
Rochader
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
28 -
Katılım
-
Son Ziyaret
Profil Bilgileri
-
Cinsiyet
Erkek
-
Yer
Etiyopya
Rochader - Başarıları
-
Alle gegen Koch - Frankfurter Rundschau
Rochader şurada cevap verdi: tm_haberci başlık Deutsche Nachrichten (Almanca Haberler)
Linkesiz koalisyon olusamiyor. Kraft bakalim ne yapacak? -
2000 li yillarin basinda karsilastigimiz bu kriz bugüne kadar görülen en büyük krizdir. Elbetteki her krizde oldugu gibi kriz mimarlari hortumlarini yavas yavas cikartiyor. Cöken finansal sistemlerini kurtarmak icin durmadan mali operasyonlar düzenlendi bu düzenlemelerden bu kriz tacirleri icin yepyeni kazanclar olusacak. Bu miktarlarin büyüklügü ile yolsuzlugun boyutlarini tahmin etmek mümkün. Bu mali operasyonlara Avrupa 2 trilyon dolar ayirdi. Almanyaya düsen pay 680 milyar dolar. Peki bu opersayonlar kimi kurtariyor? Kimlerin ekmegine yag sürülecek? Bu krizin komplocularindan bir ikisini bulmak icin su iki soruya verilecek cevaplar azda olsa yeterli olur; * Bazi ABD li sermaye merkezleri piyasadan cok miktarda parayi dis piyasaya kacirdimi? * Bu yolsuzluklara zemin hazirlayan batislardan ilki Lehman Brothersin batisimidir ve neden sirket varligi önce 613 milyar dolar dendi? Duyumlara göre bu Lehman Brothers iflas aciklamadan önce cok miktarda parayi ISRAILE aktarmistir. Lehman Brothersin 15 Eylülde battigi aciklandi. Yukarda ifade edilen 613 milyar dolarinda abarti oldugu artik biliniyor. Bu rakamlar icinde 4 ay önceki veriler kullanilmis. 19 Eylülde sirket varligi sadece 100 milyar dolar aciklandi..Geriye kalan para nereye uctu? Türkiyenin borcunu bilenlere bu paranin ne anlama geldigini anlatmaya gerek yok sanirim. SAYGILAR
-
Hic bir cikar bir insanin canindan daha degerli degildir. Olayi yapanlari nefretle kiniyorum. Olaylarin sorumlulari hemen bulunmali yoksa cok zavalli insanin cani yanacak. Umarim ic savasa sürüklenmez. SAYGILAR
-
Yazarin basligindan alinti; Bu daglarin ne kadar ise yaradigi 17 Agustos depreminde belli oldu. AKLIN ISYANI nindan (Alan Woods - Ted Grant) daglarin olusumu: Dağların Oluşumu ve Depremler Gençliğinde Darwin, denizden oldukça uzak bir bölgede bir deniz canlısının fosilini bulmuştu. Bu deniz hayvanlarının bir zamanlar oralarda yaşamış olduğu doğruysa dünya tarihine ilişkin mevcut teoriler yanlış demekti. Darwin heyecanla bulduğu fosili ünlü bir jeoloğa gösterdiğinde jeoloğun tepkisi şu oldu: “Ümit ederim bu gerçek değildir.” Jeolog, birilerinin deniz kıyısında yaptığı bir gezintiden sonra bu fosili orada düşürdüğüne inanmayı tercih etmişti! Sağduyu açısından kıtaların hareket etmek zorunda oluşu inanılmaz gözükür. Gözlerimiz bize bunun böyle olmadığını söyler. Bu tür bir hareketin hızı yılda 1-2 santimetredir. Bu nedenle gündelik amaçlarımız bakımından bu hareket hesaba katılmayabilir. Fakat milyonlarca yıllık daha uzun bir dönemde, bu çok küçük değişimler hayal edilebilecek en dramatik değişimleri yaratırlar. Himalayaların zirvesinde (deniz seviyesinden yaklaşık 8000 metre yükseklikte) denizde yaşayan organizmaların fosillerini içeren kayalar vardır. Bu, tarih öncesi bir denizin (Iethys) dibini teşkil eden kayaların 200 milyon yıllık bir dönemde yukarı doğru itilerek dünyanın en yüksek dağlarını oluşturdukları anlamına gelir. Hatta bu süreç birörnek ve düzgün bir süreç değildi, tersine, binlerce depremden, kitlesel tükenişten, sürekliliğin kırılışından, deformasyonlardan ve kıvrımlardan geçen muazzam ölçekli ani değişimler, ilerlemeler ve gerilemelerle yüklü çelişkilerle doluydu. Levhaların hareketine yerküre içindeki devasa kuvvetlerin neden olduğu aşikârdır. Gezegenin tüm şekillenişi, görünüşü ve kimliği bununla belirlenir. İnsanlık, volkanik patlamalar ve depremler sayesinde bu kuvvetlerin yalnızca çok küçük bir kısmını doğrudan tecrübe etmiştir. Yerküre yüzeyinin temel özelliklerinden biri de sıradağlardır. Peki nasıl oluşur bunlar? Bir top kâğıt alın, duvara dayayıp üstüne yüklenin. Kâğıt yaprakları basınç altında kıvrılıp deforme olur ve yukarı doğru “hareket ederler”, bu da kâğıt demetine eğrilmiş bir özellik kazandırır. Şimdi iki kıtanın bir okyanusu sıkıştırması durumunu düşünelim. Okyanus kıtaların birinin altına doğru itilir ve o noktadaki kayalar deforme olarak ve kıvrılarak dağları yaratırlar. Okyanusun tamamen yok oluşundan sonra iki kıta çarpışacak ve böylece kıtasal kütleler sıkıştırdıkça o noktadaki kabuk dikey olarak kalınlaşacaktır. Bükülmeye karşı direniş, büyük keskin eğilmelere ve faylara neden olur ve yukarı itiş ise sıradağların ortaya çıkmasına sebep olur. Avrasya ile Afrika levhalarının (veya Afrika’nın bir kısmının) çarpışması, Batıda Pirenelerden başlayıp Alplerden (İtalya ile Avrupa’nın çarpışması), Balkanlardan, Helenilerden, Toroslardan, Kafkaslardan (Güney Arabistan ile Asya’nın çarpışması) geçerek sonunda Himalayalara (Hindistan ile Asya’nın çarpışması) kadar uzanan bir dağ silsilesi yaratmıştır. Aynı şekilde Amerika’daki And ve Rocky dağları, Büyük Okyanus levhasının Amerika Kıtasının altına girdiği bölgede yer alırlar. Bu bölgelerin aynı zamanda yoğun sismik aktiviteyle karakterize olması şaşırtıcı değildir. Dünyanın sismik olarak aktif bölgeleri, tam olarak farklı tektonik levhalar arasındaki sınırlardır. Bilhassa dağların oluştuğu bölgeler, devasa kuvvetlerin çok uzun bir zaman boyunca biriktiği alanlara işaret ederler. Kıtalar çarpıştığında farklı kayalar üzerinde, farklı yerlerde ve farklı biçimlerde etki eden kuvvetlerin biriktiğini görürüz. En sert maddelerden oluşan bu kayalar deformasyona karşı direnirler. Fakat belli bir kritik noktada, nicelik niteliğe dönüşür ve en sert kayalar bile kırılır ya da plastik deformasyona uğrarlar. Bu nitel sıçrama, tüm görkemli görünüşüne rağmen aslında yerkabuğunun yalnızca ufacık bir hareketini temsil eden depremlerle dışa vurulur. Sıradağların oluşması büyük kıvrılmalara, deformasyonlara ve kayaların yukarı hareketine sebebiyet veren binlerce depremi gerektirir. Bu noktada karşımıza, sıçramalar ve çelişkilerle dolu diyalektik bir evrim süreci çıkar. Sıkıştırılan kayalar, yeraltı kuvvetlerinin basıncına direnen ilk engeller olarak görünür. Fakat kırıldıklarında durum tam zıddına dönüşür, bu kuvvetlerin açığa çıkmasının kanalları haline gelirler. Yüzeyin altından işleyen kuvvetler, sıradağların ve okyanus kanallarının oluşumundan sorumludur. Fakat yüzeyde tam zıt yönde işleyen başka kuvvetler de mevcuttur. Dağlar sürekli olarak yükselmezler; çünkü ters etki yapan kuvvetlere de tabidirler. Yüzeyde dağlardan ve kıtalardan kopardıkları maddeleri gerisin geri okyanuslara taşıyan aşınma, erozyon ve taşınım söz konusudur. Sert kayalar yüzeylerini zayıflatan kar ve buz, yoğun yağış ve güçlü rüzgârların etkisiyle gün be gün parçalanırlar. Bir süre sonra bir nitel sıçrama daha olur. Kayalar yavaş yavaş sağlamlıklarını kaybederler, küçük parçalar kopmaya başlar. Rüzgârın ve suyun, bilhassa da nehirlerin etkisiyle milyonlarca tanecik yüksek irtifalardan havzalara, göllere ve esasen bu kaya parçacıklarının denizin dibinde tekrar bir araya getirildiği okyanuslara taşınırlar. Orada, üstlerinde gitgide daha fazla madde biriktikçe tekrar toprağa gömülürler ve yeni bir işlem başlar, karşıt uç; kayalar tekrar güç kazanmaktadır. Sonuç olarak, bir kıtanın altına tekrar gömülünceye dek okyanus yatağını izleyecek, orada eriyecek ve muhtemelen yeryüzünün başka bir yerinde yeni bir dağın zirvesinde bir kez daha ortaya çıkacak olan yeni kayalar oluşmaktadır SAYGILAR
-
Zaman buldukca "Huy" ve "Davranis" üzerine makaleler arastirma yazilari okuyorum. Bugünlerde "Davranis" üzerine biraz okudum ve onlari burda sizlerle paylasayim; Davranislardan duyusal ve düsünsel olanlari incelemek pek mümkün degil ancak kaslarimizin ve salgi bezlerimizin gerceklestirdigi davranislar gözlemlenebiliyor. Öylese bizim icin önemli olan insanlarin ne duydugu ne düsündügü degil ne yaptigi önemlidir. Bu konuda bugüne kadar yapilan arastirmalar sonucunda anlasilmistirki insan davranisi ile hayvan davranisi arasinda bir asama ayriligi yoktur.Örnegin aniden yüksek bir ses karsisinda insan da hayvanda ürker. Iki davranista aynidir ve burda insanin zekali olusu bir rol oynamaz. Buda bize davranisin özdeksel algidan daha önemli oldugunu gösterir. Öyleyse davranis cevreye uymak icin yaptigimiz eylemdir.Bir hayvanin kizdigini onun davranislarindan anlayabiliriz ama onun bilincini inceleyemeyiz. Insanda bu bakimdan hayvandan hic farkli degildir sadece kizdigini degisik eylemler ile belli edebilir. SAYGILAR
-
Alevi Öncüleri Hareketimize Davet Ediyoruz...
Rochader şurada cevap verdi: Mehdî başlık Dini Konular - Din - Dinler
Mehdi dediki; 1-Dünyayı Evangelist Amerika ve Siyonist İsrail yönlendirir... Herkes kendini dogru yapiyorum saniyor elbette mücadele edecek ele gecirmeye calisacaklar. Ne sandin meydani müslümanlarami birakacaklardi ? Adamlar hem inaniyor ama hemde teknigi ilerletiyor. Müslümanlar gibi sadece inanmiyorlar. 2-Evangelist Amerikayı ve Siyonist İsraili İlliminatusuyla yani on adamıyla Şeytan yönlendirir... Seytan müslümanlarida yönlendiriyor. Müslümanlarin oldugu yerlerdede hic huzur yok. Malatya olaylari, Trabzondaki olaylar,Hirant Dinkin öldürülmesi hep buna isaret. Seytan varsa eger müslümanlarada vesvese veriyor. 3-Ve İlliminatusuyla Evangelist Amerikayı ve Siyonist İsraili yönlendiren Şeytanıda biz yönlendiririz... Burda pek anlamadim siz kimsiniz ? Hem herseyi biz verdik dersiniz iyiyide kötüyüde biz yazdik(Kader) dersiniz sonrada cehenneme atarsiniz..cok celiskili degilmi ? 3-Şeytanın stratejisi zayıftır...Allah'ın stratejisi ise,bizler için hayırlı olandır.. Herseyi bilen Allah demekki stratejiylede calisiyor.. Kusura bakmayin ama yazinizdan anlasiliyorki siz bu dünyadan tamamen kopmussunuz..Allah yardimciniz olsun. O olmazsa haber verinde Zeusa bir danisalim.. SAYGILAR -
Allah aklımı ve imanımı muhafaza etsin...
Rochader şurada cevap verdi: Mehdî başlık Dini Konular - Din - Dinler
Mehdi dediki; Yani kisacasi Amerikali - Alman - Ingiliz yaratilistan yana olan bilim adamlarinin Türkce senfonisi. Ben onun en kücük bir Biyoloji bilgisi oldugunu bile sanmiyorum. Bir Prof Dr. Ali Demirsoyun eline su bile dökemez. Adna hoca ile refaha kavusacak bir Vatanda ben ilelebet cehennemlik olmaya raziyim. Evrim böyle söyletti. SAYGILAR -
Allah aklımı ve imanımı muhafaza etsin...
Rochader şurada cevap verdi: Mehdî başlık Dini Konular - Din - Dinler
Mehdi arkadas konuyu acti bizde elestirimizi sunduk ve ben HY diye birisi yok dedim varsa eger bize tanitmasini istedim. Mehdi kardesim yine kurandan ezbere bildigimiz ayetlerden yapistirmis gitmis. Bu konuda burda benim icin bitmistir. Devam edebilmek icin Mehdiden cevap bekliyorum. HY kimdir? Böyle birisi varmidir ? Varsa eger; Nerde ve Nezaman dogmustur ? SAYGILAR -
kontrsağduyu dediki; Arkadasim Ilhan Selcukun bu örnekte verdigin kisiler kadar Amerikanci oldugunu sanmiyorum. Bu yaziyi aldigin kaynakta yobazların Allahi.. SAYGILAR
-
Allah aklımı ve imanımı muhafaza etsin...
Rochader şurada cevap verdi: Mehdî başlık Dini Konular - Din - Dinler
Mehdi dediki Kusura bakma ama HY diye birisi yok. Varsa tanit bize. Nerde ve Nezaman dogmus ? Evet buna neden bu kadar sasiyorsun burda adi gecen sözde peygamberlerin hepsi senin benim gibi normal insanlardi ve öldüler öldüklerinide suan bilmiyorlar. Bence sen fazla duygusal yasiyor ve gercek gercekleri göremiyorsun. Hitlerden Leninden bahsettin bize ne onlardan onlar ateistti diye her ateist onlar gibi olmak zorundami ? Burda yanlis sebep sonuc iliskisi kuruyorsun. Ne oldu sonuc ? Bunu sana sormak lazim. Allah o kadar peygamber gönderdi ben 103 bin diyeyim sen 124 bin de ne degisti insanlik cok mu iyi oldu ? Cokmu mutlusun o zaman burda neyin cabasindasin ? Neden hala inaniyorum diyorsun artik biliyorum desene. Buraya kadar hep yine tekrar ayni Kuran gibi. Son söz olarak diyorumki -Tek Tanrili dinlerde cok Tanrili dinler gibi zaman icinde kaybolacak en sonunda insanlik karsilikli saygi ve sevgi cercevesinde yasamayida ögrenecek. Karsilikli saygi ve sevgi dinlerin tekelinde degil. SAYGILAR -
Kim görmüş o cenneti, cehennemi? Kim gitmiş de getirmiş haberini? Kimselerin bilmediği bir dünya Özlenmeye, korkulmaya değer mi? Dert içinde sevinci bul da yaşa; Haksız düzende haklı ol da yaşa; Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın, Varından, yoğundan kurtul da yaşa. Bulut geldi; lalede bir renk bir renk Şimdi kızıl şarap içmemiz gerek. Şu seyrettiğin serin yeşillikler Yarın senin toprağında bitecek. Ömer Hayyam
-
arkadaş dünya için boş yere üzülme şu hurda dünya için gereksiz yere üzülme var olan zaten geçti yok da ortada yok şen ol da var için yok için üzülme Ömer Hayyam
-
Cennette huriler varmış, kara gözlü İçkinin de ordaymış en güzeli Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz Bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili.. Ömer Hayyam
-
Insan huylarinin ve iralarinin bütününe insanin dogasi deriz(Fr.Nature humaine). Metafizik düsünceye göre insan dogasi dogustan gelen nitelikler ile olusur. Hatta hiristyan anlayis insanin dogustan kötü oldugunu bile iddia eder. Rousseau gibi düsünürlerde insanin dogustan iyi ama sonradan kötülesmis sayarlar. Bu tip anlayislara göre insan sucluluga,saldirganliga,siddete ve haksizliga egilimlidir. Gercekte toplumda görülen bütün kötü davranislar insanin üstüne yikilir ve onun dogustan gelen niteliklerinden sayilir. Bu tip anlayislar tümü ile yanlis ve bilimdisidirlar. Gercek ise bambaskadir. Insan icinde bulundugu özdeksel kosullarla belirlenir; bu kosullara göre iyi yada kötü olur. Insanin atalarindan soyacekim ile gelen irasal yapisi ise ana dogasidir (Fr.Nature originelle humaine) SAYGILAR