verdinaz tarafından postalanan herşey
-
CENNET... insanlar sırf gökyüzünde ödüllendirilecekleri için mi İNAÇLI? Ben bu yaklaşımı insanı küçültücü buluyorum. Ne yani şimdi...
Bende senin gibi konusanları görünce duyunca hesap günü aklıma geliyo ne yazıkki çok acı....
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
Kalmadı!....
-
CENNET... insanlar sırf gökyüzünde ödüllendirilecekleri için mi İNAÇLI? Ben bu yaklaşımı insanı küçültücü buluyorum. Ne yani şimdi...
Elbette kötüler ve iyiler ayrılacak nasılki çalısan öğrenci sınavdan gecer de çalısmayan sınıfta kalırsa bizde öyleyiz sonucda bu dünyaya sınava gönderildik....
-
Netten tanışıp evlenmek artık moda mı oldu :) ?
İyii eğlenceler sana o zaman
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
Olayı saptırmaya gerek yok kesmek istemeyen kesmez ki zaten öyle de yapılıyor eğer biz su an kurban kesiyorsak bu kan akıtmak için değildir bu senede bi kez bile olsa birilerine yardım etmektir.. Ya dediğim gibi olayı saptırmaya gerek yoktur her halde kurban bayramı cocukları korkutmak yada kan dökmek değilidir burdaki amac...Tabi bunu saptıran bu bize emredilmiş biz kesmek zorundayız diyipte sokaklarda hayvanları kesen insanlardan da bahsetmiyorum eğeer su an kurban kesiliyorsa sadece yardım olsun diye ben çok insan tanıdım kurban bayramı sayesinde evine et giriyor.Sen kan görünce korkan çocukları düşünüyorsun belki ama bende et nasıl bişey bilmeyen cocukları düşünüyorum ve bunun içinde bu bayramın olmasını cok istiyorum.....
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
Mukîm olan, seferde olmıyan, âkıl-bâlig, hür, müslüman erkek ve kadının, ihtiyaç eşyasından fazla nisâb miktarı malı veya parası varsa, kurban kesmeleri vâcibdir. Kurban, koyun, keçi, sığırr, deveden birini, kurban bayramının ilk üç gününde, kurban niyeti ile kesmek demektir.Seferî olan zenginin veya durumu müsâit olan fakîrin, kurban kesmesinde hiçbir mahzûr yoktur. Çok iyi olur, sevâb olur.
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
Bak bunu bende çok merak ediyorum asıl amac kurbanlar yada çocuklarmı.....?????
-
cehannem ne demek düşündünüzmü ?
İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar: "Evet" dediler. Ancak azab kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu. Dediler ki: "İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından (içeri) girin. Büyüklüğe kapılanların konaklama yeri ne kötüdür." (Zümer Suresi, 71-72)
-
cehannem ne demek düşündünüzmü ?
benim yaptığımın aynısını yapıyosun bende inatlaştım anlatmaya çalıstım çogu kez ama kendimle bas basa ve söylediklerini kendi işiten yine ben oldum...
-
Millî Takım Canımız En Güzel Vatanımız
yenilseydik çok üzülürdüm ama helal olsun....
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
Tamam bunu bende en az senin kadar düşünüyorum ama bide şunu düşün kurban bayramı sayesinde senede evine birkez belkide bir kez et girecek kesen insanlar sayesinde hımm bide sunu söyleyebilirsin bunu yapmamızmı gerekiyor alıp versinler diyeceksin inan bunu kimse yapmıyor yapmazda.... ?Ademoğlu kurban bayramı gününde (kurban) kanı akıtmaktan daha sevimli bir iş ile Allah'a yaklaşabilmiş değildir. Kanını akıttığı hayvan, kıyamet günü boynuzları, çatal tırnakları ve kılları ile gelecektir. Akan kan yere düşmeden önce, Yüce Allah katında, yüksek bir makama ulaşır. Bu bakımdan kurbanlarınızı gönül hoşluğu ile kesiniz?, ?Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın? (ibn Mace, Ahmet bş Hanbel)
-
Kurtlarla dans
Amerikalıya sormuşlar ?Ensen neden kalın? diye. ?Kafamın kalın olmasından iyidir? demiş Ben atıyorum. Siz tutun. Amerika, atları özgürleştirmek için piyonları feda ediyor. Barzani için PKK?dan vazgeçiyor? İlk aşamada hedefi, Irak?ta kan dökerken elinden gelen caniliği, yağmacılığı esirgemeyen Barzani?ye resmi hüviyetini kazandırmak. Türkiye?nin PKK ile çatıştığı süreçte Barzani?nin ağırlığını artıracak. Yalnızlaşan ve saçmalayan PKK, dağılma sürecine girerken sağlam duran Barzani güçlenecek. Ve PKK bitirilirken Doğu?da ki sorundan illallah eden Türkiye, istemeyerek de olsa Barzani?nin yeni konumunu kabullenecek. Türkiye?nin Barzani?yle çatışması halkın gözünde anlamsızlaştırıldığından Türkiye kısa vadeli siyasi risk alamayacak. Sonrası da malum, aramızda ki sevgi bağları güçlenecek. Zaten PKK kendi misyonunu tamamlamış görünüyor. İpini çekecek mübarek insanını bekliyor. Hiçbir PKK mensubu artık Türkiye?nin Güneydoğusunda Kürdistan kuracağız ütopyasını bile dile getirmiyor. Provokatör Leyla, en fazla eyalet talebinde bulunuyor. İmkânsızlığın farkındalar. Ancak ellerine yapışmış silahlar, bırakamıyorlar. Ve Amerikanın hedefinde diğer kuş? Şahı devirmek için piyonları toprağa gömüyor. Bir daha olmasın der gibi 1 Mart tezkeresinin intikamını defalarca alan Amerika, İran operasyonunda güçlü Türkiye?nin desteğini alabilmek için PKK?dan vazgeçiyor. Malum kozlarla, vazgeçmediği İran?a saldırı planının içine Türkiye?yi de çekmeye çalışıyor. İran da durumun farkında, yanımızdan ayrılmıyor. Bir türlü baş başa kalamadık. Vaziyet acile geldi ki başbakanımız Amerika?ya uçuyor. Ayrıca gitmediğimiz yer mi ki arkasından gitme gitme diye çırpınıyoruz. Allah muhafaza biz gitmiyoruz diye onlar toplanıp bize gelmesinler. Karışık hesaplar yapamayız ama Amerikanın hesaplarıyla çene yormakta üstümüze yok. Etkinlik işte? Beyin terapi Kim kazanır bilemem. Ama Amerika dostluğunu beklenmedik bir anda Ermenilere göz kırparak da ifade etmişti 3. kuş çantada Ben atmaya devam ediyorum. Sizde boş durmayın? Amerika güçlü unsurlarından Ermeni lobisi için PKK?dan vazgeçiyor Temsilciler Meclisinde kabul ettirip geri çektirdiği tasarıyla Türkiye?yi ileri bir adıma alıştırdı. Tabii Türkiye?nin hoşuna giden de bir hava oluştu. Tasarıyı geri teptirerek bin yıllık Bizans?a dünyayı dar eden Kara Murat?a döndük. Gerisi Fatihe kalmış? Amerika daha gürültülü bir ortamda, PKK?nın bitirildiği günlerde, biz zafer sarhoşluğuyla naralar atarken, PKK Asala fark etmez Roma?yı da yakarız, Kandil yetmez Çin Seddi gelsin halet-i ruhiyesiyle kutsanırken ara paslarla kale ağzına kadar getirilen tasarıyı anında gole çevirecek. Kupa maçı sonrası zam keyfi? Sözde soykırım tasarısı üst kuruldan da geçirilirse ne olur. Biz ne tasarılar gördük zaten yoktular rahatlığıyla devam edelim. Gün doğmadan neler doğuruyorlar onlar bize en doğrusunu gösterir. Sözde Soykırımcılar Türkiye?yle güçlü bağları olan birkaç devlet dışında birçok ülkenin desteğini alacak. Türkiye tarihle yüzleşmeli ambalajıyla sözde soykırımı Türkiye?ye kabul ettirmeye çalışacaklar. Bunun için Güneydoğu, Kıbrıs ve AB dâhil birçok sıkıntımız silah olarak kullanılacak Sözde soykırımı kabul etmenin korkunç sonuçlarını ve hatta toprak taleplerine giden yolun açılacağını bilen Türkiye direnecek? Türkiye?nin direnmesi ve uluslararası arenada yalnızlaşması sözde soykırımcıların içinde illegal örgütlenmelere sebep olacak Ve örgütler, destekleyicileri tarafından kabul edilen soykırım yalanını, eylemlerinin gerekçesi olarak kullanacak. ****** Asala gömüldüğü yerden daha da güçlenerek çıkacak?
-
Tuttuğunuz Takımı Yazın Bakalım Hangi Taraftan daha çok
Eyvallah!
-
Misyoner iddiası
Allah'tan gelen herşeye inanıyoruz şimdiye kadar gelmiş gecmiş bütün peygamberlere ve kitaplarına inanıyoruz çok şükür bunun aksini kim iddia ediyor bunu öğrenebilirmiyim...
-
DTP'yi kapatma davasına 141 gerekçe
ANAYASANIN 68. MADDESİNE UYMADILAR Başsavcılığımızca, Anayasa'nın 68. maddesinde düzenlenen siyasi partilerin uyması gereken yasaklar yönünden Demokratik Toplum Partisi (DTP) hakkında yapılan inceleme sonucunda: Anılan partinin eylemlerinin ve üyelerinin beyanlarının 'devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne' aykırılık oluşturduğu, bu nitelikteki fiillerin partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği, bu durumun partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organlarınca açıkça benimsendiği gibi, bu fiillerin doğrudan doğruya parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği nedeniyle söz konusu fiillerin odağı haline geldiği belirlendiğinden kapatılması için yetkili ve görevli olan Anayasa Mahkemesine, Anayasa'nın 69. maddesi gereğince 16 Kasım 2007 tarihinde dava açılmıştır.
-
ilginçççç
- küçük şeyler
Sizin hayır sandığınız şeylerde bir şer, şer sandığınız şeylerde ise bir hayır vardır... Hayrı da O yaratır, şerri de...- Türkmen katliamı
Fransa'nın, bugün muhtemelen aleyhimizde çıkaracağı kanun konusunda haklı olarak çok duyarlıyız. İktidar ve muhalefet sözcüleri, diplomasi çevresi, gönüllü kuruluşlar ve bütün kamuoyu, Fransız parlamentosuna gözlerini dikmiş büyük bir gerilim içerisinde bekliyor. Fransa'nın, insan hak ve hürriyetlerine, uluslararası sözleşmelere aykırı, düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran bu kanun tasarısı, onu bütün dünya ve tarih önünde faşizan tutumuyla tescil edecek bir belge olacaktır. Gelecekte Fransızlar, sırf iç politika çıkarları yüzünden bu yaptıklarından büyük utanç duyacaklardır. Bize gelince, papaza kızıp da perhizi bozamayız. Her ne sebeple olursa olsun, Türkiye'de düşünce hürriyetini sınırlayıcı hukukî metinler çıkaramayız. Fransa'ya karşı ekonomik ambargo ise en tabiî hakkımızdır. Elbette Türkiye'nin menfaatlerini zedelememek şartıyla... * * * Biz Fransa'nın saçmalıklarıyla meşgulken, gözümüzün önünde, yanıbaşımızda, Atatürk'ün 'misâk-ı millî' sınırları içinde saydığı Kerkük'te, Türkmenler katliama mâruz kalıyor. ABD'nin desteğindeki peşmergeler, Türkmenleri yıldırmak için çok sayıda soydaşımızı ******* katlediyorlar ve biz bu vahşete her zamanki gibi seyirci kalıyoruz. Oynanan oyun apaçık ortadadır. ABD, Kerkük merkezli 'Kürdistan'ın kurulmasına göz yumuyor. Hatta bunu el altından destekliyor. Bu oyuna engel olmanın yegâne yolu 1 Mart Tezkeresi'nin kabulü ve Irak'ta askerî mevcudiyetimizdi. O günlerde olacakları anlatmış, lâkin ne yazık ki kimseye dinletememiştik. Söylediklerimiz aynen gerçekleşiyor ve biz seyirci kalmaya mahkûm vaziyette bekliyoruz. Kerkük ve Musul, ABD destekli peşmergeler tarafından işgal edilip Türkiye'nin kırmızı çizgileri çiğnenirken de homurdanarak seyretmekle iktifa etmiştik. Dünyanın gözü önünde, Amerikan ***** peşmergeler, Kerkük'te nüfus ve tapu kayıtlarını yaktılar; sözde seçimlere adam taşıdılar ve yarısından fazlası Türk olan Kerkük nüfusunun terekküp tarzını değiştirdiler. Şimdi de, nihaî hazırlıkları tamamlamak için Telafer'den sonra Kerkük'te de Türkmen katliamına başladılar. Ve biz gene seyirciyiz. * * * Türkiye'nin son büyük hatası, geçen aylarda PKK terörü tırmandığı sırada Kuzey Irak'ta sınır ötesi operasyona girmemektir. Bu konuda her türlü fırsata sahiptik. PKK terörü uluslararası camiaya yansımıştı ve İsrail, Lübnan'a saldırmıştı. Eğer Irak'a girseydik, ABD de karşı çıkamayacaktı. Ancak, tehlikeyi gören ABD ve sözde Irak yönetimi, mesajlarla ve telefonlarla bizimkileri yumuşattılar. Daha sonra da 'koordinatörlük' oyunuyla zaman kazandılar. Bu arada, zaten yaklaşan kış şartları dolayısıyla çekilmek durumunda olan PKK'ya uydurma 'ateşkes' ilân ettirerek Türkiye'nin Irak'a girmesine mâni oldular. Biz de, hep bir adım geride kalarak elimiz böğrümüzde bekleyip duruyoruz- Netten tanışıp evlenmek artık moda mı oldu :) ?
Hala bulamadın mı yazık sana- aşşşşşşkkkkk
Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki ne sevebilir ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışınızdır aslında. En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır. İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaşlarınız da, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak… Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsizdir. Ölmek var dönmek yoktur. Gün gelir anlarsınız, içten içe bir şeylerin kanadığını. Tutkulu sevdaların gizli hançeri başlar parıldamaya… Orasından burasından eleştirmeye koyulursunuz, Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa… Başkalarını örnek göstermeye, "bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık. Yanlışını görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden böyle miydi ya."diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı. Açıldıkça bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltınızdan. Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz, değişsin istersiniz. O, sevgisizliğe yorar bunu… İhanete sayar… Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler. Bir zamanlar bir gülücüğüyle, alacakaranlığı ısıtan o rüya, Bir kâbusa dönüşür birden… Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size… Hoyrattır bakmaz yüzünüze, zehir akar dilinden, konuşturmaz. Sonuçlar, yargılar, mahkûm eder. Mühürler dudaklarınızı. Siler sizi defterden… "iyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için…" dersiniz dinletemezsiniz. Ayrılırsanız yaşayamayacağınızı bilirsiniz ama böyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz, severek terk edersiniz. "Madem öyle"nin çağı başlar ondan sonra. Mademki siz böylesine tutkun iken O hep başkalarını seçmiştir, Mademki kıymetinizi bilmemiştir, o halde günah sizden gitmiştir. Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece. Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre. Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni… Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini. Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye. Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla… "bana ne… Kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre. Ama sonra… Ansızın kulağınıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından, Süzülüp gelen bir korku hatırlatır onu yeniden. Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder, ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz, türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, Yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi… Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız… Sular kulağına fısıldasın diye. Dönüp, "seni hala seviyorum" diye bağırmak gelir içinizden. Dönemezsiniz. Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu. Ne onunla olur, ne onsuz… Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, Hem "ne olacak sonunda" kuşkusu. Böyle sevemezsiniz, Terk de edemezsiniz. Sürünür gidersiniz!- Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır....
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş… Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg’muş. Her biri de Simurg’muş. Simurg Anka’yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır…- Benimle Çıkar mısın Sorusuna verilen cevapların anlamları
Benimle Çıkar mısın Sorusuna verilen cevapların anlamları Bu soruya bir bayanın verebileceği cevaplar ve bu cevapların gerçek anlamları : 1-Olmadığı için üzgünüm; ama lütfen arkadaş kalalım. (İstediğin şey mümkün değil. Ama yanımda olmaya devam et. Beni evime getirip götürecek, güldürüp-eğlendirecek, eğlence yerlerinde eşlik edecek, faturalarımı yatıracak ve tamirat işlerimi yapacak birisine ihtiyacım var. Merak etme; bir erkek arkadaşım olduğunda da arada sırada ararım seni.) 2 - Ama ben seni kardeşim gibi görüyorum. ( Bir daha asla bu konuyu gündeme getirme.) 3- Duygusal sorunlarım var; önce onları çözümlemem gerek. (Senden başka birkaç kişi daha var; ama bir türlü karar veremiyorum.) 4 - Böyle bir ilişki için henüz hazır değilim. (Henüz alemlerin tadını yeterince çıkaramadım. Beraber olmak istediğim birkaç yüz kişi daha var. Beklemeye devam et. Daha iyisini bulamazsam belki gelirim…) 5- Seni yeterince tanımıyorum. (Tipin falan tamam ama ya diğer özelliklerin? Araba senin üzerine mi? Evin-yazlığın var mı? Kaç para kazanıyorsun? Bankada paran var mı, vs…) 6- Teklifine sıcak bakıyorum ama şimdi olmaz. Zamana bırakalım… (Saz heyetinde on sekizinci keman olarak çalmaya devam et. Gencim, güzelim, çekiciyim. Bunların tadını en dibine kadar çıkarmak istiyorum; diğer taraftan senden daha iyi birisini bulamamaktan da kaygılanıyorum. Gözaltı torbalarım ortaya çıktığında kabul edeceğim.) 7- Seni seviyorum. Ama ben çok seçici birisiyim; kolay kolay beğenmem. Hemen karar vermemi bekleme. ( Ben İngiltere kraliçesinin soyundan geliyorum. Bana layık olmak çok zordur. Superman - Brad Pitt - Prens Rainer - Bill Gates karışımı bir erkek arıyorum. Güç, karizma, zenginlik, zeka, statü, fizik, kimya, falan hepsi birarada olmalı. Kız kurusu olmak pahasına da olsa arayacağım. Eğer bulamazsam can simidim olursun, değil mi kerizciğim?..) 8- Hayatım şu anda karmakarışık, israr etme.. Ben seni ararım. (Birkaç erkeği aynı anda idare ediyorum. Fazla kurcalama. Habersiz eve gelmeye falan da kalkma, ikimiz de dayak yeriz valla… ) 9- Aşk bana göre değil… ( Kendime güvenim yok. Bir ilişki sürdürmek için çaba harcamaktansa evde televizyon izleyip, pasta-börek yerim. Nasılsa ailem zamanı gelince birisini bulur.) 10- Aynı işyerinde çalıştığım biriyle birlikte olamam. (Hiç tipim değilsin. Ama ileride yöneticim olursun da burnumdan getirirsin diye açık açık söyleyemiyorum.) 11- Şu sıralar kariyerime konsantreyim. (Yaptığım iş dışında hiçbir konuda söyleyecek sözüm yok.) 12- Ben nişanlıyım. (Ne güzel eğleniyorduk. Neden üzerime geldin ki sanki. Sonunda doğruyu söylemek zorunda kaldım işte…) 13- Evet, kabul ediyorum… (Dürüst bir bayan) 14- Hayır, kabul etmiyorum. (Dürüst bir bayan daha)- ALLAH YOKTUR!
Herkesin düşüncesi kendine kimsenin düşüncesini değiştirme gibi bir niyetim yok...- SİZ NE OLMAK İSTERDİNİZ?
Evet kimya güzel bir bölüm ya öğretmen ya mühendis olacağım ingilizce seviyesini bana sorduysan eger ingilizce kursuna gidiyorum ama polis olmayıda çok isterdim halada çok istiyorum tabi bazen herşey insanın istediği gibi olmuyor kader.....- Tuttuğunuz Takımı Yazın Bakalım Hangi Taraftan daha çok
Hem bilmiyormusun en çok taraftar cimbomundur... en büyük cimbom - küçük şeyler
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.