misafirceylan tarafından postalanan herşey
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
bahsettiğiniz olay şakkı kamer mucizesidir. Allahu tealanın izniyle peygamberler peygamber olduklarını ıspatlayabilmek için böle mucizevi olaylar gerçekleştirmişlerdir. şakkı kamer mucizeside bunlardan biridir. olayı siz gayet güzel açıklamışsınız elinize sağlık.ancak eklentiye ihtiyacı var. ŞAKKI KAMER MUCİZESİ Kureyşli müşrikler, Resûli Ekrem Efendimizin dâvasını tasdik eden birçok mucizeye şâhid oldukları hâlde, yine de inat ve inkârlarından vazgeçip ona sadâkat ellerini uzatmıyorlardı. Gördükleri her mucizeye bir kulp takarak nazarlarda küçük ve basit bir hâdiseymiş gibi göstermek isteyerek, hem kendilerini, hem de halkı aldatma yoluna gidiyorlardı. Zaman zaman da akıllarınca Resûli Ekrem'i güç durumda bırakmak niyetiyle kendilerince meydana gelmesini mümkün görmedikleri isteklerde bulunuyorlardı. "Eğer, gerçekten Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen, şunu şunu yap, şunu şunu göster de görelim!" diyorlardı. Bu istelerde bulunurken maksatları îman etmek değildi; bilâkis, Kâinatın Efendisini güç durumda bırakmaktı. Fakat, Cenâbı Hakk, müşriklere karşı Sevgili Resulünü hiçbir zaman güç durumda bırakmıyor ve hiçbir zaman muavenet ve muhafazasını üzerinden eksik etmiyordu! Yine bir gün, ileri gelenlerinden Ebû Cehil, Velid b. Muğire gibilerin de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Peygamber Efendimize gelerek, "Eğer sen, gerçekten söylediğin gibi Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen, bize Ay'ı ikiye ayır; öyle ki, yarısı Ebû Kubeys Dağı, diğer yarısı Kuaykıan Dağı üzerinde görülsün!" dediler. Resûli Ekrem Efendimiz, "Şayet bunu yaparsam îman eder misiniz?" diye sordu. Onlar, "Evet, îman ederiz." dediler. Dâvasında haklı ve doğıru olduğunu göstermek için mucizeyi istemek, peygamberin vazifesidir; istenilen mucizeyi yaratan ise Cenâbı Hakk'tır. Ay'ın bedir hâliydi; yâni en güzel göründüğü 14. gecesiydi. Kâinatın Efendisi, Allah'ın emir ve iradesi dairesinde hareket eden Ay'a şehâdet parmağıyla işaret etti. Bu işareti Nebevî kâfi geldi ve Ay ikiye ayrıldı; öyle ki, yarısı müşriklerin istedikleri gibi Ebû Kubeys Dağı üzerinde, diğer yarısı ise Kuaykıan Dağı üstünde iki parça hâlinde göründü! Resûli Kibriya Efendimiz, orada bulunan halka, "Şâhid olunuz! Şâhid olunuz!"diye seslendi. maddenin kendi kendini var etmesine inandığınız takdirde açıklamaya ne kadar kapalıysanız şakk-ı kamer,miraç gibi mucizelere inandığınız takdirde de bi o kadar açıklamaya açık olmuşsunuz demektir.
-
ALLAH YOKTUR!
tesadüf : çok kısa açıklayayım RASLANTI. yani bir plan program yok. mesela yolda yüryosun bi arkadaşınla karşılasıyosun bu tesadüf ,rastlantı. sen onunla karşılaşmayı planlamadın ama karşılaştınız.tesadüf oldu. :Allah'ın ilmi ezeli ve ebedidir. herşeyi bilir ve görür. sen yolda arkadaşınla karşılasacağını bilemezsin planlamadığın için. ama Allah'ın ezeli ve ebedi ilminde bu vardır O c.c senin hangi tarihte nerde kiminle saat kaçta karşılacağını bilir ve bunu kaderine yazar. zamanı gelince de kaza eder yani yapar. bu yüzden Allah olunca tesadüf sözkonusu olamaz. buna tavafuk deriz biz müslümanlar.çünkü benim arkadaşımla karşılacağım ve bunun gibi hayatımda bana rastalntı gibi gelen seyleri zaten ezeli ilim sahibi olan AllahU teala tarafından ilk yaratıldığım günden beri biliniyordu. Allah'ın yokluğu söz konsu olamaz. bence bu sorunun muhattabı sensin kardeşim sen cevap ver. haşa yüz binkere haşa Allah olmayınca iş neye kalıyo bunu bende merak ettim. teadüfün ne demek olduğunu açıkladıktan sonra beyinlerde bi parca cevap bulmuştur bu soru. tesadüf rastlantı plansız programsız gerçeklesen olay. oysa Allah'ın ilminde bu dünya üzerinde olabilecek her türlü olayın bilgileri mevcut. her şey tasarlanmış.akla ve mantığa uygun olarak belirli bir plan ve programa göre inşa etmiş AllahU teala .. o yüzden Allah'In yarattığı herşeyde plan program vardır mantığı bizi planın programın olduğu hiç birseyde tesadüf söz konusu olamz sonucuna götürür. bu sorunun muhattabıda sizsiniz. zira biz hiç bir açıklamamızda tesadüfe sığınmadık. ilahi güçlere inanan bir insan için tesadüf söz konusu olamaz. bana göre kaçmak kurtulmak inanmayan insanların tercihidir. inancın üzerlerine yükledikleri sorumluluklardan kaçar her inançsız. ayrıca biz yüce Allah'a maddenin özelliklerini bilmediğimiz için mi iman ediyoruz. ozaman tarih boyunca ve günümüzde yaşayan ve eserleriyle avrupaya bile ışık tutmuş pek çok müslüman bilim adamının varlığınıda çöpemi atıyorsunuz. hayır ben yazınızdan bunu anladımda yanıldıysam uyarın.
-
ALLAH YOKTUR!
işte gülemeftunun bektaşi örneğinde demek istediği tamda bu bunu canlı canlı gösterdiğin için teşekkürler sn taklamakan . sadece işinize gelen ayetleri kendi yetersiz yorumlarınızla yazmak erdeme sığmaz kardeşim. sana herneye inanıyorsan onunla mutluluklar. ama biz Allah'ı sanmıyoruz kardeşim ONU biliyoruz. ve senin beyninde oluşturduğun tanrıylada asla kıyaslamayacak kadarda mantıklıyız. yine sevdiğim bi ayetle bitireyim satırlarımı. hiç bilenle bilmeyen bir olurmu.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
hayır hayır hayır.... çoğunluk doğruluğun elbetteki kanıtı olamaz. benim demek istediğim islam alimlerinin ciltlerce anlattıkları halde yinede muvaffak olamadıkları islam gibi bir hazineyi sizin 5 satır la açıklamakta ısrar etmeniz.ve dolayısıyla basaramamanız. madem ben işin özüne bakarım diyorsunuz peki en güzeli tercih ettiniz. buyrun ben size daha kısa ve özlü ifade edeyim la ilahe illAllah Muhammedurrasulullah...(Allah'tan başka ilah yoktur Hz Muhammed Allah'ın elçisidir.) asıl mantık ve öz işte burda saklı hadi bende sizi islama davet ediyorum buyrun.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
siz Kuranın HZ Muhammed s.a.v tarafından yazıldığına inanıp eleştrilerinizi bu yönde belirtirseniz sizin muhattabınız islam dolayısıylada iman etmiş müslümanlar olamaz!!!!! Kuranın mantığı olarak öne sunduğunuz mantık aslında Kuranla hiç ilişkinizin olmadığının kesin bir kanıtıdır sn taklamakan. veee siizn haklı olduğunuzuda göstermez.çünkü kuranın mantığı bu değildir . Ah ne olur biraz araştırsak. Kuranda bir çok yerde Kuran Allahın sözüdür buyururken hz Muhammedin yazdığınıda nerden çıkarttınız. buna hayalperestliğin son örneği diyebilirmiyiz. yada yine kaynakları bile yalanlanma olayıyla karşı karşıyayız galiba. toplulumuzda en büyük yara . okumayan araştırmayan bi milletiz. bununlada kalmayıp bilmeden atıp tutuyoruz. yapmayın sn taklamakan. ayrıca tekrar söylüyorum uzuuun yazmadım kelimeler arkasına gizlediğiniz şeyleri açıkladım.zira bilmdi mantıktı deyipde açıklamaya bu kadar kapalı kalmayınız.
-
İnananlar neye inandığını biliyor mu?
bütün müslümanlar eğer gerçek islamı görmek isterlerse bakmaları gereken tek bir yer ve tek bir kişi var oda Asr-ı Saadet ve Peygamber efendimizin hayatı islam bunu söyler insanlara . en güzel örneğini en güzel öğretmenini zaten gösterir islam boşuna gereksiz arayışlar içine girmeyin. düşmanı olduğunuz karşı çıktığınız dini bir nebze öğrenmeye çalışsanız ne olduğunu bilseniz yada neden karsı çıktığınızı zaten yapmazsınız. islamı kuranı öğrenmekse amacınız önce bi inceleyin.kulaktan dolma fikirlerle çıkıp komik durumlara düşmeyin yok hayır bizim amacımız karalamak, aşağılamak, hor görmek tahrib etmek diyorsanız siizn adınıza üzülerek söylüyorumki bu davadan başarılı çıkamıcaksınız.tıpki sizden önceki islam düşmanları gibi. buna en güzel örnek firavun.. firavun aslında firavun diye bildiğimiz ateist kişinin adı değildir mısırda o hükümdarlığın elinde bulunduğu firavun ailesinden hükümdarlığa gecen insanlara verilen genel addır. hz musaya iman etmeyen tek tanrının kendisi olduğunu idda eden bir insanın gerçek isminin ne olduğunu bilen varmı yok adı bile duyulmadı bgün sadece hukumdarlara verilen genel adı kaldı akıllarda "firavun". kendi kendini ilah ilan etmesi gibi bir sapkınlığı yüzyılları aştı geldide bi adı gelmedi bu güne. bugün fravunu buldular ne halde secde eder vaziyette.çünkü deniz yarıldığında iman etmiş secde etmişti ancak korkuyla edilen iman kabul olunmaz. ayete dikkat edelim ibret olsun diye cansız bedenini Allah gün yüzüne çkardı ancak görüyoruzki insanlığın ibret almaya pekde niyeti yok. biz neye neden inandığımızı ibret alan ,ders çıkarabilen , doğruları bulabillen bir tplum olmamız hasebiyle gayet net bir sekilde biliyoruz. siz .inananlar adına üzülmeyiniz selametle
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
mantığın ne kadar yanlış olduğunu yukarda açıkladık sn taklamakan. endise etmeyiniz. mantığın yanlış olduğunu gösterdiğimize göre sayısız peygamber adayının var olmasının mümkün olmayacağını daha öncesine gidip cümlemdede Allah'ın izniyle hiç bir hatanın olmadığını belirtmek boynumuzun borcudur. ha bu arada yüce Rabbim'e yüz bin kere haşa inanmayan insanlar daha bana insanın ilk varoluşunu mantığımı tatmin edecek sekilde açıklayamadıktan sonra ; temeli sağlam olmayan bir düşünceyi istedikleri kadar savunsunlar istedikleri kadar çok sey bilsinler ne fayda??? ayrıca bizim adımıza korkmayın sn taklamakan İslam'a ve Yüce Allah'ımıza iman edenlerin bilgileride Allah'ın izniyle, dinimizin kaynakları ve alimleri sayesinde hiçde az değildir. dikkat ediniz. selametle.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
Sn taklamakan öncelikle ben misafirceylan tanıştığıma memnun oldum ancak biraz daha dikkat yeşil yazılar bana ait. zira sahsıma ait olan birseyden başkasının sorumlu tutulmasını istemem. geçelim konumuza. yeşil renkteki yazılarımda sizin adınıza üzülerek söylüyorum ki asla döngüsel mantık bulamazsınız. zira sizin kısaltma olarak verdiğiniz paragrafda hala içeriğindeki kısrlığından kurtulamamış maalesef. acaba bu herşeyin tesadüflerle oluşması gibi kısır bi düşüncenin mensuplarına kazandırdığı genel bi özellikmi. ayrıca uzuuuuunca yazmadım sn taklamakan açıklayarak yazdım. zira bilim ve mantık ikilisine açıklama sunmazsanız tatmin olmaz. öyle değilmi????? ayrıca bahsettiğimiz konuda milyonlarca eser yazılmış. her biri cilt cilt binlerce sayfa. örneğin imam gazalinin İHYA-U ULUMİDDİN adlı eseri 4 cilt herbiri 1000 küsür sayfa saymakla bitiremeyeceğim bir sürü eser daha... islam mantığını acaba sizin 5 satırınız mı, yoksa dünyaca ünlü islam alimleri binlerce sayfalık eserleriylemi daha açıklayıcı, akla ve mantığa uygun bir sekilde anlatır. bunu vicdan sahibi sirf laf olsun torba dolsun adına yalan yanlış konusmayacak butun forum sakinlerine soruyorum... veeee sözlerimi çok büyük bir islam aliminin satırlarıyla bitiriyorum. Şu İstikbali İnkilabat içinde En gür Seda , İslam'ın Sedası Olacaktır.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
cevabımın üzerine yapılan en talihisz açıklama olduğu için ilk size cevap vermek istedim ben zaten yazımdada peygamberlikten vazgeçmesi için teklif edilen bir maddiyattan bahsettim.ve bunun kabul edilememesinden... her insan maddiyat için değerlerinden vazgeçmez. her vazgeçmeyen insana peygamberlik sıfatı vermek dar görüşlülüğün bir ıspatıdır kardeşim. ayrıca sinoplu diyojene buyuk iskender "bir dileğin varmı?" diye sormuş oda "gölge etme başka ihsan istemem " demiş.benim bahsettiğim olayla uzaktan yakından ilgisi yok. diyojenin kendisine maddiyat karşılığında davasından vaz geçmesi mi söylenmiş. hayırr. oysa peygamber efendimize ne denmişti bidaha hatırlayalımmı zira yaşlanıyoruz unutkanlık var. putperestler Peygamberimizin (s.a.v) amcasına Ebu Talip’e gelip :"Yeğenin eğer başımıza reis olmak istiyorsa onu reis yapalım veya en güzel kız ve kadınlarımızı ona verelim. Ta ki, bu davadan vazgeçsin." dediler. Pekiii Peygamberimiz (s.a.v) ne cevap vermişti onuda hatırlayalım "Ey amca! Eğer sağ elime güneşi, sol elime de ayı koysalar 'vallahi ben bu davadan yine vazgeçmem.” sinoplu diyojenle uzaktan yakından alakası varmıymış yokmuşşş.. gelelim mimarımıza Mimar sinanın da bir Paygamber aşığı olduğunu islama ve ülkemize başta süleymaniye camisi olmak üzere muhteşem eserler kazandırdığınıda hafızalarımızda bi canlandırıverirsek başta neden yazınıza "talihsiz cevap" adını yakıştırdığımı anlayacaksınızdır. babanıza çok üzüldüm Allah yardımcınız olsun kardeşim. ancak üzülmeyiniz. haklı eğer hakkını alamıyorsa Allah en güzel vekildir.elimizin uzanamadığı işleri Allah'a havale etmek en güzeldir. zira O(c.c.) mazlumun her daim yanındadır endişe etmeyiniz.
-
ISTANBULDA TERÖR SALDIRISI
lanet olsun.. ... hangi vicdan el verir masum insanlara kıymaya. en çok acıtan minik minik çocuklarda var ya uff bu insanların vicdansızlığı nereye gidicek böle.tuzakları kendi başlarına geçsin inşALLAH ölen kardeşlerimize Allah tan rahmet diliyorum yaralılarımızada Allah acil şifalar versin inşALLAH. selametle
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
bir konuda mantık yürütmek için önce o konuya vakıf olmak gerekir.o konuda mantığınızın yeterli olması gerekir. yukardaki mantık die idda ettiğiniz sey islam dinini anlatmak konusunda kısır kalır. zira kısır mantıkla hiç biyere varamaz kendi içinizdeki sorunları bile halledemezsiniz. M:Bütün kainatın ,herseyin Yaratıcısı Allah'tır A:Bunun böyle olduğuna nasıl kanaat getirdiniz. Kanıtınız ne? M:Kanıtımız Kuranı kerim.Ancak günümüzde Kuranı kerimlede tatmin olmayan kardeşlerimiz var. Onlar içinde bir sürü bilim adamının düşüncelerini kanıt olarak gösterebiliriz. örneğin : Fizikçi Dr.Karl Giberson Ünlü moleküler biyolog Michael Denton ingiliz astrofizikçi Prof. george F. Ellis Avusturalyadaki Adalaide ünüversitesinden ünlü matematiksel fizik profesörü Paul Davies Stephen Hawking bu yukarda saydığımız alanlarında uzman ve ünlü bilim adamları 20. yüzyılda bilim tarihine "evrendeki ince ayar" kavramını katmış,evrenin ve dünyanın gelişigüzel tesadüfler sonucunda ,rastgele olayların ardı ardına gelmesiyle oluşamayacağını kesin olarak ortaya koymuşlardır. evrende var olan "hassas ayarın" asla birbirinden farklı atomların rastalantılar sonucu ortaya koymadıklarını ve bu hassas ayarın tek bir sahibi olduğunu onunda Allah olduğunu böylece kanıtlamış oldular. zira sayın A bilim ve bilim adamlarıda sizi tatmin etmiyorsa zira sizin adınıza yapılacak Pekde bişey kalmasa gerek. A: peki Kuranı kim yazmış. M:yukarda varlığını günümüzün bilim adamlarının dahi ispatladığı Allahu teala melaikesi hz cebrail ile peygamberi Hz.Muhammede bilidrmiştir. hz. Muhammedde okuma yazma bilmediği için ashabından okuma yazma bilen kişilere Kuran ayetlerini yazdırmıştır. daha sonra bu kişilere vahy katipleri denmiştir. A:Peki Kuran'ı Allah'ın vahyettiğini kim söylüyor M:aslında bunu bütün insanlık söylüyor sadece peygamberler değil.ancak tebliğ görevinin başlangıcı peygamberlerdir. şimdi bi düşünelim insanlık tarihi boyunca Allah bütün insanlığa kendisini,bu dünyada ve ahirette mutlu olabilmeleri için yol gösterici kitaplar ve peygamberler göndermiştir. peygambersiz ve kitapsız hiç tpluluk görülmemiştir. şimdi kendi tarihine bakan bir insan dini kitabı peygamberi ve insanların bu konudaki açlığını görmeli ve dinin insanlara getirdiği haklı sorumluluklar sebebiyle topyekün bir temizlik adına inkara başvurmamalıdır. Kuranı ve diğer hak dinlerin kutsal kitaplarını Allah'ın vahyettiğini, biraz önce bilim adamlarınında evreni yaratmış olduğu gerçeğini kanıtlamış oldukları Allahu teala söylüyor kendi sözü olan Kuran ayetlerinde ve diğer kitapların orjinal hallerinde. ve bunuda bizlere peygamberler bildiriyor. A:peki Hz.Muhammedin doğru söylediği ne malum M:Allah bir Peygamberine peygemberlik vasfını yüklemeden önce onu var olduğu topluma doğru sözlülüğü,dürüstlüğü durum kendi aleyhine olsa bile asla doğrudan vazgeçmeyen bir insan olarak benimsetir. zira inceleyin peygamber hayatlarını hepsi peygamberlik gelmeden önce dğoru sözlü ve dürüst insanlardı . doğru sözlülük yani "sıdk " peygamberlik sıfatlarındandır.çünkü butun peygamberlerde görülen bir özelliktir. ayrıca Neden yalan söylesin????bana yalan söylemesi için tek bir sebeb gösterin. A:maddi çıkar olabilirmi? M:Olamaz.eğer öyle olsaydı kendisine para teklif edilip peygamberliği bırakması söylendiğinde bu teklifi geri çevirmezdi. teklif edilen maddiyat mekkenin efendisi olmak. mekke o dönemde ticaret açısından çok gözde bir sehir. düşünsenize teklif kabul edildiğinde sağlanacak kazancı. sonra Hz. Ömer (r.a.), bir gün Allah Rasûlünün huzuruna girdi. Efendimiz yattığı hasırın üzerindeydi ve yüzünün bir tarafına, hasır iz yapmıştı. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de içinde birkaç avuç arpa bulunan bir torba vardı. İşte Allah Rasûlünün odasında bulunan eşya bunlardan ibaretti. Hz. Ömer, bu manzara karşısında rikkate geldi ve ağladı. Allah Rasûlü niçin ağladığını sorunca Hz. Ömer ?Ya Rasûlallah! Şu anda kisralar, krallar saraylarında kuş tüyünden yataklarında yatarken, sen sadece kuru bir hasır üzerinde yatıyorsun ve o hasır senin yüzünde iz bırakıyor. Gördüklerim beni ağlattı? cevabını verir. Bunun üzerine Allah Rasûlü, Hz. Ömer?e şu karşılıkta bulunur. ?İstemez misin ya Ömer! Dünya onların, ahiret de bizim olsun.? buyurdu. böyle bir insanın öldüğünde arkasında tek bir kuruşu olmayan bir insanın bu yüzden maddi çıkarlar için yalan söylemesi mümkün değil. tarih bunu çok açık bir sekilde göstermektedir. A:kişisel saygınlık olabilirmi?? M:peygamberimiz çok saygın bir insandır buna bütün müminler iman eder. ancak kendisi asla saygınlık kazanmak için peygamberlik yapmamıştır. zira islamın ilk dönemlerinde müslümanlara akıl almaz işkenceler yapılıyor ve aşağılanıyordu. düşünün saygınlık adına böle birsey yapsa islamın ilk doğduğu yıllarda bunca aşağılanma sebebiyle bundan vazgecerdi değilmi??? başka ihtimal varmı yalan söylemesi için? A:İlerki çağlarda adını duyurmak. M:bu sarfettiğiniz en talihsiz ihtimal oldu.zengin olarak da adını duyurabilridi.yada mekkenin kabenin efendisi olarak .bugün ebu cehilde duyurmadımı adını. neden bunu tercih etmedi. değermiydi hiç olmayan şeyler için onca ızdırap çekmeye.sadece onun için değil tüm peygamberler için gecerli. biraz mantıklı düşünün sırf karalamak uğruna kökü olmayan iddalar atmayın ortaya. A:hayır hayır sizinki yinede döngüsel mantık. M:sorularnıza verdiğim hiç bir cevap bir diğerinin döndürülmüş sekli değildir. A: olsun banane ben yinede inanmıcam o ne der? bu neder? sonra benim onca inanmayan arkadaşım var bu durumu onlara nasıl açıklarım.Allah yooookkkk Allah yooookkkk M: Allah'ım tüm gerçekliği bildiği halde inanmayan kullarına sen yardım et .Hidayet bağışla Ya Rabbim.
-
YILAN SOYU
islam dininin kutsal kitabı Kuarnı kerim der ki, "Allah katında hak din, islamdır!". bu sebepten dolayı diğer kutsal kitapların değişmiş olması ya da olmaması üzerinde bu kadar takılmak mantıksızdır. ben sadece o kitaplardan çıkartılmış ve dini sabote etmek için kullanılan ayetlerin savunmasını yapamayacağımızı çünkü benim dinime göre değişmiş haline iman etmem yasaklanmış olduğunu ve bizde iman etmediğimiz için onu savunmayacağımızı belirttim.. kuran-ı kerim'in inmesiyle birlikte, diğer kitaplar değişse de değişmese de Allah katında din, islamdır. ve tüm bunlardan başka yine islamın bölünemez bir bütün oluşundan dolayı şu ayet büyük önem arzeder; "Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz; onun koruyucuları da gerçekten biziz. (hicr suresi / 9)" ayette anlatıldığı ve müslümanların da iman ettiği üzere kuran-ı kerim'in koruyucusu Allah'tır. ve O(c.c) büyük koruyucunun kelamı kendi izni olmadan asla ve asla değişmeyecektir. kısacası sizin iddanıza göre Kuranının değişme ihtimali; müslüman için böyle bir ihtimal yoktur. din inanç meselesidir. ya inanırsın ya reddedersin, kuran dan bşr harf inkar eden dinden çıkar, ayıklama yapılamaz, yapılmaya çalışılamaz. insan mantığıyla kuran ters düşüyorsa (ki öle bi yerin olduğunu daha kimse ıspatlayamadı) yetersiz olanın insan mantığı olduğu açıktır. peyami safa der ki; insan mantığı yeterli bir kriter olsaydı dünya gül bahçesi olmazmıydı. Türkiyedeki değil islam aleminin gerçekleridir. zira islam aleminin dışına çıkıp diğer din lerin kutsal! kitapları incelendiğinde görülecektirki, dejenere edilmesine rağmen son peygamberin gelişini müjdeleyen ayetler meccuttur.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
Biz biliyoruz kardeşim nereden mi biliyoruz?? Hz.Muhammed'i hak dinle gönderen Allah'a yemiin olsun ki Allah zaten bu güvenceyi vermiştir kuluna . O'nun sözünün üstünde söz olmaz. butun peygamberler Rablerinden aldıkları bu güvenceyi insanlığa müjdelemiştir. sözlerimi yineliyorum size bu güvenceyi vermesi için daha kimi bekliyorsunuz????? Hz.Ömer(r.a) anlatıyor: "Yarışırdım hz.Ebu Bekirle , hep beni geçerdi. Onu geçmek hiç mümkün olmadı. Birgün Allah Resulü buyuruyorlardı ki "Bişeyler getirin fakirler için", "Harbe çıkılacak bişeyler getirin" diyordu. Ben evimdeki herşeyin yarısını getirmiştim Allah Resulunün yanına oturdum kendimce diyordumki "kimse benim kadar getiremeyecek" Sonra baktım Ebubekir(r.a) geliyor develerini getirdiğinde gördükki evindeki mutfağının eşyasına kadar getirmişti. Allah resulu develere baktı buyurdular ki: "Sıddik çoluk çocuğuna ne bıraktın?" Hz.Ebubekir "Onlara Allah ve Resulunden başka hiçbirşey bırakmadım. Onlara Allah ve Resulu yeter" diyordu Sonra Allah Resulu buyurdularki "Bak, Cebrail (a.s)geldi Sıddik. Allah (c.c.) diyorki: Ben Ebubekir den razıyım. Ebubekir benden razımı dır? diye soruyor" Hz.Ebubekir(r.a) ağladı ve kalktı etrafında dönmeye başladı." Zaten ayeti kerimede Rab bimiz buyurduya 9/21- Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler. 9/22- Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafat Katında olandır . Evet işte kuluna ben senden razıyım sen benden razımısın diye soran Rab bimiz onun içinde onların yolunda olanlar içinde bu kesintisiz hayatı lutf ediyor. bizim güveneceğimiz kapımız var.bize HAKTAN başkasının guvencesi lazım değil. peki ya siz daha kimden güvence bekliyorsunuz????
-
YILAN SOYU
esselamün aleyküm birvarmışhiç yokmuş soruna verilecek cevapları!!! -ki cevaplar varsa- bölmek istemezdim kardeşim kusura bakma. ancak kardeşim öncelikle sunu sormak isterim sorularınızı hangi kaynaktan soruyosunuz. Kuran'ı Kerimde Tekvin Suresi yoktur . Tekvin tevrat da bir bölümün adıdır. hayır aklınızdaki sorulara nacizane cevap vermek istedim şayet bizim kaynağımız dejenere olmuş bir kitap değil tek bir harfi bile değişmeden günümüze kadar gelmiş olan Kuran-ı Kerim'dir. biz müminler tevratın ilk indirildiği haline iman ederiz . bu günki insanların kendi elleriyle yazdığı haline değil.o yüzden bu ayetlerin savunmasını yapamayız kardeşim. Kuran-ı Kerim ayetlerinde bu tip sorular aklınıza takılırsa cevap alabilirsiniz. selametle.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
amenna elbetteki Allah kendisini ispatlar.ıspatlamıştır da. ancak Allah'ın size kendisini ispatlaması için her ayeti akla hitap eden evrensel bir kitap tan daha üstün bir söz , öğrettikleriyle,öğrettiklerini kendi hayatında uygulamsıyla sadece islam alemine değil tüm kainata örnek olmuş peygamberler den daha zeki ve daha akıllı bir kişi, yada aklınızın alamadığı konularda cebrail (a.s)ın doğruları kulağınıza fısıldamasınımı bekliyorsunuz.eğer bunu bekliyorsanız üzülerek söylüyorum ki bunların hiç biri olmucak. Allah zaten yüzyıllar önce kendi varlığını ve birliğini ıspatlamış buna delil kitaplar peygamberler göndermiş. bunları bir kenara bırakıp daha neyin gelmesini bekliyorsunuz? ahir zamanda dünyaya gelecek hz.isayımı yoksa insanları dinlerinden koparmak için gelecek deccalimi ???? hayır o zaman gerçekleri göreceksinizde korkudan yaptığınız iman yes halinde olup kabul edilmeyecek. bu kadar talihsiz bir cümle sarfedilemez. her ayetine düşmanlık sergilediğiniz Kuran ayetlerini gerçekten incelerseniz ayetlerin içeriğinde ve çoğunlukla sonunda Allah'ın zati ,subuti ve bu başlıkların dışında kalan daha bir çok sıfatını belirttiğini görürsünüz. ama tüm halkı okumaya incelemeye davet ediyorum ben. insanlara hitaben indirilmiş bir kitapta ve insanlara gönderilen bir peygamberiin sözlerinde insanların anlatılmasından daha doğal ne olabilir. -------------- hepsi sizin düşünceleriniz elbetteki saygı duymak zorundayım ancak rica ediyorum bizlerin Allah'a karşı olan imanlarını,ibadetlerini,sevgilerini bu denli yanlış aktarmayın. ben sizin yaptığınız hiç birseye kesin bir hüküm veremem sizde benim yaptığım ibadetime,duyduğum sevgime ve imanıma hüküm veremezsiniz. sevgi mesafe varsa dahada güçlenir .sevgide mesafe olmaz değil mesafeler sevgiyi engellemez. Allah'a karşı duyduğumuz korkunun en buyuk sebebi Onun bize olan sevgisini yitirme korkusudur kardeşim. O (c.c) öyle severki kulunu bütün kainatı emrine ,faydasına vermiş,ihtiyacı olan en küçük bir ayrıntıyı bile atlamamış,bize dünyaları verseler dahi vermeyeceğimiz kalp ,göz beyin gibi çok değerli organlarımızı bahsetmiş, benim burada saymakla bitiremeyeceğim daha bir sürü nimet vermiş ve kuluna olan o eşsiz sevgisini bizlere göstermiştir. bizim dünyaya gelmemize vesile olan annelerimizi severken ,onların sevgisini kaybetmekten korkarken,atacağı dayağı değil söylediğ ağır bir sözü kendimize dert edinirken dünyaya gelmemizin tek nedeni olan ve bu dünyayı bizler için en güzel sekilde Yaratan Allah'a nasıl sevgi duymayız. bunu hangi yürek hangi akıl kaldırabilir. bak gece gece duygulandırdın beni Allahın hidayet nasip ettiği kullardan olursunuz inşALLAH. yanlış hatırlamıyorsam 2 sene önce bir internet sitesinde ırakta bir hapishanede sürekli amerikalı askerlerin tecavüzüne maruz kalan bayan bir kardeşimizin yazdığı mektupta; o cezaevinde kalan kadınların çoğunun bu durumda ve amerikan askerlerinden hamile kaldıkları yazıyordu. kadınlar bu durumdan utanç duyuyor karnındaki günahsız yavrularıyla ne yapacaklarını bilemiyor ve tüm insanlığı kendilerine yardım etmeye çağırıyordu. maalesef kardeşim dünyaya gelen her çocuk dediğiniz üzere ana babanın sevgisi üzerine gelmiyor ve iddanız bu noktada çürüryor /b] selametle
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
sevgili birvarmışhiçyokmuş Allah razı olsun kardeşim sağolasın.yazdıklarınızın hepsi bir bir anlaşılmıştır. sonuçta islam adına söylenen her söz kalplere hitap etmiyormu.kalbi duyan kimsenin can kulağına ne ihtiyacı var öyle değilmi? müminlerin vasıfları hakkında yazdıklarınıza katılmamak ne mümkün.Allah rızasını umduğumuz bu yolda aynı saflarda bulunmak ne buyuk mutluluk.şahsım ve bütün islam alemi üzerine yaptığınız bütün dualarınıza yürekten binlerce kez amin diyorum kardeşim. ancak keşke zikrettiğiniz övgülere layık olabilseydim. bu övgülere ve Rabbime layık kul olamayışımın verdiği üzüntüyle övgülerinizi bir dua olarak kabul ediyor ve bir gün o ovgüleri hakeden birer mümin olmamız için dua ediiyorum sevgili kardeşim. her ümmet peygamber yadigari bir mesleğe sahiptir. gül dağıtmak, gül sunmak.gül kokusunu dört bin yana yaymak. Allah bu yol üzerine can verenlerden eylesin hepimizi inşAllah. selametle
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
estağfirullah kardeşim dinimizin kaynakları sayesinde yardımcı olabildiysek ne mutlu.yalnız cihad başlığı altında yazılanlar sahsıma ait değil kardeşim. sizin bilgi edinmek istediğiniz hususta akıllardaki bir çok soruyu cevaplandırması amacıyla tırnak içinde ekledim Allah'ın izniyle. Allah cümlemizden razı olsun . islamın en güzel yaşandığı devir Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin tesrif ettiği Asr-ı Saadettir. bu devirde Peygamber Efendimiz islam dininin öğreticisi olmuş, islam dininde tabir-i caizse saçının ucundan ta ayak tırnağının ucuna kadar öğretilmesi gereken herseyi en güzel şekilde öğretmiş ,öğrettiklerinide kendi hayatında uygulayarak en güzel örnek olmuştur. bu yüzden müslümanların örnek alması gereken yegane kişi HZ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEMDİR. şimdi islamda savaş hususunada bu açıdan baktığımızda Peygamber Efendimizin savaş gerekçeleri,savas ahlakı,islamiyeti yaymak gibi bir çok konudaki söz ve uygulamaları bu konuda bizleri aydınlatacaktır. Peygamber Efendimiz hiç bir zaman islam devletine yeni topraklar katmak,amacıyla savaş yapmamıştır.dediğimiz gibi ONUN hayatındaki savaşlara baktığımızda hepsi savunma amaçlıdır.Ve islamda bu savaşlara cihad denilmiş, cihad ise dini ve müslümanları korumak için yapılmıştır. islami yaymak ise tebliğ başlığı altında değerlendirilebilir. Paygamber Efendimiz islam dinini, hiç bir zaman silah,kötü söz ve zorlama gibi islamıyetin kesinlikle yasakladığı davranışlarla değil, güzel söz ve irsat yoluyla yaymaya çalışmıştı. örneğin ; Taife Taif halkını islama davet etmek için giderken yanında sadece manevi oğlu zeyd bin harise vardı. mekkeli müslümanlarla medineye hicret edip orayı bir islam devleti haline getirirkende asla savasa başvurulmamış ,akabe biatlarıyla ,mekke yakınlarındaki akabe denilen yerde ,medineden gelen guruplarla yaptığı görüşmelerde ,onları islama davet etmiş bu daveti kabul eden ve peygambere biat eden müslümanlara islamı öğretmiş, bu sayede medinede islamiyeti yaymaya ve medineyi bir islam devleti haline getirmeye elverişli bir ortam oluşturulmuştur. Peygamber Efendimiz islamı yaymak adına asla ve asla hiç bir savaş girişiminde bulunmamıştır. eğer bir beldeyi islama davet ediyorsa ;ya elçiler gönderiyor ,ya kendisi gidiyor islam dinini öğretilmesi gerektiği gibi öğretiyor,yada kendisine tabi olmuş ve islam dini hakkında bilgin kimseleri gönderiyordu. gelelim savası mesrulastıran sebebleri ve savunmayı bir köşeye bırakmaya. eğer bir savaş yapılırken islamda savası mesru kılan sebebler yoksa zaten o savasın islam açısından doğruluğu söz konusu olamaz. başka insanların topraklarını fethetmek ,doğal zenginliklerine ,mallarına sahip olmak yani maddi bir takım çıkarlar için yapılan savaş Kuran?a göre dini yayma amaçlı bir savaş olamaz. zira dini yaymak için ise savaş asla yapılmaz.Allah Kuranda bunu açıkca ifade etmiştir. "Dinde zorlama yoktur." (Bakara:256) velhasılı dediğimiz gibi dini yaymak sa amacımız bu konudada bütün kainata önder ve örnek olmuş Peygamber Efendimizin yolundan gitmeli ,Onun gibi güzel sözle yürekleri fethetmeliyiz. selametle kardeşim.
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
Peygamber efendimiz sallalhu aleyhi ve sellem efendimizin yaptığı savaşların amacı düşman saldırılarını önlemek müslümanların mal ve canlarını korumaktır . islam tarihinde yapılan ilk savaş bedir savsıdır. bedir savası müşriklerin müslümanları hicret ettiği topraklarda bile rahat bırakmaması ve onların mekkede kalan mallarına el koymları bununlada yetinmeyip Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemi medineden çıkartmak ve öldürmek için başlattıkları savaştır.. daha sonra yine uhud savası bedir savasında yenilen mekkeli müşriklerin intikam almaları için başlattıkları bir savas olup son olarak hendek savasıda yine müşriklerin ilk adımı attıkları bir savastır. islam tarihinin en önemli savasları olan bu savaşlar islam ordusu tarafından sadece savunma adına yani müslümanların can ve mallarını korumak kendilerini düşman saldırılarından korumak için yapılan savaşlardır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ve müslümanlar hiç bir zaman kendi istekleri ile karşı tarafa zarar vermek adına savaş yapmamıştır.onların tek amacı savaşların sebeblerini de incelediğimizde görüyoruz ki savunma amaçlı savaşlar yapmaktır.. zira Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem islam dinini güzel söz ve irsat yoluyla tebliğ etmiş kendiside tebliğ ettiklerini yaparak en güzel örnek olmuştur islam alemine. "İslam Savaş Hukuku - İslamda Cihad Niçin Yapılır? Şunu açıkça belirtmek isteriz ki cihad denince akla hemen silahlı savaş gelir. Halbuki cihad çok geniş bir kavramdır. Cihad, çaba, mücadele, gayret anlamlarına gelen bir kavram olup sözlü ve fiili düşünsel, psikolojik ve fiziksel tüm çaba ve mücadeleleri içine alır. Bu kısa açıklamadan sonra merak edilen silahlı savaş konusuna geçelim. İslamda savaş asla dini zorla kabul ettirmek için yapılmaz. Bu konuda Allah'ın emri açıktır. "Dinde zorlama yoktur." (Bakara:256) Savaş saldırıyı püskürtmek için yapılır. Bu konuda Kuran'ın şu ayetini görüyoruz. "Kim sizin üzerinize saldırırsa, sizde tıpkı onların saldırdıkları gibi (saldırılarına karşılık olarak) saldırın. Allah'tan sakının. Ve, Allah'ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin." (Bakara:194) Bu ayetlere göre Kuran, inananlara saldırmayanları kendileriyle iyi geçinilmesi gereken kimseler olarak görür. Ama Müslümanlara saldırdıkları zaman Müslümanlar bu saldırıya cevap verir. "Sizinle din konusunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmak ve adaletli davranmaktan Allah sizi men'etmez; çünkü Allah adaletli davrananları sever. Allah sizi ancak sizinle savaşan, yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza arka çıkmış olanlarla dostluk etmenizden meneder." (Mümtehine:8-9) Saldırıyı önlemek söz konusu olduğu zaman; Kuran saldırının ilk işareti görülür görülmez savaşa girilmesine izin vermez. Hatta saldırı başladıktan sonra bile savaşa meydan vermeden mümkünse onu durdurmaya çalışır: "Eğer herhangi bir ceza ile karşılık verecekseniz size yapılanın aynısı ile karşılık verin. Sabrederseniz andolsun ki; bu elbette daha hayırlıdır." (Nahl:126) İşte, oldukça açık yargılar taşıyan bu ayetler ispat etmektedir ki; Peygamber uygulamasında kendini bulan, İslam Dini'ne göre savaşın sebebi; bir ideolojiyi veya bir dini başkalarına zorla kabul ettirmek değil aksine bir saldırının önünü almaktır. Peygamberimiz zamanında savaş iki nedenle yapılmıştır: 1- Düşmanlar saldırılarını doğrudan doğruya Peygambere yöneltiyorlardı; O da bunlara karşılık veriyordu. 2- Müslümanları inançlarından döndürmeye zorluyorlardı. Bu durum karşısında Peygamber, düşünce ve inanç hürriyetine dokunulmasına engel olmaya çalışıyordu. Gerçekten de eğer Peygamberimiz savaşa girmişse bu sadece düşünce hürriyetini sağlamak ve inananları inançlarından döndürmeye çalışan kimselere karşı savunma içindi. Bu kesinlikle anlaşılmalıdır ki; Müslüman değil diye hiç kimse öldürülemez. İnançsızlığı yüzünden kimseye dokunulmaz. Şimdi Kuran'daki diğer ayetlere geçelim. "Size savaş açanlarla, siz de Allah yolunda savaşın, ancak aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri sevmez; onları (size savaş açanları) nerede yakalarsanız öldürün. Onları sizi çıkardıkları yerlerden (işgal ettikleri yerlerden) çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Onlar Mescid-i Haram yanında orada sizinle dövüşünceye kadar siz de onlarla dövüşmeyin. Fakat sizi öldürürlerse siz de onları öldürün. Bununla beraber vazgeçerlerse siz de bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Fitneden eser kalmayıncaya, din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık edilmez." (Bakara:191-192-193) Bu ayetler "İslamın savaş tüzüğü" olarak kabul edilmektedir. İslam bilginleri bu ayetlerden savaşın ancak saldırıyı püskürtmek amacı ile yapılabileceği sonucunu çıkarmış ve şu yargıları ortaya koymuşlardır: 1- Size savaş açanlarla Allah yolunda "İlahi adaleti ve barışı yayma yolunda" siz de savaşın. Şu halde Müslümanlara savaş izninin verilişi, düşmanların saldırısına bağlanmıştır. 2- Ancak aşırı gitmeyin. Ayete göre savaşmayan kimseler ve savaş meydanında hiç bir fonksiyonu bulunmayan ve asla savaşa katılmayan insanlara saldırmak yasaktır. 3- Fitneden eser kalmayıncaya kadar, onlarla savaşın. Savaşın amacı; baskıyı, sömürüyü kaldırmak barış ve adaleti sağlamaktır. Herhangi bir dinin, ideolojinin zorla benimsetilmesi de fitnedir. İslam bunu da reddeder ve bununla mücadele eder. 4- Düşmana, davranışının aynısıyla karşılık verilmelidir. Fakat saldıranlar ahlak kurallarından uzaklaşmışlarsa İslam savaşçısı bu yolda düşmanı izleyemez. Ahlak dışı konularda karşılıklı davranış kanunu uygulanamaz. Mesela onlar kadınlara saldırırlarsa biz de aynı şekilde davranamayız. Ölülerimizin cesetlerine saygısızlık yaparlarsa bizler hiç bir zaman onları bu yolda taklit edemeyiz. 5- Savaşta meşru olan ve olmayan hareketler: a) Din adamlarına dokunulmaz. b ) Savaşla ilgili olmayan insanlara dokunulmaz. c) Çocukları, ihtiyarları ve kadınları öldürmek yasaktır. d) İslam bir toplumu imhayı reddeder. e) Savaşılan ülkeyi tahrip yasaktır. (M. Ebu Zehra. İslamda Savaş Kavramı)"
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
doğa kayboluyo kardeşim. insanlar tarafından tahrip edilip yok ediliyo yakılıyo yıkılıyo .insanlar kendi ellriyle mahvediyo doğayı. böle giderse 2040 yılında bir doğanın varşlıığından söz edilemeyecek. aynı doğada kaynaklarımız tukenmek üzere son iki yııldır susuzluk krizi kapıya dayandı. şimdi sonsuzluğundan bahsettiğiniz doğayla benim yukarda özelliklerini saydığım doğa aynıysa eğer bu doğanın sonsuzluğundan bahsetmek emin olun daha komik bir durum olur.
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
dalga geçmeyi önünüze sunulan her haklı söze karsın bir savunma olarak geliştirmişsiniz. bilimdi bilmem neydi diye sürekli dilinizden düşürmediğiniz seyler bu noktada aklınıza gelmiyo galiba. elinizin kolunuzun uzanamadığı tarihi kendi sınırlı yorumlarınızla değiştirmeye çalışıyorsunuz.ancak bu şekilde hiç bir gerçeği değiştirmeye gücünüz yetmeyecek. yorumlarınız değil yorumlarınızı aktarış şekliniz sinirlerimi bozan. cevap vermeyişimin nedeni forum kurallarını ihlal etme korkusu. zira ben gereken her cevabıda verdiğimi düşünüyorum kendi adıma . kişisel hiç bir yorumunuza cevap vermemeyi yeğliyorum bundan sonra. eğer birsey idda ediyorsanız kaynak gösterin kardeşim . tabi kaynaklardan uzak oldunuz düşünülürse bunu nasıl yapıcaksınız bilemem.
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
hamd olsun hz. Hamzanın uhud savasında bedir savasında öldürdüğü ebu sufyanın karısının özellikle tuttuğu vahsi tarafından öldürüldüğünü bilecek kadar tarihe dikkatlıyım. ancak sizin gerçekten bu kadar tarihten bi haber olmanızı beklemiyordum. ya bu nasıl bir savunmadır anlayamadım size karşı kin güden bir insandan artık yapacak başka birsey kalmadı diye nasıl özür dileyebilirsiniz. yahut size karşı hala kin güden bir insan sizi nasıl affedebilir. lütfen açıklamalarınızda biraz tutarlılık gösterin. zira hiç yapmak istemediğim tebessüm smıle nı kullanmaktan kendimi alamıcam. zamanında inkar edenler guruhunu bütün peygamberler gibi başına gelebilecek herşeyi göze alarak karşısına aldıda ne oldu bunumu öğrenmek istiyorsunuz. hak ile batılı ,küfür ile imanı birbirinden ayırdı. ve islamın nuru bu günlere kadar geldi. Hz Muhammed bile bu kadarını beklemiyordu öylemi. o zaman şu hadisi okumanızı tavsiye ediyorum. Bir gün Iki Cihanin Günesi, Nebiler Serveri Efendimiz Aleyhisselam, Ashabi ile birlikte bir mezarlikta idiler. Bir ara Efendimiz SAV durdular ve seyre daldilar. Bir müddet sonra, Ashab-i Kiram sordu : " Yâ Rasullullah! Neyi seyrediyorsunuz?" Efendimiz SAV: "Kardeslerinizi seyrediyorum.." "Yâ Rasullullah! Bizler Senin kardeslerin degilmiyiz?" " Sizler benim ashabimsiniz, yani arkadaslarim; kardeslerim ise benden sonra gelecek olan ümmetim..Beni görmeden bana iman eden kardeslerimi görmeyi çok isterdim!" hz Muhammed dünyaya gelen her akıllı insanın muhakkak Allah'ın varlığına ve birliğine hz Muhammedinde Allah ın kulu ve elçisi olduğu gerçeğine iman edeceğini çok iyi biliyordu... beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşleri de kimler biliyomusun. O(s.a.v) Sevgilisi olan Allah a kavuştuktan sonra hala ona iman eden bu gerçeği görebilen insanlar. yani bizler inşALLAH. çok şükür Allah'a ki bu din değil 1500 yıl kıyamete kadar sürecek son ve tek hak din oldu.bu gerçeği maalesef kimse değiştiremeyecek.
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
benim canım peygamberim hindi ve vahsiyi müslüman oldukları ve kendisinden aman diledikleri için affetmiştir. hind ve vahsi de kendilerini affedebilecek kadar serefli bir insan olduğu için HZ. MUHAMMED DEN af dilemiştir. savas hususuna gelince elbetteki vahsi müşrik ordusunda sıradan bir asker değildi . hind tarafından hz.hamzanın kocasını öldürdüğü gerekçesiyle onu öldürmesi için tutulan biriydi. eğer sizin dediğiniz gibi savaşta ölenin intikamı peşinde koşulmayacaksa hind neden vahsiyi savaşta ölen yakınının intikamı için tuttu dersiniz. hind ve vahsi savastan çok sonra barış için geldiler. bu süre zarfı içinde yani barış söz konusu değilken tıpkı hindin yaptığı gibi HZ. MUHAMMEDDE intikam peşinde koşabilirdi ama koşmadı. neden ERDEMİNDEN MERHAMETİNDEN SON NEFESE KADAR BİR İNSANIN İMANINDAN ÜMİT KESMEYİŞİNDEN. ayrıca eğer hz muhammed idda ettiğiniz - kuru bir iddadan öteye geçmeyen-gecemeyen- gibi çıkarı için affetseydi mekkenin en zengini ve yönetimde söz sahibi olan ebu leheb ,ebu cehil ,ümeyye bin halef ,utbe bin rabia gibilerinide karsısına almazdı değilmi. kendi iddalarınız yine kendilerini çürütedursun sizde biraz açın ve okuyun derim ben.
-
BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR
bakınız buradaki üyelerle konuşurken ben belli bir mesafeyi aşmamaya çaba gösteriyorum. haddiniz olmayan hitaplarlarda bulunmayın lütfen. bu noktada sinirlerime hakim olamayabilirim. yazınıza verecek çok cevabım vardı ancak saygısızlığınız hasebiyle siznle muhabbetim bu noktada kopmuştur.
-
İslamiyet ortaya çıkışıyla ilgili bazı bilgiler.
şaşırdığım nokta inanmamanızda değil aslında varlık alemini rastlantılar zincirine indirgeyebilmenizde.
-
Hz. MUHAMMED'E İNANMAYAN BİR TOPLUM VEYA KİŞİLER BU AYETLERE GÖRE NASIL ZALİM OLUR.. Örn Japonlar puta tapıyor veya biri ateist diye neden zalim olur.
bu cevaba hitaben sadece diyebilirimki yazımın işine gelen bölümlerini okumuş diğerlerini es geçmişsin. ben dedim ki fazcilik içki ve diğerleri birden kaldırılmamış aşama aşama kaldırılmıştır. önce zararlrı anlatılır sonra içmemesi tavsiye edilir son olarakda kesin bir emirle yasaklanır. kölelik hususuna gelince normal kelimesinin terim anlamına bakıcak olursak normalleşmiş bir seyin topluma nasıl bir zararı dokunabilir. köleler insani haklara sahip kölelerin hakkı yenemez hakleı tam olarak verilir. onlara insan dışı davranışlarda bulunulamaz alınıp satılamaz islam bunları getirmiştir. şimdiki zenginlerin evinde kendi işlerini yapmaları için hizmetçilerinin bulunmasından farklı bir durum varmı ortada . sadece isim değişikliği. ilk insan hz. adem ve kendisi ilk peygamberdir.yeterince büyük bir kanıt. psikoloji bilimi. daha açık soyleyeyim insan anlama sanatı. kendi yaptığınız eyleme inanmamızı sağlamak için Allahın adıyla kuvvetlendiriyosunuz. inanmayan kesimlerde çok görünen psikolojik bir haldir bu. Mekke?nin fethi, bir insanın zulmen çıkarıldığı yere tevazuyla, adaletle, merhametle, afla, şefkatle girişin kıyamete kadar sembolüdür. fetih gunu peygamber efendimiz mekkelilere söyle sordu... ?Size ne yapacağımı sanıyorsunuz?? Onlar, ?Sen iyi bir kardeş ve iyi bir kardeş oğlusun? dediler. Peygamberimiz (sav) : ?Gidin, serbestsiniz? buyurdu. Onlara esirlik muamelesi yapmadı, onlardan intikam almadı, onları bağışladı. Tarih böyle bir asaleti, böyle bir adaleti hiç gösterememiştir hz muhammede yaptığınız bu iftiraları tarih çok güzel bir sekilde cevaplamaktadır. benim bağırmak niyetiyle yazmadığımı aksine yazdığım bölüme dikkat çekmek için sanal alemde bunu hep yaptığımı açıkladığım halde siz hala bana bağırmakla tehdit ediyorsanız çok sevdiğim bir sözü söylemek isterimki "diliniz sizin seviyenizi belirtir." ayrıca site yönetimi oraya yazı ebatı bölümüü koyup yazılarımı istediğim ölçüde yazma hakkını bana veriyorsa bunu sonuna kadar kullanırım. insan hakları beyannamesindede demiyormu. kişinin hak ve özgürlükleri vardır kimse karışamaz.