zeyynepp tarafından postalanan herşey
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Yine de sen son sevdiğim Uğruna sevgiler aşklar tükettiğim Yine de sen tek bildiğim Yollarına aşk tohumları serdiğim Bu can buna hayran Sevişine kurban Alıştırmasaydın insafsız Bu can sana hayran Gülüşüne kurban Şimdi vazgeçemem ben inan Kurşun adres sormazki Yaktın beni en derinden Depremlerde yine yüreğim Yangınlar çaresiz Dön gel yine sev beni Sar sevgine sevgimi Nefes gibi muhtacım sana Yine de ben hep seninim İlk şarabı senin elinden içmişim Yine de sen ille de sen Senin ilacın bil ki bende sevgilim Yine de ben hep seninim İlk şarabı senin elinden içmişim Yine de sen ille de sen Benim ilacım bil ki sende sevgilim Günahın özü ise seni sevmek Cezam cehennem olsun
-
Forumun Yeni Ara Yüzünü Nasıl Buldunuz?
bencede mimikler geri gelsin eskileri çok daha güzeldi
-
ikincide öldüren sey nedir?
evet doğru cevap
-
yürüyen merdiven
evet doğru cevap nasıl yaptın peki??
-
ikincide öldüren sey nedir?
evet birazcık daha düşünsen bulucaksın cevabı biyolojik bi şey yaklaştın yani
-
baba-kız diyologları
Baba ve kızı arasındaki yıllar geçtikçe farklılaşan diyalog ilginizi çekecek... 0 yaşında Baba : Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı...¿ Gözleri de bana ne kadar çok benziyor... Kızı : Bu gözlerini benden hiç ayirmayan adam babam olsa gerek... 5 yaşında Baba : Prensesim benim, güzel kızım... Söyle bakalım baban sana ne alsın...¿ Kızı : En çok babamı seviyorum... Babam, niye annemle uyuyor...¿ Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin... 10 yaşında Baba : Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız...¿ Kızı : Ben babama aşığım... Büyüyünce babam gibi erkekle evlenecegim... Babam bu ay harçlığımı arttırır mı...¿ 15 yaşında Baba : Ne kadar da çabuk büyüdü... Eve de gittikçe geç kalmaya basladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek... Sanırım daha sert konuşmalıyım... Kızı : Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum... Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum... Ne zaman özgür olacağım...¿ 20 yaşında Baba : Artık sözümü dinlemiyor, benden giderek uzaklaşıyor... Kendi parasını da kazanmaya basladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten... Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor... Kızı : Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor... Hele geçen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli...¿ Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım... Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!... 25 yaşında Baba : Bir gün bunun olacağını biliyordum... İşte evleniyor... Zaten aramız eskisi gibi değildi... Şimdi bir de kocası var... Prensesim beni terkediyor... Kızı : Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki...¿ Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor... Kendi hayalindeki damat degil ya!... Sanki birlikte yaşayacak olan o... 30 yaşında Baba : Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur... Hem torunlarımı da özlüyorum... Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki... Kızı : Babamları da çok ihmal ediyorum galiba... Yine telefonda çok üzgün geldi sesi... Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi... 40 yaşında Baba : Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor... Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum... Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim... Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı... Şimdi beni beğenmiyor... Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyecegim... Kızı : Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor... Sürekli bir şeylerden yakınıyor... Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama... Ya ona bir şey olursa...¿ Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım... 45 yaşında Baba : Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel... Gözüm arkada gitmeyecegim. Her şeyi kendi başardı... Onunla gurur duyuyorum... Kızı : Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim... İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten... Allah'ım onu benden alma! 50 yaşında Baba : Dünyada mutlu kal kızım !... Kızı : Seni çok özleyecegim ve arayacağım babacığım... Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana...¿ Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol... Ve hep yanımda olduğunu hissettir, Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela... Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım...¿ 55 yaşında Kadın : Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım... Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, Çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum.... Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu...¿
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
zeyynepp şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımbende hiç beğenmedim
-
eskişehir osmangazi üniversitesi
Osmangazi Üniversitesi (OGÜ), 18 Ağustos 1993 tarihinde 496 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Eskişehir Meşelik yerleşkesinde faaliyete geçmiştir. Bu yeni oluşumda bünyesine Tıp, Mühendislik - Mimarlık ve Fen Edebiyat Fakültelerini almıştır. Bu fakültelerin Anadolu Üniversitesi'ndeki yaklaşık 32 yıllık geçmişleri vardır. Ayrıca kuruluş kanunu ile birlikte iki yüksekokul ve üç enstitü devredilmiş, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin açılması öngörülmüştür. Kuruluştan sonra ise Ziraat Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivrihisar Meslek Yüksekokulu, Eskişehir Sağlık Yüksekokulu ve Bilecik Sağlık Yüksekokulu eklenmiştir. Ayrıca on tane Araştırma Merkezi faaliyet göstermektedir. 2005 yılı ortasında üniversitenin ismi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) olarak değiştirilmiştir. Üniversitede 2005 yılı itibarı ile 999 akademik, 1232 idari personel bulunmaktadır.
-
anadolu üniversitesi
Anadolu Üniversitesinin temelini, 1958 yılında kurulan Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi oluşturur. 1982 yılında Anadolu Üniversitesine dönüşen kurumumuz, kısa zamanda yalnızca ülkemizin değil, dünyanın en büyük üniversiteleri arasında çağdaş, dinamik ve yenilikçi bir üniversite olarak yerini almıştır. Bir bilim ve kültür merkezi aynı zamanda da bir gençlik kenti olarak nitelenen Eskişehir’in merkezinde yer alan ve ana kampus niteliğinde olan, Yunusemre Kampusünde fakülte ve yüksekokulların bazılarıyla idari birimler ve sosyal tesislerin önemli bir kısmı yer almaktadır. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Sivil Havacılık Yüksekokulu ile Mühendislik Mimarlık Fakültesinin bulunduğu 2 Eylül Kampusü ise kent merkezine 5 kilometre uzaklıktadır. Anadolu Havaalanı da bu kampustedir. Bunun yanında Porsuk Meslek Yüksekokulu, yine şehir merkezinde; Bilecik Meslek Yüksekokulu, Bilecik Gülümbe Kampusünde; Bozüyük Meslek Yüksekokulu ise ilçe merkezindeki kendi binalarında eğitim vermektedirler. Anadolu Üniversitesi, üçü uzaktan öğretim sistemi uygulayan 12 fakültesi, 6 yüksekokulu, 1 Devlet Konservatuvarı, 4 meslek yüksekokulu, 9 enstitüsü, 27 araştırma ve uygulama merkezi ile 15 araştırma-geliştirme-uygulama birimiyle evrensel üniversite değerlerine sahip Türk Yükseköğretiminde ilklere imza atmış bir üniversitedir. Bu ilklerin başında, uzaktan öğretim sistemini hayata geçirmenin başarısı gelmektedir. Bugün uzaktan öğretim yapan üç fakültenin toplam öğrenci sayısı 1 milyonun üstündedir. Bu sistemin geliştirilmesinde gösterilen başarı, bir çok ülke tarafından örnek alınmaktadır. Anadolu Üniversitesi, en son teknolojik olanaklarla donatılmış bölümlerinde, her biri alanında en iyisi olmak için çalışan ve tüm zamanını öğrencileriyle paylaşan geniş öğretim kadrosuyla öğrencilerini, yaratıcı ve dinamik eğitim ortamları içinde geleceğin en iyileri olarak hazırlamak için çalışmaktadır. Olayların uzağında güvenli ve çağdaş kampuslerde bir öğrenci için gerekli olan her olanak bulunmaktadır. Öğrenciler, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerle eşzamanlı olarak sinema, tiyatro, konser ve sergi salonlarımızda kültürel ve sanatsal etkinlikleri kolayca izleyebilme, sanatçılarla yapılan söyleşilere katılabilme, kampuslerde bulunan yarı olimpik yüzme havuzunda, uluslararası standartlarda yapılmış spor salonlarında, tenis kortlarında, yeşil sahalarda her tür sporu yapabilme olanağını bulurken, boş zamanlarını da en iyi şekilde değerlendirebilmektedir. Çeşitli kurumların sağladığı bursların yanı sıra belli bir başarıyı tutturmuş ihtiyaç sahibi öğrencilere barınma ve beslenme yardımı uygulamalarıyla; sunduğu yemek ve sağlık hizmetleriyle; çağdaş ve güvenli kampusleriyle Türkiye adına övünç duyduğumuz Anadolu Üniversitesi dünyaya kucak açmaktadır. Kuruluş Tarihi : 6 Kasım 1958 Öğrenim Dili : Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca Üniversite Türü : Devlet Fakülte Sayısı : 12 (3’ü uzaktan eğitim uyguluyor) Devlet Konservatuvarı Sayısı : 1 Yüksekokul Sayısı : 6 Meslek Yüksekokulu Sayısı : 4 Enstitü Sayısı : 9 Araştırma Merkezi Sayısı : 27 Öğretim Elemanı Sayısı : 1.780 Örgün Eğitim Öğrenci Sayısı : 23.000 (önlisans + lisans) Lisans Üstü Öğrenci Sayısı : 1.800 (yüksek lisans+doktora) Açıköğretim Öğrenci Sayısı : 1.050.000
-
eskişehir
Eskişehir, Türkiye'nin Orta Anadolu'da bulunan bir şehri ve Eskişehir İli'nin merkezidir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi sayesinde bir öğrenci kenti görünümündedir. Genel Tarihi Eskişehir, tarihi dönemler içinde Anadolu'daki ünlü merkezlerden biri olmuştur. Kentin ilk kuruluş yerinin neresi olduğu tartışmalı olmakla birlikte birçok Anadolu şehrinden farklı olarak ilk kuruluş yerini büyük ölçüde değiştirmeden gelişmiştir. İlk ve ortaçağlarda adı Dorlion (Dorileaum) olan kentin ilk yerleşim yeri hakkında üç bölgeden söz edilir. Bunlar, şimdiki çarşı yakınında sıcak su kaynakları civarı, ovanın ortasındaki Şarhöyük ve güney batıdaki Karacaşehir mevkiidir. Porsuk Çayı'nın yaratacağı taşkınlıklardan ve çevresindeki bataklıkların yol açacağı sıtmadan, ayrıca dışarıdan gelecek saldırılardan korunmak için plato yamacının hemen önünde Odunpazarı adı verilen sahada yeni bir yerleşim yeri oluşmuştur. İlk ve ortaçağda Eskişehir, Batı Anadolu'da büyük bir uygarlık kuran Friglerin egemenliğine girer. Burası bugün Eskişehir, Afyon ve Kütahya illeri arasında kalan dağlık bölgeyi kapsamaktadır. M.Ö. 334'te Büyük İskender, Anadolu'ya girerek Persleri mağlup ettikten sonra Frigya, İskender'in egemenliğine girdi. Eskişehir il sınırları içinde yer alan Şarhöyük (Doreylaion), Balhisar (Pessinus) ve Karahöyük (Midaion) Frigya'nın önemli kentleri olarak tarihte yerlerini alırlar. Bu topraklar daha sonraki yıllarda Romalıların eline geçmiştir. 395'te İmparatorluk Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılınca Eskişehir yöresi Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırları içinde kalmıştır. Hristiyanlaşma sürecine giren Bizans'la birlikte kentte toplumsal yapıda önemli değişimler yaşanmıştır. Şehir istilalara maruz kalmadığı dönemlerde havasının güzelliği ve sıcak su kaynaklarının varlığı ile Bizans İmparatorlarının avlanma, dinlenme ve sayfiye şehri olmuştur. İmparatorluğun verdiği önemle bu bölge gelişmiş ve bu gelişme içinde Sivrihisar (Justinyanopolis) gibi yeni kentler kurulmuştur. 8. yüzyılın başında Arap işgaline uğrayan Eskişehir kısa bir süre sonra tekrar Bizans'ın egemenliğine girmiştir. Selçuklu Sultanı Mesud, 1147'de Eskişehir önünde 2. Haçlı ordusunu yenmiş, Türkler 1196'dan sonra yöreye tamamen hakim olmuştur. 13. yüzyılda zayıflayan Selçuklular Eskişehir ve çevresini Ertuğrul Bey'e vermiştir. Kent daha sonra Osmanlı Devleti'nin kurucusu Ertuğrul Bey'in oğlu Osman Bey'in yönetimine girmiş, Bizans'a karşı yürütülen savaşlarda bir üs olmuştur. Bu yönüyle merkezi Eskişehir olan Sultanönü Sancağı Osmanlı Devleti'nin ilk yerleşim sahası olmuştur. Ancak Anadolu'da tam bir Osmanlı hakimiyetinin kurulması ile Eskişehir parlak günlerini kaybetmeye başlamış ve Fatih'in ilk zamanlarına kadar Ankara Beyliği'ne bağlı bir sancakken 1451, 1831 yılları arasında Kütahya Beylerbeyliği'ne, 1841'de Bursa Eyaleti'ne bağlanmıştır. Eskişehir 19.yy ortalarından itibaren değişmeye başlamıştır. Osmanlı Rus Savaşı ardından kente yerleşen göçmenler ve 1894 yılında işletmeye açılan Bağdat Berlin demiryolu bu değişimi yaratan en önemli iki etkendir. Bu iki olayın etkisiyle nüfus artmış mali alanda gelişmeler kentin büyük bir idari yapıya dönüşmesine yol açmıştır. 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra bağımsız sancak olan ve Almanlar tarafından kurulan Cumhuriyet öncesi ilk Cer atölyesi ile sanayi alanında Eskişehir, atılım yapan ender Anadolu kentlerinden biri olmuştur. Milli mücadele yıllarında şehrin Anadolu'daki tarihsel olarak sahip olduğu stratejik konumu belirleyici olmuş düşman işgalinden kurtarılması zorunluluk haline gelmiş, Türk birlikleri şehri kurtarmış ve Batı Cephesi Komutanlığı'nın karargah yeri Eskişehir olarak seçilmiştir. Şehir çevresinde İnönü, Sakarya, Kütahya gibi Kurtuluş Savaşı'nın önemli çarpışmaları gerçekleşmiş, ancak kent içinde bir çarpışma olmamıştır. Bir yıldan fazla Yunan işgali altına giren kent 2 Eylül 1922 tarihinde karşı taarruzla tekrar ele geçirilmiştir. Yunanlılar geri çekilirken Çarşı ve Hıristiyan mahallelerini ateşe vermiş, Tuz Pazarı, Taşbaşı, Reşadiye Camii'nin bulunduğu yerler, İstasyon caddesi ve Bağlar caddesi tamamen yanmıştır. Cumhuriyet döneminde 1925 yılında il olan Eskişehir hızlı bir kentleşme yaşayarak çok yönlü bir kent haline gelmiştir. Kent hem eski alanı hem de yeni alanlar üzerinde büyük mahalleler ile sarılmıştır. Osmanlı döneminde ilk sanayi kuruluşuna ev sahipliği yapmış olan Eskişehir, Cumhuriyet döneminde de Şeker Fabrikası, DDY Cer Atölyesi, Tayyare Bakım Atölyesi gibi kamu yatırımlarının yanı sıra özel yatırımlarla da gelişmesini sürdürmüştür. Aynı zamanda 1.Hava Üssü de Eskişehir'de bulunmaktadır.
-
ikincide öldüren sey nedir?
İkinci kez olduğunda veya başınıza geldiğinde veyahut da yaptığınızda ölümünüze sebep olan şey nedir? İlk seferde kesinlikle ölmüyorsunuz. İkinci seferde kesinlikle ölüyorsunuz .....
-
yürüyen merdiven
60 metre uzunluğundaki bir yürüyen merdiven, hareket etmeden duran bir kişiyi 60 saniyede yukarı çıkarmaktadır. Yürüyen merdiven çalışmazken bu 60 metreyi 90 saniyede çıkıyorsunuz. Yürüyen merdiven çalışırken, sizde yukarı doğru çıkarsanız kaç saniyede üst kata ulaşırsınız?
-
İçindeki nakaratı yaz...
Gülmüyor yüzüm Hayat zor oldu Güller susuz Kurudu soldu Tövbe ettim Gene bozuldu Yüreğim yanar Mazeretim var Asabiyim ben Mazeretim var Asabiyim ben Eskidim belki Gönül yoruldu Aşık oldum Soru soruldu Affet beni Kırdım istemeden Yüreğim yanar Mazeretim var Asabiyim ben Mazeretim var Asabiyim ben Boş laf bunlar Hepsi bahane Halim ne kötü Ne şahane Nedir bu böyle Aynı hikaye Suç kimde Neden böyle Üzdün yeter üstüme varma Soru sorma biliyorsun Mazeretim var Boş konuşma görüyorsun Asabiyim ben Mazeretim var Asabiyim ben Mazeretim var Asabiyim ben
- Çağrışım
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
mustafa sandal_________indir
- Çağrışım