Zıplanacak içerik

restpektif

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

restpektif tarafından postalanan herşey

  1. restpektif şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Gazete kulislerinin birinde dile getirilmisti "gizli bir el mi var" diye. Hemen konuya girelim; Iktidara gelen her parti mutlaka iktidar olmanin dezavantajini bir sonraki secimde yasiyor. Bunun simdiye kadar istisnasi yok. Hangi parti iktidara gelmisse diger secimde mutlaka oy kaybina ugramis. Cumhurbaskanligi krizinden once yapilan secim anketlerinde meclise dort partinin girmesi olasiligi adeta kesindi. Hele baraji zorlayan DYP'nin ANAP ile birlesmesi sonucunda bu artik ihtimal bile olmaktan cikiyordu. Tahmin edilebilecegi gibi DYP ve ANAP birlikteligini meclise tasiyacak olan potansiyel oylar onceki secimde AKP'ye verilen oylardi. AK Partinin bu konuda inkar edilemez bir oy kaybi sozkonusuydu. Ayni zamanda AK parti MHP'nin tabanini kendine cekmek istemis ama bir turlu basarili olamamisti. Oy cekemedigi gibi yine kendisinden MHP'ye dogru bir oy kaybi sozkonusuydu. Kuzey Irak politikalari da onceki secimde kendisine yonelen DTP tabanini kaybetmesine de neden olmustu. Kisacasi, cumhurbaskanini kendi istedigi yonde olaysiz sekilde secmis olsaydi bile onumuzdeki secimde ciddi bir oy kaybiyla karsi karsiyaydi AK Parti. Meclise dorduncu bir partinin girmesi demek koalisyon demekti, tek basina iktidar secenegi ortadan kalkiyordu. Kulislerdeki komplo senaryosu soyle: DYP ve ANAP oyuna getirildi! CHP ile birlikte hareket ettikleri ve sag kesimin onemli bir cogunlugunda genel kabul goren Abdullah Gul'un cumhurbaskanligini engelledikleri icin uzunca bir surecte kazandiklari tabani AK Partiye iade etmis oldular. Ayni zamanda bu surec sag kesimde AK Parti lehinde onemli olcude tepkisel oylarla sonuclanacaktir. Yani AKP'nin onumuzdeki secimde, beklenenin aksine, oyunu arttiracagi iddia ediliyor. Boylece yine tek basina iktidara gelmesi saglanmis olacak. CHP de oylarini arttiracak ancak MHP'ye kayan AKP tabaninin onemli bir kismi tepkisel oy kullanacaklar AK Parti lehine. Cunku MHP tabaninda Islami endiseleri ulusal endiselerini bastiran bir kesim var. AKP'nin tekrar kazanacagi kesim budur deniyor. Boylece CHP ile MHP'nin secim sonrasi AKP'yi dislayici muhtemel bir koalisyon hukumeti ihtimali de zayiflatilmis oluyor. Gizli bir el AKP'nin yeniden iktidara gelmesi icin mi ugrasiyor? Iste komplo teorisinin sorusu bu. NOT: Bunlar benim goruslerim degil ve dedigim gibi cok inanmadigim halde ilginc buldugumdan paylasmak istedim. Elciye zeval olmaz:)
  2. Laiklik, kaba anlamiyla, herkesin inancini ozgurce yasayabildigi, hicbir inancin diger inanc sahipleri uzerinde baski kuramadigi ve kendi kurallarini dayatamadigi, devlet islerinde ise herhangi bir dinin referans olarak alinamayacagi sistemin adidir. Turkiye'de bir inanc veya mezhep, "Diyanet isleri Baskanligi" vasitasiyla, devlet tarafindan kurumsallastirilmis ve boylece bu inanisin ve inananlarin diger inanclar uzerinde baski olusturmalarinin yolunu acmistir. Devlet eliyle siyasi ve ekonomik ayricaliga kavusmus bu gruba karsi dogal olarak olusan toplumun diger kesimlerindeki tepkiyi ise yine devletin bazi burokratlari yonetir olmustur. Kanaatimce bu durum cok ilginctir. Bir baba olarak hem cocuklarimin arasina ayrim sokup bazilarina uvey muamelesi yapacagim ve hem de benim verdigim ayricaligin etkisiyle palazlanmis oz evlatlarin baskisindan bunalan uvey cocuklarimin dertleriyle hemhal olup beraberce nutuk atacagim! Laiklik ile demokrasiyi bir arada goturmediginizde ortaya kendisi basli basina bir din haline donusmus 'laiklik' cikar ki, bu durum sistemi farkli inanclara sahip toplum kesimleri uzerinde bir dayatma, baski araci haline getirir. Unutmayalim, laiklik sadece dini kurallarin devlet icinde referans alinamamasi degil ama ayni zamanda tum inanclarin ozgurce yasanabilmesinin teminati olmalidir. Herhangi bir dinin inananlarina kendi ibadetlerini ve diger dini rituellerini (bu inananlari baglayan her turlu dini kurali kapsar) ozgurce icra edebilmeleri icin devlet her turlu kolayligi saglamak durumundadir ancak bunu yaparken diger inanc sahiplerinin ozgurluk alanini daraltamaz ve guvenlik anlayisiyla ters dusemez. Iste laiklik bu ozgurlukler dengesinin teminatidir. Toplumun bir kesiminin hayat tarzini "cagdas" diye nitelendirip digerlerini disladiginizda, dini ozgurluklerin ve ayni zamanda devletin dinden azade olusunun garantisi olan laikligi baski aracina donusturursunuz. Cunku devlet her turlu inanisa, hayat tarzina vs. karsi esit mesafede durmalidir. Aslolan toplumun guvenligidir ve devlet de bunu saglamakla yukumludur. Bu da demokrasi ile mumkundur. Demokrasi halkin yonetime katiliminin adidir. Bazen Cumhuriyet ile demokrasi birbirine karistirilir. Bunda da haklidirlar bir bakima. Cunku genis anlamda Cumhuriyet de sonucta bir halk idaresidir. Oysa cagdas dunyada demokrasi disi cumhuriyetler oldugu gibi devlet sekli cumhuriyet olmayan demokrasiler de vardir. Ayse Onal'dan kucuk bir alintiyla konuyu acalim biraz: "Ingiltere ve Suudi Arabistan her ikisi de monarşi ile yönetiliyorlar. Ancak iki yönetim arasında hukuk açısından uçurum var.. Güney Kore ve İran her ikisi de cumhuriyetle yönetiliyorlar. Ancak iki yönetim arasında hukuk açısından uçurum var. sveç, Norveç, Belçika monarşi ile yönetiliyorlar. Ancak dünyanın en gelişmiş demokrasilerine örnek gösteriliyorlar. Finlandiya da cumhuriyetle yönetiliyor Nijerya da. Nijerya dünyanın en yolsuz Finlandiya dünyanın en şeffaf ülkesi... Petrol zengini Nijerya’da dünyanın en yoksulları, hiçbir doğal zenginliği olmayan Finlandiya’da dünyanın en zenginleri yaşıyor..." O halde demokrasiyi ayricalikli kilan sey "hukukun ustunlugu"dur diyebiliriz. Anlam itibariyle birbirine bu derece katismis demokrasi ve cumhuriyet pratikte de birlikteligi sagladigi taktirde ortaya ideal bir devlet sekli cikar. Darbeler hep Cumhuriyet'i koruma bahanesiyle yapilir ve her yapildiginda da demokrasinin asindirildigi dillendirilir. Oysa asinan sadece demokrasi degildir ama ayni zamanda cumhuriyettir. Cunku hem hukukun ustunlugu ilkesi zedelenerek demokrasiye, hem de halkin kendi iradesiyle belirledigi yoneticilerin yok sayilmasiyla cumhuriyete zarar verilmis olur. Bir hatirlatma yapmakta fayda var; Cumhuriyeti en dar anlamiyla alan devletlerde dahi mutlaka halktan birilerinin devleti yonetmesi esasi vardir. Genis anlamda ise halkin kendi icinden birilerini yonetime getirmesidir zaten cumhuriyet. Kisacasi, askerin yonetime mudahalede bulundugu bir ortamda cumhuriyetten bahsedilemez. Asil yapilmasi gereken, hukuk icinde mucadeledir, yani demokratik mucadele. Turkiye icin bu kavramlarin yerli yerine oturabilmesi icin henuz uzunca bir surec gerekmektedir kanaatimce. Oncelikle toplum olarak demokrasiyi icsellestirmemiz gerekiyor. Korku, kaygi ve onyargilarimiz cok hakli da olabilir fakat herseye ragmen hukukun ustunlugu ilkesine bagli kalmamiz gerektigine inaniyorum. Cunku birbirlerinden farkli dusunen, inanan, giyinen, yiyip icen... insanlari bir arada, baris icinde tutabilmenin tek yolu demokrasi kulturudur. Farkli cozum arayislari mevcut farkliliklari daha da derinlestirmekten ve sonucta catismaya goturmekten baska bir ise yaramazlar. Darbeler kendilerine karsi yapildigi halde solcular nicin askerden hala medet umuyor sorusunu ise kisaca gecistirmek istiyorum cunku basli basina bu konu ayri bir tartismanin konusu olabilir. Turkiye'de solculuk adeta belli bir hayat tarziyla, giyimle es anlamli sunulagelmistir. Solculuk ve sagcilik dindar olup olmamakla anlasiliyor. Oysa sol denildiginde ilk basta akla halk gelmeli, esitlik prensibi, ezilenden yana olma, herkese aciklik gibi prensiplerdir belirleyici olan. Statukodan degil halktan yana! Demokrasiye saygili! Bu sozumle beni bir yerlere koymaya kalkanlar olacaktir ama acikca soylemek gerekirse; solculuk evrenselliktir, ulusalcilik degil! Kisacasi onceki darbelerde askerin hismina ugrayan evrensel olma iddiasindaki solcularla gunumuzun ulusal solunu(!) birbirine karistirmamak lazim. Ayni zamanda o donemdeki sol dusuncenin de ne kadar sol oldugu tartisilabilir ama sonucta temel hareket noktalarinin birbirlerinden tamamen farkli olduklarini soyleyebiliriz. Yapici elestiri ve gorusler gelmesi dilegiyle..
  3. Turkiye'deki hemen her gorusun muntesipleri arasinda kendi gibi dusunmeyen yazar, aydin ve vatandaslara donuk keskin bir onyargi vardir. Ileri surulen dusuncelere yine ayni dozda karsilik vermek yerine, tersi dusunuluyorsa, sozkonusu yargilara donuk icerigi zengin cevaplar yerine kisileri karalayici ve suclayici uslubun benimsenmesi ic burkan bir yontemdir. Her insan mutlaka bir goruse, inanisa meyillidir ve bu dogaldir. Ancak farkli dusunen herkesi, gunun modasi yafta ne ise, onunla suclamak kesinlikle etik kurallarin disinda bir tepkidir. Gecmiste bircok yafta vardi; komunis, fasist vs... Gunumuzun meshur yaftasi ise "seriatci"! Hafif dindarliga meyilli her birey seriatcilik ithamiyla soyutlanirken, benimsedigi hayat tarzi ve dunya gorusu ortada olan ve bundan oturu bu yaftanin boyunlarina asilamayacagi bazi yazarlar icin de "yaraniyorlar, karanlik iliskiler icindeler..." turunden suclamalar devreye giriyor. Farkli dusunceleri seslendiren ve farkli yazar ve aydinlardan alintilar yapan forumdaki bircok uyeye maalesef bu sekilde yaklasildigina sahit oldum. Din kimsenin tekelinde olmadigi gibi Ataturkculuk ve vatanseverlik de kimsenin tekelinde degildir. Bu unutulmamali!.. Iceriginde siddete ve nefrete donuk bir davet barindirmadigi surece her dusunceye acik olmamiz cagdas ve demokratik bir anlayisin en onde gelen gereklerinden biri degil midir? Hal boyleyken birbirimizi dinlemek yerine neden bircogumuz kendi dusunce ve inanislarimizi adeta birer tabu haline getiriyoruz? Hicbir dusunce veya ideoloji yuzde yuz dogru olamaz. Hepimizin mutlaka yanlislari, eksikleri vardir. Bir tartisma ortaminda tum taraflarin surekli kendi dusuncelerini seslendirmesi ve hic muhatabina hak vermemesi inanin bana dogal degildir ve bu durum hepimize bir ozelestiri kapisini araliyor. Sayet muhatabimiza yonelik boyle bir adim atabilirsek, hayretle gorecegiz ki, pekcok ortak noktaya sahibiz. Ve bu ortakliklar beraberce her iki gorusu de sorgulayarak ortak noktaya dogru yol alir. Bu mumkundur... Selam ile..
  4. Madem bir Idir dinleyicisi cikti, sevgili admin, bu guzel muzisyen ve A Vava Inouva hakkinda konusalim biraz. Cezayir dogumlu olan Idir Fransa'da yasamaktadir. Kendine has inanilmaz sakin, akici ve huzur veren bir yoruma sahip. Dinleyicileri hareketli muzikleriyle eglendirirken dahi, bu eglenceli tinilarinda bir agirbaslilik vardir. Durusu ve tarziyla da bunu ortaya koyar. Canli veya videolardan cok konser izledim ancak Idir'in konserlerinde gozlemledigim dinleyicinin katilim seklini hicbir konserde gormedim. Bu durum oldukca dikkatimi cekti. Cunku seyirci muziklerle oyle kaynasiyor ki, insanlarin mimiklerinden sevgi ve barisi okuyabiliyorsunuz. Hani mutlaka karsilasmissinizdir, bazi insanlar tanirsiniz; iyi niyetli olurlar, halim selim kisilikleri vardir, kimsenin kotulugunu istemeyen, herkesle anlasabilen ama kendi inandiklarindan da taviz vermeyen, insanlara yaklasimlarinda onyargisiz, sevgi ve hosgoruyu on planda tutan... Iste Idir'in muzikleri boyle bir sey... A Vava Inouva'ya gelince. Hic egip bukmeden soyleyeyim, bu eser bircok muzik dergisi tarafindan yuzyilin en iyi muziklerinden birisi olarak kabul ediliyor. Ilk dinledigimde oyle duygulanmistim ki... "Kucuk adamim" anlamina geliyor vava inouva. Halen Cezayir'in bazi kesimlerinde ve Kuzey Afrika'nin bazi kabileleri arasinda konusulan bir dilde, Berberi dilinde, yazilmis sarki. Artik sozun diger kismini muzigin kendisi anlatsin size. Dinlememek kayiptir.. Selam ile..
  5. Westlife'in soyledigi "Story of Love" sarkisi olmasin?!.. Ama o sarkida "story of hate" gecmez. Soyle baslar sarki: This is the story of love Let's make it last forever You hold the words that mean so much Let's make a plan together... Sayet bahsettiginiz sarki bu degilse bir arastirayim. Ben de merak ettim cunku:)
  6. Tebdil-i nick yapmak durumunda kalmis eski bir muzik dostunuz, "Ferfecir", olarak yeni kiyafetimle sizlerle doyumsuz bir eseri paylasarak merhaba demek istiyorum. Idir - Vava Inouva Ancak dinleyen arkadaslarin yorumlarini bekliyorum.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.