TAKLAMAKAN

Sn Ali0_1 isimli üye , Siz konuyu kişiselleştirme ye çalışıyorsunuz. Benimle uğraşacağınıza , varsa bir cevabınız yazınız. Bir kişi iletimi mantıklı buldu ise , bundan rahatsız olmayınız. Rahat olunuz. Yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Bu hoş değil. Sn Hakan Aytac mantıklı bulduğu bişey varsa , içinde tutup gizlese mi idi. Yoksa yazmak isterse yazsa mı idi. Amacınız ne. Bırakın bu yolu.

Sn Ali0_1 isimli üye , Ben sn sur un , o zamanlar iran bilinmiyordu cümlesi üzerine bunun imkansız olduğunu , iranın bilindiini söyledim. Bunu da Selmani Farisi adlı kişiye dayandırdım. Sanırım karıştırdınız. Muhammed biliyordu , iran diye bir yer var.

Onu da al , öbürünüde al , Hangi ayeti alırsan al. Özgürsün. Ben se bukadar ayet içinden , İnkar edemeyeceğin birini aldım. Sende öbürünü al. Eğer öbür ayet benim aktardığımın hükmünü iptal etmiyorsa sorun yok. Ki öyle... Hüküm iptali yok. Ne var.. Alternatif var. Ben ona ilk önce bişey demedim zaten. Varsın alternatifi olsun. Sonrasinda alternatif diye sunduğun ayette başa bela. Bu seferde adamın hayatını 2 aylık kesintisiz oruça denk getirdin. Onun da alternatifi var , Bikaç fakiri doyur. Al işte sorum bu. Bir insanın hayatı için şunlar sizce mantıklı mı.... Yok Yok.. Konu sizin tartışma diye bildiğiniz şeyden farklı. Cımbız muhabbeti yapacaksın ama , yemezler. Ayeti inkar edersen... Ona bişey diyemem. Benim savım da yanlış olur . Cımbıoz da doğru olur. Ama ayeti inkar etmiyor isen. Bende onu alırım. Çünkü babalar gibi duruyor orda.

ve hatta hatta , Selmanı Farisi diye bir adam da vardı. Bu adam Zerdüşt dinine ait bilgileri Muhammede öğreten adamdı. İran ın bilinmemesi mümkün değil sn sur. Sn ali0_1 bu konuda haklı. Ve hatta Selmanı farisi Hendek savaşının kahramanıdır. Hendeği o önermiştir. Muhammede bildiği biçok eskilere ait masalı da bu kişi anlatmıştır. Saygılar.

Siz gözü kapalı inanmaya devam edin. Ayet , sünnet , ictihad , BAŞKALARI SİZİN YERİNİZE DÜŞÜNMÜŞLER ÇÜNKÜ, siz düşünüpte cevap aramayın. Soru falan sormayın , zinhar dinden falan çıkarsınız. Soruyu aklınıza getirince , günaha girersiniz. Sakın yapmayın.

Bakın Sn kafedengi , Ya ben anlatamadım , yada siz anlamak istemiyorsunuz. Bir kişinin hayatını mahvediyor KÖLE yapıyorsunuz , Hayatını bağışlamak için se uygun görülen sebep , BİR İNSANIN ÖZGÜR OLMASI gerekliliği değil , zıhar denlen akıl dışı olaya bağlıyorsunuz. Olmadı köleniz yok , KÖLE AZAT ETMEYE EŞDEĞER OLACAK ŞEKİLDE , 2-3 ay oruç tutuyorsunuz. Yani köle dediğniz kişinin hayatını , 2-3 ay aç kalmaya eş tutuyorsunuz. Benim konuyu buraya taşımadaki amacım , ZIHAR denilen akıl dışı olay sonucu KÖLE azat edilme konusudur. Hala tutturmuş sun , bir sonraki ayet. Kardeşim bir sonraki ayete bak. Bakma demiyorum. Benim konu ettiğim ayet ne diyor sen ona bak. SEN O AYETİ REDDEDİYOR MUSUN. EĞER RET EDIYOR İSEN , BİR SONRAKİ AYETE DE BAKILM 11 SONRAKINE DE. RET ETMİYORSAN EĞER. BIRAK TA O AYETI ALAYIM. O ayeti görmemezlıkten gelıp , vay efendım bır sonrakınde oruç tut demıs. Ona nıye bakmıyorsun. Deniliyor. Nasıl bır mantık bu yahu. Bir öncekinde de kole dıyor o zaman. Sen ona neden bakmıyorsun desem olur mu. Böyle tartışma olmaz. Yüreğiniz var ise , bir adamın karısını boşarken ettiği bir laf hatası yüzünden KÖLE bağışlamanın mantığını açın , dökün buraya. Bizde öğrenelim ne hikmetli bir kitapmış bu. Bir sonraki ayete de bakalım hadi. Bikaç ay oruç tutmayı , bir insanın hayatına ve özgürlüğüne EŞİT görüyorsunuz. Köle denilen İNSANIN ONURU , ÖZGÜRLÜĞÜ yokmu. Bu nasıl dindir. Bu nasıl imandır. Bir sonraki ayete bak. Al baktım. Nooldu. Kölelik kaltı mı. Anlaşıldı , Size hayatta başarılar arkadaşım. ***** Bu arada , CARİYE ile empati yapamaz sın , o bayan çünkü , Onu da bir bayana söyle o yapsın EMPATI yı de , mükemmel dininizi anlatsın bakalım. Ne büyük dinmiş. Ne insancıl dinmiş. Nasıl çağlara şumulmüş.

Yazılanları takip etmediğiniz belli , Hırsızlık yapmayın denmesine kim kötü der. Dedikodu yapmayın denmesine kim kötü der. Kul hakkı denilen şeye kim kötü der. Zekat vermeye kim kötü der. Siz bunları eleştirdiklerimiz gördünüz mü. Tek kelime. Göremez siniz. İyiye iyi denir. Ama sırf bu iyilikleri içinde barındırıyor diye tüm islama iyi denmez. Sizin hatanız burada. Bu iyilikleri sayıp döküp , islamı yere göğe sığdıramıyorsunuz. İçindeki akıl ve mantık dışı olayları görmezden geliyorsunuz. Dinden özgür olmadıktan sonra , asla eleştiremez siniz. Yaptığınız şey , savunmak zorunda kaldığınız akıl dışı olaylara kulp bulmak. Kendi özünüzden fedakarlıkta bulunma pahasına bile olsa. Köleliğin neresi savunulabilir. Cariyeliğin neresi savunulabilir. Kadına yapılan mezalimin neresi savunulabilir. -------------------------------------------------- Sizden sorularımın cevabını bekliyorum. 1- Allahın mirastaki matematik hatasıı 2- Diğer kavimlere gelen peygemberlere ait bilgileri. Meksikalı yada Maya uygarlığına gelen peygamberlere aıt bılgıler. 3- 124,000 peygamberden 50 tanesinin adını 4- Eskımolara gelen peygamberden , arap kıssaları , harun ,musa ,davut ,ıbrahım le ılgılı kıssalar. 5- Pazarda satılmak için bekleyen bir köle ile EMPATİ yapmanızı. 6- Sakat bir cenin e tanıdığınız yaşam hakkını , Beni Kureyzadaki 12-13 yaşındaki çocuklara neden tanımadığınızı açıklaması. 400 erkeğin katli. 7- Efendisine çocuk doğuran cariye nin efendisi ölünce serbest olma konusu. 8- Köle ve cariyeliğin şslamda neden yasak , haram edilmediğinin nedeni. Buyrun mikrofon sizde.

Hernekadar başka bir yorumda kullanmış olsanız da , YAŞAMA HAKKINDAN bahsetmiş siniz. Muhammedin sırf kendine inanmadığı için katlettiği adamlara ne diyeceksiniz. Onların yaşam hakları yokmuydu. Beni Kureyza vakasında , Ali ye kestirdiği 400 erkeğin suçu ne idi. Bunlardan bazıları yeni ergenliğe girmis 12-13 yaşında çocuktular. İşinize gelince yaşama hakkı. İşinize gelmeyince doğra patlıcan doğrar gibi. Olsun sana cihad. Ne biçin din bu.

Ben askerde iken vurulsa idim , Benim kendime uygun tercihim olan cenaze törenini kim yapardı. Organların işe yarayanını sök fakir fukaraya dağıt. İhtiyacı olan organ bekleyenlere. Kalanını yak. Götür Göcek koylarında rüzgara savur. Kimse yapmaz. İlk önce annem babam karşı çıkardı. Burada cenaze nin kullanılması , anne babadan başlar , mahalleden devam eder , en tepedeki devlet erkanına kadar gider. Bu cenazeler kullanılıyor. Ölen öldüğü ile kalıyor.

Sn Gloria , Madde enerjiye , enerjide maddeye dönüşebilir. Ben burada değilim. Gerçekte ifade etmek istediğim , salt madde vardır. Başka bişey yoktur tezinin , enerji durumuna ne cevap bulduğunu arıyorum. Yoksa bir gün deneyle enerji maddeye , nasıl dönüşür , enerjiye dönüşmiş maddenin ilk hali mi geri gelir , bunu bilmiyorum. Bilim adamları bulacaklar. Benim derdim , maddeye alternatif bir durum var , sadece madde olarak bakmak , eksiklik gibi geliyor.

Cevap istiyoruz. Siz burada konu ıle alakası olmayan , sayfalar dolusu kopyala yapıstır iletisi görmediniz sanırım. Kopyala yapıştır , herkes yapar. Kurandan bir ayet alınacaksa alınır . Ama sayfalar dolusu anlamsız kopyala yapıstır yapılması hoş değil. Bunu umarım anlarsınız. Şimdi size yönelttiğim soruları yanıtlamanızı bekliyorum. Ne istediğim açık. Sorularıma cevap istiyorum. Varsa fikriniz , bildiğiniz , bilginiz , buyrun.

Şekille uğraşıyorsunuz. Siz BİLMİN GELDİĞİ son noktayı inkar edebilecek misiniz. Bilim budur. Herşeye şüphecilikle yaklaşır. Bir doğru buldu mu , bunu defalarca test eder. Basınçsız ortamda yere düşen iki nesne nin hareketi kac defa test edilerek , son kural kondu bilir misiniz. Ve bu kural olmasına rağmen , birgün bir bilim adamı yeni bişey keşfedebilir. Bundan kimse de gocunmaz. Bilimle doğmatizmin farkı budur. Asla yılmadan korkmadan araştırmaya devam eder. Bilimin ruhunda bu var. Siz söylenene kayıtsız şartsız , sualsis taparsınız. Farkı anlatabildim sanırım. Yazınıza bakarsak , bilim 1939 da gelmiş sanılır. Siz tezinizi destekleme uğruna , akli yeteneklerle açıklanması imkansız örnekler veriyorsunuz. Diyecek bişey bulamıyorum. Diğer yandan sorularımın hiçbirine cevap alamadım. Hem Allahın matematik hatasına , hem peygamberler konusuna... Bekliyorum. Her iletiye cevap yetiştirerek yazılan iletiler ,cevap değildir. Sorunun kendisine cevap yazılması gerekmektedir.

Eleştirdiğim onu , kölelik düzeni. Oruç değil. Hoş , bir kişinin hayatını , bikaç aylık aç kalmaya eşit tutuyorsunuz. Özürünüz kabahatinizden büyük. Dürüstçe soruyorum. Birisi sizin hayatınıza karşılık olarak , iki ay oruç tutmak fiilini aynı değerde görse , islam hakkında bu günkü düşüncede olur mu idiniz.

Sn Gloria , 15. madde düzeltilmeden , eskisi gibi kalmış. Bilerek mi bıraktınız orjinali...

Kişiselleştirmeyi ve yazı tarzlarımızı bir kenara bırakalım en iyisi. Sanırım sizde bunu kabul edersiniz. Konu başlığına dönmeye ne dersiniz. --------------------------------------------- Ben islamın kadına ikinci sınıf muamelesi yaptığına inanıyorum. Detayına girmeden , ( konunun içinde gayet detaylandırıldı çünkü) , düşüncemin dayandığı felsefeyi yazacam. 1- Mirastan kadının aldığı pay. Erkeğin yarısı. 2- Erkeğin çok eşliliğine izin. ( Savaş drumu özel bir durumdur. Savunma olamaz) 3- Boşanmada kadına verilmeyen önem. ( Mehir bu maddenin cevabı değildir.) 4- Evli iken ortak kazanılmış mallar da erkeğin hakimiyeti. 5- Kadınların saçlarının kapatılması ve fakat erkeklerin saçının açık olması. İsteyen kapatıp isteyen açamıyor. Özgürlük kısıtlaması. 6- Kadınların cariye yapılmasına GETİRİLMEEN YASAK. Yani cariyeliğin yasal olması. 7- Cariye kadının , pazarda satılması. 8- Cariye kadının bir başkasına hediye edilmesi 9- Erkeğin eşleri arasında , hür ve cariye ayırımı yapılması. 10 - İslam dinine inanmayan kadınların , aşağılanması , evlenilmemesi gerektiği , müslüman kadına göre ikinci sınıf sayılması. 11- Din savaşlarında kadınların pay edilmesi , tecavüz edilmesinin serbest olması. 12- Kadının erkeğin tarlası olarak , bir meta gibi tanımlanması 13- Ayetta kadının altın , gümüş vediğer ziynet eşyaları ile bir tutulması. Erkek hoş gösterilmesi. 14- Şahitlikte 2 kadının 1 erkeğe eşit olması. Yani kanun önünde erkekle eşit olmaması. 15- Kuranda kadınların dövülmesine müsaade edilmesi. Günümüzde ise , hangi mantığa dayandığını bilemediğimiz eşitsizlikler yaşanıyor. Sebebi direkt kuran olmasa da islam inancında yaşanan uygulamalar. Burada kimi uygulamalar , devletten devlete değişiyor , ikisi de islam ülkesi olmasına rağmen. 16- Eğitimde kızların okutulmamasına yönelik yaygın inanış. 17- Kadının zaruri durumlar dışında evşnden çıkmamasına yönelik telkin. 18- Kadınların çalıştırılmaması yönündeki uygulama ve görüşler. 19- Örneğin arabistanda kadınların araç kullanamamaları. 20- Kadınların seçme ve seçilme özgürlüklerine getirilen kısıtlama. 21 -Kadınların asli görevlerinden birisinin kocasının cinsel yönden ihtiyacını gidermekte kullandığı araç olarak bakılması. Kadının cinsel birlikteliğe hayır diyememesi. Bunun bir görev olarak tanımlanması. Tercih yada istek değil. 22- Erkeğin kadın üzerindeki orantısız hakkı. Bir hadiste erkeğin vucudunun her yeri irin olsa ve kadın bunları yalayarak temizlese bile , kocasının hakkını ödeyemeyeceğinin ifade edilmesi. Tüm bu nedenlerden dolayı , kadınların islam dininde gerektiği gibi değer bulamadığına inanıyorum. Çağımızda kadının cinsel obje olarak kullanıldığı fikri , kurana ve yukarıdaki eşitsizliklere sebep olamaz. Aklı başında hiç kimse kasının cinsel obje olarak kullanılmasına evet demez. Biz de demiyoruz. Hiçbir kadının da kendisinin cinsel obje olarak kullanılmasına isteyerek katlandığına inanmıyoruz. Buradaki yaşanan sorun , temelde eğitim sorunudur. Ekonomık ozgürlük sorunudur. Kadın ekonomık olarak erkekten ozgur olduğu sürece ona bağımlı olmadığı surece , aile içinde kendisini daha rahat ifade edecek ve toplumda layık olduğu eşit düzeye çıkacaktır. Saygılar.

Dervişin fikri ne ise , zikri de o olumuş. Zaten hiçbir soruma cevap vermediniz ki. Sorularım duruyor orada. Silemez sınız. Azıcık gayret , cevap beklıyorum. Hatta actığım baslık sızın yuzunuzden elestırı bıle aldı. Bır kısıye sorulmak ıcın baslık mı acılırmıs dendı.. Sorulara cevap vermenizi beklıyorum sn kafedengi , her iletiye karşılık bir ileti yazmak cevap değildir. Saygılar.

Ben taa ilk gün noktayı koymuştum. Başka iletilere cevap yazıp , benim sorumdan kaçmaya başladığınız gün. Bir soruyu 8 defa tekrar tekrar sordum. Yazılarınızdan anlaşıldığı kadarı ile zeki insansınız. Ama hayret bu basit soruyu anlamamış sınız. Anlamama nedeni , verilecek cevap olmamasındandır. Bamakalıp sözlerin arkasında durulmaz zaten. Bir söz ediliyor ise nereye gittiğine dikkat etmenizi öneririm. Böyle hassas konularda özellikle.

Bana sor dedim mi. Benden öğren dedim mi. Konuyu kişiselleştirmeyin lütfen. Varsa fikriniz yazarsınız. Size soracak değilim. Neye inanmam gerektiğini size mi soracağım türünden cümleler , konuyu kişiselleştirmeye yönelik cümlelerdir. Hoş değil. Bu durum devam edecek olursa , iletilerinize ve sorularınıza yanıt vermeyi düşünmüyorum. Çok bilmiş edası ile , sunulan fikirleri küçümseyeceğinize , varsa çağdışı olmayan fikriniz , sunarsınız. İsteyen alır. İsteyen almaz.

Keramati kendinden belli , muhteşem yazınızın dan alıntı. Hatta meselenin özü size göre. Bu kadar yazılandan sonra , hala islamın kadına bakış açısını övmeniz , sizin ne kadar İNCE bir bakış açısına sahip olduğunuzu gösteriyor. Muahammedin cariyelerini göz önüne alarak , bir ince bakış ta bu konuya atıverseniz diyorum. Aman daha da incelmeyin.

Hocam size sorduğum sorular unutulmadı. Orada duruyorlar. Önce onlara bir cevap alalım. Lütfen.

Her olayı kendi döneminde değerlendirelim o zaman. Kuran köleliği kabul eden , yasaklayamayan bir kitap. Bugün hala geçerli mi. Yoksa geçerli değil mi. Bu günün şartlarında değerlendirin o zaman. Madem her çağda geçerli bir kitap. Bu günde geçerli olması lazım. Bırakın herşeyi bir kenara , köleliği savunmak zorunda kalıyorsunuz. Cariyeliği savunmak zorunda kalıyorsunuz. Muhammedin sayıları 11 ı bulan karılarını savunuyorsunuz. Muhammedin cınsel hayatını duzenleyen , kutsal kıtabı savunuyorsunuz. Talan dan Muhammede ve Allaha verilecek payı duzenleyen Kurana ınanıyorsunuz. Çağdışı fikirleri savunarak erdem dersi vermeye kalkmayın. Komik oluyor.

Beyninizi bu şekilde inanmaya şartlar , ve illede inanacam derseniz , İnanırsınız. Bu maharet değildir. Korkudur. Din in en çok kullandığı duygudur yani. Bide rüşvet niteliğinde , Umut var. Maharet yada kaabiliyet nedir o zaman. Mantığınıza uymayana sorular sorarak , irdeleyerek , araştırarak , gelişerek ve değişerek bir düşünce yapısı oluşturursanız , bu daha sağlıklı olacaktır. Maharet te budur. Çaba gerektirir. Değişmeyen kitaba iman ediyorsunuz. Bakın etrafınızda değişmeyen ne var... Ama ben değişmemekte ısrar edecem derseniz. Bu da bir tercihtir.

1498 sene önce , bir arap kabilesine geldiğine inanılan bilgilerin peşinde koşarak , Bilmi esas alan bizlere , bozuk saat bile günde 2 defa doğruyu gösterir diyen mantığı anlamak mümkün değil. Biz herzaman kendini yalanlamaya çalışan , ve bu yolla ideale ulaşmaya çalışan , ve herzaman kendini yenileyen bir düşünceye sahibiz. Çağlar gerisinde kalan , ve asla değişemeyecek , değiştirilemeyecek bir kitabın savnucusu ve onun ilahına tapan birileri değiliz. Olsa olsa bozuk saat örneği , eski ve çağdışı fikirlerini bize yutturmaya kalkanlara verilecek örnek olurdu.

Sn Mavı olmayan gökyüzü , Aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz. Net değilsiniz. Ben yukarıda kırmızı renkle yazdığınız metne cevabımı verdim. Sanırım okmadınız. Dikkatle yeniden okumanızı rıca edeceğim. Bu yeniden okuma sırasında da , Sormaktan bıktığım Kimlikle yaşamak ile , gerçek durum karşılaştırmasını madde madde yazrmısnız sorusunu da kaç defadır sorup ta cevap alamadığımı da sayar mısınız. Belki size cevap verme konusunda yardımcı olur. Sizi gayrete getirir. Eğer bu soruya da cevap alamaz isem , ne yazarsanız yazın , size asla hiçbir konuda cevap yazmayacağım. Saygılar.

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...mp;?do=findComment&comment=707290 Dinde zorlama vardır. Umarım anlaşılır. Veinancını savunmak adına , apaçık gerçekler gölgelenmeye ve kelime oyunları yapılmaya çalışılmaz. Saygılar.