Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

REKLAMYAZARI

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    40
  • Katılım

  • Son Ziyaret

REKLAMYAZARI tarafından postalanan herşey

  1. REKLAM YAZARI -ŞAİR HASAN SANCAK’TAN KAFİYELİ KONUŞMA KILAVUZU!.. Reklam Yazarı -Şair Hasan Sancak’tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!.. KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ? KONU: Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar. Diyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim. Türkçemizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. Hangi sessiz ya da sesli harfi söylüyorsak, harfleri sol tarafa koyarak okuyacağız. Okuduğumuz tek heceli kelimeler ya isim: ağ-bağ-bal-bel ya fiil bil-mek,bul-mak,çal-mak,çel-mek ya da anlamsız olur.İsim ve fiili anlamak için de sonuna -mak ve -mek ekleri getirmek gerekir.Okunan kelime anlamlı ise o fiil köküdür.Anlamsız ise de bu isim köküdür.A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gitmek gerekir.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL-EL-FAL-FİL-FOL-FUL-KAL-KEL-KİL-KOL-KUL-KÜL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz. Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar. Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı Kız kaçırma uçağı Eve erken gelirsen Tavaya koy sen yağı Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık Yolunuz olsun açık Bencillik tutkusunu İçinde yaşatma yık Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay Ver bana açık bir çay Karşıdan geçmektedir Atın yavrusu bir tay... HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  2. Muhammed’ül-Emin Hz Muhammed’e (S.A.V) Övgü Dolu Şiirler NAAT Saygıdeğer Okuyucu, Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.26 senedir basının içindeyim.55 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 50 tanesi notere onaylatılan 1500 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır. Kıymetli Okuyucu, MUHAMMED’ÜL-EMİN Yine çok değişik bir şiir kitabı ile karşınızdayım. Bu bölüme Peygamberimiz ile ilgili olarak yazdığım şiirlerimi aldım. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Şiir yüz binleri ve milyonları birbirine bağlayan en sihirli bir güçtür. Çocuklar ve gençlerimiz Peygamber sevgisini yüreklerinde duymalı ve yaşatmalıdır. Okumayan, yazmayan, öğrenmeyen bir nesil Türkiye’miz için iyi şeyler düşünmez. Hainler tarafından çok çabuk kandırılır. Türkiye üzerinde oynanan oyunları görerek 74 milyon tek yürek hâlinde birbirimize sarılmalıyız. DÜN DENİZE DÖKTÜKLERİMİZİ YENİDEH BAŞTACI YAPMAYALIM… Mutlu olun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla. AİLE BİREYİNE-HZ. PEYGAMBERİM GERÇEKTEN DEĞER VERDİ-O’DUR BENİM REHBERİM O yaratılışının-en ince duygusuyla Bezenmiştir biliniz-çok seviliyor hâlâ Aile fertlerine-nasıl davranmasını Emir tavsiye etti-(seviyordu her canı) Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Müminlerin imanca-en mükemmeli olan Yumuşak davranandı-(bilinir ayan beyan) Bütün insan soyuna-küçük ve büyüklere Merhametle doluydu-katlanırdı yüklere Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Peygamberin sevgisi-öyle güçlü güzeldi Darda kim kaldı ise-ona uzanan eldi Kendi himayesinde-büyüyen kimselere Şefkatli davranmıştır-“Selam O Eşsiz Ere” Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Hareket davranışı-bir babanın şefkati Gerçekten de farksızdı-yok ederdi illeti Anne ve babalara-derdi iyi davranın Terbiye et diyordu-hem bugün hem de yarın Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Annesini küçükken- Muhammed kaybetmişti Hasretle arar idi-can bırakıp gitmişti Özel ilgi gösterdi-sütannesi Halime Bir kusur göstermedi-anlattı lime lime Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Canları kucaklayan-saygı ile huzuru İnsanlara vermiştir-ifade değil kuru Bir medeniyet ruhu-getirdi cemiyete Söylüyor Hasan Sancak-sahip çıktı devlete Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim BİZİM PEYGAMBERİMİZ-ANLAYIŞLI BİRİYDİ SÖZ DAVRANIŞ İLMİYLE-HEM AKILLI DİRİYDİ O yaratılmışların-müminin şereflisi Anlayış sahibiydi-yükseldi canın sesi Konuşmaya başlarsa-dinletirdi sözünü İnsana değer verir-kaybetmedi özünü Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Sade ve net konuşur-dönmezdi arkasını Biliniz çok severdi-değer verdiği canı Kalbi şefkat doluydu-tatlı çıkardı sesi Geçimli biri idi-ruha verirdi besi Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi O’nunla konuşanlar-sevgisini duyardı Yürekten sevgi duyup-iyilikle sayardı Mütevazı bir tutum-kibardı davranışı Söylediği dinlenir-ruha yapardı aşı Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İyi hayatı vardı-düşküne ve fakire Daim yardım yapardı-peşi sıra ha bire “Şu Uhut Dağı kadar-benim altınım olsa Borç olanı müstesna-verir kapılmam hırsa” Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Malını biriktirip-yığmamıştır etrafa İnsana değer vermiş-davet etmiştir safa Yerle bir edilmiştir-maddeye kul kölelik İman ile coşmuştur-kol vücut beyin ilik Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İnsani ölçüleri-evrensel bir anlayış Hedefine ulaştı-duyulurdu çınlayış İslâm Dinine göre-insanları öldürmek Hasan Sancak söylüyor-tutuşmamalı etek Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi EŞ OLARAK MUHAMMED-HAYIRLI BİRİSİYDİ ESENLİKLER DİLEYEN-GERÇEKTEN DİRİSİYDİ Huzur bulmamız için-Rabb’imiz türümüzden Eşleri yaratmıştır-bilmelisin bunu sen Böylece aramızda-derin sevgi ve şefkat Oluşmuştur biliniz-gerçekleşti her murat Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Düşünen insan için-çıkarılan dersler var Mutluluklar içinde-görüyoruz itibar Hz Peygamber’im-yaşadı bu duyguyu Biliniz muazzamdı-bilinmelidir huyu Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Aile huzur yeri-Muhammed’im şerefli Namuslu birisiydi-sevecendi o dili 25 yaşında iken-Hz Hatice’yle Mutlu hayat sürmüştür-saygıyı bile bile Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sıcak bir dostluk vardı-eş ve arkadaştılar Vefat ettiği sene-“Hüzün Yılı” yaptı dar Sağ olduğu zamansa-yapmamıştır evlilik Esenlikle dolmuştur-ruh beden ile ilik Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi 2,5 senede-yalnız bekâr olarak Sevde Bint Zem’a ile-evlendi konuşarak Rabb’imiz Kur’an-ında-O’nu örnek gösterdi Çaba ve gayretiyle-cana önemi verdi Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi O söylediklerini-yaşayan bir insandı Faydasız ilmi vermez-öyle güzel bir candı Hep tokalaştığında-karşı taraf elini Çekmesini beklerdi-mutlu ederdi teni Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Verdiği mesaj şuydu-sen beni bırakmazsan Ben de seni bırakmam-böyle buyururdu can Nice güzellikleri-sergiledi yaşadı Daima yükseklerde-unvanı ya da adı Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İlk vahiy geldiğinde-içindeki durumu Eşi ile paylaştı-size kalmış yorumu O’nu teselli etmiş-kesin bir çözüm için Varaka B:Nevfel’e-gönderdi sordu niçin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Bu olay Hatice’nin-soğukkanlılığını Göstermekte biliniz-unutmuyor bu anı Erkeğin kadınlarda-kadının erkeklerde Üzerinde hakkı var-dikkat olursan nerde Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Kadınlar hakkındaysa-Rabb’ten korkulmasını Haksızlık istemedi-çok büyüktü imanı Eşine yardım etmiş-onu hep desteklemiş Yardımda bulunmuştur-mutluluklar dilemiş Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sizin de eşinize-iyi davranmanızı Tavsiye etmektedir-der koru çocuk kızı Bir kimse ki eşine-sakın kin beslemesin Güzel huylar edinin-şefkatli çıksın sesin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İnsan topluluğunun-aile temel taşı Eğer parçalanırsa-gözde görülür yaşı Barışın esenliğin-gerçeğini tespit et Söylüyor Hasan Sancak-huzur bulsun cemiyet Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi HZ MUHAMMED’İM-TORUNLARIYLA CANLA DAİMA İLGİLENDİ-GÖĞSÜNDEKİ İMANLA Bir Peygamber olarak-Resul-ü Ekrem’imiz Hiç ayırım yapmadı-(ruhumuzda kaldı iz) Ortaya örnek tavır-koydu bir ömür boyu O’nunla yükselmiştir-Müslümanlığın soyu Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Bütün torunlarıyla-Hasan ile Hüseyin Onlarla ilgilendi-kalp ruh beden ve beyin Kucaklama ve öpme-dokunma davranışı Üst seviyede idi-canlara yaptı aşı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla “Merhamet etmeyene-hiç merhamet olunmaz” Bizlere buyurandır-(bunu bir tarafa yaz) O torunlarının-bütün isteklerini Yerine getirirdi-daim severdi teni Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Oyun oynar sırtına-alıp da gezdirirdi Seviyesine inip-çabaları verirdi İbadet esnasında-torunlarını ihmal Muhammed’im etmedi-onlara uzattı dal Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Hediye verir idi-karşılar ihtiyacı Başlarına koyardı-giydirirdi o tacı Duygu heyecanını-bastırma yollarına Gitmemiştir biliniz-değer verdi her cana Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Torunlara zamanı-ayırdı verdi şefkat O’nunla Müslümanlık-daha da oldu rahat Hasan Sancak yazıyor-takdir eder onları O’nun gibi olalım-görelim itibarı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla HZ PEYGAMBER’İM-ÇOCUĞA DEĞER VERDİ GÜZELLİK ESENLİĞİ-AYAK ALTINA SERDİ İnsanların anlayış-düzeylerine göre Hitap edilsin derdi-(selam verilsin ere) O din eğitimini-dikkate alıyordu Yaş mertebeye göre-onlarla kalıyordu Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocukları severdi-ayırım istemezdi Eksiklik gördüğünde-düşüncesiyle sezdi Sebebini sorardı -yanlışlığı kınardı Geçmişten geleceğe - yüreklerde hep vardı Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocuklar ağlayınca- namazı kısa keser Onunla ilgilenir -gönüllerde tutar yer Çocuğu sevmeyene- seslenirdi iyice Örnek konuşmasıyla- sağlam olur netice Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O gönüllerinizden- Rabbim şefkat rahmeti Çıkarmışsa ne deyim-(yok edin bu illeti) Merhametin başında-çocuk sevgisi gelir Prensip sahibidir-bunu insanlar bilir Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Evrensel ilkeleri-ortalara koymuştur Işığını saçarak-kapılanlar doymuştur Kusursuz bir şekilde-severdi çocukları Okşardı sevgi ile-canım kuzucukları Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O zamanki toplumda-yanlış anlayışlara Aldırmadan severdi-kimler düşmüşse dara Hâl hatırı sorardı-sevgi ile merhamet Gerçekten göstermiştir-hem ilgi hem de şefkat Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocuk oyunlarına-katılır ilgilenir Canı sevindirirdi-(üstü başı olsa kir) Yolu gözleniyordu-seslenir yavrucuğum Kardeşimin oğlu der-hitabıysa çocuğum Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kalpleri kazanırdı-sevgi saygı sadakat Yardımlaşma ve güven-değişiyordu surat Kusursuz bir örnekti-çıkıverdi ortaya İdeali yaşattı-anne çocuk ve baya Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kuru ifade değil-fizik ruh ile beden Eğitti ve öğretti-davranıyordu erken Bir baba evladına terbiye gibi miras Bırakamaz diyordu-söylüyordu bunu has Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Savaşta çocukların-öldürülmemesini Özel uyarı yaptı-harcardı bütün teni Sevgi anlayışının-bu hareket noktası Ruhları birleştirdi-giderildi hatası Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kim ergenlik çağına-erişen iki kızı Güzel yetiştirirse-(sevinir kışı yazı) Bu sözü söyler iken-bütün parmaklar gibi Beraber olacağız-can O’na oldu tabi Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kim kendine kız çocuk-verilir de ihsanda Bulunursa onlara-(aydınlık olur oda) Ateşe perde olur-söylediği hadis-i Önemini bildirdi-arzda duyuldu sesi Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Yetim malı yiyenler-doldurasıya karnı Ateş yemiş olurlar-(perişandır her yanı) Sakın yetimi ezme-bakım gözetimini Üstlenenler Cennette-olur dedi duy beni Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Müslüman evlerinin-içinde hayırlısı Yetime bakan evdir-(kalpten silmeli pası) Bilin en kötüsü de-yetimlere kötülük Yapılan o evlerdir_(ışıklar kalır sönük) Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O’nun ilişkileri-günümüze yansıyan Mesajlarla doludur-görülür ayan beyan Bütün şu çocukların-Allah’ı Resul’ünü Tanıması gerekir-‘düşünmeliyiz dünü Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Onları bu haklardan -mahrum bırakmak ise Çok büyük haksızlıktır-ruhu sarar vesvese HZ Peygamber’im-çocuğun dünyasında Daha fazla yer etsin-(duyulmalıdır seda) Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Günümüz dünyasında-gerçek ortalıktadır Yabancılaşan nesil-gerçekten de hatadır Hep Peygamber’imizi-tanımaya ihtiyaç Vardır bilinmelidir-ruhlarımız bundan aç Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Ey Rabb’im eşimizi-hep çocuklarımızı Hastalıktan korusun-içte olmasın sızı Hasan Sancak anlatır-O sever ikisini Oku yazdır ve öğret-yaşatmamalı kini Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi HZ PEYGAMBER’İM-YİRMİ DÖRT SAATİNDE ESENLİK OLUŞTURDU-GERÇEKTEN DE SON DİNDE Peygamber Efendimiz-o günlük zamanını Bölümlere ayırdı-boş geçirmezdi anı Namazını kılardı-Kur’an-ını okurdu İbadeti tam yapar-yürekleri dokurdu Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Aile fertleriyle-olurdu alâkadar Günlük ev işlerini-yapıp verirdi karar İstirahat ederdi-kabul eder huzura Eğitir öğretirdi-kimler düşmüşse dara Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Takvaya önem verir-dürüst ve güvenilir Olanları severdi-anlatıyordu bir bir Bıkmadan dinler idi-ilgilenir iyice Dinletirdi sözünü-sağlamlaştı netice Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Ahiretle ilgili-sorular sorulunca Güzel cevap verirdi-açardı sanki gonca Bilgi öğrenenlere-öğrendiklerinizi Bilmeyene öğretin-derdi göreyim sizi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde İhtiyacı olana-daima yardım etmek Sıratta da kaydırmaz-verilmelidir emek Faydasız söz olunca-müsaade etmezdi Sabrı ilmi sevgiyle -cahilliği O ezdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Çarşı pazar sokakta-nerde olursa olsun Güler yüzle davranır-derdi esenlik dolsun Hâl hatır sorar idi-konuşur tatlı dille Gönülleri alırdı-sona ererdi çile Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Meclis Cami Cumada-görmediği ahvalin Durumunu sorardı-hem bugün hem de yarın İyilik güzelliği-daima emrederdi Çirkinliği yererek-can yanına giderdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Topluluk görür ise-başköşeye oturmaz En son kısma geçerdi-duyarlardı bundan haz İyilikle anardı-eder idi iltifat Konuşursa bir kere-değişirdi o surat Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Asla haddi aşmazdı-sabretmeyi bilirdi Şefkatli merhametli-çağrılınca gelirdi Cömertliği dillerde-içindeydi gerçekten İnsanları severdi-hem candan hem yürekten Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Ayırım yapmaz idi-Muhammed’in Meclisi İlim hayâ sabırdı-giden alırdı besi Edeple oturulur-yüksek konuşulmazdı Dışarı taşırılmaz-söylediği vaazdı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Bulunduğu muhitte-küfür dedikoduya Müsaade etmezdi-evlada ya da baya Aleyhte konuşulmaz-orda kalırdı kusur Onunla sağlamlaştı-gökyüzüne çıktı nur Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Küçüğe sevgi verdi-büyüklereyse hürmet Kendisine gelirdi-bütünüyle cemiyet Hasan Sancak yazıyor-onaylıyor onları Mücadele verdiler-işler kalmadı yarı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde HZ PEYGAMBER’İN-TABİAT SEVGİSİNİ BİRLİKTE YAŞATMALI-O DUYMALI SESİNİ Sevgili Peygamber’im-çok sevmiş tabiatı Korunmalıdır demiş-O’nun buymuş muradı Tedbirleri aldırmış-hesap etmiş dengeyi Harekete geçirmiş-çocuk anne yengeyi Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Mekke Medine Taif-civarı sit alanı “Milli Park” oluşturmuş-önlemiştir talanı “Harem Bölgesi” demiş-ağaç kesilmesini Yasaklamış orada-ortaya koymuş teni Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Kuşların hayvanların- O avlanmalarını Tamamıyla önledi-düşünmüştür yarını Hadis-i Şeriflerde-anlatmış iyilikle Ağaçları diktirmiş-ortadan kalkmış çile Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Müslüman ağaç dikse-insan hayvan ve kuşlar İstifade ederse-dikenlere kalır kâr Kıyamete kadar da-insan için sadaka Olur bilinmelidir-yönelmeliyiz Hâkk’a Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hassasiyet gösteren-Bizim Peygamber’imiz Çevre temizliğine-önem verdi erimiz Halkın kullandıkları-umumi mekânları Kirletmeyi men etmiş-vermiştir itibarı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini İnsanlara eziyet-verecek olan şeyler Ortadan kaldırılsın-(dikkat etmeli beyler) İmanın bir gerçeği-onu yoldan kaldırmak (Sağlık ile mutluluk-etrafına iyi bak) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hayvanları koruyun-o canlara merhamet Şefkat göstermelidir-yaşayan bu cemiyet Eziyet edilmesin-diyor göster titizlik (Sakın canı öldürme-yüreğin olur ezik) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hadis-i Şeriflerde- O hayvan haklarına Riayet edilmeyi-öğütlemiştir cana Aç ve susuz bırakma-ağır yükü yükleme Rabb’imiz azap eder-(sıkıntıyı ekleme) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hz Peygamber’in- söz ve fiillerinde Türlü misaller vardır-tutum ve hâllerinde O’nun yolundan gitmek-sevgi güzellik huzur Hadis-i Şerifleri-örneklerle doludur Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Dünya sevgi şiiri-yerküre kafiyesi Gür solukla okunur-dikkat etsin üyesi Tabiatı sevmeli-katmalı yeni değer Mana ve önem taşır-içimizde tutar yer Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Canın en hayırlısı-faydalı olanlardır Çevreye saygılı ol-yaparsan inan kârdır Su orman ve tabiat-koruyup kollamalı Ellerde büyütmeli-kesmemeliyiz dalı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Saygıyı ve sevgiyi-yüreğinde duyanlar Yukarda söyleneni-işte o canlar anlar Peygamberimiz gibi-sahip çık tabiata Söylüyor Hasan Sancak-huzur gelsin surata Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini O NEBİLER NEBİSİ-MUHAMED’ÜL-EMİN’Dİ SIKINTI GÖZYAŞLARI-MUHAMMED’İMLE DİNDİ Ruh ve kalbimizdedir-Ulu Peygamberimiz Farzları sünnetleri-sağlamlaştı yerimiz Berrak akan bir sudur-gökteki ay ve güneş O’nu müjdelemekte-duysun baba çocuk eş O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İmanını tazele-Allah’ımıza hamt et Şiirim dörtlüklerim-bilin sizlere davet Resuller Resulüne-Selâtu Selamları Dua ile gönderin-işin kalmasın yarı O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İnsanlık tarihinde-nice kral padişah Gelip de geçmişlerdir-çektirmişler çoğu ah Zulüm verip insana-vurarak ahlâksızca Cana kastetmişlerdir-sönmüş evlerde baca O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Bizim Peygamberimiz-insani vasıfları Kıymet ve değer bildi-hep verdi itibarı Engin bir ruh sabırla-işledi lime lime O’nu kalbinde yaşat-sakın kötü söz deme O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Işık olmuş ruhlara-çökertmiş karanlığı Böylelikle insanlar-bulmuşlardır sağlığı “Gerçek Hayat Önderi”-Allah’ımız seçmiştir Cehaleti yok edip-yeni bir çağ açmıştır O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yetim olarak geldi-geçirdi hayatını Sürü otlatıyordu-seviyordu her canı Vefakâr bir babaydı-Emin ve doğru idi Resul’ü Ekrem’imiz-işte böyle biriydi O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yolları aydınlatan-mürşit ve öğretmendi Bütün konuşmasıyla-insanlara yetendi Büyük bir hukukçuydu-müstesna bir komutan Adil bir Önder idi-bu can yoluna kurban O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Köhnemiş düzenlere-başını kaldırmıştır İnsana değer verip-esenlik aldırmıştır Putları yere yıkıp- -gönlünü yoksullara Tamamıyla vermiştir-yetişmiştir her dara O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Hurma lifinden yatak-has buğday ekmeğiyle Karnını doyurmuştur-bu işi bile bile Nebiler Nebi si’ydi-yanmış ümmeti için Nefsini düşünmemiş-sormuştur nasıl niçin O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İslâm’ı hayatının-içinde yaşamıştır Tebliğ ve tefsir etti-içinde vardı sabır Bütün insanlar için-yolundan gidilecek Büyük bir Önder idi-herkes bunu bilecek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Çoğu örnekler vardır-ahireti düşünen Yolundan ayrılmasın-davranmalıyız erken Ferdi ve ailevi-bütün hayatımızda O’ndan ayrılmamalı-karanlık kalır oda O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi O’nu yaşamalıyız-Hasan der mükellefiz Hiç darda kalmayalım-asla çıkmasın kriz Önderi tanımamak-hiç yolundan gitmemek İnanın kötü olur-kaybolur bütün emek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi MUHAMMED’ÜL-EMİN ŞİİR KİTABIMA DESTEKÇİ ARIYORUM.
  3. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  4. Şair Hasan Sancak, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’dan Şiir Kitaplarına Destek İstedi!.. Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak (54) Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’a seslenerek, yazmış olduğu elli şiir kitabından özellikle Samsun için kaleme almış olduğu 4 adet şiir kitabına destek vermesini istedi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Öncelikle Samsun’a yeni atanan ve kısa süre içinde yaptığı çalışmalarla halkımızın gönlünde taht kuran değerli hemşerim Hüseyin Aksoy’a hoş geldin diyor, il ve ilçelerimiz için yaptığı ve yapacağı verimli çalışmalarda başarılar diliyorum. Aslen ben de Trabzon Köprübaşı’ndanım. Sayın Valim Hüseyin Aksoy Sancaklar=Hacı Dedeoğlu sülalesini yakından tanır. Kendisiyle tanışmadım. Babası, rahmetli babam Yakup Sancak’ın çok samimi arkadaşıdır. Çıkan üç tane şiir kitabım (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000),ONLAR ANALARIMIZ (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ kitaplarım vardır. Bu şiir kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 400 tane seçenekli reklam senaryom bulunmaktadır. Bu reklam senaryolarımın 50 tanesi noter onaylıdır. 26 senelik evliyim. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Çok değişik şiir kitaplarım vardır. Genellikle şiirlerimde sosyal konuları işliyorum. Ermeni ihanetini anlattığım 3000 mısradan oluşan şiir kitabımla birlikte (ANNE, ATATÜRK, BAYRAK, ÇOCUK, DEPREM, GURBET, HZ MUHAMMED, KAPKAÇ, KIZILAY,KİTAP,MEHMETÇİK, MİLLİ TAKIM, ÖĞRETMEN, SEVDA, ŞAİR, ŞEHİT, ŞİİR, TERÖR, VATAN…) Yazılanlar, şiir kitaplarımdan bazılarıdır.Şimdiye kadar ne yazık ki Samsun’da şiir kitaplarıma destek verecek belediye başkanları, işadamları ve milli kültüre destek olacak kişileri bulamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Kitaplarını bastıracağım diyen Samsun milletvekilleri de sözlerinde durmamışlardır. Samsun ve Alaçam’ı Türkiye ve dünyaya tanıtan bir şaire destek verilmemesini anlayamıyorum. Dünyada ilk defa bir şair tarafından doğduğu, doyduğu, havasını teneffüs ettiği bir il, dört tane ayrı şiir kitabıyla geçmişten günümüze tanıtımını yapmakta, şehrin güzelliklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Şiir kitaplarımın ismi ( İŞTE SAMSUN TARİHİ-SAMSUN İLLER SULTANI-SAMSUN EN GÜZEL ŞEHİR-SAMSUN’UM DERSEN OKU )şiir kitaplarıdır. Hepsi de çok değişik şiir kitaplarıdır. Şimdiye kadar okuduğum şiir kitaplarında bu şekilde bir ilin tanıtımını yapan şiir kitaplarına rastlamadım. Bu şiir kitaplarını yazdığım için de çok sevinçliyim. Şiir kitaplarımın ilki İŞTE SAMSUN TARİHİ’ dir. Geçmişten günümüze Samsun’u tanıtmaktadır.400 tane beyitten oluşmaktadır. Bu şiir kitabım 4. şiir kitabımdır. Destek bulduğum müddetçe şiir kitaplarım en kısa zamanda okuyucularımızla buluşacaktır. İŞTE SAMSUN TARİHİ şiir kitabımı çocukların, gençlerin ve özellikle de öğrencilerin okumasını istiyorum. Samsun için çok şeyler öğrenmiş olacaklardır. Bütün Samsunlular Samsun'u şiir kitabım sayesinde daha yakından tanıyacaklar ve daha fazla seveceklerdir. Samsun’da, diğer ilçelerde oturan, büyük şehirlerde yaşayan ya da yurt dışında olan vatandaşlarımızın ellerini taşın altına koyma vakti geldiğini anlamaları gerekmektedir. Artık kahve köşelerinde birbirimizi çekiştirme vaktinin sona ermesi gerektiğini herkes anlamalıdır. Yediden yetmişe herkes, Samsun, Samsunspor için ne yapabilirim sorusunu önce kendisine sormalıdır. Samsunlulardan kazanıp mutluluğa eren ve bir yerlere gelen insanlarımız ellerini ve yüreklerini birleştirmelidir.10–20 kişi güçlerini birleştirdiği zaman en az o kadar kişiye iş verme imkânına kavuşturmuş olurlar. Bu durum hem Samsun’un, hem de ilçelerin ekonomisinin gelişmesine, gençlerimizin iş sahibi olmalarına yol açacaktır. Çaresine hep beraber bakmadığımız zaman bunun sıkıntısını biz ve gelecek nesil çekecektir. Buradan İL’ deki Valimiz Hüseyin Aksoy ve yetkililere de bu haber sayesinde sesimizi ulaştırmış oluyoruz. Çevre il ve ilçelerdeki vatandaşların Samsun’daki bankalara yatırdıkları paralar, ilimizin kalkınmada öncelikli iller arasına girmesini engellemiştir. Bir bakıma bu kişiler Samsun’da paralarına para katarlarken, Samsun günden güne erimektedir. Bu durumun en büyük sorumlusu onlardır. Bankalardaki milyonlarını çekerek, Samsun’un kaderini değiştirmeleri gerekmektedir. Bunu yapmadıkları zaman yüz binlerce insanın bedduasından kurtulamayacaklardır. Samsunluların hepsi "VATANA, BAYRAĞA, DEVLETE ve MİLLETE” içten bağlıdırlar. Zorda olan gençlerimizin, insanlarımızın, ağlayan gözyaşları dindirilmelidir. Hz. Ömer'in adaletini Devletimizden ve zenginlerimizden beklemek de bizim de hakkımızdır. Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, resimleri yerleştirmek, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek... Gerçekten çok zahmetli bir iştir. Bu büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra kitabın okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücü yerinde olmayanlar bunu Belediye Başkanları, firma, şirket ya da esnaflarımızdan reklâm alarak çıkartmak mecburiyetindedir Gönlü Samsun ve Samsunspor sevdasıyla dolu olan firma, şirket ve işadamlarımızın desteğini bekliyorum. Şiir kitaplarımın iç kısmındaki kapakta renkli olarak istediğiniz şekilde reklâmınızı, yapmış olduğunuz hizmetleri vatandaşlarımıza duyurma imkânına sahipsiniz’ dedi. FACEBOOK’TAN ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ!.. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  5. REKLAMYAZARI

    Alaçam Kolbastısı

    Alaçam Kolbastısı Alaçam Kolbastısı Kalplerden siler pası Harekete geçirir İnsandaki her kası Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Kıpır kıpır oynatır Sular gibi kaynatır Gençleri çocukları Yerlerinden fırlatır Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Seyrettirir baktırır Türküleri yaktırır Şimşek ve yıldırımı Gökyüzünde çaktırır Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Bakışları durdurur Saatleri kurdurur O sazın tellerine Vurdurdukça vurdurur Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı El ayak ve başları Gözden siler yaşları Oynatır da oynatır İlkbahar yaz kışları Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Sarsar dünyayı hızı Toplanır anne kızı Ortalardan kaybolur Yürekteki her sızı Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Yakışıklı güzeli Kaldırır o an eli Meydanın ortasında Oynatır her an beli Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Gel oyuna oyuna Boyuna bak boyuna Herkes yurtta hayrandır Müslüman Türk Soyuna Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Karşılıklı her kişi Bilir inan bu işi Hep diyelim maşallah Sağlam tutun kirişi Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Nazar değmesin nazar Tarih bunları yazar Oyuna katılalım Birlikte azar azar Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Bu oyun başka başka Bizi getirir aşka Oynayanları görün Şaka değildir şaka Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Sözü söylerim sözü Gözü açalım gözü Alaçamlı Hasan’ın Bu şiir inan özü Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) NOT:LÜTFEN GÖRÜŞ BELİRTİNİZ!..
  6. Şair Hasan Sancak, Dünyada İlkler Kitabına Girmek İstiyor!.. HABERLERİM VE RESİMLERİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak(53);âlemde ilk ve tek olan, dünyada eşi ve benzeri olmayan, ‘1 Aralık 2000’de Notere Onaylattığı Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ dolayısıyla DÜNYADA İLKLER kitabında yer almak istiyor. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Dünyada 6.6 Milyar insan bulunmaktadır.’1 Aralık 2000’de ‘Gördüğü Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’nu on bir lira vererek notere onaylattım. Bu olayı binlerce kişiye hem sözle hem de İnternet’ten yazıyla anlattım. İki arkadaşa bu olayı anlattığım zaman, bu GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU nu sen değil, biz gördük dediler. Bir de notere onaylatacaklarını söylediler. Ben de baktım benim gördüğüm gerçek rüyam elimden gidiyor. Bilgisayarın başına geçtim. En ince ayrıntısına kadar yazdım. (Aslı Samsun’daki avukatım Ali Türkmen’dedir.) Bilgisayardan çıkışını alarak, Bafra’ya gittim. Noterdeki yetkililer bu işin içinden iki saatte çıkamadılar. Oradaki kişiler yetkili avukata yazımı onaylatıp onaylatılmayacağını sordular. Kendi aralarında konuştular. Baktılar işin içinden çıkamayacaklar. En sonunda da yazılı metin halindeki yazımı onayladılar. Samsun’daki yerel bir gazeteye bu olayı geçtim. Beni aradılar. Hocam bu haberi başka tarafa duyurma. Biz, bunu haber olarak yapalım. Senin bu haberini Türkiye yarın duyacaktır dediler. Bu haber gazetede yayınlandıktan sonra telefonlarım bir hafta boyunca susmadı. DHA-İHA-CHA-YHA… Birisi geldi, birisi gitti. Kanal 6 benimle 6.30 haberini canlı bağlantı ile başladı. O zamanki ulusal televizyonlar beni flaş haber olarak dünyaya duyurdular. Büyük gazetelerin çoğu birinci sayfadan haberimi girdiler. O arkadaşları tekrar gördüğüm zaman bana şaka yaptıklarını söylediler. BU dünyada notere onaylatılan İLK GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU’ dur. Daha önce ve sonra gördüğüm ve notere onaylatmadığım İnternette binlerce kişinin okuduğu gerçek rüya ve kâbuslarımda bulunmaktadır. Bazılarının reklam senaryo özelliği olmadığı için notere onaylatmadım. Benim kamuoyunda tanınmam Noterli Onaylı Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ndan sonra olmuştur. İlk defa açık olarak burada bazı konuları anlatıyorum. Bizim ailede büyükten küçüğe bir Karabasan(Davara) olayı vardır. Yıllardır gecelerimi kâbusa çeviren Karabasan denen illet, yakamı bir türlü bırakmamaktadır. Tıp dilinde buna “Uyku Felci” denmektedir. Bazı hocalar da bunun “Cin” olduğunu söylemektedirler. Çok farklı bir duygudur. Yatağa yattığınız zaman size rüya ya da kâbus gördürüyor. Bağırttırıyor. Bir olayı size yaşatıyor, ellerin ile cimdik attırıyor... Gerçekte hiçbir şey yapmıyorsunuz. Karabasan üstüne çullandığı zaman hiçbir tarafınızı oynatamıyorsunuz. Beni onlarca sefer boğacak gibi oldu. Bazı zamanda rüya ve kâbus gördürdü. Bu gerçek rüyadan önce, sonra da gördüğüm rüya ve kâbusları bana yaşattı. Reklamın R’ sinden anlamıyordum. Bu rüya ile bende bir değişiklik oldu. Bazı geceler rüya ve kâbus reklam senaryoları görmeye başladım. Bunların bazılarını da notere onaylattım. Onaylatmadığım onlarca bu şekilde reklam senaryosu olan konular yazılı metin halinde arşivimde bulunmaktadır. Bu gerçek rüya reklam senaryosundan sonra bende 44 yaşından sonra her seyrettiğim televizyondaki bir olayı… Anlatılanlar ve yaşadığımız olayları reklam yapma alışkanlığı başladı. Bu olayı anlattığım içinde bu akşamdan sonra vay halime! Beni yine hallaç pamuğuna çevireceklerdir. Karabasan ile ilgili şiirler de yazdım. Bu haberimle beraber konu ile ilgili yazılarımı ve şiirimi tekrar bilginize sunuyorum. Bu olaylarla ilgili olarak başımdan geçen ve diğer vatandaşlardan dinlediğim olayları ”EN KOMİK GERÇEKLER” kitabımda okuyuculara buluşturacağım. Yaptığım araştırmalara göre bunu dünyada sadece ben gerçekleştirdim. Zaten Noter Onaylı Rüya diye Google’ ye yazıldığı zaman yüzlerce sayfamın olduğu görülecektir.’Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosu’ dolayısıyla o tarihteki bütün medya, televizyonlar ve gazeteler beni flaş haber olarak dünya ve Türkiye’ye duyurdular. Bu konu ile ilgili olarak çoğu televizyon Alaçam’a gelerek konu hakkında benimle röportaj yapmışlardır. Kamuoyunda bilen ve bilmeyen de konuşmaktadır. İnternet yorumlarında çoğu kişi şaşkınlıklarını belirtmektedirler. Rüya, notere onaylatılır mı? Söylemektedirler. Rüyalı film, dizi, reklam, hikâye, roman, şiir… Binlerce konu bulunmaktadır. Bunlar oluyorsa, gerçek bir rüyada reklam senaryosu olabilir. Herhangi bir şirketin rüya ile ilgili konusunun aynısını başka bir şirket oynatamaz. İlk notere onaylatan ya da Kültür Bakanlığı’ndan ISBN numarasını önce alanlar söz sahibi olurlar. Benim gördüğüm rüya konuludur. Senaryo, Gıda Işınlamasıdır. Konu okunduğu zaman bu görülecektir. Dünyada ilk defa emekli bir öğretmen ‘1 Aralık 2000’de Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosunu’ notere onaylatmıştır. Bu konu bir Türk’e aittir. Dünyanın neresinde bir gıda ışınlaması reklam senaryosu oynarsa, orada hakkımı sonuna kadar savunacağım. Şimdiden basınımızı bu konu hakkında bilgi sahibi yapmış oluyorum. Yarın bir gün muhakkak bir şirket ulusal televizyonlarda böyle bir reklam senaryosunu oynatacaktır. Konuyu unutturmamak için çocuklarıma bunu vasiyet olarak bırakacağım. Konu ile ilgili onlarca ulusal ve yerel medyanın yaptığı haberler vardır. Aşağıda Doğan Haber Ajansı’nın o tarihte yaptığı ve Milliyet Gazetesi’nin de haberini kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Rüya notere onaylatılmaz diyenler, bunun bir içecek firması tarafından aynen kullanıldığını okuyunca, şaşırıp kalmışlardır. Noter Onaylı Rüya, Gerçek Rüya Tv Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosudur. 1 Aralık 2000’de notere yazılı metin hâlinde onaylatılmıştır.5 sene sonra içecek firması, rüya reklâm senaryomun aynısını dünyada ve Türkiye’deki ulusal televizyonların reklâm kuşaklarında oynatmıştır. Bu içecek firması ile Samsun’da mahkememiz devam etmektedir. Yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay, bu içecek firması lehine verilen mahkeme kararını bozdu.’Rüya Senaryo Davası’ Samsun’da yeniden başlamıştır. İkinci mahkeme 15.12.2009 Salı gününe ertelenmiştir. Noter Onaylı Rüya konusu ili ilgili olarak ulusal ve yerel basının yaptığı onlarca haberim vardır. Bunları RÜYALARIMI ÇALDILAR ismiyle kitap haline getireceğim. Notere onaylatılan çeşitli 50 tane reklam senaryom ile birlikte 400 tane ilginç alternatif reklam senaryom bulunmaktadır. Üç tanesi de çıkan elli adet şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim bulunmaktadır. Ben, milli kültüre destek olmak istiyorum diyen şirket, belediye başkanlarından destek bekliyorum. Faturası kesilerek, tanıtımlarını karton kapakların iç tarafında renkli olarak yapabilirler’ dedi. GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU NOTER ONAYLI RÜYA ÂLEMDE İLK VE TEK DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI ÖNEMLİ NOT: Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundanYENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00'dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet'e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet'te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü T.C. BAFRA İKİNCİ NOTERİ NİLGÜN KURT RESMİ MÜHÜR VE İMZA ASLININ AYNIDIR NO:1 6 8 6 2 1 ARALIK 2000 ÖĞRETMEN, REKLÂMCILARA ÖNLEM ALDI!.. OKAN ARALAN Samsun DHA MİLLİYET 06 Aralık 2000 Çarşamba Samsun Alaçam Karşıyaka İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Hasan Sancak, 1 yıl önce gördüğü rüyasını izinsiz reklâm filmi çevrilmemesi için notere onaylattı. Amacının, rüyasına izinsiz reklâm filmi çekilmesini engellemek olduğunu dile getiren Sancak, "Bir yıl önce gördüğüm bu rüyayı herkese anlattım. Bazı uyanıklar bunu öğrenip reklâm filmi çekmesin diye de notere onaylattım. Bundan sonra bu rüyayı reklâmda kullanmak isteyenler benimle görüşmek zorunda" diye konuştu. SANCAK’IN RESMİ RÜYASI "Rüyamda buzdolabının kapısını açtım. İçinde yiyecek aradım ama hiç bir şey yoktu. İnternete girip, bir marketten aklıma esen ne varsa aldım. Sucuk, kavurma, peynir, etle buzdolabını bir güzel doldurdum ve bir bölümünü afiyetle yedim. Eşimin seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman hala o yiyecekleri yer gibi, elim ağzıma gidiyordu." İLK GERÇEK KARABASAN KÂBUSU !.. KONU:Bir yaz mevsimi.Rüyamda kış görüyorum.Dışarıda kar, kış kıyamet..Birden bire yattığım odanın penceresi ardına kadar açılıyor.Tül ve perde rüzgarın tesiriyle tavana doğru çıkıyor.Pencere demirlerinden 2,5-3 metre boyunda Şeytana benzer bir yaratık.süzülüyor.Boyu önce tavana değiyor.Sonra da ayaklarımdan başlayarak yukarı doğru salyalı ağzı başıma doğru yanaşıyor.Beni tam ağzıyla kafamı yutacağı zaman ya Allah deyip buna bir tekme salladım. Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktığım zaman ışığı yaktım. Yorganın üstümde değil, kapının yanında olduğunu gördüm. REHA MUHTAR BENİ KARABASANDAN KURTARDI !.. NOT: Reha Muhtar’ın beni kurtarmış olduğu kâbus, Ocak 2001 yılında Samsun’un Alaçam ilçesinde görülmüştür. Anlatılan iki kâbus da tamamen gerçektir. “REHA MUHTAR BENİ KURTAR!” TEŞEKKÜR Saygıdeğer Reha Muhtar’a, Şahsımı tanıtan bir yazı ile birlikte yazmış olduğum şiirimi de size gönderiyorum. Niçin teşekkür ettiğimi merak etmişsinizdir. Konuyu okuduğunuz zaman bunu anlayacaksınız. Karabasanla ilgili olarak görmüş olduğum bir kâbusu sizinle paylaşmak istedim. Bu anlattığım durum uydurma değildir. Tamamen görülen bir kâbusun açıklanmasıdır. Ama gerçekten çok komik. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu tamamen bana aittir. Başkası sahip çıkmasın diye size anlatıyorum. Karabasanı bilir misiniz? Bunu duydunuz mu? Bu çok değişik bir duygu. Kimisi tıp dilinde buna “Uyku Felci” ,kimisi de “Cin” diyor, Toplumda bu hastalığın pençesinde olan binlerce insan vardır. Bir akşam bunu da canlı yayında gündeme getirip çözüm yolu bulursanız çok sevinirim. Yatağa yattığım zaman Karabasan- Davara üstüme çullandı. Bağırıyorum. Hâlbuki ben öyle zannediyorum, Aslında bağırmıyorum. Sesim çıkmıyor. Ben, sesimin çıktığını zannediyorum. Rüyada olduğun hâlde kendini uyanık zannediyorsun. Hanımın ismi Şengül bağırıyorum. Şengül! Beni kurtar! Beni kurtar! Hanımdan ses seda çıkmıyor. Bir taraftan da onunla mücadele ediyorum. Ondan kurtulamıyorum. Hanımı sallıyorum, tekme atıyorum, çimdikliyorum… Bunları da yaptım zannediyorum. Hâlbuki bir tarafımı oynatamıyorum. Çok karmaşık bir durumdur. Bir taraftan uykudasın, bir taraftan rüya görüyorsun, içinden dua okuyorsun… Bunların hepsini uykuda yaptıran mahlûkun esiri olmuş oluyorsunuz. O,sizi tamamen teslim almış oluyor. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. O anda can çekişen bir insan durumundasınız. Sizi biri uyandırmazsa boğulmak üzere kalıyorsunuz. Hanımdan ses çıkmayınca aklıma nereden geldiyse başlıyorum bağırmaya. “Reha Muhtar Beni Kurtar!” İnanın sizin isminizi duyan Karabasan üstümden öyle çabuk kaçtı ki! Bir karabulut tufanından kurtuldum. Bilmiyorum bunun bir anlamı var mı? Bundan sonra başıma böyle bir durum geldiği zaman kimseden yardım istemeyeceğim. Sizin isminizi söylemek inan ki yetti. Bundan sonra Karabasanların vay hâline. Bu olayla ilgilenirsiniz ilgilenmezsiniz pek umurumda da değil. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardığınız için size bu yazımı yazdım. Saygılarımla. YOK ET KARABASANI KURTARALIM HASAN'I Kâbus oldu geceler Hiç çıkmıyor heceler Soru üstüne soru Anlamsız bilmeceler Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Öbür adı Davara İnsanı sokar dara Göğsüme bastırıyor Kalpte açtırır yara Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hep üstüme çöküyor O kirini döküyor Beynimi yüreğimi Ciğerimi söküyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hastanede yatırdı İğnesini batırdı Feryatlar arasında Nefesimi bitirdi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Ses soluğum çıkmıyor Kimse bana bakmıyor Şaşırıp kalıyorum Canlar ışık yakmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bitirir sarar beni Ortadan yarar beni Rabbim üstümden defet Döndürüp karar beni Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Sanki bir karabulut Daim atar bana şut Bastırıyor durmadan Ne et kaldı ne de but Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Beni konuşturmuyor Canla danıştırmıyor Kemendi boyna attı Zorluğu aştırmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Boğazım düğüm düğüm Bulamadım bir çözüm Bu ne biçim sıkıntı Yüreğim atar güm güm Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bu ses Hasan'ın sesi Ha kaybettim nefesi Yok ederim Davara Tutsam sendeki fesi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir? Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı… Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim.24 senedir basının içindeyim.53 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 yılında doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup’tur. Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım.06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdim. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmeni oldum.14. 01,1981’de ilişkimi kestim. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 19.01.1982 de stajyerliğim kalktı.21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. Bu okulda 17.01.1983 tarihinde görevim sona erdi.15.12.1983 tarihinde Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim. 15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te bu okuldan ayrıldım. Eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar vazife yaptıktan sonra aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliğine geçtim. Birinci dönem çalıştıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'na Türkçe Öğretmenliği görevine yollandım. 15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. 31.07.2001 tarihinde görevim sonlandı.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda tekrar asil öğretmenliğe döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptım. 2005–2006 yılının Temmuz ayında emeklilik hakkını kazandım. Ben;1 Aralık 2000 senesinde, 44 yaşında, gördüğü gerçek rüya reklâm senaryosunu notere onaylatan ve bu tarihten sonra da rüyalarında reklâm senaryoları gören dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Reklâm senaryoları yazmayı sürdürdüm. 5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular. Coca Cola ve bazı büyük şirketler, benden dört beş sene sonra noter onaylı gerçek rüya reklâm senaryolarımın aynısını dünya ve Türkiye’deki ulusal kanalların reklâm kuşaklarında oynatmışlardır. Coca Cola’yı gerçek rüya reklâm senaryomun aynısını kopyaladığı için mahkemeye verdim. Samsun yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay’a itiraz ettik. Samsun Yerel Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay bozdu. Dava yakında Samsun’da tekrar başlayacaktır. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 tane şiirim bulunmaktadır. 50 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryomu RÜYALARIMI ÇALDILAR!..İsmiyle kitap haline dönüştüreceğim.Google’ye Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız, yüzlerce sayfamla karşılaşırsınız. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, şirket tanıtımlarınızı sergileyebilirsiniz. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım. ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM: (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR ANALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003) BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005) HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  7. Samsun a, AKP ve Yusuf Ziya Yılmaz Yakışmıyor!.. DETAYLI HABER VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/ ‘Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.’ 03.10.2009 Cumartesi günü, yukarıdaki başlıkla Başbakana seslendiğim bir haberimi ajans, gazete, televizyon ve bütün medyaya gönderdim. Ne yazık ki hiçbir basın tarafından haber değeri olarak görülmedi. Neler yazmışsam hepsi de gerçekleşti. Olaydan üç gün önce bir gazeteci bazı olayların meydana geleceğinin biliyorsa, Samsun’u idare eden yetkililer, bundan bihaberse, o masalarında oturmamaları gerekir. Bir hiç uğruna polis, şoförler ve vatandaşlar karşı karşıya getirilmiştir. Bunun sorumlusu AKP Samsun İl Yönetimi ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’dır. Aşağıdaki 03.10.2009’da yazdığım yan başlıkların önemlilerini tekrar bu bölüme aldım. Okuyunuz, Ne yazdığıma bakınız. ‘5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!.. BÜTÜN SAMSUN HALKI, ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!.. 5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!.. SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..’ AKS TV SAMSUN’UN GURURU!.. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ Sabahtan akşama kadar AKS TV’yi seyrettim. Bütün televizyonları teker teker dolaştım. Onlardan bu haber konusunda tek bir satır bile yoktu. Hepsi de akşamleyin uykularından uyandılar. Burası Diyarbakır olsaydı, televizyonların hepsi yediden yetmişe canlı yayına geçip, bizlere bölücü sözleri dinletirlerdi. Bu da basının içine düştüğü kötü durumu göstermektedir. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ Samsun gerçekten felç oldu. Hastalar helikopterlerle hastanelere yetiştirildi. Ölüm olayı yoktur. Bu çok sevindiricidir. Belediye Evlerinde beş vatandaş kalp krizi geçirdi. AKS TV GENEL YÖNETMENİ ŞAKİR GÜREL, DENGE GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ADNAN BAHADIR ile özel bir röportaj yaptı. ADNAN BAHADIR’ ın anlattıklarından önemli kısımları bu bölüme alıyorum. ‘Samsun Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME), önceden Valinin başkanlığında toplanıyordu. Sonradan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına dönüşmüştür. Burada Başkan Yusuf Ziya Yılmaz, ne derse o gerçekleşir. Yaşanan sorunların kaynağında, kentin iyi yönetilememesi vardır. Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşa şimdi sunulan çözüm, çözüm olmaktan öte eziyettir, zulümdür. Olayın ardında ticari getirim vardır. Terminal satın alınırken bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanamamaktadır. Metro bir ve iki liraya Bafra ve Çarşamba’ya yolcu taşıyacaktı. Gazetelere çarşaf çarşaf ilan verildi. Bunun üzerine Yılmaz, ben 29 Mart seçimlerine gireceğim. Beni o zamana kadar idare et. Seçimden sonra kararı muhakkak uygulayacağım’ demiştir. Benimde 3 Ekim tarihinde yazdığım bölümde ADNAN BAHADIR, Necmi Hatipoğlu ile aynı sözleri konuşmaktadır. İşte o bölümde söylenenler:’Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu, bakın ne demektedir. BİZE VERİLEN TAAHHÜT ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor’ dedi.’ SAMSUN KÂBUS YAŞIYOR!.. SAYGIDEĞER SAMSUNLULAR, Eylemden sonra Samsun’da olanları kısaca bilginize sunuyorum. Bu olaylardan sonra Valinin başkanlığında çeşitli toplantılar yapılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi, ilçelerden gelen dolmuşların şehir içine alınmaması kararında geri adım atmamıştır. Metroya verdiği sözü yerine getirmiştir. Belediye başkanı halkı aldatmıştır. Oy aldığı insanları hiçe saymıştır. Dolmuşçular ve vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak kararı protesto etmişlerdir. Alınan karara tepki göstererek, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın aleyhine tezahüratta bulunarak istifasını istemişlerdir. Herhangi bir olay çıkarmadan dağılmışlardır. Samsun Esnaf Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Metin Genççakır, "Bir adım bile geri atılmadı. Akşam verilen sözler maalesef yerine getirilmedi. Ketum davranıldı. İlçelerden gelen dolmuşların şehre girişi yasaklandı. Çeşitli alternatifler gösterildi ama esnafın ve halkın istediği oldu diyemeyiz. Güzergâhlar çizildi, bu güzergâhlar hep şehrin dışında. Batıdan gelen Atakum'u geçemeyecek, doğudan gelen Belediyeevleri' ni geçemeyecek demiştir. AK Parti İl Başkanı Adem Güney halkın yanında olmadığını göstermiştir. Yılmaz’a destek vermiştir. Mangalda kül bırakmayan AKP milletvekilleri ortalarda yoktur. Seçim zamanı yine o hor gördüğünüz insanların yanına gidip oy isteyeceksiniz. O zaman ne diyeceğinizi merak ediyorum. Nerede diğer siyasi parti başkanları? Odalar, sendikalar nerededir? Binlerin sesini duymayanlar naçar kalacaktır?İşin ilginç tarafı daha önce şoför esnafının yanında olduğu söylenen AKP İl Başkanı Adem Güney için iddialar ortalarda dolaşmaktadır. Özel Hastanesi için Yılmaz’a ihtiyacı olduğu iddiası vardır. Yılmaz’la birlikte basın toplantısına katılmıştır.‘Bu uygulamada taşımacı arkadaşlarımızın hayatına herhangi bir zorluk veren bir durum söz konusu değildir diyen Yılmaz doğru söylememektedir. Söylediği sözlere kendisi inanıyorsa, şoförlerin yolcu indirdiği yerde bunları söylesin. Buna asla cesaret edemez. Samsun esnafı siftah yapmamaktadır. Gücü tükenenler yavaş yavaş işyerlerini kapatmaktadırlar. Samsun milletvekilleri ortalarda yoktur. Hepsi toz duman olmuşlardır. Bakalım seçim zamanı olduğu zaman bu insanlara ne diyeceksiniz? Bu konularda yüzlerce sayfa yazı yazılabilir. AKP yapılacak milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde Samsun’da büyük hezimete uğrayacaktır. Garip gurabanın temsilcisiyiz diyenler, onları mahvetmiştir. Atalarımızın şu sözüyle yazıma son veriyorum.’Rüzgâr eken fırtına biçer.’ BURADAN AŞAĞISI ÖNCEKİ HABERLE İLGİLİDİR… Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!.. Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle. KONU İLE İLGİLİ YAZI VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/ GOOGLE’YE KOYARAK HABER VE RESİME ULAŞABİLİRSİNİZ. GOOGLE’YE AŞAĞIDAKİ YAZIYI KOYARAK HAYAT HİKÂYEMİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir? FACEBOOK’A HASAN SANCAK YAZARAK ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ. Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!.. SAYIN BAŞBAKAN! BAŞKAN YILMAZ’IN, SAMSUNLULARA YAPTIĞI EZİYETLERİ ENGELLE. SAMSUNLUYUM DİYORSANIZ, LÜTFEN OKUYUNUZ!.. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!.. Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın bütün il ve ilçedeki vatandaşlara yaşattığı zulmü ve halka uyguladıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyet ederek, Samsun ve Samsunlulara sahip çıkmasını istedi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’Şimdiye kadar böyle bir haberin yazılmadı. İlk defa çok farklı ve değişik bir haberimi kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Çünkü bu haber içinde çeşitli yazı ve haberler bulunmaktadır. Samsun’da 5 Ekim Pazartesi gününden itibaren çok kötü şeyler olabilir. Aldığım duyumlara göre Samsun’a yolcu taşıyan araçlara ceza kesildiği ve önceki yerlere gidişleri engellendiği zaman, ,araçlar bulundukları yerde bırakılacaktır. Bu da işi olan binlerce vatandaşımızın mağdur edilmesi demektir. Haberimi okuyan en yetkili kişilerin buna derhal çözüm bulması gerekir. Pazartesi sabahı olduğu zaman bu iş halledilmiş olması gerekir. Kötü durumların olmasını hiçbir Samsunlu istemez. Vatandaşlara yapılanlara insanım diyen tepkisini göstermesi gerekir. Çünkü burada Samsun söz konusudur. İlimizde şu anda büyük bir yangın çıkmıştır. Kimse bu yangını söndürememektedir. Bu yangını Başbakan’dan başkası söndüremez. Yangını çıkartan bellidir. Vatandaşlar galeyana gelmiştir. Halkın oyu ile belediye başkanlığı görevine gelenler, en büyük acıyı vatandaşlara yaşatmaktadırlar. Samsun adeta bir şatoya döndürülmek istenmektedir. İl ve ilçelerdeki vatandaşların seyahat etmeleri engellenmekte, hürriyetleri yok edilmektedir. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar dolayısıyla Samsun kan kaybetmektedir. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Kendi halkına acı çektiren bir yönetim olur mu? Bunu Samsun milletvekilleri, parti başkanları, oda ve sendikalar görmüyorlar mı? Samsun bu kadar sahipsiz mi? Geçim sıkıntısı ile çile çeken bütün Samsunlulara öl ve yok ol denmektedir. Merkezde oturanlar ilçe ve beldelere gidecekleri zaman 12 KM uzaklıktaki terminalden araçlara bineceklerdir. İlçelerden gelenlere gelme denmektedir. Samsun’a gelmek isteyenler gelmesinler mi? Böyle bir anlayış olur mu? İle gelmek isteyenler 2-3 araçla Samsun’a geleceklerdir. Bu hareketi 29 Mart seçimlerinden önce yapsaydınız? Ne yazık ki halkın ümitlerini çok çabuk söndürdünüz. Şimdi tekrar seçim yapmak isterseniz, bir deneyin bakalım! Ne kadar oy alacaksınız? Samsun’a insanlar ne için gelirler? En kısa tabiriyle bir işi olduğu için gelir. Yolcu taşıyan araçlar günlük olarak 5-10 bin insan taşımaktadırlar. Bunların Samsun ekonomisine ne kazandırdığını biliyor musunuz? ’YUSUF ZİYA YILMAZ-GENEL SEKRETERİ KENAN ŞARA YI MEZARDA DA AFFETMEM!..’ Asıl yazıma başlamadan önce sanalda onlarca forum sayfasına koyduğum iki tane yazımdan sizlere bahsetmek istiyorum. Birinci konu şudur. Samsun Fuar içinde, şu andaki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ ya derdimi anlatacağım sırada, Samsun AKP Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz; Bakan, milletvekilleri, yetkililer ve basının huzurunda, Hocam ben senin derdini biliyorum. Yarın gel seni iki saat dinleyeceğim demiştir. Söz verip, Alaçamlı Samsun Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara’ya hakaret ettirerek, onun makamından beni kovdurtmuştur. Bakan Nimet Çubukçu’ nun huzurunda söz veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yalan konuşmuştur. Sözünde durmamıştır. Buna Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Samsun Milletvekilleri, ulusal ve yerel basınımız da şahittir. Elimde konu ile ilgili olarak onlarca gazete haberi bulunmaktadır. Büyükşehir belediye Başkanı olan bir kişi böyle olmamalıdır. Bunun öbür dünyası vardır. Nimet Çubukçu’ nun yanında nasıl söz verdiyse, O’nun yanında tekrar özür dileyecektir. İkisi de benden önce vefat ederseler, bütün basına hakkımı helal etmiyorum diye haber göndereceğim. Bu olayın peşini bırakmam mümkün değildir. Hem bu dünyada, hem öbür dünyada hakkımı sonuna kadar arayacağım. Google’ye ’Yusuf Ziya Yılmaz-Genel Sekreteri Kenan Şara yı Mezarda da Affetmem!..’ Yazarsanız, onlarca bu konu ile ilgili forum sayfasına ulaşabilirsiniz. ALAÇAM BELEDİYESİ HALK OTOBÜSLERİ SAMSUN TIP FAKÜLTESİ’NE NİÇİN ÇIKAMIYOR? İkinci konu ise bu haberimle ilgilidir. İldeki en yetkili kişilerin aldığı bir kararla Alaçam Belediyesi Halk Otobüslerinin Samsun Tıp Fakültesi’ne çıkmama olayıdır. Bu olayı haber haline getirerek, on iki dörtlükle protesto ettim. Anlattığım bu iki olay, beni Samsun olaylarına daha çok dikkat etmemi sağladı. Halkın sıkıntı çektiği her olaya tepkimi sanalda koyacağım. ‘Alaçam Belediyesi Halk Otobüsleri Samsun Tıp Fakültesine Niçin Çıkamıyor?!..’Diye Google’ye yazarsanız,bu haberimi ve yazdığım şiirimi de okursunuz. Kıymetli Hemşerilerim, BÜTÜN SAMSUN HALKI, ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!.. Burada Samsun’da dönen dolaplar hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum. Sizlerden kapı kapı dolaşarak ve yalvararak oy isteyen kişiler tarafından aldatıldınız, kandırıldınız, yanıltıldınız. Bunların dedikleri gerçekleşirse, 5 Ekim 2009’dan sonra Bafra, Çarşamba, Havza, Vezirköprü, Alaçam… Buralara gittiğiniz zaman şehir içindeki minibüs ve taksilere binerek 11-12 Km uzaklıktaki Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ne gideceksiniz. İstediğiniz yere terminalden ulaşacaksınız. Bu gidiş dönüş 24 Km eder. Bunu da oy vererek başa getirdiğiniz en yetkili kişiler yapmaktadırlar. Bunlara en büyük tepkiniz yakında yapılacak olan milletvekili seçimleri olmalıdır. Size, hayatı zehir edenlere, siz de sandıkta cevap veriniz. Bu dünyanın güçlüler dünyası olmadığını onlara gösteriniz. Sizin ve çoluk çocuğunuzun cebinize göz dikenleri affetmeyiniz. BAFRALILAR, VEZİRKÖPRÜLÜLER, HAVZALILAR, ÇARŞAMBALILAR, ALAÇAMLILAR… YÜRÜYEREK GİTTİĞİNİZ YERELERE, PARA VEREREK, 12 KM UZAKLIĞA,2–3 ARAÇ DEĞİŞTİREREK GİDECEKSİNİZ. BUNUN FARKINDA MISINIZ? Sizi biraz gerilere getirip bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum. Önceden BAFRA, ÇARŞAMBA,HAVZA, ALAÇAM… Bu yerlere nasıl gittiğinizi bir hatırlayınız. Evden hazırlanarak çıkıyordunuz. Sadece yürüyordunuz. Büyük Caminin yanından yoldan geçen Çarşamba arabalarına biniyordunuz. Çarşamba’dan dönüşte araçlar sizi bir uçtan bir uca kadar taşıyorlardı. Şimdi ne olacağını biliyor musunuz? Çarşamba yönünden yolcu taşıyan araçlar Belediye Evlerinde yolcularını boşaltacaklardır. Terminale kadar sadece şoför araçla hareket edecektir. Belediye Evlerinde inen vatandaşlar 2-3 araçla gidecekleri yere gideceklerdir. Bu iş inanın sizi aşar. Bunun altından kalkamazsınız. Havza, Vezirköprü yönünden gelen araçlar Terminalde yolcularını indireceklerdir. Buradan da en az üç araç değiştirerek gidecekleri yere gideceklerdir. Bunu Müslüman’ı bırakınız. İmansız olan biri insanlara yapmaz. Bafra ve Alaçam diğer yerlere gitmek istediğiniz zaman yine yolun karşısına geçip, istediğiniz yere varıyordunuz. Bafra ve Alaçam’dan dönüşte ise araçlar sizi Cumhuriyet Meydanı’nda bırakıyordu. Şimdi hepsi hayal oldu. Sizlere oy verenleri düşünüyorum. İnsanın kendisine yaptığını başkası yapamazmış. 5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!.. ‘Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ İsminden de anlaşılacağı gibi şehirlerarası bir otobüs terminalidir. Büyük otobüslerin yolcu taşıdığı bir yerdir. Minibüs, taksi, kamyon, tır, traktör, taksi… Bu araçların bulunduğu yer değildir. O zaman ismini saydığım ya da saymadığım diğer araçları buradan kaldırsanız ne olur? Kaldıramazsınız. Her şey birbirine karışır. Böyle yapacaksınız diye bir mecburiyet yoktur. Birileri para kazanacak, bazıları vatandaşları inim inim inletecek! Buna kimsenin hakkı yoktur. Rey verecekler, bunların hesabını sizlerden muhakkak soracaktır. Bugün olmazsa bile, yarın o insanların yanına yine oy istemeye gideceksiniz. Gerçek bir belediyecilik yapacak olanlar insanlarını üzüntüye sokmaz. Bulunduğu yerlere insanları çekerek, siftah yapmayan esnafların can çekişmesini önler. Gidilen bu yol, yol değildir. İnsanların gittikleri yere gidiş dönüş 24 Km daha eklemesi ne demektir? Bunun farkında mısınız? Sizlerin özel araçları olabilir. Aileler, ekmekleri çöpten toplamaktadırlar. Yaptığınız uygulamalarla oy aldıklarınıza Çin İşkencesi uyguladığınızı görmüyor musunuz? Halka, bu kadar eziyet vermeye değer mi? DEĞERLİ SAMSUNLULAR!.. LÜTFEN SESSİZ KALMAYINIZ. SAMSUN YALNIZLAŞTIRILMAKTADIR. Önceleri, istediğiniz yerlere özgürce yolculuk yaptığınızı ve 5 Ekim’den sonra olacakları sizlere anlattım. Bu yolculuklar hem merkezde oturan vatandaşlarımızın, hem de ilçe, belde ve köylerde oturanların zararına olacaktır. Hem vakitleri, hem de fazladan paraları gidecektir. Birileri, birilerinin değirmenine su taşımaktadır. Olanlar da çile çeken insanlarımıza olmaktadır. SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!.. Şimdi Samsun’un milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yine milletvekilliği seçimi yaklaştı. Tekrar siz aday olacaksınız. Oy verecek olanlar bunun hesabını sizden muhakkak soracaktır. Bir yönetim düşünün. Oy aldığı insanları geliş gidiş 24 Km daha yolculuk yaptırarak, 5-6 lira daha fazla para verdirtsin. Sıkıntıya soksun. Milletvekilleri bu yazılanlara dikkat etmek zorundadır. Bu trajediyi derhal sona erdirmelidirler. Burası bir demir perde ülkesi değildir. İnsanlar istediği yere hür bir şekilde gitmelidirler. Gidiyorlar mı? Hayır gidemiyorlar! Niçin gidemiyorlar? Samsun’u yönetenler, merkezdeki insanlarla birlikte aynı acıyı, il dışındakilere de yaşatıyorlar. Samsun Bağ- Kur yanından kalkan minibüsler Azerbaycan’ı işgal eden Ermenilerin Azeri vatandaşlara yaşattığı eziyet gibidir. Kaçkınlara benziyorlar. Bütün yağan yağmurlar üzerlerinden geçti. Sandalye atıp oturacakları bir yerleri bile yoktur.Yetkililer bunu biliyorlar mı? Biliyorlar da, bilmezlikten mi geliyorlar? Çünkü kapalı kapılar ardında bazılarına söz verilmiştir. Vatandaşlarımız, yapılanları yakından bilmektedir.Al gülümler ya da ver gülümler artık sona ermelidir.Samsun’u yönetenler,halkın feryadına dikkat etmeleri gerekir.Etmedikleri ortadadır.İstenseydi bu terminal Samsun’un tam orta yerine yapılırdı.Vatandaşların diğer yerlere gideceği duraklar belli edilirdi.Binlerce kişi Samsun’dan uzaklaştırılmazdı. Esnafların can çekişmesinin önüne geçilirdi. Daha önce nasıl olayların ateşlendiğini görmemezlikten gelemezsiniz. Belediyecilik halkı canından bezdirmek değildir. AŞAĞIDA HABER GAZETESİ’NİN İKİ TANE, ARENA GAZETESİ’NİN BİR TANE KONU İLE İLGİLİ OLARAK HABERLERİNİ BİLGİNİZE SUNUYORUM. LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ. TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ. www.habergazetesi.com.tr/ 29.09.2009 MİNİBÜSLER OTOGARA Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda toplanan UKOME, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarına 5 Ekim tarihinden itibaren yeni otogara giriş yapma mecburiyeti getirdi Ulaşım Koordinasyon Merkezi(UKOME), Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. Büyükşehir Belediyesi´nde yapılan toplantıda 13 madde görüşülerek karara bağlandı. UKOME üyeleri toplantıda özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergâhlar ve toplanma yerlerini görüştü. Toplantıda, Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçları, şehir içine girmeden çevre yolu üzerinden, Sinop istikametindeki araçlar Ankara yolu üzerinden ve Ankara yönünden gelen araçlar ise şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacaklar. UKOME´nin aldığı karar 5 Ekim tarihi itibariyle uygulanmaya konulacak. Başkan Yılmaz ile görüştüler Öte yandan Samsun ve ilçelerine bağlı köylerin muhtarları, muhtarlar derneği başkanları, ilçe minibüs dernek başkanları konuyla ilgili bilgi almak için Büyükşehir Belediyesi´ne geldi. Muhtarlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz´la görüşerek sıkıntılarını dile getirdi. Basına kapalı toplantı sonunda açıklamada bulunan Kavak Atayurt Köyü Muhtarı ve Kavak Şoförler Odası Başkan Yardımcısı Şerif Ayranca, "Başkanımızın açıklamaları bizi tatmin etti. Ama yine de alınan kararla ilgili endişelerimiz var. Görüşmeler devam edecek. İnşallah sıkıntılarımız giderilir" dedi. BİOİAŞ İŞTİRAKI Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali´nin işletmesini, yapılan ihalede KDV´siyle birlikte yaklaşık 28 milyon liraya en iyi teklifi veren Büyük İstanbul İşletmeleri A.Ş.(BİOİAŞ) almıştı. Terminal, 24 Temmuz 2006 tarihinde BİOİAŞ´ın iştirakine katılmıştı. MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR!.. www.habergazetesi.com.tr/ 01.10.2009 Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüs dernek başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin ilçe minibüslerinin yeni otogarda toplanmaları yönünde aldıkları kararı kabul etmeyeceklerini belirttiler. Samsun´da faaliyet gösteren 13 ilçenin minibüs dernek başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)´nin ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim´den itibaren şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne girmeleri yönünde aldığı karara tepki gösterdi. Kararı kabul etmiyoruz Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüsçülerin Dernek Başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin kararını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Bafra Minibüsçüler Dernek Başkanı Savaş Özcan, bu konuda Valiliğe dilekçe verdiklerini de hatırlatarak, "Vali yardımcımız, dilekçeyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na ileteceğini ifade etti. Daha sonra ise Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşüldü. Muhtarlarımız, Büyükşehir Belediye Başkanımızdan kararın durdurulmasını istedi. Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz da, "Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler. Ben, onlara otogardan fazla para aldırtmayacağım. Bu konuda sizlere yardımcı olacağım" demiştir" dedi. Toplantı yapılacak Muhtarların ise, konu hakkında ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin başkanları ve kooperatif ve dernek başkanlarıyla görüşülmeden uygulama yapılmamasını talep ettiklerini dile getiren Savaş Özcan, "Bunun üzerine Yusuf Ziya Yılmaz ise uygulamanın başlayacağı tarihe kadar toplantı yapılmasını kabul etmiştir" dedi. Halkımız adına karşıyız Çarşamba Minibüsçüler Dernek Başkanı Nevzat Şahin ise, otogara gitme niyetinde olmadıklarını söyledi. Her zaman halkın yanında olduklarını, bundan sonra da yanında olacaklarını ifade eden Şahin, "Bu karara, halkımız adına karşıyız. Samsun´un evlatları olarak bu kararı uygulatmaya hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek. Böyle bir anlaşma olmayacaktır. Böylesi önemli bir konuda her kesimin de desteğini bekliyoruz" diye konuştu. "OTOGARA GİTMİYORUZ" www.gazetearena.com 01.10.2009 16:14 Samsun İlçe Minibüs Dernek Başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin aldığı karara karşı çıkarak "Biz anlaşmadık. Onlar bu yönde karar aldı. Otogara gitmiyoruz" dediler. "Basın Taraflı Davranmıştır" Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin geçtiğimiz gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. 13 maddenin karara bağlandığı toplantıda UKOME üyeleri özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergahlar ve toplanma yerlerini görüştü. Sinop istikametindeki ilçelerden gelen araçların Ankara yolu üzerinden ve Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının çevre yolu üzerinden, şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacakları konusunda karar alındı. Bu kararı hiçbir şekilde benimsemediklerini ve hiçbir konuda anlaşmadıklarını belirten İlçe Minibüs Dernek Başkanları "UKOME' de görüşülen kararlar bunlardır. Biz hiçbir konuda anlaşmaya varmadık. Bazı yerel gazetelerin Anlaşıldı şeklinde başlık atmasını yöneticiler olarak kınıyoruz. Basın her zaman halktan yana olması gerekirken bu konuda taraflı davranmıştır. İlçe Minibüs Dernek Başkanları olarak yasal hakkımızı hukuki yollardan arayacağız" şeklinde konuştular. "Vatandaş Mağdur Olacak" Bafra Minibüsçüler Derneği Başkan'ı Savaş Özcan "Bizler otogara gitmek niyetinde asla değiliz. Biz her zaman halkımızın yanında olduk, bundan sonrada olacağız. Böyle bir karara halkımızın mağduriyeti sebebiyle karşıyız" dedi. Günde ortalama 10.000 kişinin ilçelerden Samsun'a geldiklerini dile getiren Özcan "Burada 10.000 insanın mağduriyeti var. Biz Samsun'un evlatlarıyız ve bu kararı hiçbir kimsenin uygulatmaya gücü yetmeyecektir. Bunu üstüne basa basa söylüyoruz. Bu konuyu siz Samsun halkımız, esnaflarımız ve Sivil Toplum Örgütleri'nin bir bütün olarak vereceği tepkiyle çözeceğiz" şeklinde konutu. Ben yaparım zihniyetinin kaldırılması gerektiğini savunan Başkanlar, destek istedi. Özgür Halepoğlu HABER GAZETESİ’NE BU HABER YAKIŞMADI!.. Yukarıda Samsun’daki HABER GAZETESİ’ nin iki gün arayla yayınladığı farklı iki haberi ve ARENA GAZETESİ’ nin objektif haberini sizlerin de bilgisine sunuyorum. HABER GAZETESİ Birinci haberinde TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ diye manşetten haber yazmaktadır. İkinci haber ise MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR. Başlığını atmış. Bu bir çelişkidir. Bunu gazetemizin en yetkilisine duyurmuş oluyorum. Adeta sıkıntıyı hep birlikte çekecek olan Samsunlu bütün vatandaşlarımıza ve şoförlere buraya gitmek için direnmeyin denmektedir. Gazete halkın hakkını arar. Önce haberi yaptığı zaman karşısında olan vatandaşların da aynı gün haberini manşetten atar. Taraflar dendiği zaman birbirinin zıddı olan insanlar akla gelir. İki gün sonra tarafların biri böyle bir anlaşma olmadığını söylemiştir. Ben, buradaki çelişkiyi vatandaşlarımızın da bilgisine sunuyorum. Basın, haberi yazarken birilerini memnun etmemelidir. Olayı olduğu gibi haber yapmalıdır. Bu köşe yazısı ise farklı düşünceler olabilir… BELEDİYE BAŞKANININ KONUŞMALARI ÇELİŞKİLİDİR. Haber Gazetesi’nin 01.10.2009’daki haberinde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın söyledikleri ile, birinci haberde Onun başkanlığında alınan kararlar tamamen çelişkilidir. (Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler.)Hâlbuki yapılan toplantının Onun başkanlığında yapıldığı haber olarak yazılmıştır. Metro Turizm Yatırımlar Grubu Genel Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu, bakın ne demektedir. BİZE VERİLEN TAAHHÜT ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor" dedi.’ AKS TV HALKIN YANINDA!.. ELEKTİRİĞİ KESENLERİ PROTESTO EDİYORUM!.. 02.10.2009 Cuma akşamı Samsun’umuzun güçlü sesi AKS TV’NİN saat 19.00’da başlayan ve üç saat süren özel programın kalbim sızlayarak seyrettim. Düşünün bir belediye halka haber vermekten başka bir derdi olmayan ulusal bir kanalımızın canlı yayının elektriğini keserek engellesin.29M art yerel seçimlerinde senin haberlerini yapıp kamuoyuna duyuran bir kanalın yayınını nasıl engellersiniz?Vah benim Samsun basınım!Şu anda yer yerinden oynaması gerekirdi.Siz,ne yapıyorsunuz?Susmayı tercih ediyorsunuz?Kızarlar mı diyorsunuz?Eğer böyle düşünüyorsanız,asla basın mensubu olamazsınız.Peki,AKS TV’yi susturabildiniz mi?Vatandaşlar yine canlı yayınına devam etti.Elektriği nereden mi buldular?Oraya toplanan bin kişinin enerjisi elektrik oldu.Bu şekilde yayına devam ettiler.Şöyle düşündüm.En az oraya toplanan insanların yüzde otuz beşi size oy verdi.Yani sizleri makam sahibi yaptı.Sizi makam sahibi yapanlara ne yaptığınızı görmüyor musunuz? Söylenen sözleri duydunuz mu? Samsunlu bir vatandaş olarak bir belediye başkanının bu şekilde yerilmesinden üzüntü duydum. Ben, söylenen bazı sözlerin küçük bir bölümünü kaleme aldım. Duymak istemeyenler belki okurlar! ‘Doğudaki vatandaşlara her türlü kolaylık gösteriliyor. Bizde mi isyan edelim?(Ankara bu seslenişi duymalıdır.)Bizler nerenin ilçeleriyiz? Bu halkın meselesidir. Bunun dinlenmesi gerekir. Benim sekiz çocuğum vardır. Hayatımızla oynayanların hayatlarıyla oynarız…’ Burada toplananlar, kimsenin zoru ile buraya getirilmediler. Başbakan ve milletvekilleri bu feryatları duymalıdırlar’ dedi. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  8. "Coca Cola İç, İsrail'e Destek Çık" HABERVAKTİM Gazze'de yüzlerce Filistinliyi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. 01 Ocak 2009 Perşembe 01:09 İçerdiği maddeleri tepkilere rağmen ısrarla gizli tutan Coca Cola'nın İsrail'in en büyük destekçilerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Gazze'de yüzlerce Filistinli'yi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. İçerisinde türlü maddeler bulunan Coca Cola'yı her içtiğinizde, aynı zamanda İsrail ordusuna bomba teminatı sağlıyorsunuz. Coca Cola'nın yaptığı reklâmlardan birinde aynen şöyle deniliyor: Coca Cola iç, İsrail'i destekle. Amerikan ürünlerini destekleyerek, İsrail'e destek verin' Belçika'da, Sağlık Bakanlığı'nın bu ürünü içenlerde ciddi zehirlenmeler görüldüğünü ve bu içeceğin içerdiği maddeler nedeniyle alyuvarların eridiğini, dolayısıyla kansızlık meydana geldiğini bildirdiği Coca Cola, elde ettiği karının yüzde 50'sini de İsrail ordusuna aktarıyor. Hindistan'ın geçtiğimiz yıl tamamen yasakladığı, Letonya'da ise okullardaki satışını tamamen, dışarıda ise çocuklara satışını yasakladığı Coca Cola firması, Filistin topraklarında katliam yapan İsrail'in de en büyük destekçisi. EN FAZLA TÜKETENLER MÜSLÜMAN ÜLKELER Yahudilerin yaşadığı alanlarda yaptığı reklamlarda, Coca Cola içenlerin aynı zamanda İsrail'e destek verdiği mesajı veren firma, elde ettiği karının büyük bir bölümünü ise Müslümanlardan karşılıyor. Yapılan araştırmalara göre Coca Cola içenlerin büyük bir bölümünü Müslüman ülkeler teşkil ediyor. Yani Müslüman ülkeler kendi elleriyle İsrail'e uçak, bomba, tank ve tüfek sevkiyatı gerçekleştiriyor.
  9. Dersim Konferansına Şair İsyanı!.. BEYİNLERİ VE RUHLARI BAŞKALARINDAN EMİR ALMAYA ALIŞIK OLANLAR, KESİNLİKLE BASIN MENSUBU OLAMAZLAR. HABER YAPMAK: HÜR, BAĞIMSIZ, ONURLU, YÜREĞİ YETEN,KALEMİNİ, RUHUNU, BEDENİNİ, DÜŞÜNCESİNİ SATMAYAN, PARANIN KÖLESİ OLMAYAN YÜREKLİ İNSANLARIN İŞİDİR.SİZ DE BÖYLE BİR BASIN MENSUBU İSENİZ,SESİME SES VERİNİZ.. HASAN SANCAK Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak Avrupa Parlamentosu'nun himayesinde gerçekleştirilen Dersim soykırımı isimli konferansta konuşan DTP Milletvekillerini, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil’i ve teröristlere destek veren parlamento üyelerini protesto etti. Yazmış olduğu on sekiz dörtlüklü ‘ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE’ nakaratlı şiirle tepkisini dile getirdi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak’: Emperyalizmle savaşarak kurulan Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret yağdırma toplantısına dönüşen konferansta PKK, Ermenilerin ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin birliği, beraberliği kardeşliği bir sefer daha görülmüş ve tescillenmiştir. Homoseksüelliğe teşvik eden PKK, her gün alçakça ve kahpece Mehmetçikleri, polisleri, korucuları, Doğu ve diğer bölgeler ayırımı gözetmeden bütün insanlarımızı yok etmektedir. Bombaları ve mayınları patlatan, binlerce insanımızın ölümünden sorumlu olan Ermeni bozmaları PKK ve sicilli yandaşları, akıttıkları kanlarda boğulacaklardır. Bu vatan Atatürk ve şehitlerden bizlere emanettir. Dün yurda girenler kazma ve küreklerle nasıl memleketimizden atıldıysalar, PKK hainleri ve onların sicilli yandaşları da gereken cezayı göreceklerdir. Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını teneffüs edip ihanet edenler tarihin her döneminde sivri kazıklara oturtulmuştur. Meydan artık boş değildir. Bundan sonra herkes bunu böyle bilsin. Artık iki güç vardır. Ya yutanların ya da ayakta tutanların yanında olmak zorundasınız ABD, AB ve İsrail’in kucağına oturan bir bölücü örgüt terör estirmektedir. Otuz binden fazla insanımız toprağın kara bağrına düşmüştür. Sakat kalan binlerce insanımız vardır. Milyarlarca liralık maddi zarar vardır. Bu bir soykırım değil midir? Bu konuşmacılardan biri olan Profesör sıfatlı Ronald Mönch yapmıştır. 1930 yılında Tunceli’de yaşananları insanlık suçu olduğunu savunan Mönc denen alçak Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." Söylemiştir. Yetkililer nerededir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Atatürk ve Silah Arkadaşlarına hakaret ediliyor. Kimseden ses çıkmıyor. Yazıklar olsun diyorum. Bana göre bu en büyük saygısızlıktır. Türkiye’de yer yerinden oynaması gerekirdi. Hep birlikte horlayarak uyuyoruz. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmiştir. Bu bir milletvekili değil midir? Milletvekili olduktan sonra Meclis’te nasıl yemin etmiştir? Maaşını hangi devletten almaktadır? Tekrar niçin Türkiye’ye gelmektedir? Şerefsizlik gördük. Bu kadarını da hiç görmedik! Soykırım yapılmıştır diyen mahlûk bir de milletvekilidir. Başka bir memlekette olsaydı, bunlar köpekten daha aşağı muamele görürlerdi. Dünyada kendi vatanına ihanet eden milletvekilleri ya da belediye başkanları var mıdır? Bir halka soykırım yapılmışsa, o millet onu nasıl milletvekili seçti? Dünyanın hangi ülkesinde bölücü ve yıkıcı olup, milletvekili ve belediye başkanı olan vardır? Bu konu ile ilgili onlarca soru sorulabilir. Şerafettin Halis Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için birlikte olduğu Ermenilerle askerlerimizi karıştırmaktadır. Hafıza kaybı olduğu görülmektedir. Şimdi tarihten bir konuyu burada okuyucuların dikkatine sunuyorum. Aşağıda anlatılan konuyu bir PKK lı kitabında yazmaktadır. Yazılanlar gerçektir. Şimdi o PKK lılarla, Ermeniler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için kucak kucağa oturmaktadırlar. Birlikte konferanslar düzenlemektedirler. Bunu vatandaşlarımız iyice okumalıdırlar. Bu konu devletin resmi tezleriyle de çelişmektedir. Yani devletimiz böyle bir olayın olmadığını söylemektedir. Bunu söyleyen bir PKK lıdır. Kürt vatandaşlarımız PKK nın kendileri için ne olduğuna iyi kara vermelidirler. Bu alçaklık ve kahpelik PKK lıların alınlarına kara bir leke olarak yapışacaktır. Kitap yazarı Ermenileri, Kürtlerin kestiğini söylemektedir. Bu vatandaşlarımızın büyük tepkisini çekmiştir. İddialar vahimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatan sevdalısı emekli bir öğretmeni olarak, ben de PKK ve yandaşlarını protesto ediyorum. Aşağıdaki paragrafları dikkatlice okumanızı rica ediyorum. Bu konuya ayrılıkçı Kürtlerin gözüyle bakan, HADEP ve DEHAP gibi PKK bağlantılı partilerde çalışmış bulunan Kemal Süphandağ’ın, 'Büyük Osmanlı Entrikası Hamidiye Alayları' adlı kitabında yer almaktadır. Bakın neler söylemektedir! Önce kitabın arka kapağında yazılanlarını iyice okuyunuz. Yazar ne yazarsa yazsın, kendi yazdıkları gerçektir. Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemektedir. Arka kapaktaki yazıları dikkatle okuyanlar bunu göreceklerdir. Anlatılanlar PKK lılar tarafından bir konferans yapıldığı ve konferansta DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmesi dolayısıyla yalanlarını ortaya çıkarmak, PKK lıların Kürt vatandaşlarımız hakkında ne yazdıklarını gözler önüne sermek için anlatılmıştır. Yazı okunduğu zaman Kürt vatandaşlarımıza cahil diyen Ermenileri kesti diyenlerin bölücü ve yıkıcı olan PKK lıların bir numaralı adamı olduğu görülecektir. (Kitabın Arka Kapak Yazısı ) (...) Bitlis Vilayeti dâhilinde Siirt ve Muş sancaklarında valilik vekâletinde bulunduğum 8 sene zarfında çoğunluğu Kürtlerden ibaret bulunan Müslüman ahaliyle, Ermeni ahalisinin hal ve fikirlerine o sırada elde ettiğim bilgi ve malumatlar sayesinde önemli ölçüde vakıf oldum. Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle, genel hatlarıyla arz ve mevkilerini gösterir vilayetlerin bir parça haritasını çizip takdime cüret eyledim. Adı geçen vilayetlerin mevcut olan genel teftişlerinden ve yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, ahalinin üçte ikisi Müslüman ve üçte biri Hıristiyan görülüyor ise de, bu oran kâtiplerin Müslüman olmaları nedeniyle nüfusun doğru yazılmamasından kaynaklanmaktadır. Hali hazırda nüfusun yüzde sekseni Müslüman ancak yüzde yirmisi Ermeniyie, başka milletlerin cemaatlerinden ibaret olduğu görülecektir ki; mutlak çoğunluk İslam'dadır. Kürtlerin umumiyetiyle secaetli, cesur, askerlikte meşhur, silahşor ve hilafet makamının mukaddes makam olduğuna gayet sadık oldukları muhakkaktır. Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da, aralarında ki mücadelenin bertaraf edilmesi, aşiret reislerinin ve aşiret bireylerinin tehdit edilmesi ve kontrol altında tutulmalarıyla mümkün olduğu Reşkotan, Sasoni ve Hesenanlı gibi meşhur aşiretlerin padişah hazretlerinin sayesinde emir ve ıslahatına kolaylıkla vaki olan âcizane çabalarımın tecrübesiyle ispatlanmıştır. Ve bu da; Kürtler ve aşiretlerin sadakat ve ıslahat emirlerine bağlılıklarının derecesine hakikat ölçüsü olmuştur. Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, birlikteliklerinin sağlanması halinde, Ermeniler tarafından meydana getirilecek bozgunculuğun zemin bulamayacağı görülecektir. Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri ve edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır.(...) BU YAZI ANTOLOJİ COM’DAN ALINMIŞTIR. ARKA KAPAK YAZISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜM… Lütfen yukarıdaki yazarın kapak yazısını okuduktan sonra benim yazımla karşılaştırınız. Dikkatlice okuyunuz. Yazar bu kapak yazısında Ermenilerle dost olduğunu söylemektedir. (Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle,..)Ermenilerle Kürt vatandaşlarımız hiçbir zaman dost olamazlar.Ermenilerle PKK denen iblisler dostturlar.Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için anlaşma yapmışlardır.Yazar buradaki sözüyle PKK yı söylemektedir. (Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da…) Burada da birbirlerine saldırmalarını cahilliğe bağlamaktadır. Kürt ve Ermenilerin cahillikleri sebebiyle birbirlerine saldırdıklarını açıklamaktadır. Kürt vatandaşlarımız cahil olamazlar. Bu PKK lılar için geçerlidir. Cahil oldukları için vatana ihanet etmektedirler. Diğer bölümlerde de Kürtlerle Ermenilerin birbirlerini öldürmelerini, Osmanlı Devletinin bir oyunu olduğunu söylemektedir.(Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle…)Burada da bölücülük yapmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki Kürt vatandaşlarımızı bir millet olarak nitelendirmektedir. Kürtlerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul eden yazar (Kürtlerin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, Ermeniler tarafından kendilerine yapılacak bozgunculuğun zemin bulamayacağını ve Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri, edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır)demektedir. Bakın kitabın arka kapağında bunları söyleyen yazar Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’ a verdiği cevapta ne demektedir? Akşam Gazetesi yazarı Rıza Zelyut’ a cevap Dem: 03.09.2007 Sehet: 23:13 (…Oysa tamamı Osmanlı arşiv belgelerinden oluşan kitabım bir bütün olarak ele alındığında ve incelendiğinde Ermenileri Kürtler kesti gibi bir sonuca asla ulaşılamaz. Çünkü bu iddia yalan bir iddiadır.)Burada yazılanlarla kitabın arka kapağında yazılanlar birbirleriyle tamamen farklıdır. Yalan söyleyen birisi varsa, bu da yazarın kendisidir. Yazıları okuyanlar muhakkak benim söylediğimi söyleyeceklerdir. Kitabın arka kapağındaki yazıda bir tehdit vardır. Yine uslu durmazsanız,( Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır) sözlerini söylemektedir. Yani yazar Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemekte, kendileri hakkında bir şeyler yaptıkları zaman yine kendilerine aynı şekilde cevap vereceklerini üstüne basa basa açıklamaktadır. Kitaplardaki bu bölümler en önemli cümlelerdir. Kitabın ana düşüncesini kapsar. Bakın yazar yine kendi kitabında Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in kurmuş olduğu 100 ün üzerinde alayla bilgi verdikten sonra bu alaydaki Kürtlerin Ermenilere yaptığını nasıl görmektedir. Bu süreçte 1890'larda başlatılmıştır. Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit, 1891'den itibaren Doğu Anadolu'daki Kürt aşiretlerinden 100'ün üzerinde alay oluşturmuş; bu alaylar da bölgedeki Ermenilere karşı kanlı saldırılar düzenlemişlerdir. Ermenileri katletme yolunda ilk eyleme geçenler Türkler değil Kürtler olmuştur. DTP lideri Ahmet Türk'ün dedesi Kanco, 'Hamidiye Alayları' denilen bu birliklerde yer almıştı. Bir yandan Rusya, bir yandan İngiltere, Ermeni toplumunu Osmanlı Devleti içinde ayrı bir devlet kurmaya teşvik ediyordu. Hamidiye Alayları kurulunca, resmi nitelik kazanan Kürt silahlı güçleri; astığı astık kestiği kestik oldular. Ermenilerden çetelerin çıkmasını fırsat bilen aşiret reisleri; emirlerindeki bu silahlı güçleri bir çete gibi kullanıp acımasızca kan döktüler. Ermeni katliamı diye nitelendirilen eylemler böyle başlamıştır. Büyük dedesi de Hamidiye Alayı Kumandanı olan Kemal Süphandağ, Kürtlerin bu Ermeni katliamını tespit etmiş ve şunları yazmıştır: 'Neredeyse tüm Sünni Kürt aşiretleri teşkilatta yer almışlardır. “Yazarken bile insanı dehşete düşüren tam bir vahşet sürecidir bu süreç. Yüzyıllarca sorunsuz bir şeklide birlikte yaşayan Kürtlerle Ermeniler bu teşkilatın oluşturulmasıyla birbirlerine düşürülmüştür. Teşkilatta yer alan aşiret reisleri ile mensuplarına büyük imkânlar ve imtiyazlar sağlayan bu oluşum, diğer inanç grupları ve halklar için tam anlamıyla bir zulüm mekanizmasına dönüşmüştür. Özellikle bu Teşkilatın asıl hedefi olan Ermenilere yapılanlar, daha doğrusu yaptırılanlar tüyler ürperticidir.” (Sayfa: 10)' (Rıza Zelyut devam ediyor ve kendisi gibi, tarihi, kafasındaki şablona ve senaryoya göre yazan bir sözde tarihçiden de tarihi gerçeklerden soyut bir alıntı yaparak Osmanlının Ermenileri yok etme amacını masumlaştırma çabasına giriyor…) Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’a verdiği cevapta kendi yazdıklarını unutup bu durumdan Osmanlı Devleti’ni sorumlu tutmaktadır. Bir bakıma Kürtlerin kullanıldıklarını söylemekte ve suçu Osmanlı Devletinin üzerine yüklemektedir. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yazarın anlattıklarına katılmamaktadırlar. Bu sadece PKK ve yandaşları için geçerlidir. Tarih boyunca milletine ihanet edenlerin sadece ismi değişmiştir. Bugün ihanet edense PKK örgütü ve yandaşlarıdır. Bunlar daima yediği kaba pislemişlerdir. Bu bölümde Alevi vatandaşlarımıza… Ezidi (Yezidi), Alevi, Şii ve Dürzîler müracaatlarına rağmen kabul edilmemişlerdir. (Sayfa: 71)' Alevi aşiretleri, silahlanarak bu saldırılara direnmeye çalıştılar. Vartolu dedelerden olan Mehmet Şerif Fırat; bu alayların kendilerine yaptıkları zulmü acı acı anlatmaktadır (Bak: Doğu İlleri ve Varto Tarihi). Bu katliamlardan birisinde yaşanan trajediyi, Vartolu Alevilerden CHP eski Milletvekili Tekin İleri Dikmen, yazar Şakir Keçeli'ye şöyle anlatmış: 'Hamidiciler; bizim atalarımızı kuşatmışlar; silahlı çatışma başlamış. Bizimkiler, bir yarma hareketiyle canlarını kurtarmak istiyorlar. Fakat yanlarında bir kadın var; o dağ başlarında kendilerine engel olacak. Obada da bırakamıyorlar. Bıraksalar, gelen alay çapulcuları kadına tecavüz edecekler. Bu açmazdan kurtulmak için kadın, 'Beni onlara bırakmayın, öldürün; siz de canınızı kurtarın!' der. Ve öyle de yaparlar.' Alevi vatandaşlarımızda buna büyük tepki göstermişlerdir. Konu ile ilgili yazarın kaleme aldığı başka konular da vardır. Bunu tarihçilere ve uzman kişilere bırakmamız gerekir. Her Türk vatandaşı Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için ABD, AB ve İsrail’in uygulamış olduğu vatanımızı bölme ve parçalamaya karşı uyanık olmalıdır. Beş parmağın güzelliği gibi farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeliyiz. Bir vatan, bir bayrak, bir millet olduğunu bilmeliyiz. Bizim okuduklarımıza ve yazılanlara göre 1915 yıllarında da Ermeniler, Kürt vatandaşlarımıza akla gelmeyen zulümler ve işkenceler yapmışlardır. Bebeklerin, çocukların, kadınların kalp ve beyinlerini parçalamışlardır. Fakat PKK lı bir yazar ilk defa Kürtlerin Ermenileri kestiğini yazmaktadır. Kürt vatandaşlarımız her şeyden önce Müslüman’dır. PKK ise dinsiz bir örgüttür. PKK lılar Kürt vatandaşlarımızın düşmanıdırlar. Çünkü bebek, çocuk, korucularımız ve vatandaşlarımızdan binlercesini bombalarla, mayınlarla ve otomatik silahlarla katletmiştir. Türkiye’de meydana gelen her olay dış kaynaklıdır. Bunlar tarihin her döneminde kendilerine yardım edecek ajan ve hainleri para karşılığı kandırmışlardır. Tarih süreci içinde bunları Batılılar, Yunanlılar, Ruslar ve Ermeniler kullanmışlardır. Günümüzde de onların oyuncağı PKK kahpeleriyle destekçileridir. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, dediği Dersim isyanında da durum böyle olmuştur. Devleti en çok meşgul eden isyanlardan birisi de 1937 Dersim olayıdır. Bu isyanın yeraltı faaliyetleri ile geçen bir hazırlık dönemi vardır. İsyan döneminde devlet Hatay meselesi ile uğraşıyordu. Fransa’nın Türkiye’de uygulamaya çalıştığı esrarengiz plânların amacı ise Türkiye’yi Hatay’dan vazgeçirmekti. Bölgenin böylece patlamaya hazır bir bomba haline getirilmesi karşısında devletimiz o bölgede bir dördüncü genel müfettişlik kurmuş ve başına da General Abdullah Alpdoğan’ı getirmiştir. İsyan 7 Ağustos 1938’e kadar bir buçuk yıl sürmüştür. Katılan asi kuvvetler 4000 kişidir; liderleri Seyyit Rıza’dır. Atatürk 1938 yılında, Meclis’i açış nutkunda bölgede silâhlı kuvvetlerin manevralar yapacaklarını bildirmiş ve neticede isyan ağır zararlar vererek sonuçlandırılmıştır. Bunu şu anda dillendirenler de düşmanların kul ve kölesi olan, memleketimizi bölüp parçalamak isteyen vatan hainleridir. Aşağıdaki uzun şiirim ‘Mustafa Kemal = O dur’ şiir kitabına koyulacaktır. Bu şiir kitabım 180 -200 sayfa arasındadır. Şiir kitabımdaki şiirlerin hepsi Atatürk şiirleridir. . Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Diğer Atatürk şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler. http://odurataturksiirleri.blogcu.com Üç tanesi çıkan 50 şiir kitabım, 5000 şiirim ile birlikte, 50 tanesi noter onaylı 400 tane de alternatif reklâm senaryom bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Bir şiiri kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Şiir kitaplarıma maddi destek olmak isteyen herkes bana telefon ya da E-Mail yoluyla ulaşabilir. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır.’Şeklinde konuştu. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur. ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE Uyan Türkiye uyan-var mı sesimi duyan Şerefsizlik yapılır-görülür ayan beyan Hem yurdumda yaşarlar-alırlar maaşları Kahpeler akıtıyor-gözlerdeki yaşları Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Milletin vergileri-bol harca yap ihanet Mahlûklar konuştukça-acı duyar cemiyet Nedir bu maskaralık-kazığa oturtsana Beslemeler kıyıyor-görün daim insana Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Kim verir cesareti-indirsene balyozu Ülkeme sakın gömme-burda kalmasın tozu Avrupa’nın kıçını-yalıyorlar durmadan Milletim uyumayın-saatleri kurmadan Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Kim ihanet ettiyse-çekecek cezasını Dün bugün ile yarın-görecek ezasını ABD ve İSRAİL-Batının kucağına Oturursan **** doğar-bir bak sol ve sağına Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Yine hep anırdılar-eşekler ya da sıpa Öyle konuşuyorlar-gelmezler ipe sapa Yanlarında AB var-ihaneti kusarlar 30 bin insan öldü-hem öldürüp keserler Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Yurtta ölenler kimden-kahpece vuranlar ne Çoğu homoseksüel-dağlarda gezer ..ne Bırakın konuşmayı-sinirler geriliyor Her gün vatanımızda-şehitler veriliyor Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke İhanetin büyüğü-Mecliste demeçlerde Bir yetkili yok mudur-yol keserler her yerde Sabır taşı çatladı-gına gelmiştir gına Devamlı ağlamakta-bebek çocuk ve ana Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Nerede var soykırım- bize çok yakın Irak ABD besler puştu-mevsimler geçer kurak Orada ölenlere-niçin bir şey demezsin Asıl soykırım orda-cırtlak çıkıyor sesin Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Eline silah alıp- iste devleti yıkmak Gül mü uzatılacak-silkelen ayağa kalk Herkes başı önüne-alıp da düşünmeli Bayrak toprak tek diyen-kaldırmalıdır eli Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Sahipsiz köy buldular-değneksiz geziyorlar Topyekûn milletimi-alçakça üzüyorlar Kürtlerin Halepçe’ den-kaçtıkları bir anda Sınırı açan kimdir-bozukluk vardır kanda Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Ekmek verdik su verdik-tuttuk yurtta besledik Hastalandıklarında-gittik ora sesledik Şu anda ne yaparlar-ABD nin emrinde Terör ihraç ederler-bundan gireriz derde Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Dağda ormanda gezer-yosması tasmalısı Mehmet’e kurşun sıkar-bizler çekeriz yası Bombaları mayını-patlatana ne dersin Saçmalayıp durmayın-Allah belanı versin Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Soykırıma uğrayan-milletim vatanımız Sıkıntıyı çekiyor-gezen ve yatanımız Doğuda bebekleri-çocukları vuran kim Öldürerek yok edip-tekrar hesap soran kim Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Bir Ermeni örgütü-Kürt denen kardeşimin Hakkını savunamaz-evladımın eşimin ***** çıkar peşinde-onun derdi mahvetmek Milletim ağlar iken-bize işkence etmek Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Atatürk abidedir-saldıranı yıkarız Daha ne anlamadan-üzerine çıkarız Eğer O olmasaydı-baban ile ananın Üstüne binerlerdi-hem bugün hem de yarın Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Mustafa deyip saldır-aynı yalanlar plan Bir bakınız yukarı-ülkem yapılır talan Başlarında Soros var-Dolarlar tomar tomar Milli devlet yıkılır-çatlıyor ana damar Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Sıra Atatürk’teyse-uyuyana yuh olsun Vücudunun her yanı-ateş korlarla dolsun Hiçbir devlet kendini-böyle aşağılatmaz Yapacaksan bir şey yap-yeter vermeyin vaaz Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Ayrımız gayrımız yok -70 milyon birliği Asla da bozamazlar-kesinlikle dirliği Türk olan türkü söyler-yerler gökler çınlasın Öğretmen Hasan söyler-dost ve düşman anlasın Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Mustafa Kemal = O dur’ http://odurataturksiirleri.blogcu.com Eğer yukarıdaki ilişimler çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. Öğretmen Hasan Sancak’ ın En Güzel Atatürk Şiirleri Kitabından!.. Bu şiir kitabıma destek olacaklar bana maille ulaşabilirler. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  10. O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİNE DESTEKLEYİCİ ARIYOR!.. O’dur Atatürk Şiirlerine Destekleyici Arıyor!.. Atatürk Şiirlerime Destek Olur musunuz? Not: KONU İLE İLGİLİ RESİM VE DİĞER ŞİİRLER SİTEDEDİR. O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİMİ OKUR MUSUNUZ? -http://odurataturksiirleri.blogcu.com/- Eğer yukarıdaki ilişim çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteci, Hasan Sancak O’dur Atatürk Şiirlerine destek olacak belediye başkanı, firma ve şirketlerden ilgi ve destek bekliyor. 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimizin 85. Yıldönümünün, bütün millet olarak büyük bir heyecan içinde kutlanacağını söyleyen Sancak:’ Dün olduğu gibi bugün de iç ve dış düşmanlar boş durmuyorlar. Yine "Böl-Parçala-Yut Taktikleri" sürmektedir.70 Milyon insanımızı birbirine düşürmek için sinsi ve gizli plânlar kuruyorlar.'Türk Milleti olarak Atatürk gibi akıllı, vatansever, bilgili, inançlara değer veren, liderler çıkartmak mecburiyetindeyiz. Atatürk’ümüzün gençlere, gençlerin de öğretmenlere emanet edildiği "Tam Bağımsız Türkiye'ye "sahip çıkamadık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımız zaman neler olduğunu görmeliyiz ve bilmeliyiz. Osmanlı Devleti'nin kol ve kanadı kırılmış, düşmanlar memleketimizi işgal etmişler, ellerimizden silâhlar alınmış ve Türk Milleti inim inim inlemektedir. Kurtarıcı aramaktadır. Halkımız yol gözlemektedir. Hiç kimse Türk Milleti'nin önüne geçip, onları kurtarmak için bir uğraşa girmiyor. İşte tam o sıralarda 16 Mayıs 1919 Günü İstanbul’dan Bandırma isimli bir gemi Samsun'a doğru yol alırken, kurtuluş hareketini de başlatmış oluyordu. Böylelikle Türk Milleti hürriyet ateşini yakarak, bütün dünyaya hür ve bağımsız olduğunu haykırıyordu. Türkiye Cumhuruteti Devleti için binlerce şehit kanı dökülmüştür. Cumhuriyetimiz bu zorluklardan sonra kurulmuştur. Terör askerlerimizi, polislerimizi ve vatandaşlarımızı kahpece şehit etmektedır. Bu günlerde birbirimize daha sıkı şekilde sarılmalıyız. Bizi bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı uyanık olmak zorundayız. Birlik ve bweraberliğimizi bozmamalıyız. "O' dur-Öğretmenin En Güzel Atatürk Şiirleri" kitabım Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu Merhum Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün "Vatanımız- Milletimiz -Devletimiz" için yapmış olduğu hizmetleri anlatan çok değişik bir şiir kitabıdır. Bu şiir kitabım 160 sayfadan oluşmaktadır. Böylece "Türkiye Sevdalısı" bir öğretmen olarak Atatürk'e vermiş olduğum sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Şüphesiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü anlatan çok değişik şiir kitapları olabilir. Fakat ilk defa bir öğretmen sadece O' nu anlatan bir şiir kitabıyla okuyucularının karşısına çıkmaktadır. Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Bu şiir kitabım birinci şiir kitabımdır. İkinci şiir kitabım Onlar Analarımız ve Üçüncü şiir kitabım da Benim Annem Melekti şiir kitabımdır. Anadolu’da hele de ilçelerde bulunup da maddi problem çeken insanların kitapları ne yazık ki okuyuculara ulaşmamaktadır. Bu konuda her hangi bir yetkili de bir çözüm yolu aramamaktadır. Türkiye’de benim durumumda olan ve kitap çıkartamayan binlerce insan bulunmaktadır. Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek zorundasın. Ben, milli kültüre destek vermek istiyorum diyenler bu çağrıma ses vermelidirler. Destek olacaklar kitapların karton kapaklarının iç tarafında renkli olarak tanıtımı yapılacaktır. Şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler.-http://odurataturksiirleri.blogcu.com/- Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yüzyıllarca yaşamasını Yüce Mevlâ'mızdan diliyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.’dedi. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur. O' dur O' dur Cumhuriyeti-hediye edip kuran O' dur Türk Milleti'ni-esirlikten kurtaran O' dur ilk Başöğretmen-cahilliğe set vuran O' dur ilke sahibi-durmadan akıl yoran O' dur yurtta cihanda-sulh deyip de haykıran O' dur ahlâklı insan-bütünlüğe çağıran O' dur okuyup yazan-geçmişi bize soran O' dur On Kasımlarda-ruhu bizleri saran O' dur sönmüş yüreğe-su verip tutuşturan O' dur Dünya Önderi-Türklüğü kavuşturan O' dur nice belâyı-milletle savuşturan O' dur genç ihtiyarı-sevgiyle barıştıran O' dur "Ne Mutlu Türk'üm"-söyleyip yarıştıran O' dur birçok devletle-yılmadan ilk savaşan O' dur Türk' ün Önder' i -dışarıyla uğraşan O' dur millî birliği-pekiştiren ve yayan O' dur sanatçılara-destek vererek sayan O' dur ilk Türk Dili' ni-anlayan ve yaşatan O' dur düşünceleri-asırları kuşatan O' dur Türk Devleti' ni-kuran eşsiz komutan O' dur yedi düveli-aziz yurdumdan atan O' dur güzellikleri-dost düşmana kavratan O' dur yıkıcı fikre-karşı koyarak çatan O' dur ülkü sahibi-çağa doğru fırlatan O' dur ışık aydınlık-bütün herkese sunan O' dur kandaki ateş-hürriyet için yanan O' dur aydın bir kişi-kötülüğe el banan O' dur Kurtarıcımız-memleketi savunan O' dur her kişi için-söz söyleyip çırpınan O' dur olumsuzları-hemen olumlu yapan O' dur hiç usanmayan-yurt sevgisiyle çarpan O' dur beraberliği-hepimize duyuran O' dur hep meşalemiz-bizi ışıklandıran O' dur ilim sahibi-Türk'ü onurlandıran O' dur bu aziz yurdu-halkla vatanlaştıran O' dur denizler gibi-bizi dalgalandıran O' dur değeri bilip-gençlerini anlayan O' dur bağımsızlığı-millete aşılayan O' dur şu çağda bile-ellerle alkışlanan O' dur vatan sevgisi-halkı için yaşayan O' dur insanımızı-sevip sayıp okşayan O' dur bizi anlayan-şu anda da aranan,,, Atam çok büyükmüşsün-o ismin unutulmaz Fikrin yüceleşiyor-biz onlardan aldık haz Düşünmüşsün yurdunu-sağlam temeller attın Hasan ve bu halk için-hep düşmanlara çattın HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  11. MERSİNDE CANLI BOMBA-UYUMAYIN PEŞİ VAR MEHMET POLİS VURULUR-KAHPELERİN LEŞİ VAR Azdıkça azıyorlar-İmralı’yı susturun Altına ve üstüne-çelik halatlar vurun Emirler oradandır-besledikçe Çakalı Yer içer ve zıbarır-kırdırır yeşil dalı Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var En yetkili duy beni-söyletme Yarasayı İçimize sarıyor-endişeyi tasayı Yemek içecek verme-benim vergilerimle O soysuzu yaşatma-daim çekmeli çile Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var İstanbul ve Ankara-Antakya ile Mersin Acıları tattırma-Allah belanı versin Sabah akşam ve gece-dinle teknolojiyle Başlarını kopartın-zarar gelmesin ile Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Kahpeler yalnız değil-ABD ve İsrail AB destekçileri-önce öğren bunu bil Buna göre tedbir al-dost olarak görürsen Mayın olarak döner-puşta selam verirsen Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Polis beklemedeydi-huzur sağlamak için Elleri ve kolları-orda bağlamak için Durdurmak isteyince-kahpenin aracını Gaz yaptı üste sürdü-zora soktu vatanı Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Parçalandı o alçak- 300 metre etrafa Hep leşi yayılmıştır-gövde ayaklar kafa Kahpenin patlattığı-bomba 13 polisi Her yandan yaraladı-duyduk feryadı sesi Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Abdülkerim Boyraz’ la- Mehmet Bayhan Ferhan Tek Ağır yaralandılar-yurda yapar iken bek Emniyet binasında-patlatacaktı bunu Polisim yakaladı-bilin önceden onu Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Araçta 30 kilo C-4 patlayıcısı Vardı bilinmelidir-bilsin baba bacısı Şehir ve ilçelerde-tedbire tedbir katın Olaylar artacaktır-terörü içten atın Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Tv ve gazeteler-bırak hah ha yapmayı Eğitici yayın yap-önle yoldan sapmayı Bir var oluş yok oluş-birlikte mücadele Toplu halde vermezsek-önlenemez bu çile Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Halkı aydınlatmalı-bilgileri vermeli İhanet edenleri-derhal yere sermeli Teknik takip önemli-başı gösterdiği an Tutun da yakalayın-olmamalıyız kurban Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Alçağın sağlamları-dağda olur terörist Sakatları dilenci-yaşamasın parazit Kim hainlik yaparsa-alın tıkın içeri Lağımlarla dolmalı-şerefsizlerin yeri Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Uyuyanı uyandır-kanunları düzenle Teröristi yaşatma-bu işleri frenle Eğer vatan olmazsa-naçar kalırız naçar Öğretmen Hasan söyler-kulağa sular kaçar Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Geride kalan acılı ailelerine de başsağlığı diliyoruz. Mekânları Cennet olsun. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  12. Acun Ilıcalı-Soba Zehirlenmesini Vidivodo Mynet, Pikniktube, Akıllı Tv’de de Seyredebilirsiniz!.. Destek olur musunuz? AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜN… Toplum üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan kısa filmler çekip, video sitelerine göndereceğim. İlk kısa filmim de SOBA ZEHİRLENMESİ üzerinedir. VİDİVODO, MYNET, PİKNİKTUBE, AKILLI TV, VE YOU TUBE’ye de koydum.. Kısa filmlerimin kamuoyu ile paylaşılması için destek verir misiniz? Destek olur musunuz? Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!.. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip, AKILLI TV, MYNET, PİKNİKTUBE, VİDİVODO VE YOU TUBE’YE KOYDUM. İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır. Saygı ve sevgilerimi sunarım. HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR. O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR. ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum. GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ LÜTFEN MAİLİ OLAN ARKADAŞLARINIZA DA GÖNDERİR MİSİNİZ? GÖRÜNTÜ OLUŞMUYORSA, TIKLAYINIZ YA DA İNTERNET TARAYICINIZIN ADRES ÇUBUĞUNA KOPYALAYINIZ. ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ VİDİVİDO’DA SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? http://www.vidivodo.com/153857/sessiz-olum ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ MYNET’TE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? http://video.eksenim.mynet.com/noter...Z_OLUM/143683/ ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ PİKNİKTUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? http://www.pikniktube.com/video.asp?...51748fea4af31d ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ AKILLITV’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? http://www.akilli.tv/video/183532/Ac...ssiz-Olum.aspx ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ YOU TUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracıyı Seyretmek İster misiniz? GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  13. Acun Ilıcalı Hasan Sancak ın Gerçek Kâbus Senaryosunu Seyretmek İster misiniz? Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!.. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip You Tube’ye koyacağım. İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-İÇKİ-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır. Saygı ve sevgilerimi sunarım. Gerçek Rüya Kâbus Senaryolarım. SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ? YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ. GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!.. http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!.. Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz? http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. ACUN ILICALI=HASAN SANCAK-SESSİZ ÖLÜM SENARYOSU ÇOK KONUŞULACAK !.. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!.. Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler. Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum. GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR. O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR. Gerçek Kâbus=Rüya Senaryolarım. Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır. GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır. -Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır. Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi. Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır. Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir. Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar. —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der. Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur. —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır. Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder. Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar. Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz. Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür. Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ÂLEMDE İLK VE TEK DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK NOTER ONAYLI RÜYA BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001 XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR. KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX EŞARP SENARYOSUDUR. KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya… -Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !.. KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  14. Sigara Karşıtı Senaryolar Şirketlere Bedava!.. Hasan Sancak ın Sigara Karşıtı Reklâm Senaryoları SENARYOLARI ULUSAL TELEVİZYONLARDA YAYINLATACAK ŞİRKETLERE SENARYOLAR BEDAVADIR. ALTERNATİF SİGARA KARŞITI SENARYOLARIMA DESTEK OLUR MUSUNUZ? SEÇ BEĞEN SİGARA KARŞITI SENARYOLAR BEDAVA !.. SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ? YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ. GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!.. http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA. BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET. AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!.. Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz? http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak 19 Mayıs 2008 Pazartesi gününden itibaren uygulanacak SİGARALI HAYAT YASAĞINA, yazmış ve notere onaylatmış olduğu 6 adet sigara karşıtı senaryoları bedava diyerek, destek verdi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’Ne yazık ki günümüzde sosyal konuları işleyen senaryolar yok denecek kadar azdır. Her şey ürünleri daha çok satma üzerine yazılmaktadır. Notere onaylatmış olduğum sigara karşıtı 6 adet senaryolarımı ulusal televizyonlarda oynatacak olanlardan hiçbir ücret talep etmeyeceğim. Bu çorbada bizim de bir tuzumuz olmasını istiyorum. Sigara, alkol, kumar, esrar, töre cinayeti… Kötü alışkanlıkların dünya ve Türkiye’mizden yok olmasını diliyorum. Öncelikle bu konuları işleyen senaryolarımın çekimini yapacağım. Tek kişi olarak bu yükü kaldıramıyorum. Destek verilirse, sosyal konuları işleyen senaryolar gençleri etkileyecek ve kötü alışkanlıklardan kurtulmuş olacaklardır. Uzmanlar on,on beş sene içerisinde sigaradan toplu ölümlerin meydana geleceğini ve kanser vakalarının artacağını söylemektedirler. İnsanların zararını bilerek, sigaraya para vermeleri çok düşündürücüdür. Herkes eteğindeki taşları yere dökmelidir.70 milyon birlikte mücadele ederse, her türlü zorluğun üzerinden geliriz. Ancak, sağlıklı ve sıhhatli bir nesil varlığını devam ettirebilir. Bu konuda basınımıza çok büyük görevler düşmektedir. Mili Eğitim ve Kültür Bakanlığı konuyla ilgili olarak her türlü girişimde bulunması gerekir. Yazmış olduğun senaryolar gerçekten çok ilginçtir. Firma, şirket, belediye başkanları ve özellikle de yetkililer sesimi duymalıdırlar. Sadece kanun çıkartmakla bu işin üstesinden gelinmez. Uyarıcı ve etkileyici konularla da desteklenmesi gerekir. Kimse destek vermese çekeceğim senaryolarımı video sitelerine göndererek, mücadelemi sürdüreceğim. Kötü alışkanlıklara karşı savaş sözde değil, özde topluca yapılması gerekir’ dedi. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır. EŞEK, BU KÂBUS SENARYOSUYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI! Konu1: Köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek … Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşek, bir yere ip ile bağlanmıştır. Boynundaki ipten kurtulmak, onun için çocuk oyuncağıdır. İpi kopartır ya da dişleriyle parçalar. Tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmektedir. Hepsinden birer parça almaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Ekranda cümlesi gösterilir. Konu 2:Çok uzun bir caddede sokağın iki tarafından binlerce insan yürümektedir. Yolun sağ ve sol tarafı tamamen yeşilliktir. Gruplar yolun iki tarafından gelip gitmektedirler. Büyük çoğunluğu sigara içmektedirler. Kadın ve erkeklerin yüz tarafından değil, arka tarafından sigara içtikleri hissettirilmektedir. Ellerindeki sigara izmaritlerini gelişi güzel karşı taraftaki yeşilliklere fırlatmaktadırlar. Yavaş yavaş atılan sigaralar iki yanda birer cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Lütfen yerlere sigara izmariti atmayalım. —Parasını el alır. Dumanını yel alır Konu 3:Çok büyük bir kahvehane, birahane… İnsanlar içerde hem sigara içmektedirler, hem de kumar oynamaktadırlar. Adamlar arka taraftan görülmektedir. Sigara dumanları havaya doğru gitmektedir. Yukarıda sigara dumanları bir cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Sigara içerek hayatınızı söndürmeyiniz. Konu 4:Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri gitmeye başlar. Merdiven boşluğu vardır. Tam merdiven boşluğundan aşağı düşeceği sırada kocası kapıyı açarak dışarı fırlar.Hayır!Hayır!Hayır! Diye bağırmaktadır. Son anda eşine sarılır. Onu düşmekten kurtarır.Onlar sarılı vaziyette iken bir yatak gösterilir.Kadın ve erkek aynı anda doğrularak birbirlerine sarılmışlardır.Çünkü ikisi birlikte aynı kâbusu görmüşlerdir.Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yataktan kalkarlar. Yanında duran İKİ sigara paketini görür ve onu parçalarlar… Konu 5: Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. Konu 6: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. Adam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  15. SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ? ACUN ILICALI HASAN SANCAK’IN GERÇEK KÂBUS SENARYOSUNU SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ? Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz? http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum. GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR. O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!.. Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler. Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. GERÇEK KÂBUS=RÜYA SENARYOLARIM. Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır. GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır. -Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır. Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi. Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır. Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir. Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar. —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der. Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur. —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır. Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder. Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar. Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz. Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür. Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ÂLEMDE İLK VE TEK DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK NOTER ONAYLI RÜYA BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001 XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR. KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX EŞARP SENARYOSUDUR. KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya… -Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !.. KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX EŞEK BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu: köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek, eşek… Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşeğin yuları salınmış durumdadır. Eşek tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmek -tedir. Hepsinden birer parça koparmaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Eşek yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Cümlesi tekrar gösterilir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KADIN BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu :Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri düşmeye başlar. Aynı anda merdivenden yuvarlanırken kocası kapıyı açar. İkisi de avazı çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Kadın bu durumu rüyasında görmüştür. Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar. Yanında duran sigara paketini görür ve onu parçalar… XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ADAM BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu : Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX ADAM VE KARISI BU SENARYOYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI Konu: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. A dam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  16. Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın. Sayfama girip, beyitlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Saygılarımla. GOOGLE’DEN COLA’NIN FAYDALARI DİYE YAZIN. BAKIN NELER YAZILMIŞ. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Özellikle çocuklarınıza da okutunuz. Bu korkunç iddialar insanın kanını donduruyor. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Sbh bildirdi"KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK IÇIN" Tamponu Cola’ya batırılmış Marlbora folyosuyla iyice ovunuz. "TUVALETI TEMIZLE MEK IÇIN" Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit helâ tasındaki lekeleri yok edecektir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX "AKÜ KUTUP BASLARINDAKI ÇAPAĞI TEMIZLEMEK IÇIN" Bir kutu kolayı kutup başlarına dökün ve çapak yok olsun. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX "PASLANMIS BIR CIVATAYI SÖKMEK IÇIN" Cola’ya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX "HARIKA BIR JAMBON IÇIN" Bir kutu kolayı tepsinin içine boşaltın. Jambonu alüminyum folyoya sarıp, fırına sürünüz Jambon tam olarak pişmeden otuz dakika kadar önce folyoyu çıkarınız ki harika bir sos için jambonun yağı ile kola karışsın. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX "ELBISENIZDEKI YAĞ LEKESINI ÇIKAR MAK IÇIN" Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üzerine boşaltın, Deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX *COLA ARABALARIN ÖN CAMIN DAKİ LEKELERI DE YOK EDER. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Cola’nın ortalama pH değeri 3.4 Bu asidite dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Cola'yı içmeden önce bir düşünün. Dünyada hiç kimsenin tavsiye edemeyeceği karbondioksit içiyorsunuz. Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Cola içecek" diye bir yarışma yapıldı. Sekiz şişe Cola içen kazandı ve herkesin gözü önünde öldü. Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Birisi kırılmış dişini bir şişe Cola’nın içine koydu ve diş 10 günde eridi! Dişler ve kemikler ölümden sonra en fazla dayanabilen organlarımızdandırlar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX Bir şişe kola içerek midenize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün.
  17. Hasan Sancak ın Noter Onaylı Yeni Alternatif Reklâm Senaryoları 3 tanesi çıkan (45 tane şiir kitabım–4000 şiirim) ve 47 tanesi noter onaylı 400 tane alternatif reklâm senaryom vardır. Kimsenin aklına gelmeyen çok ilginç alternatif reklâm senaryolarım bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum. GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOLARI; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. ÖBÜR TÜRLÜ HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR. ALAÇAMLI=KÖPRÜBAŞILI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ GAZETECİ HASAN SANCAK KİMDİR? Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.52 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur. Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. 19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım. Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim.Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.47 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım. ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM: (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005) GERÇEK KÂBUS COLA REKLÂM SENARYOSU KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir. Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar. —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der. Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur. —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır. Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder. Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar. Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz. Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür. Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman geniş bir alan, alanın her tarafı karlarla kaplanmıştır. Bir kişi karların kaplandığı bu yere yaklaşmaktadır. Bir elinde bir kutu, diğer elinde de büyük bir torba vardır. Alanın tam orta yerine gelir. Kutuyu açar. Buraya en ünlü bir markanın ısıtıcısını koyar ve hazırlar. Orada naylona sarılmış elektrik prizi vardır. Fişi prize sokar. Elindeki torbada da buğday, yiyecek vardır. Buğdayları karların üzerine serper. Elindeki kumanda ile ısıtıcıyı yakar. Oradan ayrılır.Isının tesiriyle karlar erimeye başlar ve bu yere kuşlar, kelebekler,karıncalar,.. Dolar. Buğdayları yemektedirler. Bir taraftan da ısınmaktadırlar. Isıtıcı gösterilirken hayvanlar üstten kamera ile gösterilince, görünüşleri o ısıtıcının marka ismini oluşturdukları görülür. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir maymun ormandan çıkmış, orman kenarında olan bir eve doğru yaklaşmaktadır. Evin arka bahçesinden bir odaya girer. Orada aradığı şey yoktur. Başka bir odaya sessizce adımını atar. Burada aradığı şey vardır. Bu bir ısıtıcıdır. Isıtıcının kordonu uzundur. Fişi prize takar. Isıtıcıyı eline alarak, ormanın en yakınına kadar onu taşır. Düğmesine basarak, ısıtıcıyı yakar. Ormana girer. Yerde bir teneke görür. Tenekeyi eline alarak, yerden bir de sopa bulur. Sopayı tenekeye vurarak hızlı adımlarla ormanı dolaşmaktadır. Peşine ormanın bütün hayvanları takılmıştır. Onları ısıtıcının bulunduğu yere getirir. Isıtıcının karşısında karlar erimiştir. Hepsi ısıtıcının vermiş olduğu sıcaklıkla maymunu kucaklamaktadırlar. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Dışarıda lapa lapa kar yağmaktadır. Karların içinden büyük bir kedi, köpek, maymun… Bir eve doğru yaklaşmaktadır. Doğruca bir kapının yanına gider. Kapı ziline nasıl yetişileceğini bilmektedir. Zili çalar. Aşağı iner. Ayaklarını ağzıyla, elleriyle güzelce temizler. Kapının açılmasını bekler. Biraz sonra dış kapı açılır. Doğruca bir odaya girer.Burada Türkiye’nin en ünlü bir firmasının ısıtıcısı durmaktadır.Ağzı ile kablonun ucunu elektriğe sokar.Isıtıcının yanına gelir.Düğmesine uzanarak ısıtıcıyı yakar.Karşısına geçer ve yatar. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Bahçede bulunan arabalarını çalıştırırlar. Herkes kendi işine yetişecektir. Araçların kaloriferleri yandığı halde insanlar üşümektedirler. Arabaları ile yolda gitmektedirler. Bir caddeye girerler. Caddede kırmızı ışık yanmıştır. Kar bu caddede etkisini göstermemektedir. Arabalarına binenlerin üşümeleri yavaş yavaş sona ermeye başlar. Çünkü karşı tarafta yanan sarı renkli trafik ikaz ışığı araç sahiplerinin üşümelerini engellemiştir. Bu yere yaklaştıkları zaman bunun sarı ışık değil, ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu görülür. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Evde kar koca oturmuş televizyon seyretmektedirler. Bu esnada bir telefon sesi çalar. Arayan komşularıdır. Hayırlı bir iş için geleceklerini söylerler. Karı kocanın güzel bir kızı vardır. Bu aileye vermek istememektedirler. Kızın gönlü ise gelecek olan ailenin erkek çocuğundadır. —Adam: Hanım, ne yapalım ki bu işi engelleyelim? —Eşi: Bey, kızın gönlü bu gençtedir. Adam eşinin sözünü keser. —Adam: Olmaz Hanım. Ne edip bu işi engellememiz gerekir. Tamam, aklıma bir şey geldi. —Adam: Hanımın kulağına eğilir bir şeyler söyler. Kurulu olan sobayı odadan kaldırırlar. Akşam olmuştur. Soğuk şiddetini artırarak devam etmektedir. Kapı çalınır. Misafirler karşılanır. Üzerindeki fazlalıklar alınır. Odaya geçerler. Odada durulacak gibi değildir. Çünkü oda çok soğuktur. Evin sahipleri üzerlerini sıkı sıkıya giymişlerdir. Gelenler zangır zangır titremektedirler. Adam içinden gülmektedir. Bir türlü konuya giremezler. Damadın babası bu iş böyle olmayacak. Çam sakızı, çoban armağanı hediyeler getirdik. Dedikten sonra odadan dışarı çıkar. Elinde sarılı büyük bir kutu vardır. Yavaş yavaş onu açar. İçinden Türkiye’nin en ünlü bir markasının ısıtıcısı çıkar. Hemen hazırlar. Fişi prize takar. Oda sıcak olmuştur. Üşümeler geçmiştir. Fakat karı kocada terleme başlamıştır. —Misafir adam: Allah’ın emri, Peygamberimizin kavliyle kızınız Şengül’ü, oğlumuz Hasan’a istiyoruz. Deyince durum değişmiştir. Kız elinde kahveler ile içeri girer. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Bir yatak vardır. Yatağın içinde bir hasta yorganlar üzerinde olduğu halde titremektedir. Eli yatağın yanında bir megafona gider. Megafonun zil sesi başka bir odada çalmaktadır. Bu odada da bir yatak vardır. Yatakta yatan kafasını yorgandan içeri sokmuştur. Zil biraz daha çaldıktan sonra bir sinyali güçlü olarak verir. Yatakta yatan bir maymun, kedi, köpek. ayı… Olabilir. Kafasını yatağın içinden yavaş yavaş çıkartır. Megafon hayvanın anlayacağı bir sinyali peş peşe gönderir. Hayvan anladığını belirtmek için kafasını sallamaktadır. Tekrar yataktaki adam gösterildiği zaman kapı tık tık vurulur. Hasta iki elini birbirine vurur. Kapı yavaş yavaş açıldığı zaman odadan içeri o hayvanlardan biri elinde ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu halde girer. Fişi prize sokar. Isıtıcı çok geçmeden odanın havasını değiştirir. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sirke doğru yaklaşmaktadırlar. Bilet alarak sirkten içeri girerler. Herkes yerlerini almıştır. Sahneye 10–12 kişi ip şeklinde girer. En sonundakinin elinde bir kutu vardır. Bir kişi yukarıdan bir tahtanın üzerine atlayacaktır. Diğer ucundaki kişi aynı anda ters takla atarak ayakta bulunan insanın omzunda oturacaktır,ayakları ile duracaktır.. .Bunlar profesyonel insanlardır. Hepsi üst üste birbirlerinin üstüne çıkmaktadırlar. En sonundaki kişi yavaş yavaş kutuyu açmaya başlar. Kutudan ünlü bir markanın ısıtıcısı çıkar. Tahtanın ucuna geçer. Isıtıcıyı iki eliyle yukarı doğru kaldırır. Seyircilerin hepsi birden ayağa kalkmıştır. Yukarıdaki kişi tahtaya atladığı zaman en üsteki insanın omzuna yerleşir, ayaklarıyla durur. Elindeki ısıtıcıyı yukarı doğru kaldırmaktadırlar. Aynı anda seyirciler ayakta çılgınca onları alkışlamaktadırlar. Reklâm adamın elindeki ısıtıcıyı göstermesiyle sona erer. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman insanlar neşe içerisinde göl, deniz, nehir, ırmakta… Yüzmektedirler. Kimisi top oynuyor, Kimisi suya dalıp çıkmaktadırlar. Kamera sudan dışarı kısmı gösterdiği zaman uzun elektrik kablolarına bağlanmış ünlü ısıtıcılar denizdeki insanlara sıcaklık verdiği görülür. Arka taraflarda tamamen karlarla kaplanmıştır. Reklâm şirketin seyircilere duyuracağı bir cümle ile sona erer. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler olduğu gibi karlarla kaplanmıştır. Dışarıda da kimse yoktur. Kamera bir evin içini gösterir. Her odanın kapısı açıktır. Anne, mutfakta bulaşık yıkamaktadır. Baba, oturma odasında televizyon seyretmektedir. Çocuklar, kendi odalarında ders yapmaktadırlar. Kız, yatak odasında saçlarını taramaktadır. Erkek, tuvalet arasında tıraş olmaktadır. Evin içinde bir ısıtıcı yoktur. Hepsi ince kıyafetlerle görülmektedirler. Çünkü ısıtıcı firma evi ısıtıcının içinde tasarlamıştır. Onun için kimse üşümemektedir. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Ulusal televizyonlar normal akışını keserek ansızın bir yere bağlanırlar. Bir masa masanın başında 5–6 kişi, masada da basın kuruluşlarının mikrofonları, karşı tarafta da basın mensuplarının olduğu görülmektedir. Masa başındakiler önce kendi aralarında sessiz bir şekilde konuşmaktadırlar. Bunlar bir ısıtıcı firmasının yetkili kişileridir. Şirket, durumları hakkında basına bilgi verecektir. Mikrofonun açık olduğunun farkında değillerdir. —Basın toplantısından sonra 2.bir fabrikanın açılması için girişimlerimizi çabuklaştıralım. Bu konuyu da basın toplantısında söyleyelim mi? —Sayın Genel Müdürüm. Rakiplerimizi korkutmayalım. Bunu 2. basın toplantısında halkımıza duyuralım. —Şu anda ürettiğimiz mamuller hakkında geniş bilgi mi vereceğiz? —Efendim iyi olur. —Rakiplerimiz anlattıklarımıza çok şaşıracaklardır. —Satışlarımızın patlamasında televizyonlarda yaptığımız reklâmların da büyük etkisi oldu. Sayın Genel Müdürüm, ürettiğimiz mamullerin yurtdışına gönderilmesinde büyük tonajlı gemilere ihtiyaç vardır…(Buraya kadar söylenenler şirketin basın toplantısına başlamadan önce kendi aralarındaki konuşmalarıdır…) —Saygıdeğer basın mensupları hazırsanız, firmamızın halkımıza duyuracağı konuları onlara iletmenizi rica ediyorum. Bundan sonrası firmanın halkımıza duyuracağı müjdeli haberi vermeye gelmiştir. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayı gelmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanların üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Gruplar halinde teleferiğe binmektedirler. Kapıyı kapatıp, teleferik yol almaya başladığı zaman içerdekiler üzerlerini çıkartırlar. Çünkü bir yerden gelen sıcaklık onları etkilemiştir. Teleferikler dışarıdan göründükleri zaman bunların hepsinin ısıtıcı şekliyle tasarlandığı görülür. Bu Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısıdır. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayının en şiddetli kısmına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sahaya doğru yaklaşmaktadırlar. Sahaya girerler. İçeri girdikleri zaman onlar bir sürpriz ile karşılaşırlar. Stadın içinde yaz havası vardır. Yerlerde de kar yoktur. Stadın tribünleri ve sahanın dört tarafı insanlarla tamamen dolmuştur. Orta tarafta ise çok büyük bir sahne ve sahneye giden ince bir yol görülmektedir. Sahanın belirli yerlerine koyulan ısıtıcılar her tarafı hem aydınlık yapmıştır, hem de ısıtmıştır. Sahaya giren insanlar sıcaklığın etkisiyle üzerindeki fazlalıkları çıkarırlar. Çünkü artık üşümemektedirler. Biraz sonra sahanın dışarısından ip gibi gösteri yapmak için Türkiye Yıldız Oyun Ekibi, Semah Gösteri Ekibi… Teker teker sahneye yaklaşmaktadırlar. Her giren kendi hünerini göstermektedir. Hepsi şu anda sahnenin ortasındadırlar. Yukarıdan oynayanlara bakıldığı zaman Türkiye’nin en ünlü bir ısıtıcı firmasının ismi, logosu ve ’Türkiye’nin Markası’ cümlesini oluştururlar. Reklâm ısıtıcının seyircilere gösterilmesiyle sona erer. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayının en şiddetli zamanıdır. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehrin üstüne lapa lapa kar yağmaktadır. Üstten bakıldığı zaman sokaklarda kimsenin olmadığı görülür. Kamera yavaş yavaş evlerin pencerelerini göstermeye başlar. Hangi pencereyi gösterirse, o evin penceresi dışarıya doğru parıldamakta ve ısı vermektedir. Pencereler Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısı şeklinle yapılmıştır. Sıcaklığın etkisiyle de yerlerdeki karlar erimeye başlamıştır. Etrafa bir sıcaklık yayılmıştır. Evlerden ve apartmanlardan insanlar sokağa çıkmaya başlarlar. Bazıları da işyerlerini açmaktadırlar. İnsanların büyük bir bölümü bir dükkândan içeri girmektedirler. Çünkü bu firma en kaliteli ısıtıcıları satmaktadır. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Birden bir yeden müzik sesi duyulur. Sokağa çıkanlar o yana doğru yönelirler. Bir sahanın içine girerler. Burada binlerce kişi oluşmuştur. Hava soğuk olduğu için hepsi de üşümektedirler. Bu esnada sahneye Türkiye’nin en ünlü türkücü ve şarkıcısı çıkar. Herkes onu alkışlamak ister. Fakat soğuk havanın tesiriyle elleri alkış yapmamaktadır. Bunu gören sanatçı haydi seyircilerimizin hepsini ısıtalım diye bağırır. Sahanın dört tarafına koyulmuş olan ısıtıcılar aynı anda yanmaya başlar. O üşüyenler müziğin coşkusuyla oynamaya başlar. Kamera onları üstten gösterdiği zaman markanın ismi oluşmuştur. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehirde sabah olmuştur. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmak üzeredirler. Binalar yüksektirler. Oralardan 1-2 metre boyunda buz sarkıtları aşağı doğru sarkmaktadırlar. Bazıları yere düştükleri zaman insanları zor duruma sokmaktadırlar. Bu esnada gökyüzünde helikopterler görülür. Sağ ve sol tarafları açıktır. Buralar da ve helikopterin ön tarafında büyük ısıtıcılar görülür. Binalara yaklaştıkları zaman yaydıkları ısı buz sarkıtlarının erimesine sebep olur. Vatandaşlar bir işyerine yönelmişlerdir. Burada o ısıtıcıların satışı yapılmaktadır. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Havuzdaki balıklar donmak üzeredir. Buzlanma yavaş yavaş aşağı katmanlara doğru yayılmaktadır. Birisi bir telefon konuşması yapmaktadır. Biraz sonra gökyüzünde onlarca helikopter ve yolda da bir tır görülür. Bunların görevi balıkları dondan kurtarmaktır. Helikopterlerin açık olan iki tarafına ve ön tarafına bağlanmış büyük ısıtıcılar ve tırın içinden çıkan onlarca ısıtıcı balık göllerinin etrafında ısılarını yaymaya başladıkları zaman, çok geçmeden balıklar suyun içinde cıvıl cıvıl oynamaya başlarlar. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Seralarda yetiştirilen ürünler don tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Biran önce tedbir alınması gerekir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Bitkiler yavaş yavaş canlanmaya başlarlar. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Çiftlikteki büyük ve küçükbaş hayvanlar… Donmak üzeredirler. Sabah ışıkları ile birlikte hayvanlar değişik bir şekilde ses çıkarmaktadırlar. Bunları da ancak buralara kurulacak olan ısıtıcılar kendilerine getirecektir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Hayvanlar yavaş yavaş canlanmaya başlarlar. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Bir kişi kayak yapmak için dağın üst yamacındadır. Kendini karların üzerine bırakır. Çok hızlı gitmesiyle birlikte karlar yerinde oynayarak çığ oluşmasına sebep olur. Bir ölüm kalım mücadelesi başlamıştır. Adam arkadaşlarına mikrofonlu telsizle durumu anlatır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Olay yerlerine doğru yol almaktadırlar. İlk önce helikopterler arka taraftan gösterilir. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte adamın arkasındaki çığdır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır. Not: Bu olay güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin ziliyle uyandığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır. ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir köy ya da kasaba büyük bir dağ silsilesinin alt tarafına kurulmuştur. Kar da lapa lapa yağmaktadır. Birden dağda bir silah sesi duyulur. Kar kümesi yavaş yavaş aşağı doğru kaymaktadır. Kar kümeleri bir çığ oluşturur. Çığlar ağaçları yıkarak, tepelerin üzerinden evlerin üzerini kar kümeleri doldurur. İmdat sesleri duyulmaktadır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Çığın olduğu yere gitmektedirler. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte evlerin üzerindeki karlar vardır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır. Evlerdeki insanlar kurtulmuşlardır. Not: Bu olay da güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin zili çaldığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 CEP:0506–2730465 (Öğretmen Hattı) Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
  18. 301 e Sahip Çık!.. ABD İLE AB-GÖZ DİKTİ SOYUMUZA 301’ E SAHİP ÇIK-SÖVDÜRME BOYUMUZA Sözüm kendin bilene-özgür fikirlilere Şiirimi okuyan-vatan seven her ere Dün oynanan oyunlar-bir kez daha yurdumda Oynanmaya başlandı-bizi bırakır gamda ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza Niçin sahip çıkmayız-bu değerli ülkeye Az kaldı sürecekler-dikkat edin lekeye Bir Atatürk aranır- 70 milyonda biri Silkeleyip atmalı-düşmemelidir geri ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza Kazmayla kovulanlar-ediliyor baş tacı Sözüme dikkat etsin-anne baba ve bacı Bağımsızlık giderse-köle oluruz köle Din namusumuz kalmaz-inan çekeriz çile ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza Kerkük Kıbrıs ve AB- işsizlik ekonomi Sağlık eğitim tarım-içe sokuyor nemi Bölücülük ve terör-ciddi sıkıntılardır Oyalanıp dururuz-sabır çatlıyor sabır ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza Amerika Almanya-Fransa ve İtalya İngiltere İsviçre-bizi bırakır yaya Yok mudur bir kahraman-bunlara soru soran Tartışması bizdedir-olmalı yere vuran ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza Hasan diyor bunların-niyetleri bellidir Aşağılamak bilin-bunlar aptal delidir Sığının sığındıkça-demokrasi ve hukuk Sadece size gerek-yapıyorsunuz guguk ABD ile AB-göz dikti soyumuza 301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza AVRUPA BİRLİĞİ’NE-NE UYUMU UYUMU ABD İLE AB-YOK EDİYOR SOYUMU Masallara kanmayın-bıktık o sözlerinden Tuzak üstüne tuzak-kan damlar gözlerinden Masaya yatıralım-İngilizce metnini Yok etmek istiyorlar-görmüyor musun seni Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu Dininden ve dilinden-bozulur geleneğin Kalmayacak inanın-huzurun ve birliğin Milli devlet ortadan-kaldırılmak istenir Kanunlar değişilir-ortalara çıkar kir Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu Saygı sevgi kalmadı-AB yok etti onu Tüzükler değişilir-çıkar yeni bir konu Orası tümsek bir yer-hepten dolu uçurum Acılar sıkıntılar-yurtta kötüdür durum Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu Üniter yapımızı-bozuyorlar durmadan Asla yapamıyorum-ben edemem sormadan PKK’ya bombayı-mayını ve silahı Bilerek veriyorlar-bundan çekeriz ahı Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu Bir Atatürk aranır-yoktur böyle bir yiğit Dişlerini gösterir-hem çakallar hem de it Milletten kaçırılır-söylenmez ona bir şey Gerçekten bihabersiz-anne dede çocuk bey Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu Uyum muyum kalmadı-ceza üstüne ceza Milletçe çekiyoruz-bütünüyle bir eza Kurtulalım şunlardan-doğrulup koş ileri Öğretmen Hasan söyler-kalmayın sakın geri Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu ABD ile AB-yok ediyor soyumu CUMHURİYETİMİZİ- AŞAĞILATIRSANIZ BUNU KABUL ETMEYİZ-BOŞALTILIR KASANIZ Milleti kızdırmayın-hem de göz göre göre Hançeri saplatmayın-ne başa ne de böğre Bu şekil davranışla-gidilemez öğrenin Biraz çalışmalıdır-hem düşüncen hem beynin Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız Bakın hakaret eden-neye yapar hakaret Bunu iyi bilmeli-toplu halde cemiyet Açılan davalarda- yüzde 11 Türklüğe 23 Cumhuriyet-ihanet var birliğe Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız Askeri ve güvenlik- bil yüzde 37’di Şerefsizlik yapanlar-memlekette türedi Yüzde 13 hükümet-şairlere gün doğar Kalemi keskin olur-söyle onu kim boğar Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız Kan verildi uğruna-yıktık çoğu setleri Karşı koyamadılar-ezdik geçtik bentleri Emanettir bu vatan-canımız pahasına Onu koruyacağız-sövdürtmeyiz imana Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız Vazife gençliktedir-kolları birleştirdi Kardeşlik duygusunu-içlere yerleştirdi Yazıyorlar okurlar-hainleri sezerler Karşısına çıkmayın-sinek gibi ezerler Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız Benim yazmak görevim-çekinmeden korkmadan Akıl ve fikir verdi-âlemleri Yaratan Hasan Sancak tetikte-gözleri ileride Elde silah bekliyor-kalmayacak geride Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız FRANSA İSVİÇRE’DE-TÜRKLER ERMENİLERE SOYKIRIM YAPMAMIŞ DE-HEMEN ÇARPARLAR YERE Haydi söyle yalan mı-şimdi gerçeği söyle Kötü laf söyler isen-o anda artar çile Oyun üstünde oyun-sadece seyrederiz Emirleri uygular -milleti mahvederiz Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere O Chirac döneminde-Ermeni soykırımı Tanıyan yasa geçti-içe soktular gamı Türkiye Ermeni’yi -ilgilendiriyorsa Siz ne karışırsınız-oluşturursun tasa Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere Ayrımcılık kimdenmiş-gördünüz mü durumu Buradan soracağım-yüzer biner sorumu Ben bunları bilirim-baştakiler bilmez mi İçimize sokmayın-ne acı ne de nemi Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere Oy çoğunluğu ile-İsviçre aldı karar Bize göre bulunmaz-bilin bu işte yarar Sol ve Yeşiller ile-milletvekillerinin Çoğunluğuyla geçti-haberin var mı senin Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere 67'ye karşı-çıkansa 107 oy Milletime topluca-bilin dedirtti oy oy 301 kalksın diyen-okudun mu yazıyı Bir kez duymanız gerek-içinizde sızıyı Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere Daha vakit geçmedi-Hasan der tedbiri al Bölmek isteyenlere-demeliyiz hoşt çakal Atatürk’üm gibi ol-Tam Bağımsız Türkiye Haine fırsat verme-başlayalım türküye Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere HEY ANKARA ANKARA-SULAR MI SATILACAK BİRİSİ CEVAP VERSİN-KOPMASIN KOL VE BACAK ABD ile AB-oyunu oynamakta İmzalar atılıyor-hata üstüne hata Sergilenen şu oyun-hem içten hem de alttan Atan yurdu kurtardı-memleket aziz vatan Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak Türk Milleti nerdesin-Soyuna ve suyuna Kalk ayağa sahip çık-sonra kıyılır cana Kanunlar değişilir-eller kollar kalkıyor Bu durum gerçek ise-içimizi yakıyor Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak Her şeyimiz satıldı-milli olan bir şey yok Kalbimiz ruhumuza-batmaktadır daim ok Hedefte sular vardır-Amerika İsrail Sulara konacaktır-bunun manasını bil Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak Kendi vatanımızda-olacağız hep sefil Ağzımız ve burnumuz-kapanacak göz ve dil Dudaklar çatlamadan-karşı durun verene Duydunuz mu çalıyor-bakın bir kez sirene Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak Memur işçi ve esnaf-emekli ve çiftçiler İnim inim inliyor-kalmayacak toprak yer Atatürk’üm duy bizi-ruhunla kaldırt başı Açlıktan ölmeyelim-gözden dökeriz yaşı Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak Tarlalar kuraklaşıp-mısır ile buğdayı Vatandaş ekemezse-geremez asla yayı Duyun milletvekili-eli kaldırma sakın Öğretmen Hasan söyler-olamazsınız yakın Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak İNADINA MÜSLÜMAN-İNADINA DA TÜRK’ÜM 301 KALKMAMALI-ÜZÜLÜR ATATÜRK’ÜM Hem Müslüman hem Türk’üm-et ile tırnak gibi İç dış düşman oynaşır-hepsi de yavşak gibi Meydanlara çıkmışlar-diyorlar Ermeni’yiz Katil Devlet söylerler-çıkartıyorlar kriz İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Bu vatanda yaşayan–70 milyon kişiyiz Anne baba çocuğun-kardeşi ve eşiyiz İstanbul’da ne ise-Diyarbakır’da odur Birliği sağlamlaştır-aşılmamalı bu sur İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Vatan topraklarının-beş para ile elden Gitmesine karşıysan-Müslüman ve Türk’sün sen Sakın oyuna gelme-ellerini birleştir Sevgi ve esenliği-kalp ruhuna yerleştir İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Dört koldan saldırı var-küçük olursan seni Afiyetle yutarlar-soldururlar o teni Saroslar Ermeniler-dostum derse inanma Fırsatı bulursalar-yersin acı söz kama İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Bize en büyük düşman-dost görünüp kandıran Tuzakları kurarak-hep daima yandıran AB ile ABD-karışır işimize Acısı dokunuyor-ona bana ve size İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Üye olmayacağız-yıllarca ümit ile Bağımsızlık gidiyor-hepten artıyor çile Kıbrıs’ım ve Ege’miz-ver kurtul denmektedir Kahpeler dünyasında-hakkımız yenmektedir İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Ilımlı İslam deyip-Türk’ümü bölenlerle Oyun üstüne oyun-önlenmeli şu hile Bayrak Cumhuriyete-birliğe ve huzura Ateş edenler vardır-bundan düşeriz dara İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Ülke bütünlüğünü-koru millet yaşasın Gerektiğinde can ver-kalpler ötmeli çın çın Siyasi rant uğruna-dinimi siyasete Alet edenle olma-yazıktır cemiyete İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Politika ticaret-bürokrat mafya ile Memleketi soydurma-yazı ilçe ve ile Borç yiğidin kamçısı-değildir sokma borca Ev apartman yanıyor-tutuştu işte baca İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Ekonomi İMF-kötü reçeteleri İşçi memur çiftçiyi-adım attırır geri İnim inim inliyor-gör vatandaşlarımız Göz pınarı kurudu-akmamakta yaşımız İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm İstiklal Marşı’ m yurtta-söylenirken gür sesle Haykır arzda duyulsun-dost ve düşmana sesle Bayrağımız göklere-çekilirken bak ona İyice bakar isen-onda var bir çok mana İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Tarihe bir bakalım-Türk nereye gitmişse Adalet dağıtmıştır-su vermiştir nefese Türk demek arif demek-Türk demek yiğit demek Bunun için harcanır-topluca bütün emek İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Kahramandır ve merttir-kimseye kurmaz tuzak Bu eli tutmaz isen-bizden olursun uzak Onun aklı berraktır-olamaz asla zorba Çalışır ve çabalar-bilir anne ve baba İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Onun inancı tamdır-ikram eder yedirir Avucundakileri-isteyenlere verir Dünyaya nam salmıştır-hepsine minnettarız Güçlü olduğumuzdan-bugün dünyada varız İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Dayanıklı sabırlı-görmez kendini üstün Aynı oyun oynandı-anla arkadaşım dün İyiye ve doğruya-güzele ve çağlara Bu sesi duymaz isen-kalbinde açar yara İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Türk’üm söyleyemeyen-Atamızın sözünü Değiştirenlere yuh-karanlık onun önü ***** ve çakallara-yarasalara inat Müslüman’ım Türküm ben-bundan olurum rahat İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Kürt Laz Çerkez Arnavut-hepsi ağacın kolu Türk onun gövdesidir-bilmeli Türk’ün oğlu Bedenini kirletme-vurana fırsat verme Şerefsizle bir olup-insanlarımı germe İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm Hasan Sancak uyarır puştları dönekleri Taşırmayın bu sabrı-ezeriz sinekleri Kim böler parçalarsa-Rabbim onu yaşatma Uyuma Türk Milleti-ezeldendir kuşatma İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm 301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm KENDİ AYAĞIMIZA-KURŞUNU SIKTIRIRSAK TEPETAKLAK GİDERİZ-KOR OLUR İÇTE PASAK Hain düşman istiyor-biz niçin onaylarız Nasıl hâllere düştük-ya hanım ya baylarız Milletin varlığına-koymayın dinamiti Tarih ile milletim-yok etme cemiyeti Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak Ekmeğe yağ sürerek-gidersiniz ileri 301 kalkmamalı-adımı atın geri Maddemiz çok değerli-sakın ha tırtıklama Böyle yapar iseniz-daima büyür yama Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak Milli onur saygınlık-en önemli mesele Kanunla oynarsanız-inmeler iner bele AB denen belanın-kanmayın sözlerine Bakar isen anlarsın-onların gözlerine Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak Batının baskısına-boynunu büker isen Tökezlenip gideriz-hem çabucak hem erken Sebebini bir düşün-niçin kalksın diyorlar Asla uslu durmuyor-ipi kopartan davar Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak Bu maddeyle birlikte-sıra diğerlerinde Milli devlet hedefte-yara artar derinde Zemin hazırlanmakta-kalkan ol baştan defet Boynunu büker isen-zorda kalır bu millet Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak Cezasını indirme-haine gün doğmasın Acılar sıkıntılar-bizi yiyip boğmasın Hasan Sancak uyarır-abdestini al da kalk Atan nasıl yapmışsa-geçmişine iyi bak Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak MİLLİ HAYSİYETİMİZ-301’E DOKUNMA BÖLÜCÜ YIKICIYA-SAKIN OLA İNANMA Küfrü serbest bırakma-gerçekten yara azar Kanunlar değişilir-bakınız azar azar Milletin kimliğine-devletin yapısına Topluca saldırı var-dayandı kapısına Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma Kimler destek vermez ki-siyasiler liboşlar Arabayı süremez-çoğu da bundan boşlar Avrupa’ya baksana-bir küfretmeye kalksan Sizi tökezletirler-dayanamaz buna can Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma Sağduyu sahipleri-sesini hemen yükselt Şiirimi okursan-mısralar size davet Neden isteniyor ki-sebebini araştır Dost olmayanlara bak-Rabbimiz versin sabır Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma Batıda bu suçlardan- 2004 yılında 134 kişidir-ceza alanlar orda 2005 senesinde- 146 tanesi Godese tıkılmıştır-olmasın bahanesi Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma 2006 ‘daysa-tamam 139 Kafasında görmüştür-hem acı hem de topuz Burdaki polislerin-yetkisi nedir söyle Bana inanmıyorsan-küfür et derler şöyle Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma Sorumlular yıkıcı-bölücü ihanetler Tedbirini almalı-topluca cemiyetler Vakit şu an geçmeden-meydana doğru yürü Öğretmen Hasan söyler-olmamalıyız sürü Milli haysiyetimiz-301’e dokunma Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma SİZE KÜFRETTİRMİYOR- 301 SİZİ KORUR MADDEYLE OYNAR İSEN-BAKMIŞSIN YERE VURUR 3 yıldan iki yıla-inecek mi diyorsun Şiirimi okuyan-vatandaş size sorsun İndiğinde ne olur-paraya çevrilecek Hainlere gün doğar-tutuşacaktır etek Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur Böylece cezaevi-küfredene beraat Nasıl kabul edersin-mosmor olmaz mı surat Küfür parayla olur-ya parası yok ise Ona da madde ekle-garibe kondur buse Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur 2. fıkrasında-"alenen"se "kasten "e Çevrilecekmiş derhal-yazık değil mi tene Böyle bir açıklama-dava açmak zorlaşır Bana söyler misiniz-yükünü kimler taşır Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur Daha da bitmedi ki-hepsinden kurtulursa Adalet Bakanımız-sakın düşünme tasa Nerede görülmüştür-küfürden yana kanun Ellerin oylar ise-tez gelecektir sonun Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur Cumhuriyet savcısı-bakan izni olmadan Dava açamayacak-sıkıntıyla dolmadan "Türklüğü" kelimesi-"Türk Milleti" denerek Her şey yerli yerinde-dayanmaz buna yürek Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur Suç yabancı ülkede- 3. fıkra hemen O Türk vatandaşıysa-salınacaktır erken Bir kere düşünelim-vatanın ekmeğini Hasan der yer söversen-tarih affetmez seni Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur TÜRKLÜĞE KİM SÖVERSE-SÖVENLERİN CEDDİNİ VATANDAŞLIKTAN ATIN-YAPIN PUŞTUN REDDİNİ Türk Milleti duy beni-başlanmıştır oyuna İhanet sergilenir-Müslüman Türk Soyuna Hain ile düşmanlar-ABD ile AB Hepsi koyun koyuna-başladılar talebe Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini Şimdiden başlıyorum-abdestimi alarak Önüme kim çıkarsa-ilk başlardan dalarak Batının kadınları-gelir ise önlere Buradan uyarırım-hepsi oturur yere Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini Kalk ayağa Türkiye-vatan elden gitmesin Şerefsizler bizleri-alta doğru itmesin Dost edinme kancığı-onlar daima yatar Her şeyi kabul eder-battıkça ona batar Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini Oyuna gelmeyelim- 70 milyon tek yürek Havalara kalkmalı-hem kollar hem de bilek Bizlere kaldır diyen-kendilerine baksın Hainle bir olana-millet yumruğu çaksın Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini Boyun bükmemek gerek-boyunlar bükülürse Din ile iman kalmaz-ot tıkarlar nefese Dünya görün geliyor-üstümüze topluca Bayrağı kapmaz isek-kurumla dolar baca Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini Bir Atatürk aranır-aranır da aranır Elleri ovuşturan-söyle kime yaranır Varlığımı ortaya-koydum çıktım meydana Öğretmen Hasan söyler-zarar verme vatana Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini 301 DOKUNANI-YERE VURUR TOPLUCA NAMAZINI KILDIRMAZ-NE İMAM NE DE HOCA Gerçekten dokunmayın-dokunursanız eğer Toprak da kabul etmez-bulamazsınız bir yer Hain ve kahpelere-doğdurmayın günleri Sıkıntıya sokarsın-vatan seven her eri 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca İşleriniz rast gitmez-trafik ya da deprem İnsanı fena çarpar-kurtulmaz olur verem Dine imana soya-kim küfür ettirirse Onlar da bir şey kalmaz-boşalır bütün kese 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca Yazacağım şiiri-mısra beyit dörtlüğü Hep uyandıracağım-toplu hâlde bölüğü Canlarım anlayacak-desteği verecektir Parmakla kim oylarsa-sıkıntı görecektir 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca Yurdu sevenler vardır-bir de ihanet eden Bombayı patlatırlar-acı çalıyor siren Onlar bölücülerdir-hem ***** hem yıkıcı Bunlardan kurtulmalı-anne baba ve bacı 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca Sözü yabana atma-şair diyorsa eğil Doğru söylenen sözün-manasını iyi bil Sövdürme üzerine-değişirse kanunlar Buradan uyarırım-yanacak çoğu canlar 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca Atatürk’ün ruhunu-sızlatmayın boşuna Ellerini açarak-beddua eder ana Hasan Sancak Öğretmen-yazacak yazısını Ters yönde kaldıranlar-çekecek sızısını 301 dokunanı-yere vurur topluca Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca 301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum. Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz? Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.
  19. REKLAMYAZARI

    301’e Sahip Çık!..

    “301 KALKMAMALI-KİMLER KALDIRIR İSE VATANIMI BÖLDÜRÜR-DİKKAT EDİN BU SESE” Dinle milletvekili-bölücülere kanma Onlar hainle birdir-dostum derse inanma AB ile ABD-böl parçala yut diyor Ermeni’yle kol kola-toprağımdan git diyor “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Sorumluluğu vardır-şairin uyarması Kan ve gözyaşı olur-kapanmaz o yaması Türklük Cumhuriyete-okkalı söveceksin Ceza almayacaksın-Çakalı öveceksin “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Devletin kurumları-bütün organlarına Alenen söveceksin-gelmezsiniz imana Millet Meclisi ile-hele Hükümetini Yargı organlarına-sokacaksınız kini “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Asker ve Emniyeti-bütünüyle alenen Aşağılayacaksın-söylersin yapma fren Hangi ülkede vardır-bu kadar çok hürriyet Arama bulamazsın-sizi duyuyor millet “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Hangi devlet kendini-böyle aşağılatır Oralarda söyleyin-yersiniz bıçak satır Yasak diyorlar yasak-biz mi edelim serbest Anlayın dönüş yoktur-kin duyuyor cemiyet “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Niçin neden kalksın ki- İmralı’da katili Oradan emir verir-kesilmeli şu dili Duruşunu belli et-ya bizdensin düşmandan Topyekün sarılmışız-bilinmeli dört yandan “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Bu kanun kalkar ise-çağdaş mı olacağız Kime ne yararı var-ağlar anne baba kız Şerefsizin eline-anla büyük koz geçer Madde ile oynama-millet ot gibi biçer “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Bölücü yıkıcılar-küfür ettikçe eder Niçin ceza verilmez-bakın canlar kahreder Vur yumruğu alnına-vurmaz isen Yarasa Eline fırsat geçse-bizi koyacak sala “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Fransa’da Ermeni-soykırım yapılmamış Dendiğinde kodese-haydi oradan kış kış Yurdun iç dış güvenliği-bilin tehdit altında Dört yandan saldırı var-güçlü çıkmalı seda “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Cepheler farklı farklı-hangisini sayayım Buna dikkat etmeli-ya hanım ya da bayım Fransa içişleri-aptal bakanı Sarkozy Başbakanı aradı-ondan istedi bir koz “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Adamın derdine bak-der 301’i kaldırın Bölücü yıkıcıya-güzel nefes aldırın Biz soykırım yasasını-hep bloke edelim Öneride bulundu-yolumuza gidelim “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Şunu herkes düşünsün-alsın başı önüne İlmik geçirecekler-hem boğaza hem tene Tehdit üstüne tehdit-yok mu yiğit kahraman Gazi Atatürk gibi-şöyle dedirten aman “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Aydınlar nerededir-onlar böl parçala yut Gözleri boyamakta-bize atmaktadır şut Milletin değerini-aşağılayan mahlûk Sadece bizde vardır-bilin başka yerde yok “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Zihnini kalemini-onuru kim satarsa İçini kaplamalı-hem acı hem de tasa Bütün sorumlu onlar-arkadan kurşunlayan Soylarında özür var-erkekler bir de bayan “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Devlet dediğin devlet-tarihi ve kültüre Hemen sahip çıkmalı-işletilmeli töre Şeref ve haysiyete-bir de sövmek mi Türk’e Sakın serbest olmasın-kıyarsın Atatürk’e “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Hrant’ a sahip çıktın-niçin o Mehmetçik’e Sahip çıkmıyorsunuz-sizlerde vardır leke Ülkenin Doğusunda-Batıda canı veren Genç kahpece vurulur-sorumlusun bundan sen “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Kabulü 2004-aynı milletvekili Onu bir kaldırırsa-üzer ilçe ve ili Kimse sizi anlamaz-isterseniz o oyu Bilin seçilemezsin-anlayın ömür boyu “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” Hayır diyorum hayır-evet diyenler ayrı Hasan görür onları-elde içki ve sayrı Türk Milleti ayakta- 70 milyon ileri Varlığına sahip çık-sakın dönmeyin geri “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese” “ÜÇ YÜZ BİR KANUNU’NDA-HAFİF CEZAYI KALDIR ARTSIN BİN SENE OLSUN-MİLLETE NEFES ALDIR” Kim kaldırmak isterse-301 kanununu Türk Milleti affetmez-bilinmelidir onu Atatürk’ün kurduğu-yurt bölünmek istenir Hain düşmanla birdir-oluşturur yurtta kir “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Bize göre çok hafif-hemen maddeyi arttır Aleyhte konuşursa-vakit geçmeden yattır Bölücü yıkıcılar-yok yere konuşmasın İhanet yapanları-tutun boynundan asın “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” ABD ile AB-en büyük bir problem Yurtta birlik bozarlar-içimize girdi sem Kendilerinde vardır-çok ağırdır cezalar Öyle kanunlar vardır-konuşanı yapar dar “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Ama bize gelince-diyorlar bırak bırak Kendisinde olursa-bağırır vırak vırak Kim kötülüğümüzü-içtenlikle isterse Rabbim onu yaşatma-onda boşalsın kese “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Haine fırsat verme-öyle vur ki tokadı Esamisi kalmasın-hemen silinsin adı Küfür ettirir isen-gelmez bunun bil sonu Üstümüzden alırlar-elbise ya da donu “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Emanettir bu vatan-Atamdan şehitlerden Hesap sormamız gerek-bizi bölen itlerden Varlığına kasteden-vardır sakın unutma Düşmanlar çayı geçti-horlayarak hiç yatma “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Bayrak vatan ve devlet-millet toprak ve birlik Görün hançerleniyor-kaybolmaktadır dirlik Kim Türk’ün düşmanıysa-hemen verilir ödül Onu desteklemeyin-işte solmaktadır Gül “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Sorosun parasıyla-desteklenir vakıflar Sendikalarda vardır-yular kopartan davar Bir Kurtuluş Savaşı-şu anda gerekecek Eğer sahip olmazsan-kötü olur gelecek “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Dört koldan saldırı var-şimdi ise Ermeni Saldırıya başladı-üzmeli bunlar seni Ermeni’yiz diyorlar-sordun mu ki babana Bir emeğin var mıdır-söyle aziz vatana “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” Aydın ihaneti var-ya Liberal solcusu Ortak zemin ararlar-düşman hain yolcusu Dışarıyla birleşip-rolü beceriyorlar Onlar Türk Milleti’ne-eziyet veriyorlar “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” İnce hesaplar vardır-ya Telekom ya banka Oyunlar oynanıyor-bize atarlar caka Cebimizden çıkıyor-paralar ve vergiler Cambaza bak deniyor-yazar kitap dergiler “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” 301 yasasına-yenilerini ekle Vatanın dört yanında-hemen ayakta bekle Öğretmen Hasan söyler-yazıyor dörtlükleri Vazifeye çağırır-kahramanı ve eri “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır” 301 KANUNUNU-HERKES DİYORMUŞ KALKSIN KALDIRTMAK İSTEYENLER-YASALARINA BAKSIN Dört taraftan taarruz-içerden ve dışardan Haine fırsat verme-koru bizi Yaradan Kalkmasını isteyen-milletin düşmanları Yakmak istemekteler-bedenleri canları 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın Gaflet ile hıyanet-sarar ise vatanı Sıkıntıya sokarsın-ayaktaki yatanı Bir kimse küfrederse-milletime ve dine Bilin silahlar patlar-çakallar kaçar ine 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın Vicdanımız töremiz-doğranıp ayrı ayrı Yok edilmek istenir-hem güçlüsü hem darı Siyaset ile hukuk-abluka altındadır Eller kollar bağlanmış-Mevla’mız versin sabır 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın ABD ile AB-bizi bize bırakmaz Şu anda yapılanlar-bilinmeli değil az Emredeni yaparız-kırparız gözümüzü Ağızlarda saklarız-demeyiz sözümüzü 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın 301 Maddesinin-hep kaldırılmasını Öğren kimler istiyor-bellediler kurbanı Bunlara karşı duran-aranıyor bir kişi Atam Atatürk gibi-sağlam tutsun kirişi 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın Türk Milleti meydana-doldurun caddeleri Birliğe çağırırım-şiir okuyan eri Tam Bağımsız Türkiye-diyenleri ararım Öğretmen Hasan söyler-bu benim son kararım 301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın 301 MİLLİ ONUR-SAYGINLIK MESELESİ YEDİDEN YETMİŞE DEK-YÜKSELTMELİYİZ SESİ Saygın onurlu ülke-insanıysa bir kişi Vatanını savunur-sağlam tutar kirişi Bir yerde göremezsin-kendisine hakaret Ettirirse bir adam-cevabı verir millet 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi Gölge düşürmeyelim-düşünce hürriyeti Küfür ettirmek midir-içe sokma illeti Eleştiri amaçlı-olur ise bu sözler Bilin ona ceza yok-madde bize bunu der 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi Yargı karar verecek-ne karışıyorsunuz Hainlik yaparsanız-yok olsun boy bosunuz Titiz ve objektiftir- yine itiraz olur Yediden yetmişe dek-sıkıntı bizi bulur 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi Şerefsizler hainler-bastırdıkça bastırın Biriniz öne geçsin-Türk’ mü hep astırın Bir Nobel Ödülünü-muhakkak alırsınız Bizlerin nazarında-hep alçak kalırsınız 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi Batı verdiklerini-hainlik üzerine Kurmaktadır biliniz-taşı koyar yerine Sadece bunlar yetmez-Ermeni Yahudi’yi Hepsini Türkler kesti-dersen söylerler iyi 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi Bitsin artık rezillik-yapılan maskaralık Yaptığınız son bulsun-işleriniz karalık Hasan Sancak yazıyor-uyandıracak halkı Daima şiir yazar-çevirmektedir çarkı 301 milli onur-saygınlık meselesi Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi 301’E BİR DOKUN-GÖRÜRSÜN KARABASAN BUNLARI SİZE SÖYLER-ÖĞRETMEN ŞAİR HASAN Millete sorsananız-kalksın mı ki 301 Sizlere sözü söyler-vatandaşlarım bir bir O maddenin kalkması-canı yapar kötürüm Elini kaldırırsan-tez biter sonra dürüm 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan Soysuz mu olacağız-kaldırıp 301’i Buradan uyarırım-kalırsın kemik deri Kalk ayağa Türkiye-sakın ola kaldırtma Sağından ve solundan-vatanıma saldırtma 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan Soyuma söverlerse-ben de onun soyunu Vakit varken vazgeçin-beğenmedim huyunu Kesin kararım vardır-yürüyeceğim daim Eli kaldırır isen-işimiz olur vahim 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan Millete bir soralım-kalksın mı kalkmasın mı O zaman görürsünüz-sıkıntıyı ve gamı Dokunmak istiyorsan-üstündeki tozu al Cezasını artırın-kopmamalıdır o dal 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan Elini koy kalbine-Müslüman’ım Türk’üm de Tersinden oylar isen-birden girersin derde El yanlışa giderse-bilin çok çabuk kurur Başını gövdesini-birden yerlere vurur 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan 301 güzel yasa-üstüne daha ekle Konuşanı susturun-elde silahla bekle Atatürk’ün ruhunu-yanında hissedersen Öğretmen Hasan söyler-yurdu seversin resmen 301’e bir dokun-görürsün Karabasan Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan “ÜÇ YÜZ BİR’E DOKUNMA-DOKUNULMAZLIK NERDE ÖNCE ONU KALDIRIN-BİZİ SOKMAYIN DERDE” Bölücü yıkıcılar-şerefsizler çakallar Meydanları kapladı-ipi kopartan davar Onlara söz hakkı var-kanunlar işletilmez Akrebi övmek serbest-sanmayın kimse bilmez “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Burdan uyarıyorum-kimin eli oylarsa Onu kaplayacaktır-hem acı hem de tasa Önce size söverler-benden hatırlatması Yolda yakalarsalar-kötü olur tasması “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” 301 kalkmamalı-söyleyin niçin kalksın Bize kaldır diyenler-yasalarına baksın Hangi devlet kendine- sövdürür hep alenen Elleri kaldırırsan-sorumlusun bundan sen “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Buna destek verenler- gitsin yüce divana Boy abdesti alsınlar-hepsi gelsin imana Asla kurtulamazlar- bu yasa bilin kalkmaz Buradan söylüyorum-vermeyin bize vaaz “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Sabrımız sınanıyor-şan ve şerefimize Küfrettireceksiniz-yazıklar olsun size İşbirlikçi haine-görünüz gün doğmakta Bu kanun değişirse-hata işlersin hata “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Burası Türk vatanı -bayrak şehit diyene Sakın ha dokunmayın-isterseniz bir dene Gayeniz bölmek sizin-yurdumu parçalamak Anne baba çocuklar-saçlarımız oldu ak “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Sözüm 70 milyona-sesime ses katana Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana Toprak elden gidiyor-bir Kurtuluş Savaşı Yapmamız gerekiyor-vermelisin uğraşı “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Bu yasayı kaldırmak-Atatürk’ün ruhunu Biliniz incitecek-üzeceksiniz onu Türklük Cumhuriyete-küfrettirmek dert açar Benden hatırlatması-kulağa sular kaçar “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Bana göre bu kanun-sağlamlaştırılmalı Parçala kim yut derse-hesabı sorulmalı Yanlışlık yapılırsa-söyleyeceklerimi Şu an listeliyorum-beni duyunuz emi “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Tv ve radyolara-gerçekten de gün doğar Karşılıklı atışma-saldırır çakal zağar Güçlü olanlar yaşar-güçsüzü ezer herkes Bir kez daha söylerim-daralacak bu nefes “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Amaç nedir söyleyin-yıkıcılığı serbest Yasal hale getirmek-bölünecek bu millet Terör bakın zirvede-şehit cenazeleri Onlardan söz eden yok-kaldık bir kemik deri “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” Şu yapılmak istenen-maske biliniz maske Birlik kaybolacaktır-sürülecektir leke Hasan Sancak uyarır-kaldırma eli sakın Oy istemeye gelme-olamazsınız yakın “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde” 301’İN BENZERİ- İTALYA POLONYA’DA ALMANYA DANİMARKA-OKU VAR İSPANYA’DA Peki biz kaldırırız-ya AB ülkeleri Onlar kaldırırlar mı-zora sokmayın eri Mislisiyle fazlayla-hepsi vardır onlarda Bizler kaldıracağız-kalacağız sonlarda 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da Mesela İtalya’da-parlamento hükümet Anayasa yargıyı-aşağıla var illet 6 aydan 3 yıla-kadar hapis cezası Kalplerde ve ruhlarda-bilin çekersin yası 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da Her kim ki Polonya’da- o cumhuriyetini Aşağılarsa ceza-soldururlar bedeni 1 seneden 3 yıla-kadar hapishanenin Yolu ona görünür-haberin var mı senin 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da İspanya özerk bölge-simge amblemlerini Sözle ya da yazıyla-ayırtırlar yerini Alenen aşağılar-küçük düşürürseler 2 ay kadar hapis-yasa bize bunu der 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da Her kim ki Almanya’da-cumhuriyet eyalet Anayasa marşını-söverse yapar davet Bayrak ve armasını-küçük düşürürseler I yıldan 3 yıl hapis-kondurulur buseler 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da Kendi ve AB’yi de-millet parlamentoyu Alenen aşağılar-günleri geçer koyu 2 yıl kadar hapis-Hasan der ince ince 301’i kaldırma-sabahlar olur gece 301’in benzeri- İtalya Polonya’da Almanya Danimarka-oku var İspanya’da VARLIĞIM GELECEĞİM-KURBAN AZİZ VATANA 301’İ KALDIRTMA-SÖVDÜRÜRSÜN İMANA Yüz bin kere karşıyım-madde kalkmamalıdır Saflarını belli et-kopan yurdun dalıdır Vatan millet bayrağa-asla küfür ettirme Hain alçaklar gibi-düşmana destek verme Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana Türklük Cumhuriyeti-yaşadığım müddetçe Daim savunacağım-hazırladım dilekçe Açık ya yarı açık-şekildeki hakaret Millet izin veremez-bedduayı eder cet Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana Onurlu kişilikli-sözüm benim onlara Ellerini birleştir-kalpte olmasın yara Kendisine saygısı-olmayan bir toplumun Geleceği mahvolur-boştur koftur o somun Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana Kim istiyor ona bak-PKK ve Ermeni Diğerlere gerek yok-düşündürmeli seni Bağımsız değil miyiz-önce bunu bilelim Hainlik yapanların-haklarından gelelim Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana Mehmetçik ölür iken-ABD AB sessiz Çakala bir şey olsa-kalıyoruz nefessiz Tutmayın ellerinden-elleriniz kirlenir Vazife yapmazsanız-sözümü derim bir bir Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana Mektuplar göndererek-hep kaldırılmasını İsteyene küfredin-biraz yanmalı canı Yanına gelir ise-uygulamalı yapın Öğretmen Hasan söyler-sırtını yere çarpın Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana 301’i kaldırtma-sövdürürsün imana 301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum. Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz? Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.
  20. REKLAMYAZARI

    Cola İçme Mahveder

    Cola İçme Mahveder!.. Acı çeken çektirir-akıllı ol uslu dur Cola’dan kurtulalım-oluşturun sağlam sur Acı çeken sevinen-ümit duyan bir insan Cola’yı görür ise-sırtını döner o can Acı tattırır içe-morarmasın boncuğum Bu size vasiyettir-Cola içme çocuğum Acıları çektirir-akıllı ol uslu dur Cola’yı görür isen-o şişeyi yere vur Acıların büyüğü-kendi acılarımız Cola’dan uzak dursun-baba bacılarımız Acıma duygusunu-içinde duyup yaşa Cola içi karartır-bakmaz gözünde yaşa Ad ne olursa olsun-Cola içme yavrucak Elini kirletmesin-aldın ise yere çak Adalet güneş gibi-ısıtır aydınlatır Cola denen o içki-ruhumuzu karartır Adalet kadar büyük-sihirli güçler yoktur O Cola içeceği-bilinsin borumboktur Adalet mutluluktan-ancak sevgiden doğar Cola bugün olmazsa-yarın insanı boğar Adalet mülkümüzün-ilk baştaki temeli Cola’yı içmeyelim-yukarı kaldır eli Adalet ve merhamet-insanın özelliği Cola bilin yok eder-insanda güzelliği Adaletle hareket-edenler çağa koşar Cola içerse insan-vücut bu işe şaşar Adaletle işleyen-o çarklar kolay döner Cola’yı içen vücut-öğren çok çabuk söner Adaletsiz yönetim-gençleri zora sokar Cola içme evladım-içini fena yakar Adaletsizliklere-karşı sesini yükselt Cola’dan kurtulmalı-can çekişen cemiyet Adaletten ayrılan-bil yolunu şaşırır Cola’yı içen vücut-bedenini aşırır Adı dünyadan kalksın-Cola içe kor sokar Gardını alamadan-balyoz olur ve çakar Ağaçsızsa topraklar-sel toprağı götürür Cola içme çocuğum-o ömrünü bitirir Ak değil kara kara-Cola zehirli madde Yanına yaklaştırma-canda kısaltır vade Akıl ve düşünceye-daim verin önemi Cola denen o zıkkım-içlere sokar nemi Akıllı ol söyleme-bir söyle düşün seksen Cola’dan kurtulmalı -ya tezden ya da erken Akıllı tedbirlidir-hesap eder her işi Cola’yı yere döksün-beyit okuyan kişi Akla dayanan millet-yıkılamaz hep yaşar Sağlıklı olan nesil-bilin zorluğu aşar Aklını iyi kullan -vücudu harap etme Cola’ yı tüketerek- sakın ola tez bitme Alçakgönüllü insan-kendisini methetmez Cola içerse insan-dertleri çoktur bitmez Aldatmayan biriyim -dilim gerçeği söyler Cola’dan kurtulmalı-anne çocuk ve beyler Aldatmayın arkadaş-Cola faydalı değil Doğru olan sözlerin-karşısında gel eğil Aleyhte yazıyorum -Cola’ yı yeriyorum Mücadelemi burdan -beyitle veriyorum Alışkanlık yapmayın-Cola içerse insan Çok kolay tökezlenir-dayanamaz buna can Anlamadan bilmeden-asla konuşmuyorum Cola’yı içer isen -kötü olur o durum Anlatacağım daim-ben sen biz siz onlar Sözüm Türk Milleti’ne-Cola içmesin canlar Anneler ve babalar-Cola içerse çocuk İleriye gidemez-çok tez solar kuzucuk Ara araştır ve sor-doğruluğa gel eğil Cola çok zararlıdır gerçekleri n ‘olur bil Arzunu gerçekleştir-Cola içme bir daha Eğer dikkat etmezsen-mayınla dolar saha Ay gibi güneş gibi-ışığı saç ve yaşa Cola zarar veriyor-hem saça hem de başa Aydınlanmamış millet-bilinsin kötürümdür Cola’yı içer isen -o hayatın dürümdür Ayrık otu olmayın-bölme hiç parçalama Cola sebep oluyor -sıkıntıya ve gama Az değildir zararı-içtiğin nedir söyle Herkes şunu öğrensin-Cola’ysa artar çile Az sözle çok şey anlat-desinler hep efendi Cola yere vuruyor-zıkkımı içen merdi Bakarım ileriye-çocuk genci gözlerim Cola içmesin diyor-bakışım ve gözlerim Bardak içerisinde-ikram et suyu sütü Cola’yı içer isen-durumun olur kötü Barış herkesin hakkı-savaş ise berbat şey Cola bil körüklüyor-ölür anne çocuk bey Başakların uçları -havada tutar başı Cola içen bir nesil-yüzünde görür yaşı Başarılı işlere-giriş oluştur birlik Cola’dan kurtulursak-yurtta sağlarız dirlik Başkalarını mutsuz-etmektedir o Cola Vücudu harap eder-baktırmaz sağa sola Başkasını hor görür-Cola yolu şaşırtır Çocuk ile gençleri-ters yollarda aşırtır Bedeni harap eder-Cola verdirir mola Merdiven çıkamazsın-gidemezsiniz yola Benden sonra tufandır-Cola’daki düşünce Aklın başına gelir -bir kez yere düşünce Benliğini kaybetme-Cola’ya vurun darbe Hiç boşuna ölmesin- anne çocuk ve bebe Beter diyorum beter-Cola içki mi içki Yetkili ve yetkisiz-göstermeliyiz tepki Beyitleri okursan-vatandaşım duy beni Bugün olmazsa yarın-Cola bitirir seni Bilgi artan hazine-bölüşelim canlarla Ancak çağa gideriz sağlıklı insanlarla Bilgi ve ilham bizde-kükremeler çağ aşar Cola’yı içmeyenler -bilin sağlıkla yaşar Bilinsin epey büyük-Cola’nın yaptıkları Anne baba evladı-ağlatır zarı zarı Bir bilseniz neler var-Cola bünyeyi yorar Yanından uzaklaşın-içme verin tez karar Bir devlet adamının-kalbi başta olmalı Cola’yı reddetmeli-çağlar boyu kalmalı Bir işin sonucunu-hesap et zarar görme O Cola’yı içerek -toplumu sakın germe Bir şeyi öğrenmeden-bilemezsin gerçeği Su ile sütle doldur-vücut denene peteği Bir tarih bir destandır-geçmiş geleceğimiz Cola’ nın yok olması-bilinsin dileğimiz Bir Türk dünyaya bedel-Atatürk'ümün sözü Cola’yı içmeyenler-açık tutar o gözü Bir yanı dinlemeden-verilmez doğru karar Cola’ yı içme evlat -bünyeye verir zarar Biz öyle bir milletiz-tehlikelere dikkat Cola’yı içer isen -mosmor olur o surat Bize bizden fayda var-vücudu harap etme O Cola’yı içerek- tez günde çabuk bitme Bozmaz mı zannedersin-Cola bozar bünyeyi Zayıf anı gözlerler-yere çarpat künyeyi Bulaşmasın eline-deme nerde bulayım Tesiri çok büyüktür-Cola mahveder bayım Bünyeniz fayda görsün-içeceksen süt ara Anne ile babalar-Cola’ya verme para Bütün görev sizlerde- anne içtirme Cola Evladı yakalarsa-çarptırır sağa sola Bütün güzel canları-birbirinden ayırır Cola içme vatandaş-o vücudu sıyırır Büyük sözünü dinle-vücuda sokar pası Yaşadığın müddetçe-Cola çoğaltır yası Cana faydası yoktur-Cola zehri bir bela SeslEnirim sizlere içecek misin hâlâ Cehaleti hemen ez-Cola içmesin millet Eğer devam ederse -ortaya çıkar illet Cola içen gönüller-bilmelidir gerçeği Bilin hüsrana uğrar -boş kalır o peteği Cola’yı elde tuttu-içtim dedi bir kişi Biraz vakit geçince-tez bıraktı o işi Çocuklar gençler duyun-Cola verir endişe Tutma elinle sakın-yurttan kaybolsun şişe Çocuklara gençlere-Cola atıyor şamar Bilinsin öğrenilsin-zararı tomar tomar Değer verilmemeli-Cola’yı içme sakın İşlerin sarpa gider -olamazsınız yakın Derdimi anlatamam-düşmanıyım Cola’nın Uyandırmak görevim-yararı yok molanın Devamlı uyarırım-Cola yok eder teni Sıkıntıya düşmeden-şu an hatırla beni Devamlı yazacağım-içmeyin canlar Cola Bir gün yere düşürür-olamazsın kol kola Doğruyu söylüyorum-içilecek şey değil Zararı sana bana-Cola kötü bunu bil El sözüne kanmayın-koyma buzdolabına Evladı zehirleme-Cola içmeyin ana En önemli mesele-Cola’yı içtirmemek Türk Milleti gerekir-toplu hâlde kükremek Erkek kızı kollayın-içme Cola anne bey Gerçekten de *********tir-elde tuttuğun o şey Gerçeği konuşmalı-Cola içtiğin anda Uzmanlar uyarıyor -huzur kalmaz insanda Gerçekleri söylerim-Cola’nın yok yararı Vazgeçenler diyorlar- insana çok zararı Getirme onu ağza-Cola içi sararsa Darbesi kötü olur-bizi öldürür tasa Getirme onu ağza-uygun olanını seç Cola’yı yere döküp-sütü içip öne geç Gördüğpünde yere dök-eve getirme sakın Faydası yoktur bilin-Cola olamaz yakın Görev anne babada-içmeyin onu onu Türkiye’de dünyada-gelsin Cola’nın sonu Günden güne artıyor-içenler epey pişman Uzak durun şişeden-Cola yapıyor şişman Hedeftedir neslimiz-Cola varsa dert açar Ters aşağı çevirin-içme zehiri saçar Her gün bir bardak daha-Cola yerine sütü Lıkır lıkır içelim-o an çalışsın ütü Her şey elinizdedir-Cola’ya darbe vurun Markete girdiğinde-süt var mı önce sorun İçeceksen su süt iç-para verme boş yere Yerlere yıkılırsın-Cola içme ha bire İçindeki asidi-Cola kemik eritir Acısı canı yakar-ortalara çıkar kir İçmemeli bu toplum Cola yurtta mesele Vatanın sınırında- oluşturuyor çile İlmi bir gerçekliktir-Cola vücudu yutar Bilinsin öğrenilsin-sütse ayakta tutar İnanmazsan bana sor-Cola ruhu soldurur Ansızın yakalarsa- içe zehir doldurur İncedir yazıları-deme olmaz zararı İnsanın vücuduna-Cola’nın yoktur kârı İnsanın dünyasını-Cola içme karartır Ruh ile bedenleri -yorar bilin sarartır İşi bırakır yarı-Cola sarartır benzi Beyitle uyarırım- buradan hepinizi İyice düşünmeli-Cola içen bir nesil Hayatını mahveder- acı çeker bütün dil İyice öğrenmeli-Cola’nın içindeki Pantolonu boşaltır-yok eder para çeki Kanmayın tatlı söze-darbesi olur fena Ağlayanları görün-Cola kıyıyor cana Kimselere gösterme-o şişeden uzak dur Zararları anlatın-Cola ise yere vur Nerde görürsen kaçın-çevirme kapağını Seni esir almasın-Cola’dan koru canı Onu hiç sevmiyorum -eritir gram gram Kendime yeni geldim-Cola ile yok aram Onun rengine kanma-Cola içme çok acı Vücudu esir alır-asla eksilmez sancı Öğrenmedin mi hâlâ-Cola zehirli madde Onun için fark etmez -inan kısaltır vade Öğretmen söylemekte-Cola’yı içen genci Kısa bir süre sonra-kaybolmakta direnci Paraları çok fazla-kanma sakın reklâma Doğuştan itibaren -Cola sebebeptir gama Rengine aldanmayın-Cola kara çok kara Eline alır ise -ciğerde açar yara Ruhumuz bedenimiz-Cola’dan dursun uzak Türk Milleti unutma -bize kurulu tuzak Sayın milletvekili-uzaklaştır gençleri Kanunları çıkartın-Cola soldurur eri Seslenirim sizlere-çocuk gençler duy beni Doğruyu söylüyorum-Cola yok eder seni Seslenişim herkese-uzak durun Cola’dan Yere vurursa onu-hoşnut olur Yaradan Su ya da sütü içir-çocuk gençleri dinle Uzaklaştır masadan-Cola içme frenle Şairi iyi dinle-çocuk gençler ve oğlum Vücuttan atılmalı -Cola denen o dolum Şöhreti çok da kötü-Cola yok eder benzi Beyitleri yazarım-uyarıyorum sizi Tercihini sütten yap-bardaktan yudumlama Evlerde apartmanda-Cola sebeptir gama Ters yönlere yatırır-yol almıyor bu gemi Şair size seslenir-Cola içmeyin emi Uyarmak görevimiz-içerseniz hep Cola Sıkıntıda kalırsın-başlara gelir bela Uzmanlar öyle söyler-Cola kötü içecek Zilleri takamazsın-içme tutuşur etek Üretenler üretmiş-Cola’nın içindeki Pantolonu boşaltır- yok eder para çeki Verdiği zararı gör-sakın Cola içmeyin Altlara düşürerek -çocuk genci biçmeyin Vücuda çelme atar-Cola derse bir kişi Bilin zararı görür-kırdırır kafa dişi Vücudun besin alsın-Cola yerine sütü Lıkır lıkır içmezsen durumlar olur kötü Yaklaştırma yanına-şu rengine iyi bak Yakında duruyorsan-Cola’nın yanından kalk Yazılanı gördün mü-O zehirli bir şişe İçenlerde kalmıyor-Cola bozar klişe Yazısını okuyun-O Cola’nın asidi Yediden yetmişe dek-karartmaktadır vadi Yetkilim duy sesimi-Cola’yı yurttan sürün Sonsuza dek yok olsun-satılmasın bu ürün Yetkilim görev sizde-Cola’ya vurun darbe Neslimiz bozulmakta -ölmesin çocuk bebe Zararı hepimize-Cola zehri öldürür Bozuyor yapımızı -çocuk genci soldurur Zararlı bir davranış-Cola’ya verme para Yaşadığın müddetçe-sütü iç düşme dara Cola İçme Mahveder Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum. Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz? Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.
  21. Hoş bulduk. Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın. Sayfama girip biyografimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Saygılarımla.
  22. Hayatımda bu kadar sevinç duyduğumu hatırlamıyorum. Hepinizin yorumları için teşekkür ederim.Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın. Sayfama girip, şiirlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Saygılarımla.
  23. Hasan Sancak In Benim Annem Melekti Şiirleri 1.Bölüm AYAN BEYAN BİLİNSİN-"ANNEMİZ BİR MELEKTİ" O UNUTULMAYACAK-HAYATIMIZDA TEKTİ 13 Ağustos Günü-sabah Saat Üç Otuz Anne naaşın geldi-içimize bastın tuz 4-5 kişi birlikte-tuttuk kaldırdık seni Hepimizi çok üzdün-insanları ve beni Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti Hani konuşuyordun-soğuktu o bedenin Hep manasız bakışlar-hareketsizdi tenin Şu uykusuz geceler-kız oğlunu soldurdu Acı ve sıkıntıyı-içimize doldurdu Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti Sabah olduğu anda-beyler ile kadınlar Seni anmaya geldi-nice nice insanlar Çoluk çocuk akraba-Trabzon İstanbul'dan Kavuştular araçla-ayrılmadılar yoldan Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti Bütün akrabaların-açtılar tabutunu Hayatın başlangıcı-evet vardır bir sonu Sesler ve haykırışlar-hepten kapladı arzı Ora kimler gelmişse-içte duyuldu sızı Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti O yüzün bembeyazdı-aktı burnundan kanlar Gerçekten de üzüldü-oğlun kızın ve canlar "Hoca dedi Şehittir"-ağlamayın siz sakın Ruhu ile bedeni-Allah'a oldu yakın Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti Amca dayı torunu-hala ve teyzelerim Hangisini sayayım-toplandı bütün erim Öğle namazı ile-biz kaldırdık naşını Sıkıntı acı doldu-sızlattın bütün canı Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti Şu Şadibey Camisi-duy anne ağza kadar İnsanlarla dolmuştu-bütün meydan geldi dar Şiirim dörtlüklerim-anneciğim hep sana Söyleyen Oğlun Hasan-rüyamda görün bana Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti" O unutulmayacak-hayatımızda tekti AYRILIĞIN ACISI-BİZLERİ SOKTU ZORA ANNEM KALP RUHUMUZDA-AÇTI DERİN BİR YARA Anne senden ayrıldık-bu ayrılık çok da zor Erkekleri kızları-acı sıkıntıya kor Hasretin hepimizi-bezdirdi ve soldurdu Ruh ve bedenimize-üzüntüyü doldurdu Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara Öyle ateşe düştük-tutuştuk yanıyoruz Hep seni düşünerek-durmadan anıyoruz İçimiz ve dışımız-yakmaktadır benliği Bir türlü bulamadık-evlerde düzenliği Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara Bu ayrılık bambaşka-sadece ruhlarımız Sıkıntıyı çekerler-görülür ahlarımız Vakit geldiği anda-ayrılır el ve kollar İnsanlar perişandır-titrer yapraklar dallar Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara Haftanın yedi günü-sensiz sessiz derinden Bir ses duymak isteriz-haber gelmiyor senden Acaba bir tıkırtı-bakıyorum etrafa Düşündüğüm anlarsa-beni kaplıyor cefa Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara Ne mektup ne telefon-postacı seslenemez Ne telgraf ileti-canlar zoru yenemez Ağlayarak inleme-kaplıyor yeri arzı Birlikte duyuluyor-tükenmeyen bir sızı Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara Sabah öğle ve akşam-güneş yağmur sesleri Bakanları üzüyor-tutuyor nefesleri Öğretmen Hasan söyler-yaş doluyor gözleri Şiirle anlatıyor-ruhta kalır izleri Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara BEBEKLİK ÇOCUKLUKTA-ANNEM SARDI UYUTTU HASTALIKTAN KORUYUP-BENİ GÖĞSÜNDE TUTTU Çeşme mahallesinin-iki katlı evinde Doğumum orda olmuş-mutluluk olmuş tende Komşular birbirine-bu müjdeli haberi Hemen ulaştırmışlar-kalplerde tutmuş yeri Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu Çok güzel bebekmişim-söylemişler maşallah Ömrünü uzun etsin-derlermiş Rabbim-Allah Abla ağabeylerim-sonraki kardeşlerim Huzura huzur katmış-bunu şiirle derim Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu Annem kazak örerken-ayağına beşiği Durmadan sallar imiş-hazırlarmış döşeği Beşikler bebeklerin-uyuduğu sağlam yer Kendisine gelmiştir-buralarda bir çok er Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu Hasan sallanır iken-söylenir tatlı ninni Hep dörtlükler oluşur-şarkı türkü ve mâni Güzel ve yanık bir ses-hemen toplar odayı Söylenince duyarsın-bağırışı nidayı Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu Ayaklarda bir yastık-başım koyulur ora Bir de pış pış demeler-kalpte düzelir yara Canlar anne emeği-asla unutulamaz Okuyorsan şiiri-bunu bir tarafa yaz Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu Onlara değer verin-bütün anneler güzel Yere düşen çocuğa-onlar uzatırlar el Sevelim o canları-Hasan verir değeri Canınızdan çok sevin-sırtı dönmeyin geri Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu BİZİ ÖKSÜZ BIRAKTIN-GİTTİN BİZLERDEN ÖTE SANA ÇARE OLMADI-NE İLAÇ NE REÇETE Bugün on bir gün oldu-ayrılalı seninle Sancak ailesinde-hâlâ sürüyor çile Uzaktan ve yakından hep eve geliyorlar Kalbimiz ve ruhumuz-Anneciğim inan dar Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Almanya Alaçam'da-o Yasin-i Şerifler Senin için okundu-veririm sana haber Oğulların kızların-unutmuyorlar seni Anneciğim özlerler-sendeki beyaz teni Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Daha yeni duyanlar-gerçekten epeyi var Vatanın dört yanında-görüyorsun itibar Yokluğun hissedilir-kapıda pencerede Torunların soruyor-babaannem nerede Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Öksüz kaldı koyunlar-tavuklar ve inekler Kendince konuşurlar-O Emine’ m nerde der Şu an yatsı ezanı-okunuyor güzelce Saat tamam yirmi bir-bizi sarsıyor gece Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Ağustos sıcağında-dışarıda yağmurlar Çok kuvvetli yağıyor-yetişmiyor buna far O ruhun hisseder mi-yağmurun sularını Dolarsa mezarına-acıtır mı şu canı Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Senin o yatak odan-anneciğim sessiz boş Babam da huzursuzdur-gece ışık yanar loş Şiirler anlatamaz-senin güzelliğini Kımıldamayan vücut-şu an sızlatır beni Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete Çektiğin sıkıntılar-seni bitirdi yedi Canlılarda ses çıkmaz-sanki boş kaldı vadi Söylüyor Oğlun Hasan-şiirini yazıyor Yoksun sen yanımızda-içimize düştü kor Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete BÜTÜN ANNELER GÜZEL-BENİM Kİ EN GÜZELİ HELE DE BAKIŞLARI-OKŞAR DAİMA ELİ Seni düşündüm yine-aklıma geldin hemen Bana üzücü laflar-deme annem ağlarken Ah unutamıyorum- gerçekten de inan ben Çıkmıyorsun aklımdan-gece gündüz anne sen Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Oturdum kaldım evde-hayâller kuruyorum Düşlere daldığım an-karşında duruyorum Gel diyerek yanıma-durmadan soruyorum Kapı kapalı diye-hep tık tık vuruyorum Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Gelecek misin bana-ışığı çakıyorum Gözyaşları içinde-yollara bakıyorum Neredesin diyerek-sokağa çıkıyorum Şu akan sular gibi-sanki ben akıyorum Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Söylediğim sözlerin-hepsi binde biridir Benim sevdiğim annem-ceylân gözlü diridir Alaçam'ın güzeli-gerçekten de eridir Annem güzel konuşur-hem akıllı seridir Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Canım niçin bu kadar-aklıma geliyorsun İçimden geçenleri-anne sen biliyorsun Telefon mektup ile-haberi salıyorsun Oğlunu düşünerek-geçmişe dalıyorsun Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Bunlar geçer elbette-inşallah kavuşuruz Bu hasretlik tez biter-çok çabuk buluşuruz Evdeki insanlarla-canlarla karışırız Annem türkü atarak-birlikte yarışırız Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli Şu an yoksun yanımda-zannetme ki oğlun tok Bu Hasan endişeli-kalbime batan bir ok Dertlerim çok artıyor-keder dersen bende çok Bütün bu zor durumlar-canda bıraktı bir şok Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli Hele de bakışları-okşar daima eli DURUYOR BÜTÜN SÖZLER-CENNET'TEN ANNEM GÖZLER O'NU BİR KEZ ANDIKÇA-DOLUYOR BÜTÜN GÖZLER Ağlattın hepimizi-kalplere acı doldu Kederlendik aniden-bütün yürekler soldu Yaşın 77 ' ydi-söylerdin heyecanlı Bir gül toprağa düştü-kırıldı yeşil dalı Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Ağlıyorum durmadan-yazıyorum yazımı Allah'ım n 'olur dindir-içimdeki sızımı Gönül kırık kalp yaslı-yüzlerimde bütün yaş Annemizi kaybettik-bundan eğik oldu baş Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Rabb' imizin takdiri-eğdik biz boynumuzu Senin ile ağlıyor-hem insanlar hem kuzu Gerçekten seviyordun-canlıları hayvanı Yoksun sen aramızda-üzdün annem dört yanı Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Şu hakkını helâl et-anneciğim duyayım Bir kez bana oğlum de-sözlerine uyayım Sabah Saat 7' de-yazarım şiirimi Bak oğlun yalvarıyor-beni hatırla emi Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Anlatırdın durmadan-başına gelenleri Seni kim dinliyorsa-oluyordu haberi Bütün mendil çarşaflar-yetmezdi inan bize Hep dua ediyoruz-hep anneciğim size Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Beklemekten yorulduk-ben özledim yüzünü Anneciğim unutmam-senin tatlı sözünü Bekliyoruz naşını-oğulların kızların O feryat kaplayacak-hem bugün hem de yarın Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler Yurdun dört tarafından-sana koştular sana Hasan unutmaz seni-bir kez duy canım ana Anneciğim Cennet' te-olsun o güzel yerin Uçurum oluşturdun-yara kapanmaz derin Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler ELİMDEN BİR ŞEY GELMEZ-ANNESİZ OLAN YÜREK AİLEYİ BİTİRİR-YANA DEVRİLİR DİREK Bak seneler geçiyor-sesin niçin çıkmıyor Annem yanımda yoksun-kimse bana bakmıyor İlkbahar ile yazı-sonbahar ile kışı Birbirini kovalar-hâlâ gözde var yaşı Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk Dünyamız ayrı ayrı-seninki ruh alemi Benimki ise beden-canda görülür nemi Gel desem de gelmezsin-Cennet ile Cehennem Allah’ım acı verme-öldürecek beni sem Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk Daha dün yaşıyordun-uzanmıştık yan yana Şu ansa sesin çıkmaz-ey gidi canım ana İnsan gelip geçici-alma beddua sakın Annelere yaklaşın-olun onlarla yakın Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk Çile ile ıstırap-hiçbiri çekmemeli Daim yanında kalın-zorluğa banın eli Oğlu ile kızını-yanında hazır bulsun Saygı ile sevgiyi-hemen annelere sun Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk Sıcakta serinletin-soğukta halı serin Onlar düşünmesinler-gerçekten derin derin Anne demek can demek-anne esenlik demek Hepsinin yollarında-verilmelidir emek Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk Önemi göstermeli-öf bile demesinler Duasını alırsın-birazcık da önem ver Sözü yabana atma-Hasan diyor anlayın Hemen sese ses verin-huzur ile çınlayın Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek Aileyi bitirir-yana devrilir direk HER ANNE GÜZEL AMA- FARKLIYDI BENİMKİSİ KALBİMİZE KOR DÜŞTÜ-KESİLDİ BÜTÜN SESİ Onun gibi şefkatli-onun gibi fedakâr Acaba var mı bilmem-seven sayan güzel yâr Daha sanki dün gibi-geçti ikinci hafta Solmak yakışmıyordu-konuşan o surata Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi İnsanlığı mükemmel-o insaniyetliydi Kolay kolay yıkılmaz-"Can Annem Heybetliydi" Oğlu ve kızlarına-derman oldu kol oldu Tümsek taşlı tarlada-annem bize yol oldu Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi Beş vakit namazını-kılar hiç bırakmazdı Yıllarca yaşayacak-unutulmaz o adı Tatlı bir ses güzel yüz-hep disiplinliydi Annem mükemmel insan-çok cana yakın idi Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi Canım hepimiz ile-ilgilenirdi her an Kara toprağa düştü-Annem denen büyük can Çok sıkıntılar çekti-daim attı içine Okşardı ve severdi-önem verirdi yine Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi Son derece titizdi-dağınıklığı sevmez Düzeltirdi her yanı-hemen davranırdı tez Evine bağlı idi-gerçek usta biriydi Zorluklardan yılmazdı-hem kuvvetli iriydi Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi Dört dörtlük bir insandı-asla kaçmazdı işten Terlerini silerdi-sıkıntı çekerdi ten Annem boş oturmazdı-onun eli açıktı Onunla sağlamlaştı-güçlendi bütün çatı Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi Seni biz özlüyoruz- kalbimizdesin her an Sesleniver bir kere-sana koşsun bütün can Hasan Sancak yazıyor-şiiri dörtlükleri Rabb' im seni korusun-ben isterim dön geri Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi HER GECE GİR RÜYAMA-SENİNLE KONUŞALIM RABBİM ÇİLE ÇEKTİRME-ZORLUKLARI AŞALIM 23.02-sene 2006 Günlerden perşembedir-anne gördüm suratı O günden bu güne dek-ilk defa rüyamdasın Gerçek heyecanlıydın-yüreğim çarptı çın çın Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım Evimizin önüne-gelmiştin taksi ile Yukardan bakıyorum-kayboldu sende çile Sessizce ağlıyorum-açtım bu anda camı Uyandığımda yoktun-hissettim o an gamı Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım Sınıfta ve okulda-okurum şiirimi Düşünüyorum seni-atamıyorum nemi Dinleyenler başını-yerlere eğiyorlar Yüzlerinde yaşlar var-ağlıyorlar zarı zar Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım Annem acıya soktun-duygularım karışık Gündüzüm gece oldu-bulamıyorum ışık Saatler ile aylar-hep seneler geçiyor Sen orada biz burda-bizi üzüntüye kor Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım Yazılır dörtlüklerim-yıllarca okunacak Hem doğum hem de ölüm-böyle yaratmıştır Hâk Dörtlükler yazılırken-farklı farklı düşüncem Gerçekten özlüyorum-sabaha döndü gecem Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım Bundan sonra seninle-ya rüyada ahrette Bir gün görüşeceğiz-bizde geçeriz öte Oğlun Hasan yazıyor-anlatacak durmadan Seni orda korusun-dünyaları Yaratan Her gece gir rüyama-seninle konuşalım Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım OĞLUN SANA YALVARIR-ANNEM ANLA HÂLİMİ SESİN SOLUĞUN ÇIKMAZ-TUTSANA ŞU ELİMİ Hastalık birdenbire-perişan etti seni Anneciğim bitirdi-hem yüzü hem de teni Bütün çocuklarını-durmadan sayıklardın İnan yaşayacaktır-soyadın bir de adın Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi O hayvanlara karşı-gösterdin merhameti Gerçekten senden aldık-gücü ve cesareti Sakın öldürme derdin-karınca ve yılanı Dosdoğru insan olun-deme derdin yalanı Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi Sabah erkenden kalkar-akşam dokuza kadar Bütün torunlarınla-annem güderdin davar Severdin inekleri-öperdin ve koklardın Bir şey olmuş mu diye-sağı solu yoklardın Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi Hepsi seni severdi-hep çağırdığın anda Bütün bağırırlardı-duyulurdu o seda Kaşırdın başlarını-verirdin otlarını Anneciğim unutmam gerçekten de bu anı Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi Ne zaman satıldılar-hemen arttı dertlerin Hep kemik erimesi-yarayı açtı derin Kalp yetmezliği ile-hele nefes darlığı Gerçekten de tüketti-beden denen varlığı Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi Şu 2004 yılı-uğursuz geldi bize Oğlun kızın uğradı-sıkıntıya krize Bir bilsen hâllerimi-seni hiç unutamam Yataklarda diken var-batar bana yatamam Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi Dedin beni götürün-yurdum dedin de yurdum Sesini duymayınca-başımı yere vurdum Senden önce sözlerin -bil geldi Alaçam'a Hasan'ın sözü gerçek- sensiz kapanmaz yama Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi OLMUYOR ANNECİĞİM-İNAN SENSİZ OLMUYOR HEPTEN ÇARESİZ KALDIK -ANLA VAKİT DOLMUYOR Bugün günlerden Cuma- Saat 7'de kalktım O perdeyi kaldırdım-pencereden bir baktım Oda sessiz ben sessiz-yapraklar kımıldıyor Kuşlar cik cik ötmekte-beni üzüntüye kor Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Sokak tamamen bomboş-karşı yolu gözlerim Bir elimde kalemim-ağlamakta gözlerim Üzdün annem bizleri-soldurdun yürekleri Bir kez daha görmekti-bizlerin dilekleri Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Rabb'im seni bizlerden-seviyormuş çok daha Yeşillenen ağaçlar-bana görünür vaha Allah'ım güç kuvvet ver-koyma bizi ellerde İnan dua ederiz-Bismillahım dillerde Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor İlk defa tadıyorum-gerçekten son ayrılık Annem bak toplanıyor-durmadan kalabalık Herkes seni konuşur-bütün insanlığını Hepsi de çok seviyor-Emine denen canı Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Almanya'da namazın-kılınmış toplu hâlde Anneciğim duymadın-dolmuştu sende vade Vücudu yıkamışlar-sarmalamışlar seni Biz nasıl göreceğiz-konuşmayan o teni Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Duy Cumartesi günü- tamam öğle namazı Bizlere zehir oldu-hem kışı hem de yazı Teker teker geliyor-bütün akrabaların Durmadan anlatılır-o sevgin itibarın Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Hasan şiir yazıyor-bir taraftan ağlıyor Sen yoksun yanımızda- karaları bağlıyor Mevla'm sorgu sualden-kolay geçir annemi Yıkıldım perişanım-ben kaybettim hanemi Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor PERİŞANLIK SÜRÜYOR- HER AN HATIRLANIRSIN DÜN OLDUĞU GİBİ DE-KALBİMİZDE HEP VARSIN Anne bir sene oldu-yokluğun hissedilir Değer ve önemini-seni sevenler bilir Sanki daha dün gibi-saat günü ve ayı Sıkıntılara soktun-torun evlat ve bayı Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Mezarını yaptırdık-mermer ile çevrili İsmin başta yazılı-değdiriyoruz eli Dualar ediliyor-okunuyor Kur'anlar Biri gelip gidiyor-acı duyuyor canlar Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Annem dün konuşurdun-bugün mezarın sessiz Oralara gelenler-duruyorlar nefessiz Hepsi dinliyor seni-toprağı okşuyorlar Sen yalnız başınasın-ağlıyoruz zarı zar Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Gelmemişti yanına canım Ayşe ablamız Onu ora getirdik-kalplerimiz etti cız Alaçam Mezarlığı-ağlamaklı narayla Öyle büyük çınladı-yayıldı cadde yola Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Almanya'dan izine-gelen o canım babam Her gün Kur-an okuyor-pencerede açık cam Öyle dua ediyor-ilk Peygamberimizden Evliyalar enbiya-haber veriyor sizden Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Elleri yukarıda-okudukça okuyor Ruhun hep hissetmiştir-bizlere geliyor zor Dünya gelip geçici-bugün yaşayan yarın Hayatta olmayacak-olmalı itibarın Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın Seni örnek alacak-senden sonra gelenler Anlayacaklar seni-hem kızları hem de er Hasan her an yazacak-binlerce dörtlükleri Annem benim Cennette-daima onun yeri Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın SAĞLIK VE SIHHAT İLE-ANNEM BAKAR YOKLARDI YANINA GELDİĞİMDE-BİR ŞEY VAR MI KOKLARDI Anneciğim karnında-dokuz ay süre ile Korudun ve sakladın-arttı sıkıntı çile Hakkını ödeyemem-yaşadığım an be an Gerçek sana kurbandır-bütünü ile bu can Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Acı ve tatlı günü-hep yaşadık birlikte Bazen evler caddeler-seninle gittik öte Hakkını ödeyemem-çünkü verdin emeği Saygı sevgiye soktun-hem ruhumu yüreği Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Uykularını böldün-emzirdin ve salladın Rüzgardan fırtınadan-sen bizleri kolladın Dört beş altı ve yedi-kardeşler sıra sıra Ağlayanlara koştun-gerçekten dura dura Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Evlerde ve tarlada-ya ocakta sırtında Bizlere ninni dedin-huzur bulduk o canda Okula yazılınca-kızın oğluna dedin Çalışın da okuyun-kaynadın için için Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Güzellikle söylettin-bizlere hatırlattın Mutluluk esenlikle-bizi çağlara attın Seni sevmeyen eller-inan rahat olamaz Birlik bütünlük yoksa-ömür boyu kalamaz Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Dinle kızım ve oğlum-kötü sözü söyleme Anneyi çiğneyerek-sakın zulüm eyleme Hasan Sancak anlatır-hep yazacak yıllarca O canlarla tütüyor-evlerde bütün baca Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz? Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.
  24. Kafiyeli Konuşmak İsterseniz Okuyunuz!.. KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ? HAYDİ, ÇOCUKLAR GENÇLER HEP BİRLİKTE KAFİYELİ KONUŞALIM! NOTER ONAYLI A’DAN Z’YE ”KAFİYELİ=UYAKLI” KONUŞMA KILAVUZU Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar, söyleyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim. Türkçe’mizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. A’ dan Z’ ye gidelim. Unutmayın. Sesli harflerde bir sefer sessiz harflerde sekiz sefer söylememiz gerekir. A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gidiyoruz.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz. Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar. Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı Kız kaçırma uçağı Eve erken gelirsen Tavaya koy sen yağı Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık Yolunuz olsun açık Bencillik tutkusunu İçinde yaşatma yık Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay Ver bana açık bir çay Karşıdan geçmektedir Atın yavrusu bir tay...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.