LluVia

vay vay ben biliom bunu ama sölemem

Yok ya ben biraz alaya aldım, ama yanlış anlama seni değil Ben ne yaparım onu söliim o zaman, sürekli rastlantıymış gibi karşısına çıkarım Ve daha önce de yazdığım gibi bakarım Ki ama sürekli değil, bakışlarımı kaçırırım, kaçırmadan yapamıyorum zaten eğer hoşlanıyorsam, bu da onun hoşuna gidip o da ilgi duymaya başlarsa ne mutlu bana Hoşlandığım birine gidip sölemem yani bi kız olarak. Şayet çooo...k aşıksam, hoşlantıdan da öteyse, paşa paşa gider aşkımdan kahrolacağıma duygularımı açarım ona sere serpe ama sadece duygularımı açarım, benimle çıkar mısın demem Bi kıza yakışmıyo bence, farklı bi yerlere gidiyo iş sanki

Bir, iki oldu; iki üçü üretti; bu üçten yaşam devam etti.

Çin, Lao Tse, M.Ö. 500: ''Akıl Tao biri üretti. Bir, iki oldu; iki, üçü üretti ve üç de tüm ölümlü varlıkları üretti.''

Muntazamlığı gel sen yarat o zaman Hayat bir sınavdır, dünya malı -vücudumuz dahil- bizi sınamaktan başka birşey değil. Bu arada, ben dönde kendine bak derken, fiziki olarak değil ruhen bahsettim. Ruh sence nedir? Ruh beynimiz midir? Yoksa beynimizi harekete geçiren enerji mi? Bu enerji nedir? Nasıl açığa çıkıyor sence? Nasıl oluşuyor durup dururken? oksijenle mi? Evet muhtemelen böyle diyeceksin. Ben sana şunu öneriyorum; ezoterizmle ilgilen, ezoterizmin yaratılış kısmıyla, belki o zaman kavrayabilirsin Tanrı ve Allah kavramını. Tanrı ve Allah diyorum, çünkü ikisi de farklı kavramlar ve ikisi de mevcud kavramlar, yanlış anlaşılmayayım -Allah'a asla şirk koşmuyorum ben burda tamamen ezoterik bir bilgidir-. Daha fazla sana nasıl açıklama yaparım bilemiyorum ama, aklıma geldikçe denicem..

Çok ilginç bir haber, şaşırdım doğrusu, şimdi bu haber aynı zamanda evrim teorisini de destekler nitelikte. Aslında ben evrim teorisine inansam mı inanmasam mı ona da karar veremedim. Ama dünyada yaşayan her varlık yaşadığı şartlara uyum sağlamak zorunda ve de sağladığına göre, evrim teorisi var diyebiliriz. Geçenlerde bi haber okudum, bi yerde, kurbağların yaşadığı çevrenin kirli olmasından dolayı bu erkek kurbağaların hormonlarını etkilemiş ve bir sürü çift cinsiyetli ve eşcinsel kurbağalar türemiş Ama şu evrim teorisine asla inanmıyorum, insanların maymundan türediğine. Bana mantıklı gelmiyor, bence insan farklı maymun farklı bir tür. Tür diyorum çünkü bilimde insanın açılımı; düşünen hayvan

Maya kehanetleri ve 12. gezegenle ilgili bilgim var ama ilk defa duydum marduk cemaatini ve sığınma yerleri yapılıyor olmasını. Ama iyi olmuş, çünkü insanlığın devamı için birilerinin hayatta kalması gerek! Daha öncede dünyada tufanlar olmuştur ve yeni bi çağa geçilmiştir, 2012 'de olacak tufanla Altın Çağ'a geçilecektir, aslında bu ezoterik bir bilgidir. ayrıca Mayalar Marduk gezegeni dışında, güneşteki lekelerle de ilgilenmişlerdir. Ve güneş lekeleri arttıkça doğal felaketlerin de arttığını tespit etmişler, mesela depremler gibi.. Ama bunun doğruluğu hakkında bi fikrim yok, Maya kehanetleri kitabında okudum. Marduk gezegeniyse yani 12. gezegen, bilim tarafından da kabul görmüş bir şeydir, yörüngesi dairesel değilde eliptik ve çooo...k uzun olduğu için farkedilmemiş ve gittikçe dünyaya doğru yaklaşmaktadır, dünyanın çok yakınından geçeceği ve geçerkende oluşacak çekimden dolayı büyük felaketlere yol açacağı düşünülmektedir, ya da dünyaya çarpması söz konusu olabilir.. Yok işte malesef her şey bu kadar basit değil. Ama keşke dediğin gibi olsa.. Marduk denen gezegenin varlığı gerçekten tespit edildi, hatta bir ara okullarda okutulan kitapların müfredatının bile değişeceğinden söz edilmişti. Marduk gezegeni, güneş lekeleri ve 2012 tarihiyle ilgilenen mayalar, güney amerikada yerleşim kurmuş çok eski bir kavimdir, fakat gökyüzüyle çok yakından ilgileniyorlardı ve maya sayı sistemi çok gelişmiştir. Bir dil öğrenmekten çok daha zor denebilir. Eskide yaşamış insanları, kabileleri- medeniyetleri, bizden düşük olarak görüyoruz, oysaki tam tersine bizdeki gibi teknojileri olmamasına rağmen ileri bir bilim bilgisine sahiplerdi, özellikle geçmiş tarihteki çoğu medeniyet en çok gökyüzü bilimiyle ilgilenmiştir.

''tmm canım gelirim tabi ama bana da haber verin gideceğiniz zamn, kontörüm bitti Öptm cnm byy'' Bana gelen son mesj bu

alaya alınmaktan ve karanlıktan çok korkarım

Mutlu olmanın en iyi yolu hiçbir şeyi kafaya takmamak! Önceden çok takıyordum ve çok mutsuzdum ama şimdi beni mutsuz edecek herkesi ve her hareketi görmezden gelip, tınmıyorum. Çooo...k mutluyum...

Vala benim başıma hiç gelmedi umarım gelmez de! AMİN!! Ama ben -büyük konuşmak gibi olmasın ama- ne kadar seversem seveyim affeder gibi bile davranamam Direkt olarak terk edilir karşıdaki benim tarafımdan ve bi daha affedilmesini beklememeli, çok çok çok zordur, affedemem, ben böyle bir şeyi asla kaldırabilecek bi yapıda insan değilim. Çünkü unutulacak birşey değil aldatılmak, affetsem hep aklıma gelecek bana yapılan ve daha da mutsuz olurum, ki ben mutsuzsam karşıdakini de mutsuz ederim elimde olmadan. En iyisi böyle bişey hiç olmasın.

Valla pek çok şekilde hitap ediyorum Başta Bitanem, Herşeyim, ikisi de zıt birbirine ama öle iştee

Geliştirmeye kalkarlar yarışırlar vala acayip olur

yav ben dierlerini bilmem ama şu maddeye takıldım Dolgun dudaklardan ziyade ince dudakları beğenen bi arkadaşım vardı, bilemiyorum artık kız arkadaşının dudakları ince diye mi öle diyodu Gerçi ben kızım ama kendi fikrimi söliim kızlarda dudak ne çok dolgun olmalı ne de çok ince, zarif kibar bi dudak olmalı bence, böle ne biliim, insan bakınca yüzüne sırf dudak görünmesin öle yane, gözler de ilgi çeksin, güzel kibar minik bi burnu varsa o da.. Erkeklerin dudağıysa kızlarınkinden daha kalın olmalı, erkeklere ince dudak yakışmıyor. Erkekler kızlardan daha yapılı bu yüzden böle olmalı diye düşünüyorum

Bi kere herşey bakış. İlk önce bakışırsınız sonra çıkarsınız Şaka bi yana güzel bakan bi çift dözden daha güzel ne varki etkilemek ve etkilenmek için -ilk olarak-! Güzel bak ama yermiş gibi de değil yane işte bakıştan bakışa da fark var, bak en iyisi sen aynanın karşısına geç ve çalış, en iyi bakışını bul sonra çık onun karşısına şööööyleeee bi bak o da vurulsun, tabi sonraki zamanlarda da ara sıra bakışın derim, hemen zınk diye atılma gidip hoşlandıını hemen söleme, itici olmasın, tabe bence yane böle Ve sana yüz vermeyecek bi tipse, direkt sölemekten başka çaren yok, denemeye değer şöle düşün kazanacak bişiim olmasa da kaybedecek bişiim de yok de ve güven kendine Başarılaaar...

Her İstiklal Marşı okunduğunda, her duyduğumda, dünyadaki en güzel milli marş olduğunu düşünürüm. Ama gerçekten öyle desem, herses kendi milletinin marşını beyenecektir tabi ama yine de en güzeli bizim marşımız işte

Bende de malesef uyku problemi var, ama ben istediğim saatte kalkamıyorum. Ve bazen uyku sorunu çekmiyorum bazen çekiyorum, anlamadım ne iştir! Benim sorunun uykuya dalmakta güçlük çekmek ve kuş uykulu olmak, uykum çok hafif. Uyku sorunum olduğu zamanlar, uykum çoooo...k gelince direkt uykuya dalabiliyorum sadece Keşke kafamı yastığa koyar koymaz uykuya dalabilsem, sonra kulağımın dibinde davul çalslarda uyanmasam, ah aaah...

Paylaşımın için teşekkürler, umarım kanseri tamamen yok edecek çözümü bulurlar. Kanserli küçücük çocuklara o kadar yüreğim sızlıyor kii hele lösemi olanlar daha kötü, kimsenin başına gelmesin! Ama ben şuna inanıyorum eğer bi sorun varsa çözümü de vardır!

Sana bi tarif söliim inşallah işe yarar, sigara içipte bırakmayı denemediim ve yakınımda deneyeni de görmediim için işe yarar mı bilemicem. Bi doktordan duydum, artık buna koca karı ilacı mı yoksa alternatif tıp mı dersin, deneyip karar ver ve bana da işe yaradı mı bildir Tarif; Şimdi annen siyah turpun başını kessin içini bi güzel oysun ama dışı incecik kabuk kalmasın, soraa içine 1-2 tatlı kaşığı bal koysun, turpun kestiği kapağını geri üstüne kapatsın ve turpun sabaha kadar süzülmesi lazım, devrilmeden durması içinse turpu, bi çay bardağına oturtsun, sabah oluncada turpun bi kısmı çaybardağına süzülmüş olmalı, sonra turpun içini de çay bardağına dök ve aç karna bi güzel iç! Bu sigaranın tadını sevmemeni sağlarmış, aynı zamanda öksürüğe bronşite astıma birebirmiş! Hadi bakalım göreyim işe yarıyomuymuş..

Ben de öyle düşünmüştüm bi kaç kez. Tabi herkes böyle düşünebilir zaman zaman çünkü insanlar dış dünyaya sadece kendi gözüyle kendi açısından bakıyor. Başka bir kişinin yerine geçip onun yaşadığı anları yaşama şansımız yok. Bir de ben böyle düşüncelere dalınca, hep şöyle düşünürüm; sanki bir film oynuyor ve herkes kendi filminin başrol oyuncusu.

Gören gözler için herşey ortada! Görmeyen gözlere laflar boş gelir, kanıtsa yetersiz! Tanrıyı nerelerde arıyorsun, dönde kendine bi bak! Sadece bakmakla kalma ve gör!

Umarım şimdi de konuyu, sadece din ve eğitime bağladığımı öne sürmezsiniz! Diğer yazılarımda çok şeyden bahsettim. Uzun yazılarımsa; Türkiye'deki eğitimde din dersiyle ilgili fikirlerini yazan ve avrupada zorunlu olmadığını savunan arkadaşların yanlış olan düşünceleri içindi!

İNGİLİZ EĞİTİMİNDE DİNİN YÜKLEŞİ Sanayi devriminin ve demokrasinin beşiği olan İngiltere'de bugünlerde ateistler, agnostikler, seküler toplum dernekleri, nihilistler ve kısaca toplum hayatında dinin rol oynamasına soğuk bakan bütün çevreler ayakta. Çünkü eğitimde kaliteyi artırmak için uzun süredir projeler hazırlayan Tony Blair hükümetinin bulduğu formüllerden biri, dini grupların elindeki okulların sayısını ve bu okullara verilen devlet desteğini artırmak. ....... İngiliz Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre halen ülkedeki toplam 24 bin ilk ve orta okulun 7 bini, yani yaklaşık üçte biri dini cemaatler tarafından yönetiliyor. The Times gazetesinin yayınladığı 'En İyi 500' listesindeki okulların 380'i dini grupların idare ettiği okullardan oluşuyor. Eğitim Bakanlı ğı'nın 4/95 nolu istatistik bülteninde de, dini cemaatlerin elindeki okulların bütün sınavlarda ve bütün branşlarda diğer okullardan daha iyi bir performans gösterdikleri vurgulanıyor. Eşi de bir Katolik eğitim kurumunda öğrenim gören Tony Blair'in çocukları için de Katolikler'in idaresindeki bir okulu tercih etmesi, bu okulların ortaya koymuş olduğu başarının hem bireyler, hem de hükümet düzeyinde kararları nasıl etkilediğinin açık bir göstergesi. ....... Blair hükümetinin devreye soktuğu bu projeden de aldığı cesaretle Anglikan Kilisesi yakın zamanda 100 yeni ortaokul daha açmayı planlıyor. Halen bu kilisenin 198 ortaokulu olduğu düşünülürse, önümüzdeki dönemde Anglikanlar'ın ortaokul sayısı yüzde 5O artmış olacak. Eğitim Bakanlığı'nın reform projesindeki şartları yerine getirmeleri durumunda, bütün dini gruplar okul açabilecek ve devletten projelerine destek alabilecekler. Egitim tamamen kilisenin işiydi Batı eğitim tarihine kısa bir göz atıldığında, bazı tepki dönemleri hariç aslında kilise ile devletin eğitim sahasında köprüleri hiçbir zaman atmadıkları, aksine kilisenin sürekli eğitim sisteminin önemli bir unsuru olarak roloynadığı görülüyor. ....... Bu da üstteki yazımın eki olsun!

Ya bu ukraynalılara güven olur mu bilmem ama , gençleştirelim derken insanları pörsütmesinler mi Belli bi kullanımdan sora işler tersine dönermiş, olduğundan daha da yaşlanırlarmış mesela Kötü olur ama ya işe yararsa... ukraynalı profösörler de yoksa durdu durdu turnayı gözünden mi vurdu acaba Valla kapış kapış gider eğer öyleyse

Duymuştum sanırım o kitabı, ama okumak için fırsatım olmadı Ben bir anda birden çok kitap okuyorum bazen o da yoruyor beni, ama o kitabı da okumak isterim