Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DeepBlue

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DeepBlue tarafından postalanan herşey

  1. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Huysuz,kıskanç,geveze ,ama bir o kadar da şirin ,akıllı,güzel,iyilik meleği,sevgi dolu ,dost canlısı..........Ablasının şirinesi . Öncekilerden sonra arkadakiler nasıl oluyor da oluyor
  2. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Çok uzun zaman oldu gerçekten ben de çok özlemişim .. Canım yaaaaa sen beni iyi tanıyorsun.En kötü anımda bana bir çocuk getir herşeyi unuturum.Bu da o kadar tatlı ki çok mutlu oldum birden.
  3. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Hem benim yememi istemiş, hem de ayırmamışsınız.
  4. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Sağol dost. Ne kadar incesin.Tabi çilekleri sen pastayı ben yediğim için. Bana tatlı de önemli değil hepsini yerim .Hele sen yaparsında güzel olmaz mı? Ellerine sağlık, teşekkürler.
  5. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Bende seni çok özledim .Çok teşekkürler .
  6. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Bende sana bişey demiyeceğim. Zaten sende anladın onu. Teşekkürler....
  7. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Ben ne diyebilirim bu saatten sonra bilmiyorum.Tek ayak üzerinde forumun köşesinde sabaha kadar bekliyeyim . Ne dersiniz.Beni affedecekmisiniz.Bakın yeni yaşıma az kaldı . Size o zaman güzel bir ziyafet çekeyim en iyisi.Şöyle ege mezeleri eşliğinde rakı sofrası.Yanınada deniz balığı .Rakıdan hoşlanmayanlara, güzel peynir tabağı eşliğinde şarap.Yahu, işte ne istiyorsanız siz söyleyeceksiniz ben hazırlayacağım. Herşey için teşekkürler birce.Pastayı ben görene kadar bitirmişler tabi. Ama hediyeni çok beğendim.
  8. DeepBlue şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Ellerine sağlık. Bugün beni çocukluğuma uçurup ,annemin yaşlı teyzesinin dizlerinin dibine indiriverdin . Biraz huysuz bir ihtiyardı ama masallarına diyecek yoktu doğrusu. Hatta pek çoğuda yaşanmış anlatılardı.Kurtuluş savaşı ve mübadele zamanlarından .Güzeldi o günler... Bu masal demi ...öyle bir sevgi var mı ....varsa da biz niye görmüyoz ...O bülbül var ya bize gelince hiç susmadan öter durur ...sevgi mevgi hak getire
  9. DeepBlue şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Biliyormusun deniz kızı, sonbaharın renkleri insanı kendine aşık ediyor. Bir de sonbahar şarkıları var ki. "Puslu soğuk hava dökülen yapraklar En sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar Artık değil Kalbimde hüzün aynada üzgün yüzüm Beni tanıyanlar buna birisi sebep diyor Susuyorum Yaptığım birçok şeyin hiçbir amacı yok Fotoğraflar çekmecede anılarım direniyor Arkadaşlar nefretle buna o sebep diyor Bir ben gerçegi biliyorum ve gizlice ağlıyorum Onlar yanlış biliyor kimsenin suçu değil bu Onun suçu değil bu kader oyunu değil bu Bu benim suçum Candan Erçetin -
  10. DeepBlue şurada yorum gönderdi DeepBlue'nın blog başlığı içinde DerinMavi'nin Blogu
    Evet sevgili gloria. Bende gökyüzü gibi gözleri,yağmur gibi göz yaşları olanlardanım. Küçük bir kız çocuğu iken tanıştım gerçek göz yaşları ile.Babamı kaybettiğim zaman.Annem ve ablalarımın neden bu kadar ağladıklarını anlamadan,onların ağlayışlarına ağlayarak başladım.Neye ağladıklarını anladığımda da benim göz yaşlarım artık özgürleşmişti. Ben onlara birdaha söz geçiremedim. Artık beni hiç dinlemiyorlar.
  11. DeepBlue şurada yorum gönderdi DeepBlue'nın blog başlığı içinde DerinMavi'nin Blogu
    Sevgili cloud bende bilemiyorum inan ki . Birgün birlikte şarkılar söylemeye ne dersin
  12. DeepBlue şurada yorum gönderdi DeepBlue'nın blog başlığı içinde DerinMavi'nin Blogu
    Teşekkür ederim deniz_kızım .Sen çok güzel bir dostsun.
  13. DeepBlue şurada bir blog başlığı gönderdi: DerinMavi'nin Blogu
    Sarı yazdan güzel bir gün.Yine her zamanki gibi saatten önce uyanmış,güne başlamanın öncesindeki son 10-15 dakikanın keyfini uyanık geçirmek, dinginliğin tadına varmak istiyorum.Yatağımda bir o yana bir bu yana yuvarlanıyorum. İş yerinin kapılarını açmış,tavşan kanı çayımı demlemiş,fırından yeni çıkmış sıcacık çıtır simit,tulum peyniri ,bahçemin domatesi ,yeşil biberi ve salatalığı eşliğinde günlük gazetelerimi okumaya başlamıştım bile. Bu benim yaz boyu yaşadığım rutinlerimdir. Saatler akşama dönmeye başladığında turlara giden turistler,günün yorgunluğunu üzerlerinden atmak için odalarına çekilirler ,akşam yemeğine kadar ortalık çok sakindir.Ben de bizim çarşının en çok o saatlerini severim.(Nasıl bir işletmecilikse ) Sıçak gitmiş ,ortalık dinginleşmiştir.Kafede o saatlere özel, çok hoş slov parçalar çalar, deymeyin çarşının keyfine. İki müşteri gelecek de rahatımız kaçacak diye ödümüz kopar . Ortalık çok sessiz.Yazlık yerlerin sezon sonuna dönüşü hep böyledir. O da ne ,sanki gök yüzünden biri çakmak yakıp söndürüyor, vavvvvvvv büyük bir gürleme sesi. Evet evet yağmurun habercileri bunlar. İnsanın inanası gelmiyor değil mi? İster inan ister inanma .Yaz yağmuru bu.Çok ani bastırıyor,çok ta çabuk geçecektir deyip, çabucak dükkanı topluyorum,kendimi yağmurun altına atıyorum. Kimileri sağa sola koşuşturuyor, kimileri de benim gibi yağmurun tadını çıkarmak için kendini sokağa atıyor. Denize doğru yürüyorum.Yağmurun küçük elleri tenime dokundukça, kendi tenimin farkındalığının verdiği hoşlukla.........Dilimde bir şarkı öylece yürüyorum. 19 Eylül 2008 Küçücük bir bakışın Çözer beni kolayca Kenetlenmiş parmaklar gibi Sımsıkı kapanmış olsam Yaprak yaprak açtırırsın İlkyaz nasıl açtırırsa İlk gülünü gizem dolu Hünerli bir dokunuşla Hiç kimsenin yağmurun bile Böyle küçük elleri yoktur Bütün güllerden derin Bir sesi var gözlerinin Başedilmez o gergin Kırılganlığınla senin Her solukta sonsuzluk Ve ölüm
  14. DeepBlue şurada bir başlık gönderdi: Havadan Sudan Konular
    Benim için, bugün de diğer günlerden farksız ve sıradan başladı.Her zaman ki rutinlerimi yaptıktan sonra ,bulduğum boşluk da foruma şöyle bir göz atmaya sıra gelmişti ki o da ne ... Profil sayfamdaki ziyaretçilere bir baktım ve orada öylece kaldım. Ziyaretçilerim A -A-K-K-K-K-K-K-M-M Hepside 1-2 dk ara ile peşpeşe ziyarete gelmişler. Hiç de tanımıyorum zatı muhteremleri.... Açıkcası onlarla ilgili yaşam belirtilerine de rastlayamadım. Bana çocukken oynadığımız bir oyunu hatırlattılar.. Aynı harfle başlayan kelimelerden ,anlamlı cümle kurma yarışı yapardık .En uzun cümleyi kuran kazanırdı. Bir arkadaşım (kimden duyduysa ) söyle demişti.... **Kastamonu karakol kumandanının kızı kambur kadriye kavanozu kırdı kırık kavanozları kaptı kapıyı kapatıp kaçtı... Hadi harfleri oyun yaptık ,* dk * ları ne yapacağız ..... Yoksa........ Bunlar bana birer işaret mi ? (of çay daki gibi ) Yetişinnnnnnnnnnn Profil sayfamı UFO lar bastı.........
  15. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Birtanesin sen.Beni alıp götürüverdin .
  16. Tesekkurler deniz kizim
  17. DeepBlue şurada bir başlık gönderdi: Yemek Tarifleri
    Geçen gün RA-dya ıle aynı anda kek yapmışız ..Bana hangi keki yaptığımı sorduğunda bende gazozlu kek dedim. O da ben o keki bilmiyorum bana tarifini verirmisin demişti...Bende tarifi buraya yapayım herkezle paylaşmış olurum diye düşündüm....RA-dya cığım bu tarif senin için, yapınca mutlaka düşünceni bekliyorum. Biz bu keki çok seviyoruz.. Hangi keki yapsan içine un, şeker,yağ katmak zorundasın...Buna yağ katılmadığı için hem hafif oluyor hemde biraz kalorisi azalıyor. Bir de kahve ile öyle güzel gidiyor ki ........Neyse çok ballandırmadan sizler kendiniz değerlendirin diyorum.... Gazozlu Kek Tarifi http://www.turkish-media.com/yemektarifler...entries=254 Buda İzmir" imizin Şambalisi ...Buda çok pratik ve güzel bir tatlı.....Denemediyseniz mutlaka yapın birkez diyorum.....Yalnız yolunuz İzmir" e düşerse ( İzmir" liler mutlaka yemişlerdir .Onun için sözüm yabancısına ) Hisarönü ndeki şambaliciye mutlaka uğrayın..... Şambali Tarifi http://www.turkish-media.com/yemektarifler...&entries=30
  18. Katkilarinizdan dolayi bende sizlere tesekkur ederim.
  19. 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi Perşembe 13 Mar,2008 AHMET OKTAY ŞİİR: “DİLİN İÇİNDEKİ YABANCI DİL” Şiirin iç çekişinde ya da haykırışında duyduğumuz, varlığın ve varoluşun sesidir. Eğer şiir, en derin metafizik kaygıları olduğu kadar, en güncel politik istekleri de dile getirebiliyorsa, bu ; hem toplumsal etkinliğimize hem de tinsel beklentilerimize ait oluşundandır. Şiiri bir biçim sanatı olarak tasarlamak ya da tanımlamak, onu bir içerik sanatı olarak da tanımlamaktır. Biçimi olmayan hiçbir öz ve vice versa; özü olmayan biçim yoktur. Sadece ilişkiler ve karşıtlıklar vardır şiirde. Evet’le hayır arasında diyalektik bir gidiş geliş, Şiir budur. Şiirsel imge, tam da Hegelci/Marksçı anlamda, karşıtların birliği ve çözülüşüdür. Tam da bu yüzden, şiirden hem her şey, yani tinsel ve toplumsal yaşamımızın olumlu ve olumsuz ögeleriyle dolmuş bütünlüklü görünümünü dillendirmesini hem de hiçbir şey olmamasını, yani göndergesiz bir söylem kurmasını bekleriz. Ama son kertede şiir, Pindaros’tan bu yana, toplumsala gömülüdür (socially embedded) ve toplumsal olarak düzenlenmiştir (socially regulated). Şiir, belirsizlikle doludur. Şair, başladığı bir şiir hakkında bir ön düşünceye sahip olsa bile, şiirinin bütününün ne olacağını bilmez. Şiir, bir yerde bilinçdışı ile bağlantılıdır. İrish Murdoch, şiirin “doymak bilmez her yerde oluşundan” söz eder. Evet, her yerdedir şiir. Şiirsel dil, sınırları iyice belirgin bir şey’in ya da bir duyumun, betimi değil, bir haline geliş’in dilidir. Deleuze/Guattari ikilisinin sözleriyle, şiir “dilin içindeki yabancı dildir” Şiir, en uzlaşmacı göründüğü noktada bile, yabanıl ve hayırlayıcı olmayı başarır. Verili gerçekle yetinmeyiş, şairin başkaldırıcı gücünün besleyici toprağıdır. Şiirin düzeni, son kertede bir düzensizliği ima eder. Küresel kapitalizm imgeler alanını, yani sanatsal alanı da sömürgeleştirmiş bulunuyor. Ama şiiri halâ sömürgeleştiremedi ve Pazar Ekonomisi’ne eklemleyemedi. Magazinel edebiyat basını, şiiri halâ manşet yapamıyor ve ayağa düşüremiyor. Nietzsche “çekiçle felsefe yapmaktan” söz etmişti. Şair, halâ çekiçle yazabiliyor.
  20. 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirileri Şair arkadaşlarımızın önerisiyle, burada olduğu gibi, dünyanın birçok başka yerinde de dilin, özellikle de şiirin iletişim gücüne inananların kutlamaya hazırlandıkları bir bahar günü bugün. Kimileri parklarda, kimileri toplantı salonlarında, kimileri de sevdikleriyle kendi aralarında şiir okuyarak, şiir üstüne söyleşerek, şiir konusunda düşünerek kutlayacaklar bugünü. Şiirin insan acısını, sevincini, öfkesini ve akla gelmeyen daha nice duygularını nasıl dile getirdiğini yeniden hatırlayacaklar.Kimileri Boğaz'ın iki yakasını donatan erguvanlara bakarak yapacak bunu, kimileri nerdeyse yanı başımızda patlayan bombaların eşliğinde, çığlıklar arasında, barut kokusu içinde. Bir yandan ezenleri, ezilenleri, öbür yandan geceleri, yıldızları, kokuları, tepeden tırnağa çiçek açmış ağaçlarıyla insanı deli eden bu dünyayı düşünerek katılacak bu kutlamaya. Şiirin yaşanan her şeyi beş duyumuzla canlandırarak (görerek, işiterek, koklayarak, tadarak, dokunarak) algılamamızı sağlayan bir duyarlık kaynağı olduğunu, bize duygularımızla düşünmeyi, düşüncelerimizle duymayı öğrettiğini hatırlatacak Dünya Şiir Günü kutlamaları. Özgürlük ve dayanışma özlemi içinde, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamaya bir çağrı olduğunu düşünecekler şiirin. Yalnızca Edirne'den Ardahan'a kadar değil, Çin'den Peru'ya kadar uzanan bir umutla... Cevat Çapan / 2007 ŞİİR NEREYE Yaradır şiir; sözcüklerin gizli, aykırı ve yasak buluşmasının yol açtığı. Öyle bir yara ki sızısından, dünyanın dönerkenki çıkardığı ses bile etkilenir. Sonsuza dokunmak, imkânsızla buluşmak iyileştirebilir ancak onu. Her seferinde öte gerçekleri uyandırmaya kalkışması, verili olanı sorguya alması bundan. Sözcüklerin ona dar gelmesi de.Üşür, kentler yağmalandıkçaAteş aldıkça silahlarMuhalif bir soruya dönüşür sonra. Doğayla sevgili yakınlığı kuran, kendinin bir benzerini, itaat etmeyen ve emretmeyen birini arayan ozanın sorusu olur. İnsanın yarımlığına dokunmak için hiç açılmamış kapılarını zorlar sözcüklerin. Ve derin susmalardan, kanamalardan, anlamlı boşluklardan ve söylenmemişliklerden süzülüp “dünyaya nereden gidilir” diye seslenir. Bilinçli bir bilinçsizliğin içinden konuşur hep. Fakat bilincindedir muhalifliğinin. Ve hiçbir muhalif onun kadar muhalifliğinin farkında bile değildir belki de. Tanımlara sığmazlığı, hizaya sokulamazlığı, tuhaflığı, içtenliği, aykırılığı, öfkesi, kural tanımazlığı, uzlaşmazlığı nsana ve dünyaya karşı olmasındandır; insandan ve dünyadan yana olmasından…Öteki ellerini kullanÖteki sesinle çık sokağaDiye uyarır insanı. Şiir, artık uzaklara hazırlıktır. Ve yolculuğa dönüşmüştür böylece. Çünkü bir mümkündedir aklı. Tasarlanmayan hayata bir türlü sığamaz, sığdırılamaz. Ortak aklın insanı sıradanlaştıran ortak egemenliği dışında bir yerde kendini yakalamaya çalışan ozandan başkası dayanamaz bu yolculuğa. Çünkü sadece ozan, önünde duran onlarca, yüzlerce sözcüğü iteleyerek, onların içinden yüreğine teyellenen, kalemine ilişen birkaçıyla yarattığı tufan sonucu, el değmemiş duyarlıklara, yaşanmamış aşklara, kurulmamış dünyalara tanık edebilir bizi; geçmişin ve sonranın derinliklerinden elde ettiği imgelerle şimdinin bilgisine taşıyabilir.Yol yüründükçe, söz de yontula yontula azalır. Görünürde olmayan görünür olmaya başlar. Yüreklenir arka çıkılmamış düşünceler. Gelişmiş insan, yaşanır ülke ve barış içinde dünya düşleri kuran ozan, düşlerinin peşindedir aynı zamanda. Çünkü gelecek beklenen bir şey değil, yapılan ve yaratılan bir şeydir onun için. Bu durumu;Öteki gözümle gördüm gerçeğiŞaşakaldı iki gözümDiye duyurur bize. Bütün zamanların sanığı olarak gösterilir, olsun. Onun için önemli olan, hayatı üst bir hayata, anlamı üst bir anlama taşımaktır. Bir hayli zorlanmıştır dilin sınırları. Susmalar bile dile dönüşmüştür artık. Hayat nerede eksikse şiir de oradadır. Ancak, kor ateşte ele geçmeyen ve ressamın tuvaline bir türlü taşıyamadığı renk gibidir. Yetinmez anlamla. Açıları arasında sonsuzluklar bulunan bir düşgendir çünkü.Ne yapsanız, nasıl söyleseniz her tanımda eksik kalır. Ve hep ulaşılmazlıkla besler kendini. İsteyen; gece şafağa, tomurcuk meyveye, sevinç öpücüğe ve korku güvene dönüşürken görebilir onu. Aşkın önünde diz çökenler ve sevgilinin karşısında hiçbir şey olmayan ve onunla sonsuzca eşitlenenler… Bütün hayatlardan devşirdiği bir hayatla, birkaç yıldız ötede bir düşte konaklayan ve düşlerin de gerçeğin sınırlarına alınmasını isteyen ozanın, varlığından sıkıntı duymayacağı ikinci bir dünyadır artık.Şiir sayesinde kendisini keşfeden, yeteneklerinin, cesaretinin ve özgürlüklerinin sınırlarına ulaşan ozana, söylenecek bir şey mi kaldı?Ey ozan, sözcüklere daldır yüzünü, şiirden daha derin bir deniz var mı? Hayrettin GEÇKİN / 21 MART 2007 KOU DÜNYA ŞİİR GÜNÜ BİLDİRİSİ Şiir, yaşamın gizemli bir ırmağıdır, gerisin geriye de akabilen bir ırmak. Yüreklere doğru aktıkça, sevdalar, umutlar, özlemler çiçeklenir. Bu ırmaktan yoğunlaşan duygular, sözcük bulutlarını gül yağmuruna dönüştürür., düşler evrenine kapılar açar, köprüler kurar.Şiir, bir sestir, yaşam denen kristal kürenin içinde, boyun eğmez karanlığın hançerine. Aydınlıkta solunan güneş rengi dizelerde hasretler tüter barış üstüne. Bilincin koyağındaki çırpınışlarda şiir sessizce kırar hüznün kabuğunu.Şiir, sevgiyi emekten süzmek, gizli güzellikleri bularak yeniden yaratmaktır. Gerçeğin ne fotoğrafı, ne de doğanın kopyasıdır. O, nesnel gerçeğin güzelliklerden süzülen öznel bir yansımasıdır. Ne gökte, ne de yerdedir. İnsan olan, insan kokan her yer mekânıdır şiirin. Şiir ne karın doyurur, ne de kasaları doldurur. Ama yürek yelkenlerini şişirir ardına dek. Çünkü insan yüreği her zaman açtır, her zaman güzelliğin büyüsüne gereksinme duyar. Sözün en tatlı özü olan şiir, ekmek ve su gibi kutsal bir ihtiyaçtır. Şiir, sevdanın, haklı bir kavganın, zaferle biten bir çabanın adıdır. Özlemin kardeşidir. Bir çocuğun gülüşü, bir bebeğin ağlayışıdır. Bir yaprağın suya düşüşü, bir martı kanadının denize vuruşudur. Toprağı öpen yağmurun, rüzgârda uçuşan karın kokusudur.Şiir gelip de çalınca kapıları, açmak gerek yürek evinin kapısını, ta ardına kadar. O, yaz güneşini emmiş ballı bir yaban üzümüdür. Heybesi şiir dolu olan, bir sevgi yolcusudur. İçinde çağıltılı bir ırmak akar. Şiiri bir giysi gibi sırtına geçirenlere, pencereler açılır tan yerinin en kıvamındaki renkten. Bu pencereden, toprağın insan sıcağında nasıl mayalandığını görürüz. Ormanlar, dağlar kanatlanıverir. Kuşlar, yeni bir mavi çizer göğe.Şiir, balta girmemiş ormanların yeşil gülüşüdür. Bir ceylanın hızlı kaçışıdır. Azgın bir çağlayanın yüksek tepelerden dökülüşüdür. Alabalıkların soğuk dağ sularında yüzüşüdür. Gökte parlayan ayın, dağların arkasından yükselen güneşin, denizin sularında oynaşan altın ışıkların, yeşil çimenler içinde fışkıran bin bir çeşit çiçeğin sevilme isteğidir şiir.Kısacası, şiir kavuşmanın tadı, ayrılmanın acısıdır. Güzellik işçisi olan ozanın en derin sanatıdır. Sözün damıtılmasıdır. Ali Ziya Çamur / 2007 ne mutlu şiir okuyana ve sevene!..şiir depremdir, şiir ayaklanmadır, şiir başkaldırıdır. şiir şimşektir,yıldırımdır, gök gürültüsüdür şiir. şiiri, yani yıldırımı hiçbir siper-isaika durduramaz. şiir korkunçtur, güzeldir. hiçbir kapı, hiçbir duvarönünde duramaz. kapı tunçtan, demirden, çelikten de olsa önünde duramaz.şiir yürür, ezer geçer. şiir her şeyden, herkesten daha güçlü, dahayıldırıcıdır. şiir sınır tanımaz, ne kral tanır, ne imparator. şiir cengizhan 'dan da, sezar 'dan da, hitler 'den de, büyük iskender 'den de büyüktür.şiirin yürüdüğü yolun bitimi yoktur. şiir sonsuzluğa gider, sonsuzluktangelir. şiir hiçbir güce boyun eğmez. en güçlüden daha güçlü, en güzeldendaha da güzeldir. eşsizdir, bir benzeri daha olmamıştır ve olmayacaktır da.şiir bütün dillerden başka, bambaşka bir dille konuşur. ama onun dilini,söylediğini herkes ama herkes anlar. şiiri hiçbir güç tutsak edemez. altında, pırlanta da, elmas da şiirden değerli değildir; olmamıştır,olmayacaktır. şiir dilsizleri konuşturur, sağırların kulaklarını açar. şiirbuluttur, yağmurdur, gökyüzüdür. şiirin arkadaşları, dostları vardır. enyakın dostu bilimdir. sonra musiki ve resim gelir. şiirde müzik de vardır,resim de, yontu da. mimar sinan 'la da dosttur, darwin, einstein 'la da.şiir gelecektir, umuttur, özlemdir, mutluluk ve güzelliktir.şiirden en zalim, en gaddar, en acımasız krallar, imparatorlar bile çekinir,korkar. şiir ölümü bilmez, şiir yaşamdır. şiir muştu, sevinç ve mutluluktur.şiir kötümserlik bilmez, tanımaz. iyimserdir, cömerttir ve gençtir,delikanlıdır. yakışıklıdır şiir.şiir sonsuzluk gibi en güzel kokar; güllerden de, karanfillerden,zambaklardan da güzel. şiir deniz gibidir. nasıl denizi kimse anlatamazsaşiir de tıpkı öyledir. homeros, dante, shakespeare şiiri anlatmak için büyükçaba harcadılar ama şiiri deniz gibi tam anlamıyla kimse, hiç kimseanlatamadı.deniz gibi, o da yalnız kendi anlatır kendini. şiir sevgilidir, şiiryazandan iyi koca olmaz. iyi baba, iyi oğul, iyi kız da olmaz belki ama iyiarkadaş, iyi dost, iyi kardeş olur. şiir sevgilidir dedik ve hep sevgilikalmıştır ve kalacaktır.şiir ne tanker, ne şilep, ne gemidir. şiir yelkenlidir. bir korsanyelkenlisidir. hayduttur şiir. şiir aldatmaz, çalıp çırpmaz. doğrulukturşiir. emektir, alın teridir. şiir inatçıdır, hırçındır ve hep ama hep yürürgider. şiir durmaz ve durdurulamaz. şiire ne boyunduruk, ne tasma takılır.şiir zincire vurulamaz. şiire kelepçe takılamaz. şiir özgürdür, özgürlüktür.şiir zalimlere, alçaklara, namussuzlara meydan okur. onun gücü en güçlüyeboyun eğdirir. engel tanımaz. engelleri yıkar ve ezer geçer. şiirölümsüzdür. şiir olmasa, sevdalılar söyleyecek söz bulamaz; o zaman sevdada, aşk da olamaz. insanoğlu yok olur. şiirdir insanoğlunu sürekli kılan.anaların şefkati, babaların güveni, çocukların kıvancıdır. şiiri anlatmayaçalıştım ama ne gezer. önce söylediğim gibi şiiri, deniz gibi kendi, yalnızkendi anlatır. yaşasın şiir. yıkılsın diktatörler, krallar, asiller,emperyalistler. şiir zaten onları hep ama hep yıktı ve hep yıkacaktır. nemutlu şiir yazan, şiir okuyan, şiir sevene. ötesi yok. Arif Damar / 2006 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi Şiirler, nereden geldiği belli olmayan, tanımı yapılamayan, bütünyaşamımızı etkileyen boyutları evrence süren o ateşböcekleridir. Şiiryazan sözcüklerin "yeri" vardır. Bu yerler sandığımızdan büyüktür.Yanyana geldiklerinde eski ya da yeni yeryüzlerini ulaştırırlar bize. Şiir yazan sözcüklerin şiir yazmayan sözcüklerden nasılayrıldıklarını yazar, düşüncelerindeki boyutla sezebilir. Bu ayrımıyaparken neyin şiir olduğunu, neyin olmadığını kişisel varlığının oandaki soluk almasıyla anlar. Şiirler yerlerini birbirlerine katarlarken bir başarıya daulaşırlar. Yazın evrenindeki genel yeri genişletmiş olurlar. Bugünbir Rus Edebiyatı, bir Fransız, bir İngiliz Edebiyatı alanları varsabu kazanç, o ülkeler şiirlerinin kazandıkları, bize kazandırdıklarıözel yerlerle oluşmuştur. "Yer" sözcüğünün üzerinde duruyorum, "ses" demek istemiyorumburada. "İm" demek istemiyorum. "İmin Yürüyüşü" adlı yapıtımdasöyledim bunları. "Yer" sözcüğüyle anlatmak istediğim komik biralandır. O ateşböceklerinin alanıdır. Kozmik alanların şiirlerdenoluşmuş yaratılar olduğunu da hepinize duyurmak isterim. Çeviri olayı, bütün yönleriyle anlaşılmamıştır. Bir dildeki biryapıtın dile dönüştürülmesi ne yazık ki çeviri gerçeğinin tek örneğisayılmıştır. Dilden dile aktarma, çeviri gerçeğinin belki de milyardabiridir ya da dışındadır. Burada anlatmak istediğimiz gerçek çeviridir. "Gökyüzü"nün "yeryüzü"ne çevirisi bugüne dek yaşanan tekçeviridir. Çeviri birbirini yaratırken evrenin ta kendisisayılmalıdır. Oluşum dediğimiz olay, doğadaki gizin açıklanmasıdır.İlk patlamaların bize getirdiği eylem, bir sözün çevirisinden başkane? Daha önceki yaşama, vardığı söylemi, başka bir söylemedönüştürürken, yaptığı eylem çeviridir. Yüzyılların binyıllara,binyılların sayısız uzaklara ulaşması bir elle uzandığımız, ötekielle tuttuğumuz tek yazıdır. Bu tek yazı insan varlıklarına ulaşırkençiviye benzemiş olabilir. Adına hiyeroglif denebilir, adına papirüsdenebilir. Unutulmamalıdır ki bütün bunlar insan usunun çevirieylemini gözler önüne serer. Şiir, günü geleceğe çevirirken öylesine zenginleşir ki telefonderler ona, gramafon derler ona, radyo, televizyon, bilgisayar,internet derler ona, yine de bütün gücünü dile getiremezler. Şiirin bütün özdeklerde görünümü başka başkadır. Kuşun sesindegörünen odur, maviliği sese dönüştürmüştür. Demirin ateşte dövülürkenkıpkırmızı olması odur; dışarı çıkmayı kırmızıya dönüştürmüştür.Yaşlı bilginin avuçlarındaki harfler odur; evreni umudadönüştürmüştür. Gelin olan kızın ilk gecesi odur; ipeği sevişmeyedönüştürmüştür. Birbirimize yakınlığımız odur; ekmeği özgürlüğedönüştürmüştür. Duyuyor musunuz şimdi? Duyuyor musunuz, burada sizi banadönüştürmüştür. Fazıl Hüsnü Dağlarca / 2001
  21. Bir yerlerden baslamak lazim; Baslamak, yeni birseye baslamak bir yerde birseyleri bitirmektir de aslinda. Yasamin kiyisinda bir yerlere tutunmaktirda, ya da kendini salivermektir bosluga. Caresiz bir bakisa ,bir gulucuk kondurmaktir. Bir cay bir simittir bazen, Bazende okudugun bir yazidir gazeteden, Birinin elini tutmaktir sikica , bazen de birakmayi bilmek. Dunyaya gozunu actiginda senin cigligindir bazen, Guzel bir gune merhabadir bazen, bazende sessizlikte kaybolmak, Yitirilen sevdalarda goz yasidir bazen, bazende...... "Istedigini yapabilirsin" dir ........ baslangic...............
  22. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Tuttum tamam korkma artik . Sen bizi cok korkuttun .hadi gecti artik .
  23. sende mi brütüssssss Sen beni karıştırdın ben deepblue....... Bende tabiiiii . Sen beni hiç arayıp sorma planlar ortada kalsın sonrada bana brütüsssssssssssssss de . Ama olsun ben yinede senin yanındayım bilesin.
  24. DeepBlue şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Denizimin kızı dur sakın kıpraşma .Gloria sende korkma . Ben itfaiyeyi çağırdım aşağıda önlem alındı . Akşam akşam böyle şaka olurmu kız. Ablalarının yüreği ağzına geldi bak. Bi de forumumuzun adı çıkacak . Hemide benim evimde. Admin benim canımı okur hani.
  25. Aman da aman benim denizim kizinin nurtopu gibi tasi mi olmus. Gecmis olsun. Cok agri yaptimi. Opeyimde gecsin....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.