DR€@M€R B@N€RK@

Sadece 2 tanesi uyuyor.Diğer arkadaşlarıma katılmadığımı söyleyemeyeceğim.Gene de teşekkürler.

Güzel site ben gayet beğendim.Teşekkürler.

uname -r ile çekirdek sürümünüzü öğrenebilirsiniz ve mkbootdisk --device /dev/fd0 "çekirdek_versiyonu" ile çalışan sisteminiz için açılış disketi oluşturabilirsiniz. uname -r ile çekirdek sürümünüzü öğrenebilirsiniz ve mkbootdisk --device /dev/fd0 "çekirdek_versiyonu" ile çalışan sisteminiz için açılış disketi oluşturabilirsiniz. Alıntıdır

Zeki Müren Bülent Ersoy Müzeyyen Senar

Kökeni: 19. Yüz yılın ortasında İngiliz tüccarlar tarafından İngiltereye getirildi.Bu cinslerden biri daha sonra VII. Edward adıyla tahta çıkan zamanın galler prensine armağan edildi. Tanımı: Aslına benziyen, vakur bir hayvandır. Başı iri, kafatası düzdür. Yüzü gözlerine doğru genişler, ucu sivri, siyah burnuna doğru daralır. Gözler küçük, çekik, siyah. Kulaklar üçgen, dik, öne doğru, Dil, damak, diş etleri ve dudaklar mor olmalıdır. Uzun sık tüyleri, yünsü bir ikinci tüy tabakası vardır. Boyun tüylerinin bolluğu ona bir aslan görünümü verir. Renkler sarımsı kahve, kızıl, krem, mavi, siyah, gümüş, gri ya da nadiren beyaz. Daima tek renklidir. Lekeli olmamalıdır. Yükseklik; 48.4·50.B cm. (45.7 cm.nın altında olmamalıdır), ağırlığı 24-27 kg. Göğsü geniş. Kuyruk: tüylerle kaplı, kalın sırta doğru kıvrık. Kişiliği: İçe dönük ilgisiz ve aldırışsız bir hali vardır. efendisine karşı çok sadık ve samimi bir köpekdir. Burunluk takılmasından ve kayışdan pek hoşlanmaz. Bunun dışında nazik, temiz ve sabırlıdır. Kullanımı: Sakin insanlara uyum sağlaya bilen bir köpektir. Özelikle yaz aylarında sık sık fırçalanmalıdır. Geçmişde bekçi köpeği, kurt avcısı ve kızak köpeği olarak kullanıldı.

Türkler, dünyanın en eski, asil, büyük devletler kurup, pek çok ünlü şahsiyetler yetiştiren medenî milletlerinden biridir. Türkler, Nuh peygamberin oğullarından Yâfes'in Türk adlı oğlunun neslindendir. Tarihî şahıs, boy ve millet adlarının oluşumuna göre, Türk kelimesinin aslı "türümek" fiilinden gelmektedir. Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında "türük" ve nihayet hece düşmesiyle "Türk" kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten "yürük" adını almışlardır. Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töreli, töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manâlarında kullanılmaktadır. Coğrafî ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldaki Bizans kaynaklarında, Orta Asya için kullanılmıştır. Dokuzuncu ve onuncu asırlarda, Volga'dan Orta Asya'ya kadar olan sahaya denilirdi. Bu da Doğu ve Batı Türkiye olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Doğu Türkiye, Hazarlar'ın; Batı Türkiye ise Türk asıllı Macarların ülkesiydi. Memluklar'ın ilk zamanlarında, Mısır'a da Türkiye deniliyordu. Selçuklular zamanında, onikinci yüzyıldan itibaren Anadolu'ya Türkiye denilmeye başlandı. Türk kelimesini, Türk devletinin resmî adı olarak ilk defa kullanan, yedi ve sekizinci yüzyıllarda hüküm süren (681-745) Göktürk Devleti'ydi. Bilinen en eski Türk kavmi, Çinlilerin Hiung-nu dedikleri, M.Ö. 3. asrın başından itibaren tarih sahnesinde görülen Hunlardır. Bu kavmin anayurdu, Tienşan'ın kuzey kesimiyle batıdaki Altay Dağları, Orta Urallar ve Hazar Denizi'nin kuzey hudutları içinde kalan vadideydi. Şenyu denilen hükümdarlarının ordugâhı, Orhun Irmağı kıyısında bulunuyordu. Nüfus çoğalması ve fetih isteği gibi iki büyük sebeple yayılmaya başladılar ve Çin hudutlarına kadar olan bölgeyi ele geçirdiler. Kaynak

M.Ö. 6. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Thales'te, felsefe bakımından önem taşiyan husus, onun 'Neyin var olduğu', 'Neyin gerçek olduğu' ya da 'Neyin gerçekten var olduğu' sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanır. O doğada var olan şeylerin tüketici bir listesini yapmayı amaçlamamış, fakat şeylerin varlığa gelmeleri ve daha sonra da yok olup gitmeleri olgusundan etkilenmiştir. 'Neyin var olduğu' sorusunu yanıtlamanın en önemli yolu, onun gözünde birlik ile çokluk ya da görünüş ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi doyurucu bir biçimde ifade edebilmekten geçmiştir. O, buna göre, gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çoklugun gerisinde akılla anlaşilabilir, kalıcı ve sürekli bir gerçekliğin var olduğuna inanmıştır. Thales, çoklugun kendisinden türediği, çoklugun gerisindeki bu birliğin 'su' olduğunu öne sürmüştür. Kendisinden önceki felsefenin bir anlamda tarihini yazmış olan Yunan filozofu Aristoteles, Thales'i bu sonuca, her şeyin sıvı bir varlıktan beslendiği, sıcağın da sudan türeyip, suyla beslendiği, her şeyin tohumunun nemli bir yapıda olduğu gözleminin götürdüğünü belirtir. Yine, Thales'in Akdeniz'i aşarak, Mısır'a yapmış olduğu seyahatler, suyun insan yaşamı üzerindeki önemi ve değerini ona göstermiş olabilir. Thales'i arkhenin su olduğu sonucuna götüren nedenler ne olursa olsun, onu felsefe tarihinde ilk filozof olarak önemli kılan şey, verdiği yanıttan çok, sorduğu sorudur. Buna göre, o varlığın ya da dünyanın nihai ve en yüksek doğasının ne olduğu sorusunu sormuş olduğu için önemlidir. Kaynak

Ben de Niqhtwish diye bir nick hatırlıyor gibiyim ama.Yasak olmasa üye olduğun forumları söylerdin beli hatırlardım.

Hoşbulduk umarım güzel vakit geçiririz

Download Siz bilgisayarda birşeylerle uğraşırken bırakın o arkada sistemden kullanmadan sizi rahatlatsın içinde 10 farklı ses var. Her ses kaydı yaklaşık 2 saatlik. Yani diğer programlar gibi hep aynı şeyi dinlemiyorsunuz. İster akan şelaleyi ister yağan yağmurun sesini isterseniz de sessiz bir sahildeki dalga seslerini dinleyin. arkada çalan fon müziği ile de gevşeyin. Yatmadan önce dinlemek çok güzel . Alıntıdır

M yok mu M?

Oyum Cem Uzan'a

Boşver coçkusuda çok güzeldi varlığının. Şiir enfesti fakat burada şu kelime hatasıyla karşılaştım.coçkusuda.Bu böylemi yazılır yoksa coşkusu da diye mi yazılır?

Bunu bilmiyordum teşekkürler.

Çok doğru ve bilgilendirici bir şiir.Teşekkürler.

Ben bu oyunu oynarken sık sık virüs tehditleri alıyordum.Sonunda bıraktım.Çok bağımlılık yapan bir oyun.Pek tavsiye etmem

Paylaşımın için teşekkürler.Gerçekten de doğru yazmışlar.Ama ben kıskanç değilimdir o da ayrı bir mesele.

Endişeli olanlara da hak veriyorum çünkü hava yastığı da bazen ölümlere neden olabiliyor.Bakalım bu nasıl işe yarayacak.Teşekkürler.

Hoşbulduk.Ben bir sürü yere üyeyim de belki tanıyorsundur.Ama ben çıkaramadım

1.Olgun olmalı 2.Dürüst olmalı 3.Sabırlı olmalı 4.Ciddi olmalı İsterse yüzü çirkin olsun ben iç güzelliğe bakarım.Zaten iç güzellik olduktan sonra dış güzellik biz farketmeden gelir diye düşünüyorum ben.

Çok şükür ben yalan söylemem.Söylesem de sonradan gerçeği anlatırım.Paylaşımın için teşekkürler.

Ülkemizde pek bilinmese de aslında Philips'in ürün yelpazesinde klavye ve fare çeşitleri de bulunuyor. Firma, geçtiğimiz hafta bir kaç yeni fare duyurmuş durumda. Duyurulan yeni ürünler arasında en ilginci, SPM8713 model numarasına sahip olan kablosuz fare. 1600dpi çözünürlüğe ve rahat kullanım için yumuşak dokunma yüzeylerine sahip olan farenin özelliği çift lazer algılayıcı taşıması. Philips'in iddiasına göre çift algılayıcıyla tarama daha kesintisiz şekilde yapılıp, farenin hareketi daha kesin olarak belirlenebiliyor. Diğer bir ilginç yönse, Philips'in SPM8713 fare için tam 1 yıl pil ömrü öngörmesi. Dizüstü bilgisayar kullanıcılarına yönelik tasarlanan SPM8713'ün yanında, aynı teknolojiyi taşıyan farenin masaüstü sürümü SPM7711 model numarasıyla piyasaya sürecek.