arman tarafından postalanan herşey
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
Müslümana gerek yok ... Çok daha çarpıcı bir gerçek söliim sana . Zamanında ünlü fransız denizci Custou Kuranı kerimde belirtildiği üzere iki denizin birbirine karışmadığı kızıldenizde ki akıntıyı keşfetmiştir.. Ve bunu Kuran sayesinde araştırdığını kendide söylemiştir ve dahası müslüman olmuştur ... Aldın mı cevabını ..
-
ALLAH NİYE KENDİSİNE TAPMAMIZI İSTİYOR?
Senin saçmalıkların bizim anca gülme kaslarımızı rahatsız eder ... Her zamanki gibi kendi saçma mantığınla süzdüğün gözlemleri sanki bir bilimsel kanıtmış gibi anlatmaktasın. Kuranı kerim bir edebiyat kitabı ya da bir beste değildir ki başka bir kitaptan ya da ilhamdan esinlensin.. Elbette kendinden önceki ibretlik hadiseleride anlatan bu kutsal ktabın neden bir başka kitaptan etkilenebileceğini düşündün ki... Sonuçta tüm kutsal kitapları indiren Allahtır ...
-
YİNE BİR DOĞUM GÜNÜ
Nice yıllara made...
-
Armanca...
Tak! Tak!Tak! Kimse yok mu ? Çaldığım bu kapının Açılması bu kadar zor mu ? Tak! Tak!Tak! Dışarısı soğuk ve ayaz Ellerim üşüyor ve ayaklarım yorgun İçerde bekler beni özlediğim yaz Tak! Tak!Tak! Rahatsızmı ediyorum? Gölgelerden sıyrıldım da geldim Hiç mi umursanmıyorum? Tak! Tak!Tak! Yoruldum artık aç kapıyı Yılların yükü var sırtımda Ne olur alma ahımı Tak! Tak!Tak! Artık alamıyorum nefes Hissedemiyorum nabzımı Ve çıkmıyor ağzımdan tek bir ses Tak! Tak!Tak! Ben değilim bu kez kapıyı çalan Ben az önce öldüm eşiğinde Şimdi kapını çalan Bana söylediğin onca yalan...
-
*dejavu*
Dejavu ve made in her ikinizinede mutlu yıllar dilerim ( geç oldu biraz kusuruma bakmayın )
-
Armanca...
YARIM GOFRET Sıkıca kavramıştı küçük çocuk annesinin elinden...Henüz 7 yaşında olmasına rağmen , annesiyle elele yürümek pek de işine gelmiyordu aslında. Ona göre o artık büyük bir çocuk sayılırdı. Hatta ne çocuğu ? Delikanlıydı o! Ama işte annesiyle her dışarı çıkışında, yinede elinden tutmak zorundaydı. Bahanesi trafikteki arabaların ürkütücü yol alışları olsa da, itiraf etmeliydi ki aslında hala annesinin sıcacık ellerini tutmak ona güven veriyordu. O gün akrabalarına gidiyorlardı. Annesi onu ve kardeşlerini pek sık misafirliğe götürürdü. Bayılırdı küçük çocuk bu gezmelere. Hele şimdi annesi bir tek onu yanında götürüyordu ki bu onun için ayrı bir gurur olmuştu. Ağabeyi ve kız kardeşi evde kalmışlardı. Her zaman düşündüğü şey tekrar aklına gelmişti. acaba en çok hangimizi seviyor? beni olmalı diye geçirdi içinden ve bu sevgi dolu tahmini daha da bir keyiflendirmişti kendisini. tabi beni seviyo yoksa beni götürürmüydü şimdi gezmeye... Afacan gülümsemesi yüzüne yayılır bir şekilde sevgiyle baktı annesinin yüzüne. Az sonra akrabalarının evine vardılar. İçerde onları karşılayan bir yaşlı teyze ve ikide abla vardı . Annesi yaşlı teyzeye yenge diye hitap ediyordu. Daha öncede gelmişlerdi bu teyzelere ama kadının adını hatırlayamıyordu bir türlü. Ablalar, küçük çocuğu samimi bir ilgiyle öpüp kucaklamışlardı ama bu öpüşme faslı çocuğun hiç hoşuna gitmemişti. Hiç sevmezdi başkalarının kendisini öpmelerinden ve hemen yanaklarını silerdi. Annesi bir çok defalar ona bunu yapmamasını söylese de o bu huyundan vazgeçememişti bir türlü. Ne sanıyordu bu ablalar kendisini ? Ne diye ona bebekmiş gibi davranıyorlardı ki? Bir delikanlıydı o! Hatta sınıfta bir kız arkadaşı bile vardı. Hem o yaz babası onu sünnet de ettirecekti.. Hayret bişi diye geçirdi içinden . Bazen şu büyükler çok görgüsüz olabiliyorlardı canım... Bir müddet sonra kadınlar koyu bir sohbete dalmışlardı bile.. O ise televizyon seyretmekle meşguldu ama çok sıkıcıydı televizyon. Hiç kendine göre programlar yoktu. Hayır oynamak istese evde ne bir çocuk ne de oyuncaklar vardı. Dışarı çıksam belki kapının önünde oynayan çocuklar olabilirdi diye düşündü. Tam bunları düşündüğü anda ablalardan kendisini en sulu öpeni yanına geldi ve ona daha önce hayatında hiç görmediği bir şey verdi. Bir gofret... Ama şimdiye dek yediği o bayat ve adi gofretlerden değil. Bir Alman gofretiydi bu. Taa Almanyalardan getirilmiş üstü çikolata kaplı, hemde bayağı büyükçe bir gofret. İşte şimdi keyfi yerine gelmişti, hatta o an için o abla kendisini bir kez daha öpse kızmayacaktı bile... Sevinç içinde annesinin yanına gitti. Annesinden dışarı çıkma iznini koparan küçük çocuk için bu misafirlik artık pek bir keyifli hale gelmişti. Dışarı çıktığında oynayan çocuklar görememişti ama olsun o da biraz dolaşır bu arada afiyetle gofretini de yerdi. Öylede yaptı. Gofretinin ambalajını büyük bir özenle açan çocuk ilk ısırıktan sonra kesinlikle daha önce böyle bir lezzeti tanımadığını bir kez daha anladı. Gerçekten de çok tatlıydı bu gofret. Acaba diye düşündü... Acaba hepsini yemesemiydi? Yarısınını daha sonra mı yeseydi? Evet evet öyle yapmalı dedi içinden. Derken bir anda tüm dikkati arkadan gelen ağlama sesine toplandı. Başını çevirdiğinde duvar dibine sinmiş küçük bir çocuk gördü. Ağlıyordu.. Ama onun asıl ilgisini çeken çocuğun ağlayışından çok kıyafetleriydi.. Üstü başı yırtık pırtık çocuğun ayakkabıları da yoktu. Çocuk bir yandan ağlarken diğer yandan eliyle gofreti işaret ediyordu.. Ne?! Gofretimi istiyor? Ağlayan çocuk karnım açç diye söylenince de iyice emin olmuştu artık.. Çocuk gofretini istiyordu. Ama bu gofret benim diye bir itiraz geçirdiyse de içinden çok çabuk bir anda kaplayıvermişti içini bir başka garip duygu. Üzülmüştü...Sakladığı gofretini ağlayan çocuğa verdi ve senin olsun demeyi de ihmal etmedi. Ağlayan küçük çocuk az sonra hıçkırıklarına hakim olmaya çalışarak büyük bir iştahla yemeye başladı gofreti... Ya o ? O mu? O artık kesin olarak emindi, biliyordu... O artık büyüyordu, delikanlı oluyordu.. Anneciğim diye geçirdi içinden.. Anneme anlatmalıyım bunu diye düşündü ve sevin içerisinde koşmaya başladı... Annesine... Sevgilisine... ARMAN
-
Media Forum Cafe
Canım çok sıkkın burda da kimse yok içki de içemiyoruz off ya!
-
BENİMLE EĞLENİR MİSİN ?
Ben hala bu olayın neden bu kadar büyütüldüğünü anlamış değilim ... Yani Erdoğanı eleştirebilmek için kılı kırk yaran zihniyet bu sakalı şerif olayını bir açıkolarak mı görüyorlar ... Eğer görüyorlarsa ben onlara kör derim
-
Üstündekinin ihtiyacı...
Elbette ora senin memleketin ve elbette gündelik yaşamını bilemem ama bildiğim bir şey var o da senin o kocaman yüreğinin Ardahana sığmadığıdır senin yüreğinin seni alıp götürdüğü yerlere gitmen gerek ...
- Çağrışım
-
Üstündekinin ihtiyacı...
Üstümdekinin gerçek hayatı bildiğimi bilmesi gerek ve onu düşündüğüm için bu tavsiyeyi yaptığımıda bilmesi gerek
-
Üstündekinin ihtiyacı...
Üsttekinin sıcak tutan bir monta ihtiyacı var o zaman madem o kadar soğuk oralar bir de kış gelmekte üstelik...
- Çağrışım
-
Haftanın konuğu
Dejavu bir sonraki konugum sen olacaksin ona göre hazirla simdiden kendini Bu arada alturkam simdi benle oldugundan pek bakamiyo foruma ama sizi izliyoruz
-
Haftanın konuğu
Şu an en çok istediğimin ne olduğunu sen benden iyi biliyorsun Böğürtlen seni kaybetmekten büyümeyi yetmez sen karşımdayken zaman bile yetmez bana ...
-
Haftanın konuğu
Karikatür Romanlar daha agirlikta olmak üzere her tür kitap ( resimli olanlarida dahil )
-
Media Forum Cafe
Seblaaaa nerdee kizim hani çaylarr ?
- Haftanın konuğu
-
Haftanın konuğu
Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım 3 eşya ; Uydu izleme cihazı- dolu bir iaşaret tabancası- Sinyal verici teçhizat ... Yanıma alacağım kişi ise bunları kullanmasını bilen biri olurdu heralde En çok hayal ettiğimse hep NBA de oynayan çok ünlü bir basketbolcu olmayı düşlemişimdir ama daha gerçekçi olanı ise öldüğümde yalnız olmam umarım sevdiklerimin yanında son nefesimi vermeyi çok isterim..
-
Haftanın konuğu
Herkes kendi beklentileri doğrultusunda sever yaa herkes dedim ama çıkarsız sevenlerde var tabii sevmeyenlere gelince genelde kuyruğuna bastıklarım sevmezler beni bir de haklı olarak sevmeyenler vardır beni ama genelleme yaparsak sanırım sevenlerim daha fazladır... İşin doğrusu bazen çok kırıcı olabilirim anlaşılmaz ve inatçı... Birde ukalalığımı ekledinmi al sana sevilmeyen Arman... Hayır made in gamzelerle işim olmaz yanak yanaktır benim için..
-
Haftanın konuğu
Ben çok fazla pişmanlıklar yaşayan biriyim geçmişimle ilgili hiç pişmanlık duyacağım bişi olmadı dersem büyük yalan söylerim ama küçük bir yalan söliim size aşk diye bir şey yoktur... Aşkmı paramı..? Cüneyt Arkın derim ben ne aşkla ne parayla dünyayı kurtaramazsınız...
-
Haftanın konuğu
Var tabi kimin yoktur ki!? Bu arada senin maaşına zam yaptım Tabulardan kastım made in toplumun kabul ettiği şeyleri eğer o toplumda yaşıyorsak kabul etmek zor bile gelse en azından dikkat ediyormuşuz gibi gözükmek.. Sözgelimi mahallemde bir travestinin bulunmasını istemem...
-
Haftanın konuğu
Huzur İyiniyet Zeytinyağlı yaprak dolması tabular yararlıdır aslında Evim
-
Haftanın konuğu
Senin birazdan kafanın kırılacak olduğu söylentisi doğru mu?
-
Haftanın konuğu
Nabza göre şerbet veririm ama kendim içmem sonuçta benim uslubum bellidir ilk başta yeni tanıyanlara garip ve değişik gelebilir nihayetinde alışılagelmiş adımlar atan biri değilimdir aman bee ne uzatıcam iyi adamımdır bazen ben ortama ayak uydursamda genelde ortamları yaratan adamımdır.. Golgim senin soruna gelince elimde olsa tüm magazin medyası çalışanlarıyla bir korku filmi yapmak isterdim..