Öncelikle merhabalar.
Yıllardır süregelen "Allah var mıdır, yok mudur? Varsa delili nedir? " çıkmazı bir çok suretle açıklığa kavuşturulmuş olmasına rağmen, hala daha belleklerde tatminsizlik bırakmıştır ki mevzu bir türlü bir kesim tarafından noktalanamamıştır.
Zihinlere yerleştirilen inanç şudur " görmediğim, duymadığım, hissetmediğim bir Yaratan'a inanmam". Oysa ki insanoğlu görmediği, duymadığı ve hissetmediği halde yıllardır vücutta varolduğu söylenen mikroplar'a da inanır, akıl'a da ... Örnekler uzatılır ,uzatılmıştır da.
Sistemi yöneten "Allah değil doğadır" varsayımını baz alırsak ; akılalmaz nitelikleri olan bu doğa nedendir bilinmez yıllardır önümüze kendi oluşturduğu bir "insan" ile çıkamamıştır. Mevlanın oluşturmak için asla zorlanmadığı en olağanüstü varlığı koskoca "doğa" bir türlü yapamaz. Nohutun yeşermesi vs. örnek verilir lakin çok enteresandır ki doğa kendi başına "nohut" u da oluşturamaz. Başka bir güç tarafından oluşturulmuş olan tohumu yeşertmektir sadece vazifesi ki bu da acziyetinin apaçık delilidir. Zira nohut'u oluşturan başka bir güç olduğu aşikardır.
"Neden Allah övülmeyi ister?" Aslında konuların çözümü gerçekten çok basit. Akıl yormaya dahi gerek yok (pardon, aklı göremiyorduk değil mi? Haliyle inanmayacağız haliyle yorulması gereken bir şey yok)
İnsanoğlu öyle bir fıtrat üzeredir ki ,kendisinin olan bir şey'i hibe ettiği vakit ve bunu ömrünün sonuna kadar gaye edindiği zaman zarfında hep karşısındakinden övülme, minnet, saygı vs. bekler. Halbuki bedavadan dağıttığı şeylerin hiçbirinin asıl sahibi değildir. O'na da yaratan tarafından hibe edilmiştir. Kendisi saygınlık beklerken,mevcut malın asıl sahibini "bencil" olarak niteler ki bu durumda "bencil" olan önce insanın kendisidir.