berceste tarafından postalanan herşey
-
Dünyanın en mutlu ülkesi Vanuatu
Dünyanın en mutlu ülkesi Vanuatu İngiltere merkezli Yeni Ekonomi Vakfı (NEF) tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünyanın en mutlu ülkesi, Pasifik Okyanusu’ndaki Vanuatu. 178 ülkenin sıralandığı listede, Türkiye 98. sırada. NEF, ülkelerin kaynaklarını, insanlarına uzun yaşam, daha iyi fizikî şartlar ve memnuniyet sağlamak için nasıl kullandığının ölçüldüğü “Mutlu Gezegen” endeksi hazırladı. Endekse göre en mutlu diyar, Pasifik’te 250 bin nüfuslu bir takımada ülkesi olan Vanuatu. Listenin en dibinde enflasyonu yüzde 1.200 olan Zimbabwe var. Onu, Burundi ve Kongo izliyor. G-8 olarak bilinen ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, Almanya, Japonya ve Rusya’dan müteşekkil dünyanın en zengin ülkeleri ise mutluluk listesinin son sıralarında yer alıyor. St. Petersburg’da G-8 liderlerini ağırlayan Rusya 172., ABD 150., Fransa 128. İngiltere ise 108. sırada bulunuyor. İstanbul, Zaman ZAMAN
-
Yüz yılın’ projesi resmen açıldı,
Yüz yılın’ projesi resmen açıldı, ilk vana devrede Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı açılışı resmi töreni başladı. ● Erdoğan: BTC çağımızın İpek Yolu ● Aliyev: BTC ile 3 ülkenin önemi daha da artacak ● [21. yüzyılın İpek Yolu Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı açılıyor- 1] STRATEJİK DÜŞÜNCENİN ZAFERİ ● ‘Bakü-Tiflis-Ceyhan, Türkiye ile ilişkilerimizi mükemmelleştirecek’ ● Ceyhan, tarihî açılışa hazır Türkiye'yi 'Enerji Terminali' haline getirecek olan boru hattı törenine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili katılıyor. 'Yüzyılın Projesi' adıyla 12 yıl önce başlayan ve 4 milyar dolara mal olan 1774 kilometre uzunluğundaki BTC Ham Petrol Boru Hattı son durağı olan Adana Ceyhan'daki resmi töreni başladı. Tören öncesi Türkiye tanıtım filmi gösterildiği salonda davetlilerin yerlerini almalarının ardından devlet başkanlarının gelmesi beklendi. Ev sahibi sıfatıyla Cumhurbaşkanı Sezer, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte salona girdiler. Tören alanında devlet başkanlarına BP Başkanı Lord Browne de eşlik ettik. Devlet başkanlarının salonda yerlerini almalarının ardından tören, sırasıyla Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye milli marşlarınn çalınmasıyla başladı. Milli marşlar sonrası ise 'Hazar Denizi'nden Ceyhan Terminali'ne Yolculuk' adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. ● Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını iki tugaylık ‘ordu’ koruyacak BTC Yönetim Kurulu Başkanı Micheal Townshend'in açılış konuşmasıyla başlayacak törende sırasıyla BP Başkanı Lord Browne, BP Azerbaycan Başkanı David Woodward'ın konuşmalarıyla devam edecek. Açılış konuşmaları sonrası BTC Boru Hattı'nın yapımına ilişkin gösterilecek kısa filmin ardında ise protokol konuşmalarına geçilecek. Protokol konuşmalarını sırasıyla Başbakan Erdoğan, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ve Cumhurbaşkanı Sezer yapacak. Konuşmaların ardından Woodward, BTC ortak şirketlerinin tescillerini sembolük boru hattı döşeyecek. Tören Cumhurbaşkanı Sezer, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, Başbakan Erdoğan ve BP Başkanı Browne'nin boru hattını resmi açılışıyla son bulacak. Günler önce yoğun güvenlik önlemleri altında törene hazırlanan Ceyhan, tören gününde güvenlik önlemleri maksimum seviyeye çıkarıldı. Tören alanı hava, kara ve denizden güvenlik çemberine alındı. Adeta kuş uçurtulmayan tören alanında girişler tamamen akreditasyon kartlarıyla yapılıyor. Stratejik noktalarına keskin nişancıların yerleştirildiği alanda sabahın erken saatlerinde K-9 köpekleriyle bomba aramaları yapıldı. Polis ve jandarma Adana-Ceyhan yolunda güvenlik için ek tedbir almış durumda. Tören alanı ayrıca bir gün önce kene tehlikesine karşı ilaçlandığı bildirildi. Haftalardır tören için hazırlanan Ceyhan'da bin 280 kişilik özel güneş geçirmeyen klimalı çadır kurulurken, alanda misafirlere sağlık ve basın merkezi, seyyar tuvaletler, ambulanslar, itfaiye hizmet veriyor. BTC Boru Hattı'nın resmi açılışını takip etmek için Ceyhan'a 116'sı yabancı 408 gazeteci takip ediyor. ZAMAN
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
ya evet o benim ama bir sor neden.. yaa zaten ben sana açıklamadım mı Aaaa veda etmek için geldim zaten dogvilleme hoşçakal demeden gitmeyeyim dedim
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
Şşşttt naber dogville bensiz nasıl geç,ti günlerin
-
Dogville
istersen ben hergün yaarım :D neyse canım admine bildir istersen ne bilim ben kaçtım
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
o zaman relax lütfen dogville relax...
-
Dogville
Evet dogville, öncelikle bana da bu defterinde bir sayfa ayırdığın için çok tşk ederim.... neyyse ben açıyordum değil mi topiği dogvilleyi anlatmak güç... ben hala çözebilmiş değilim açıkçası... (gizemin gitmesin diye böyle dedim ) dogville anlatılmaz yaşanır.. içi dışı bir , duyarlı , içinde hengameler yaşasada bunları kendi içinde çözen ve pozitif olmayı becerebilen , hayatı gerektiğinde tiye alan ve her zaman öncelikleri nelere vermesi gerektiğini bilen biri dogville... Ben bu forumda çok az kişiden hemen pozitif elektrik aldım ve bunların başında da dogville geliyor İyi ki burdasın demekten kendimi alamıyorum
-
ne kadar okuyoruz?
ya ben alayım diyecektim ama bende de fazlasıyla var
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
işte havadan sudan konular deyip geliyorsun , yine hayatın zorlukları çıkıyor karşına
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
dogville
-
ne kadar okuyoruz?
tabi ki tartışacaksın... derin mevzu yani, olmak yada olmamak
-
aşk sevgi güzellik başlığı kaldırılsın
nedense sana içimden yine Don't speak parçasını yollamak geldi yada şöyle yapalım , hani sen şarkı sözü yazmak istiyorsun ya illa yeni bir topic aç sen sus sarklılar konuşşun falan
-
Kanaat, hazinemizdir
Kanaat, hazinemizdir Elinde mal mülk olmayınca, insana yakışan en güzel haslet kanaattir. Kanaat; elindeki ile yetinme, fazla mala tamah etmeme demektir. Mala mülke sahip olunca da, yapılabilecek en güzel şey eldekileri hayır yolunda kullanmaktır. Bu hasletin ismi de cömertliktir. Cömertlik, peygamber ahlâkıdır. Cömert insanı hem Cenab-ı Allah, hem de kulları sever. Harcadıklarının karşılığını fazlasıyla vermek suretiyle Rabb’imiz vefasını göstermektedir. Cenab-ı Allah, şöyle buyurmaktadır: “De ki: ‘Rabbim dilediği kimsenin rızkını, nasibini bollaştırır; dilediğinin nasibini de kısar. Siz hayır yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerini doldurur. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’, 34/39) Bir diğer âyette ise şu ifadeler yer almaktadır: “Hayır olarak yaptığınız her harcama, sadece kendiniz içindir. Zaten siz Allah rızasını aramaktan başka bir gaye ile infak etmezsiniz. İşlediğiniz her hayrın mükâfatı size tamamen verilir ve sizin hakkınız yenmez.” (Bakara, 2/272) Ailem
-
Sonsuz Düşünce
Düşünmenin gücü Paris Uluslararası Felsefe Okulu’nda dersler veren Alain Badio, “Günümüz koşullarında felsefeden ne bekleyebiliriz?” sorusuna cevaplar veriyor. Felsefenin; risk, mantık, isyan ve evrensellikten oluştuğunu savunan Badio, yeni bir felsefe üslubunun oluşması gerektiğinden söz açıyor. Kitap sinemadan şiire, siyasetten psikanalize çok geniş bir yelpazede yapılacak oluşumun faydalarından söz ediyor. Alain Badio
-
Kendimi ta derinden tanımak istiyorum!
Kendimi ta derinden tanımak istiyorum! Beş yaşında bir çocuğun yanına yetmiş beş yıl unutamayacağı bir manzarayı koyuyorlar: Ölü bir kadın. Hayatın sıcaklığını taşıyan çocuk ölümün soğukluğunu taşıyan kadına bakıyor: Annesi! Öyle bir çığlık atıyor ve kaçmaya başlıyor ki, bir daha kendisini hiç kimse durduramıyor. Kaçamadığı zamanlar kaçma planları yapıyor hayatı boyunca. On altı yaşında üniversiteye kaçarken, üç yıl sonra öğrenimini yarıda bırakıp Yasnaya Polyana’daki topraklarına kaçıyor. Toprakları evet, dokuz yaşında kaybedilen soylu bir babanın yadigârıdır. Fakat kaçacak o kadar çok yer vardır ki beklemek olmaz. Mesela Moskova ve Petersburg. Mesela Kafkaslar, asker ağabeyinin yanı. Neden orduya kaçmasın! Hem savaş var. Borular, sancaklar, marşlar... Kırım Savaşı’nda bir tuhaf asker. Savaşın görünmeyen yüzünü yazıyor. Mesela testereyle bacağı kesilen askerleri, şarapnel parçaları gibi dağılan bedenleri. “Sivastopol” adı altında topluyor hikayelerini. Savaş sona erer ermez de askerliği bırakıp kendi hikayesine kaçıyor. Aslında kendi hikayesinin peşine daha önce, henüz on dokuz yaşındayken düşmüştür. Bir defteri olmuştur da ona şu cümleyi yazmıştır: “Kendimi ta derinden tanımak istiyorum!” Sonra yirmi dört yaşında hiçbir yazarın cesaret edemediği bir şeye kendini yazmaya koyulmuştur da, üç halkalık altın bir zincir çıkmıştır ortaya: “Çocukluk Yıllarım”, “Ergenlik Yıllarım”, “Gençlik Yıllarım”. İki yaşını hatırlayacak kadar keskin bir hafıza, zaptedilmesi zor güçlü bir beden, aynaya her bakışta çirkin bulunan bir “köylü yüzü”. Ve bu yüzün sahibi garip bir kont: Kont Lev Nikolayeviç Tolstoy. Ata binmeyi, ormanlarda gezinmeyi ve avı seven bu kaslı adam tabiatı kendiyle anlamlandırmakta, ancak merkezinde durduğu daireye bir çap biçmektedir. Tenine dokunan rüzgar o hissettiği için manalı, dalın üzerinde gezinen böcek o fark ettiği için harikadır. İri bedeniyle mütenasip olmayan küçük gri gözlerinden hiçbir şey kaçmamaktadır. Nereye nişan alsa hedefini bulan bu saçmalar, bir yandan genç avcının heybesini doldururken, diğer yandan hedefe sahibini oturtmaktadır. Nasıl olur da bir kez daha hastalanmamış bedeni vurulmuş bir av gibi toprağın heybesine konulacaktır. “İstemiyorum! İstemiyorum!” Bu keskin çığlığı Tolstoy, İvan İlyiç’e attırmaktadır romanında. Hayır korkmamaktadır ölümden. Onun korkusu hayatı anlamlandıramamaktır. Otuz dört yaşında evlenmiş ve on üç çocuğu olmuştur. Yedi yılda yedi kere yazdığı iki bin sayfalık romanı “Savaş ve Barış”ta beş yüz kahramanı konuşturmuştur. Hem de hiçbir ayrıntıyı atlamadan. Öyle bir panoramadır ki bu, gerçek bir tabiat harikası gibi bütün ihtişamıyla ruhları sarsmış, her gününe on ıstıraplı saat sığdırılan yedi yılın madalyasını Tolstoy’un yorgun boynuna takmıştır. Ya Anna Karenina! Ya onun ruh labirentlerinde dolaşılan yüz elli kahramanı! Yüksek sosyetenin ikiyüzlülüğünü hangi roman daha iyi anlatmaktadır! Tolstoy’un yüzlerce kahramanından söz ediyorum ya, itiraz ediyor bana. “Tek kahramanım var!” diyor. “Bütün ruhumla sevdiğim, bütün güzelliğiyle çizmeye çalıştığım tek bir kahraman: GERÇEK!” Ve şöyle devam ediyor sözüne: “Dün de en güzeli oydu, bugün de; yarın da en güzeli olacaktır!” Doğrusu usta haklıdır ve ömrünü görmeye adamıştır. Her seferinde daha kusursuz görmeye... Bu bakış, evlenmesinden Anna Karenina’yı bitirmesine kadar geçen huzur dolu on altı yılın sonunu getirecek, “Hayat durdu!” dediği yeni bir kapının eşiğine getirecektir onu. 1879’da büyük usta uykusuz gecelerden birinde şu soruları yazacaktır kağıda: “a) Niçin yaşamalı? b ) Hayatımın ve başkalarının hayatının sebebi ne? c) Hayatımın ve başkalarının hayatının gayesi ne? d) İçimde hissettiğim iyilik ve kötülük çelişkisi ne anlama geliyor ve niçin var? e) Nasıl yaşamalıyım? f) Ölüm nedir? Kendimi nasıl kurtarabilirim?” Tolstoy, hayatı bir sanatçının soğuk gözleriyle seyredememektedir artık. “Nasıl olur da acı çeken insanları roman malzemesi yapıp, onlar için bir şey yapmadan yaşayabilirim!” diye suçlamaktadır kendini. Tenin gönderdiği mesajlar onun için bir şey ifade etmemekte, alkışlar gürültüye dönüşmektedir. Akıl hayatı anlamaya yarasa da ölümü anlamaya yanaşmamaktadır. Eşya bütün sıcaklığını kaybetmiş, toprak, ekinleri ve ağaçları taşıyan yağız bir atken ayağı kırılıp şakağına bir tüfeğin dayanmasını bekler olmuştur. Elli yaşına kadar geçirdiği inançsız bir hayattan sonra inanabilecek midir! Nihilist bir fırtınanın sürüklediği açıklardan onu tekrar sahile çıkaracak güç nedir? İntihar mıdır yoksa çare? Yaşanacaksa nasıl? “Bana inanç ver Tanrım!” diye yalvarır sonunda Tolstoy diz çöküp. “Bana bu gücü ver ve başkalarının da onu bulmasına yardımcı olmamı sağla lütfen!” A. ALİ URAL - Turkuaz
-
Burjuvanın yeni merakı: Hayvani güzellik
Burjuvanın yeni merakı: Hayvani güzellik ‘Tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım’ diyen Nil’in tercüman olduğu genç/hüzünlü kadın hissiyatı aşağıdaki köpek haberinden sonra daha da coşabilir. Zira kendisine tek taş yüzük alıp gelecek beyaz atlı prensini bekleyen yüzlerce kadının kurduğu hayallleri gerçekleştirmiş olan bir çok köpek var şu arzın üzerinde.... Kadınların güzellik uğruna olmadık şeyler denemesi artık vakayı adiyeden... Zengin ve şöhretli simaların biraz daha güzel görünmek uğruna yaptırdıkları işlemleri medyadan takip ediyoruz. Son zamanlarda bu durum, biraz daha değişti ve insanı aşarak evcil hayvanlara ulaştı. Bugünün modası artık; ‘can dostu’ köpekleri güzelleştirmek, ev hayvanlarının daha göz alıcı olması için son derece pahalı, bazen de riskli yollara başvurmak. Abartının zirve yaptığı son haber ise NATO müteahhidi ve Darıca Hayvanat Bahçesi’nin sahibi Faruk Yalçın’ın kızı Aziz Yıldırım’ın yeğeni Süreyya Yalçın ve köpeğine ait. Magazin basınının da gündemine oturan habere göre Yalçın, köpeğinin göz kapağını ameliyatla aldırtmakta sakınca görmüyor. Yalçın’ın, köpeği için yaptığı harcamalar bununla da sınırlı değil, Yalçın’ın köpeği şık tokaları ve pırlanta tasmasıyla da dikkat çekiyor. Pırlanta tasma modası insanın sinirlerini bozacak kadar ciddiye alınan bir moda ‘sosyete’de. Bu köpekler, sahipleriyle aynı marka kıyafetleri giyip, aynı takıları takıyor. Doğal olarak bu yöndeki eğilimi gören üreticiler de boş durmuyor. Kapitalizmin içine köpekleri de dahil ettiği bu masraflı alanı köpekler için özel parfümlerden fiyonklu değişik kesim kıyafetlere kadar genişletip , saç fırçalarına kadar yayıyor. Olay kadın Paris Hilton’un köpeği Tinkerbell için özel kreasyonlar hazırlanıyor. Köpeğini yanından ayırmayan bu genç bayan, böylece çevresi için de yeni bir moda başlatmış oluyor. Hollywood’un ünlü aktrisleri şu günlerde en fazla harcamayı köpekleri için yapıyor. Köpeklere düzenli olarak masaj ve bakım uygulanırken, onlar için özel evler bile tutuluyor. Sahipleriyle birlikte uyuyabilecekleri gibi evin bebeğinden farklı bir muamele de görmüyorlar. Bu köpek aşkı en çok da ünlü markaların işine yarıyor ve birbiri ardına değişik köpek aksesuarları piyasaya çıkıyor. Hollywood’da bütün zenginler köpeklerine bakım yaptırmakla kalmıyor, onlarla günün neredeyse tamamını birlikte geçiriyor, özel köpek partilerine, terapi seanslarına, bakım günlerine ve galalara neredeyse birlikte gidiyorlar... Paris Hilton, Pamela Anderson, Britney Spears, Adrian Brody gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bazı ünlüler, köpeklerine özel psikolog tutmuş durumdalar. Şaşalı giyim tarzıyla Paris Hilton’a benzetilen ve son zamanlarda magazin dünyasının gündeminde olan Süreyya Yalçın sayesinde Türkiye de bu türden bir ‘köpeğe pırlantalı tasma’ modasını yakalamış bulunuyor. Yalçın’ın köpeğini sık sık bu aksesuarla görmek mümkün. Köpekleri için gereken her şeyi yaptıklarını düşünenlerin bu durumdan zevk aldıklarını varsayabiliriz belki ama uzaktan şanslı gibi görünen bu sevimli köpekler acaba mutlu mu? Sokaklarda aç dolaşan, öldürülen ya da çeşitli olumsuzluklara maruz kalan dostlarının yanında şanslı gibi gözükseler de, sahiplerinin yakında onlara da botoks yaptırma ihtimali karşısında acaba ne hissederler? Türkiye’deki açlık sınırının 500 YTL civarında olduğunu düşünürsek, sokaktaki vatandaşın 1.500 Euro’luk Terrier’lerle pek de ilgilenmeyeceği kesin. Diğer ülkelere de dönüp baktığınızda durum Türkiye’den çok farklı değil. Dünya üzerinde her gün binlerce insanın açlıktan öldüğünü düşündüğünüzde pırlantalı köpeklerle ölen insanlar arasındaki uçurumun ne kadar açıldığını, global boyutta insana verilen değerin hangi seviyelere düştüğünü de görmek mümkün. Sokaktakileri de düşünenler var! Her ne kadar sokak köpekleri marka bir çantanın içinde Hollywood ya da jet sosyetenin ‘gözde’ mekanlarında gezdirilmeseler de onların da daha güvenli ve sağlıklı şartlarda yaşamasını sağlamak için ellerinden geleni yapanlar da yok değil. Geçtiğimiz günlerde inisiyatif sahibi bazı hayvanseverler, hayvanları korumak adına bir yürüyüş düzenlediler. Şimdilerdeyse bir derginin sokaktaki hayvan dostlarımız için başlattığı kampanyaya, Sezen Aksu, Candan Erçetin, Mustafa Altıoklar, Banu Güven ve Bekir Coşkun gibi isimler de destek veriyor. TUBA ERTAŞ - Turkuaz
-
Şamil Basayev öldürüldü
Şamil Basayev öldürüldü Rusya’nın bir numaralı hedefi olan Çeçen liderlerden Şamil Basayev öldürüldü. Rusya İç İstihbarat Teşkilatı FSB Başkanı Nikolay Patruşev, Basayev’in önceki gece İnguşetya Cumhuriyeti’nde düzenlenen bir operasyonla öldürüldüğünü bildirdi. Çeçenlerin internet sitesi Kavkaz-Center da Basayev’in öldüğünü doğruladı. Operasyonun, Rusya’da bu hafta düzenlenecek G-8 zirvesinin öncesine denk gelmesine dikkat çeken Patruşev, Basayev’in zirve sırasında bazı eylemler yaparak Moskova’ya siyasî baskı oluşturmayı planladığını öne sürdü. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, operasyona katılanların devlet madalyasıyla ödüllendirileceğini açıkladı. Patruşev, Basayev’in bir grup arkadaşıyla birlikte İnguşetya’da ‘büyük terör eylemlerine hazırlandıkları’ sırada öldürüldüğünü söyledi. Moskova'nın Sesi radyosuna demeç veren Çeçen direnişçilerin temsilcisi Ahmet Zakayev de Basayev'in ölümünün Çeçenistan'da hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini söyledi. Çeçenistan’ın Rusya yanlısı Devlet Başkanı Alu Alhanov, gelişmeyi, "kanunsuz silahlı gruplarla mücadelenin sona erdiği gün" olarak nitelendirdi. Çeçen savaşçıların takibinde önemli rol oynayan Rusya yanlısı Çeçen Başbakan Ramzan Kadirov ise Basayev’in öldürülmesine çok sevindiğini; ancak bunu kendisinin gerçekleştirmemiş olmasına üzüldüğünü ifade etti. Basayev, Ramzan Kadirov’un babası olan Rus yanlısı Devlet Başkanı Ahmet Kadirov’un 9 Mayıs 2004’te öldürüldüğü bombalı saldırının sorumluluğunu üstlenmişti. Basayev’in öldürülmesi, Rusya’nın bağımsızlık yanlısı Çeçen liderlere düzenlediği suikastların son halkasını oluşturdu. Çeçenistan’ın efsane liderlerinden Cahar Dudayev, birinci Çeçenistan savaşı sırasında kullandığı uydu telefonu vasıtasıyla yeri tespit edilerek 22 Nisan 1996’da füzeli saldırıyla öldürülmüştü. Dudayev’den sonra kısa bir süre devlet başkanlığı görevini yürüten Selimhan Yandarbayev ise 14 Mart 2004’te Katar’da aracına konulan bombanın patlaması sonucu ölmüştü. Çeçen lider Aslan Mashadov ise Rus güçlerinin Mart 2005’te Tolstoy-Yurt köyünde düzenlediği saldırıda hayatını kaybetmişti. 1994-1996’da Çeçen savaşçılara liderlik eden Mashadov, Rus güçlerin çekilmesinden sonra Çeçenistan devlet başkanı olmuştu. Mashadov’un yerine getirilen Abdülhalim Sadullayev ise 17 Haziran 2006’da Argun’da düzenlenen operasyonda öldürülmüş, göreve Doku Umarov’un getirildiği duyurulmuştu. Beslan okul baskınını üstlenmişti Çeçenistan’ın Vedeno köyünde 1965’te doğan Basayev, adını ilk kez bir Rus uçağını Ankara’ya kaçırarak duyurdu. Cahar Dudayev’in emriyle 1992’de Abhazya’ya gönderilerek Çeçen birliklerin komutanı olan Basayev, aynı yıl Kafkas Halkları Konfederasyonu birliklerinin komutanlığına getirildi. Basayev, 1994’te Rusların Çeçenistan’ı işgal etmesinden sonra, Rusya tarafından en çok aranan Çeçen komutanlardan biri haline geldi. Basayev, Nisan 1996’da Çeçen Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilirken, 1998’de Cahar-Kale’de yapılan Çeçen-Dağıstan Halkları Kongresi’nde başkan seçildi. Eylül 2004’te çoğu çocuk en az 334 kişinin hayatını kaybettiği Beslan okulu baskınının yanı sıra çok sayıda eylemi üstlenen Basayev, Rusya ile sonuna kadar savaşılması fikrini savunuyordu. Rusya ise Grozni’yi savunurken bacağının bir kısmını kaybeden Basayev’in başına 10 milyon dolar ödül koymuştu. Moskova, aa - ZAMAN
-
Adrenalin
Hayata karşı duruşuna saygı duyduğum , içi dışı bir diyebileceğimiz nadir ve farkındalık sahibi kişilerden biri...
-
ALTIN PORTAKAL VERİYORUZ...
Tşk alaTurka ... Benimde görmek isteyeceklerim arasında sen varsın... Tşk Eren ... Tşk Gece Yağmuru... O kadar şeyin içinde koya koya dobralar kategorisine uygun görülmüşüm benden daha çok bu dalda ödül alması gerekn arkadaşlar vardı ama tşk... bu ödülü boşa çıkarmayacağım Hala bercestenin dinlenme tesislerini çağrıştırma mantığını anlamış değilim... Olsa olsa şiiri hatırlatması lazım yaa...neyyse savulun geliyoruzz
-
Karikatüristin Sonu
Tetkik sonuçlarınızı da biz bekleriz Sevgili Kralx...
-
Avrupa’nın Gazze kuşatmasına tepkisi utanç verici!
İsrail’in yaraladığı bebek de öldü İsrail’in Gazze’de düzenlediği operasyonlar, arkasında aile dramları bırakmaya devam ediyor. Bu saldırılarda ölenler arasına dün 15 aylık bir bebek de katıldı. Bir hava saldırısında yaralanan Halid Vehbi, hastanede öldü. Önceki gün öldürülen Hamas üyesi yakınının cenazesine katılan 10 yaşındaki Filistinli çocuk ise gözyaşlarını duvara dönerek saklamaya çalıştı. ZAMAN
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
hayır canım benimm önce resmi kaydet (yada sayfayı kopyala iştee..) sonra http://imageshack.us/ adresine git... resmi oraya koy... host it yap... sonra çıkan ekranda direct to linkteki yazıyı al ve buraya resim ekleye yapıştır... ok
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
sen nasıl yapıyorsun ki
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
ne demek dogvillecim Tşk...
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
bekliyorum ... dur bari boş boş beklemeyeyim... boş duranı Allah sevmez