İNTERLOCK

güzeldin..güzel bir gelişin vardı karşıdan doğru eğer mevsim ilkbaharsa bir ılık ve hafif rüzgar dökerdi minik pembe-beyaz çağla çiçeklerini kelebek ayaklarına.. güzel..

*Fanım ve zalım usta'm Hayde!.. -Bahsi husus konuya "bakış açıları veya menazır ilmi" ile bakıldıkta, gerçekte bulunduğundan başka görünen şeyler ile gerçekte olduğu gibi göze görünenler, bu ilim sayesinde, birbirinden ayrılır.. Önce; şeffaf- müstakim ve münatıf ayrıca münakis ve münkesir kavramlarının idraki ile bürhan ve kabul süreci aşamalı bir surette gerçekleşmeli.. son-ucu, aberation mevzuu-bahs'i irdelenmeli, vee ..bir önceki sorularınızda bahsini ettiğiniz "nemlik=kesif buhar/yoğun" meselesinin, bu açılara nasıl virus bulaştırdığı anlaşılmalıdır... *Burada nelerin anlatıldığı hakkında, ileride, Hiyel bahsinde tebşirde bulunulacaktır.(communication good news) *Birinci derecede teğet fanım'a sevgi ve saygılarım ile..

Can kuşumuz, eli kanatlımız, minik gece bekçilerimiz olan "yarasa" hayvanatı hakkında, haksız-fena iştiharlar'ı tekzibimdir..... Fanlarım, fanatik fantomlarım, müstefsir şihab'larım.. Bilinizki bu canımız yaratıklar hakkında tarafkirane bir çok masallar söylemişlerdir, söylüyorlar.. Güya bu minicik biçareler, kadınların saçları arasına kendilerini sararlarmışmış, bundan çok zevk alırlarmışmış... Bırakınız bunları efendim..Geçiniz.. Mamafih bazı medari nahiyelerde yaşayan Vimpirler!..atların, ökküzlerin ve dahi Cameş'lerin sırtlarına, bacaklarına yapışır ve kanlarını emerler.. Ve hatta bazen şikarlarını o kadar zaafa düşürürlerki, öldürürler!.. Bu masum ve bir o kadar sıfat yönünden yüzüsü bize benzeyen mahlukat'a niçün "Yarasa-Vimpir"denmiştir cançukurlarım?.. Güya, gece mezarısından horrst diyelekten fırlayıpta-çıkan ölü hortlakısı nerede bir safderun insan makulesine tesadüf etse, O'nun kanını şurub niyetine içermiş!.. Bu neviden hurafelere inanmayınız..kanmayınız.. Sizi feraha sevkedecek bir bilgi de şudur; Melmeketimizde bu tür vimpir zararlısı nadirattandır!.. Dipnot hamişi; Zebu'da böyledir!.. (Bu bilginin konumuz ile hiçbir alakası olmayıp, sırf karizma bab'ından artırım olsun amacı deruhte edilmiştir..) Zebu'nun fenni adı; Bos indicus'dur....

koket sokağı düşleri!.. düşler.. fingirdek ve şuh ruyalarda bir ışık kırılması.. kırılması-kırılımsı.. yok!. ben gene seni seveyim düşler azması!..

hadi şeker-reng hadi bak buradayım-karanlıkta gök mavi orman yeşil ve güneş olsa-da hadi şeker-reng hadi hadi.. anlasana..

berrak : tanıştığımız o ilk an ve seni ilk betim-im.. pırıl pırıldı gökyüzü senin yüz-ündü bense bilmediğimden korkak.. uzun bir beraberlikti zor-du , acı-idi, bazen birbirimize sarılarak uyumak- o bir an.. herşeye değerdi çırıl-çıplak yatmak!.. berrak! herşeye değdi - o " an " .. seninle - yapayalnız ve sımsıkı sarılarak çırıl-çıplak yatmak!..

-Sen benim ezeli fanım idin ancak farkında değildin.. Gene de hoş geldin, güzellikler getirdin.. -Usta sensin, ben a cemi'yim. Yol seçmek sana düşerdi. Seçtin..O zaman haydi bakalım.. Cevaplar sondan başa doğrudur!.. * hani " to be or not to be " var ya, gidi güneş!.. sen nelere kaadirsin!.. zımni tevbe " amplification " oluşturduğunda, haberleşmede muğlaklıklar kaçınılmaz!.. * Motivasyon sürecinde; methaphor yada allusion olmadıkta, Medine'den, Mekke'ye varabilmek muhal.. O zaman " var gel keşf'e gidelim gönül " * Aşk dediğin bu ola!.. Sevgi bir " kelam " dır yalnızca.. * Sağdan-soldan estarabim..iyidir, nafiledir.. "Hacc" farz ise, neden o yolu denemeyelim?.. * Ah'dan, An'a giden yol uzun... Bu yolda anlaşılma endişesi, ket olur.. An'layana bakmak gerek..

Esasen o bulutlu günün akşamı hani işte yağmur başlamıştı da başka görür olmuştun, yorulmuştun.. esasen "yoktu" ya zaten..

tomurcuklar çatladığında bir bahara filiz, parlak renkli olmalı her zaman bir "yeni baştan" olmalı.. sokranmalar boş yere ve solgun güvenilmez hayaller ki yorgun ama ümid kayb-olmamalı bir "yeni baştan" olmalı.. takılmak bir takdime köhnemek, yok!.. inanmamalı her zaman bir "yeni baştan" olmalı..

"soft roe" bağlamında, "red caviar" editasyon'u..... nuh; gemi yapıyordu, kızgın güneşin altındaydı.. haber gelmişti ve faş ve şayi kılınmalıydı.. Durum şuydu; organizmanın tüm ögeleri arasında paylaşılan bir vaziyet olduğu halde, ögelerin bu durumu anlamamış olmaları ve ciddiye almıyor olmaları endişe verici olmanın da ötesindeydi.. nuh; aykırı bir yöntem ile; "gemi" yi yapıyordu!.. belki; "yapar gibi" yapıyordu!.. ve "külfet" yüklüyordu!.. Gökyüzü'nde davullar çalıyor hendek'te -ki cube'dür!- sinir bozucu nifak titreşimleri başlara çoraplar örüyor, tavşanlar uyuyor-kaçmiyorlardı!.. bilinç'te bir örgütlenme.. ve ölüm'ün en kötüsü..dolabın gıcırtıları.. Medine-i Münevvere'de gölgeler geziyordu!.. nuh; sessizce ve sabırla ve bir "dürtü" ile yapar gibi-doghouse plateform- "gemi"...yapmayı deniyordu!.. ...öyle deniyordu!...

Su perim-Aşk perim Sima-ı serin, tül tenlim Habbeler titreşir pırıltılı serbestçe saçlarında..ah.. Hiffet-in yansışırken ay-ışığında.. Su perim-perestar'ım Şaşma sen sakın..e'mi Şümus-un handan-ında ısınan ışığında..of.. sırnaşığında..gün-ışığında.. Su Perim Semen-zar'ım Saklan sen Sena-dizelerimin Sırrışığında..sirr ışığında..

Su perim-Aşk perim Sima-ı serin, tül tenlim Habbeler titreşir pırıltılı serbestçe saçlarında..ah.. Hiffet-in yansışırken ay-ışığında.. Su perim-perestar'ım Şaşma sen sakın..e'mi Şümus-un handan-ında ısınan ışığında..of.. sırnaşığında..gün-ışığında.. Su Perim Semen-zar'ım Saklan sen Sena-dizelerimin Sırrışığında..sirr ışığında..

"Postuna saman doldur..postekisini çıkar.." ihtilacı.. şebike'nin muntafi emraz'ıdır... *Ekber Şah, HUR'u ilah edinmese idi, domuzu, kelbi temizmi sayardı da özel ahırlar tahsis ederdi?.. -Esrar!.. Ehl-i hayrete has ıstılahı var. Her bilhaberde söyleşilir sanma halidil!... Sevgili Fanlarım; Hur'un teselli noktasında, arızalı bilgiler, metinlerin doğru okunamamasından kaynaklanmaktadır.. Belki sebeb-i mucibe'si anlaşılmaz yanlış bir temel kabulden kaynaklanmaktadır.. "Çip" i tedirgin eden haşereler, "Do" sesini çok severler!.. Nedeni, sistemin teşkilinde yasa'dır.. "Dikkat ediniz" diycem de, Sonunda "ne yazar" kavramsal sorusuna, Gönül Yazar-cevabı artık komik-midir sorusunu da çağırıştırmaktadır.. Defacto!..

gözucum kırgınım biraz-yorgunum.. nereden bir esintidir vurdu gölge şehrimin orta meydanını avucumun aya-sında minicik kokun gözucum siyah-a dön haydi-yorgunum.. gri bir kuşun kanat tıs-ı sanırım şaşırttı rüzgarı aslında rüzgar akıllı da hoyratlamadı gözucum-kırığım biraz-bak işit rüzgarı sakin rüzgarı esinti-ki bir kanat tıs-ı öteleyiverdi acı-yı el-aya'mda minicik kokun gözucum siyah-a dön haydi-yorgunum..

Etraf.. yanılttı..sadeliği bozdu gidi tebelleş gerekir yoksa-yoktu!.. inan yoktu bir neden sen-deyim "sadeceyim" ulaşabileceğin yerdeyim... Etraf.. sen-de çok..hem bana da doğru o asalak lafazan bozdu fikrin ince yolunu alıngan-ın imaları ek-fiil ne deyim-nideyim fakat sevdiğim "sadeceyim" ulaşabileceğin yerdeyim...

Etraf yanılttı sadeliği bozdu gidi tebelleş gerekir yoksa-yoktu!.. inan yoktu bir neden Sen-deyim "sadeceyim" ulaşabileceğin yerdeyim.. Etraf sende çok, hem bana da doğru o asalak lafazan bozdu fikrin ince yolunu alınganın imaları ek-fiil ne deyim-nideyim fakat sevdiğim "sadeceyim" ulaşabileceğin yerdeyim..

*Meş'um bir gün idi o, sayın Fanlarım.. ve sanki bir hüküm günü idi!... Milad'dan önce 79 uncu senenin, 24 ağustos günü... Masmavi gökyüzü birden kapkara kesildi... Kesif bir bulut gökyüzüne fışkırdı, her tarafı örttü.. Pompei'de Vezüv, asırlardan sonra indifa etmişti!... *Ateşler, taşlar,lavlar püskürdü.. ve bu karanlık içinde-ki Pompei'e doğru ilerliyordu- şiddetle çakan şimşeklerin parıltısı arasıra ortalığı aydınlatıyor, şehrin üzerine müthiş bir taş ve kül yağmuru yağdırıyordu... *Bu hal fasılasız üç gün sürdü.. 20 000 nüfustan çoğu telef oldu.. *Ortalık aydınlandığında, Pompei'den iz bile kalmamıştı.. Ta 1748'de bir köylü kalıntıları bulana dek.. ***Exanimation pozisyonunda, ekranda renk kaybı, sıfatta belirsizlik ve tümde tedirginlik ile aldanma ortaya çıkıptır-da, "Volkanik kara taş" ın tutucu paralel devresi bu süreçte testere dişli biçimli bir tuzak kapısı ve konik sarmal "Tribulance establishment" sapıncı (kısaca SAW) programına ait versiyonlardır.. (Denebilir-bence denmelidir) -Sayın Fanlarım-Fırıllarım!.. Anlatılanlar abuk gibi-dir.Ancak masaya yatırıldığı kesin'dir.. İrdelenmelidir.. Dipnot hamişi: Dev plazma/kristalize ekran'da, görüntüler mufassaldır.. Ve.. "a buying back a thing for less than one had charged for it..dir!... -Protesto burada gereklimidir? Bunu bilecek olan kişi, sayın ARMAN'DIR...

Eşyapı dönüşümlü Sarp Mevcudad'ın yönlendirmesi Nezd'inde El-Cevab... "Cave" alevli bir üslub ile dizayn edilmiştir.. Kontrat böyledir.. Araştırıcının, yeterli bilgi donanımı yok ise Usta'm, dengesi acımasız dalgalar arasında yiter-gider...

Zirve TEK kişi'ye aittir büyük Usta'm!...

*causality and fasten one's eyes on.. solar!.. -dikkat..ki bubir çıkmaz sokak bir tuzak.. galat!.. *maske; görmez oldu-da oku-du cin-ayet'lerini.. ve yedi kahrolası rezil fikr'lerini ar-sızca..(****) *"inquire" (bu durumda şimdi sen, o'nun geleceğini olumlu mu görüyorsun?..)

*cross-examine halezun boşlukta nasıl güman seçeyim?. bir "garabet" ki..bu bende bol!. ..bir günah gibi.. ..bir teftiş gibi.. billuri kadeh'te yansımalar, bir yandan-bir yana "kader" *kaldık-ki dört yol ağzında "raslantı bir itibari çevre" -vaginal nominative etkili veya etkisiz tartışılınabilinir muğlak..müphem..loş ve nemli!.. buz(gibi) bir hayali ortam... *sınav-(bu mu sahi?) bu fena ve pis kokulu yerde mi?. deneyimsel.. fildişi bir iskelet-duygusuz öyle mi?.. ve seçim dedikleri kend-ime sorduğum sualler-mi?.

*Üveymek, kumru, güvercin gibi demkeş kuşlar derinden ses çıkarırlar... Üveyik kuşu da bu ailedendir!.. Bu kuşçukların pek muhtelif adetleri de bulunmaktadır. Koloni halinde dolaştıkları gibi, münferit bir çift de oluştururlar.. Bu fasile, su'yu da bir dikişte içmektedirler!... Ve bu pek bariz bir vasıftır!... Bizim Afro (yani Afrodit..Pek yakinimdir!..) bu kuşçukları çok sevmiştir!.. Hatta; Babil'in mutteşem kıralıçası Semiramis, bu kuşçuğun yımırtasından vücüt bulmuşturdurlar... Nuh'a dahi hizmet veren bu zümreye, bu gün, ne tür bir isnad ve iftirada bulunulmuşturlar... Bu yüksek mevki sahıbı kuşçuk içün yaptıklarınıza af ve özür dileyiniz... Gidinin Gnome'leri... Kambur cüceler-ecişler sizi... Zalım GOG'lar!..Amanlar... Yasef'in soyları.. Büyük kulaklılar sizi.. ..siziler...

Kutsal Dişi=Made'e sevgi dolu ithafımdır... Maden Dağı dumandır..Hele loy-loy Alem sana hayrandır..Hele loy-loy Denizimi boyar isen abuk renglere..Hele loy Elbetteki dalarsın hüzünlere..Looy!.. "Dizelerin akroştis oluşuna tikkat buyurunuz."

Nazanözkan usta'dan bir çağırışım dahilinde istifhamım kelamıdır!.. *Vel asri suresi bu bahsini ettiğin olayı mı anlatmaktadır?. *Mr.and Mrs.Brown, went to the seaside aşkın fenomeninin, bu antiromatizmal ve ağrı kesici "dene" ile elakası varmidur?. *Güliver'in gemisi kayalara çarpar iken, Üsküdar'ı bir yağmur almış mı idi?. Ablam; irşadın beni ve diğer fanları ihya ediyor. Sevgiler, saygılar..