâcaat ve münâcat eyledi. Nihayet namaz beş vakte indirildi.

 

Hazret-i Mûsâ, Peygamber Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

 

- Buna da güç yetiremezler!" dediyse de Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-;"

 

- Bundan başka tenkîsi Rabbimden istemeye hayâ ederim." diyerek beş vakitte karar kıldı.Ancak Cenâb-ı Hak, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in duâsı bereketiyle merhamet eyleyip namazı beş vakte indirmenin yanında o vuslat gecesi olan mirâcda Resûlü'ne şu müjdeyi de lütfetti:"Ey Resûlüm! Benim katımda söz asla değişmez. Bu beş vakit namazın karşılığında sen, elli vaktin ecrini alacaksın." (İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194)

 

Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-, ümmetine bu beş vakit hususunda şöyle buyurur:Allâh Teâlâ buyurdu ki; "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Kendi katımda verilmiş bir söz vardır. Kim o namazları tam vaktinde kılarsa, onu mutlaka cennete sokacağım. Kim de o namazları korumazsa, katımda ona verilmiş hiçbir söz yoktur."(İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194),

 

bunuda anlayabileceyinizi tahmin etmiyorum bu yüzden mevlam kimseyi gören kör etmesin, kimseyi okuyupta okuyan ***** etmesin...

Gönderi tarihi:
*************** namaz kuranin neresinde nasil farz olunmus nasil kilinacagi neresinde yaziyor diye soru sormussunuz (Mirac mucizesinden haberiniz olmadigi buradan belli) size namazin nasil ve nerede farz oldugunu anlatmisim ama nerde anlayacak kapasite. ama anlamiyorsunuz diye tekrar yaziyorum iyi okuyun nasil ve nerede farz oldugunu.

Namaz Nasıl Farz Kılındı?

.

.

.

bunuda anlayabileceyinizi tahmin etmiyorum bu yüzden mevlam kimseyi gören kör etmesin, kimseyi okuyupta okuyan ***** etmesin...

 

Bunları uzun uzun yazıp zahmet etmeseydiniz keşke. Abdest şu şekilde alınır, namaz şu kadar rekat, şu şekilde kılınır diye bir açıklama var mı Kuran'da onu yazın siz. Uzun uzun mucize içeren hikayelere gerek yok.

Gönderi tarihi:

B) Maide 6 Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsi birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. *

 

kıbleye yönelmeBakara 149 Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

 

Bakara 238 Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. *

 

İsra 78 Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. *

 

Al-i İmran 43 Ey Meryem! Rabbine ibadet et; secdeye kapan, (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber sen de eğil.

 

İsra 107 De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar. *

 

Furkan 64 Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.

Kaf 40 Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et. *

Taha 130 (Resulüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!). *

aslında biliyorsunu bunları..kuran bilginiz fena değil..

Gönderi tarihi:
B) Maide 6 Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsi birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. *

 

kıbleye yönelmeBakara 149 Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

 

Bakara 238 Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. *

 

İsra 78 Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. *

 

Al-i İmran 43 Ey Meryem! Rabbine ibadet et; secdeye kapan, (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber sen de eğil.

 

İsra 107 De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar. *

 

Furkan 64 Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.

Kaf 40 Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et. *

Taha 130 (Resulüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!). *

aslında biliyorsunu bunları..kuran bilginiz fena değil..

 

Bakın bu yazdıklarınız gayet güzel ve anlaşılır. Abdest alacağız ama nasıl ne şekilde? Namaz kılacağız ama nasıl ve ne şekilde? Bunun açıklamasını getirmemiş Kuran. Ben sizden bunu soruyorum? Kuran'ın neresinde yazıyor nasıl ne şekilde abdest alacağımız ve nasıl ve ne şekilde namaz kılacağımız?

Gönderi tarihi:
Bakın bu yazdıklarınız gayet güzel ve anlaşılır. Abdest alacağız ama nasıl ne şekilde? Namaz kılacağız ama nasıl ve ne şekilde? Bunun açıklamasını getirmemiş Kuran. Ben sizden bunu soruyorum? Kuran'ın neresinde yazıyor nasıl ne şekilde abdest alacağımız ve nasıl ve ne şekilde namaz kılacağımız?

 

sayın muki

 

ilmihal kitaplarına bakarsanız orada ibadetlerle ilgili konuları verirken baı ayrımlar görürsün. mesela abdesti ele alalım.abdestin farzı dörttür. elleri dirseklerle beraber yıkamak,yüzü yıkamak,başı meshetmek,ayakları yıkamaktır. ayette bunu açık ve net görürsün..bunun dışında ağzı burnu kulaklarıvs yıkamak abdestin sünnetleridir.onu da bize peygamberimiz öğretmiştir...bir müslüman sadece farz kısımları yıkasa abdesti yeterli olur...namazda böyledir..namada ayakta durmak ve kuran okumak,rüku ve secde yapmak,kıbleye yönelmek vs (ayette geçtiği gibi) namazın farzlarını yapsan namazın yeterli olur...geriye ne kalıyorsa kalan sünnet olan işlerdir..

 

peygamberin görevi vahyi insanlara ulaştırmanın yanında ibadetlerin pratiğini yaşayarak göstermektir...ama sadece kurandan bakarak islamı yaşayacağım dersen buna imkan bulursun...yeter ki iste...

Gönderi tarihi:
sayın muki

 

ilmihal kitaplarına bakarsanız orada ibadetlerle ilgili konuları verirken baı ayrımlar görürsün. mesela abdesti ele alalım.abdestin farzı dörttür. elleri dirseklerle beraber yıkamak,yüzü yıkamak,başı meshetmek,ayakları yıkamaktır. ayette bunu açık ve net görürsün..bunun dışında ağzı burnu kulaklarıvs yıkamak abdestin sünnetleridir.onu da bize peygamberimiz öğretmiştir...bir müslüman sadece farz kısımları yıkasa abdesti yeterli olur...namazda böyledir..namada ayakta durmak ve kuran okumak,rüku ve secde yapmak,kıbleye yönelmek vs (ayette geçtiği gibi) namazın farzlarını yapsan namazın yeterli olur...geriye ne kalıyorsa kalan sünnet olan işlerdir..

 

peygamberin görevi vahyi insanlara ulaştırmanın yanında ibadetlerin pratiğini yaşayarak göstermektir...ama sadece kurandan bakarak islamı yaşayacağım dersen buna imkan bulursun...yeter ki iste...

 

Sayın 4mevsim, o zaman diyelim ki, ben abest alıp namaz kılacağım. Ellerim pisse, ayaklarım kokuyorsa sadece elimi ve ayaklarımı yıkayıp söylenen yöne doğru secde etsem ve istediğim şekilde namaz kılsam, içimden de istediğim duayı okusam kabul oluyor mu?

 

Yani abdest alma ve namaz kılma şekilleri hadislerde yazılı olmasaydı herkes kafasına göre abdest alır namaz kılardı. Camilerdeki karışıklığı düşünebiliyor musunuz?

Gönderi tarihi:
Sayın 4mevsim, o zaman diyelim ki, ben abest alıp namaz kılacağım. Ellerim pisse, ayaklarım kokuyorsa sadece elimi ve ayaklarımı yıkayıp söylenen yöne doğru secde etsem ve istediğim şekilde namaz kılsam, içimden de istediğim duayı okusam kabul oluyor mu?

 

Yani abdest alma ve namaz kılma şekilleri hadislerde yazılı olmasaydı herkes kafasına göre abdest alır namaz kılardı. Camilerdeki karışıklığı düşünebiliyor musunuz?

 

söylediğim gibi farzları yerine getirmeniz yeterli...abdestin 4 farzı var...

 

maliki mehebinde biriyle yanyana namaz kıldım almanyada çok farklıydı... ama farzlar namazın yeter şartıdır..diğerleri sünnetler müstehaplar...camilarde imama uyduğun için karışıklık olmaz...hacda her mezhepten insan namaz kılıyor cemaatle...kıyam rüku secde ise her zaman aynı... namazında kuran okuman şartıyla istediğin duayı da okuyabilirsin...

 

sorularını cevaplamak benim için mutluluk...

Gönderi tarihi:
-------------------------------------------------------------

Sayın gelincik.

Miras bırakmayan doğru söylemiş, çünkü o Allahın gönderdiği bir elçi değildiki Miras olarak, ayet bıraka bilsin.

Ama yönetimi eline geçirene kadar, iki yüzlülük yapmış, Allahın Gönderdiği Son vahye inandığını söylemiştir, o kadar iki yüzlülük yapmıştırkı, Şair Muhammed akıf ersoyu bile , muhammed abduhu bile kandıra bilmiştir.

Sizin inancınız nedir bilemiyorum, bu bölümdeki yazıları okudum sizin şu aana kadar bir yazınızı görmedim, fakat önemli değil.

Önemli olan savunduğunuz adamın nasıl bir iki yüzlü olduğunu bilmenizdir.

zaaten taraftarlarıda bunu gizlememekte.

Evet Osmanlı dini kullandı, şimdi Cumhuriyette kullanıyor.

Bu Müslümanların kabehatı, Din Kurandır, araştir kullandırtma arkadaş.

Biraz yukarda arkadaşın birisi sormuş, neyini araştıracaksın kuranın diye.

açılımini Kuranın kendisi kendisini nasıl tefsir ediyor onu araştıracağız.

Yoksa kurana şüpheci mantıkla yaklaştığımızdan değil.

 

Evren.

 

Kraldan çok kralcı denen tabire çok uyuyor bu yazdıklarınız...

 

Mustafa Kemal size göre inançsız ve ikiyüzlüydü ama biliyormusunuz ne yazık ki onun sayesinde siz bugün o çok övündüğünüz inancınızı özgür bir vatandaş olarak yaşıyorsunuz...

 

Dindardı değildi ilgilenmiyorum ama yaptıkları şahaneydi... Allah razı olsun... Zaten banane ki onun yada sizin inancınızdan sizin inandığınızın bana benim inandığımın size faydası yok... Din vicdani bir mesele ama kendini fazla kaptırmayacaksın yoksa iradeni Allah diye başka şeylere teslim edebiliyorsun, hiçte farketmeden... Dinin ana temeli düşünceye teşfiktir düşünce ve bunu ifade etme yaratılmışlığın en önemli sebeplerinden... İnsanların düşünceleri onların hem insani hem ruhani mertebelerini ifade eder... Mustafa Kemal güzel şeyler yapmış siz beğenmiyor olsanızda düşünceleri ise çağımızında ilerisinde... Eğer ona karşı bunca öfke duyuyorsanız bunuda düşünün Allah bu şerefi neden ona nasip etti...?

 

Birşey daha sorucam size inancınızı kime borçlusunuz? Allah nasip etti iman ettiniz değilmi, o nasip etmese inkar ederdiniz, şükrediyorsunuzdur... Peki size nasip eden başkasına neden nasip etmez düşündünüzmü? Yani inkarcılar neden var eğer isteseydi olmazlardı ama varlar ve yaratılmış herşeyin mutlaka bir faydası varsa onlarında faydaları var bizler gibi... peki kendinize sormuyormusunuz Allah'ı inkar edenler sayesinde neler oluyor?

 

Ben soruyorum çokta mantıklı geliyor... :)

Gönderi tarihi:

iyi günler

sardunyan.

yukardaki yazınızdan aşağıdaki bölümü alıyorum.

Mustafa Kemal size göre inançsız ve ikiyüzlüydü ama biliyormusunuz ne yazık ki onun sayesinde siz bügün o çok övündüğünüz inancınızı özgür bir vatandaş olarak yaşıyorsunuz...\sardunyan\

inancı özgürce yaşamıyorum,

inancı ifade etmekle yaşamak farklı şeyler,

din sizce sadece namaz kılmak oruç tutmakmıdır.

O bile Devletin kendi çıkarları doğrultusunda yetiştirdiği, din görevlileri ile yapılmakta.

Kuran ayetleri bile devlet yönetimi ile ilgili ayetler din görevlileri dedikleriniz hocalar tarafından ,

anlatılmasına müsade edilmemekte.

anlatanlar, hapse atılmakta,

irticacı yaftasıyla, hapislerde çürütülmektedir.

bumu özgürlük.?

 

Ülke işgal olmuş olsaydı ben dinimi öğrenemeyecekmiydim,

bu ne kadar gülünç bir şey, bu gün binlerce amerikalı müslüman oluyor,

aceba onlara dinlerini sayın busch mu öğretiyor, veya amerika devletindenmi öğreniyorlar,

Din Kaynağından öğrenilir kaynakta kurandır.

Kuranın türkçe tercümesinden çok,

başka dillerde tercümesi var,

sadece ingilizce çeviriler,

türkçe çevirilerin toplamından daha fazla.

Dolayısıyla, benim dinimi devlet eliyle öğrendiğim sanın yanlış.

 

Sonra ülkem işgal olmuş olsa ne olurdu.?

Irak ortada,

yanı Irakta olduğu gibi olurdu.

zaaten olmuşta,

şütçü imamlar boşuna çıkmamış.?

Baş örtüsünü namusu bilmiş savaşmış düşmana karşı.

ee ne olmuş, savaşı kazanmışlar.

Şimdi ülke barış içerisinde, baş örtüsü yasak,

şütçü imam namusu için savaşmıştı,

çanakkalede savaşanlar düşman namusumuzu kirletmesin diye savaşmışlardı.

Şimdi savaş değil barıştayız,

Ama bizimle o zaman savaşanlar, o zaman namusumuzu kirletemeyenler.

şimdi savaşı çoktan kazandılar,

Çanakkaleyi geçtiler,

evimizin içine girdiler,

yatak odalarımıza girdiler,

çocuklarımız, onların istediği gibi yetişiyor.

 

 

 

Namuslarımız ayşeler fatmalar, değilmi, yurdun dört bir yanına yayılmış olan,

özel evlerde çalıştırılan,

çanakkaleyi geçip gelip, o özel evlerde turist olarak gelip,

 

ayşeleri fatmaları,kullanarak namusumuzu kirleten, canakkaleyi geçemeyenlerin torunları degilmi.?

 

Hani özgürdük.?

Biz özgürlüğümüzü ümmet bilincini ulus bilinciyle karıştırdığımızda kaybettik.

cephelerde kazandık kültür savaşında kaybettik.

Yurdumuz halaa işgal altında.

Ama görene.

 

Hoşcak alın

sardunyan

 

Evren.

Gönderi tarihi:

Evren kardeşim, sen kendine işkence ediyorsun. Senin özlediğin özgürlükler hiç bir zaman gerçekleşemez. Huzur arıyor, insanlarla barışık yaşamak istiyorsan olmayacak özgürlüklerin hayalini kurma. Sen huzursuz olur, sen sürekli gerilim yaşar ve sen kendini mutsuz hissedersin. Hiç bir zaman bu ülkede içki içene sopa, zina edene recm, hırsızlık edene el kesme cezası uygulayamayacak, dört kadın alıp boş ol deyip boşayamayacak ve şahitliğini tek başına kabul etmeyip mirastan eksik pay veremeyeceksiniz. Bunlar boş hayal.

 

Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsan bu devleti kuran büyük insana saygı göster, yanlış uygulamaları, hukuksuzlukları hep birlikte düzeltmeye çalışalım. Bu ülkenin sorunu din sorunu filan değildir. Bu ülkenin sorunu kişilik, dürüstlük, mertlik sorunu, düzenbaz kişilere bana ne deyip hadlerini bildirmeme vurdumduymazlığı, yolsuzluğu normal, hukuksuzluğu yerine göre gerekli, cebini doldurmanın kaçınılmaz hak olduğu şeklinde zihinleri saran bulaşığı temizleyemedik!

 

Baş örtmekle açmakla filan ne bir sorun çözülür, ne bir sorun yaratılır. Böyle suni gündemlere kapılarak enerjimizi, vaktimizi harcamayalım. Başını açmış, başın örtmüş, ne olacak, mesele mert, dürüst, kişilikli insan olmakta.

 

Elli rekat namaz kılmakla da, altı ay oruç tutmakla da bu sağlanmaz. Aklını vicdanını başkalarına emanet etmekle ve her şeyin bizim adımıza düşünülmüş, bizim adımıza yapılmış olduğunu, bu dünyaya belli bir programla gelmiş olduğumuzu düşünülerek sağlanmaz. Benim aklım var, insanım, iradem var, bilirim, yaparım, doğruyu, güzeli bana kimsenin öğretmesine gerek yok deyip özgüven kazanmakla olur.

 

Din sizin sürekli kişiliğinizi yıpratmaya, iradenizi törpülemeye çalışır ve teslim olmaya, itaat etmeye çağırır. Benliğinizi, sanki içinizde ikinci bir kişilik varmış gibi nefsinizi, şeytan diye hayali bir objeyi kötüler. Böyle şeyler yoktur, her şey aklınızdır, beyninizin içindedir. Kadere inanmaya, aman başıma kaza bela gelmesin diye hayvan kanı akıtmaya, aman kanser olup derde uğrayıp çoluk çocuğuma bir şey olmasın diye korku içinde ibadet ve dua etmeye, sihirden büyüden cinden şeytandan korkmaya yöneltir.

 

Bırakın yahu, öleceksek ölürüz, mertçe, eğilmeden, korkmadan, yalvarmadan kişiliğimizle ölürüz, ne var ki bunda? Kanser olan minicik çocukların suçu mu var? Dünyaya anasını babasını bilmeden gözünü açan zavallıların bir suçu mu vardı? Köle olarak doğup, köle olarak ölenlerin bir suçu mu vardı? Nedir, dünyada hiç bir güç boyun eğmek için değildir, karşı çıkmak içindir. Özgürlük mücadelesini yanlış yere karşı vermeyin.

 

Beni yarattığını iddia ettiği bir tanrı adına bana emir verilmesidir özgürlüğümü en çok kısıtlayan şey benim. Benim gibi ölümlü olanlar bana bir şey yapamaz. Beni köle etmek istediğinde öldüremezsem ölür, geçer giderim şerefim ve haysiyetimle. Ölümlü beni zaten kul yapamaz. Beni kul yapabilecek olan tanrı varsayımıdır. Tanrı varmış yokmuş ben onu bilmem ve beni ilgilendirmez. Kimse gelip bana tanrı adına emir verip irademe vesayet koymaya kalkışmasın. Tanrı gelsin bana emir versin, ben burdayım, bir yere kaçmıyorum.

 

Tanrı utangaç, çıkıp konuşamıyor, elçi gönderiyor, elçiler bana emirler yağdırıyor, aklını bırak, bana uy diye dayatıyor; bu ne biçim varsayım yahu böyle?

Gönderi tarihi:
.........

Şimdi ülke barış içerisinde, baş örtüsü yasak,

 

 

Demeogoji biberiyle soslanmış provokatif bir ifade daha...

 

Sanki caddede yürürken her iki adımda bir türbanlı bayana rastlamıyormuşuz da, bu insanlar evlerine kapanmak zorunda kalıyorlarmış gibi...

 

"Evren" nickli zat-ı muhteremin yazılarında gördüğüm şey, sofuların ülke bütünlüğü için ne kadar tehlikeli olabilecekleridir. Zira onların istediği şey ulus bütünlüğü ve ulusun özgürlüğü değil, (bir kukla bile olsa) devletin islam altında yürütülmesidir. Zannediyorum ki bu amaç uğruna ne ve kim olduklarına bakmadan, ülke bütünlüğünü bile tehlikeye atmaktan çekinmeden 3.şahıslarla ortak çaba içine girebilir, bu uğurda yeni bir Irak olmayı bile göze alabilirler.

 

Örneğin, Irak'ı demokratikleştiren (!) ABD'yi görev başına çağırabilir, Türkiye'nin islamlaştırılması adına Türkiye'nin doğusunu da içine alan bir kürt devletine izin verebilir, ABD'ye savaş tazminatı olarak da ülkenin Bor madenlerininin %75'ini verebilirler.

 

Ulus bilincini yok sayarak ümmet bilincinde olanların, yukarıdaki örnek gibi bir durumu istememeleri için tek bir neden gösterebilir misiniz?

 

Mümkünse siz gösterin sayın Evren...

Gönderi tarihi:
Evren kardeşim, sen kendine işkence ediyorsun. Senin özlediğin özgürlükler hiç bir zaman gerçekleşemez. Huzur arıyor, insanlarla barışık yaşamak istiyorsan olmayacak özgürlüklerin hayalini kurma. Sen huzursuz olur, sen sürekli gerilim yaşar ve sen kendini mutsuz hissedersin. Hiç bir zaman bu ülkede içki içene sopa, zina edene recm, hırsızlık edene el kesme cezası uygulayamayacak, dört kadın alıp boş ol deyip boşayamayacak ve şahitliğini tek başına kabul etmeyip mirastan eksik pay veremeyeceksiniz. Bunlar boş hayal.

 

Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsan bu devleti kuran büyük insana saygı göster, yanlış uygulamaları, hukuksuzlukları hep birlikte düzeltmeye çalışalım. Bu ülkenin sorunu din sorunu filan değildir. Bu ülkenin sorunu kişilik, dürüstlük, mertlik sorunu, düzenbaz kişilere bana ne deyip hadlerini bildirmeme vurdumduymazlığı, yolsuzluğu normal, hukuksuzluğu yerine göre gerekli, cebini doldurmanın kaçınılmaz hak olduğu şeklinde zihinleri saran bulaşığı temizleyemedik!

 

Baş örtmekle açmakla filan ne bir sorun çözülür, ne bir sorun yaratılır. Böyle suni gündemlere kapılarak enerjimizi, vaktimizi harcamayalım. Başını açmış, başın örtmüş, ne olacak, mesele mert, dürüst, kişilikli insan olmakta.

 

Elli rekat namaz kılmakla da, altı ay oruç tutmakla da bu sağlanmaz. Aklını vicdanını başkalarına emanet etmekle ve her şeyin bizim adımıza düşünülmüş, bizim adımıza yapılmış olduğunu, bu dünyaya belli bir programla gelmiş olduğumuzu düşünülerek sağlanmaz. Benim aklım var, insanım, iradem var, bilirim, yaparım, doğruyu, güzeli bana kimsenin öğretmesine gerek yok deyip özgüven kazanmakla olur.

 

 

Bırakın yahu, öleceksek ölürüz, mertçe, eğilmeden, korkmadan, yalvarmadan kişiliğimizle ölürüz, ne var ki bunda? Kanser olan minicik çocukların suçu mu var? Dünyaya anasını babasını bilmeden gözünü açan zavallıların bir suçu mu vardı? Köle olarak doğup, köle olarak ölenlerin bir suçu mu vardı? Nedir, dünyada hiç bir güç boyun eğmek için değildir, karşı çıkmak içindir. Özgürlük mücadelesini yanlış yere karşı vermeyin.

 

Beni yarattığını iddia ettiği bir tanrı adına bana emir verilmesidir özgürlüğümü en çok kısıtlayan şey benim. Benim gibi ölümlü olanlar bana bir şey yapamaz. Beni köle etmek istediğinde öldüremezsem ölür, geçer giderim şerefim ve haysiyetimle. Ölümlü beni zaten kul yapamaz. Beni kul yapabilecek olan tanrı varsayımıdır.

 

sayın demirefe

izin verirseniz yukarıda alıntiladığım sözlerinize aynen katılmak istiyorum...

 

sağduyu çizgisinde buluşabiliyorsak inançlarımızın farklı olmasının kimseye bir zararı olmaz..

dinin adaleti tesis için geldiğini düşünürsek, inanıyorum ki islam devleti kurduk diyenler en büyük zulümleri işleyecekler.. hem de tanrı adına...

ben islamın hiçbir devlet düzeni öngörmediğine inanıyorum.....islam devleti diyenler aslında olmayan birşeyin özlemini kuruyorlar....

adaleti tesis edemediğinizde adına islam devleti de deseniz o zulüm devletinden başka birşey olmaz....emeviler günümüzde ırak saddam yönetimi bunun en bariz misalleri olmuştur.. bayrağına tevhit yazmakla,cüppe giymekle olmuyor malesef...ama adaleti korur ve uygularsanız o zaman ömer bin abdülaziz örneğinde olduğu gibi hiç bir devlet düzeniyle oynamanıza gerek kalmadan huzur devletini kurarsınız...adaleti hakim kılarsnız...

benim için bu gün adaleti demokrasi sağlıyorsa benim devletim de düzenim de odur...

iran mı arabistan mı islam devleti...bırakın allahaşkına..istanbula o karunlardan biri geldi hatırlarsanı ben müslimanlığımdan utandım...

bayanlara araba kullanma diycem zorla insanların başını örttürecem petrodolarlarla karunlar gibi yaşayıp eli kesikler ordusu kuracağım bu mudur islam devleti...

ben kabul etmiyorum...

ibadetler kulla rabbi arasındadır..kimse karışamaz..ama insan olma noktasında buluşmalı her insan..en büyük savaş insan olma savaşıdır benim için ve insanca yaşama savaşıdır....

selamlar

 

sayın evren

özgürlüğün ne olduğunu bidaha düşünün derim...

Gönderi tarihi:
iyi günler sardunyan.yukardaki yazınızdan aşağıdaki bölümü alıyorum.

Mustafa Kemal size göre inançsız ve ikiyüzlüydü ama biliyormusunuz ne yazık ki onun sayesinde siz bügün o çok övündüğünüz inancınızı özgür bir vatandaş olarak yaşıyorsunuz...\sardunyan\

inancı özgürce yaşamıyorum,

inancı ifade etmekle yaşamak farklı şeyler,

din sizce sadece namaz kılmak oruç tutmakmıdır.

O bile Devletin kendi çıkarları doğrultusunda yetiştirdiği, din görevlileri ile yapılmakta.

Kuran ayetleri bile devlet yönetimi ile ilgili ayetler din görevlileri dedikleriniz hocalar tarafından ,

anlatılmasına müsade edilmemekte.

anlatanlar, hapse atılmakta,

irticacı yaftasıyla, hapislerde çürütülmektedir.

bumu özgürlük.?

 

sizede iyi günler, neden yaşayamıyorsunuz inancınızı yaşamaktan kastınız nedir yine geleceğiz türbana takılacağız biliyorum. inanç daha başka nasıl yaşanır hz. peygamberin yaşadığı çağlardan kalma kılık kıyafeti taklit ederekmi? bunu anlamak bu kadarmı zor yoksa biz putları yıkmak için gelen peygamberin söylediklerini anlamayıp başka putlarmı ediniyoruz? hemde dinin içinden...! araç olmayıp amaç olmaya başladığında inanç sizede bir başkasına da özgürlük getirmez yani bırakın onu yaşamayı inancı belli sınırlar içine soktuğunuzda zaten özgür olmuyorsunuz...

 

sizin içinizi acıtan kenar mahalle sarıklı bilmem ne hocaların korkunç ifadelerle dini hiç olmadığı kadar korku ile anlatan Allah'ın doğal afetlerini bile kendilerine yontan, devletin kurumlarına savaş açan zavallıların milleti daha fazla sömürmesine devlet eliyle izin verilmemesi... evet devlet buna izin vermeyecek kadınların boyunlarındaki altınları bile Allah rızası diye söküp alan arkalarında bir sürü düşüncesiz müridi bulunan o adamlara toplumu zehirlemeleri için izin verilmez...

 

Ülke işgal olmuş olsaydı ben dinimi öğrenemeyecekmiydim,

bu ne kadar gülünç bir şey, bu gün binlerce amerikalı müslüman oluyor,

aceba onlara dinlerini sayın busch mu öğretiyor, veya amerika devletindenmi öğreniyorlar,

Din Kaynağından öğrenilir kaynakta kurandır.

Kuranın türkçe tercümesinden çok,

başka dillerde tercümesi var,

sadece ingilizce çeviriler,

türkçe çevirilerin toplamından daha fazla.

Dolayısıyla, benim dinimi devlet eliyle öğrendiğim sanın yanlış.

 

inanılmaz bir düşünce biçimi bu ülke işgal altında olacak Yunan askeri, İngiliz askeri vatanı ateşe verecek kadınının kızının ırzına geçecek ve dine bişey olmayacak öylemi? buna nasıl inanmamı bekliyorsunuz, Amerikalıların yada dünyalıların müslüman olması onların kendi ülkelerinde özgür yaşamalarından oluyor... Amerikalının ülkesi işgal altında değil kim hangi inanca geçmek isterse geçer... bir sürü insada islamdan çıkıyor böyle hurafelere tapınanlar yüzünden... kaç müslüman insan gördüklerinden sonra dinini terk ediyor bunuda biliyormusunuz?

 

Mustafa Kemal'e inançsız diyorsunuz peki daha öncede sordum neden Mehmet Akif gibilere nasip olmadı bu kahramanlık? Neden o zamanın dinci ve işgalcilerle işbirlikçi olan adamları kahraman olmadı... onlar Yunan askerine yardımcı oluyordu değilmi, ne diyordu Damat Ferit gibiler "Yunan askerine direnmek Allah'a karşı gelmektir" diyenler vatanın ırzını neden korumadı? Vatan işgal edilsin ama padişaha bişey olmasın dediler çünkü saltanat başka türlü birşeydi hilafet vardı zevk sefa alem gırla gidiyordu... Sonra Mustafa Kemal bütün oyunları bozdu...

 

bende dinimi devlet eliyle öğrenmedim bir başkasının eliyle öğrenmeyi sevmedim... radikal islamcılardan tutun, ateistlere kadar pek çok çeşitte kitabı okuyorum hala imanım tam şükür... ateistlerden o kadar çok şey öğreniyorum ki onların varlığı diyorum bu ülke için kazanç... yoksa hiç ama hiç sormayacaklar ***** gibiler çıkacak diğerleri tek sıra halinde peşinde... :P

 

 

Sonra ülkem işgal olmuş olsa ne olurdu.?

Irak ortada,

yanı Irakta olduğu gibi olurdu.

zaaten olmuşta,

şütçü imamlar boşuna çıkmamış.?

Baş örtüsünü namusu bilmiş savaşmış düşmana karşı.

ee ne olmuş, savaşı kazanmışlar.

Şimdi ülke barış içerisinde, baş örtüsü yasak,

şütçü imam namusu için savaşmıştı,

çanakkalede savaşanlar düşman namusumuzu kirletmesin diye savaşmışlardı.

Şimdi savaş değil barıştayız,

Ama bizimle o zaman savaşanlar, o zaman namusumuzu kirletemeyenler.

şimdi savaşı çoktan kazandılar,

Çanakkaleyi geçtiler,

evimizin içine girdiler,

yatak odalarımıza girdiler,

çocuklarımız, onların istediği gibi yetişiyor.

Namuslarımız ayşeler fatmalar, değilmi, yurdun dört bir yanına yayılmış olan,

özel evlerde çalıştırılan,

çanakkaleyi geçip gelip, o özel evlerde turist olarak gelip,

ayşeleri fatmaları,kullanarak namusumuzu kirleten, canakkaleyi geçemeyenlerin torunları degilmi.?

Hani özgürdük.?

Biz özgürlüğümüzü ümmet bilincini ulus bilinciyle karıştırdığımızda kaybettik.

cephelerde kazandık kültür savaşında kaybettik.

Yurdumuz halaa işgal altında.

Ama görene. Hoşcakalın sardunya

Evren.

 

ümmet bilinci toplumlara bişey kazandırmaz, bireyselliktir ümmet olmak... gönüllü olarak iman ettiğin dinin peygamberine tabisindir bu kadar basit... yani öyle sandığınız gibi toplumsal şart değil çünkü toplumlar çeşitli inançlarıda bir arada tutar...

 

kadınları kızları genelevlerde çalıştıranların çoğu Allah'a inandığını söylüyor hani nerede iman?

 

kültürden korkmayın dinide kimsenin tekeline bırakmayın imanı sağlam olanın aklına şeytan tesir etmez... imanımız pamuk ipliğine bağlı olsaydı inanın bana sırf bu müslümanım dedikleri halde türlü düzenbazlık yapanlar yüzünden dinden imandan çıkardım... Hem siz demiyormusunuz Amerikadakiler müslüman oluyor onlar oranın sisteminde oluyorda buradakilere ne oluyor? :)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.