Zıplanacak içerik

Yayamaz Kayımca

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey

  1. Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    TÜNAYDIN....
  2. Hımmm sefdim işte yaa allam ya ilaki dip notmu düşeyim
  3. Hangisinden başlıyayım??
  4. Hımmmm kim çalsınn??amannnn kim çalarsa çalsın yahuu
  5. AMAN NE GÜSEL SİZDE YAŞLANDINIS İŞTE NİCE NİCE YILLARA.........
  6. SELAMLAR.............HOŞPAYLAŞIMLAR ADINA HOŞGELDİNİS....
  7. NİCE YILLARA.............................
  8. NİCE NİCE YILLARA YEŞİLSU
  9. NİCE YILLAR.............................
  10. HEPİNİZE NİCE YILLAR DİLESEM.............................
  11. NİCE YILLAR.............................
  12. NİCE YILLAR.............................
  13. DOGUM GÜNÜNE HAVA ŞARTLAYINDAN DOLAYI GEÇ KALDIM LARSİE PASTALARIDA BİTİYMİŞSİNİS NEYSEM................DİLEDİGİN KADAR BİR YAŞAM VE DİLEDİGİN HER ŞEY SENİNLE OLSUN...........(hediyeler fasla geldi ise bana yoluyabilirisin )
  14. : Ben seni niden birden biye çok sefdim MELKOR nezaman alıyon tarlayı ve pastahaneyi
  15. NİCE YILLAR.............................
  16. NİCE YILLAR.............................
  17. NİCE YILLAR.............................
  18. Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunan bakir vadilerden biri olan Çağlayan ve Arılı dereleri Tünel sistemli Hidroelektrik Santral projeleri ile kurutulmak isteniyor. Çağlayan ve Arılı Dereleri Yatağından Akmazsa Ne Olacak.. * Çağlayan Deresi üzerinde 8 adet hidroelektrik santral projelendirilmiş olup yatırımcısı lehine su kullanım hakkı verilen Paşalar Regülatörü ve Hes nedeni ile 887 metre kotundan itibaren 5900 metre boyunca tünellere alınmış olacaktır. * Çağlayan ve Arılı Dereleri, Fırtına Deresi gibi bölgede Bern Uluslararası Sözleşmesi ile koruma altına alınan Deniz Alası balıklarının giriş yaptığı birkaç dereden biridir. * Çağlayan Deresinin sularının kesilmesi halinde türünü devam ettirmeyecek olan Deniz Alası Balığı'nın dünyada birkaç tane olan yaşam alanlarından biri ortadan kalkmış olacaktır. * Son yıllarda fark edilen ekolojik ve kültürel turizm potansiyeli daha yeni başlamışken sona erecektir. * Vadide bulunan alüvyonal ormanlar yok edilmiş olacaktır. * Doğal Yaşlı Ormanlar açılacak yollar nedeni ile çok ciddi tahribata uğrayacaktır. * Santral nedeni ile dik yamaçlarda çok sayıda yeni yollar açılacak olup, doğal bütünlük bozulacağı gibi, çok sayıda heyelana neden olunacak, yine inşa süresince malzeme temini için taş ocakları açılacak, vadi tanınmaz hale gelecektir. * Yapılacak çalışmalardan dolayı binlerce ağaç kesilecek, endemik türdeki bitki örtüsü kazınacak, vadi tanınmaz hale gelecektir. * Çağlayan ve Arılı Dereleri yatağından akmayacaktır. * Diğer projelerin de ardı sıra devreye girmesi ile Çağlayan Deresi ve vadisi tanınmaz hale gelecektir.
  19. Kelaynaklar Üremek İçin Doğaya Salındı Nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan kelaynak kuşları üreme dönemlerini doğada geçirebilmeleri için serbest bırakıldı. Kelaynaklar, bahar ve yaz boyunca Birecik semalarında özgürce uçacak. 1950 yılından itibaren tarım ilaçlarının aşırı kullanılması ve yaşam alanlarının azalması nedeniyle sayıları giderek azalan kelaynak kuşları için 1989 yılında Birecik'te kelaynak üretme tesisi kuruldu. Kelaynaklar, göç dönemi öncesinde istasyona alınıyor ve üreme dönemlerinde serbest bırakılıyor. Bu yıl da Şubat sonundan Ağustos'a kadar serbestçe dolaşacak 105 bireylik kelaynak kolonisinin, yeni yavruların katılması ile 140 bireye kadar büyümesi ve son yirmibeş yılın en yüksek sayısına ulaşması bekleniyor. Çevre ve Orman Bakanlığı ve Doğa Derneği ortaklığıyla kelaynaklar üreme dönemi boyunca araştırılacak ve her bir yavrunun yuvalarından güvenle uçabilmeleri için tüm önlemler alınacak. Konu hakkında açılama yapan Doğa Derneği Urfa Bölge Sorumlusu Turan Çetin 'Doğadaki yok oluşun sembolu olan kelaynakların, önümüzdeki yıllarda yeniden baharın ve bereketin sembolü haline geleceğini' ifade etti.
  20. Japonya'da doğal yaşam alanı okyanustan vahşi av yöntemleriyle yakalanan 12 yunusun Türkiye'ye getirilmesi doğaseverleri harekete geçirdi. Japonya'da doğal yaşam alanı okyanustan vahşi av yöntemleriyle yakalanan 12 yunusun Türkiye'ye getirilmesi doğaseverleri harekete geçirdi. Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki turistik tesislerdeki havuzlarda gösteri ya da terapi amacıyla kullanılacağı düşünülen yunusların bulunmasını isteyen Sualtı Araştırmaları Derneği, yunusların havuzlarda sadece açlığa tepki vererek gösteri yaptıklarını savundu. Japonya'da vahşi yöntemlerle canlı yakalanan yunuslardan 12 tanesinin Türkiye'de ki turistik tesislere getirildiği haberi doğaseverleri harekete geçirdi. İzleyicilere yunus gösterisi yapılan yada hastalara terapi yapılan havuzların ihtiyacı olan hayvanların Japonya'da vahşi yöntemlerle avlanması yıllardır hayvanseverlerin tepkisini çekerken, 12 memelinin ülkemize getirilmesi eleştirileri arttırdı. Uluslararası Balina ve Yunusları Koruma Derneği(WDCS), Japonya'da yılda ortalama 22 bin yunus ve balinanın öldürüldüğü "sürü avı" denilen yöntemin halen kullanıldığı belirterek, ülkemize sokulan hayvanlar hakkında uyarıda bulundu. Geçtiğimiz ay Türkiye'ye getirilen 12 yunusunda kanlı avda can çekişerek öldürülen sürünün içinden genç ve sağlıklı oldukları için seçildikleri belirtildi. Yaz aylarında turistik havuzlarda yüzlerce insanın izlediği yunus gösterilerini yapmak için getirilen memelilerin türlü işkenceye uğradığı vurgulanırken, Alanya ve Kuşadası'nda tesislerde tutulduğu vurgulandı. Sualtı Araştırmaları Derneği Deniz Memelileri Araştırma Grubu(SAD-DEMAG) yaptığı araştırmalar sonucunda, vahşi av yöntemleri ile canlı yakalanan 12 yunusun ülkemize getirildiğini belirlediklerini ama yerlerinin henüz tespit edilemediğini söyledi. Küresel ölçekte birçok tehdit yüzünden ciddi yaşam savaşı veren yunusların canlı yakalanmalarının, Dünya Koruma Birliği tarafından kasten öldürmeyle eşdeğer olduğunu hatırlatan dernek, Türkiye'nin de bu suça ortak olduğunu belirtti. Soyu tehdit altında olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretine ilişkin sözleşmede(CITES) korunmasının zorunlu olan hayvanlar arasındaki yunusların, 14 saatlik zorlu bir uçak yolculuğu ile ülkemize getirilmesini Hayvanları Koruma Kanunu'na aykırı olduğu vurgulandı. Sualtı Araştırmaları Derneği Deniz Memelileri Araştırma Grubu koordinatörü Özgür Keşaplı Didrickson, dünyadaki havuz sektörünün canlı yunus talebi nedeniyle ölü bir yunus yaklaşık 600 dolar, gösteri amaçlı canlı yunusun ise 100 BİN dolara satıldığı belirtti. Didrickson; 'Ülkemiz yetkililerinin 2007 yılında kendi sularımızda izin verdikleri canlı yunus avından sonra bu kez Japonya'dan canlı yunus ithal ederek bu katliamın sürmesine katkı verdiğini gördük. Balina ve Yunusları Koruma Derneği'nin (WDCS) Japonya'da ki uzmanları bize kanlı avda canlı yakalanan 12 yunusun ülkemize gönderildiğini söyledi. Kuşadası ve Alanya'da ki havuzlar için getirildiklerini ve yaz aylarında gösteri ve hasta terapisi amacıyla kullanılacaklarını öğrendik. Bu izinlerin bir daha verilmemesini ve tesislerde bulunan yunusların kurtarılmasını istiyoruz. Kurtarılması derken tekrar balık avlanmasının sağlanması, yaban hayatının korunması ve bir rehabilitasyon sürecinden geçmeleri, sonra da alındıkları bölgeye salınmalarını kastediyoruz. Yunus gösterilerini izleyen çocuklar doğanın sömürülebildiğini sanarak ileride doğada yunus göremeyecekler" dedi. Yunuslar yaz eğlencesi olmamalı Zekaları ve yüzlerindeki gülümseme şekilleri nedeniyle 'sürekli mutlu ve güleryüzlü' olduğu düşünülen Şişeburunlu yunusların tüm bilinenlerin aksine hiç mutlu olmadıkları ve ciddi yaralama riski taşıdıkları iddia edildi. Didrickson, 'Yunuslar, balinalar deniz ekosisteminin en üst basamaklarında yer alan canlılar olduklarından denizdeki kirlilikten bir balığa göre daha çok etkileniyorlar. Toksik maddeler dokularında tutuluyor. Japonya sularındaki yunus ve balinaların etinde kabul edilebilir düzeyin 4 ila 36 katı arasında değişen civa saptandı. Ayrıca tutsak yunusların engellileri tedavi edebileceği bilimsel olarak kanıtlanmadı. Ayrıca havuzların sağlıksız ortamında davranış bozuklukları ve üreme sorunları gibi çok ciddi sıkıntılar yaşayan yunuslar özgür hemcinslerine göre çok kısa ömürlü oluyorlar. Yunuslar ölü balık uğruna sokaklarımızda eskiden göbek attırılan ayılar gibi müzik eşliğinde çember içinden geçmeye, top çevirmeye mecbur bırakılıyor' dedi.
  21. 'Kuraklığa dayanıklı ekin' üretimine yönelik önemli bir adım atan bilimadamları, bitkilerin atmosfere saldığı su buharı miktarını kontrol eden bir geni tespit etti. ABD'li ve Finlandiyalı bilimadamları gelecekte kuraklığın tarım için sorun olmaktan çıkacağını bildirdi. "Kuraklığa dayanıklı ekin" üretimine yönelik önemli bir adım atan bilimadamları, bitkilerin atmosfere saldığı su buharı miktarını kontrol eden bir geni tespit etti. Küresel ısınmayla birlikte tarımın geleceğinin ne olacağının konuşulduğu bu günlerde ortaya çıkan bu umut verici gelişmeyle ilgili çalışmalar sürüyor. Keşfedilen genin bitkilerin hem atmosferden emdiği karbondioksit miktarını hem de atmosfere saldığı su buharı miktarını kontrol ettiği bildirildi. Bitkilerin, aşırı kuraklık koşullarında kaybettiği su oranının yüzde 95'i bulduğu biliniyor. Uzmanlara göre bu genle oynanarak bitkilerin havadaki karbondioksiti emerken, atmosfere saldığı su buharı miktarının azaltılması mümkün olacak. Bu da bitkinin en kurak koşullarda bile yetişebilmesi anlamına geliyor. Genin keşfi, "kuraklığa dayanıklı ekin" üretimi için önemli bir başlangıç olarak görülüyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde buluşun hayata geçirilmesi ümit ediliyor

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.