kralx tarafından postalanan herşey
-
İlhan Selçuk'un seçkin cemaatine verdiği başörtüsü fetvası
Dipnot yine bir alıntı yapmış ve sanırım yine imza atacak altına.. Bakın sayın Dipnot beni kal'e almamanız umrunda değil ve cevap vermem gerektiği için cevap veriyorum.. Siz yazdınız diye değil.. Başörtü meselesi bireysel özgürlüktür, bireysel tercihtir.. Kurban, hac, namaz gibi... Eğer başörtüsü meselesini yukarda yazılanlarla ilişkilendiriliyorsa, o zaman namaz'ı, haccı ve kurbanıda ilişkilendir.. Hatta gusül abtestini falan.. Buralara yazıyorsak iyi analiz, sağlam bilgi ve biraz düşünmek şarttır.. Kimseye atıf değildir.. Sadece doğrulardır.. Saygılar..
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Arkadaşım ben objektiviteden, tarafsızlıktan bahsediyorum.. Benim bildiğim ve yazdığım nesnelik budur ve nesnelliğin anlamıda budur.. Yoksa sen nesneden madde falanmı anlıyorsun anlamadımki.. Bu durumda dinin temelinde iman ve nesnellik vardır.. Tüm hükümlerde bunun üzerine bina edilmiştir... Hiç bir bireye topluma bağlı va taraflı kalmadan tüm ümmete.. Allah katında kişilerin toplumların şekli şemali parası pulu geçersizdir.. Onun katında üstünlük ancak takva iledir.. Ve bunun belirleyici unsurları tamamen tarafsızdır.. Allah hükmünü tarafsızca vermiştir.. Ancak insanlar daha sonra taraf olmuşlardır.. Dinleri bozmuşlar, kafalarına göre dinler oluşturmuşlardır.. Yoksa her beşer fıtraten aynı doğar.. Saygılar..
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
Kafam karıştı en sevdiğim üye hangisi..? Gerçekten bu seçimi yapmak çok zor..
-
örtülüler gerici başı açıklar ilerici
Arkadaşlar arz küresini küçük bir kasaba haline getiren bazı zihniyetler.. Kendisini bu kasabanın yerlisi, dindarı ise bir bedevi olarak görmektedirler.. Oysa prameture bir düşüncedir bu düşünce.. Bir insan bir medeniyet istihale ile bir başka bir insana, başka bir medeniyete dönüşemez.. Kişiliğin bir başkasına özenmesi sadece dekoratif bir sonuçla sonuçlanır.. Daha açık bir ifadeyle; kargayı altın kafese koysan yine kargadır.. Bu durumda başı örtülüye gerici, yobaz gibi sözler sarfedenleri ciddiye almıyorum.. Herkes önce kendisine bakmalıdır.. Bu bakış için boy aynası değil, hakikat aynası lazımdır.. Ayrıca başörtüsünü gerici yapan kıstas neye göredir.. Bugün, 70 li yılların pantolonları tekrar moda olduğunda gerici denmiyor, çünkü o moda.. Yada bugün İngiliz, Fransız yada Alman kadınları örtünmüş olsalar acaba yine aynı ithamlar ortalıkta gezinecekmi..? Saygılar..
-
CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
İçtihat yapan yok arkadaşım zaten yapamayızda.. Eğer küçük yorumlarımız varsa onlarda rastgele değildir.. Belli bir fıkhi temel üzerinedir..
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Sizler gibimi yorumluyorum.. Arkadaşım olayı kişileştirmekte üstünüze yok.. Bakın hep bizleri kişileştirmekle suçlarken nasılda kişiliğimi hedef alıveriyorsunuz.. Benim okumaktan hoşlanmadığımı kim söyledi bu bir.. İkincisi senin bilgili olduğunu kim söyledi.. Üçüncüsü nesnelik nedir biliyormusun.. Şu yazılarına bakaraktan nesnelliği bilmedğin ortaya çıkıyor.. Geçelim meseleye.. Alah ol dedi oldu diye bir şey yok.. Ol demesi sadece yaratma aşamasındadır.. Fakat hiç bir şey boş değildir ve belli bir amaç hikmet ve hedef için yaratılmıştır.. Hikmetsiz hiç bir hüküm, hiç bir naas, hiç bir canlı ve hiç bir cansız yoktur.. Önce bunların bilincine varmalısın sayın Bilimselci.. Ve çok okuduğundan dolayı ben bilirim parkuruna girmişsin.. Az daha okursan bu parkurdan çıkacağına eminim..!! Saygılar..
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Din zaten nesnel gerçeklik üzerine bina edilmiştir ve temelinde iman vardır.. Dolayısıyla o yüzde doksan beş dediğin şeyler aslında yüzde beştir.. Yani yanlış söylenmiştir.. Saygılar..
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Açıklamamıssın sayın bilimselci.. O nesnel gerçekler nelerdir...?
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Teşekkürler kardeş.. Demekki camide olmalı, görevlide olmalı.. Ama tabi görevlilerin iyi eğitilmiş ve her konuda bilgi sahibi olmaları şart.. Ve birde örnek aldığımız insandan alıntılar yapalım.. O prof bu prof değil.. Hani özümüzle sözümüzün çelişmemesi açısından.. Ve bu münasebetle Atatürk'üde daha yakından tanıma fırsatınız olmuş oluyor.. O gerçekten büyük ve çok önemli bir şahsiyetti.. Ama onun büyüklüğünü anlamak için baya bir geniş persvektiften bakmalıyız dimi..??? Saygılar...
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Atatürk'ün Balıkesir hutbesini okudunuzmu hiç hayatınızda...?
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Bizdeki bozulmayan, "yüzde beş'i" çok merak ediyorum.. Neymiş..?
-
DİNİ İNANCI OLANLAR-OLMAYANLAR... (Kemalistlerin, dindar kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini ima ediyorlar. Kemalistlere dinsiz gözüyle ba)
Burada hiç kimse karaçarşaf ve sarık derdinde değil arkadaşım.. Tonguç GÖRKER den alıntı yaptığın bu yazıya imzanı aynen attın... Şimdi bu yazıyı alıntı yapmış biri olarak ve haliyle yazarın yada yazının vekili olarak sana soruyorum çünkü Tonguç bey'e ulaşamayız.. İktidar'ın aslında ülkeyi inançlılar veya inançsızlar şeklinde ikiye ayırma çabası içinde olduklarını yazıyor.. Peki hemen ardından gelen yorumlar asıl sizin ayrım içinde olduğunu göstermiyormu.. Çünkü imamı, müezzini cemaati camiyi ayırıverdiniz.. Gerçek müslüman şu şu dediniz.. Bunu derken haliyle diğerlerini ayırdınız.. Camiyi, cemaati, örtünmeyi ve müslümanlığın ferdi değil, aksine her müslümanın diğer müslümandan mes'ul olduğunu hiçe saydınız.. Bütün bunlara islam dininin yada Kur'an-ı Kerim'in destekleyici delilleri nelerdir..???? Yaşam özgürlüğü ifade özgürlüğü ve giyim kuşam özgürlüğü naraları atıpta, yüzlerce kızımızı üniversite kapılarında bekletmek nedir..? Sakın bizleri kemalist dinci diye ayırmaya kalkmayın.. Emin olunki Atatürk'ü sizden iyi tanıyoruz ve sizn bilmediğiniz yönlerinide biliyoruz ve Atatürk'ü seviyoruz.. Atatürk, gericilik olarak tanımlanan tehlikenin dinin kendisinden değil, dine sokulan hurafelerden, batıl inanışlardan ve çarpık yorumlardan kaynaklandığını görmüş ve bunları dinden temizlemek için çaba göstermiştir... Bu tip inançlara bizde karşıyız ve bizlerde hurafelerle batıl inançlarla çarpık yorumlarla mücadele ediyorz.. "Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, S.93) "Bütün dünyanın müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. "(Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., sf. 102, 1979) Saygılar..
-
Her Gün Bir Üye Analizi..
- erkekler ve aşk
Bana göre kadınlar hayatımızda yüzde 95 lik etki sahibidirler..(her yönüyle) Geride kalan yüzde beş para pul iş güçtür... Ama her nedense hayata yansıyan hep yüzde beşlik dilimdir.. Bu yüzden, ne kadınlar erkkeleri nede erkekler kadınları tam anlamıyla kavrayamazlar... İş yoğunluğumuz arasında kadınsız bir yaşamın, bunalımını, ancak sevgilimizi kaybetiğimizde anlayabiliyoruz.. Ve içinden çıklılmaz bir karmaşaya, bunalıma, hezeyanlara ve belkide intiharlara gidiyoruz.. Buna gre sonuç; Her ne kadar kadınlar erkelerin işinden gücünden yakınsada, gerçekte, bir erkek için kadın, çok büyük bir etki ve değerdir... Saygılar-sevgiler...- allahın varlığının başlangıcına delil
Dağıtma dediğin şey konun asıl özüdür arkadaşım.. Biraz daha tefekkür...- CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
Bozan abi her zamanki gibi engin bilginle ve mükemmel anlatım tarzınla olaya noktayı koymuşsun saolasın.. O saydığı hadisler elbette doğrudur haramda şifa yoktur.. Izdırar halinde ancak mir miktar kullanım caizdir.. Bu ızdırar halinin sadece ölüm olmadığını bir türlü anlatamadım gitti arkadaşa.. Teşekürler Bozan abi.. Saygılar..- Her Gün Bir Üye Analizi..
Üçünüzüde teşekkür ederim arkadaşlar.. Hakkın hakikatin bilincinde olan bir insan, hakka hakikate uzak olan bin insandan daha değerlidir benim gözümde... Bu itibarla... Arkadaşlığınıza ve dostluğunuza, arkadaşlığımı ve dostluğumu güvenerek emanet edebilirim.. Sizleri seviyorum.. Hayatın bir çok çizgisinde parelel seyrettiğimiz ve hayatın onca çetrefilliğinde iyileri seçebilme kabiliyetinde olan arkadaşlarımızın varlığı bana mutluluk veriyor.. Küçük tartışmalar bu dostlukları yıkmamalı yıkamazda... Saygılar-sevgiler...- Her Gün Bir Üye Analizi..
Tamam.. Bende hediye olarak vermiş olayım..- Her Gün Bir Üye Analizi..
- Bilim, Yaratıcının Varlığını Kabul Ediyor
Aynen katılıyorum... Allah bilme konu olan herşeyi kendisinin bilinmesi için yaratmıştır.. Bilim insanları Allaha götüren bir vasıtadır.. Bir çok ayet-i Kerimede bu açık açık vurgulanmıştır.. Bu düşünmeye tefekkür yani fikretme diyoruz.. Tefekkür farzdır..- Kralx
Güle güle yolun açık olsun..- CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
Peki sen ne anladın anlatsana.. Ölümle, açlıkla, sağlıksızlık, hayatiyetsizlik aynı değilmi.. Yani ölmek tıbbi değilmi.. Hem sana gelen bir ızdırar'ın ölümle sonlanacağını nereden biliyorsun.. Yani illa öleceği kesin görülenlermi bu ızdırar ruhsatından faydalanabilir.. Adı üstünde ızdırar yani zorunluluk.. Ayrıca bahsettiğin o hadis-i Şerif'in orjinalini istiyorum bir zahmet.. Bakalım işin iç yüzü neymiş...- CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
Okumadığım ayet'i nedne postalayım.. Buyur o ayetten br kısım... "Fakat darda kalana başkasının payına el uzatmamak ve zarûret miktarını asmamak üzere günah sayılmaz" Ne anladın sen bu kısımdan..?? Arkadaşım anlamadığın şey ne biliyormusun... O ayettegeçen ızdırar halinin keyfiyet olmaması.. Ve sonuçta sağlıkla alkalı olmasıdır.. İşin ucunda hayati tehlike vardır.. Yani sağlık ve hayatta kalma mücadelesidir... Ya bu kadar basit bir konu bile bu kadar uzatıyorusunya.. Gerçekten hakkında pek iyi düşünmüyorum.. Ne yapmaya çalışıyorsun arkadaşım.. Yazılanlar açık seçik değilmi...- CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
Al arkadaşım Kur'an-ı Kerimdende ıspat getirelim.. Ama şuınu bilki o meshepler senin gibilerin kalkıpta kafalarına göre tefsir yapmamları için,ilim ehli tarafından oluştuurlmuştur ve Kur'an ve sünnetten kıl kadar sapmamışlardır.. Oku... Şüphesiz size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram kılmıştır. Fakat darda kalana başkasının payına el uzatmamak ve zarûret miktarını asmamak üzere günah sayılmaz. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir" (el-Bakara, 2/173). "Size ne oluyor ki, Allah size darda kalmanızın dışında, haram olanları uzun uzun anlatmışken adının üzerine anıldığı şeyi yemiyorsunuz" (el-En'âm, 6/119; bk. el-En'âm, 6/145; en-Nahl, 16/115; el-Mâide, 5/3) Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız" (el-Bakara) Kesinlikle inkar edeceksin biliyorum ama napalım yazıyorum işte..- CANIMIZ VÜCUDUMUZUN NERESİNDE BULUNUR
Arkadaşım bilmediğin şeyi yazma şuraya ya... Bak okuda öğren.. Şiddetli sıkıntıya düşmek, bir şeye muhtaç olmak. Aynı kökten bir isim olan zarûret kelimesi "şiddetli sıkıntı" anlamına gelir. "Zarûret beni şunu yapmaya mecbur etti", "Filan şuna ve şuna muzdar kaldı, yani şiddetli sıkıntı yüzünden şunları şunları yapmak zorunda kaldı" denir (İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, Beyrut 1955, IV, 483). Dinde ızdırar hâli; insanı dinin yasak ettiği bir şeyi yapmaya veya yiyip içmeye mecbur bırakan durumdur. Bu, insanın, yasak olan şeyi yapmadığı takdirde öleceğini veya ölüme yaklaşacağı bir sınıra geleceğini kesin olarak veya gâlib zanla bilmesidir. Burada, kişinin ölüm sınırına kadar sabretmesi şart değildir. Şiddetli sıkıntı hali ortaya çıkınca İslâm'ın haram kıldığı şeyler mübah olur. Bunlardan hayatını sürdürecek kadarını yiyip içmesi caiz olur (es-Serahsî, el-Mebsût, XI V, 48; el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi', VII, 176; es-Suyûtî, el-Eşbâh ve'n-Nezâir, s.61; Ali Haydar, Düraru'l-Hukkâm Şerhu mecelleti'l-Ahkâm, 21. mad . şerhi)... Gördüğün üzere.. Izdırar sağlıkla yada ölüm kalımla ilişkilendirilmiştir.. Burada yemek içmek keyfiyetinden değil sağlık açısından zorunluluktan bahsediliyor.. Artık bütün yazdıklarımızı tefsir edeceğiz bu gidişle.. Çünkü anlanmıyor...!!!!!!! - erkekler ve aşk
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.