Zıplanacak içerik

zaman

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

zaman tarafından postalanan herşey

  1. zaman şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    arkidiş evrimin bittiğini hayal olduğunu anlata anlata ağzımda tüğ bitti kardeşlerim yeni gelenler bilhassa geçmiş sayfalarda tartışacakları konular için bir gezinti yapsalar çok iyi olur. birazdaha seyri anlamış olursunuz. ve yine söylüyorum evrim teorisi bir kaç çıkarcı düzenbazın kendi kafalarına göre uydurdukları bir hikayedir günümüzde kriminal laboratuarlar sayesinde elek. mikroskoplarla canlıların genleri incelenmiş durumda. hatta genlerde değişiklik yapıp insan ömrünü uzatmaya çalıştılar felan anlaşıldıki hücre en ufakbir değişikliğe maruz kalınca kendi kendini öldürüyor. charles darwinin kitabında yazanları biliyorum. ama diyor ki tek hücreden çogaldı canlılar bizde onlardan geldik. bu kadar imkansızı çocuklar bile olur yapmaz şunu antıklı düşünün... evrim teorisi zaten tüm dünya bilim adamlarınca dışlanmıştır çünkü bilimselliği olmadığı darwinin bir maymun çene kemiğini insan kafatasına monte ettiği bunuda kanıt olarak piyasaya sunduğu ortaya çıkmıştır. evrim sonbuldu... not: darwin insanın maymundan geldiğini hem türlerin kökeni adlı kitabında hemde başka kitaplarda bu şekildeki beyanatlarına rastlıyoruz. lütfen komik olmayın...
  2. sevgili donna kardeşim bunlar çok normal her insanın kafasına takılan şeylerdir. bunlar aynen 20 li yaşlarda benimde aklıma takılıyordu. evvla hz. adem ve havva olayından başlayalım... bu bir imtihandi çünkü allah insanın en büyük özellik olarak akıl vermişti. onu kullanmasını onun rızası için bunu kullanmasını istemişti ne kadar seviyor insan allahı. ancak şeytanda bize sağımızdan solumuzdan yaklaşıp vesvese veriyor. oda az değil yani. ilk önce allah bizim ruhlarımızı yaratmış ve sormuş bize cezalandırılacak olanlar ayrılınca demişiz ki bizi bir sına bak göreceksin biz yanılmayacak sana koşacağız allah buyurmuş ki gaibi ancak ben bilirim. bize bir imtihan hakkı tanımış. bunun havva anamızla alakası çok az yani o sadece bahane... ve kuranı kerim gelecekten haber vermez çünkü peygamber efendimizde buyurmuş ki gaibi ben bile bilemem ancak allah bilir. ancak bazı nasihatler var bizim için. ve şu 12 yaşındaki kız çocuğunun meselesi. görüyorsun biri iradesini kötü yönde kullanıyor. sapıklık yapıyor. sende bunun kötü olduğunu biliyor işlemiyorsun. farkı görüp ceza ve mükafat verilecektir. ahiretteki mükafaatlara ve cezalara göre bu dünyada olan zulümler zulüm bile değildir...ancak yüce allah bizim için esirgeyicidir o merhametinin % 1 ini dünyaya göndermiştir onunla tüm canlılar yaşıyor geri kalanı bize ahirette lazım olaacak
  3. nasılsınız. ben hiçbirşey anlamadım ha...
  4. lenacığım daha önce uydu için atılan cihazlardan onbinlerce olduğunu duymuştum atmosferde ama aslını astarını bilmiyorum. sence bunlar uzaylıların işimi. bunlar ayrı birer figür sadece 18 000 alem olduğunu biliyoruz ama bilmem kaç milyar ışık yılı uzakları taradık uzayda yaşam belirtileri bulunamadı. buda ayrı bir husus arkadaşlardan bir kaçı marsta bakteri ve tek hücreli varlıklar ve minerallar bulunmuş diyor. onlara burdan şunu söylemek istiyorum ki. virüsler ve bakteriler ortamlara çok kolay uyum sağlar buna aldanmasınlar. bazı virüsler 1600 c derecede bile hayatta kalabiliyorlar. bu ısı biliyorsunuz ki demiri bile eritiyor ama onlar ölmüyor. bu hayatın başlangıcı olma fikrini vermez ...
  5. sevgili kardeşlerim iman etmemiş insanlar işi objektiflik adı altında birazdaha sertleştiriyorlar gerçekleri görmek için bir mücize istiyorlar illaki bakın kardeşlerim. geçen bir tartışmada allah varsa günü 24 saat gece yapsın diyen kimdi bana özelden mesaj atsın bir zahmet...
  6. yam yam: ben din bilimi emreder demedim islam dedim bizim dinimiz dedim ilerlemeyi emreder. sen hristiyanlıktan bahsediyorsun hristiyanlık orta çağda insanlara neler çektirdi biliyorsun biz burdan birşeyler anlatmaya çalışıyoruz neden bu hak din değil de ondan hak din islamdır ve ilimle ilgili ben sana bir sürü ayette bulurum hadiste bu dinin mensuplarıda bunları yaşatmak için kullanmışlar hayatlarına tatbik etmeye çalışmışlar. haa... din doğmatik değildir. sadece ayetler ve hadislerin tahrif edilmesine izin verilemez o kadar. bunlarda ne bir eksiklik ne bir fazlalık olamaz ama bilim teknoloji ve bilgi birikimi ilerledikçe ilerler. ikisi çok farklı terimler sen bunları nasıl birleştirebiliyorsun ayrıca evrim teorisini yaşatmaya çalışmanız boşdur. dünyanın bir nabzını tut ne diyor evrim için
  7. sevgili lena yanlış anladın allah insanı mükemmel yaratmıştır bizide evrenide yaratan odur. demek istedim ki isteseydi bizi imtihana tabi tutmadan cehennemede atardı ama bize fırsat verdi...
  8. x men bunlar yam yam içinde geçerli anton içinde bunu kınamak kazandıracı değilde bu konuda yön vermek lazım tabi şimdilik o kadar kötü değil daha beterlerinide gördük aziz amca gibi...
  9. sevgili doenmez kardeşim bahsettigin şey utanılacak bir şey değil iyibir topiç açmışşın başka topiçde sorsan olurdu. bunları öğrenmemiz lüzumlu benden önce yazan ceviz kardeş bu konularda bilgin iyiderecede, ceviz kardeşinde dediği gibi ameller niyetlere göredir. ancak allah bizim için kolaylık dilemiştir. bu durumda erkeğin cinsel organında meydana gelen sıvı meni değil mezi isminde bir sıvıdır. cinsellekte ilişki öncesi kayganlığı sağlar, bu tek başına orucu bozmaz, çünkü tam boşalma değildir ama bununda olmaması tabiki daha iyidir. ennişelenecek birşey yok yaniii
  10. selam lena işim dolayısıyla ancak gelebildim. arkadaşta bahsetmiş zaten kıyamet kopunca tüm insanlar ölecek ve dünyadaki hayat son bulacak. ve ahiret hayatı başlamış olacak ondan sonrasi için dini kitaplarımızda bazı bilgiler var tabi bu alem yine yer yüzündemi başka bir mevkidemi olcak. alem farklı olacağı içir bu mümkün. kur anı kerimdede ahiret başlar başlamaz insanların hesap derdine düşücekleri anlatılıyor. çünkü gelmesinden şüphe edilemeyen gün deniliyor. yani muhakkak olacak. zaten allah bizi imtihan etmese bu düzeneği kuracak kadar güçlüyken neden bizi hemen cennetine atmadı ki... insan düşünüyor işte biz bu yüzden imtihan dünyasındayız...
  11. bu çok basit bir teoremdir insan ölünce toprağa gömülür gider siz allahın kitaplarından misaller veriyorsunuz ve onu inkar ediyorsunuz. bu bir ateist işi olabilirmi aceba.. bakın allah insanı yaratmamış olsa insan kendiliğinden var olmuş olsa olmazda olsa diyelim. karınca nasıl oluştu arkadaş, deve nasıl oluştu bir papağan nasıl oluştu, diger kuşlar nasıl oluştu insan en eski insandan beri aynıdır o niye değişmedi. hem ölünce çürümek niye ozaman en aptal dediğimiz hayvan bile doğar doğmaz suya atınca yüzüyor. ne yapacağını biliyorda insan neden geliştiremiyor kendini. sevgili arkadaşlarım hak yol budur allah bizi bir imtihan için gönderdi bizi peygamberleriyle uyardı, eemin oluy allahtan başka ilah yoktur ve muhakkak ki ahiret günü gelecektir...
  12. sayın yam yam mesele bizim tarih bilgilerimizin eksikliği değildir. lütfen şunda mutabık olalım. konu peygamberlerin var oluşu ve allahın birliğidir. geçelim babili , sümerleri hz.nuhun hayatını anlatan bir kitap okudum. kitapta gemisinin uzunluğu ve genişliği hakkında bilgiler veriliyordu. uzunluğu 300 arşın eni80 arşın yükseklik 30 arşın. üç katlı olduğundan bahsediliyordu. kitap 1968 yılında basılmış. bundan birkaç sene önce uyruğunu bilmediğim avrupalı arkeologlar hz. nuhun gemisini buldular. üç katlı olduğunu ve 280 m olduğunu haberlerde ve gazetelerde yayımladılar. bak kardeş şimdi bu bağlantı nereden diyeceksin bu kitaptaki bilgiler kur'anı kerim ve tevrattan alınmıştır. tevrat bozulduğu içir sadece tarih kronolojileri alınmıştır. demekki bu kitaplar doğruyu sölylüyor peygamberler mevcut buda bir allahın varlığını göstergesidir.
  13. adı üstünde trojan anlayamazsın çok zor ama en bariz özelliği klasörleri açarken yavaşlaması sebepsiz yere
  14. yam yam kanıt kanıt deyip duruyordun işte sana kanıt getirdim aksini bana ispatla... yada doğruluğunu araştır. işte insanın yaratılışı... İnsan, hayatı boyunca sahip olduğu bedenle görür, işitir, nefes alır, yürür, koşar ve zevk alır. İnsan bedenini oluşturan kemikler, kaslar, damarlar, iç organlar mükemmel bir düzene sahiptir. Bu düzen incelendiğinde ise, daha da şaşırtıcı gerçeklerle karşılaşılır. Birbirinden farklı gibi görünen bu vücut parçalarının tamamı aynı malzemelerden oluşmaktadır. Bu malzeme hücredir. Hücre, bir organın örneğin kemiğin en küçük parçasıdır. Bir hücre o kadar küçüktür ki, bir milyon tane hücre biraraya gelse ancak bir iğne ucu kadar yer kaplar. İnsan bedenini oluşturan 60-70 kiloluk et ve kemik kütlesinin özü, insanın doğumundan 9 ay 10 gün önce tek bir hücrede toplanmıştır. Bu hücre, anneden gelen yumurta hücresiyle babadan gelen sperm hücresinin annenin bedeninde birleşmesiyle oluşur. Hedefe Kilitlenmiş Kusursuz Bir Ordu Sperm ve yumurta hücrelerinin anne bedeninde birleşmesi, yani annedeki bir yumurtanın döllenmesi için her seferinde yaklaşık 300 milyonluk bir sperm ordusu babanın vücudunda hazır hale getirilir. Bu sayının bu kadar yüksek olmasının nedeni, yumurtanın döllenmesini engelleyecek herhangi bir durumu ortadan kaldırmaya yöneliktir. Döllenme işlemi için erkek bedeninden atılan spermlere çeşitli bezlerden salgılanan sıvıların oluşturduğu bir karışım eşlik eder. Meni denen bu salgılar ve sperm karışımında sadece spermlerin dölleme yeteneği vardır. Kuran'da meniden karmaşık bir su olarak şöyle söz edilir: "Şüphesiz, Biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık." (İnsan Suresi, 2) Spermin yapısında döllenmeyi kolaylaştırıcı özellikler bulunur. Spermin baş, orta, kuyruk bölümleri vardır. Metrenin milyonda biri kadar olan baş bölümüne bir hücreyi bir insana dönüştüren babadan gelen tüm bilgi sığdırılmıştır. Spermin bir diğer önemli parçası da kuyruktur. Kuyruk sürekli bir kamçı hareketi yaparak yumurta hücresine ulaşmayı sağlar. Baş ya da kuyruk bölümü eksik olan bir spermin döllenme işlemini yerine getirmesi mümkün değildir. Örneğin, kuyruk kısmı olmayan bir sperm, hareket edemez ve yumurta hücresine ulaşamaz. Dolayısıyla evrim teorisinin iddia ettiği gibi bu kısımlar aşama aşama kazanılsa insan nesli çoğalamadan yeryüzünden silinirdi. Bu durum spermin bir anda eksiksiz ve mükemmel yapısıyla ortaya çıktığını, yani yaratıldığını gösterir. Spermdeki bu kusursuzluk her şeyin yaratıcısı olan Allah'a aittir. Yeni Bir İnsanın Oluşumunda Rol Oynayan Yumurta Hücresi Döllenmenin kolaylıkla gerçekleşebilmesi için kadın bedeninde de birçok sistem hazırlanmıştır. Yumurta, yumurtalık adı verilen ve her detayıyla bu iş için yaratılmış bir organda üretilir. Yumurtalıklar, rahimin sağında ve solunda yer alır ve rahme ince tüplerle bağlıdırlar. Yumurtalıkta üretilen yumurta daha sonra bu tüplerin özel yaratılışı sayesinde spermle buluşur. Bu tüplerin içindeki küçük tüycükler ileri geri hareket ederek hareketleriyle yumurtayı sperme doğru ilerletirken spermi de yumurtaya doğru ilerletirler. Döllenme bu tüpün içinde gerçekleşir. Yumurtanın dış kısmı içinde yağ, şeker ve protein bulunan bir zarla çevrilidir. Bu zar, yumurtaya sperme doğru yapacağı hareket için gereken enerjiyi sağlar. Peki küçücük hücre, daha yumurtalıkta üretildiği anda böyle bir yola çıkacağını ve bu yolculuk sırasında kendisine enerji gerekeceğini bilebilir mi? Bebeğin Büyümesi İçin Yaratılmış En Güvenli Yer: ANNE RAHMİ Rahim, kaslardan yapılmış sağlam duvarlı içi boş bir organdır. Hamilelik boyunca rahimin hacmi 20-25 kat artar. Böylece kadının döllenmiş yumurtasının içinde büyüyüp gelişebileceği en uygun yer halini alır. Döllenmiş yumurta, yumurtalıktan rahme kadar olan tüpte bir yandan bölünerek çoğalırken, diğer yandan da ilerlemesine devam eder. Hücre topluluğu bu yolun herhangi bir yerinde yerleşmez. Gelişimi için en güvenli yer olan rahimi seçer ve buraya tutunur. Allah, Kuran'da bu gerçeği şöyle bildirir: "Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir "alak"tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak Suresi, 1-3) "Alak" kelimesinin Arapça'daki anlamı, "bir yere asılıp tutunan şey" demektir. Hatta alak kelimesi asıl olarak deriye yapışarak oradan kan emen sülükleri tanımlamak için kullanılır. Döllenmiş yumurta da tam olarak ayette bildirildiği gibi rahim duvarına asılıp tutunmaktadır. Bundan 1400 sene öncesinde indirilmiş olan Kuran'da, anne karnında gelişmekte olan hücreyi bu özelliğiyle tarif eden bir kelime kullanılması, Kuran'ın mucizelerinden biridir. O dönemin bilim düzeyi ile keşfedilmesi mümkün olmayan bu bilginin, asırlar önce Kuran'da bildirilmiş olması Kuran'ın Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından indirildiğini bir kez daha tasdik etmektedir. Sadece bir hücre topluluğu olan bu minik et parçası (alak), nasıl olur da gelişimi için en uygun yeri seçer? Bu şuurlu davranış, insan vücudunda gerçekleşen işlemlerin üstün bir aklın kontrolünde gerçekleştiğini gösterir: "Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Al-i İmran Suresi, 6) Hücreler Farklı Gruplara Ayrılıyor! Rahime tutunan ve birbirinin aynı olan hücreler belli bir süre sonra bölünerek çoğalır. Her geçen gün bazı hücreler diğerlerinden farklı bir yapıya bürünmeye başlar. Bütün hücreler adeta görev yerine dağılan işçiler gibi bölük bölük hareket ederler. Bu yoğun faaliyet sonucunda bazı hücreler kemik, bazısı deri, bazısı da kas hücresi olacaklardır. Bu hazırlığın nasıl yapılacağı, hangi hücrenin hangi dokuyu, hangi organı meydana getireceği her hücre grubuna ayrı ayrı ilham edilmiştir. Başta birbirinin aynı olan hücrelerin çoğalmasıyla vücutta yaklaşık 200 tür hücre oluşur. Bu oluşumda hiçbir karışıklık olmaz; her hücre nerede nasıl davranacağını çok iyi bilir. Bu kusursuz düzeni sağlayan ve hücrelere neler yapacaklarını ilham eden, her şeyin hakimi olan yüce Allah'tır. Tek bir hücrenin doğacak olan bebek haline gelmesi 3 farklı evrede tamamlanır. Bebeğin anne karnında geçen büyüme süresinin 3 farklı evrede tamamlandığı yakın zamana kadar bilinmemekte idi. Ancak, Kuran'da bu gerçekten 1400 yıl önce "Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?" (Zümer Suresi, 6) şeklinde bahsedilmektedir. İki Canlı Arasındaki Hayat Köprüsü: Plasenta Plasenta anneyle bebek arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan yapıdır. Üstelik plasenta yeni hücre gruplarının yani dokuların oluşması için gerekli olan besinleri özenle seçerek, bebeğe taşır. Plasenta bu işlemin tam tersine yani bebekten anne karnına atık maddelerin taşınması işlemini de ustalıkla yerine getirir. Acaba aynı görevi bir insanın yapması mümkün müdür? Hangi anda bebeğin neye ihtiyacı olduğunu anlaması, bu ihtiyaca göre gereken önlemleri alması, gereken maddeleri seçip gereksiz maddeleri bebekten uzaklaştırması tıp eğitimi almış bir insanın bile hiç durmaksızın gece-gündüz yapabileceği bir şey değildir. Kuşkusuz plasentanın yapısındaki mükemmellik ve şuurlu hareketler Allah'ın onu bu özelliklere sahip olarak yaratmasının bir sonucudur. Bu şekilde beslenen bebeğin gelişimi sonucunda son derece orantılı, uyumlu bir yapı ortaya çıkar. Bu uyumlu gelişmelerin bütün vücut parçalarında aynı şekilde gerçekleşmesi şarttır. Örneğin; sadece göze ait 40 farklı parça vardır. Gözün fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için orantılı bir büyümenin olması, parçalar arasındaki bağlantının sağlam olması, hepsinin kendi yerinde bulunması gerekir. Aksi halde göz, işlevlerini yerine getiremez. Kemiklerin Kasla Sarılması Çok yakın bir zamana kadar kemiklerle kasların birlikte ortaya çıkarak anne karnında geliştikleri sanılıyordu. Ancak yapılan son araştırmalar çok farklı ve insanların hiç farkında olmadıkları bir gerçeği ortaya koydu. Şöyle ki; anne karnındaki bebekte kıkırdak dokunun sertleşmesiyle önce kemik oluşur, daha sonra kas hücreleri kemiklerin etrafındaki dokulardan oluşup kemiği sararlar. Oysa bilimin yeni keşfettiği bu gerçek, Kuran'da 1400 sene önce insanlara bildirilmiştir: "Sonra o su damlasını bir alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. " (Müminun Suresi, 14) Ayette 1400 yıl önce haber verilmiş olan bu bilimsel gerçek, Developing Human (Gelişen İnsan) adlı bilimsel bir yayında şöyle tarif edilmektedir: 6. haftada kıkırdaklaşmanın devamı olarak ilk kemikleşme köprücük kemiğinde ortaya çıkar. 7. hafta sonunda uzun kemiklerde de kemikleşme başlamıştır. Kemikler oluşmaya devam ederken kas hücreleri kemiği çevreleyen dokudan seçilerek kas kitlesini meydana getirirler. Kas dokusu bu şekilde kemiğin etrafında ön ve arka kas gruplarına ayrışır. (Keith L. Moore, The Developing Human - Clinically Oriented Embrlyology, W. B. Saunders Company, 1983, Canada, s. 374a) Kısacası insanın Kuran'da tarif edilen oluşum aşamaları, modern bilimin bulgularıyla tam bir uyum içindedir. Alemlerin Rabbi olan Allah bu gerçeği yüzyıllar öncesinden insanlara bildirmiştir. Dış Dünya İçin Yapılan Hazırlıklar Organları yavaş yavaş tamamlanan ve hareketlenmeye başlayan bebeği yeni bir dünya beklemektedir. Bebeğin bulunduğu güvenli ortamdan tamamen farklı özelliklere sahip bir ortamda yaşayabilmesi için vücudunda gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu aşamada bebeği rahimden ayıran zarın içinde "amniyon sıvısı" denilen özel bir sıvı oluşmaya başlar. Bebeğin böbrekleri, akciğeri, amniyon zarının kendisi ve rahim ortaklaşa katkıda bulunarak bu sıvıyı oluştururlar. Bebeğin Hayat Suyu: Amniyon Suyu Bebek, gelişimini tamamladığı 9 ayı anne karnında içi sıvı dolu bir kesede geçirir. Bu sıvı amniyon sıvısıdır. Bu sıvı pek çok özelliği ile bebeği dış dünyaya hazırlar. Bebek bu sıvı içinde dış dünyaya alışmak için hareket eder. Düzenli olarak bu sıvıyı içer, dili tat almaya, bağırsakları emilime, böbrekleri de süzme işine alıştırılır. Bu sıvı aynı zamanda dışarıdan gelecek darbelere karşı da bebeği korur. Çünkü, sıvılara herhangi bir yönden gelen basınç her tarafa eşit olarak dağıtılır. Amniyon sıvısı anne sağlığı için de önemlidir. Sıvı içinde yüzen bebek anne rahmine ağırlık yapmaz ve bu sayede normal gelişimini tamamlayabilir. Hazırlıklar Tamamlanıyor Cenin giderek dış dünyaya hazır hale gelirken, organlar arasında olağanüstü bir işbölümü yapılır. Yapılacak işler ve gelişmeler dünyanın şartlarına göre belirlenmiştir. Anne karnında kullanılmayan gözler dünyadaki ışık şiddetine, kulaklar da dünyadaki seslerin özelliklerine göre inşa edilir. Aynı şekilde, mide ve diğer sindirim organları dünyadaki besin maddeleriyle uygun çalışabilecek bir fizyolojik sistemle donatılır. Sindirim sisteminde görev alan hücreler hiç tanımadıkları yiyecekleri analiz etmeye ayarlı bir şekilde programlıdır. Karbonhidratları, proteinleri, yağları analiz etme yeteneğinin yanısıra hangisinin hangi organ için gerekli olduğunu bilebilecek ve bu besinlerin vücudun diğer hücrelerine gönderilmesini sağlayacak bir programa sahiptirler. Cenin bu yönüyle planlı ve programlı bir şekilde dış dünyaya hazırlanmaktadır. Burada bir kez daha dikkat çekmek gerekir ki, yeni bir insanın bedenini oluşturan bu organlar ve hücreler, hiç görmedikleri, hiç duymadıkları, hiç şahit olmadıkları bir ortam için hazırlık yapmaktadırlar. Annenin bedeninden ayrıldıktan sonra kendilerini nasıl bir ortamın beklediğini bilir şekilde bir gelişim göstermektedirler. Elbette bunu hücrelerin kendi "ileri görüşlülükleri" ile başardıklarını iddia etmek mümkün değildir. Bebeği oluşturan hücrelerin bu şuurlu ve bilinçli hazırlıkları, onlara Allah tarafından ilham edilen, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir yaratılış delilidir. Hamileliğin son aylarında cenin önemli oranda kilo almaya başlar. Bunun nedeni, yağ dokusunun oluşmaya başlamasıdır. Kahverengi özel bir yapıya sahip olan bu yağ tabakasını üreten hücreler, ceninin özellikle belirli bölgelerinde, ensesinde, böbreklerinin çevresinde ve göğüs kemiğinin arkasında bu tabakanın oluşmasını sağlarlar. Bu özel yağ tabakalarının görevi doğduktan sonraki ilk aylarda bebeğin vücut ısısını yüksek tutmaktır. Ayrıca bu yağlar yedek besin görevini de görürler. Bu da, söz konusu yağ tabakalarını üreten hücrelerin, kendilerine ilham edilen görevleri kusursuzca yerine getirdiklerinin bir başka delilidir. Bu arada beyaz yağlar da ince bir tabaka halinde oluşmaya başlarlar. Böylece yağ, ceninin derisinin altını bir tabaka halinde sarar. Derialtı yağ tabakalarının yanında deriyi içinde bulunduğu sıvıdan koruyan bir başka yağın üretimi de yine deri hücreleri tarafından yapılır. Bu yağların oluşumu son derece önemlidir, çünkü deri ile su arasına yağ tabakası girecek ve bu şekilde suyun cenin üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldıracaktır. (HY, İnsanın Yaratılış Mucizesi) Yeni Bir Dünyaya Doğru… Bebeğin, yeni bir dünya için tüm hazırlıkları tamamlandığında amniyon sıvısı da doğum için hazırlık yapmaya başlar. Rahim ağzını genişletecek su kesecikleri oluşturur. Bu keseler hem rahmin ağzını genişleterek, bebeğin doğum esnasında sıkışmasını engeller hem de doğum başlangıcında delinip içlerindeki sıvılarla bebeğin geçeceği yolu kayganlaştırıp mikropları öldürürler. Bu arada bebek de dışarı çıkış için en uygun hali yani başın rahim boynuna sokulduğu pozisyonu alır. Peki bebek doğum için en uygun pozisyonun bu olduğunu, daha önemlisi doğum zamanın geldiğini nasıl bilir? Henüz şuuru tam oluşmamış bir varlığın böylesine şuurlu davranışlar sergilemesi elbette onun, kendi iradesiyle değil, yaratıcısı olan Allah'ın ilhamıyla hareket ettiğinin apaçık göstergesidir. Allah, bunu Kuran'da şöyle bildirir: Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir. (Hac Suresi, 5) Dünya üzerindeki tüm insanlar, küçük bir sperm hücresi olarak anne rahmine atılmışlar, buradaki özel yaratılmış şartlar sayesinde yumurtayla birleşmiş, ardından tek bir hücre olarak hayata başlamışlardır. Siz de bu süreci yaşadınız; anneniz, babanız, kardeşiniz, arkadaşlarınız, tanıdığınız ve tanımadığınız tüm insanlar, üstelik yalnızca şu an yaşayanlar değil, ilk insandan bu yana yaşamış her insan anlattığımız mucizevi aşamalardan geçti. İnsanların kendi varlıklarından en ufak bir haberleri bile olmadığı aylar boyunca, Allah onların bedenlerini şekilendirdi, onları tek bir hücreden düzgün birer insan olarak yarattı. Bu gerçeği düşünmek, dünya üzerindeki her insanın görevidir… Sizin de göreviniz, nasıl var olduğunuzu düşünmek ve sizi yaratan Allah'a şükredici olmaktır. Unutmayın ki, bedeninizi bir kez yaratmış olan Rabbiniz, sizi ölümünüzden sonra bir kez daha yaratacak ve hesaba çekecektir. Bu, sonsuz güç sahibi olan Allah için çok kolaydır yok bütün bunlar karmaşık tesadüflerle olduysa kurban olurum ben o tesadüflere..
  15. sayın yam yam babillilerde ve sümerlerde tevratın muhteviyatindaki yazıtlardan bulunması doğaldır. çünkü yazılar tek bir noktadan çıkıyor allahtan o zamanlarda peygamberlerle hükümler yolluyordu asıl sen bunu bir düşün istersen. ama mesela tevratta ve incilde kuranı kerimle uyum sağlayan hz. nuhun peygamberliği ve yaşadıkları demekki bunlar hakikat. sen bunları iyi düşün kendini kandırmayasın ha...
  16. zaman şurada cevap verdi: YESHUA başlık Dini Konular - Din - Dinler
    sayın arkadaşlar bu gibi şeylere inanmayın düzmece olduğu "Kur'ân'in temel misyonu, önce muhatabı olan ve bir kitapları bulunmayan Araplara ilahi mesajı iletmek, sonra önceki kutsal kitapların çarpıtılmış yorumlarını, onların ruhuna aykırı inançlan düzeltmektir. Ama dinlerinin ruhuna bağlı iyi niyetli kitap ehlinin cennete gideceğini her vesileyle vurgulamaktadır." buradan belli kur'anı kerim evrensel bir dindir bunu peygamberimiz söylüyor kaldı ki araplara insin. o tüm insanlığa inmiştir. ehli kitaplarda cehenneme girecektir. çünkü peygamberimize iman etmediler. o zaman kafir olmuş oluyorlar. sevgili kardeşlerim böyle saçmalıklara inanmayın bunlar saf sata aslı yok...
  17. sayın erdoğan verdiğiniz linkte abartılı birşey göremedim. konu önyargıdan nerelere uzadı. aceba bu yazı neye istinaden yalzıldı düşündünüzmü. onların linklerinide verirmisiniz. tek taraflı bakmayalım olaya. kaldıki siz insanlarla inançları yüzünden dalga geçmeye kalkıyorsunuz. sizin için mantıklı olmayabilir ancak bizim maneviyatımız bizi ilgilendirir biz sizin kutsal olan değeriniz ne varsa onlarla dalga geçmiyoruz lütfen birazdaha ılımlı davranın.
  18. zaman şurada cevap verdi: Türk başlık Komünizm
    sizin gibi dinsizlikten istifade edip kendilerine pay çıkaracağını sanan ******* hiç eksik olmayacaktır madem rejimin iyi olmasını savunuyorsunuz. bireysel olarak ülke için ne yaptınız bakalım fert bazında düşünün kaç tane ağaç diktin kaç öğrenciye burs verdin. hangi yoksula yardım ettin. kaç kişiye sigaranın ve içkinin zararlı olduğunu anlattın kimlere kitap hediye ettin. bunları bir sorgula bakalım.... bu gibi sistemler asla başarıya ulaşamazlar. çünkü temelsiz bir bina ne kadar ayakta kalabilirse bu sistemlerin ömrüde o dur. eşitlikten bahsederken ahlakı bitiriyorsunuz, ölenlerinizi kahraman yapacağınızı sanıyor. bir savaş verdiğinizi sanıyorsunuz, komünizm ancak sir kaç sokak çocuğunun inanacağı küçük bir oyun dur. bunu er geç sizde anlayacaksınız...
  19. sevgili arkadaşlar muhakkak ki allah vardır. ve ahiret alemi yaşanacaktır. hesap günü olacaktır. ancak ateist olanlara sesleniyorum. ölümden sonra dirilme olmazsa bizim bir zararımız olmaz toprak olur gideriz. ancak eğer böyle birşey olursa siz neolacaksınız. varsayki öldük toprak altına girdik. ve allahın melekleri geldi sen ondan sonra ne yapacaksın. bak dostum senin derdin din bilimi gelişmeyi engelliyor propagandası ise ben sana aksini söylüyorum ters çıkan olursa ben seni savunacağım islam dini gelişmeyi ilim tahsil etmeyi emreder tekrar ediyorum. aksini diyen olursa gelsin yanıma. ama bazı politikacılarımızın ve yönetim mümessillerinin başarısızlıkları sonucu geri kalmışız. yeri gelmişken matbaanın ülkemize geç getirilmesinin asıl sebebini anlatıyım. sevgili kardeşlerim. matbaa okumak için çok gerekli ve lüzümlu bir cihazdı zamanında ancak batılı ülkeler bunu bulunca ülkemizdeki nazırlıklar nezaretine emr gönderip bir şekilde bunun öğrenilmemesini öğrenilse dahi ülkeye sokulmamasını emretmişler. bu sadece osmanlı hükümeti için değil tüm ortadoğu sömürge ülkeleri için geçerli idi. hemen büyük elçiliklerde bulunan casus ve haberciler hüs nü hat çalışmacılarından bir grup ile ayaklanma çıkardılar. neymiş efendim matbaa gelirse gavur icadıymış bizim ona ihtiyacımız yokmuş saf hat sanatcıları bu tuzağa şu şekilde düşürülrüler. matbaa gelince kitap basımı makinelerle yapılacak hüsnü hat ustaları aç kalacak. bu masonlar ve casuslar için çok güzel bir yem idi. bizimkilerde yutmuş, bu şekilde bütün işler islama maledilip bir taşla iki kuş vurulmuş oldu şimdi zamanında bunun için önlem alan hükümdarada masonları defetmek için uğruşması dolayısıyla kızıl sultan demişleridir. sevgili kardeşlerim madem islam teknolojiyi yasaklıyor neden din büyükleri kütüphaneler kurup icatlar peşinde koşuyorlardı. neden fatih havan topunu icat etmişti, neden pusula kullanıldı. sevgili kardeşlerim. icatlardan zararlı olanı sadece aklı uyuşturanı ve insanı boş işlerle meşgul edenidir. uyanık olalım. maşa olmayalım. zaten hala birilerinin elinde oynanıyoruz. araştıralım sorgulayalım okuyalım lütfen.
  20. ARKADAŞLAR LÜTFEN YAM YAMI İNCİTMEYİN O EŞSİZ BİR İNSAN neyse şaka bir tarafa arkadaşlar konular nerden nereye geliyor. sanırım biraz fevri davranılıyor. yam yam bilimsellikten bahsediyaorsun bize bilimsel veriler hazırla o zaman lütfen...
  21. YAM YAM BEN ATATÜRKÜN YAPTIKLARINI SONUNA KADAR TASVİP EDİYORUM. ÇOK DESTEKLİYORUM. VE ŞERİ HÜKÜMLERİDE DESTEKLİYORUM. ÖNCE BEN SENİN SORULARINI CEVAPLAYACĞIM SONRA SANA SORCAM TAMAM.. MI? NEDEN TASVİP EDİYORUM. ÇÜNKÜ ATATÜRK O ZAMAN MENFAAT AMACIYLA ORTALIĞI KARIŞTIRAN ÜFÜRÜKÇÜLÜK YAPIP MUSGA YAZAN BATILI VE YERLİ MASONLARIN DİNİMİZİ YIKMA VE HURAFELERLE İNANÇLARI SARSMA POLİTİKALARINI ÖNCEDEN ANLAMIŞTIR. BUNUN İÇİN BAZI TEDBİRLER ALMIŞTIR. BUNA KATILIYORUM. YASAKLADIĞI ŞEYLERİ ANLAT BAKALIM BANA TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILMASI VE BENZERİ ŞEYLER BU ŞEKİLDE OLMUŞTUR. ATATÜRK DİNSİZLİĞİ SAVUNMUYORDU BURADA SANA BU SORUYU SORMAK DÜŞMEZ AMA O KADAR KONUŞMAK İSTİYORSAN SEN ATATÜRKÜN ŞU SÖZÜNÜ AÇIKLA " BU SAVAŞI TÜRK MİLLETİ İMANIYLA KAZANMIŞTIR" YADA ŞUNU AÇIKLA "DİNSİZ MİLLETLERİN DEVAMINA MÜMKÜN YOKTUR" BEN SANA ÇOK ÖRNEK VERİRDİM AMA ZAMANIM YOK. HA SENİN ŞU BİLİMSEL EVRİM TEORİNLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMI UNUTMADIM YAKINDA YAZICAM BURAYA...
  22. teşekkür ederim prof çok güzel özetledin
  23. sayın yam yam verdiğiniz site adresi kime ait biliyormusunuz zaten sizden de bu beklerindi kardeş ben ham bilgi istiyorum taraflı değil sen bizi enayimi sanıyorsun HY bilimi çarpıtıyormuş delil olarak gösterdiği siteye bakın hele....
  24. zaman şurada cevap verdi: berceste başlık Dini Konular - Din - Dinler
    sayın erdoğan sen savunduğun adamların yaptıklarını neden yazmıyorsun onların hakaretlerinin yanında armanın yaptıkları hiç kalır kaldıki adam güzel güzel uyarmış lütfen gruplaşmayı bırakında adam gibi tartışalım buişi siz başlattınız siz bitirin lütfen
  25. evet erdoğan kardeş çok haklısın bilim sonunda allahın varlığını ispatlayacak bizde böyle size bunları anlatmakla uğraşmak zorunda kalmayacağız ha o zaman işin fıkhi yönüyle uğraşacız onuda katlanacaz artık

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.