Zıplanacak içerik

BlackCADY

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BlackCADY tarafından postalanan herşey

  1. İslamcılara göre kıyamet alametleri hızla artıyor hatta Mehdi geldi ve 2010'da İslam devletini kuracak. Nurculara göre ise 2082'de dünya tümden yok olacak. Museviler Mesih ve Armageddon savaşını bekliyor, böylece 3. Dünya Savaşı çıkacak, İsrail egemenlik kuracak. Hıristiyanlara göre de İsa yakında gökten inecek. Ortadoğu'da patlayan savaş, insanoğlunun dünyadaki en eski kâbusunu tetikledi: Kıyamet! En eski dinlerden başlayan, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam'da önemli yer tutan 'kıyamet' inancına göre, dünya bir gün ateşle, suyla ve dehşetengiz felaketlerle yok olacaktır. Tek Tanrılı dinlerin tümü bunu insanlar arasındaki düzenin bozulmasına, adaletin çökmesine, ahlaksızlığın artmasına bağlarlar. Tanrı, dinden imandan çıkan ve canavara dönüşen insanları cezalandırmak için dünyayı tümden yok edecektir. Nostradamus'un kehanetlerinde kıyamet önemli yer tutar. Amerika'da New Age tarikatların bazıları kıyamet yaklaştığı için taraftarlarını topluca intihara sürüklemiştir. Şimdi ABD'nin Irak'ta giriştiği ve tüm Ortadoğu'ya yaymayı düşündüğü operasyon, kıyamet senaryolarına hız kazandırdı. Bağdat'ta bombalar düşerken yükselen ezan sesleri bu savaşın Hıristiyan Batı ve Müslüman Doğu arasında topyekûn bir savaşa dönüşme korkusunu da beraber getiriyor. ABD Başkanı Bush'un, Irak operasyonunu, sonradan özür dilemesine rağmen 'Haçlı seferi' olarak tanımlaması ve Saddam'ı 'Deccal' ilan etmesi ve Irak, İran Suriye için kaynağını İncil'den alan 'şer ekseni' ifadelerini kullanması örtülü bir din savaşının işaretlerini taşıyor. Aynı şey Saddam ve İslamcılar için de geçerli. Ortadoğu'da bugün Bush, 'En büyük Deccal ve en büyük Şeytan' diye tanımlanıyor. Saddam Cihat ilan ediyor. Saddam'la kavgalı Şiiler bile ABD'li 'kafirlere karşı' İslam'ın ve Hz. Ali'nin kutsal topraklarını korumak için ölümüne savaşa giriyor. Bütün tek tanrılı dinlerde, kıyametten önce çok büyük bir din savaşının kopacağı inancı hâkimdir. Bugünkü gelişmeler ve Irak operasyonun din savaşına dönüşme tehlikesiyle birlikte 'kıyamet yakın' diyenlerin sesleri daha gür çıkıyor. Zaten savaşın olağan görüntüleri bile kıyameti hatırlatacak dehşette: Pazarda tepelerine düşen bombalarla masum insanlar ölüyor, kuyular yanıyor, Kızılhaç arabasından açılan ateşle ABD'li askerler vuruluyor, canlı bombalar kendilerini düşmanın üstüne atıyor. Her yerden kan, barut ve alevler yükseliyor. Bölgenin en kilit ülkelerinden İsrail, aslında bir şifrenin de temsilciliğini yapıyor. Tevrat'ın şifresine göre bu yüzyıl Armageddon, yani 3. Dünya Savaşı'nın yaşanacağı bir dönem. İsrail'deki Megiddo Tepesi'nde gerçekleşecek olan savaşla, İsrail Yahudi devletinin tüm dünyada egemenliğini elde edeceğine inanıyor. Armageddon'da İsa gökten inecek ve Deccal'i öldürecek, böylelikle Yahudi egemenliğinde dünyada barış dönemi başlayacak. Tabii Armageddon'a gidecek süreç önce Mesih'in gelmesiyle gerçekleşecek. O nedenle şu an tüm dinlerdeki ortak nokta, her bir dinin temsilcisinin Mesih'in artık bugünlerde ortaya çıkacağına olan inançları. Yahudi bir tarikat bile bugün Ölü Deniz civarındaki bir tepede Mesih'i bekliyor. Hatta Mesih olarak beklenen kişinin Hz. İsa olduğu konusunda durumu abartanlar da var. Kâhinlerin en ünlüsü Nostradamus'a göre ise kıyametin kopacağı tarih: 3797. 2076 yılında 3. Dünya Savaşı çıkacak, onu 2106'daki 4. Dünya Savaşı izleyecek.
  2. BlackCADY şurada cevap verdi: Türk başlık Bilim Felsefesi
    Evrim doğanın bir kanunu ancak evrim hakkında çok çarpık bilgilere sahibiz. Canlılık türlere ayrılırken bir türden başka bir türe sıçramamış ancak kendi türünde evrim geçirmiştir.
  3. Bilim araştırmalarında çok gerideyiz ve bu sorunun ana kaynağı eğitimdeki yetersizlik ve imkansızlıklar. Devlet yöneticileri dahi bilime gereken önemi vermemekte, bilimin yüzü bize soğuk gelsede esasında öyle değil üretemeyen bir toplum açık bir pazar olmaktan başka bir seçeneği olmayan toplumdur.
  4. Bu ülkede Siyasal İslamcı düşünceye sahip gazeteler bir çok aydını açık hedef gösterdi. Hala bu gazeteler kapatılmadı. Ve silahlı saldırılar hep Cumhuriyet Gazetesine yapıldı ve Cumhuriyet Gazetesi de diğer gazeteler tarafından hedef gösterildi yazarları tehdit edildi. Ne yazık ki ülkemiz rant kavgalarına bile dini alet eden insanlara prim verdi. Aydınlarını ise dışladı. Sonuçta ülke aydın yetiştiremez oldu, üzülerek gözlemliyorum ki bir çok eğitimli insan bile bugün bazı gerçeklerin farkında olmadan yaşamakta.
  5. Teşekkür ederim Dipnot sanal ortamda tek gerçeklik fikirsel gerçeklik böyle düşünüyorum.
  6. BlackCADY şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
    bazı şeyleri anlayamıyorum Ahmet Necdet Sezer gibi dürüst bir devlet adamını neden sevmiyorlar?
  7. Modernleşememe de faktör nedir? En büyük sorunumuz Atatürk'ü layıkıyla anlayamamaktır onu tanımamaktır. ve bence Türkiye'nin sorunlarından biride fikir üretememesidir.
  8. BlackCADY şurada cevap verdi: burble başlık Güncel Konular
    3. Dünya ülkelerinde ancak bu kadar kolay cinayet işlenebilir, biz hangi yüzyılda ve dünyanın neresinde yaşıyoruz? Peki bu kadar kolay cinayet işlenmesine neden ne olabilir, gençler nasıl bu kadar kolay kullanılabilir? Politika bölümüne faili mechul cinayetler topici açmıştım, bu cinayetleri işleyenlerin ortak noktaları ya Siyasal İslamcı olmaları ya da Irkçı söylemlere sahip olmalarıdır. Bugüne kadar rastlandı mı, bir Kemalistin kitabevi bastığı, gırtlak kestiği, araçlara bomba yerleştirdiği, arkadan kurşun sıktığı, haince adam öldürdüğüne? Ama son günlerde ne söyleniyor bu Kemalistler tehlikeli, kargaşa çıkartmak istiyorlar. Ya bu yalana kim inanır, ortada somut bir gerçek var oda, tehlikeli olanlar ve gözlerini kan bürüyenler bir ellerine Siyasal İslamı alıyor, diğerine sözde milliyetçiliği. Bu uğurda adam öldürmekten kaçınmayanlar onlar, Kemalistler birikimli ve evrensel düşünen insanlardır onları bu oyunlara alet edemezsiniz. Hepsi okur, düşünür ve değerlendirir. Hoşnut olmadığı bir durum sezerse bunuda demokratik ortamda demokratça dile getirir, sonra birileri bundan rahatsız olur ve onlardan bir kaçını haince öldürür. Şimdi soruyorum kim daha tehlikeli? Misyonerlik konusu ise çok açılımlı ve ayrıca tartışılmalı, bu adamlar bu topraklarda ne yapmak istiyorlar ve nasıl bu kadar rahatlar, apart kiliseleri kimler açıyor, oralarda neler yapılıyor? Malatya katliyamında faillerin bu misyonerler ile daha önce görüştükleri ve hatta birlikte incil dağıttıkları ifade ediliyor bana kalırsa bu cinayette tıpkı Hrant Dink cinayeti gibi bakışları başka yöne çekmek için planlanmış ve uygulanmıştır. Hizbullah güneydoğuda güç kazanıyor ve buna rağmen oralarda kiliselerde görev yapanlar çok rahat halka misyonlarını empoze edebiliyor, çok çelişkili durumlar, Güneydoğu halkı töresine ve dinine körü körüne bağlıyken nasıl oluyorda müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar ve nasıl oluyorda ihtiyaç varsa satarız diyebiliyorlar, bu milletin hristiyanlığa mı ihtiyacı var yoksa karnını doyurmaya mı, yoksa fakir halk burada da kullanılıyormu, hristiyanlaştırdığın kişi başına 100 $ verilen insanlar var taşrada. Peki bu adamlara bu imkanı kimler sağlıyor?
  9. Amerika teoride bizim müttefikimiz ama realitede rakip ve düşman. Amerika ortadoğuda kendisine rakip bir ülke var olmasını ister mi? Petrolü ve diğer kaynakları neden rakibine kaptırsın ki? 50 yıldır Amerikancı iktidarlar tarafından yönetildiğimiz doğru ve düşünmek lazım bu iktidarlar en çok neyi kullandılar ve Amerika ile birlikte en çok neyi rencide ettiler, bu sorunun yanıtı DİN'dir. Ülkemizde din anlamında gerçek bir eğitim verilmemiştir, kulaktan dolma ve hurafelerle yoğrulmuş bir din bilgisine sahip olduk, kendi dinimizi anlamamalı ve bilmemeliydik ki, kolay yola gelelim. Vatikan'a bağlı Hristiyanlarda kendi dinlerini bilmiyorlar, sorgulamak Hristiyan inancına göre günahtır, tabi aslında bu Vatikanın uydurmasıdır. Vatikan papaları İslam aleminde en çok hangi din adamıyla diyalog halindeler, tabiki Fethullah Gülen. Peki bu adam kimdir ve nasıl bu güce sahip olmuştur ve neden Amerikadadır. Ve Vatikan şuan ki hükümet kadar geçmişte hangi hükümetlerle bu kadar yakın ilişki kurmuştur, hangi dönemde papalar gelip bu ülkede kilise açmıştır? Ne kadar ilginç ki misyonu siyasal islam olan AKP iktidarı döneminde. Neydi slogan dinler arası diyalog. Bu mümkünmüydü? Tabiki değil, eğer mümkünse neden bir başka İslam ülkesinde bu kadar kilise açmıyorlar? Bu bir kandırmacadır nedeni ise çok basit ama çoğu zaman olduğu gibi basit olan gözden kaçıyor, dinler arası diyalog kandırmacasıyla Türkleri batıya kaydırmak ve onları diğer İslam ülkelerine karşı kullanmak, hatta o kapıdan ortadoğuya kolay açılmak. Bu meselelerin fotoğrafı nettir, sadece o film henüz banyo ettirilmedi yani negatif halinde, ne zaman tab ettirilir o zaman herkes o basit sorunu görür ancak o vakit geç kalınmış vakit olacak. Bütün çabalar bu yüzden o film tab ettirilmeden yırtılıp atılmalı.
  10. Keskinkalem, biz siyasal tarihimiz boyunca vekillere, vekaletlere alıştırıldık. Abdullah Gül hiç sürpriz olmadı, aslında başka bir ismi ben hiç düşünmedim, seninde söylediğin gibi başbakanlığıda vekaleten yapmıştı, R. Tayyip Erdoğan vekalet konusunda Abdullah Gül'den daha fazla güveneceği birini bulamaz. Kolaymı koltuk emanet ediyor ya geri alamazsası var. Değil mi? Türkiye bir yol ayrımında bundan sonrasında yol ya Amerikan yönetiminde siyasal idare ile Ortadoğuda maşa olmak, ya da Atatürk ilkelerine yeniden sahip çıkarak tam bağımsız Türkiye ile Ortadoğuda söz sahibi olmak. Türkiye güçlü bir ülke ancak gücünün farkında değil, iktidar sahipleri ise halkın bu gücünü örtbas etme çabasında, bakın Ankara bunun en güzel ve en yakın ispatıdır. Eğer millet egemenliğin kendisinde olduğunu ve idarecilerin o makamlara ancak Türkiye'nin çıkarlarını düşünmek için oturmuş olduklarını bilirse bundan sonra demokrasi gereği halkın hakkı gözetilir, azınlıklar çoğunluğa rağmen görev yapamaz. Yaptırılmamalı. Birşeylerin değişmesini istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız, yanlış gidiyorsa bunda hepimizin sorumluluğu var demektir. Ben seçtim göreve getirdim gerisine karışmam dersek olacağı budur, halka rağmen siyaset. Oysa göreve getirilen o görevin hakkını vermiyorsa gitmeli, gitmiyorsa gönderilmeli. Bu konuda objektif bakmak çok önemli, tarafsanızda bu değişmemeli, taraf olduğunuzun yanlışına ortak olmamalısınız.
  11. BlackCADY şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
    Taylan Abi o yazı benim ilgimi çeker eminim pek çok insanında ilgisini çeker ve tahmin ediyorum ki pek çok insan bundan bir ders çıkartır. Ahmet Necdet Sezer son cumhurbaşkanları içinde en saygın, en otoriter ve gerçek bir devlet adamıdır. Yaşamı boyunca tek bir karanlık nokta bulamazlar. Ama millet bu tür devlet adamlığına alışkın değil o başka. Zaten millet siyasilerin dün dündür, bugün bugündür tabiri ile aymazlığına alışkın. Kimin sesi çok çıkıyor o haklıdır. Haklımıdır, aslında değil ama bu şartlar altında çok fazla beklenti içerisinde değilim. Ne zaman gerçek anlamda ayırt etme yetisi kazanılır o zaman işler değişir.
  12. heykel ve erbay hoşbuldum heykel sanal dostluklara inanmıyorum bu konuda kötü deneyimlerim var, ama sanal paylaşımlara inanıyorum bu konudada olumlu tecrübelerim var, çünkü sokakta ifade edilemeyen niyetler burada özgürce ifade ediliyor ve kaç tür fikir var gözlemleyebiliyorum.
  13. sıcak karşılamanız için teşekkür ederim
  14. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar dünyanın pek çok ülkesinde de oynanmakta, Güney Amerika'nın ve İspanya'nın da bunlardan muzdarip olduğunu biliyoruz, asıl mesele insanların oyunu görmelerine rağmen kutuplaşmaktan geri kalmamaları, Türkiyede insanlar Cumhuriyete, laik ve demokratik sisteme bağlılıklarını kanıtlayabilirlerse bu sorun aşılır ama görünüşe göre hala bu oyuna bilmeden oyuncu olanlar var, Türkiye Kurtuluş mücadelesine hala devam ediyor eğer bu savaşta gelip gelirse dünyada dengeler değişecek. İslam ve Türk dünyası bundan cesaret bulacak ve emperyalizm büyük zarar görecek. Ama bunun olması için toplumsal uzlaşı ve bilinçlenme şart.
  15. Demokrasi Türkiye'nin tek sorunumudur? evet uygulamada sorun var ancak asıl sorun bu değil sorunlardan biride bürokrasidir ve kurumlar arası çatışmadır
  16. siz benden önce rastlarsanız bende haber beklerim birde şunu ekleyelim bence erkeklerin en büyük sorunu mantıklı davrandıklarını sanmaları bu konuda ısrarcı olmaları mantık tek başına insanı kısır bir döngüye sokar duygusuz mantık mantık değil bence inatlaşmadır, ne dersiniz?
  17. merhaba arkadaşlar media ailesine yeni katıldım ama uzun zamandır takip ediyorum birçok değerli insanın yazılarını izledim, benimde söyleyecek sözlerim olduğunu düşündüm ve üye oldum umarım pişman olmam. istanbulda yaşıyorum, 28 yaşındayım, siyasal bilimler mezunuyum, özel bir şirkette üst düzeyde görevliyim sanal dostluklara inanmıyorum, ama sanal alemin gerçekçi paylaşımlarına inanıyorum, o yüzden buradayım hepinize tekrar merhaba diyorum
  18. Amerikan İşkencesine Lanet — Ve Teşhis Irak'taki Ebu Gureyb cezaevindeki Amerikalı gardiyanların tutuklulara yaptıkları işkencenin yeni kanıtları ortaya çıktı. Bir önceki yazımda da "alçaklık" olarak nitelediğim bu insanlık dışı, adice işkencelerin sadece "bir kaç kötü askerin işi" olmadığı, Amerikan ordusunda daha yaygın bir işkence uygulaması olduğu anlaşılıyor. Bunu, nefretle lanetliyorum. Umarım, sorumluları, hem beşeri hem de ilahi adaletle cezalandırılırlar. "Kurtlar Vadisi Irak" filmini eleştirirken, işkenceci Amerikan askerlerinin, tüm Amerika'ya yönelik bir düşmanlığa neden olmasının yanlış olacağını, özellikle de bir "Hıristiyan düşmanlığı"na dönüşmemesi gerektiğini vurgulamıştım. Nitekim Amerikan ordusunun yaptığı işkenceleri kınayıp protesto edenlerin arasında, ABD'nin kendi Hıristiyanları önde gidiyor. 2004 yılında, Ebu Gureyb'deki işkenceler ilk ortaya çıktığında, bu konuda bir araştırma dosyası hazırlamıştım ve Aksiyon dergisinde yayımlanmıştı. Şimdi, Ebu Gureyb'deki işkencelerin bir kez daha ve tüm *********liğiyle ortaya çıkması üzerine, aynı dosyayı arşivden çıkarmakta yarar gördüm. ......... EBU GUREYB'İN SONRASI: AMERİKA, KENDİNİ SORGULUYOR [Kısmen, 7 Haziran 2004 tarihli Aksiyon dergisinde yayınlandı] Ünlü film yıldızı Edward Norton'un başrolünü oynadığı "25. Saat (25th Hour) adlı film, geçtiğimiz yılın önemli Hollywood yapımlarından biriydi. Filmde, uyuşturucu ticareti yaptığı için 8 yıl hapis cezasına çarptırılan New Yorklu bir gencin, hapse girmeden önceki son 24 saati gösteriliyordu. Ve sözkonusu genç (Edward Norton) son 24 saatinin sonlarına doğru en yakın arkadaşından ilginç bir istekte bulunuyordu: "Beni öldüresiye döv! Yüzüm tanınmayacak hale gelsin!" Bu garip isteğin amacı, hapishaneye olabildiğince "yüzüne bakılamayacak" şekilde girmekti. Çünkü diğer türlü, genç ve yakışıklı bir mahkumun, orada akıl almaz cinsel taciz ve tecavüzlere uğrayacağını biliyordu. Bu filmi izleyen pek çok insan, gelecekle ilgili hayalleri yıkılmış olan genç dramına odaklandı. Ancak film, bize çok daha büyük bir dramı da anlatıyordu: Amerikan hapishanelerinde yaşanan korkunç olaylar. Amerika'daki Ebu Gureybler Irak'taki Ebu Gureyb cezaevinde yaşanan ve fotoğraflarla belgenen taciz ve işkenceler üzerine, ABD'nin kendi hapishanelerindeki feci tablo, bir kez daha gündeme geldi. Ebu Gureyb'teki gardiyanların bazılarının Amerika'daki mesleği de gardiyanlıktı. Yani yaptıkları, yabancı oldukları bir iş değildi. Acaba uyguladıkları taciz ve işkenceler de, Amerikan hapishanelerindeki ortamı, binlerce kilometre ötesine taşımaktan mı ibaretti? Bu soru, son haftalarda Amerikan medyasında giderek daha fazla yankı bulmaya başladı. Ülkenin en saygın gazetelerinden New York Times'ın 18 Mayıs tarihli ve "Amerika'nın Karanlık yüzü" başlıklı başyazısında, Irak'taki Ebu Gureyb cezaevinde çekilmiş olan işkence fotoğraflarının, pekala Amerikan cezaevlerinde de çekilmiş olabileceği, çünkü orada da benzer uygulamaların hüküm sürdüğü anlatılıyordu. ABD'de her yıl yaklaşık 12 milyon mahkum bulunduğu ve bunların çoğunun oldukça feci bir hayat sürdüğü belirtilen makaleye göre, mahkumlar arası tecavüz çok yaygın ve öte yandan çoğu kez gardiyanların da dahil olduğu uyuştucu ticareti ayyuka çıkmış durumda. Human Rights Watch (İnsan Hakları Gözlemi) raporlarına göre, mahkumlar arasında "vahşi şiddet" olayları ve tecavüz yaşanırken, görevliler çoğu kez bunları umursamıyor. Sözkonusu tecavüz vakaları o kadar vahim bir hal almıştı durumdaki, Amerikan Kongresi, "Hapishane Tecavüzlerini Engelleme Kararı" (Prison Rape Elimination Act) yayınlayarak, Adalet Bakanlığı'ndan bu ciddi problem konusunda önlem almasını istemişti. New York Times'ın ünlü köşeyazarlarından Bob Herbert ise, "Amerika'nın Ebu Gureybleri" adlı 31 Mayıs tarihli makalesinde aynı konuda şu yorumu yapıyordu: "Çoğu Amerikalı Ebu Gureyb hapishanesindeki Iraklı tutuklulara yapılan sadistçe uygulamalar karşısında şoke oldu. Ama şaşırmamıza hiç gerek yok. ABD'deki hapishanelerdeki mahkumlara da aynı şekilde rahatsız edici şeyler yapılıyor." Herbert yazısında ABD'nin Georgia eyaletindeki hapishanelerde 1990'Iı yıllarda yapıldığı tespit edilen bazı feci olayları da anlatıyordu. Gardiyanlar mahkumlara yönelik sistemli bir cinsel taciz ve aşağılama yürütmüşler ve bu da Güney ABD İnsan Hakları Merkezi (Southern Center for Human Rights) yöneticisi Stephen Bright tarafından detaylarıyla açıklanıp yargıya taşınmıştı. Herbert, sorunun kökendine yatan mentaliteyi de şöyle özetliyordu: "ABD'de mahkumlara yapılan muamele hakkındaki mesaj yıllardır şu şekilde: Onlara istediğiniz gibi davranın, onlar sadece birer hayvan. Dolayısıyla Irak'taki tutuklulara yapılanlar da, sıradışı bir şey değildi. Onlara da hayvan muamelesi yapıldı ve bu kendi topraklarımızda mahkumlara yaptıklarımızın doğal bir mantıksal uzantısıydı."
  19. geri kalmışlık, eğitimsizlik, siyasal ve ahlaki erozyon, toplumsal kaos, kutuplaşma, diye ard arda sıralayabileceğimiz pek çok mesele var, sizce Türkiye'nin en önemli sorunu nedir ve neden çözülememektedir?
  20. keşkelerimle ölmek istemem iyikilerimle ölmek isterim ne zaman, nerede hiç önemli değil
  21. Erkek gibi olmalı erkek nasıl olmalı derseniz adam gibi adam derler ya, öyle olmalı dürüst, mert, namuslu, şerefli, onurlu, cesur, sorumluluğunu bilen, karakteri oturmuş, açık sözlü, samimi, alçak gönüllü, temizliğine özenen, duygulu çok şeymi istedim, doğrudur, zaten bu güne kadar da rastlamadım.
  22. BlackCADY şurada bir blog başlığı gönderdi: BlackCADY's Blog
    sözüm sosyal(i) düzene ne olacak bu dünyanın hali, nereye gidiyor bu dünya? içtikce insanın düşünesi geliyor. sermaye zebani olmuş elinde kendi çarkladığımız tırpanı düşündükce insanın içesi geliyor. hem soruyorum nereye kadar? beyinde durduğu gibi durmuyorki asileştikce insanın birleşesi geliyor. yoo bu böyle gitmeyecek, bir dur diyen çıkacaktır elbet birleştikce insanın asileşesi geliyor. nerde bu devlet, nerde bu millet tüm dünyaya boyunduruk takmışlar gördükce insanın uyanası geliyor. duydunuzmu? küçülecekmiş devlet, sermayeye satılacakmış koca deniz uyandıkca insanın göresi geliyor. biliyorsunuz ! halk bu şişede durduğu gibi durmuyorki yeri geldikce insanın uyarası geliyor. bizden demesi, azıtmayın beyler ! kendinize gelin zorlamayın şansınızı uyarıldıkca insanın gelesi geliyor. 25.02.2006© Cahid Aylar
  23. 100 MİLYON SANTİGRAD ISI Güneş, yapılan hesaplara göre, 5 milyar yıldır vardır. O günden bu yana geçen süre içinde, güneşin özgün çekirdek hidrojeninin yüzde 50'si helyuma dönüşmüştür. Güneşin çekirdeğinde hidrojenin helyuma dönüşmesiyle birlikte çekirdek daralmakta, yerçekimi enerjisini boşaltmakta, güneş de serinleyip parlaklaşmaktadır. Beş milyar yıl sonra güneş çekirdeğinin tamamı helyum olacak, yoğunlaşacak ve sonra birdenbire ısınmaya başlayarak 100 milyon derece santigrada ulaşacaktır. Bu arada güneşin genleşmesi de sürmektedir. "Kızıl bir dev" durumuna dönüşecek, bugünkü parlaklığının bin katına ulaşacak, Merih, Venüs, Ay ve Dünyayı yutacaktır. Güneşin dünyayı yutması, elbette, dünyanın sonu değildir. Teknoloji öylesine hızlı gelişmektedir ki, insanlık, bir kaç milyar yıl içinde, bu tür tehlikeleri savmanın yollarını da bulmuş olacaktır. Uzay kolonileri kurulmuş, nüfusun büyük bölümü uzak gezegenlere yerleştirilmiş, belki de dev bir hidrojen bombasının yardımıyla dünya uzaklara, yeni bir yörüngeye götürülmüş olacaktır. Kısacası, Lusretius'un iki bin yıl önce düşündüğü gibi, canlar ölecek, ama, yaşam sürecektir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.