Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BlackCADY

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    430
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BlackCADY tarafından postalanan herşey

  1. biz güzelleştirmeye çalışıyoruz ama nesil güzelleşmek istemiyor emre aydın afilli yalnızlık
  2. BlackCADY

    Günün Sözü

    BİLGİ ERMİŞLERİ OLMAK ELİNİZDEN GELMİYORSA, HİÇ DEĞİLSE BİLGİ SAVAŞÇILARI OLUN.
  3. yakın gelecek pek parlak görünmüyor ama insanlık gerekeni yaşasın korkularından sıyrılacak pasifize edilmişlik genlerimize işlemiş belki gelecek nesillere daha özgürlükçü ve akılcı davranışlar sergileyebilmeyi en azından bilim sağlar. labaratuar açıdan yani. klonlanalımda bir sonraki gelecekte başka şartlar altında yaşayalım. emre aydın dayan yalnızlığım
  4. izleme farketmez maymunlar cehennemine döndü ya sen ona bak düşler sokağı ferudun düzağaç
  5. eferin beynine hep genç kalsın bari bizi moruklar kuşattı zaten
  6. BlackCADY

    Çağrışım

    sands süper bende katılıyorum o zaman katık
  7. maymunlar cehennemi diye bir film vardı ya jön o filme benzemedimi bu dünya alışmak zorundayım yalın
  8. çok güzel bir şiir bunu felsefeciler bilir tekrar tekrar okuyunca hep başka anlamlar buluyorum. O iki insandan, sonunda Birinin anılarında kedi, Birinin dalmalarında mum Kaldı gitti. Nerede bir mum yansa şimdi, Nerede oynasa bir kedi, Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri.. Bugün dün gibi oluyor, Dün bugün gibi. Mum ellerimi tırmalıyor, Belleğimi yakıyor kedinin elleri.
  9. sende yaşlanıyorsun hehe
  10. Tengeriin senin avatarın çok şeker ama keskinkalem gerçekten çok karizmatik benziyormu acaba?
  11. az sonra dışarı çıkacağım sıkıldım
  12. ogün şanlısoy sebnem ferah bir ben
  13. doğum günün kutlu olsun
  14. konuyu saptırmışmı oluyorum adı geçen ülkelerde başka inançlara bağlı insanlar kendi inançlarını istedikleri gibi yaşıyor olmasalara yaşamışmı oluyorlar. yani en azından nefes alıyor oldukları için şükretmeliler galiba. ne demek herkes kafasına buyrukmu yaşıyor elbette gelişmiş ülkelerde insanlar diledikleri gibi yaşıyorlar birileri onların yaşam alanına müdahale etmiyor hemde devlet eliyle. bu gibi cehaletin içinde yüzen ülkelerde kadınlar başlarını açmak isteseler derhal cezalandırılırlar ve siz buna adalet dersiniz. Almanya'yı örnek gösteren sizdiniz Almanyadaki ırkçılığı Almanlara mal etmek mümkünmü dediniz ve bu tür olaylar Almanya için münferitken Afganistanda olanlar oranın yönetim şekli ile alakalı. Eğer adaletli bir karşılaştırma yapamayacaksak bize bizden çok daha iyi yönetilen ve halkının çoğunluğu müslüman olan başka bir ülke örnek gösterin. yani bizdeki kadar özgür ve demokratik başka islam ülkesi yok. insan geçmişinde gizlidir dediğinizde başka bir açıdan ele almıştınız şimdi konuyu saptırmışsınız. insan geçmişindeki hataları tekrar etmemeli mesela Osmanlının yönetim şekli hem çok demode, hem çok ilkel hem artık günümüz gerçekleri ile örtüşmez.
  15. başbakanın mal varlığı 800 milyonu aşmış tabi bu sizinde söylediğiniz gibi eksik anlatılmış. İşte türban, işte dine endeksli anlayış ve işte sömürü. Neden daha fazla dindar adam istiyorlar çok açık değilmi? Zenginliklerine zenginlik katarken bir zamanlar şeyhlerin önünde diz çöktükleri gibi kendilerinin önündede birileri diz çöksün diye. başbakanın gözlerinde bir garip ışıltı var bugünlerde istediğini tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla yerine getirmenin ve milletin hala uyuyor olmasının keyfi içinde.
  16. Erkeği benden bir adım önde gören ve benim görüşüme dahi önem vermeyen anlayışın içinde ben fikirlerimi nasıl dile getireceğim? Allah katında yapıp ettiğinden mesul olmak ayrı ben haklarımdan söz ediyorum. Bir erkek gibi söz sahibi oluyormuyum din devletinde. Değişik devletler değişik anlayışlar getirmiyorlarmı resmi dini islam olan ülkelerde neden kadınlar her zaman geri planda bırakılıyor. Eğer din bunu emretmiyorsa neden böyle uygulanıyor. Mesela şöyle birşey duydum doğrumu bilmiyorum ben Türkiye'de istediğim yere yalnız gider ve istediğim kadar kalırım. Ama diyelimki ben hacı olmak istiyorum ve hacca gidicem yanımda bir erkek olmadan gidemiyormuşum bunu neye göre belirliyorlar. Bazı ülkelerde kadınlar otomobil bile kullanamıyorlar başını açmak istese bunu yapamıyorlar peki bu hakkı kim veriyor onlara. Ben bu ülkenin bana verdiği bu özgürlüğü neden değişeyim köle anlayışına. Siz tamamen hayali bir şey anlatıyorsunuz realitede din kadına özgürlük tanımıyor.
  17. Otopark Rant Geliri, Ne Tarihi Eser Ne de Doğal Güzellik Dinliyor!!! İstanbul Büyükşehir Bld.'nden Akılalmaz Karar!!! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın, bir ilke daha imza atarak, içinde tarihi eser bulunan ve bu özelliği ile sit alanı ilan edilen bir arsaya, otopark yapılması için onay ruhsatı verdiği ortaya çıktı. Üsküdar'a bağlı Beylerbeyi Mahallesi, Arabacılar Sokak, 32 numara, 125 Pafta, 775 ada, 24 parselde bulunan ve Kültür ve Tabii Varlıkları Koruma Kurulu tarafından öncelikli korunması gereken tarihi eserler arasında gösterilen tarihi ev ve bahçesinde bulunan tarihi kalıntılar, önce altyapı çalışması bahanesiyle yıkıldı.
  18. Öcalan'ı terörist olarak görmüyorum Leyla Zana, 3 ayrı soruşturma için savcıya ifade verdi DEP eski Milletvekili Leyla Zana, 22 Temmuz seçimleri öncesi Diyarbakır, Adıyaman ve Iğdır'da yaptığı ve eyalet sistemini önerdiği, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'dan 'Kürtlerin lideri' diye söz ettiği için hakkında açılan 3 soruşturma kapsamında Diyarbakır'da Cumhuriyet Savcılığına ifade verdi. Leyla Zana ifadesinde, şahsi görüşüne göre Abdullah Öcalan'ın Kürt halkının liderlerinden biri olduğunu ileri sürerek, "Öcalan'ı terör örgütü lideri olarak görmüyorum'' dedi. Eyalet sistemine de değinen Zana, "Eyaletler konusunda merkeziyetçi yönetimin ülke sorunlarını yeterince çözmediğini, ertelemeci bir mantıkla yaklaştığını ve bu nedenle eyalet sisteminin daha iyi olacağını söyledim. Amacım siyasi sınırların çizilmesi ve toplumların bölünmesi değildir. Tümü ile ülke bütünlüğü içerisinde herkesin kendisini özgürce ifade etmesini sağlamaktır'' dedi. Seçimler öncesi DTP Milletvekillerinin desteklenmesi için Diyarbakır, Adıyaman ve Iğdır'da yapılan mitinglerde, Türkçe- Kürtçe konuşan, konuşmalarında terör örgütünün propagandasını yaptığı gerekçesiyle hakkında 3 ayrı soruşturma açılan DEP eski Milletvekili Leyla Zana, dün akşam saatlerinde Avukatları ile Diyarbakır'da Cumhuriyet Başsavcılığına giderek ifade verdi. YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLMELİ Önce Iğdır'da yaptığı ve Türkiye'nin eyaletlere bölünmesini istediği konuşma ile ilgili ifade veren Leyla Zana, "Eyaletler konusunda merkeziyetçi yönetimin ülke sorunlarını yeterince çözemediğini, ertelemeci bir mantık ile yaklaştığını, yerel yönetimlerin güçlendirilerek, toplumla sorumluluk paylaşılarak ülkenin önününde açılabileceğini, sorunları erteleyerek değil, zamanında çözerek ilerleyeceğini savunuyorum. Buna olan inancımı belirtim'' dedi. Leyla Zana, Kürdistan kelimesini kullanmasıyla ilgili olarak da, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk kuruluşuna kadar bu kelimenin kullanıldığını belirtti. Zana, "Bu bir gerçekliktir. Tarihsel, sosyal ve psikolojik olarak bir realitedir. Bu toplum, Kürt ve Kürdistan dediğinde kendisini rahatlamış hisediyor. Her halk gibi kendi onuru ve kimliği ile yaşamak istiyor. Bu da onların hakkıdır. Kendi kimliği ile kendisini ifade etmesi bir Türk için de Bir Kürt için de bir İngiliz için de en doğal haktır'' diye konuştu. "AMACIM BÖLMEK DEĞİL'' Konuşmasındaki amacın siyasi sınırların çizilmesi olmadığını ileri süren DEP eski Milletvekili Leyla Zana ifadesinde şöyle devam etti: "Bu ifademde amacım toplumların bölünmesi değildir. Amacım toplumların kendisini özgürce ifade edebilme, yerinde kendisini yönetme ve özgürce yaşayabilmesidir. Benim herhangi bir suç işleme kastım yoktur. Ben sadece düşüncelerimi, geleceğe olan umutlarımı ve ön görülerimi toplum ile paylaştım. Bir trafik polisinin tayini bile Ankara'da yapılmaktadır. Bu da ülkenin gelişmesini, büyümesine, ve ilerlemesine yakışmamaktadır. Sorunları paylaşarak çözmenin daha kolay bir yol olacağını düşünüyorum.'' 'ÖCALAN KÜRT HALKININ LİDERİ' Diyarbakır ve Adıyaman'da yaptığı konuşmalarla ilgili de ifade veren Leyla Zana, kendisinin de Kürt halkından biri kişi olduğunu, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ı Kürt halkının liderlerinden biri olarak gördüğünü ifade ederek şöyle konuştu: "Abdullah Öcalan'ı terör örgütü lideri olarak görmüyorum. Bu benim şahsi görüşümdür. O toplantıya katıldığımda ben konuşma yapmadan önce de orada bulunan topluluk, '**** ***** ***' ve benzeri İmralı'da Hükümlü bulunan Öcalan'ı kast ederek değişik sloganlar atıyorlardı. Benim konuşma yaptığım esneda bu sloganlar atılmış olabilir. Ama ben özellikle bu sloganları atmaları konusunda kimseyi teşvik etmedim, kışkırtmadım.'' IĞDIR'DA NE DEMİŞTİ? Kapatılan DEP'in eski milletvekili Leyla Zana, DTP'nın 20 Temmuz'da Iğdır'da düzenlediği mitingte yaptığı konuşmada şunları söylemişti: "Kürtlerin istekleri Ankara tarafından görülüyor. Kürtler 1999 İmralı süreciyle bir stratejik değişiklik yaptı. Dediler ki 'sınırları çizmeye gerek yok, halklar birlikte el ele gönül gönüle yaşayabilir. Yeter ki yönetici kadro bunu görebilsin.' Çatışmasız, kavgasız halkımız bu süreci destekledi. Sekiz yıl bunu uygulamaya çalıştık. Siz ne yaptınız, hiçbir şey. Bir iki adım attınız geri çekildiniz. Bu acıya ne gerek vardı. Demek ki doğru olanın önüne geçemezsiniz. Şimdi yapmanız gereken ilk şey genel bir af çıkarmanızdır. İkincisi, Osmanlı'nın kuruluşundan bugüne kadar olması gereken Kürdistan eyalet sistemine geçmenizdir. Diğer bölgelere de eyaletler kur. Bu ülkenin bölünmesi demek değil, aksine ülkenin bütünleşmesi, bir arada yaşaması demektir. Her Kürt yaşadığı toprağın adını bilir, onu asla göz ardı etmez. Tarihin sayfalarına kaydırmaz. ***************
  19. BlackCADY

    yabancılara toprak satışı

    TÜRKLER, Türkiye’de kendi bahçelerine bir bayrak direği dikip göndere Ayyıldızlı bayrağımızı çekemezler ama!.. Harıl harıl toprak kapatan yabancılar, aynı işi rahatlıkla yapıp kendi bayraklarını Türkler’e doğru sallayabilirler, kimse onlara engel olamaz... Hatırlarsınız... Bir süre önce, Kıbrıs Gazisi Mehmet Bölükbaşı, Üsküdar’daki villasının terasında Türk Bayrağı dalgalandırdığı için kaymakamlığa şikâyet edildi. Bölükbaşı, bayrağı indirmesi için gelen polislere “Kanımı rengine verdim, inmemesi için canımı da veririm. Şikâyet eden gelsin. İndirebiliyorsa o indirsin” diye isyan etti.. Polisler ne yapsın!?. Adının Hasan İşcan olduğu iddia edilen bir doçent, Türk Bayrağı’ndan rahatsız olmuş!.. Yasa gereği bayrak indirilmeliymiş!.. Ve Bakınız Muğla Dalaman’ın Ortaca’sında yaşananlar... Bir Alman, Ortaca’ya yerleşiyor... Satın aldığı toprağa bir direk konduruyor, direğe de Alman Bayrağı’nı çekiyor.. Alman Bayrağı Ortacalılar’ın tepesinde dalgalanıyor!.. Ortacalılar Alman’a gidip “yapma” diyorlar ama o aldırmıyor.. Ortacalılar anlatıyor; “Bu konuyu yerel yöneticilerimize (ilçe kaymakamı, ilçe cumhuriyet savcısı ve ilçe emniyet müdürlügüne) toplu olarak dilekçe vermek suretiyle bildirdik”.Aradan üç ay geçiyor, bayrak yerinde, yöneticiler suskun.. Dahası, Ortacalılar’ın anlatımında.. “Yöneticilerin, isteklerimizi gözardı ederek ilçedeki yabancı uyruklu taşınmaz mülk sahiplerinin ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde talimatlar verdiklerini, Türk vatandaşlarını kapıda bekletirken bu yabancılara büyük bir nezaketle zaman ayırdıklarını gözlemledik...” Alman Bayrağı’nın orada öylece asılı durması üzerine Vatandaş Yüksel Sarı harekete geçiyor... Bayrağı indiriyor... Ve olanlar oluyor!.. Şu anda Yüksel Sarı ve arkadaşları yargılanıyorlar... Sayın Sarı ve Ortacalılar yaptıklarından pişman değil, önemli bir savunma metni hazırladılar... Bu savunma tarihten gelen gerçeklerden ibret alınması temelinde oluşturuldu.. Savunma da şöyle deniliyor... "Biz suç islemedik, bir suçu ortadan kaldırdık. Çünkü mahkemenizce de bilinecegi gibi 2893 Sayılı Bayrak Kanunu, yabancı ülke bayraklarının hangi koşullarda, nerelere asılabilecegini saymıştır. Alman vatandaşının villasının bahçesine bir direk dikip, kendi ülke bayragını asması bu kanuna aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Sayın Yargıç; Bir Alman vatandaşı başka bir ülkede evinin bahçesine direk dikip, kendi ülkesinin bayragını neden asar? Bu soruların yanıtı düşünülürken, buna benzer olayları sıkça yaşamamıza neden olan yabancılara toprak satışı ve sonuçları üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Geçmişte ve bugün, yabancılara toprak satışının serbest bırakılması ile devletin dağılma süreci arasındaki paralellik hepimizin dikkatini çekmiştir. 1854 Yılında Kırım Savaşı’na katılan Osmanlı, ilk kez, İngiltere’den % 6 faiz ile 3 milyon Sterlin borç almıştır. Batılı ülkelerin dayatmalarıyla, 1856 Islahat Fermanı ile birlikte yabancılara toprak satışı serbest bırakılmıştır. 1860 yılında İngiltere, borçların ödenmesi görüşmeleri sırasında Osmanlı topraklarının yabancılara satışının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istemiştir. Bu satışlar sonucunda sadece Ege bölgemizde altı milyon dönüm arazi yabancıların eline geçmiştir. 1890-1900 yılları arasında İzmir’in % 85’inin yabancılara ait olduğu açıklanmıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, 1924 yılında çıkan kanunla yabancılara toprak satışına yasaklar getirilmiştir. 1984 yılında yabancılara toprak satışının yeniden gündeme getirilmesi tesadüf degildir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nce bu yasa iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, iptal gerekçesinde şunları söylemektedir. (Yabancıların arazi ve emlak edinmesi salt bir mülkiyet sorunu olarak degerlendirilemez. Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bagımsızlıgının simgesidir. Yabancılara satılan toprakların geri alınması zordur ve yabancılar kendi devletlerinin koruması altındadır)” Savunmanın bu kadarı bile Ortacalılar’ın endişelerinin yerinde olduğunu göstermiyor mu?.. Bayrak namusu için Ortacalılar yargı önündeler. Behiç KILIÇ/Tercüman
  20. Ne demek insan geçmişinde gizlidir. Geçmiş ondan ders çıkarmak için var tekrar etmek için değil. Biz geleceği bugünün normları ile kuralım diyoruz siz geçmişi örnek gösteriyorsunuz. Almanya ve Afganistan örnekleri birbirine ne kadar uygun size göre? Almanya bir din devleti değil ama Afganistan Talibana başlı bir din devleti. Orada kadınlar burkaya erkekler sakala mahkum Almanyada böyle bir örnek gösterebilirmiyiz. Ve din hayatın her alanına insanların hislerine ve düşüncelerine önem vermeden bazı şeyleri dikte etmiyormu tabiki ediyor en azından din devleti arzu eden ve o yönetime talip olanlar standartları dinin öğelerine göre belirliyor. İran'daki Ermeni kadınlar başlarını açabiliyorlar mı? Ya Afganistandakiler? Ve oralarda yaşayanlar özgür diyebiliyormuyuz. Gerçekten çok tuhaf düşünceler bunlar. Evet nesini tartışacağız bize İran ve Afganistan örnek olamaz ama Almanya örnek olabilir. En azından sosyal devlet anlayışı ve sistemleri ile.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.