Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

semihce

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    39
  • Katılım

  • Son Ziyaret

semihce tarafından postalanan herşey

  1. semihce

    Sibelce

    Ah Güzel Çocuk yine telaşlı kelimelerle başın dertte ah güzel çocuk uslanmadı yüreğin ya geçmişinde takılı kaldın ya da unuttun büsbütün aynaları boşver biraz çevren senden akanlarla dolu biraz kendinden kendine bak ah güzel çocuk özledim de seni sevmelerin hala korku dolu mu hala içindeki deli kadın yaşıyor mu hala çocuk utanmalarında yaşattığın coşkun duruyor mu ah güzel çocuk konuşmayalı çok oldu seninle hala susuyor musun hala seni başkalarından mı dinliyorsun ah güzel çocuk seni senden başka kim bilir ki beni boşver sil bir kalemde telaşlı bir anında elim değdi biraz sana kaybolmuşluğunda küçük bir ışık bile değil belki yankısız bir ıslıktım sadece ah güzel çocuk çok sevebilirdim seni hala sorguluyor musun gidişlerimi hala şaşkın mısın anlamadın daha değil mi seni sevdiğim için gittiğimi ah güzel çocuk uzaktan soluyorum düşüncelerini hala bulamamışsın kendini canını acıtanlar hala yanıbaşında en çok da kendi parmakların parmakların ki ruhunda en çok izi olan ah güzel çocuk hala anlamadın değil mi senden başka kimse yaralayamaz seni senin kendini yaraladığın gibi hayat öyle basit ki güzel çocuk arama telaşlı kelimelerde gerçeği senin basitliğinde yatıyor bütün cevapların ah güzel çocuk hala yanakların kırmızı mı hala güzel bakıyor mu gözlerin
  2. semihce

    sende artık herkes gibisin

    gönlümle baş başa düşündüm demin; artık bir sihirsiz nefes gibisin. şimdi tâ içinde bomboş kalbimin akisleri sönen bir ses gibisin. mâziye karışıp sevda yeminim, bir anda unuttum seni, eminim kalbimde kalbine yok bile kinim bence artık sen de herkes gibisin gözlerim gözünde aşkı seçmiyor onlardan kalbime sevda geçmiyor ben yordum ruhumu biraz da sen yor çünkü bence şimdi herkes gibisin yolunu beklerken daha dün gece kaçıyorum bugün senden gizlice kalbime baktım da işte iyice anladım ki sen de herkes gibisin büsbütün unuttum seni eminim maziye karıştı şimdi yeminim kalbimde senin için yok bile kinim bence sen de şimdi herkes gibisin
  3. semihce

    Sibelce

    Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet. Yüreğini elime koyduğunda anladım… “Sana ihtiyacım var, gel!” diyebilmekmiş güçlü olmak. Sana “git” dediğimde anladım… Biri sana “git” dediğinde, “kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek. “Git” dediklerinde, gittiğimde anladım… Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım… Özür dilemek değil, “affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman olmak. Gerçekten pişman olduğumda anladım… Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş. Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış. Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım… Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi. Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım… Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… CAN YÜCEL
  4. <H2 class=first>a' dan z'ye bendeki sen</H2>• Yorum (0) Aşkım... Bebeğim... Canım... Çarem... Dünyam... Eşsizim... Fırtınam... Geleceğim... Hayat Arkadaşım... Işığım... İlkim... Jokerim... Kalp atışlarım... Limanım... Mucizem... Nefesim... Olmazsa olmazım... Özlemim... Pırıltım... Rotam... Sebebim... Şansım... Tılsımım... Uğurum... Ümitlerim... Vazgeçilmezim... Yaşama hevesim... ZAFERLERİM... AŞKIMSIN... bunun ötesi yok bunu açıklayacak başka bi kavramda yok. BEBEĞİMSİN... bir anne bebeğinin üzerine nasıl titriyorsa bende sana öyleyim, gözümden sakınıyorum seni. CANIMSIN... evet sen canımın canı kanımın kanı yüreğimin yüreği nefesimin nefesisin. ÇAREMSİN... her derimi bir şekilde seninle çözüyorum. senin sevgin bana güç katıyor... DÜNYAMSIN... mutluluğum hüznüm tebessümüm acım hepsini herşeyi sende yaşıyorum sen minicik ama kocaman? dünyamsın benim. EŞSİZİM... sen teksin işte. TEKTANEMSİN BENİM... eşsizsin varlığınla ruhunla bakışınla gülüşünle dokunuşunla bi tanesin. FIRTINAM... hayatıma girdiğin ilk zamanlarda sevdan başımı öylesine döndürdü ki fırtınam oldun beni ordan oraya sürükleyip sersemlettin. GELECEĞİM... bunca zaman yalnızdı bu ruh...dile kolay 21sene ama artık sen varsın sen geleceğimsin... HAYAT ARKADAŞIM...bi insanın hayatında anne baba ve kardeşlerinden sonra en önemli şahıstır eşi...sende benim için bu çekilmezi hayatta arkadaşım olacaksın inşallah. IŞIĞIM... seni ilk tanıdığımda dipsiz bi kuyudaydım sanki. kapkaranlık soğuk bi kuyu SEN BENİM IŞIĞIM OLDUN... HEMDE IŞIKLARIN EN GÜZELİSİN ÇÜNKÜ SADECE DOĞRU VE GÜZEL OLAN HERŞEYİ AYDINLATTIN BANA SEVGİN VE GÜVENİNLE... İLKİM... sanırım anladın bunu hayatımdaki bütün ilklere sen sahipsin ve UNUTMA İLKLER İZ BIRAKIR VE İZ BIRAKANLAR UNUTULMAZ... JOKERİM... hayat bazen kafa bulur ya bizimle yada kafa bulduğunu zanneder işte sen kaybettiğimi sandığım o anlarda hep yanımda oldun sayende yeniden kazandım... jokerim oldun. KALP ATIŞLARIM... bu kalp sensizken atmaya korkuyor sen benim kalbimin en heyecanlı en hızlı en yavaş ritmisin yaşamam için gereklisin. LİMANIM... çaresizce yüzerken hayat denilen bu koca denizdesığınacak bi liman bulamamıştım o amansız fırtınalarda. AMA SEN ÇIKAGELDİN LİMANIM OLDUN SANA SIĞINDIM. MUCİZEM... inanılması güç olaylardır mucizeler ve gerçekötesi varlıklar olur o mucizelerde. işte tıpkı sen! hayat bana senin gibi bi mucize sundu anladım ki ben özelim ki seni yolladı Tanrım bana. NEFESİM... sen olmadan bu kalp atmıo demiştim. atmayan bi kalp nasıl nefes sağlar? varlığımsın... gitme. OLMAZSA OLMAZIM... her insanın hayatında olmazsa olmazları vardır. kiminin içkisi kiminin kahvesi kimininse ufacık oyuncağı... sende benim olmazsa olmazımsın. ÖZLEMLERİM... özlediğim herşeyi sende buluyorum. çocukluğumu, yaramazlıklarımı, korkmadan ağlamayı. PIRILTIM... hani her zaman dersin ya gözlerin parıldıyor diye. işte bebeğim bu parıltıların sebebi sensin. iyi olan güzel olan herşeyi varlığınla aydınlatıyorsun. ROTAM... nereye gideceğimi bilmiyordum senden önce bi hedefim bi amacım yoktu ama sen rotam oldun ve artık hayatı hedefledim. SEBEBİM... herşeyin bi sebebi var ya! benimde şimdi mutlu olmamın başarılı olmamın gülmemin sebebi sensin. ŞANSIM... hayattaki en büyük şansımsın seni hakettiğim için şanslıyım. TILSIMIM... sen sihirli bi deynekle geldin sanki bana. aşkın sihrini ölesine güzel yaşattın öylesine döndürdün ki başımı tılsımım oldun. UĞURUM... uğur böcüğüm benim:'') sen benim uğurumsun işte yanımda olmasan bile varlığın bana uğur getirio senin varlığınla inandığım değerler uğruna savaşıp mücadele ediyorum ve korkmuyorum çünkü sen varsın... ÜMİTLERİM... beklentilerim hep senin üzerine kurulu hayattaki tek ve en büyük ümidimsin... UNUTMA İNSANLAR ÜMİT ETMEDEN YAŞAYAMAZLARMIŞ... VAZGEÇİLMEZİM... YARDAN GEÇİLMEZ DERLER YA BENDE SENDEN GEÇEMEM bu yeter sanırım. YAŞAMA HEVESİM... senin sevginle yeniden tutundum hayata. o çok sevdiğim papatyalara bayılarak yediğim çileklere yeniden gülerek baktım... hevesle sevinçle yaşamayı öğrendim... ZAFERLERİM... İŞTE BU YA SENİ ANLATAN EN ÖNEMLİ KELİME BU BELKİDE... SENDE KAZANDIM HERŞEYİ... AŞKIMI, SEVGİMİ, GÜVENİ, SAYGIYI, İNANCI, MUTLULUĞU, HÜZNÜ BİLE... KISACASI ^^HAYATI^^ SENLE SENDE KAZANDIM... SENİ KAZANDIM... VE SEN EN BÜYÜK ZAFERİMSİN...
  5. semihce

    dag rüzgarı

    Sakın büyüme bebek, hayat senide harcar eger büyürsen dert cekersin hasretle yasarsın gecen gün dünden daha beter. Sakın büyüme bebek bu halinle daha güzelsin. Ask denen sey kapını calıverir farkında olmadan senide alıverir. Sakın büyüme bebek kalbin tas olsada o an gülmek istersin gülemezsin yasamadan ölmek istersin ölemezsin.Dost dediklerin düsman oluverir sevemezsin. Sakın büyüme bebek bu halinle daha güzelsin..!
  6. semihce

    dag rüzgarı

    Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin Güzel bir yüzün var diye degil Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim Ben seni derinden ve hissederek sevdim Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim Sen ne kadar uzak olsan da, Aramizdaki kilometreler nasil çoksa Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim Seni kalbimde yanan atesin ile Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken Kalbimin yanip tutustugu anlarda Gelip o bu atesi alevlendirerek Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Korkuyorum! Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum. Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum. Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum. Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum. Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum. Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum. O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum. Evet korkuyorum; seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ... Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum. Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum. Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum. Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum. Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum. Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum. Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum. Korkuyorum evet; seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten... Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü; Seni daha fazla incitmekten korkuyorum. Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum. Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum. Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum. Seni sevmekten degil; dostlugunu suiistimal etmekten, Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum. Belki de çok fazla korkuyorum ... ÇÜNKÜ; BEN ILK DEFA SEVIYORUM... Atilla İLHAN
  7. semihce

    YaralıYurdum

    Orkide satan bir kızın sesini duyuyorum, çığlık çığlığa yıldızların kaçıştığı bir gecede. Dağlarda zeytin ağaçları. Bir fırtına Akdeniz'in tam orta yerinde... Belki dağların eteğinde ağlıyor Ahmet Şamlı , denizin ve otların eşiğinde. Rüzgârın geçitinde, mevsimlerin dört yolunda, bulutlu gökyüzünü çevreleyen şu kırık camın önünde... Erguvanda yaprağın yeşilliği , kara bir tesellinin tozu oluyor... Ey aşk, ey aşk!.. Tanıdık yüzün gülmüyor!.. Girne'nin yamaçlarında, belki Lefke'de cehennemin oluşunda kurtuluşun tenhalığı var... Işıklar sönüyor , unutuluyor bir çiçek... Aşka, şiire, yurda, sürgüne karşı yıkılmıyor düşler, kaybolmuyor umutlar... Mayıs sürgün veriyor bahçelerde... Mayıs umut ve birazda hüzün!.. Nihat Behram , darmadağın olmuş bahçelerden nergisler topluyor yeryüzünün tüm yalnızlarının akşamı için... Nâzım Hikmet sürgünden dönüyor, sevgi dumanı tütüyor çocukların gözlerinden... Sevgililer gözyaşı döküyor... Nihat Behram ''Yaralı Yurdu'' nu anlatıyor... Nihat inatçı gülüşlerde sevgiyi çoğaltıyor... ''Acır ırmak, kıvrım kıvrım yaralı... Su acır, köpük acır... Yoncadan dudaklarında hışırtısıyla başağın üşür toprak, taş ürperir... Nasıl da yapayalnız ağlar da ağlar sedeften gözyaşlarıyla deniz... Mermerin göğsü kan içinde, kök yanık, can kıyım kıyım, asmanın kıvırcığı kül karası... Dili yok ki bağırsın çimen ezilmiş zümrütün üzüntüsünü, küskün yüzünü parçalanmış mercanın... Sılam benim, yuvam, kınım, kovanım; korunağı umudumun, barınağım, sığınağım; kanadı kırılmış turna, baharı çalınmış ömür, yolunmuş filizi yeryüzünün.. Toprak soylu, tay huylu, puslu, doğulu yurdum... Ah, kanar da kanar canımın duldasında, saranı da yok yaralarının soranı da... Dorukların dumanı, rüzgârın çığıltısı; kekikle, reyhanla, incirle, narla dokunmuş duvağı denizlerin... Ağzında hırçın dalgaların uğultusu bağrında bozkır, koynunda uçurumlar; tazıdan kıvrak, kızılcıktan zarif, kelebekten yumuşak, saf mı saf, inatçı mı inatçı, külhan mı külhan; ayvadan kekre, kayadan sert, çaylaktan yaban, şahinden cesur, sincaptan ürkek, sakadan korkak; Köroğlu'nun katışıksız öfkesi, Karaca'nın kırışıksız sevdası, Dadal'ın sazı, Yunus'un izi, Nâzım'ın sözü... Buzlu yurdum, yazlı yurdum, tozlu yurdum... Harman yerim, fındık dalım, pamuk gülüm... Sessiz yurdum, süssüz yurdum, öksüz yurdum... Dertli başım, yetim aşım, mezar taşım... Gülünden güneşine, yeminden yemişine talancının, yalancının sözüne kanmış, yanışından, donuşundan habersiz, baygın mı baygın; yakuttan alnı, serçeden gönlü bebeklik beşiğimin düşsüz, gülüşsüz ayaz mı ayaz... Ayılır da ardım sıra meleşir yudum yudum yüreğimi üleşir diye avaz avaz bağırır da bağırırım ayılıp duymaz... Yıldızlarla tutuşup geceleri uzaktan beni çağırır da çağırır... Koşarım, sızısı hızım olur... Gün olur uyanır diye uykusundan, koşarım... Yazı yazım, güzü güzüm... Ah, yarası var bağrımda yüreğim kadar.''
  8. semihce

    Sibelce

    Kapatmıştım kalbimin kapılarını Ama sen geldin araladın Bıkmıştım bu zalim yalan hayattan Beni sen hayat bağladın Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi Yine öğrettin bana sevmeyi Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi Ne olur bırakma ellerimi Yalnızlıktı sensizken tek yoldaşım Gecelerse arkadışım Neredeydin bu güne dek beni bulmadın Oysa ben seni hep aradım Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi Yine öğrettin bana sevmeyi Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi Ne olur bırakma ellerimi Bu güne dek hep keşke diyip durdum, Her yeni başların sonunda yine aynı kelime Keşke, Yanılgılar içinde büyüdüm Yanlış insanlar, yanlış yüzler, yanlış aşklar Evet kapatmış kalbimin kapılarını Ama sora sen çıktın karşıma Bunu sen kalbime girince anladım İşte yeni bir başlangıç daha Ama bu sefer eminim Bu sefer keşke demicem Yıllar sonra senin için sölediğim tek şey İYİKİ olacak Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi Yine öğrettin bana sevmeyi Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi Ne olur bırakma ellerimi
  9. semihce

    dag rüzgarı

    Ben kafayı senle bozmuşum Sen sen diye del'olmuşum Büyülenmiş bir ruh gibi Ben kendime el olmuşum Kelepçem zincirim kurşunumsun Gözlerine hapsolmuşum Gül bahçem çiçeğim can kuşumsun Can evimden vurulmuşum Ben yoluna baş koymuşum Yollarında kaybolmuşum Sensiz ömrün anlamı yok Hasretine kaydolmuşum Kelepçem zincirim kurşunumsun Gözlerine hapsolmuşum Gül bahçem çiçeğim can kuşumsun Can evimden vurulmuşum
  10. semihce

    dag rüzgarı

    Çok aradım, çok bakındım... Hiç bir söz hiç bir şarkı beni anlatmıyor şu anda... Hiç biri benim yüreğimin dili olamıyor... Oysa önceden her durum için bir şarkı bir söz bir hikaye bulurdum... yeni bir şarkı lazım bana, yeni bir şiir, yeni bir söz, yeni bir hikaye... İşte bu demeliyim... Ben yazamıyorum çünkü... Ben söyleyemiyorum. Kitlendim...
  11. semihce

    dag rüzgarı

    Seninle bir daha aynı yolda yürümem Seninle yürüyene yolda tuzakların var Bir daha asla dokunmam tenine Senin teninden önce duvarların var Ben o duvarlara çarpa çarpa Nasır tuttum Ağlaya ağlaya Yosun tuttum Derin bir nefes alır gibi batıyoruz Yükümüz ağır Yeni bir söz söylemek için Ölmek mi gerekir Hadi bir cesaret Sen de tağın altına koy elini inadına inadına Sevişmeli bağır çağır
  12. semihce

    dag rüzgarı

    Başta kolay değildi çekindim çok zor oldu söyleyemedim Sonra unuttum neden yaptığım hataları döndüremedim Kırgın değilim kendim seçtim aslında yalnızlığımı Sevdim ben olmayı seninle sensizliğimle Dargın değilim kaldığım uzak diyarların kıyılarında Sevdim ben olmayı seninle sensizliğimle Sebepsiz tuttum kendimi senden İnkar ettim sarıldım yalnızlığıma Sonra yıkıldım neden ben sana dön diyemedim
  13. semihce

    dag rüzgarı

    Kaderde senden ayrı düşmek de varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim.. Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış. Bilmiyordum. Yine de dayanmağa çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Her şeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır Bitmiyorsun Çaresizliğim gün gibi aşikar Su olup çeşmelerden akan güzelliğin İnceliğin ışık yüzüme vuran Sen güneş kadar sıcak Tabiat kadar gerçek Sen bahçelerde çiçekler açtıran Sudan, havadan, güneşten yüce varlık Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefeste benim için al Havasızlıktan öldürme beni Bulutlara, yıldızlara benim için de bak Susadım diyorsam Bir yudum su içmelisin Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor Saçlarım okşanmak istiyor Dudaklarım öpülmek istiyor Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı Gökyüzünün mavisi yok Bu dağlar o dağlar değil Rüzgarında kekik kokusu yok Kim bu çaresiz adam Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok Gündüzü yok Gecesi yok Yok Yok Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada İmkanı yok.
  14. “Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu...”
  15. Kardan adamın dostluğu güneş çıkana, güneşin dostluğuysa hava kararana kadardı. Büyümek, öğretmişti çocuksu denklemlerin gerçek hayatta geçerli olmayacağını. Bir yenisi, gidenin yerini doldurabiliyordu, kabullenmiştim zor da olsa... Ama sen benim beni terk etmeyen en dostum, yerini başka hiçbir varlığın dolduramadığı tek yalnızlığımsın! İşte bu yüzden hiçbir sıfat tamlamaya, tanımlamaya yetmedi, yetmiyor seni!
  16. Sol göğsümdeki ben gibi taşırken varlığını yüreğimde... yaptığı kardan adamı buzdolabında saklamak isteyen küçük bir kızın çocuksu inancı, inadı ve saflığıyla... her okuduğumda bir kez daha kendimle tanıştığım şiirleri, kırmızı kokulu dağ çileklerini, çizgili pijamaları ve hazan Bodrum’unda güneşli deniz kenarlarını sever gibi... gerçek, içten, sebepsiz... sorsalar:Yorumsuz! Seviyorum seni....
  17. KEŞKE YALNIZLIĞIM KADAR YANIMDA OLSAYDIN! 30/7/2006 - Yaralar Bereler Sana'dır! Benden önce söylenmiş sözlerin, haklılığına kızdığım oldu zamanında. ama inandığımda. ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı. bu şarkının ardında sen. bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı. seçtiğimiz hayatlar mı bunlar! seçtiklerimiz mi??? bunca yokluk,bunca kırıklık ,bunca acı seçtiklerimiz evet! hayat bu sevgilim çoktan seçmeli! senin aşkınsa bir dönem ödevi.... bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize, ikimiz çokmuşuz meğer bu resme, kapatmadan bu kapıyı yinede bu yaralar bereler sanadır bileler! göreler aşkımı, şahidim gökkubbe,aşığım bekletme... çok canım yanıyordu, gördümlerimden ve göreceklerimden benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek, benimde kanattıklarım vardı elbet. ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar... hani demiştim ya en başında ne başlangıçlar,ne aşklar,ne ayrılıklar diye yanii demem o ki; çok zor günler geçirdim vaktiyle.. bu şarkı sadece benimdi sevgilim ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize yazmışsın ya; onu sevebileceğini düşünmüştüm diye! işte o günden beri belkide bu yüzden sadece bu yaralar bereler 'sanaydı' bileler! göreler aşkımı, şahidim gökkubbe, aşığım bekletme!!!!!!!!!
  18. semihce

    Ela Gözlüm

    KEŞKE YALNIZLIĞIM KADAR YANIMDA OLSAYDIN! - Yaralar Bereler Sana'dır! Benden önce söylenmiş sözlerin, haklılığına kızdığım oldu zamanında. ama inandığımda. ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı. bu şarkının ardında sen. bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı. seçtiğimiz hayatlar mı bunlar! seçtiklerimiz mi??? bunca yokluk,bunca kırıklık ,bunca acı seçtiklerimiz evet! hayat bu sevgilim çoktan seçmeli! senin aşkınsa bir dönem ödevi.... bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize, ikimiz çokmuşuz meğer bu resme, kapatmadan bu kapıyı yinede bu yaralar bereler sanadır bileler! göreler aşkımı, şahidim gökkubbe,aşığım bekletme... çok canım yanıyordu, gördümlerimden ve göreceklerimden benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek, benimde kanattıklarım vardı elbet. ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar... hani demiştim ya en başında ne başlangıçlar,ne aşklar,ne ayrılıklar diye yanii demem o ki; çok zor günler geçirdim vaktiyle.. bu şarkı sadece benimdi sevgilim ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize yazmışsın ya; onu sevebileceğini düşünmüştüm diye! işte o günden beri belkide bu yüzden sadece bu yaralar bereler 'sanaydı' bileler! göreler aşkımı, şahidim gökkubbe, aşığım bekletme!!!!!!!!!
  19. semihce

    Ela Gözlüm

    Ela gözlü benli dilber Sende olasın benim gibi Zülfün sökük boynun bükük Sende olasın benim gibi Bahçende güller bitmesin Dalında bülbül ötmesin Kapından hekim geçmesin Sende olasın benim gibi Gel yanıma sarıl bana Ela gözlüm yandım sana
  20. Farkında mısın? Son günlerde ne kadar da aciz kaldık Bize ait cümleler kurmaktan Bırak seni seviyorum demeyi, Bir günaydını bile çok görür olduk birbirimize Tükenen, sevgimiz mi, Yoksa, yoksa dilimiz mi varmıyor? Ne sen bana iyi misin diyorsun, Ne ben sana günaydın Farkında mısın? ağzımızı bıçak açmıyor Sebepsiz değil yavan kelimelere baş vurmamız, Saçlarını bile taramıyorsun eskisi gibi. Benimse içimden gelmiyor tıraş olmak. Eskiden daha zili çalmadan açardın kapıyı. Kokunu taa aşağılardan duydum derdin. Özledim derdin. Kısar gözlerini, ya sen ya sen derdin. Öylece sarılıp kalırdık kapı eşiğinde. Kaç gecedir koltuğun bir kenarında uyuyup kalıyorum. Öyle arttı ki son günlerde romatizmalarım. Adeta kar yağıyor geceleri sol omzuma. Sana ilaçlarımın yerini korkudan soramıyorum. Ya cevap vermezsen, Ya git kendin al dersen. Korkuyorum işte, Sevginin tükendiğini bilmekten korkuyorum. Dün, ilk defa kahvaltı etmişsin beni kaldırmadan. İlk defa çayı dün soğuk ve şekersiz içtim. Kaç zamandır adımla seslenmiyorsun bana Bir tabloyu meydana getiren iki unsur gibiyiz. Senin vurdumduymazlığını, Benim aksiliğim tamamlıyor. Sen ayrı odadan kalkıyorsun, Ben taa uçtaki odadan. Bir suçlu gibi öne eğip başımızı, Öylece geçiyoruz yanından birbirimizin. Hiç umursamadan! Yok yok bu böyle olmayacak. Ya sen aç kıza telefon Ya ben bu böyle olmayacak. İstersen oğlanları sen ara, Onlar seni daha bir severler. Kısaca ya ben gideyim, ya sen Belki de bir zaman ayrı kalırsak, Kim bilir belki de özleriz birbirimizi. Bu günleri hiç düşünmeden, O hoyrat, o pervasızca harcadığımız, Aşkımıza nasıl muhtacım şimdi, nasıl! Bilemezsin. Olsun, bir müddet yemeği dışarıda yerim. İlaçlarımı masanın üstüne geceden dizerim… Parmağıma ip bağlarım falan. Ya da istersen ben gideyim. Gideyim de nereye. Galiba yaşlanmamalı insan. Şuç erkek veya kadın olmakta değil, Suç dediğim gibi o hoyratça harcadığımız yılların bir bedeli olmalı. Dün o filmi seyrederken ağladığını gördüm Sanma ki fark etmedim. Sanki ikimizin son dönemi. Ne kadar açığa vursak ta öfkemizi, Gem vuramasak ta alışkanlıklarımıza. Demek ki bazı şeylerin çok geç anlaşılıyormuş değeri. Bir ara gözüm takıldı, saçlarına karışmış akların. Benimse kış çoktan oturmuştu şakaklarıma. Hatırlar mısın ilk yemeğe çıktığımız günü, Nasılda elim ayağıma dolaşmıştı hani, Hatırlar mısın, bir mecal kalırcasına gülüğünü, Şimdi ise bak yüreğimiz bir mecal. Dağ başı yalnızlıklarına mahkum ettik birbirimizi. Ne zaman biter bu suskunluğumuz bilmem. Ya bir ölüm anı çığlığıyla, Sahi ben ölürsem ağlar mısın? Bana, bana hiç sorma. Düşünmek bile acıtıyor içimi. Cam kesiği ağrılara gark oluyorum. Hem benim bildiğim önce, Erkekler ölür. O zamanda sen, O zamanda sen kalacaksın yapayalnız. Ne yapar, ne edersin bu koca şehirde. Kim getirir her sabah o çok sevdiğin, Taze fırın ekmeğini. Kim sular bahçeyi, Kim budar yediverenlerini. Ve kim koyar sen daha uyanmadan Yastığına o en güzel güllerini… Zor değil mi? Yaşamın en zor tarafı işte. Kolay değil alışkanlıklardan, Bir an için vazgeçmek. Zaten, zaten benim tek alışkanlığımda sensin. Yok, yok senden vazgeçemem. Zaten benim bildiğim, Erkekler özür dilemeli ilk, Galiba daha bir yakışıyor Seni seviyorum demek erkeğe. Yok yok, bu sabah kalkınca, İlk işim sana sarılıp ve hiç yüksünmeden, Ve kırgınlığı bir yana atıp, Seni seviyorum demeliyim. Seni seviyorum günaydın demeliyim. Günaydın bir tanem, Seni çok seviyorum.
  21. semihce

    sana bakmak

    DELİK DEŞİK kirpi gibisin çocuk her tarafın diken kim elini uzatsa delik deşik üstelik sen de kan içindesin
  22. semihce

    sana bakmak

    Sana bakmak gölde kayık olmaktı Kış günü köy evinde soba olmak bir de Yaz günü bir ağacın gölgesinde uyumak Elma soymak gibiydi, kavun kokusu İçimdeki hastaneden taburcu olmak Sana bakmak bana hep iyi geldi Sanki saç örgüsüydün salkımsöğütte Sana bakmak güzel olan her şeydi.
  23. ya o acıyı çekiyorsa
  24. Zamanlar aktı, geldikleri gibi gitmesini bilen cinslerden... İnsanlar konuştu, uzun uzun ve sık sık... Gözlerim uzun süre gittiğin noktada bakakaldı, ayak izlerine... Kaybolmayan sevgin gibiydi gözlerim, yokluğunun aksine... Uzun zaman geçti. Sen biteli... Ve ansızın çekip gideli... Sonra ne mi oldu? Büyüdüm, hepsi bu... Çok ağladım, fazlaca ağırdım ayaklarımın üstünde... Sonra ne mi oldu? Hiçbir şey... Ya da yokluğuna dair, her şey... Uzun zaman geçti... Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dakikalar... Yavaş aktı yokluğunu düşündüğüm anlardaki cümlelerim... Ve hiçbir şey diyemeyişim... Yavaştı, zamanın akışı... Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum.. Ve en çok seni söylemekti, seni sana anlatmaktı doyasıya... Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini anlatabilmekti her düşüm. Düşlerimi gerçekleştirdiğim kadar düştüm, giderken gözlerinin içinden... Ağlayan sen değildin oysa... Ağlayan benim sen de kalan yanlarımdı. Beni kendinden atabilmen için bir şanstı, ağlaman... Ve beni ayaklar altına alman... Dakikalar içinde, çok fazla öldüm. Her damla da tekrar tekrar öldüm... Ve sen beni anlayan gözlerinin aksine, beni tane tane terkettin kendi içinde... Ve gittin... Ansızın bittin... Gidişinin ayak izlerinde seni izlerken, beni düşürdüğün son umudum geldi gözlerimin önüne... Ve canım acıdı... Ve ağladım... Kan ağladım... Anladım. Ben senin için... Hiçbir şey değildim. Hiç kimse de değildim... Son terkeden hep bendim, ayaklar altında kalan göz yaşlarımın ıslaklığında serinleyen her bir kum tanesiydim... Ölen bendim... Giden sen... Oysa sen, onlar gibi değildin... Anlar gibiydin.
  25. Karanlığın insanı delişrten bir ihtişamı vardır Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım Bu gece dağ başları kadar yalnızım Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından Dudaklarımda eski bir mektep türküsü Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim Gözlerim gözlerini arıyor durmadan Nerdesin
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.