Yavuz Selim Demirağ’ın ‘Darbe ve İnfaz’ adlı kitabını okumak denmese de uzun uzun inceledim. Kitabın eleştirisindeki, Yavuz Selim Demirağ’ın o dönemin iki aktörüne eşit mesafede durduğu yönündeki tanımlamaya kesinlikle katılmıyorum. Ben okuduğum sayfalardan şu çıkarımı yapmıştım; Hep solcuların yaşadıkları kaleme alındı, yazıldı çizildi, bizde sıkıntılar çektik, işkenceler gördük ama bunları kimse ifade etmedi, birinin bu görevi üstlenmesi lazım düşüncesiyle kaleme alınmış olukça zorlama, o dönemin gerçeklerinden uzak insanların acıma duygusunu gıdıklamaya çalışan, çağımız insanının din merkezli algısını besleyen hikâyelerle dolu bir kitap… Yazar Ali Bülent Orkan’nın hikayesinde olduğu gibi kahramanlar yaratmaya çalışıyor ama olmuyor..
Eleştirmenin yazdıklarına gelince, evet, solcular 12 Eylül öncesi ve sonrasında yaşadıkları sarsıntıyı filmlerle sinemaya, romanlarla edebiyata, resim ve heykellerle de sanata aktarmışlardır. Yaşananların gelecek nesillere aktarılması, unutulmaması, tartışılması ve gerçeklerle yüzleşilmesi için olması gereken budur zaten. Gelişmiş insan beyninin refleksi bu yöndedir.
“Ülkücüler, Türk milleti aleyhine yürütülen emperyalist projelere karşı verdikleri mücadeleyi, kültürün ve sanatın konusu haline getirmemişlerdir. Bu yönü itibarıyla ülkücü hareket, destanı söylenmemiş, türküsü yazılmamış, filmi çevrilmemiş bakir bir hareket olma özelliğini hâlâ korumaktadır”….Mücadele olarak adlandırılan ve destan olarak isimlendirilen bu yaşananların filmlere, kitaplara konu olmamasının sebepleri ortadadır; sağ kesimin özellikle ülkücü kesimin sanat gibi insanı düşünmeye zorlayan, ruhunu güzelleştiren ve insan gelişimine katkısı olan bir olgudan haberdar olmaması ve yazıp çizecekleri olayların hepsinin, kendilerince düze çıkarmaya çalıştıkları söylenen arabanın uçuruma yuvarlanmasına yapmış oldukları katkıdır.
Ben olsam, Yavuz Selim Demirağ’ın kitabında kahramanlaştırmaya çalıştığı Ali Bülent Orkan’nın “Ağabey, benim idamım bir hafta ertelendi. Çok sevinçliyim. Sevincim dünyada bir hafta fazladan kalacağım için değil. Yeni bir Kuran hatmini bitirmeye fırsatım olacağı içindir” ifadesine yer vermeye utanırdım.. Dünyada 1 hafta daha kalacak olan ve ülkesi adına çok faydalı şeyler yaptığına inanan bu kişinin son dakikalarını öteki dünyalığını garantiye almaya harcayacağına, bu işi neden niçin yaptığını, o insanları katlederken ve sonrasında neler yaşadığını yazmaya harcasa, arkasında 1-2 satır bir şey bıraksa, ülkesine azcık faydası olabilirdi belki....