Zıplanacak içerik

REKLAMYAZARI

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

REKLAMYAZARI tarafından postalanan herşey

  1. Atatürk Diyor ki! " Türk demek dil demektir.Millet olmanın en önemli özelliklerinden birisi de dildir.Türk Milleti'ndenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan Türk Kültüründen ve Türk Toplumundan olduğunu ileri sürerse buna inanmak doğru olmaz." " Millî duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.Dilin millî ve zengin olması, millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir.Türk Dili dillerin en zenginlerindendir...Yeter ki bu dil,bilinçle işlensin." " Türk Dilinin kendi benliğine,aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet kuruluşlarımızın özenle ilgili olmasını isteriz." " Türkiye Cumhuriyeti'nin Resmî Dili Türkçe'dir.Resmî işlerde Türk Dilinin kullanılması gerektiğini herkes bilmelidir." Kesinlikle bilmeliyiz ki,iki parça hâlinde yaşayan milletler zayıftır,hastadır. Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun,onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: 1-Türk Milleti'ne, 2-Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, 3-Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, Düşman olanlarla mücadele etme. Bu mücadelenin sebep ve vasıtaları ile donatılmayan milletler için ********. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  2. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir? Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.51 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur. Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. 19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım. Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 40’ın üzerinde şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.26 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım. ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM: (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)
  3. Öğretmen Hasan Sancak In Sporda Barış Ve Kardeşlik Reklâm Senaryoları DİKKAT: Aşağıdaki “ Sporda Barış ve Kardeşlik Reklâm Senaryo Önerileri “ Hasan Sancak ’a aittir. (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) ÖNEMLİ NOT: BU REKLÂM ÖNERİLERİ HABER OLARAK GAZETE VE DERGİLERDE YAYINLANABİLİR. Öbür türlü sahibinden izin alınmadan: TÜRKİYE VE DÜNYADA “ Reklâm ve başka amaçlar için hiçbir televizyon, Bilgisayar ve İnternet’te; ulusal, yerel, televizyon, sinema, tiyatro, radyo, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklam ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde kullanılamaz. Oynatılamaz, gösterilemez ve yayınlanamaz. Kaset ve CD ye çekimi yapılamaz. Aksine hareket edenler hakkında “ Telif Hakları Yasası” uyarınca kanunî işlem yapılır.” XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU 1: Bir genç bisikleti ile birlikte evine gitmektedir. Bisikleti bahçeye bırakır. Evin kapısını çalar. Anne, kapıyı açar. Çocuk annesini kucaklar. Dosdoğru kendi odasına çıkar. Üstündekileri çıkartır. Aynanın karşısında yüzünü, sağını ve solunu da iyice boyar. Kapıdan çıkmak üzereyken onu annesi görür. —Anne: Oğlum nereye gidiyorsun? —Genç: Maça gidiyorum Anneciğim. —Anne: Oğlum sağına soluna dikkat et.Sen, biraz yaramazsın.Kimseyle dalaşma. Her şeyi konuşarak ve güzellikle hâllet. —Genç: Peki Anneciğim. Genç annesini öper. Bisikletine biner yola çıkar. Bir marketin önünde durur. Çok güzel bir içecek ya da yiyecek alır. Onu, bisikletinin önüne koyar. Tekrar yola çıkar. Biraz gittikten sonra ansızın önüne “korkunç bir köpek, ayı, goril, maymun...” çıkar. Genç fren yapmak ister, bisikletini durduramaz, yere düşer. Onunla karşı karşıya kalmışlardır. O, ona dişlerini göstermeye başlar. Genç ne yapacağını şaşırmıştır. Yavaş yavaş ayağa kalkarken eli o aldığı şeye değer.Onu eline alıp ayağa kalkar.O, hırlayarak, homurdanarak kendisine yaklaşmaktadır. Genç renkten renge girmektedir. İstemeyerek o şeyin kapağını, üstünü açar, Ağzına bir tane atar. Hoşuna gitmiştir. İçinden bir tane daha alır. İleri doğru savurur. O şey onun önüne düşer. Yiyeceği ya da içeceği koklar, bir taraftan hırlarken. onu ağzına atar.Genç bir tane daha eline alır onu da atar.Yine onun önüne düşmüştür.Bir taraftan hırlamakta,bir taraftan koklamakta ve o şeyi sonra da yemektedir.Artık gencin her attığı şeyi havada kapmaktadır. Genç, zarar gelmeyeceğini anlayarak canavara yaklaşır. Elinle vermeye başlar. Bir kaç tane verdikten sonra hayvan iki ayakları üzerinde durmaya başlar. Yiyeceği vermeye devam ettiği anda, o şey ayağından başlayarak insan olmaya, insanlaşmaya başlar.O da kendisi gibi bir gençtir. Öyle kuvvetli kucaklaşırlar ki. Onu bisikletinin arkasına alarak maça yetişmek için yola çıkarlar. Sahanın içinden hep birlikte gür bir ses dört tarafa yayılmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU 2: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları farklı kapılardan maça girmektedirler. Polisler de bir olay çıkmaması için sıkı güvenlik tedbiri almışlardır. Bu maçı birbirlerini deliler gibi seven ama farklı takımları tutan iki sevgili de seyredecektir. Üstlerinde tuttukları futbol takımlarının formaları bulunmaktadır. Maça girerken bile ellerini bırakmamaktadırlar. Diğer iki ellerinde de büyük iki tane kutu bulunmaktadır. Polisler en ince ayrıntısına kadar her tarafı aramaktadırlar. Tribüne gelirler. Yan yana fakat kendi tuttukları takımlarının bulunduğu bölümde otururlar. İki tarafın bulunduğu yerin ortasında aşağıdan yukarı kadar polisler ve barikatlar yer almaktadır. Böyle olduğu hâlde bile ellerini bırakmamaktadırlar. Hakemin düdüğünü çalmasıyla birlikte maç başlar. Herkes ayağa kalkmış kendi takımına tempo tutmakta ve birbirlerine çok kötü sözler; el, kol hareketleri yapmaktadırlar. Polisler onları zor zapt etmektedir. İki sevgili de sadece kendi takımları lehinde tezahüratta yapmaktadırlar. Birbirlerinin suratına sevgi ile bakmaktadırlar. Adeta maçın bir kardeşlik ve barış olduğunu birbirlerinin suratına söylemektedirler. Belirli bir süre böyle geçer. İkisi de aynı anda ayağa kalkarlar. Büyük kutunun ağzını açarlar. İçinde çok güzel bir içecek ya da yiyecek vardır. Kız ve erkek rakip taraftarlara teker teker onları sunmaktadır. Bu sahadaki bütün seyircilere yetecek kadar fazladır. Kutuların içindekiler elden ele bütün herkese ulaştırılır. Sevgililer, bulundukları yere dönerler. Ayaktadırlar.Ellerini tutarak kendi takımları için bağırmaktadırlar.O içecek ve yiyecekleri ağzına getirip midesine indirenlerde kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine yol açmıştır.Tribünde herkes ellerini tutarak havaya kaldırır.Aradaki barikatlar ve polisler çekilmişlerdir.O esnada gökyüzünde altlı üstlü üç tane helikopter görülür.Birisinin arkasında büyük bir Türk Bayrağı bulunmaktadır.Onun altındaki helikopterde de Atatürk’ün bir resmi ve yanında da “Ey Türk Gençliği!..” yer almaktadır.En alttaki helikopterde de reklamı yapılan şeyin resmiyle birlikte“(.....................) Türkiye’yi çok seviyor.” Yazısı yer almaktadır. Sahada aynı anda tribünlerden tek bir ses duyulmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU 3: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları sahaya yakın bir yerde karşılaşırlar. Araları biraz uzaktır. Önce sözlü olarak birbirlerine laf atarlar. Sonra da kaldırım taşlarını sökerek, birbirlerinin üzerine atarlar. Ellerindeki sopa, kesici ve delici aletlerle birbirlerinin üzerine saldırırlar. Ansızın polis arabasının siren sesi duyulur. Dövüş edenleri yakalamak için polis harekete geçmiştir. Her taraf karmakarışık olmuştur. Polisler kovalar, fanatik taraftarlar çil yavrusu gibi sağa sola kaçışırlar. Belirli aralıklarla iki grup çok büyük bir binanın içine girer. Arkalarından da polisler kovalamaktadır. Herkes binanın merdivenlerini yukarı doğru tırmanmaktadırlar. Kimin ne yapacağı belli değildir. Kaçan gençler üzerindeki formaları çıkartarak bir tarafa atmakta ve üstlerini başlarını düzeltmektedirler. Ama yukarıda kendilerinin kaçacakları bir yer yoktur. Gele gele binanın en üst katına gelirler. Büyük bir aynanın yanında dururlar. Aynanın yukarısında:”Lütfen ses yapmayınız. Üstünüzü başınızı düzeltip sessizce içeriye giriniz.” Yazmaktadır. Aynanın karşısında da bir ATATÜRK KÖŞESİ vardır. Atatürk’ün resmi o büyük aynayla karşı karşıyadır. Aynanın karşısına gelenleri mavi gözleri dikkatle gözlemektedir. Bu bakış kişilerin üzerinde çok büyük bir etki bırakmaktadır. Oraya gelenler insan olduğunun farkına varmaktadırlar. Her gelen genç bu durumla karşılaşmaktadır. Çünkü burası bir KÜTÜPHANE’ dir.Hepsi sessizce kütüphaneye girerler.Kütüphanedeki masalarda kızlı erkekli çocuklar ve gençler hiç ses yapmadan kitap okumaktadırlar.Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birisinin içecek veya yiyecekleri yenmektedir.Gençler ellerine birer kitap alıp masalara otururlar.Artık okumaya dalmışlardır.Polisler oraya gelirler.Herkesin içeride sessizce kitap okuduklarını görürler. Oradan sessizce uzaklaşırlar. Kitap okuyanlar akşamın nasıl olduğunun farkına bile varamazlar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU 4: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun fanatik taraftarları sahaya yakın bir yerde karşı karşıya gelmişlerdir. Aralarındaki tahrikçilerin kışkırtmasıyla birbirlerinin üzerine saldırırlar. Önceden hazırladıkları şişelerdeki Molotofları birbirlerinin üzerlerine atarlar. Ellerinde eskiden savaşlarda kullanılan ilkel sopa, kesici ve delici aletlerden hepsi bulunmaktadır. Birbirlerinin üzerine saldırırlar. Acımasızca birbirlerine vurmaktadırlar. Bir taraftan polislerin sireni, öbür taraftan da ambulanslar yaralıları hastanelere taşımaktadırlar. Polisler zorlukla olayı bastırmıştır. Hastaneler ağzına kadar yarılılarla dolmuştur. Kimisi ayakta tedavi olmaktadır. İki ağır yaralı için kan anonsu yapılmaktadır. Hastanenin hoparlörü kan ihtiyacını tekrar etmektedir. Aileler de çocuklarını merak etmişler, hastanenin bahçesini doldurmuşlardır. Aranan kan iki kişide bulunmuştur. Bunlar farklı takımlardaki taraftarlardır. Kan vermek için söylenen yere gelirler. Burada dört yatak vardır. Yatakların ikisin de iki farklı yaralı yatmaktadır. Doktor kan gruplarını sorar. Birisini bir yatağa, diğerini de öbür yatağa yatırır. Artık dışarıda birbirlerini öldürmek için sopalarla saldıranlar diğerinin hayatını kan vererek kurtarmaktadır. Dört kişi boş kalan diğer elleriyle birbirlerinin ellerini sıkıcı tutmakta ve birbirlerine sevgi ile bakmaktadırlar... (.......................) Türkiye’yi çok seviyor. Gençler! Fikirler; zorla ve şiddetle, top ve tüfekle, asla öldürülemez. Gençlerin her şeyden önce, millete güven vermeleri gerekir. Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. ATATÜRK Atatürk ün sözleri ekranda gösterilir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU 5: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati yaklaşmıştır. Fanatik taraftarlar maça hazırlıklı gelmişlerdir. İki grup karşılıklı yerlerini almışlardır. Önce bağrışmalar, küfürler ve birbirlerine yumruk sallamalar görülür. Söktükleri kaldırım taşlarını birbirlerine savururlar. Sonra da vücutlarının muhtelif yerlerinden çıkarmış oldukları sopa, delici ve kesici aletlerle birbirlerine saldırırlar. Polis arabalarının siren sesi duyulur. Arabalarından atlayan polisler olay çıkartan kalabalığı çember içine alır. Kaçacakları bir yer kalmamıştır. Polisler üst baş aramalarına başlamıştır. İnsanın kanını donduracak aletler gençlerin üzerinden çıkmaktadır. Yakalanan aletlerin hepsi bir yerde toplanmaktadır. Aslında bu sahne bir SİNEMA YA DA TELEVİZYON da gösterilmektedir. Büyük bir salonda seyirciler vardır. Seyircilerin hepsi birer masaya oturmuşlardır. Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en güzel içecek ve yiyecekleri bulunmaktadır. Seyirciler de çok özeldir. Devletin en üst yetkilileri, Federasyonun başkan ve yardımcıları, kulüp başkanları, bütün futbolcular formalarıyla birlikte, onların eşleri ve çocukları da... Bu sahneyi seyretmektedirler. Bir taraftan da o taze içecek ve yiyecekleri yemektedirler. Kamera teker teker o kişileri göstermektedir. Bu esnada Atatürk’ün görüntüsü ve sesi ekrandan gençlere kendi özdeyişleri ile seslenmektedir. Gençler! En büyük davamız, en uygar millet olarak varlığımızı yükseltmektir. En büyük savaş, ******** karşı yapılan savaştır. En kötü barış, en iyi savaştan iyidir. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz devam ettireceksiniz. ATATÜRK Not: Reklâm senaryolarında, konuya bağlı olarak, şirketin isteğine göre, cümlelerinde değişiklik yapılabilir.
  4. Hasan Sancakın Alternatif Reklâm Senaryolarını Okumak İster misiniz? ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum. GOOGLE’DEN HASAN SANCAK NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ ALAÇAMLI=KÖPRÜBAŞILI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ GAZETECİ HASAN SANCAK KİMDİR? Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.51 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur. Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. 19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım. Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 40’ın üzerinde şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.26 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım. ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM: (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005) XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX AŞAĞIDAKİ REKLÂM SENARYOLARIM GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOLARIMDIR ÂLEMDE İLK VE TEK DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK NOTER ONAYLI RÜYA BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK GERÇEK KÂBUS YATAK REKLÂMIM Aşağıda yazılan ve anlatılan yatak reklâmı Eğitimci-Gazeteci-Şair Hasan Sancak ın düşünce ürünüdür. ÖNEMLİ NOT:(SAHİBİNDEN İZİN ALINMADAN ASLA BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN KULLANILAMAZ.) Sahibinden izin alınmadan reklâm ve başka amaçla için dünyada ve Türkiye deki; ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde televizyon, sinema tiyatroda oynatılamaz, seslendirilemez; kaset ve CD ye çekimi yapılarak gösterilemez. Aksine hareket edenler hakkında Telif Hakları Yasası uyarınca kanunî işlem yapılır. Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001 XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX NAMAZA DAVET-BAŞLAMA KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler.O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler.Yanlarına getirdikleri esrar,eroin…Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur.Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider.Kulağındaki küpeleri çıkarır.Uzun saçlarını makasla keser…Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır.Evden dışarı çıkar.Camiye namaz kılmaya gitmektedir.Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür.Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar.Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX EŞARP REKLAMIDIR KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya… -Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX İÇKİDEN KURTULUŞ REKLAM SENARYOSUDUR KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA REKLAM SENARYOSU !.. AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOSU ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNÜDÜR. ÖNEMLİ NOT. Aşağıda yazılan "Öğretmenimi Kurtarın Reklâm Senaryosu" Hasan Sancak ın düşünerek, kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Sahibinden izin alınmadan: (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) TÜRKİYE VE DÜNYADA ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, seslendirile mez; kaset ve CD ye çekimi yapılarak gösterilemez. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanunî işlem yapılır. KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX EŞEK BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu: köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek, eşek… Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşeğin yuları salınmış durumdadır. Eşek tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmek -tedir. Hepsinden birer parça koparmaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Eşek yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Cümlesi tekrar gösterilir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KADIN BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu :Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri düşmeye başlar. Aynı anda merdivenden yuvarlanırken kocası kapıyı açar. İkisi de avazı çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Kadın bu durumu rüyasında görmüştür. Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar. Yanında duran sigara paketini görür ve onu parçalar… XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ADAM BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu : Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ADAM VE KARISI BU REKLAMLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. A dam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.
  5. Öğretmen Hasan Sancak’ın Noter Onaylı Alternatif Reklâm Senaryoları ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLAM SENARYOLARI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR.BAŞKA TÜRLÜ KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX NOTER ONAYLI PED REKLÂMIM KONU: Bir sınıf, işyerinde... Çalışan kadınlar ya da kızlar bulunmaktadır. Bu kızlardan biri rahatsızdır. Önce çantasında bir şeyler arar fakat bulamaz. Yanındaki kız arkadaşlarına sorar onlarda da istediği şey yoktur. Sınıftaki öğretmen ya da işyerindeki müdüre rahatsız olduğunu bildirerek izin ister, koşarak dışarı çıkar. Kız arkadaşlarına ait dolaplara teker teker bakar orada da aradığını bulamaz. Merdivenlerden koşarak aşağı inmek ister birden ayağı merdiven basamaklarına takılarak merdivenden aşağı veya boşluğa düşer. Düşerken öyle kuvvetli bağırır ki... KIZ BİR RÜYA GÖRMÜŞTÜR. YATAĞINDAN DOĞRULUR.Onun yanındaki yerde yanından ayırmadığı şey hazır durmaktadır. Ona sarılır. Ağzından bir cümle dökülür. İyi ki varsın! 5 Şubat 2004 XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU :Sabah güneşi doğmaktadır. Bir dağ ya da tepe yamacında kurulmuş bir şehir görünür. Hava rüzgârlıdır. Yolda bir taksi yol almaktadır. İçinde sadece bir şoför vardır.25–30 yaşlarındadır. Arabanın üstünde bir megafon bulunmaktadır. Bir de 10-15 metre boyunda ağaçtan yapılmış bir sırık ve bunun ucunda da ağ bulunmaktadır. Arabanın üzerine iple bağlanmıştır. Bu kişi doğruca şehri yakından gören en büyük bir dağa,tepeye doğru arabasını sürmektedir.Artık şehir ayaklarının altındadır. Tepenin en uç tarafında bir kule vardır. Adam arabayı kuleye yakın park etmiştir. Arabadan iner. Arabanın üzerine bağladığı sırığı oradan çözer. Arabanın arkasını açar. Sırığa bir tane çok ses çıksın diye alıcı koyar. Uzun bir kabloyu megafona bağlar. Ses kontrolü yapar.Ses iyi çıkmaktadır. O sırığı eline alarak bu kuleye tırmanır. Şu anda şehri her taraftan görmektedir. Sırığı elinle tutarak havaya kaldırır. Çember yapacak şekilde sırığı havada döndürmeye başlar.Sırık havada vup vup şeklinde sesler çıkarmaktadır. Bu durum önce şehirde binaların üzerindeki binlerce güvercinin havalanmasına sebep olur.Güvercinler hep birlikte sese doğru uçmaktadırlar.Bu sefer binalardaki bütün vatandaşlar sesi duyarak, pencereleri açmışlardır.Bazıları da balkona çıkmışlardır.Ne olduğunu merak etmektedirler.Çünkü bir olaya şahit olacaklardır.Durumu yakından görmek isteyen insanlar hep birlikte sokağa çıkarlar.Tepenin tam karşısında binlerce vatandaş oluşmuştur.Adamın çember yaparak çevirdiği sırığa ve güvercinlerin hareketlerine bakmaktadırlar.Güvercinlerin hepsi tepenin üzerinde havada toplanmışlardır.Çok büyük oğul veren bir arı kovanı gibi olmuşlardır. Yavaş yavaş tepenin yamacındaki dik yere bir uçtan başlayarak konmaktadırlar.Aman Allah’ım!. Bir de ne görsünler?! Güvercinler Kur’an harfinin önce Elif harfini oluşturmaktadırlar. Vatandaşlar da hep birlikte bu harfi tekrar etmektedirler.İkinci küme Be harfini…Bu Ye harfine doğru gitmektedir.Bütün insanlar güvercinlerin son harfiyle birlikte Kur’ an harflerini tekrar ederler.Hepsi de bu olayın sonunda Kur’an harflerini öğrenmişlerdir… XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU:Çok büyük bir şehir.Şehrin çok büyük bir camisi görünür..Kubbesi de çok geniştir.Caminin etrafında güvercinler ve insanlar bulunmaktadır.Yerdeki güvercinler oradaki ana yolun üzerinde bir arabanın acı bir freni ile birlikte hep birlikte havalanırlar.Kırmızı ışıkta karşı karşıya geçen bir insan için araba fren yapmıştır.Kaza ucuz bir şekilde atlatılır. Havalanan güvercinler caminin kubbesine teker teker konmaktadırlar.Hep birlikte ses çıkarmaktadırlar.Bir taraftan kanat çırpma, bir taraftan bağırma… Oradaki insanların dikkatini güvercinler üzerine çeker. Topluluk oluşturan insanlar güvercinlerin bu hareketini gözlemektedirler.Güvercinlerin kubbeye teker teker konması bir cümle oluşturur.Orada şöyle yazmaktadır. -Haydi Müslümanlar hep birlikte namaz kılalım!.. Bu esnada hoca çok güzel bir şeklide ezan okumaya başlar.Orada bulunan bütün insanlar güvercinlerin bu şekilde bir yazı oluşturması,hocanın ezan okumasından ve trafik kazasından etkilenmişlerdir. Abdestlerini alarak camiye namaz kılmaya giderlerken reklam sona erer. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU :Güneydoğulu bir kızımız.İstemediği bir ilişkiye girmiştir.(Dikkat:Bu küçük ders veren bir film olacaksa ilk birbirlerini görmeleri,buluşmaları,ilişkiye girmeleri şeklinde çekilebilir.Kız istemeye istemeye bu ilişkiye girmiştir.Gerçekten bir çocuk doğuracaktır. Kızın ailesi bundan haberi olur.Görev ailenin en küçük çocuğuna verilir. Durumdan haberi olan kız evden kaçmıştır.Erkekte ablasını kovalamaktadır.Abla devamlı kaçmakta, küçük erkek kardeşte onu kovalamaktadır.Ablasını bir yerde sıkıştırır.Ablasına ateş eder.Kurşun isabet etmez.Kovalama devam etmektedir. Artık aralarındaki mesafe kısalmaktadır. Abla bir yoldan karşıdan karşıya geçecektir.O anda kırmızı ışık yanar.Erkek ablasını yakalamak için arabaların önünden geçmek ister.Tam bu esnada aracın biri ona çarpar.Erkek kardeşin aldığı darbe onun kan kaybetmesine sebep olmaktadır.Kız bu kazayı görmüştür.Küçük erkek kardeşini de çok sevmektedir. Birden gözlerinin önüne küçük kardeşi ile geçirdiği o güzel günler gelir.Onun kalbi çok yufkadır. Abla hemen ileri atılır.İnsanların yardımıyla onu bir araca bindirirler.Bu oraya çağrılan bir ambulansta olabilir.Hastaneye yetiştirirler.Küçük kardeş çok kan kaybetmiştir.Hastane anonsu acil bir hasta için çok acele şu kana ihtiyaç var,demektedir.O hasta da onun kardeşidir. Ablanın kanı da tutmaktadır.Küçük erkek kardeşine kan vererek onun hayatını kurtarır.Küçük erkek kardeş kendine gelmiştir.Doktorlar ona ablanın kan vermesiyle hayatının kurtulduğunu söylemişlerdir.Erkek kardeş yaptığından utanır.Sıra iki kardeşin kucaklaşmasına gelmiştir... Dikkat:Bu filmi bütün aileler bir televizyon.sinema ya da tiyatroda hep birlikte seyretmektedirler. Salonda öyle bir alkış kopar ki... Perde kapanmaya başlar.Perdenin üzerinde büyük harflerle şöyle yazmaktadır. -Töre cinayetini istemiyoruz...Alkışlar eşliğinde reklam sona erer. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX CEP TELEFONU REKLÂMI! KONU:(Çok yüksek bir bina, dağ, tepe, direk...)Ansızın bir telefon çalar. İyi günler. Hasan Beyle görüşebilir miyim? Hasan Bey biraz önce buradaydı. Dur çağırtayım. İçeri giren şişman birisidir. Evladım Hasan Beyi çağırır mısın? Hasan Beye (Binanın penceresinden ip sarkıtma, binanın penceresinden iple inme, binanın merdivenlerini koşa koşa inme, asansörle ...) ulaşılabilir. Hasan Beyin yanına ulaşan kişi yorgunluktan bayılmak üzeredir. -Hasan Bey !.. Telefon !.. Telefon !.. -Buyrun! Ben Hasan Bey !.. Alo !.. Alo !.. Alo !.. -Bu şekilde dostunuza, arkadaşınıza, öğretmeninize, doktorunuza ulaşamazsınız. -(........) Biz sizi standart bir ücretle, sevdiklerinizle saatlerce konuşturuyoruz... Konuşmanın tam sırasıdır. ANNE BABA ÇOCUK GENÇ- KONUŞMAYI HEMEN SEÇ MUTLULUK ESENLİKLE-UCUZ TARİFEYE GEÇ Çünkü biz şimdi daha güçlüyüz. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KOT TAKIMI REKLÂMI KONU: Bir müstakil ev. Mutfak odası. Adam masada çay içmektedir. Sırtı televizyona dönüktür. Masada da televizyon kumandası vardır. Arkasına bakmadan kumandanın tuşuna basar basmaz bir kişi kapıya bir tekme vurarak içeri dalar. Kapı gıcırtıyla açılır. Odanın içine silahlı bir adam girmiştir. Bu adamın sadece sesi duyulmaktadır. Hemen masanın başındaki adama —Eller yukarı der. Adam ellerini yukarı kaldırır. —Geriye dönersen kendini ölmüş bil. Evinde para altın ve ziynet eşyası var mı? Çabuk bana yerlerini söyle. Adam titremeye başlamıştır. Dili tutulmuştur. Silahlı Adam konuşmasına devam etmektedir. -Çabuk ol, işim acele. Daha uğrayacağım yerler var. -Adam ben... Ben fakirim. Benim evde hiçbir şeyim yok. -O zaman cebindeki paraları çıkar. Adam cebindeki paraları çıkarır. Adamın gözü masa başındaki adamın giydiği giysilere takılır. -Giymiş olduğun kot takımı çok değerli. Arkana bakmadan onları çıkar ve geriye koy. Adam söylenenleri teker teker yerine getirmektedir. Üzerinde sadece bir şortla kalır. -Ben çıkıyorum. Bir yere haber verirsen kendini ölmüş bil... Adam dışarı çıkmak üzeredir. Masanın başındaki adam yavaş yavaş kafasını yana doğru çevirmeye başladığı zaman kendisine seslenen şahsın televizyonda olduğunu fark eder. Adam elinde kot pantolon ve diğer elbiselerle kapıdan dışarı çıkmaktadır... Masanın başındaki adam düşüp bayılır... XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX AYAKKABI REKLÂMIDIR KONU: Türkiye’nin en büyük ayakkabı firmalarından birisi bir yarışma düzenlemiştir. Bu yarışma çok büyük bir salonda yapılmaktadır. Seyirciler salonu ağza kadar doldurmuşlardır. Salonun bir kenarında uzun bir masa vardır. Koltuk ve sandalyelerde yarışmacılar oturmaktadır. Yarışmacıların önünde (cep telefonu-dürbün-bilgisayar-zumlu fotoğraf makinesi-kamera-Karadenizli bir vatandaşın önünde de bir çanta ...)bulunmaktadır. Onların karşısında da sadece ayak ve ayakkabıları görülen yüzlerce çift ayak ve güzel ayakkabılardan oluşan insanlar vardır. Yarışma (tek kişilik ya da baba-anne erkek çocuk ve kız çocuktan oluşan bir Karadenizli ailenin bulunması şeklindedir.) Yarışmacılar ellerindeki son teknik aletlerle ayak ve ayakkabılara bakmaktadırlar. Karadenizli hiç oralı değildir. Yüzlerine bakmadan yarışmacılar Karadenizli aileyi bulmak zorundadırlar. Hepsinin bir sefer söyleme hakkı vardır. Çünkü ödül büyük bir ödüldür. Yarışmacılar teker teker elenmektedir. Sıra Karadenizliye gelir. Karadenizli ayağa kalkar Önce jimnastik hareketleri yapar. Çantasını açar. Orada bir kemençe bulunmaktadır. Kemençeyi eline alarak ileri doğru gider. İlk baştan sona doğru kemençe çalarak gitmektedir. Biraz sonra perdenin arkasında ayaklar oynamaya başlar. Karadenizli onları bulmuştur. İşte bu ayaklar der. Kemençeyi tekrar çalmaya başlayınca aile o güzel ayakkabılarla birlikte oynayarak sahneye çıkar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ESANS- KREM-KOLANYA-PARFÜM REKLÂMI KONU: Bir apartman dairesi. Baba, anne, erkek ve kız çocuktan oluşan bir aile sohbet etmektedirler. Evin erkeği yakışıklı, hanım ise çok güzel bir hanımdır. Hanım aynı zamanda çok kıskançtır. Ansızın erkeğin cep telefonuna numarası belli olmayan bir mesaj gelir.Her mesaj gelişte hanım erkeğe gözlerini çıkarmakta sinirli sinirli bakmaktadır.. Erkek de büzüldükçe büzülür. Cep telefonuna baktığı zaman mesaj okunur.Mesajda şöyle yazmaktadır. -SÜRÜN EMİ!... -(...........................) İkinci gelen masaj bir boşluktur. -HANIMIN DA SÜRÜNSÜN !.. -(...........................) Üçüncü gelen masaj yine bir boşluktur. -ÇOCUKLARIN DA SÜRÜNSÜN EMİ !.. -(...........................) Dördüncü gelen masajda yine bir boşluktur. -SÜLALENDE SÜRÜNSÜN !.. -(...........................) Beşinci gelen masajda yine bir boşluktur. Yine bir mesaj gelir. -SÜRÜN AMA KREM-KOLANYA-ESANS-PARFÜM SÜRÜN !.. Son mesajla birlikte aile rahatlamıştır. Zaten yanlarında reklamı yapılan şey durmaktadır. Hep birlikte sürünürler. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX BAĞIMSIZLIK REKLÂMI KONU: Çok büyük bir dükkân. Dükkânda belirli aralıklarla yan yana dizilmiş akvaryumlar bulunmaktadır. İlk baştaki akvaryum çok büyüktür. İçinde çeşitli balıklar ve bol miktarda yiyecek bulunmaktadır. Balıklar bu yiyecekleri yememektedirler. Diğer akvaryumların sadece içleri su ile doludur. Bütün akvaryumların üstleri açıktır. Belirli bir süre sonra balıklar büyük akvaryumdan diğer akvaryumlara teker teker atlamaya başlar. Bu çok uzun bir yoldur. En son akvaryumun yanında küçük bir pencere vardır ve bu pencerenin bir bölümü de açıktır. Pencerenin alt tarafı da (ÇAY-DERE-GÖL-IRMAK-DENİZ’ e) çıkmaktadır. Bütün balıklar son akvaryumlardan oraya atlarlar... Bülbülü altın kafese koymuşlar, yinede VATAN ım demiş... HÜRRİYET ve bağımsızlık benim karakterimdir... XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX SİGARA KARŞITI REKLÂM SENARYOM DİKKAT: Aşağıdaki ”Sigara Karşıtı Reklâm Senaryo Önerileri Hasan Sancak ’a aittir. (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) ÖNEMLİ NOT: BU REKLÂM ÖNERİLERİ HABER OLARAK GAZETE VE DERGİLERDE YAYINLANABİLİR. Öbür türlü sahibinden izin alınmadan: TÜRKİYE VE DÜNYADA “ Reklâm ve başka amaçlar için hiçbir televizyon, Bilgisayar ve İnternet’te; ulusal, yerel, televizyon, sinema, tiyatro, radyo, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklam ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde kullanılamaz. Oynatılamaz, gösterilemez ve yayınlanamaz. Kaset ve CD ye çekimi yapılamaz. Aksine hareket edenler hakkında “ Telif Hakları Yasası” uyarınca kanunî işlem yapılır.” XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Konu :Çok uzun bir caddede sokağın iki tarafından binlerce insan yürümektedir. Yolun sağ ve sol tarafı tamamen yeşilliktir. Gruplar yolun iki tarafından gelip gitmektedirler. Büyük çoğunluğu sigara içmektedirler. Kadın ve erkeklerin yüz tarafından değil, arka tarafından sigara içtikleri hissettirilmektedir. Ellerindeki sigara izmaritlerini gelişi güzel karşı taraftaki yeşilliklere fırlatmaktadırlar. Yavaş yavaş atılan sigaralar iki yanda birer cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Lütfen yerlere sigara izmariti atmayalım. Konu 3:Çok büyük bir kahvehane, birahane… İnsanlar içerde hem sigara içmektedirler, hem de kumar oynamaktadırlar. Adamlar arka taraftan görülmektedir. Sigara dumanları havaya doğru gitmektedir. Yukarıda sigara dumanları bir cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Sigara içerek hayatınızı söndürmeyiniz. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 CEP: 0–506–2730465
  6. “Millî Takım Canımız En Güzel Vatanımız” Saygıdeğer Okuyucu, Ben bu şiirlerimi ‘ Dünya Kupasına 48 yıl sonra katılan ve 2002 yılında dünya 3'üncüsü olan A Milli Futbol Takımı’ için yazdım.Milli Takım için 124 tane şiirim bulunmaktadır.Siz,bu şiirlerimin bazılarını okurken geriye dönüp bu günleri bir daha hatırlamış olacaksınız.Şiirlerimde maçların başlamasından, İstanbul’daki büyük karşılamaya kadar neler varsa hepsini anlattım. Böyle bir şiir kitabı ile ilk defa karşılaşıyorsunuz. Haluk Ulusoy,Teknik Direktör Şenol Güneş,bütün futbolcularımız ile emeği geçen yediden yetmişe herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Gerçekten Millî Takımı’ mızın yapmış ve göstermiş olduğu başarı sözlerle ve şiirlerle anlatılmaz. Dikkat ederseniz bizi yenen Brezilya “Dünya Şampiyonu” oldu. Türk Milleti olarak 48 senedir biz böyle bir duygu yaşamadık. Şimdiye kadar biz televizyonlarda başka takımları seyrediyorduk. Millî Takımı’mızın “Dünya Üçüncüsü” olması herkesin yüreğini kabartmıştır. Böyle bir duygu ne görüldü ne görüldü ne de duyuldu. Hiç kimsenin bunu küçük göstermeye hakkı yoktur. Dünya şampiyonu direkten dönmüştür. Türkiye’mizin şimdiye kadar böyle bir tanıtımı hiçbir zaman yapılmamıştır. Futbolcularımıza Türkiye’mizin tanıtımı için görevler verilmelidir. Devletler arasında özel maçlar tertip edilmeli tanıtıma özen gösterilmelidir. Şu anda bu şiirlerimi yeniden okurken tekrar o günlerin heyecanını yaşadım.Önceki heyecanları sizinle paylaşmak istedim. Ne yazık ki bizi bizden başkası anlamıyor.Sizlerle aynı dilden konuştuğumuz için birbirimizi anlamamız çok kolay oluyor.Çalışmalarınızda başarılar diler,saygı ve sevgilerimi sunarım. Mutlu olun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla. "ALTIN ÇOCUK- ALTIN GOL" TÜRKİYE'M ÇALIŞKAN OL İşte Türkler gelmekte Bunu herkes biliyor Milletim vatanımda Temiz hava alıyor "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Sevince boğduk yurdu Çıktık açık alınla Severiz can vatanı Bunu bir kere anla "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol “Türk'üz Cumhuriyetin Göğsümüz Tunç Siperi” Biz ayağa kaldırdık Kahramanı ve eri "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol “Türk önde Türk ileri Türk'e durmak yaraşmaz” Sevmeyen vatanını Asla zorluğu aşmaz "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Çektiğimiz bu hasret Şu anda sona erdi Millî Takım orada Bize cesaret verdi "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Çilemiz sevgi oldu Taşıdık heyecanı İleriye atıldık Ortaya koyduk canı "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Zafere alışığız Beraberlik ve birlik Vatanımda sağlandı Topluca bütün dirlik "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Ekonomi siyaset İlimde çağ aşalım Elleri tutuşturup Yüzyıllara koşalım "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol İçte ve dışta huzur Mutluluğun ilk şartı Tonlarca ağırlıkta Çekmiyor artık tartı "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol Yeniden doğuyoruz Eller kollar yukarı Hasan sözü söyleyen Yakalım hemen farı "Altın Çocuk -Altın Gol" Türkiye'm çalışkan ol ALTIN GOL ALTIN SAYFA GÖREVİ YAPTI TAYFA Evet bu bir düş değil Türkiye arenada Bu duyguya kapıldı Nine baba ana da Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa O Dünya kupasının Dört takımından biri Enerjisi mükemmel Hem akıllı hem diri Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Taraflı ve tarafsız Takıma herkes hayran Görevini başardı Hepsi taşır yüce can Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Oyunu oynayarak Hepsi vazife yaptı O rakip takımlara Canlar gözünü kırptı Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Anlatılmaz sözlerle Bu duygular bu sevgi Gerçekten hak ettiniz Dünyadan büyük övgü Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Ruh öyle canlanıyor Görülür dört tarafta Çalıp söylüyor millet El kol kola bir safta Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Ay-Yıldızlı Bayrağım Asla asla sönmesin Hep artsın başarımız Kimse sözden dönmesin Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Aşsın Türkiye'm çağı İşsizlik sona ersin Rabbim Türk Milleti'ne Uzun ömürler versin Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa O dakika "Doksan dört" Sahada İlhan Mansız Canlı ve heyecanlı Hep Senegal etti cız Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa Söyler Öğretmen Hasan Türk'e artık durmak yok Tarihten geliyoruz Yukarı fırladı ok Altın gol altın sayfa Görevi yaptı tayfa AŞTIK ÇİN ENGELİNİ TUT MİLLETİM ELİNİ Türkiye’nin bu gücü Bütün her yanı sardı Millî Takım gururla Bir üste daha vardı Aştık Çin engelini Tut milletim elini O güneşi ufuktan Tamamıyla doğdurduk Karanlık geceleri Enerjiyle boğdurduk Aştık Çin engelini Tut milletim elini Bizler daha da iyi Birlikte olacağız Bu birlik azmi il El ele kalacağız Aştık Çin engelini Tut milletim elini Vardır üstünlüğümüz O diğer takımlardan Olsun destekler büyük Her türlü bakımlardan Aştık Çin engelini Tut milletim elini Hallettik işimizi Biz bırakmadık yarım Bugün ve gelecekte İnan daima varım Aştık Çin engelini Tut milletim elini Hasan Bülent ve Ümit Golün kahramanları Onlar bu milletimin En asil bir canları Aştık Çin engelini Tut milletim elini Damgamızı vurduk hep Biz sözde duruyoruz Önden sağdan ve soldan Rakibi yarıyoruz Aştık Çin engelini Tut milletim elini Kalbimiz duracaktı Sizlerde gurur duyun Bu konuda ortada Olsun senin beş duyun Aştık Çin engelini Tut milletim elini Daha büyük başarı Hakikat bekler bizi Ruhlarda ve kalplerde Bilin kalacak izi Aştık Çin engelini Tut milletim elini Bak Türkiye bekliyor Diyorlar geliyoruz Güveniyor Hasan’da Gerçeği biliyoruz Aştık Çin engelini Tut milletim elini AY YILDIZIN DEPREMİ YOL ALIYOR BU GEMİ Sevgiye verin sevgi Zorluğa göğüs gerin Millî Takım mükemmel Desteği çokça verin Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Türkiye'miz hak etti O yolu açık olsun İçlerine hep huzur Saygı mutluluk dolsun Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Sevincimiz çok büyük Yüzyıllar boyu sürsün Helâl olsun Türkiye'm Sen doğuştan özgürsün Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Böyle büyük zaferi Mevla'm daim göstersin Futbolcu milletime Başarı sağlık versin Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Yurtta bayram sevinci Yaşattınız bizlere Ne diyeyim çocuklar Buralardan sizlere Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Sinirlenip kimseye Kötü söz söylemeyin Katın zafere zafer Kötülük eylemeyin Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Gurur duyduk sizlerle Ümit Rüştü Hakanlar Minnettardır canlara Anne baba Hasanlar Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Önemli olan sonuç Görün her şey ortada İşte kalede o top Eritildi potada Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Sambacıyla bir maç var Bizler ise bombacı Duaları gönderin Anne baba ve bacı Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi Millî Takımın sesi Kaplayacak dünyayı Hasan Sancak'ın sözü Kaybetmeyin hayayı Ay Yıldızın Depremi Yol alıyor bu gemi AZ KALDI GELİYORUZ FUTBOLU BİLİYORUZ Heyecandan titreriz Ağlıyoruz sevinçten Ayırmaz olduk gözü Yaptığınız her maçtan Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Yeriniz kalplerdedir Parsel parsel hep hazır 70 Milyon dilinde Bize oldunuz Hızır Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Uzak düştük sizlerden Biz burada siz orda Bırakmasın Allah’ım Daim sizleri darda Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Dünya size bakıyor Her şey yenince güzel Buradan nefes nefes Sizlere sallarız el Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Neler neler oluyor İnan şu vatanımda Coşkudan yanar araç Volkan kaynar kanımda Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Yeriniz kalbimizde Yıllarca seveceğiz Dün bugün ile yarın Hep sizi öveceğiz Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Hedefimiz kupadır Final derim hep final N’ olur sesimi duyun Onu getir hemen al Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Gözyaşım durmaz oldu Sevincime sevinç kat Sizler ile olalım Bugünden daha rahat Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Aklınıza bileğe Ayağınıza kuvvet Milletim sizi bekler Evet diyorum evet Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz Biraz daha sabredin Yenin gelin onları Düşünür Hasan sizi Hep düşünür canları Az kaldık geliyoruz Futbolu biliyoruz BAHSEDER SİZDEN DÜNYA ÇOK SAĞLAM SİZDE MAYA Geçtik çoğu maçları Türk Milleti sevindik Millî Takımımızla Hep birlikte övündük Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Dünyanın o gözünü Biz üstümüze çektik Enerji ve ruhumuz O an terleri döktük Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Başarımız sürüyor Ellerdedir Ay -Yıldız Meydan cadde ve sokak Doldu çocuk genç ve kız Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Su serptik yüreklere Bizler tarihe geçtik Oynanan bu oyunla Yeni bir çığır açtık Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Türk Futbolu zirvede Görkemli ilerleyiş Futbolcu fişek gibi Onlara düşüyor iş Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Değeri ispatlandı Final imkânsız değil Oynanan güzel oyun Hiç olmazsa gel eğil Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Yaşasın Türkiye’miz Dalgalanır bayrağım Bilinsin artık yurtla Kutsal benim toprağım Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Seviniriz sizinle Hep Türkiye yaşasın Bayrak ve flamayı Daha yükseğe asın Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Yaşa Türkiye’m yaşa Gökler Kırmızı-Beyaz Sevinçler yıllar sürsün Bu sevgiler bize az Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya Şampiyonluk düşleri Milletçe kuruyoruz Öğretmen Hasan söyler Zorluğu yarıyoruz Bahseder sizden dünya Çok sağlam sizde maya BAK DÜNYAYI SALLADIK ÇAĞA SEVGİ YOLLADIK Bu maç hiç unutulmaz Akıllarda yer etti Üç ikilik skorla Centilmenlikle bitti Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Büyük duygu yaşandı Futbolcu seyirciyle Öyle müthiş duygular Yayıldı bir çok ile Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Seyredenin sözleri Maç boyunca rahattı Maçtan sonra yaşanan Hep gözleri yaşarttı Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık El el gönül gönüle Bitmedi bu sevgiler Yüzyıllar boyu sürsün Mutluluklar övgüler Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Turnuvaya renk kattık Alkışlandık ellerle Türkiye Türk sevgisi Anlatıldı dillerle Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Hakan ile İlhan'ım On birin kahramanı Attıkları gollerle Hep sevindirdi canı Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Güzel kurtarışları Yaptı Rüştü bu maçta Huzur ve esenliği O oluşturdu içte Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Üçüncülük hakkımız Bunu dünya anladı Sahada Türkiye'de O yürekler çınladı Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Emeği geçen cana Malzemeci masöre Başkan-Güneş-Futbolcu Toplu hâlde şu ere Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık Doktor aşçılara hep Minnet yardımcılara Hasan Sancak'tan sevgi Anne ve bacılara Bak dünyayı salladık Çağa sevgi yolladık BAŞARI ALTIN GOLLE KALDIR BAYRAĞI ELLE Birlikte seviniyor Topluca coşuyoruz El ele tutuşarak Çağlara koşuyoruz Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Türkiye'nin Bayramı Birlik ve beraberlik Sahadaki oyuncu Orda gösterdi erlik Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Tek vücut tek bir yürek Küçümseyen utansın Koşsun meydan caddeye Bir sefer olsun ansın Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Yaşanılan sıkıntı Susamıştık zafere Teşekkür ediyoruz Bizi savunan ere Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Futbola helâl olsun Bizleri etti mutlu Dünden daha sevinçli Tamamen olduk kutlu Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Bizler tek bir milletiz Devlet öyle kurulu İşte maçta oynuyor Millî Takımın oğlu Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Yok birbirimizden fark Yaşasın hep Türkiye Alın elimden yiyin Hep taze kurabiye Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Milletin o huzuru Ümit ve hevesini Arkanızda hissedin Orda duyun sesini Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Bu heyecan az değil Daha çok ihtiyaç var Bugün ve yarınlarda Rakipleri edin dar Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle Başarı hakkımızdır Bizimdir galibiyet Hasan sözü söyleyen Başarı bekler millet Başarı altın golle Kaldır bayrağı elle BAŞARI GÜZEL CEVAP ELBİRLİĞİ ÇOK SEVAP Millî Takımımızın Başarısı sürüyor Önüne çıkanları O yerlere seriyor Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Asla tesadüf değil Birlik oluşturuyor Cadde ve sokaklarda Canı buluşturuyor Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Topluma moral verdi Çalışılırsa evet Gerçekten oluyormuş İnsan seli sanki set Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Her alanda başarı Yeter ki inanalım Gereğini yaparak Zorluğa el banalım Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Hep bizlerden rahatsız Olanlara yuh olsun Onlar şom ağızlılar Kalpleri ateş dolsun Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Hakarete vardırıp O sözleri bırakın Gösterin destekleri Ateşi erken yakın Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Galibiyete gerek Hem dua hem de sevgi Millet ile birlikte Olmalı bütün övgü Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Neticeyle bellidir Atmak gerekir golü Esenlik mutlulukla Kaldırmalı o eli Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap Sonuç gerekir sonuç Gerçekten alıyoruz El el gönül gönüle Birlikte kalıyoruz Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap İnançlıyız azimli Bizler başaracağız Hasan sözü söyleyen Yüreği saracağız Başarı güzel cevap Elbirliği çok sevap BİTMİYOR SİZSİZ DERDİM MİLLİ TAKIM HEP MERDİM Oynadık biz futbolu Atarız böyle golü Türk Milleti kaldırdı Sizlerle birlik eli Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Güç ile kararlılık O zaferi getirdi Oynadığınız oyun Takımları bitirdi Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Siz sınıfı geçtiniz Daha güzel ve iyi On üstünden daim on Notumuz hep pekiyi Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Bu başarı sevgide Herkesin bir payı var Atılan bütün goller Milletime kaldı kâr Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Hedeflerimiz belli Güneşin doğduğu yer Mücadele yapıyor Buradaki bütün er Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Güvenenleri sizler Hiç mahcup etmediniz O futbolu oynayıp Bizleri itmediniz Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Yetmiş Milyon sizinle Bileğiniz bükülmez Sizlerin ruhunuza Kin tohumu ekilmez Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Başarılar sizlerin “Halûk-Güneş-futbolcu” Az kaldı söylüyorum İşte göründü ucu Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Allah’ımız bizimle Bize sadece yeter Güç ve kuvvet ver bana Kolaylığı bize ser Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim Ellerimiz semada Yalvarıp yakarıyor Hasan sözü söyleyen O yüreği sarıyor Bitmiyor sizsiz derdim Milli Takım hep merdim “MİLLÎ TAKIM CANIMIZ EN GÜZEL VATANIMIZ” ŞİİR KİTABIMA SPONSOR ARIYORUM.
  7. Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?
  8. En Komik Gerçek Olaylar GOOGLE’DEN BLOGCU HASAN SANCAK BLOGCU NOTER ONAYLI RÜYA YAZARAK GERÇEKLERİ OKUYUNUZ… Başınızdan geçen en komik olayların kitabını çıkartacağız. Şüphesiz başınızdan çok komik olaylar geçmiştir. Bu olayların insanlar tarafından okunmasını, duyulmasını, yayınlanacak kitapta yer almasını istiyorsanız; yapacağınız tek şey adınızı ve soyadınızı, adresinizi ve başınızdan geçen bu olayı yazarak bizi bilgilendirmenizdir. Nasıl güldürmek istiyorsanız serbestsiniz. Yazılarınızı bekliyorum... Size bir telefon kadar yakınız ANNEN ÇOK İYİYMİŞ. HİÇ MERAK ETME 22.04.2003 tarihin de Samsun Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları bölümünde sezaryenle doğum yapan bir bacımız devamlı sızlanıyor. Of anam! Of anam! Beyi de bir aşağı bir yukarı koşuyor. Onun isteklerini yerine getiriyor. Kadın tekrar Of anam. Of anam diye bağırmaya başlayınca... Fırıncı olan kocası kendisine cevap veriyor. Cep telefonuyla anneni aradım. ANNEN ÇOK İYİYMİŞ.HİÇ MERAK ETME!.. HAYIR, BEN ABLASIYIM 23.04.2003 Çarşamba Günü 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Şazen Kundak (Asistan) onun yanına bir hasta geliyor. Elinde de bir tas mısır çorbası var. Ameliyat olan hastaya bu çorbayı içirebilir miyim? Diyor. Doktor hanım da o ora birisiyle konuşuyor. Bir taraftan da onu dinliyor. Hayret eder bir şekilde. Hanım sen deli misin? Cevap Hayır. Ben onun ablasıyım. ALO BABA BEN CEBRAİL! 24.04.2003 PERŞEMBE Günü Eşim Gülten Sancak 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ameliyat oluyor. Biz de sıkıntılı bir şekilde onun oradan sağlıkla çıkmasını bekliyoruz. Bu arada 5–10 metre ilerde bir kişi babasını arıyor. Babasına sesini yetiştiremiyor. Birden cep telefonu karşıda çalmaya başlıyor. Babasının kulakları duymuyor. Evlat başladı babasına bağırmaya. Alo Baba Ben Cebrail, Ben Cebrail! REHA MUHTAR BENİ KARABASANDAN KURTARDI !.. NOT: Reha Muhtar’ın beni kurtarmış olduğu kâbus, Ocak 2001 yılında Samsun’un Alaçam ilçesinde görülmüştür. Anlatılan iki kâbus da tamamen gerçektir. Saygıdeğer Okuyucu, Yıllardır gecelerimi kâbusa çeviren Karabasan (Davara) denen illet yakamı bir türlü bırakmamaktadır. Tıp dilinde buna “Uyku Felci” denmektedir. Bazıları da bunun “Cin” olduğunu söylemektedirler. Yazım, görülen Karabasandan sonra Reha Muhtar’a yazılan teşekkürdür. Bu olaylarla ilgili olarak başımdan geçen ve diğer vatandaşlardan dinlediğim olayları ”EN KOMİK GERÇEKLER” kitabımda okuyuculara buluşturacağım. Bu yazım faksla Reha Muhtar’a da gönderilmiştir. Anlatılan ikinci olay ise, ilk defa bana musallat olan, Karabasanla ilk defa tanışmamızın ürünü olan gerçek kâbustur. “REHA MUHTAR BENİ KURTAR!” TEŞEKKÜR Saygıdeğer Reha Muhtar’a, Şahsımı tanıtan bir yazı ile birlikte yazmış olduğum şiirimi de size gönderiyorum. Niçin teşekkür ettiğimi merak etmişsinizdir. Konuyu okuduğunuz zaman bunu anlayacaksınız. Karabasanla ilgili olarak görmüş olduğum bir kâbusu sizinle paylaşmak istedim. Bu anlattığım durum uydurma değildir. Tamamen görülen bir kâbusun açıklanmasıdır. Ama gerçekten çok komik. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu tamamen bana aittir. Başkası sahip çıkmasın diye size anlatıyorum. Karabasanı bilir misiniz? Bunu duydunuz mu? Bu çok değişik bir duygu. Kimisi tıp dilinde buna “Uyku Felci” ,kimisi de “Cin” diyor, Toplumda bu hastalığın pençesinde olan binlerce insan vardır. Bir akşam bunu da canlı yayında gündeme getirip çözüm yolu bulursanız çok sevinirim. Yatağa yattığım zaman Karabasan- Davara üstüme çullandı. Bağırıyorum. Hâlbuki ben öyle zannediyorum, Aslında bağırmıyorum. Sesim çıkmıyor. Ben, sesimin çıktığını zannediyorum. Rüyada olduğun hâlde kendini uyanık zannediyorsun. Hanımın ismi Şengül bağırıyorum. Şengül! Beni kurtar! Beni kurtar! Hanımdan ses seda çıkmıyor. Bir taraftan da onunla mücadele ediyorum. Ondan kurtulamıyorum. Hanımı sallıyorum, tekme atıyorum, çimdikliyorum… Bunları da yaptım zannediyorum. Hâlbuki bir tarafımı oynatamıyorum. Çok karmaşık bir durumdur. Bir taraftan uykudasın, bir taraftan rüya görüyorsun, içinden dua okuyorsun… Bunların hepsini uykuda yaptıran mahlûkun esiri olmuş oluyorsunuz. O,sizi tamamen teslim almış oluyor. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. O anda can çekişen bir insan durumundasınız. Sizi biri uyandırmazsa boğulmak üzere kalıyorsunuz. Hanımdan ses çıkmayınca aklıma nereden geldiyse başlıyorum bağırmaya. “Reha Muhtar Beni Kurtar!” İnanın sizin isminizi duyan Karabasan üstümden öyle çabuk kaçtı ki! Bir karabulut tufanından kurtuldum. Bilmiyorum bunun bir anlamı var mı? Bundan sonra başıma böyle bir durum geldiği zaman kimseden yardım istemeyeceğim. Sizin isminizi söylemek inan ki yetti. Bundan sonra Karabasanların vay hâline. Bu olayla ilgilenirsiniz ilgilenmezsiniz pek umurumda da değil. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardığınız için size bu yazımı yazdım. Saygılarımla. İLK GERÇEK KARABASAN KÂBUSU !.. KONU:Bir yaz mevsimi.Rüyamda kış görüyorum.Dışarıda kar, kış kıyamet..Birden bire yattığım odanın penceresi ardına kadar açılıyor.Tül ve perde rüzgarın tesiriyle tavana doğru çıkıyor.Pencere demirlerinden 2,5-3 metre boyunda Şeytana benzer bir yaratık.süzülüyor.Boyu önce tavana değiyor.Sonra da ayaklarımdan başlayarak yukarı doğru salyalı ağzı başıma doğru yanaşıyor.Beni tam ağzıyla kafamı yutacağı zaman ya Allah deyip buna bir tekme salladım. Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktığım zaman ışığı yaktım. Yorganın üstümde değil, kapının yanında olduğunu gördüm. YOK ET KARABASANI KURTARALIM HASAN'I Kâbus oldu geceler Hiç çıkmıyor heceler Soru üstüne soru Anlamsız bilmeceler Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Öbür adı Davara İnsanı sokar dara Göğsüme bastırıyor Kalpte açtırır yara Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hep üstüme çöküyor O kirini döküyor Beynimi yüreğimi Ciğerimi söküyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hastanede yatırdı İğnesini batırdı Feryatlar arasında Nefesimi bitirdi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Ses soluğum çıkmıyor Kimse bana bakmıyor Şaşırıp kalıyorum Canlar ışık yakmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bitirir sarar beni Ortadan yarar beni Rabbim üstümden defet Döndürüp karar beni Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Sanki bir karabulut Daim atar bana şut Bastırıyor durmadan Ne et kaldı ne de but Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Beni konuşturmuyor Canla danıştırmıyor Kemendi boyna attı Zorluğu aştırmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Boğazım düğüm düğüm Bulamadım bir çözüm Bu ne biçim sıkıntı Yüreğim atar güm güm Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bu ses Hasan'ın sesi Ha kaybettim nefesi Yok ederim Davara Tutsam sendeki fesi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı
  9. MUHAMMED’ÜL-EMİN Hz Muhammed’e (S.A.V) Övgü Dolu Şiirler NAAT Saygıdeğer Okuyucu, Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Kişisel sayfama hoş geldiniz. Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.24 senedir basının içindeyim.51 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 40 tane şiir kitabım ve 4000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 26 tanesi notere onaylatılan 400 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır.3.şiir kitabım BENİM ANNEM MELEKTİ Ankara’da Gündüz Yayınlarından çıkmıştır. Kişisel sayfama giren, şiirlerimi okuyan, görüş bildiren herkese teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Kıymetli Okuyucu, MUHAMMED’ÜL-EMİN Yine çok değişik bir şiir kitabı ile karşınızdayım. Bu bölüme Peygamberimiz ile ilgili olarak yazdığım şiirlerimi aldım. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Şiir yüz binleri ve milyonları birbirine bağlayan en sihirli bir güçtür. Çocuklar ve gençlerimiz Peygamber sevgisini yüreklerinde duymalı ve yaşatmalıdır. Okumayan, yazmayan, öğrenmeyen bir nesil Türkiye’miz için iyi şeyler düşünmez. Hainler tarafından çok çabuk kandırılır. Türkiye üzerinde oynanan oyunları görerek 70 milyon tek yürek hâlinde birbirimize sarılmalıyız. DÜN DENİZE DÖKTÜKLERİMİZİ YENİDEH BAŞTACI YAPMAYALIM… Mutlu olun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla. AİLE BİREYİNE-HZ. PEYGAMBERİM GERÇEKTEN DEĞER VERDİ-O’DUR BENİM REHBERİM O yaratılışının-en ince duygusuyla Bezenmiştir biliniz-çok seviliyor hâlâ Aile fertlerine-nasıl davranmasını Emir tavsiye etti-(seviyordu her canı) Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Müminlerin imanca-en mükemmeli olan Yumuşak davranandı-(bilinir ayan beyan) Bütün insan soyuna-küçük ve büyüklere Merhametle doluydu-katlanırdı yüklere Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Peygamberin sevgisi-öyle güçlü güzeldi Darda kim kaldı ise-ona uzanan eldi Kendi himayesinde-büyüyen kimselere Şefkatli davranmıştır-“Selam O Eşsiz Ere” Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Hareket davranışı-bir babanın şefkati Gerçekten de farksızdı-yok ederdi illeti Anne ve babalara-derdi iyi davranın Terbiye et diyordu-hem bugün hem de yarın Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Annesini küçükken- Muhammed kaybetmişti Hasretle arar idi-can bırakıp gitmişti Özel ilgi gösterdi-sütannesi Halime Bir kusur göstermedi-anlattı lime lime Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Canları kucaklayan-saygı ile huzuru İnsanlara vermiştir-ifade değil kuru Bir medeniyet ruhu-getirdi cemiyete Söylüyor Hasan Sancak-sahip çıktı devlete Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim BİZİM PEYGAMBERİMİZ-ANLAYIŞLI BİRİYDİ SÖZ DAVRANIŞ İLMİYLE-HEM AKILLI DİRİYDİ O yaratılmışların-müminin şereflisi Anlayış sahibiydi-yükseldi canın sesi Konuşmaya başlarsa-dinletirdi sözünü İnsana değer verir-kaybetmedi özünü Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Sade ve net konuşur-dönmezdi arkasını Biliniz çok severdi-değer verdiği canı Kalbi şefkat doluydu-tatlı çıkardı sesi Geçimli biri idi-ruha verirdi besi Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi O’nunla konuşanlar-sevgisini duyardı Yürekten sevgi duyup-iyilikle sayardı Mütevazı bir tutum-kibardı davranışı Söylediği dinlenir-ruha yapardı aşı Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İyi hayatı vardı-düşküne ve fakire Daim yardım yapardı-peşi sıra ha bire “Şu Uhut Dağı kadar-benim altınım olsa Borç olanı müstesna-verir kapılmam hırsa” Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Malını biriktirip-yığmamıştır etrafa İnsana değer vermiş-davet etmiştir safa Yerle bir edilmiştir-maddeye kul kölelik İman ile coşmuştur-kol vücut beyin ilik Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İnsani ölçüleri-evrensel bir anlayış Hedefine ulaştı-duyulurdu çınlayış İslâm Dinine göre-insanları öldürmek Hasan Sancak söylüyor-tutuşmamalı etek Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi EŞ OLARAK MUHAMMED-HAYIRLI BİRİSİYDİ ESENLİKLER DİLEYEN-GERÇEKTEN DİRİSİYDİ Huzur bulmamız için-Rabb’imiz türümüzden Eşleri yaratmıştır-bilmelisin bunu sen Böylece aramızda-derin sevgi ve şefkat Oluşmuştur biliniz-gerçekleşti her murat Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Düşünen insan için-çıkarılan dersler var Mutluluklar içinde-görüyoruz itibar Hz Peygamber’im-yaşadı bu duyguyu Biliniz muazzamdı-bilinmelidir huyu Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Aile huzur yeri-Muhammed’im şerefli Namuslu birisiydi-sevecendi o dili 25 yaşında iken-Hz Hatice’yle Mutlu hayat sürmüştür-saygıyı bile bile Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sıcak bir dostluk vardı-eş ve arkadaştılar Vefat ettiği sene-“Hüzün Yılı” yaptı dar Sağ olduğu zamansa-yapmamıştır evlilik Esenlikle dolmuştur-ruh beden ile ilik Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi 2,5 senede-yalnız bekâr olarak Sevde Bint Zem’a ile-evlendi konuşarak Rabb’imiz Kur’an-ında-O’nu örnek gösterdi Çaba ve gayretiyle-cana önemi verdi Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi O söylediklerini-yaşayan bir insandı Faydasız ilmi vermez-öyle güzel bir candı Hep tokalaştığında-karşı taraf elini Çekmesini beklerdi-mutlu ederdi teni Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Verdiği mesaj şuydu-sen beni bırakmazsan Ben de seni bırakmam-böyle buyururdu can Nice güzellikleri-sergiledi yaşadı Daima yükseklerde-unvanı ya da adı Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İlk vahiy geldiğinde-içindeki durumu Eşi ile paylaştı-size kalmış yorumu O’nu teselli etmiş-kesin bir çözüm için Varaka B:Nevfel’e-gönderdi sordu niçin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Bu olay Hatice’nin-soğukkanlılığını Göstermekte biliniz-unutmuyor bu anı Erkeğin kadınlarda-kadının erkeklerde Üzerinde hakkı var-dikkat olursan nerde Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Kadınlar hakkındaysa-Rabb’ten korkulmasını Haksızlık istemedi-çok büyüktü imanı Eşine yardım etmiş-onu hep desteklemiş Yardımda bulunmuştur-mutluluklar dilemiş Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sizin de eşinize-iyi davranmanızı Tavsiye etmektedir-der koru çocuk kızı Bir kimse ki eşine-sakın kin beslemesin Güzel huylar edinin-şefkatli çıksın sesin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İnsan topluluğunun-aile temel taşı Eğer parçalanırsa-gözde görülür yaşı Barışın esenliğin-gerçeğini tespit et Söylüyor Hasan Sancak-huzur bulsun cemiyet Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi HZ MUHAMMED’İM-TORUNLARIYLA CANLA DAİMA İLGİLENDİ-GÖĞSÜNDEKİ İMANLA Bir Peygamber olarak-Resul-ü Ekrem’imiz Hiç ayırım yapmadı-(ruhumuzda kaldı iz) Ortaya örnek tavır-koydu bir ömür boyu O’nunla yükselmiştir-Müslümanlığın soyu Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Bütün torunlarıyla-Hasan ile Hüseyin Onlarla ilgilendi-kalp ruh beden ve beyin Kucaklama ve öpme-dokunma davranışı Üst seviyede idi-canlara yaptı aşı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla “Merhamet etmeyene-hiç merhamet olunmaz” Bizlere buyurandır-(bunu bir tarafa yaz) O torunlarının-bütün isteklerini Yerine getirirdi-daim severdi teni Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Oyun oynar sırtına-alıp da gezdirirdi Seviyesine inip-çabaları verirdi İbadet esnasında-torunlarını ihmal Muhammed’im etmedi-onlara uzattı dal Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Hediye verir idi-karşılar ihtiyacı Başlarına koyardı-giydirirdi o tacı Duygu heyecanını-bastırma yollarına Gitmemiştir biliniz-değer verdi her cana Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Torunlara zamanı-ayırdı verdi şefkat O’nunla Müslümanlık-daha da oldu rahat Hasan Sancak yazıyor-takdir eder onları O’nun gibi olalım-görelim itibarı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla et’in soyu HZ PEYGAMBER’İM-ÇOCUĞA DEĞER VERDİ GÜZELLİK ESENLİĞİ-AYAK ALTINA SERDİ İnsanların anlayış-düzeylerine göre Hitap edilsin derdi-(selam verilsin ere) O din eğitimini-dikkate alıyordu Yaş mertebeye göre-onlarla kalıyordu Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Çocukları severdi-ayırım istemezdi Eksiklik gördüğünde-düşüncesiyle sezdi Sebebini sorardı -yanlışlığı kınardı Geçmişten geleceğe - yüreklerde hep vardı Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Çocuklar ağlayınca- namazı kısa keser Onunla ilgilenir -gönüllerde tutar yer Çocuğu sevmeyene- seslenirdi iyice Örnek konuşmasıyla- sağlam olur netice Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi O gönüllerinizden- Rabbim şefkat rahmeti Çıkarmışsa ne deyim-(yok edin bu illeti) Merhametin başında-çocuk sevgisi gelir Prensip sahibidir-bunu insanlar bilir Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Evrensel ilkeleri-ortalara koymuştur Işığını saçarak-kapılanlar doymuştur Kusursuz bir şekilde-severdi çocukları Okşardı sevgi ile-canım kuzucukları Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi O zamanki toplumda-yanlış anlayışlara Aldırmadan severdi-kimler düşmüşse dara Hâl hatırı sorardı-sevgi ile merhamet Gerçekten göstermiştir-hem ilgi hem de şefkat Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Çocuk oyunlarına-katılır ilgilenir Canı sevindirirdi-(üstü başı olsa kir) Yolu gözleniyordu-seslenir yavrucuğum Kardeşimin oğlu der-hitabıysa çocuğum Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Kalpleri kazanırdı-sevgi saygı sadakat Yardımlaşma ve güven-değişiyordu surat Kusursuz bir örnekti-çıkıverdi ortaya İdeali yaşattı-anne çocuk ve baya Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Kuru ifade değil-fizik ruh ile beden Eğitti ve öğretti-davranıyordu erken Bir baba evladına terbiye gibi miras Bırakamaz diyordu-söylüyordu bunu has Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Savaşta çocukların-öldürülmemesini Özel uyarı yaptı-harcardı bütün teni Sevgi anlayışının-bu hareket noktası Ruhları birleştirdi-giderildi hatası Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Kim ergenlik çağına-erişen iki kızı Güzel yetiştirirse-(sevinir kışı yazı) Bu sözü söyler iken-bütün parmaklar gibi Beraber olacağız-can O’na oldu tabi Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Kim kendine kız çocuk-verilir de ihsanda Bulunursa onlara-(aydınlık olur oda) Ateşe perde olur-söylediği hadis-i Önemini bildirdi-arzda duyuldu sesi Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Yetim malı yiyenler-doldurasıya karnı Ateş yemiş olurlar-(perişandır her yanı) Sakın yetimi ezme-bakım gözetimini Üstlenenler Cennette-olur dedi duy beni Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Müslüman evlerinin-içinde hayırlısı Yetime bakan evdir-(kalpten silmeli pası) Bilin en kötüsü de-yetimlere kötülük Yapılan o evlerdir_(ışıklar kalır sönük) Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O’nun ilişkileri-günümüze yansıyan Mesajlarla doludur-görülür ayan beyan Bütün şu çocukların-Allah’ı Resul’ünü Tanıması gerekir-‘düşünmeliyiz dünü Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Onları bu haklardan -mahrum bırakmak ise Çok büyük haksızlıktır-ruhu sarar vesvese HZ Peygamber’im-çocuğun dünyasında Daha fazla yer etsin-(duyulmalıdır seda) Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Günümüz dünyasında-gerçek ortalıktadır Yabancılaşan nesil-gerçekten de hatadır Hep Peygamber’imizi-tanımaya ihtiyaç Vardır bilinmelidir-ruhlarımız bundan aç Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Ey Rabb’im eşimizi-hep çocuklarımızı Hastalıktan korusun-içte olmasın sızı Hasan Sancak anlatır-O sever ikisini Oku yazdır ve öğret-yaşatmamalı kini Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi HZ PEYGAMBER’İM-YİRMİ DÖRT SAATİNDE ESENLİK OLUŞTURDU-GERÇEKTEN DE SON DİNDE Peygamber Efendimiz-o günlük zamanını Bölümlere ayırdı-boş geçirmezdi anı Namazını kılardı-Kur’an-ını okurdu İbadeti tam yapar-yürekleri dokurdu Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Aile fertleriyle-olurdu alâkadar Günlük ev işlerini-yapıp verirdi karar İstirahat ederdi-kabul eder huzura Eğitir öğretirdi-kimler düşmüşse dara Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Takvaya önem verir-dürüst ve güvenilir Olanları severdi-anlatıyordu bir bir Bıkmadan dinler idi-ilgilenir iyice Dinletirdi sözünü-sağlamlaştı netice Hz Peygamber’in-o yirmi dört saati Çalışmayla doluydu-hep yok etti illeti Ahiretle ilgili-sorular sorulunca Güzel cevap verirdi-açardı sanki gonca Bilgi öğrenenlere-öğrendiklerinizi Bilmeyene öğretin-derdi göreyim sizi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde İhtiyacı olana-daima yardım etmek Sıratta da kaydırmaz-verilmelidir emek Faydasız söz olunca-müsaade etmezdi Sabrı ilmi sevgiyle -cahilliği O ezdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Çarşı pazar sokakta-nerde olursa olsun Güler yüzle davranır-derdi esenlik dolsun Hâl hatır sorar idi-konuşur tatlı dille Gönülleri alırdı-sona ererdi çile Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Meclis Cami Cumada-görmediği ahvalin Durumunu sorardı-hem bugün hem de yarın İyilik güzelliği-daima emrederdi Çirkinliği yererek-can yanına giderdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Topluluk görür ise-başköşeye oturmaz En son kısma geçerdi-duyarlardı bundan haz İyilikle anardı-eder idi iltifat Konuşursa bir kere-değişirdi o surat Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Asla haddi aşmazdı-sabretmeyi bilirdi Şefkatli merhametli-çağrılınca gelirdi Cömertliği dillerde-içindeydi gerçekten İnsanları severdi-hem candan hem yürekten Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Ayırım yapmaz idi-Muhammed’in Meclisi İlim hayâ sabırdı-giden alırdı besi Edeple oturulur-yüksek konuşulmazdı Dışarı taşırılmaz-söylediği vaazdı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Bulunduğu muhitte-küfür dedikoduya Müsaade etmezdi-evlada ya da baya Aleyhte konuşulmaz-orda kalırdı kusur Onunla sağlamlaştı-gökyüzüne çıktı nur Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Küçüğe sevgi verdi-büyüklereyse hürmet Kendisine gelirdi-bütünüyle cemiyet Hasan Sancak yazıyor-onaylıyor onları Mücadele verdiler-işler kalmadı yarı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde HZ PEYGAMBER’İN-TABİAT SEVGİSİNİ BİRLİKTE YAŞATMALI-O DUYMALI SESİNİ Sevgili Peygamber’im-çok sevmiş tabiatı Korunmalıdır demiş-O’nun buymuş muradı Tedbirleri aldırmış-hesap etmiş dengeyi Harekete geçirmiş-çocuk anne yengeyi Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Mekke Medine Taif-civarı sit alanı “Milli Park” oluşturmuş-önlemiştir talanı “Harem Bölgesi” demiş-ağaç kesilmesini Yasaklamış orada-ortaya koymuş teni Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Kuşların hayvanların- O avlanmalarını Tamamıyla önledi-düşünmüştür yarını Hadis-i Şeriflerde-anlatmış iyilikle Ağaçları diktirmiş-ortadan kalkmış çile Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Müslüman ağaç dikse-insan hayvan ve kuşlar İstifade ederse-dikenlere kalır kâr Kıyamete kadar da-insan için sadaka Olur bilinmelidir-yönelmeliyiz Hâkk’a Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hassasiyet gösteren-Bizim Peygamber’imiz Çevre temizliğine-önem verdi erimiz Halkın kullandıkları-umumi mekânları Kirletmeyi men etmiş-vermiştir itibarı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini İnsanlara eziyet-verecek olan şeyler Ortadan kaldırılsın-(dikkat etmeli beyler) İmanın bir gerçeği-onu yoldan kaldırmak (Sağlık ile mutluluk-etrafına iyi bak) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hayvanları koruyun-o canlara merhamet Şefkat göstermelidir-yaşayan bu cemiyet Eziyet edilmesin-diyor göster titizlik (Sakın canı öldürme-yüreğin olur ezik) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hadis-i Şeriflerde- O hayvan haklarına Riayet edilmeyi-öğütlemiştir cana Aç ve susuz bırakma-ağır yükü yükleme Rabb’imiz azap eder-(sıkıntıyı ekleme) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hz Peygamber’in- söz ve fiillerinde Türlü misaller vardır-tutum ve hâllerinde O’nun yolundan gitmek-sevgi güzellik huzur Hadis-i Şerifleri-örneklerle doludur Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Dünya sevgi şiiri-yerküre kafiyesi Gür solukla okunur-dikkat etsin üyesi Tabiatı sevmeli-katmalı yeni değer Mana ve önem taşır-içimizde tutar yer Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Canın en hayırlısı-faydalı olanlardır Çevreye saygılı ol-yaparsan inan kârdır Su orman ve tabiat-koruyup kollamalı Ellerde büyütmeli-kesmemeliyiz dalı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Saygıyı ve sevgiyi-yüreğinde duyanlar Yukarda söyleneni-işte o canlar anlar Peygamberimiz gibi-sahip çık tabiata Söylüyor Hasan Sancak-huzur gelsin surata Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini O NEBİLER NEBİSİ-MUHAMED’ÜL-EMİN’Dİ SIKINTI GÖZYAŞLARI-MUHAMMED’İMLE DİNDİ Ruh ve kalbimizdedir-Ulu Peygamberimiz Farzları sünnetleri-sağlamlaştı yerimiz Berrak akan bir sudur-gökteki ay ve güneş O’nu müjdelemekte-duysun baba çocuk eş O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İmanını tazele-Allah’ımıza hamt et Şiirim dörtlüklerim-bilin sizlere davet Resuller Resulüne-Selâtu Selamları Dua ile gönderin-işin kalmasın yarı O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İnsanlık tarihinde-nice kral padişah Gelip de geçmişlerdir-çektirmişler çoğu ah Zulüm verip insana-vurarak ahlâksızca Cana kastetmişlerdir-sönmüş evlerde baca O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Bizim Peygamberimiz-insani vasıfları Kıymet ve değer bildi-hep verdi itibarı Engin bir ruh sabırla-işledi lime lime O’nu kalbinde yaşat-sakın kötü söz deme O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Işık olmuş ruhlara-çökertmiş karanlığı Böylelikle insanlar-bulmuşlardır sağlığı “Gerçek Hayat Önderi”-Allah’ımız seçmiştir Cehaleti yok edip-yeni bir çağ açmıştır O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yetim olarak geldi-geçirdi hayatını Sürü otlatıyordu-seviyordu her canı Vefakâr bir babaydı-Emin ve doğru idi Resul’ü Ekrem’imiz-işte böyle biriydi O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yolları aydınlatan-mürşit ve öğretmendi Bütün konuşmasıyla-insanlara yetendi Büyük bir hukukçuydu-müstesna bir komutan Adil bir Önder idi-bu can yoluna kurban O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Köhnemiş düzenlere-başını kaldırmıştır İnsana değer verip-esenlik aldırmıştır Putları yere yıkıp- -gönlünü yoksullara Tamamıyla vermiştir-yetişmiştir her dara O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Hurma lifinden yatak-has buğday ekmeğiyle Karnını doyurmuştur-bu işi bile bile Nebiler Nebi si’ydi-yanmış ümmeti için Nefsini düşünmemiş-sormuştur nasıl niçin O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İslâm’ı hayatının-içinde yaşamıştır Tebliğ ve tefsir etti-içinde vardı sabır Bütün insanlar için-yolundan gidilecek Büyük bir Önder idi-herkes bunu bilecek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Çoğu örnekler vardır-ahireti düşünen Yolundan ayrılmasın-davranmalıyız erken Ferdi ve ailevi-bütün hayatımızda O’ndan ayrılmamalı-karanlık kalır oda O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi O’nu yaşamalıyız-Hasan der mükellefiz Hiç darda kalmayalım-asla çıkmasın kriz Önderi tanımamak-hiç yolundan gitmemek İnanın kötü olur-kaybolur bütün emek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi MUHAMMED’ÜL-EMİN ŞİİR KİTABIMA SPONSOR ARIYORUM.
  10. Saygıdeğer Okuyucu, Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Eğer gücünüz yerindeyse, şiiri seviyorsanız, reklâmınızı yaptırmak istiyorsanız bize ulaşınız. Benim şiir kitaplarım Ankara’da Gündüz Kitabevi tarafından basılmaktadır. Onun kendi kitapevlerinde ve belirlediği büyük kitapçılarda satılmakta ve dağıtımı yapılmaktadır. Şiir kitaplarıma maddi destek olmak isteyen herkes bana telefon ya da E-Mail yoluyla ulaşabilir. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır. Faturası kesilerek, kendinizi, şirketlerinizin tanıtımını ve yaptığınız çalışmaları kamuoyuna istediğiniz şekilde duyurabilirsiniz.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.