İNTERLOCK

.. teyze düzende small reflector of hobo-yobo; pek te saygınmış kültürel kalıntılarım esfeli sâfilîn-de kayboldu temaslarım zamir-i muğlâk okumuşum -ki bahane- unutmuş da dalmışım şap şup krizlere fur-şahaneyim fekat bundan sana ne? intro-kanalda hed-in ölüleri gezmekte aniden infial binlerce yıldan gelen bi demet çiçek elimde funeral ..

senin dediğin ol kelâm ey erz-i ebu süleyman bi beyza geyiktir ma'sum edâ' etti deyn-i bi sönüm

.. SİYAH BİNEKLİ SÜVARÎ.. dans etmekte gündüz-saati iskeletler ve şimalden ışılcıklar-ışımakta buzine açılmış definenin kapıları until-behind israfel diyor al da yürü dönme mazine ..

.. ONE POTATO.. TWO POTATOS.. ETC. ucaysal psikolojik operasyonlar kuşağında ayağımda canı-çıkmış konvers diskurlarım fî kasabasında and analog non-sa'vat kuşu optik kesafette aylâk boş-geçti sevdalarım ..

.. OL FİLE BİNMİŞ Bİ GENC ARDIL.. kuyuda kurt var kurt var bi başka türlü yedi var yediler var beşikte stratejiler kuyuda kurt var meflucundan parasite babylon var ebabil var klikte ihtimâller ha bide arızalı muhbir var; peşine takılmış saatler ..

.. sıradışında sıradan bi konuşma.. yerberi operasyon aşamasında ve haspa yolun biraz dışarısında anlaşılmaz bir kombinasyon ile limitleyici belediyenin aktörü hani o bildiğiniz öncü aktörü hani o camdan bölmesinde oturan hafif bir ışık altında şu anda dahi sıradan bir konuşma yapmakta diğer sinyallerin etkilerinden korunmak üzere pek lâtif ve pek derin ve gizil bir frekansta ..

İPE SAPA GELMEZ BİR DOLORES TÜRKÜSÜ.. tesadüf hastanesinde tanıştık adı doloresti ya da ya da ona benzeyen bi şeydi teşhir fotoğrafçılığı yapıyormuş sergiler açıyormuş falan gösteriler düzenliyormuş bak okuyucu ben çoğu kez olayı tam çözemediğim zamanlar anlamsız sözlerle şaka yaparım yine öyle yaptım işte hırdavatçı cam lifleri ile oynuyordu dedim tam öyle dedim ayışığında bir nurlu çatalağız yakamoz kıvrımlarında bir istenç var hem emlâk avukatını tehdid ediyor çünkü dedim muzip bakarak ortada görülemeyen bir hükümlü de var dolor bu konuda anlaşırım dedi aniden çünkü o ikisi avukat ile istenç yani horultulu bir öğlen uykusunda ve muhayyel iki nokta arasında doğurdular cavidanın sergisini sonra böyle teşhir ettiler ötesini yüzüm bi hal almıştı burnum sarkmıştı o ise gülüyordu baskınlığına nereden biliyordu ben bilmiyordum ya birisi söyledi ya o lafı çevirdi bilmiyordum dedim ya hastanenin bahçesindeydik karşılaştığımızda öğlen üzeriydi ayrılırken güneşin çok ötesindeydik ..

.. hamlet sevdalarında barbeque partisi.. ölü-pan cennetinde küstahça kuşanmışım lâ u bâli pal güvercin paramour sinyallerle taş kesilmiş bir kadın genel eğilimi uğruna mütereddid haşarı pasaklısı üst bagajında kömürlü bir şimendifer çeker tren katarını yönetiminde ise bağıl birimli mop-gençler birleşmiş grupları tümüyle konvansiyonel şahyar deresi böler mülkleri saltanatıyla inilder dilenci kadın bezecikli yavrusuyla geniş alan gözlüyorum fikirlerim muhayyer ..

.. hümeyra yanaklarına buseler için.. yarın güzel bir günü anlatmalıyım katışıksıksız anlatmalıyım bir balarısı gibi işte göçüp-uçup konarak ve zarafetli polenler toplayarak hümeyra yanaklarına busecikler kâgülüne ışıklı telcikler takmak için bu gün sessizce tükenen bir yılın ölüm günü ve hep sen söylemenin yeni bir doğum günü ..

.. YUMURTA KABUĞUNDA HOSTER-WEB.. velvety-nap alıp da geldim çarşıdan meyyitin başı-ucunda talking-talkın dönüşmekte soğuk kuzey rüzgârları o trabzon-hurması ister bina-dalgın teşhisler yanlış kondu ve kayb-olduk detaylarda argyr-kuşlar uçamazmış illâ ru'tubetli havalarda ..

.. KAZZAFE.. gümüşî nehrin kavuşak yerinde bi sahil kasabası bi küçük liman ikiyüzlü lambeth ve cithara ünü birleşir hâcetler revada felahan bi afal koyak tablo seyrediyorum sakin seferber olmuş bi üfleyici kinik-katsayı ..

.. the long and the short of it is friendship is mutual .. ..

.. acathisia!. döndüm-baktım her-zamankinden ölmüş gecikmiştim güneş henüz batmıştı ölmüş bağlantıları gözden geçirdim izafî-kota ilişkilerini ne alâka o standartlarada kilosunu-boyunu ölçtüm akraba evliliklerinde bu hep böyle olur istatistik bu inanmak gerek olur olmaz deme sakın olmaz olmaz bi aşk-gemisi vardır hep olmazlar olur görece bi illustrator ottiş bapmış masaya hani o konsola tükenmez hiç ya mamaları mamalar masada türlü-çeşitten donanmış müşterekler masada ve uyum içinde hepsi döndüm-baktım her-zamankinden ölmüş gecikmiştim güneş henüz batmıştı ölmüş ..

.. HAREKÂT BELGESİNDE TEHL-Ü KE.. authentiques ölçümlü sunakta tek-başıma spartalı yiğit kara-koçlar kurban ediyorum mortarboard due really ne adaklar adadım iyab ü zehab pire için yorganlar yakıyorum ..

.. CEVRİYE; PROFİLİMDE İMAJLAR.. civarımda geçişli biçimde dorik mimarî değişkenler ve değişken bi süpürge girmiş charlady'nin düşüne bi tilki takmış saati koluna siyah-kâbus erkeğinden düşmüş alt-emir dosyamda işlenik tavşanın peşine tedavülde gemiler kuğular selâm verin siz gittiğiniz kıyılıklara beni götürmez misiniz? ..

.. HOBBIT-TOBBIT OKUYOM BEN-YAZIYOM BEN.. aba-ul ahr soğuk kırbacı şaklar sırtımda elimde kara-kavak rezervasyon belgesi terane düzüyor babam opera binasında tevessül etmesem de üzerimde gölgesi temiz ve pak kefene sardım ögelerimi aldanguç-figüratif işlemleri satıyorum ** okuyucuya alt-önerme; bir önceki iletide iliştirilmiş olan tom waits klibini tıklayınız ve edna'nın ne tür bi kefen giydiğini tasarımlayınız!? mercy.. ..

http://youtu.be/4KzbT2vfwPA edna million giymişti kefen çingene pembesine boyanmıştı tren iki dolarlık tabanca ama ateş etmez yağmur yağarken köşeye saklandım ben ölü adamın tabutunda on altı kişi kırık kupadan içerdim içki iki pantalon ve tiftik bir yelek çok burbon içtim kaybettim kendimi hey! küçük kuş eve doğru uç evin yanıyor ve çocukların yalnız schiffer morganın kafasında şişe kırdı ben de şeytanın kuyruğuna bastım dolunayın yüzündeki çatlaklardan geçtim kendimi küba hapisanesinin parmaklıklarında buldum mor bıçağın üzerinde kanlı parmaklarım kokteyl bardağından içen flamingo başkasının karısıyla çimlerdeyim gemi direğinden görünen manzaraya hayranım hey! küçük kuş eve doğru uç evin yanıyor ve çocukların yalnız hong kong yatağındaki çarşaf sarı slingerland zili ve stazybo kornası tek istediği karnavala gitmekti içimi karartan ise bir yüz dolarlıktı edna million giymişti kefen çingene pembesine boyanmıştı tren iki dolarlık tabanca ama ateş etmez yağmur yağarken köşeye saklandım ben hey! küçük kuş eve doğru uç evin yanıyor ve çocukların yalnız hey! küçük kuş eve doğru uç evin yanıyor ve çocukların yalnız Jockey Full of Bourbon Tom Waits ..

.. SHI-KAGU' DAYIM ELİ KULAĞINDA.. ayrıcalıklı mal i kânesi önü özgün iliştiriyordu kaşkariko iç-vadisinde uğursuzcu işaretlerini ilişkilerini up-uzun zamanlar geçi bahçesinde ah! işte orada eflâtunumsu haseki-küpelerini oh jouanny! modern satırbaşlarında çaprazlama dikkatle fırsatsız geyik izleri izliyorum öz be öz şahin oh fo sihirbazı! mavi rengini seviyorum sihirli balkar yolunun oysa boyutlarının ilgeçlerinde gerilmekteyim illionis engizisyonu civarında beklemekteyim aklından ne geçerki neler değiş-tokuş edersin soluk ve küçük bir festivalde payidar bebeğim ..

.. MAKSOORAH.. her-kesten daha yüksek lüks bir yere çönmüştü farklı bir söyleyiş özelliği ile hâss-ses perdeden yönlü-modal sanatsal estetik vurgular eşliğinde ve söyleterek kelimelerini söylettiklerine formal la-di-da la-di-da randevusunda çıkınını görsel gerekli edimsellerle başkaca-figüratif bilgileriyle tıka-basa doldurarak ve belli bir hedefe kitli gözetleyerek paravanında go team! go.. go.. ..

.. SİYAH TÜL; KALK! bend eder hastalık endamı hoş mâhtâbın yüz-üstü bıraktığı ıssız bozkırlarında mâil uğultuyla başkaldırır yanardağ nüktelerle kaybolur ümid siyah-kollarında korkuların ..

.. YARI-YANMIŞ ODUNLUK KOL NÖBETİNDEYİM.. önce; sürüp atttılar beni şehrin dışına el-altımda bir yavuk silahendaz silinmiş çığırda dağ-lâleleriyle makineli gibi taradı varoşun kuşkulu yamaçlarını umarım; el-avvâ süngü eder kavalını zorlar ateşkese ardından jetleri kodese tıkarlar akşamın ilk siyahında sonra; peşinden usulca renk karanlığa döner dönüşür türküye özlem der; o ten rengi dinamit pembe-gül olsun gelsin şaşırtsın radarları tarumar etsin gelsin.. ..

.. KOLZA, PANDÜL, SİRK VE KURBAN.. bi limit dolayısıyla o yola girdi ötesine geçmek ya suç işlemek için izleyen ham semptom üzerine girdi dördüncü uzay-plaza'da eğildi kavganın aşağılarına dünyanın alt-bölümleri üzerinden başkasının modülüne ayak bastı ve zamanlarını kullandı tecavüzen çatıştı önyargılı lezyonlar oluşturarak .. piramitlerin çatal göçüklerinde yapılan tarih hesapları süresince fragmanlar ve rol payları bakımından oyuncular epey etkiliydiler rüyada görülen bi yakışıklı erkek ya da kuğu görünümlü kadınlar uzun boyunlu her piyade adımlarında aynıdeğer ödemelerle vadesi gelmiş gözucu bakmaları öteleyerek tüm oyuncular etkiliydiler .. arkaplan'da parşömen üzerine yapılmış kayıtlar kriz anı ışıltılı-sihirli yazılar aksettirir tuvale hem başrolde önkoşul takılı isim ile dekore bi mental yıldız okur büyü formüllerini tekil kavislerinden öyle olmadığı halde öyle olarak .. hasat renk verip sahnelendiğinde parterde yer tutuyorum ben de ve kendi bedenimi kendim çizerek konu gereği gizli planlarda dönüşerek kayda geçirip ötüşlerinin notalarını ağzım açık seni dinliyorum sevgili ..

.. TUS CENGELİNDEN E-POSTA.. arada; uzun-ince kuyruklara sahip ve parlak madenden paten takmış mor-ışınlı hayalet balıklar son-hızla hareket ediyordu o arada; muse ile jül sezarın zamanında oyun oynamaya çağırıyordu yıldızlar şehrinden afrodit etek-ucunda kutsal engereği bu arada; üç gün önce portatif eşyalarımı küçük bir kano ile naklettim trinidad limanından mauritus adalarına şu arada; koyu kırmızı renkli şarabın üzerinde yansıyor güneş faslı araplar ondört mısralı etkileyici şarkılar söylüyor en dönüşül arada; hendekte saklı bahçe ile duvar altında dolaplanmış gömü-yerinin kapsamlı haritasını çiziyorum sana reklâm ve leziz hükümlerle dekore ediyorum vitrini el ve karen mehâretle ..

.. din kavramı üzerine: be inactive; lie-dormant orbit integrated circuit spatial communication ..

.. peygamber kavramı üzerine; satellite's saint satellite's martyr satellite's special explorer satellite's interpreter ..