Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Cordoba

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    75
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Cordoba tarafından postalanan herşey

  1. tatile çıkınca farkettim. Bunlar gemiyi azıya almış. Sahilleri parsellemişler.
  2. valla bana sorarsanda don başörtüsünden daha büyük bir ihtiyaç. Don senin için büyük bir gereksinim olmayabilir ama sanırım diğer insanlar için büyük bir gereksinim. Rahat etme meselesi sanırım. "Fermuara dikkat" şeklindeki tecrübeye dayalı tavsiyen için sağol. Ben şahsen vazgeçmeyi düşünmüyorum giymekten. İnsanlar görsün görmesin. Bencede sus yani
  3. Selam,

    Bu saatte misafirlik pek olmaz ama, bu güzel gözlerle bir uğrayayım dedim:Pp

  4. bir söylesene ne demiş Aziz Nesin, nasıl insanların canından çok sevdiği değerlere laf atmış. ikide bir aynı şeyi tekrarlayan adam bilir dimi. ne demiş. şimdi akşama kadar google da dolaşabilirsin. olur a birşey bulurum diye. ama hiçbir şey bulamazsın. evet arkadaşım. Ne demiş Aziz Nesin ?
  5. Yarışmayı kazandığı yıl, Rock n coke 'tan teklif almış reddetmiş ve alternatifi Barışa Rock'a katılmıştı.
  6. bunuda şimdi gördüm. Ya cidden hukuk bu kadar işine geldiği gibi yorumlanır. Tabi şaşmamak lazım, neticede sahibinin sesi bir gazete olan zamanın yazarı Gerçi vatandaşta "kanaatimizce " demiş ama. Tabiki bu yazıyı yazarken kimsenin eline bir anayasa kitapçığı alıp örnekçeye bakmayacağını öngörmüş olmalı. zira : neder 106. Madde : "ölüm, çekilme veya başka bir nedenle boşalması halinde" diyor. Ve Mustafa Şentop adlı şahıs, "görev süresinin dolması" nıda "başka bir nedenle" nin içine sokuyor. Anayasa, görev süresi dolan cumhurbaşkanının yeni cumhurbaşkanı görevine başlayana kadar göreve devam edeceğini açık olarak belirtmiş. peki "ölüm çekilme veya başka bir nedenle" de "başka bir nedenle" ile ne anlatılmaktadır. Cumhurbaşkanının gaipliğine karar verilmesi Cumhurbaşkanının vatana ihanet ile suçlanması Cumhurbaşkanının fiziki veya ruhsal sağlık halinin görevi ifasını namümkün kılması Cumhurbaşkanının esir edilmesi Cumhrubaşkanının Ülkeyi terk etmesi/kaçması vs gibi hiç hesapta olmayan ve olağan üstü şartlarda Anayasada ve devletin işleyişinde boşluk oluşmaması için getirilmiş bir maddedir. Hukuk fakultesinin kapısından girmiş herkes bilirki. Anayasa "ön görülmemiş hal" koyduysa ("veya başka bir sebeple" öngörülmemiş hali ifade eder" . bunu diğer hiçbir maddesinde öngörmemiş olması lazım. Oysa Anayasa, bir önceki cumhurbaşkanının görev süresi dolduğu halde, yeni bir cumhurbaşkanının göreve başlamadığı halde ne olacağını 102. maddede öngörmüş ve görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevine devam edeceğini belirtmiştir. Dolayısıyla "görev süresinin dolması" nı "öngörülmemiş hal" ller arasında sayan kişi, bunu ancak siyasi görüşü uyarınca yorumlama saikiyle yapmış olabilir. özetle : Anayasa "görev süresinin dolması" nı öngörmüş ve bunla ilgili bir madde koymuştur. 106. maddedeki "veya başka bir sebeple" kısmına kesinlikle "görev süresi dolması" nı dahil edemezsin. O kısım ancak anayasanın hiçbir maddesinde öngörülmeyen olağan üstü halleri kapsar ve ihtiva eder (vatana ihanet, sağlık durumu, esir edilme vs gibi) benim derdim hukuk hukuk deyip hukuğu işimize geldiği gibi yorumlamaya kalkıp. Temel hukuk bilgilerine aykırı düşmemek lazım kanımca....
  7. dostum sen gerçekten Türkiye'den baya uzak kalmışsın. O sorduğun sorulara şöyle bir cevap olamazmı. "Turgut Özal'ın oğlu, Ahmet Özal Cem Uzanla ortak olduğu için olmasın. Kredilerde, ihalelerde, izinlerde Uzan ailesi kayırılmış olmasın " Albayrak ailesinin bugünkü varlığı nasılki "üstün girişimci ruh" la değilde, Refah Partisi ve AKP nin kendilerine tanıdığı üstün imtiyazlarla gerçekleştiyse. Aynı şey Uzanlar içinde Özal döneminde geçerlidir. Evet onlardan önce özel televizyon kurabilecek güçte şirketler vardır. Ama özel televizyon iznini almak diyede bir şey var dimi. Adamın ortağı Turgut Özal'ın oğlu olursa pek şaşırmamak lazım "ilk" olmalarına. bunuda "vizyon" a bağlamak ne diyeyim gülünür ancak Ha keza özel radyo kurmak için çok kişide vizyon vardı ama yine özel radyo kurma izninin ilk olarak uzanlara verilmeside "vizyon" la ilgili olmasa gerek. sana tavsiyem "uzanlar: bir korku imparatorluğunun çöküşü" diye bir kitap var onu okuman. Cep telefonu getirmek için bir çok şirkette vizyon vardır ama. İthalat için devletin kefil olması her "vizyon" sahibine teşrif olmaz. Adamlar Özal ailesiyle kurdukları bağ ve yarattıkları korku imparatorluğuyla memleketin balını kaymağını yemişler, herşeye ilk önce konmuşlar ve hepsini batırıp, kaymağını kendileri yiyip zararınıda vatandaşın vergilerinin üstüne yıkmışlar sen buna "vizyon" diyorsun. ve ne hikmetse bu saydığın kalemlerde ilk olan uzanlar sonunda bu kalemlerde yaptıkları her işte yolsuzlukları ortaya çıkmış ve faturasını sen türkiyede olmasanda biz ödüyoruz. Uzanların motorola ya olan borçlarını biz ödüyoruz. Uzanların imar bankasından hortumladıklarını biz ödüyoruz. Uzanların Berke barajıyla devleti uğrattığı zararı biz ödüyoruz Uzanların devletten aldığı ve ödemediği kredileri biz ödüyoruz Uzanların çifte muhasebe ile ödemedikleri vergiyi biz ödüyoruz. Bu senin yaptığın çok ucuz bir genç parti propagandası olmuş. Bir dolandırıcıyı, Ürdün gibi bir ülkenin vatandaşlığına geçmek için Ürdün'ün kralına yalvarma içeren bir mektup göndermiş adamı. Sırf yaptığı yolsuzluklar yüzünden vatandaşın sırtına iki ek vergi yüklemiş bir adamı bu ülkenin başbakanı olarak görmek istiyorsan bence olduğun yerde kal not: bu arada seçim anketi olan sayfada bir siyasi partinin reklamı olmasıda gayet "şık" olmuş
  8. yalnız bu yöntemle orjinal yapınca, güncellemeleri kapatın. çünkü güncellemelerle beraber korsan yazılım uyarı programı diye bir yama geliyor. ve sonradan onu silemiyorsunuz. XP niz orjinal görünsede, office veyahut başka herhangi bir program lisanssız olunca yama sizi sürekli uyarıyor. Ama öyle böyle değil her on saniyede bir. Oldukça sinir bozucu.
  9. Allah Gani Gani rahmet eylesin.
  10. Cordoba

    Önemli

    Bence türkiyede kutuplaşan siyaseti normale çevirmenin bir şansı vardı. Onuda AKP içindeki radikaller ellerinin tersiyle itti. Sağlam bir kalelerinide kaybederek. Şimdi, Başbakan bizde uzlaşma istiyoruz dediğinde. Muhalefette Abdullatif Şener üzerinde uzlaşabileceklerini söylediğinde, zormuydu onu aday göstermek ? Veyahutta, Bülent Arınç'ın başbakanın öne sürdüğü isim olan kendi bakanlarının Cumhurbaşkanlığı adaylığına (Vecdi Gönül) eşinin başı açık olduğu için karşı çıkması ? CHP, DYP, ANAP Abdullatif Şener'İn adaylığına sıcak baktıklarını söylemişlerdi. Ama AKP ne yaptı, en populer bakanları üzerinden bile uzlaşmaya yanaşmadığı gibi. Son saate kadar adayını dahi açıklamayıp oldu bittiye getirmeye çalışmadımı işi. Herşeyden önce, seçimden bir kaç gün öncesine kadar adayını açıklamamak ne demek. Amaç ne ? yapılmaya çalışılan şey ne ? Bunu anlamak mümkün değil. Birde Bülent Arınç'ın yaptığı gibi "illa eşi türbanlı olmalı" kavgası verirsen, karşı kavgada olur tabi. Bence AKP Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bilerek uzlaşmadan kaçtı ve bunu seçimler için ana propaganda konusu yapmayı tasarladı. başka hiçbir izahı yok. AKP bunu bir kavga ve inat konusu haline getirmeden halledebilirdi. Ve şimdi köşkte, Şener oturuyor olurdu. Kimsede itiraz etmezdi. Abdullatif Şener, gerek kişiliği gerekse siyasi donanımıyla toplumdaki tüm unsurlarla ilişki kurabilen, empati yapabilen bir isimdi. Hatta Türkiye dışındada. Yani kendisi her nekadar öyle olmadığını söylesede dünya "islamcı" olarak bilinen bir partinin bakanıyla, sosyalist bir ülkenin liderinin oğlunun başbaşa görüşmesi önemli ve güzel bir şeydir. Cumhurbaşkanlığı böyle vasıflar gerektirir. Türkiye'Nin şu an ( siyasi yönden kastetmiyorum) böyle bir cumhurbaşkanına ihtiyacı vardır. Yani tüm toplumun konsensus sağlıyacağı birine. aksi taktirde, ne 367 ne başka bir şey gül seçilmiş olsada, kriz devam edecekti. neticede padişah koltuğu değilki. Cumhurbaşkanlığı konusunda, AKP mazlumu oynamaya çalışsada. Kendiside oldukça kavgacı bir politika izledi.
  11. doğru, Taksim meydanı sadece 1 mayıs'ı kutlamak isteyenlere kapalı. Onun haricinde herkese açık. Bunada bir kulp bulamadılar.
  12. Cordoba

    Spartaküs, Malcolm X, Şule Yüksel

    asıl senin nasıl bir dansı sürdürmeye çalıştığını anlamak zor. Bize spartacus'le malcol x'le aynı potada olarak sunduğun kişiki, yazılarında anti emperyalist gençleri hedef gösteren. Onları ahlaksızlıkla suçlayan, kitaplarında onlar için karalamalar yapan birisi. Anti Emperyalist gençleride geçtim. yazdığı romanlarda kendi tarikat yaşantısını yaşamayanların, derin bir ahlaksızlık, fuhuş batağında gibi gösteren birisi. Malcolm x'e gel çizdiği prototipe kendisinin bile uymadığı, yani ortama girince, mutaassıp, ortamdan çıkınca plajlarda bikiniyle gezen bir hanımefendi olduğunuda anlattık. "onlar benim eski resimlerimdi" yalanınıda gösterdik. Zira gazeteciler, şule yüksel'in böyle bir kampyayla öne sürüleceğini önceden kestirip el altında bulunsun diye fotoğraflarını çekemeyeceğine göre. Kısacası CIA eliyle türkiyede anti emperyalist gençlere karşı başlatılan ve Kanlı Pazar'a ülkeyi götüren yolda, yazıları ve söyledikleriyle bu amaca hizmet etmiş bir aktör kendisi. Böyle bir aktördende hayatlarını anti emperyalist mücadelede kaybetmiş Malcolm ve Spartacus çıkmaz. ne kadar cilalarsan cilala çıkmaz. Zamanında denenen gibi Abdullah Çatlı'dan bir Deniz Gezmiş çıkmayacağı, Zerkavi'den bir Che Guevara çıkmayacağı gibi. Şule Yüksel'dende ne malcolm çıkar ne spartacus. Ben olmayna şeylerle, iftiralarla, yalanlarla "hücüm" etmem. yok kardeşim, yalan söylüyorsun, şunu yazmamış, şunu söylememiş şunuda yapmamış diyen varsa buyursun. resime gelince. Milli Gazetede Şule Yüksel adıyla çıkan bir resim üçüncüsü. resimin özelliklerine tıklayarak sayfaya ulaşabilirsin. Artık Milli Gazete Şule Yüksel diye bir başkasının resmini yayınladı diyorsan, ona bir şey diyemem. Benim kendisini gördüğüm her resmin kara çarşaflı. Resimleri niye verdiğimde açık. Önce bana "şule yüksel'le kara çarşafı nasıl bağdaştırıyorsun" diyeceksin. ben kendisinin kara çarşaflı resimlerini yayınlayıncada, itiraz edeceksin. işe göre yani. Not: senin benle işin olsun diye yazmıyorum. Yazmanda benim için bir nimet falan değil Onun için ikide bir aynı şeyi zikretmene gerek yok.
  13. Kim islam dışı ? Sen kendini oturduğun yerden herkesten daha fazla müslümanmı sanıyorsun ? Müslümanlığı dünyada bir tek HAMAS temsil ediyorda, onu eleştirenlerde kafir dimi. Evet bu insanların mantığına göre bu böyledir. Bunun HAMAS'ın mantığından bir farkıda yoktur. Siz hamasımı eleştirdiniz o zaman islam düşmanısınız. Dünyada müslümanlığın temsilci hamas'tır, müslüman kardeşlerdir, el kaide dir. Onlara karşı olanlarda müslüman olamaz. Şimdi bu vatandaş, önce fikir tartışması yapmaya çalışıyor. Ondan sonra aynı akit bilmem ne gazeteleri ağzıyla. Kendini tartışmada tek savunma tarzı bu "siz müslüman değilsiniz". Ya merak ediyorum siz karşınızdakini kafir ilan etmeden tartışmayı hiç öğrenemeyecek misiniz ? Adam kalkmış, bir kişi hakkında ağır ithamlar içeren iddiayı ortaya atmış. Yok Dahlan israile mektup yazmış Arafat'ı öldürecek diye. Biz ne diyoruz, varsa gururun iddianın arkasında durursun. "Belgeli" diyen adam paylaşır . Neredeymiş o mektup, kim okumuş ? Vatandaş kendi fikriyatının klasik savunma yöntemine girmiş hemen "siz müslüman değilsiniz, siz islamın düşmanısınız" Oturup linç çığırtkanlığı yapmadan tartışmayı becerebilmek üstün bir meziyet değildir. Kaldıki kimsede silah zoruyla tartışmak zorunda bırakılmıyor. Filistin özerk bir devlettir. Birleşmiş Milletlerde temsil edilir. Ankarada Filistin Büyükelçisi vardır. Daha Filistin'in ne olduğunu bile bilmeyen. Filistin'e olan tek ilgili, Hamas Gazze'de şeriat uygulamaya başlayınca olan birisinin bunları bilmemesi gayet normal. "Filistin başbakanı İsmail Haniye hükümet kurma çalışmalarının sona erdiğini duyurduktan kısa bir süre sonra hükümete iştirak eden bakanların nihayi listesini Mahmud Abbas'a sundu. Mahmud Abbas'ın listeyi onaylamasının ardından yaptığı açıklamada, listeden memnun olduğunu açıkladı. İsrail, İsmail Haniye'nin Abbas'a sunduğu yeni Filistin kabinesiyle görüşmeyi reddettiğini açıklarken, Beyaz Saray, İsrail ile müzakerelere olanak sağlaması için, Abbas'ı Orta Doğu Dörtlüsünün uluslararası taleplerine yanıt vermeye çağırdı. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ise Haniye tarafından Mahmud Abbas'a sunulan yeni kabineden memnun olduklarını açıkladı. Musa, yaptığı yazılı açıklamada, yeni hükümetin kurulmasının ardından uluslararası toplumu Filistinlilere uygulanan boykotu kaldırmaya çağırdı. "http://www.tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=6a1c74cc-3990-40fd-af5a-9bc6ff4f6b66 El Fetih tüm baskılara rağmen Hamas'la "birlik hükümeti" ni kurmuş. ve dünyaya bu hükümeti içinize sindirmek zorundasınız demiştir. Hükümet kurulduktan sonra ise, Hamas Gazzede isyan başlatmıştır. Filistin Hamas isyan başlatana kadar her zaman birleşikti. Bir gün bile ayrı olmadı. Derdi Filistinde İsrail zulmune son vermek değil. Filistinde şeriat devleti kurmak olan hamas piyasaya çıkana kadar. Masaya oturacaksın, El Fetih'le birlik hükümeti kuracaksın anlaşacaksın. ertesinde başlıyacaksın saldırılara. Ondan sonra kim uzlaşmacı he. Okuyacaksın öğreneceksin. bak ben kaynaklarımı ve gerçekleri açık açık ortaya koyuyorum. sen önce medeniyet fobini bir kenara bırak. Senin gibi düşünmeyen herkesi kafir diye karalayan birisi asla müslüman olamaz. Elhamdülillah müslümanım. Kimsenin dinine sataşmayacak. sıkıştığım yerde karşımdakinin dinine saldırmayacak kadarda ahlaklı bir müslümanım. Bende bu forumda bazı beyinlerin, Şeriatçılığa yapılan eleştirileri müslümanlığa yapılmış gibi göstermeye çalışıp. sıkışınca cevap veremeyince şeriatçılığı eleştirenlere "kafir" etiketi vurmak dışında bir kapasitelerini göremedim. Karşısındakileri islamın dışında ilan etmeye teşebbüs edecek kadar gözü dönmüş insanların müslüman olabileceğine inanmakta gerçekten zor. Not: hala bol slogan atanın iddiasının arkasında durmasınıda bekliyorum. Belgeli ispatlı diye sıralanan yalanların ispatını gösterebilmek gerekir dimi.
  14. Cordoba

    Spartaküs, Malcolm X, Şule Yüksel

    tekrar soruyorum. Bana karaçarşafla , şule yüksel'i nasıl bağdaştırırsın diyen kişilere. Bu karaçarşafmı değil mi ? Birikincisi, şule yüksel'in yayınlanan resimleri, daha önce çekilmiş resimleri falan değildir. Zira şule yüksel bu şekilde ünlü olduktan sonra basının dikkatini çekmiştir. Ve resimleri yayınlayan basın organları ünlü olmadan önce şule yüksel'İn resimlerini neden çeksin. Şule Yüksel bir yandan il il dolaştırılıp. Şovunu yaparken çekilen resimlerdir. O dönemin basın camiasında, göründüğü gibi yaşamayan insanlar için kullanılan bir tabir olmuştur "Şule Yüksel gibi" tabiri. O bir kampayanın aktörüdür sadece. Türkiyede ve ortadoğu coğrafyasında ABD'nin "Yeşil Kuşak Projesi" nin bir aktörü. Yani ABD karşıtlarına karşı islami yapıları kullanma projesi. Şule yüksel'in romanlarının edebi hiçbir yanı yoktur. Güncelin ihtiyaçlarına uygun propaganda hiakyecikleridir. Mesela: Şule Yüksel'in "Huzur Sokağı" romanı : "bu ******** ve hayasız kız, aynı zamanda Türk Solu, Ant gibi azılı komunist gazeteleri okumaktaydı" " Kızın zengin ve ahlaksız babası, kızını vermek için oğlannın namazı bırakmasını şart koşuyordu" Roman tıpkı "imam hatipler dışında tüm okullarda fuhuş var " diyen android gibi. O yıllarda üniversitede okuyan ve tarikatçı olmayan herkes ahlaksızdır, fuhuş alkol batağındadır. Sadece tarikat toplantılarına katılanlar temizdir temasına dayalı. Namaz kılan esas oğlanın namaz kılması ve müslüman olması, herkes tarafından sorun edilmiş. Herkes nasıl becersekte oğlanı namazdan vazgeçirsek derdine düşmüştür romanda ucuz propagandif yazıtlar. Yani Minyeli Abdullah'ın üçüncü dördüncü sınıf bir kopyası. Kendisi bir süre belli bir kapmanyanın aktörü olmuş. Resimlerinin ortaya çıkmasından sonra ise, sahneyi terk-i diyar etmiştir.
  15. öncelikle uslupmuş ve taraftar olmamakmış. Şimdi bu arkadaşların kaynaklarına bakalım, Akit, Milli Gazete, Yeni Şafak gerçekten tarafsızlık adına şahane kaynaklar Biri kalkar, Abbas şöyle demiş der. Yalan deriz çünkü yalandır. Biri kalkar, Dahlan Arafat'ı öldürmüş, İsrail'e mektup yazmış, Belgelendi der. Hani belge deriz zira buda yalandır. Benim anlattıklarımmı hangi haber kaynaklarında geçiyor ? Hamas'ın Gazze'de Filistin devletinin bayraklarını indirmesimi ? Hamas'ın "Gazze'de islam devletinin ilk adımıdır bu" beyanı mı ? Hamas'ın Gazze'de Şeriat yasalarını uygulamaya başlaması mı? İsrail'İn tarihindeki ilk kez karşı ateşle karşılaşmadan Gazze'de operasyon yaptığımı Bunlarmı hangi haber kaynaklarında geçiyor ? Tüm haber kaynakları, Hamas'ın kendisi ve gözleri olan herkes desem. Zira ben iftiralarla, yalanlarla, fanatik taraftar basın organlarının ağzıyla konuşmam. Şu söylediklerimden birisini yalanlıyabilecek olanında her söylediğini kabul eder haklısın derim. Birde "Filistin Halkı'nın tercihi" imiş. Filistin halkı Hamas'a. Filistin bayraklarını gönderden indir diyerekmi oy vermiştir. Yaser Arafat'ın evini yerle bir et. Tabloları üstünde poz ver. Gazze duvarlarında bulunan bütün resimlerine kurşun yağdır diyerekmi oy vermiştir. Filistin devletini temsil eden herşeyi Gazze'de yok et diyerek mi oy vermiştir ? Gazze'de Şeriat yasaları uygula. Yada Gazzede "İslam devleti" kur diyerekmi oy vermiştir ? Sorun Filistin değil kişilermiş. Filistin bayrakları Dahlan'ı, Abbas'ımı temsil ediyorduda HAMAS hepsini indirdi. Filistin devleti yasaları Dahlan'ı Abbas'ı mı temsil ediyorduda HAMAS onları askıya alıp yerine kendi yasalarını getirdi ? Gazze'yi ele geçir. Filistin devletini temsil eden ne varsa hepsini yerlebir et. Bayrakları gönderden indir yerine kendi bayrağını as. Filistin devleti yasalarını askıya al kendininkileri uygula. Peki Gazze'yi nasıl yöneteceksiniz sorusuna "İsrail bize bakmak zorunda" diyerek karşılık ver. Mahmut Abbas Hamasın arap devletleri tarafından bile yalıtıldığı bir dönemde. Onunla geniş tabanlı hükümet kurdu. Çıkıp tüm dünyaya "Bu geniş tabanlı hükümeti sindirmek zorundasınız " dedi. HAMAS ne yaptı. Hükümet kurulur kurulmaz. Fırsat bu fırsattır düşmanı uykuda basalım mantığıyla Gazzede saldırılara başladı. Sen kalkacaksın silah zoruyla ülkenin bir bölümünü ele geçireceksin. Orada devletin bayraklarını indireceksin. Devletin yasalarını askıya alıp kendi yasalarını uygulayacaksın. Filistin devletinin resmi komutanlarının evlerini basıp. Çoluklarıyla çocuklarıyla birlikte katledeceksin. Ondan sonra ülkenin devlet başkanı seni yasadışı ilan edince. Bunun adı haksızlık olacak öyle mi ? Ya siz bu mantığı insan mantığının neresine sığdırıyorsunuz ?
  16. bla bla bla Türkçesi şu :" Ben her konu açıldığında AKP yi savunurum. AKP karşıtlarına asılsız iddialarla çamur atarım, ondan sonrada, aaa benim hiçbir partiyle işim yok derim" ben mIRC chat kanalları seviyesinde tartışmalara girmem. Benim tartışacağım kişiler herşeyden önce fikrinin arkasında durabilmeli. ha burada senin gördüğüm hiçbir iletinde milliyetçi görüşün m si bile yoktu.
  17. Gerçekten kraldan çok kralcıları dinlemek boş ya. Gazzeyi ele geçirdikten sonra, "Gazzede İslam devletinin ilk adımıdır bu" diyen kim HAMAS. Filistin'in ulusak bayraklarını tüm resmi binalardan indiren kim HAMAS Gazze'yi ele geçirdikten sonra, Şeriat yasaları uygulayan kim HAMAS. ondan sonra çıkıp ortaya, kraldan çok kralcılık yapmak için "HAMAS Filistin'i bölmeye çalışmıyor" demek neyin mantığı. HAMAS Filistin'i bölmüştür. Gazzede Filistin devletinin yasaları değil, HAMAS'ın koyduğu Şeriat yasaları yürürlüktedir. Resmi binalarda Filistin bayrakları dalgalanmamaktadır artık. Gazze'nin özerk filistin devletine ait olduğuna dair hiçbir emareyi ortada bırakmamıştır HAMAS. Sen hala neden bahsediyorsun ? Hamas şöyle demiş. Banane ne söylediğinden ben yaptığına bakarım. İşte HAMAS ın zihniyetinde olan bir gazetenin yalanları. Şimdi dersin bu adamlara azıcık şerefiniz varsa, gösterin o belgeyi diye. sesleri çıkmaz. Bu sefer belden aşağı saldırmaya başlarlar. Mesela ne olabilir, bir el fetihlinin çıplak resimlerini falan çekip yayınlarlar vs. Bunların işleri güçleri budur yani iftira mesela yukarıda bir arkadaş ne demiş : Şimdi bu adama diyebilirsin, kardeşim *********, Bir İsrail İstihbarat şefinin dünya basınına verdiği bir demeç sırasında sarfettiği sözleri, alıp bunu Mahmut Abbas söyledi demeye. ama sesleri çıkmaz. Çünkü amaçları çamur at izi kalsındır. Aynı şeyi milli gazeteye sorarsın, "nerede öyle bir mektup, siz gördünüzmü" diye. onlarında sesleri çıkmaz. Çünkü hiçbir zaman bel üstü mücadele etmeyi beceremezler. El Fetih şemsiyesi altına saklanıp, intihar saldırıları düzenlemek kolaydır. Ancak iki haftadır İsrail'İn Gazze operasyonlarında gördüğümüz gibi. İsrail askerleri Gazzeye girince, ortalıkta bir tane bile HAMAS militanı yoktur. Tv kameralarına artistlik pozlar veren Hamas militanları bodrumlarda kuytu köşelerde saklanmaktadır. İsrail iki hafta boyunca Gazze'de hiçbir karşı ateşle ve direnişle karşılaşmadan operasyonlarını yapmış, elini kolunu sallıya sallıya geri dönmüştür. Son İsrail askeride Gazze'den çekildikten sonra, Hamas militanları ortaya çıkmış, ve "Alkol Yasağı" getirmişlerdir. Hamas'ın savaşı Filistinlilerledir.
  18. Cordoba

    Spartaküs, Malcolm X, Şule Yüksel

    Arkadaşım ben insanların, giyimine kuşamına önem vermem. Bunun üzerindende insanların kişiliğine varmam. Başı açık veya kapalı olmasının bir insanı değerlendirme kıstası olmasını kabul etmem. Bir hanımefendi nasıl giyinirse giyinsin benim için hanımefendirir. Ancak: Bir yandan, katıldığı toplantılarda "ben Allah yolunda kapandım"diyen, Yükselmek istediği cenahta böyle poz veren . Bir yandanda gazetelerde plajda bikinili resimleri çıkan kişide, benim için üçkağıtçıdır, inanç istismarcısıdır. Bununda tartışılacak bir tarafı yoktur. Malcolm X bir yandan beyaz emperyalizme kafa tutup. Bir yandan, cumhuriyetçi parti kokteyllerinde kadeh tokuşturmuyordu dimi.
  19. Cordoba

    Spartaküs, Malcolm X, Şule Yüksel

    arkadaşım bu hanımefendinin üstündeki, nedir , karaçarşaf mı şulebaş bilmem ne mi ? Buna "karaçarşaf" denir. hepimizin gözleri var dimi. Bir ikincisi, bu hanımefendi, bir yandan genç kızları Allah yolunda karaçarşafa davet ederken. Kendisinin plajda bikinili resimleri gazetelerde yayınlanmışmıdır, yayınlanmamışmıdır ? "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diye bir laf varmıdır yok mudur ? Neden bahsediyorsun sen?. Bir yandan kitaplarının reklam kampanyası için toplantılara çarşaflı katılıp. Bir yandanda bikiniyle plajlarda dolaşan birisinimi örnek veriyorsun bana İkincisi, Türkiyede Anti-Amerikancılık solcu 68 gençliği tarafından kitlesel bir eyleme dönüştürülünce. Dinci gazetelerde cihat çağrıları yapılıp. İnsanlar otobüslerle "cihat" için istanbula getirilip "Kanlı Pazar" gününde. Altıncı Filoyu protesto eden gençlerin üstüne camilerde cihat naralarıyla toplanılıp baltalarla, satırlarla saldırılmamışmıdır. Gitde biraz oku "Kanlı Pazar" neymiş. bırak başka yayınları, git kendi kaynaklarından oku. Başka bir topicte çok güzel açıkladım. Bu güne kadar, şeriat , islami direniş bilmemne argümanlarıyla ulusal bağımsızlık kazanmış bir ülke yoktur. Kazananların hepside, laik ulusal siyaset güden, hareketler tarafından gerçekleştirilmiştir. İstersen yine tek tek örnek veririm. Ayrıca bu ülkede çok güzel bir örnektir. Emperyalizm konusunda, "islamcı" denilen çevrenin tutumuna. Mesela AKP dimi, emperyalizme karşı mücadele eden. Yada Adnan Menderesti, Yada Fettullah gülen şu an emperyalizme karşı mücadele ediyor Ben anlamadımki, Türkiyede tarihindeki en amerikancı adamlar "islami çevre" denilenlerden çıkıyor. Yahu siz milleti kör, hafızasını balık hafızasımı sanıyorsunuz ?
  20. Sivil Mülki Amirin jandarmayı yetkilendirmesi hangi hallerde olursa olsun, yazılı metin gerektirir. Yetkilendirme yapıldıktan sonra, şüphelinin kendisinin veya aracının meskenin aranması, tutuklama yapması gibi konularda o dediğin belki geçerli olabilir. Ancak hiçbir şekilde, Jandarma sözlü emirle yetkilendirilemez. Görevlendirildiği an polisten farklı olarak otomatikman "vur" emrine haiz olan bir kuvvet dediğin şekilde yetkilenmez. Vali askeri makamdan kuvvet isteseydi saatler süren bir olayda, on saniyede emri yazar altına imzasını atardı. atla deve değil. Ki bu tür emirler şablon olarak zaten hazırdır, tarih atılır, imzalanır. O kadar. artı, Aziz Nesin'in etkinliklere çağırılmasını sen nasıl bir tahrik olarak görüyorsun. Şu "Tahrik olma" argümanını bir geçin bakalım. Her planlı programlı linçin, katliamın arkasında buna saklanılır hemen "tahrik olmuş kalabalık" . Nedense hep o "tahrik olmuş kalabalık" ın en önünde, dünden tahrik olmaya hazır adamlar koşar. Olaylar alevlenmeye başlayınca, Vali belediye başkanını çağırmış. Belediye başkanı, halkı sakinleştirmek için konuşma yapacağını söylemiş. ve eline megafonu alıp dua etmeye başlamıştır. Yani kafirlerle cihat etmek için toplanmış bir kalabalığı sakinleştirmenin yolu dua etmektir diyorsan bir şey diyemem. Ama her kafası çalışan insanın bunun kitleyi dahada gaza getirmek için yapılan bir işlem olduğunu bileceğini biliyorum. Mahkemedeki tablo gibi. adam ifadesinde," benim hiç alakam yok oradan geçiyordum. ben böyle şeylere karışmam, diğer sanıklarıda tanımıyorum" ondan sonra duruşma bitince. diğer sanıklarla beraber mahkeme salonundan çıkarken "Allahu Ekber, Kafirlere ölüm" vs sloganlarına başlıyor. Kimsenin katilleri gerçek müslüman olarak gördüğü yokki, müslümanlara maledilsin. Burada kurnazlık yapma. Katillere mağdur gömleği giydirmeye çalışma. Şeriatçılar mal edilmek diyebilirsin. "Allahu Ekber" "kafirlere ölüm" "Allah için ardımıza düşün" diyerek kahvehanelerden, camilerden toplanmış. bu sloganlarla katliamı gerçekleştirmiş kişiler için ne denirdi şeriatçıdan başka. Daha öncede kurnazlık yapmışsın, Camilerden, kahvehanalerden insanları bu sloganlarla toplayacaksın. Ondan sonra "tahrik olmuş halk". İnan bu yalanı artık kimse yemiyor. İndandırıcılığı asıl yitiren mantık. Hukuğa bakışı pragmatik olanların mantığıdır. Yukarıda çokça görüldüğü gibi. İnsanların organize bir şekilde, diri diri yakılmasının faillerini savunmak için, hukuğun her yönüne bir şapka takmaya çalışıp. ki en basiti. İnsanları katliam için camilerden kahvehanelerden toplamak, katliamı gerçekleştirenlerin en önünde sloganlar atıp kitleye gaz vermek, belediye başkanı sıfatıyla çıkıp, kitleyi sakinleştirmek yerine, dua okumak vs suç değilde. Aziz Nesin'in oraya gelmesi ve festivale katılmasını ana suç olarak görecek kadar şahane bir objektif hukuk anlayışı. Öyle bizden olmayan ölünce boşver hukuğu. Hukuk ancak işimize yararsa lazımdır. Hoşumuza gitmeyen bir karar çıkarsa tukaka, hoşumuza giden bir karar olursa yaşa hukuk. Aynen şey gibi, Türkiye'ye karşı İnsan Hakları Mahkemesinde dava açan Türbanlı hanımefendinin, davayı kaybettikten sonra, hem o hanımefendi hemde malum basının, AİHM için demediğini bırakmaması. Yani tabi adama sorarlar yahu madem AİHM için siz böyle düşünüyordunuz niye gidip dava açtın orada, daha ülke içinde hukuk yolları tükenmemişken, daha temyiz hakkın varken. Yani bu arkadaşlara göre AİHM Türkiyeyi mahkum etseydi, şahane bir mahkeme olacaktı. Etmediği için berbat bir şey oldu. Bu mantığın hukuk anlayışı sadece budur. Birde biryandan, tarafsızlıktan vs dem vuran. böyle yemin edip göreve başlayan, Bülent Arınç'ın meclis başkanı koltuğunda otururken, seçim meydanlarında konuşması gibi. Bu adamlaramı kaldı tarafsızlıktan bahsetmek ya
  21. Cordoba

    Spartaküs, Malcolm X, Şule Yüksel

    hiç güleceğim yoktu ya Spartakus, Malcolm X ve Şule Yüksel he bir türban değil o hanımefendininki Kara Çarşaf. iki olay o değil. Bir yandan "huzur sokağı" gibi üçüncü sınıf romanlarını pazarlamak için gittiği toplantılarda kara çarşaf giyen, Yaptığı konuşmalarda kadınları Allah için karaçarşaf giymeye davet eden. Demirel ve ABD nin yeşil kuşak projesi uyarınca, Amerikan karşıtı 68 gençliği için camilerde "cihat" çağrıları yapıldığı furyanın başladığı dönem yazılarında 68 gençliği, deniz gezmiş ve arkadaşları için "azılı komunistler, kafirler" diye saldıran. Kendini Allah' vermiş hidayete ermiş kadın pozu çizip. Bir yandanda YÖN dergisinde plajda bikiniyle çekilmiş resimleri çıkan bir kadın Ülkede yükselen, Anti Amerikancı gençlik akımına karşı, ABD ve CIA eliyle örgütlenen ve adına yeşil kuşak denen, projenin ucuz aktörlerinden birisi. Hani şu 6. Filo'yu denize döken gençler. İkinci "6. FİLO DEFOL" mitingini düzenledikleri gün. Daha hafta başından beri, islamcı gazetelerde "CİHADA HAZIR OLUN" manşetleri verilen. Türkiyenin her yerinden "CİHAT" için insanların otobüslerle getirilip. 6. FİLO'yu protesto eden gençlere, "KANLI PAZAR" günü camilerde cihat sloganlarıyla toplanıp, baltalarla, bıçaklarla polisin gözetiminde katliam düzenlendiği furyanın ucuz aktörlerinden birisi. Ne güzel iş be, bir yandan yerine göre giy Kara Çarşafı. Konuşmalarında Allah adına insanları çarşafa davet et. Sonra plajlarda bikiniyle gez. Objektiflere yakalan Memleketin başarılı ilk din simsarlarından. Bu hanımefendiyi, Malcolm X'le, Spartacus'le beraber anıp, o yüce insanların ruhunu sızlatmayın bari.
  22. İşte Filistin'i felakete yeni bir Afganistan yenibir Irak olma yolunda ilerleten mantıkta budur. Görüldüğü gibi bazı odaklar için, sorun Filistin'in israil işgali altında olması değil. Laik bir iktidara sahip olması ve şeriatın uygulanmıyor oluşu. Geçen hafta El Kaidenin ikinci ismi, Yayınladığı video kasette, HAMAS'ı desteklemeye devam edeceklerini ancak tek şartlarının Hamas'ın bir an önce Gazze'de şeriatı uygulamaya başlaması olduğunu söylüyordu. Hamas'ta Filistinde şeriat devletinin ilk adımı budur diyerek, resmi binalardaki Filistin bayraklarını indiriyor ve yakıyordu. Dikkatinizi çekerim, İsrail bile kolay kolay cesaret edemezdi Filistin bayraklarını gönderden indirmeye. O bayraklarki Elli yıldır Filistin direnişinin sembolu. Gazze bir yandan İsrail operasyonlarıyla kanarken, bir yandan yakıt, su, gıda gibi en temel ihtiyaçlar hiçbir şekilde karşılanamazken HAMAS neyin kavgasını veriyor ? Gazzedeki komutanı Ebu İsmail aracılığıyla açıklıyor "Gazze'de içki satmak ve içmek yasak". Evet içki yasağıyla Gazze özgürlüğüne kavuşuyor tüm dertlerinden kurtuluyor. El Fetih'i İsrail'le masaya oturmakla suçlayan, El Fetih şemsiyesi altında "cesur çocuk" u oynayan HAMAS'ın Gazze komutanı Ebu İsmail star gazetesinde yayınlanan röportajında "Peki Gazze'nin sorunlarını nasıl çözeceksiniz ?" sorusuna ne cevap veriyor ? şunu :" İsrail bize bakmak zorunda". yani "nerede bu devlet" sloganı. Dünyada ulusal kurtuluş mücadeleleri ulusal ve bağımsızlıkçı kimlikten çıkarılıp islam devleti vs amaçlarla mücadele etme çizgisine sokulunca hep ne olmuştur ?. Dünyada böyle bir başarı kazanan ulusal direniş var mı ?. Emperyalizmin elli yıllık oyunudur bağımsızlık mücadelelerini din kavgasına çevirir gerisi kolaydır. Bakalım bağımslık mücadelelerini ulusal çizgiden "dini" çizgiye kaydıranların haline. : Afganistan : Sovyetler Birliği işgalini gördü. 10 yıllık Sovyet işgali sırasında çatışmalarda ve rusların yaptığı katliamlarda 10-15 bin kişi öldü. Sovyetlerin çöküşü ve Afganistan işgalinin bitişinden sonra, Şeriatçı grupların kendi aralarındaki çatışmalarda bir yılda 4 milyon kişi öldü. Irak : Irak artık direnişçilerin işgalcilerle olan savaşıyla değil. Şeriatçı grupların birbirleriyle olan savaşıyla anılıyor. Şeriatçı şii örgütler için, diğer şeriatçı örgütler ABD den daha büyük düşman. Sunni şeriatçı örgütler içinde şiiler ABD den daha fazla düşman. Birbirlerinin camiilerini bombalayacak kadar. Cezayir: yıllarca Fransızlara karşı çok güçlü bir ulusal mücadele verildi. Fransızlar artık cezayiri terketmek zorunda kaldılar. Daha sonra ortalığa şeriatçı örgütler türedi ve Cezayirde iç savaş başladı. Görülmedik vahşette katliamlar yaptı taraflar. Ve yıllarca barbar Fransız lejyonerleriyle yola getirilemeyen cezayir. iş savaşlarla batıya bağımlı hale geldi. Hindistan: Mahatma Gandhi'nin ulusal cephesi pasif direniş yöntemiyle Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturdu. İngilizler Hindistandan çekildikten sonra, Cinnah'ı desteklediler. Ve hindistan dini gerekçelerle ikiye bölündü. Ve Pakistan tam anlamıyla batının egemenliğine girdi. Pakistan kurulduğu günden beri ABD ve İngiltere'nin kuklasından başka bir şey olamadı. İngiltere isteyince parlemontayla ingilere isteyince askeri diktatörlükle yönetildi. Yanlış hatırlamıyorsam 60 yıllık tarihinde parlamentosu 10 yıldan fazla açık kalmamıştır. Ve böylece İngilizler bölgedeki en stratejik konumdaki sömürgelerini kaybetselerde Hindistanı ikiye bölerek bölgede kalabildiler. İrlanda, Yüzyıllarca İngilizlere karşı bağımsızlık mücadelesi verdi. Eamon De Valeria liderliğindeki İranın zaferinden sonra bağımsız İrlanda devleti kuruldu. Ancak kuzey İngilizlerin elinde kalmıştı. Kuzey İrlandada yeniden İRA kuruldu ve mücadeleye devam etti. İngilizler artık bu mücadeleden bunalmış ve İngiltere Başbakanın koltuğunun altına dahi bomba yerleştirebilen İRA'dan yılmışlardı. Ne yaptılar çeşitli provakasyonlarla Kuzey İrlanda da protestan, katolik çatışması başlattılar. Ve Kuzey İrlandalılar için Kuzey İrlanda'nın katolikmi yoksa protestanmı olacağı İngiltereye bağımlı mı yoksa bağımsızmı olacağından daha önemli bir konu oldu. Ve protestanlar, protestanlık, katoliklerde katoliklik için savaşmaya başladılar. Sonuç Kuzey İrlanda inilterenin elinde kaldı. Çeçenistan: Cahar Dudayev önclüğünde 1990 ların başında milli bir mücadele başladı. Dudayev yaşarken daha yalpalanmalar olsada, Dudayev'in ölümünden sonra Şamil Basayev'in güç kazanmasıyla bağımsızlık temasıyla yürüyen direniş, "şeriat devleti kurma" temasıyla yürümeye başladı. El-Kaide ile kurulan akrabalık neticesinde, beslan, kafa kesip videoya çekmeler, moskovadaki tiyatro baskını gibi, aynen El-Kaide yöntemlerine benzeyen eylemler başladı. Beslan katliam'ından sonra, dünyanın Çeçenistana olan tüm sempatisi kayboldu. Gerek siyasi görüş, gerek eylem tarzı, gerekse giyim kuşam olarak tam birer el-kaide militanına dönen çeçen direnişçiler, Çeçenistan içindeki desteklerini kaybettiler ve marjinal gruplar haline geldiler. Daha önce işbirlikçi diye çeçenlerin nefret ettiği Kadirov Çeçen tarihinin en çok destek gören lideri oldu. Ve çeçen direnişçi komutanları birer birer avladı. Milli mücadele temasında iken tüm çeçenlerin desteğini alan direniş, el kaide eksenle ve şeriat amaçlı hale gelince, tüm desteğini yitirdi ve sadece internette propaganda videoları yayınlanan güçsüz bir harekete dönüştü. Ruslar tüm çeçenistanı ele geçirdi. daha örnekler sıralanabilir. kısacası : "islam devleti kurma, şeriat vs amaçlarla verilen hiçbir direniş, hiçbir ülkede zafer veya bağımsızlık getirmemiştir. aksini iddia edene dünya tarihi ortadadır. Bu işler slogan atıp rüya görmeye benzemez" Birde tersini yapanlara bakalım. Türkiye: Tam anlamıyla çökmüş ve İngilizlerin egemenliğine girmiş Osmanlı İmparatorluğu topraklarında Mustafa Kemal Atatürk, yakın silah arkadaşları ve eski ittihat terakkiciler tarafından milli bir mücadele başlatıldı. Tamamen ulusal egemenlik, bağımsılıkçılık ekseninde olan, din devleti rüyaları falan içermeyen bir mücadele. Toplumun tüm kesimlerinden destek gördü. ve kati bir zafer kazandı. İşgal altındaki bir topraktan güçlü bir cumhuriyet kurdu. Mısır: Birinci dünya savaşından sonra İngilizlerin egemenliğine giren ve Gayri Resmi ingiliz sömürgesi olan Mısır'da Laik ve Arap Milliyetçisi ( daha sonra bu hareket adını Baas olarak alacaktır) Cemal Nasır öncülüğünde düzenlenen ihtilalle önce ülkedeki ingiliz egemenliğine son verildi. Daha sonra bir rüya sanılan Süveyş Kanalının millileştirilmesi gerçekleştirildi. Daha bir kaç yıl öncesine kadar ingiliz hakimiyetinden bulunan Mısır ve ordusu Sina yarım adasını geri almak için adaya çıkarma yapan, İngiliz, Fransız ve İsrail birliklerini bozguna uğrattı ve sina yarım adasını topraklarında tuttu. Nasır ve daha sonra Enver Sedat liderliğinde Mısır güçlü ve bağımsız bir devlete dönüştü. Suriye :Mısırda doğan laik ve milliyetçi Baas akımı Suriyeye sıçradı. Ve suriyede mısırda olduğu gibi petrollerin millileştirilmesi. İngilizlerin elinde olan tüm petrol imtiyazlarının iptal edilmesiyle Suriye devleti mutlak bir bağımsızlık kazandı. ve bugün halen Laik rejimle yönetilen Suriye bölgede ABD yi ve ingiltereyi en çok rahatsız eden devletlerdendir. Irak: Laik ve arap milliyetçisi Baas hareketi Irak'a da sıçradı. Ve baas hareketi İngilizleri Irak'tan atıp. Bağımsız Irak devletini kurdu. Bu devlet 2003 te başlayan ABD işgaline kadar ayakta kaldı. Filistin: İsrail devletinin kurulmasıyla, Ürdün ve İsrail arasında kalan topraklarda, Milli ve bağımsızlıkçı bir direniş başladı. Direniş sadece müslümanları değil bölgedeki hristiyan azınlığında desteğini aldı. Dünya müslüman bir toprakta, İsrail ve ABD ye intikam çağrıları yapan papazların konuşmalarını izledi. Direniş çizgisini milli ve bağımsızlıkçı bir çizgide sürdürdü. Müslüman kimliğini her zaman taşıdı. ancak hiçbir zaman amacını bir şeriat devleti kurmak gibi saiklere götürmedi. İsrail'in dünyada desteğini azaltmak için kendisine yüklediği "haçlı seferinin intikamını alıyorlar" propagandasını, gerek hristiyan azınlığın desteğiyle gerekse, George Habash gibi Hristiyan direniş liderleriyle çürüttü. Filistin mücadelesi elli yıl boyunca bir bütünlük arzetti. Batı ne kadar sessiz kalsada, İsrail ne kadar avantajlar elde etsede. Dünya kamuoyunda Filistin'lilerin haklılığı herzaman daim oldu. Ve bu destek Filistin için daima bir avantaj oldu. Kavuştuğu özerk statüyle Filistin tüm dünya tarafından gayri resmi olarak tanınır oldu. Yani milli mücadele, Bir kısmı ürdün bir kısmı resmi olarak İsrail topraklarında yaşıyan insanları bir devlet altında topladı ve dünyaya bunu tescil ettirdi, tanınmayı başardı. Hristiyan azınlığında Filistin mücadelesine tam destek vermesiyle, Kızılhaç gibi örgütler Filistin mücadelesine destek verdi. Bir yanda, mescid-i aksaya kavuşmak için gözyaşı döken filistinli müslümanlar, bir yanda Kitaplarıyla Filistin mücadelesini tüm dünyaya anlatan Filistinli Hristiyan Edward Said, Filistin mücadelesinin bir din savaşı değil, bir ulusal kurtuluş mücadelesi olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Şimdi ne oldu, Filistin mücadelesi bu bütünlüklü, birleşik, ulusal tümdenliğe önem veren çizgisinden HAMAS eliyle, bir afganistan bir çeçenistan akıbetine doğru sürüklenmeye çalışılmaktadır. Bazıları için bu kendi fikirleri açısında güzel sloganlara malzeme olabilir. Ancak onlar içinde çeçenistan, ırak, afganistan sadece slogandır. Zira çeçenistana, ıraka, afganistana bakıp şeriat rüyaları görenlerin, gerçeğin acımasız çarpıcılığıyla uykularından uyanırlar. umalımki Filistin'de bu kabusa düşmesin, zafer yüzyıllık çabayla olabilir ama yenilgi herzaman bir günde gerçekleşir.
  23. Yazımda altını çizerek bunun konuda hakkında ekabir olan kişiler tarafından tartışılabileceğini. Ancak ayetlerin gösterdiğinin böyle bir olayın varlığı olduğunu belirttim. "şeytan ayeti" kavramı bu olaya verilen eski isimdir. Yani o toplantıda peygamberimizin zikrettiği, ancak isra suresinden sonra kurana eklenmeyen ayetler. "şeytan ayetleri" kavramı "şeytan işi" "şeytan oyunu" kavramları gibi bu olaya verilen bir isimdir. Şeytanın hz. muhammedi yolundan saptırmak için düzenlemeye çalıştığı bir oyunmudur. Şiilerin iddia ettiği gibi, kureyş kabilesinin yanıltma çabasımıdır yada başka bir şeymidir. bu ancak uzman kişiler yada islam teolojist lerinin polemik konusu yapabilecekleri bir şeydir. Ancak böyle bir vaka vardır. ve "şeytan ayetleri" kavramı, kitabın yazarı tarafından üretilmiş bir kavram değildir. Bu olaya verilen isimdir. Anlatmaya çalıştığımda budur.
  24. arkadaşım neden bahsettiğini anlamadım. Ben 73-75 ayetlerinin tamanını alıntılamışım. sen ise benden daha az bir kısmını alıntılamışsın. Yani nasıl benden daha uzun bir parçayı aldın ? Artı sen başka ne anlam çıkardın ? Ayetlerde açık ve net olarak bilinen olaydan bahsetmektedir. Yani Hz Muhammed Allah'a ait olmayan bir ayeti ona aitmiş gibi zikredecek şekilde yanıltılmıştır. İsra suresinden sonra bu ayetler kurandan çıkarılmıştır. Bu ayetlere islam dünyasında "şeytan ayetleri" denir.
  25. Vali tarafından jandarmaya verilmiş herhangi bir yazılı emir veyahut başka bir belge yoktur. Jandarma toplumsal olaylara valilik makamı tarafından yazılı emir verilmedikçe KESİNLİKLE karışmaz. Zira olaylar sonucu oluşacak tüm vahim sonuçlardan jandarma komutanı kişisel olarak sorumlu tutulur. İslam coğrafyasının bir çok tarafından bir çok daha yasaklar var. Ama farkı burası Laik bir cumhuriyet. Yani islam coğrafyası dediğin ülkeler gibi şeriatla yönetilmiyor. Bilmem farkı anladınmı. Şevki yılmaz verilen örneklerden sadece birisidir. Orada anlatılan Bir parti kendi temsilcisi tarafından Cumhuriyete ve laikliğe edilmeyen küfür bırakılmazken sesini çıkarmamasıdır. Oysa göreve Cumhuriyeti ve laikliği koruyacağına yemin ederek başladığı halde. RP demokrasiyi korumak kaygısı güdseydi zaten 28 Şubat olmazdı. Onun yerine demokrasiyi, cumhuriyeti hedef alan tüm odaklarla can ciğer olup meclis kürsüsünden başbakanı ağızıyla "Geçiş kanlımı olacak, kansızmı olacak" tartışması veren bir pati üzerinden demokrasi konuşulmaz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.