HONEST

AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, 'Kayıp Trilyon' haberlerinin açığa çıkartılması için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından cevaplandırılmak üzerere yazılı soru önergesi verdi. AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, 'Kayıp Trilyon' haberlerinin açığa çıkartılması için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından cevaplandırılmak üzerere yazılı soru önergesi verdi. Can'ın soru önergesine Unakıtan'ın vereceği cevaplar 'Kayıp Trilyon' olayını açığa çıkartacak. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı müfettişleri yaptıkları inceleme neticesinde CHP tarafından Kanaltürk Televizyonu'na kaynak aktarıldığını tespit etmişti. CHP tarafından Kanaltürk'e kaynak aktarılmasına CHP'ye kesilen faturalarda 'vergi kaçağına' neden olacak usulsüzlüklerin yapıldığı belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal başta olmak üzere CHP yöneticeleri ise bu olaya sessiz kalmayı tercih ediyor. GERÇEKLERİ AÇIKLAYIN AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can Maliye Bakanı Unakıtan tarafından cevaplandırılmak üzere verdiği soru önergesinde, “Yeni Şafak Gazetesi'nin 20 Mayıs 2007 tarihli nüshasında 'CHP'ye kayıp 3 trilyon sorusu' başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Gazete haberine göre Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan incelemeler sonucunda bir siyasi parti tarafından bir televizyon kanalına usulsüz olarak para aktarıldığı iddia edilmektedir” dedi. Can, “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından haberde yer aldığı gibi bir siyasi parti tarafından bir televizyon kanalına para aktarıldığına ilişkin inceleme veya soruşturma yapılmış mıdır? Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme veya soruşturma neticesinde hangi bilgilere ulaşılmıştır? Gazete haberinde yer alan iddialar gerçek midir? Siyasi partinin kaynak aktarmasıyla ilgili olarak yapılan inceleme veya soruşturma neticesinde hangi işlemler yapılmıştır? Anayasa Mahkemesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat edilerek gerekli işlemlerin yapılması talep edildi mi? Siyasi partinin televizyon kanalına kaynak aktarmasının yasal dayanağı bulunmakta mıdır? Konuyla ilgili olarak yasal (dava-suç duyurusu) hangi yollara müracaat edileceği düşünülmektedir?” sorularının cevaplandırılmasını istedi. Sayın Baykal her konu hakkında bir açıklamanız var birde bizleri bu konu hakkında bilgilendirseniz çok mutlu oluruz bilesiniz. Bakın vatandaşın bu konu hakkındaki yorumlarından bazıları1. trilyon baykalın sag cebinde 1. trilyon baykalın sol cebinde 1. trilyonda cumhuriyet mitingleri için adam toplamıştır.. Alıntı Yahu vallahi bu cehepe yi destekleyenlere şaşırıyorum. Herşey meydanda halen gidip destekliyorlar ya inanamıyorum. Türkiye CUMHURİYETİ tarihinde AK Parti gibi bir hükümet gelmemiştir. adamlar çalışma arzusu içindeler ülkeyi nasıl ileri seviyelere getirebiliriz. onun peşindeler. Bence asıl gericilik cehepe nin yaptığıdır. Millet kendi kararını verecektir sizleri oraya milletin getirdiğini unutmayın. Akıllı olun mızıkçılık yapmayın sayın deniz bey bu bir evcilik oyunu değil. bırakın bu bizans oyunlarını Alıntı

Ağar'ın başını ağrıtan Düz ovada siyaset modelinin mimarı chp lideri Deniz Baykal çıktı... Başbakan Erdoğan'ı öcalana sayın demekle suçlayan Baykal'ın bundan 5 yıl önce pkk'ya af vaad ettiği ortaya çıktı. chp lideri 30.000 evladımızı düşünüyoruz.Bir barış dönemi bir af dönemi açmak istiyoruz dedi. Baykalın pkk'lılardan terörist diye söz etmemesi dikkat çekti. 3 Kasım 2002 seçimleri için yurt gezisine çıkan Baykal 20 ekimde önce Balıkesir daha sonra özel uçakla geldiği Diyarbakırda halka seslendi.Balıkesir'de kürt sorununa hiç değinmeyen Baykal Diyarbakır'da farklı konuştu istasyon meydanındaki mitingde şunları söyledi : Geçmişi aşmalıyız 15 yıllık acı olayları,kaybettiğimiz 30 bin evladı,o günleri,sıkıntıları,o dağdaki,ovadaki birbirine karşı çıkarılmış insanları düşünüyoruz.Bir barış dönemi,bir kardeşlik dönemi açmak kucaklaşmak istiyoruz. Merak etmeyin sayın Baykal Türk halkı 22 temmuzda sizi çok güzel kucaklayacak...

Hadi be sende yine ********* bu ayrımı yapanlar sizlersiniz insanları bölünmeye zorluyorsunuz ama bu halk sizin gibilere bu fırsatı hiç birzaman vermedi vermeyecektir.

DP ve MHP'nin barajı aşacağını açıkçası uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Galiba durum hemen hemen yine şu anki gibi olacak gözüküyor.

Sayın Dipnot sizin bu yaptığınıza resmen ******** denir.Dikkat ediyorumda uzun zamandır bir konu hakkında elle avuçla tutulur bir paylaşımınız olmadı yaptığınız tek şey insanların ************ çalışmak ve başkalarının yazdığı yazılara çiçek koymak.Lütfen **************.

Doğru diyorsunuz vaktinizi buralarda harcamayın ozaman siyasete atılın ne bilim aday adayı falan olun

Sizin kadar zeki değilim napayım geç çözüyorum

Karışmıyoruz biz fikrimizi söylüyoruz siz isterseniz müslüman olmayan veya dinsiz birine oy verebilirsiniz ama tabi bunu halka bırakmamalı değilmi çünkü halk seçerse bazılarının işine gelmez çünkü halk mülüman birini seçer.

Size birşey sormak istiyorum izninizle siz hangi ülkede yaşıyorsunuz acaba merak ettim

Çünkü dini islam olan ve halkının müslüman olduğu bir ülkede yaşıyoruz dindar bir cumhurbaşkanı istemekten daha doğal birşey olamaz. Bunun nedenini anlamak çokmu zor yoksa başka şeylermi var.

Önüne gelen laiklik elden gidiyor cumhuriyet elden gidiyor diyor ama laikliğin anlamını bile bilmiyor laf olsun torba dolsun misali. Laiklik = Dünya ve devlet işlerinin din işlerinden ve dini otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesi, yani din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak kamu işlerinin düzenlenmesi ve yürütülmesini dini etkilerin dışında tutmaktır”. Laiklik: “ başta din ve vicdan özgürlüğü olmak üzere, tüm hak ve özgürlüklerin güvencesi, bağımsızlık, eşitlik ve egemenliğin kaynağıdır Yukarıdada açık şekilde yeraldığı gibi laik devletin amacı kişilerin din ve vicdan özgürlüklerini sağlamaktır.Ama söüm ona bazıları laikliği kendi üstlerine alıp kendilerini savunucusu olarak görüyorlar ama görünen ortada. Rejim diyorsunuz ama bence bu rejim bitmiş bir rejim kişilerin özgürlüklerini elinden alan bir rejim kapalı bir insana sen nasıl kapanırsın,sen bölücüsün diyen bir rejim ve bunu tüm dindar insanlara maleden bir rejim.

Pek hayırlı olacağını düşünmüyorum sayın baykal baktı işler umduğu gibi gitmiyo hem % 1,2 oy fazla alırım hemde birkaç milletvekili fazla girerim meclise düşüncesiyle girişti böyle bir işe ama nafile 23 Temmuzda surat ifadesini göreceğiz

Asıl siz birşeylerin üstünü örtmek için çaba harcıyorsunuz sevgili sardunyam neden derseniz bunu defalarca söyledim ama anlamak istemiyorsunuz galiba türkan saylan'ın islama bakışı ortada tuncay özkan'ın din düşmanlığı ve hükümet düşmanlığı ortada(en son bombasıda sayın vatansever tuncayın devlete 2 milyon dolar vergi borcu takması) pkk gösterilerinde şarkı söyleyen edip akbayram ortada ve bunların hepsi cumhuriyet mitinginin ön saflarında yer alıyorlar. Sizler yani cumhuriyet mitingine cumhuriyet elden gidiyor diye katılanlar bunlara ses çıkarmadığınız sürece ben tabiki size karşı sevgiyle bakmam eğer yanlışım varsa düzeltin.

Sizin bu yazdığınız ileti tartışma amaçlı değil çamur atma amaçlıdır. Neden dersen bir konuda emin olmadan,görmeden,duymadan birşey ortaya atılıyorsa bunda art niyet aranır. Eğer haberleri izleseydin Atam İzinde kısmınında söylendiğini görür duyardın ama çamur at izi kalsın diyorsan birşey diyemem tabiki.. Ha sen şimdi buna bu benim fikrim değildi öyle yazyorduda dersin.

Neden yoksa reyting kaygınmı var.

İnsanlar fikirlerini çoğunluğa kabul ettiremeyince veya onların konuşmasını,düşüncelerini söylemesini engellemek için Atatürk'ü kullanıyorlar.Lüfen bu tür basit oyunları oynamayın. Saygılar,

Medyaya 'vatanperverlik' dersi vermeye kalkışan Kanaltürk televizyonunun sahibi Özkan'ın, 2 yıldır devlete sigorta primi ödemediği ortaya çıktı İzmir'de düzenlenen Cumhuriyet Mitingi'nde Türk medyasını 'satılmış' olmakla itham eden gazeteci Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu KanalTürk televizyonu ile ilgili her gün yeni bir skandal çıkıyor. KanalTürk için CHP'den 3 trilyonu faturasız 4.1 trilyon TL para aldığı ortaya çıkan Özkan'ın, devlete de 2 milyon 32 bin 585 YTL (2,32 trilyon TL) sigorta prim borcu olduğu tespit edildi. Demekki neymiş arkadaşlar devlete para takmadan vatanperver olunamıyormuş.

Tebrikler Ey forum abilerin ablaların ****** gelmeyin...

Şu anki mevcut durumda chp oy patlaması değil ama kendi içinde bir patlama yaşayacağı kesin gibi gözüküyor. Halka hakaret eden hükümet demişsin ama sende çok iyi biliyorsunki chp'de halkı hiçe sayan bir parti eğer gerçekten halka önem verseydi cumhurbaşkanını halkın seçmesi fikrine bu kadar ateşli şekilde karşı çıkmazdı buradan şu sonuç çıkıyor '' CHP HALKTAN KORKUYOR ''

Chp'nin zihniyetini kısa ve öz bir biçimde açıklamak gerekirse şu başlık ön plana çıkıyor '' HALK NE ANLAR SİYASETTEN '' Cumhurbaşkanını halk değil biz seçelim diyen bir zihniyet,halk çoğunluğuyla gelen bir hükümeti tanımayan bir zihniyet.Şimdi insanın aklına şu soru geliyor Chp kime hizmet ediyor.? Siz Atatürk'ün bıraktığı hangi mirasa sahip çıktınızda halkı kaile almama cesaretini kendinizde buluyorsunuz sorusu çıkıyor ortaya. Chp Atatürk'ün kurduğu bir parti olma amacından uzaklaştırılmış sayın Baykalın krallığını ilan ettiği bir parti durumuna gelmiştir. Ve hala körü körüne Chp diyenler var çok vahim bi durum.

Oldu arkadaşım sen dedin ya bizde hemen chp'ye oy veririz. Birincisi azınlığın dışındaki herkes AKP'ye muhalif demişsin şimdi sana bir soru sormak istiyorum sen hangi ülkede yaşıyorsun arkadaşım AKP'nin aşağı yukarı oy oranı belli ve sen o kesimi azınlık olarak görüyorsun oy oranlarına bakarsan kimlerin azınlık olduğunu kolayca görebilirsin çok zor bir olay değil bunu anlamak. Herkes tehlikenin farkında demişsin hangi tehlikeden bahsediyorsun asıl tehlike Türkiye için Baykal'dır.Kaldıki bide onun için Başbakanlık yapabilir demişsin güldürme beni arkadaşım ya kendi tabanının bile tasvip etmediği birini gelmiş başbakanlığa yakıştırıyorsun. Türkiyenin çoğunluğu AKP'yi tehlike olarak görmezken siz bir tehlikeden bahsediyorsanız ben bunda art niyet ararım. Çok yakında Türk halkı en güzel cevabı vercektir bakalım ozaman ne bahaneler öne süreceksiniz merkla bekliyorum. Saygılar.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın modası geçmiş politikalar üretmeye devam ettiğini belirterek, “Baykal'ın genel başkanlığındaki CHP dünyada gelişen olaylardan habersiz vizyonunu yitirmişbir parti haline geldi” dedi. TV NET'te yayınlanan Kırmızı Çizgi programına katılarak ilginç tespitlerde bulunan Sarıgül, kadrolarını yenilemekten ve alternatif program üretmekte uzak olan CHP'nin iktidar değil, baraj hesabı yaptığını söyledi. Cumhuriyeti kuran bir partinin, aşiret yöntemiyle yönetilmeye çalışıldığını vurgulayan Sarıgül şöyle konuştu: “Mustafa Kemal'ın mirası üzerine yan gelip yatmak yok. Eger yan gelip yatarsanız o mirası gelip elinizden alırlar. Mustafa Kemal'ın mirasına iyi bakacaksın, geliştireceksin, çağdaş dünyaya uygun hale getireceksin. Mirası 1930 larda, 1970 lerde bırakamzsın. Halkını çağdaş dünyaya taşıyacaksın. İşte devrimcilik budur, işte ilericilik budur, işte sosyal demokratlık budur”. SİYASET İŞGALDEN KURTULMALI Konuşmasında cumhurbaşkanlığı seçiminin önemine değinen Sarıgül, seçim sonunda siyasetin yeniden yapılanmak zorunda kalacağını söyledi. Bu seçim sürecini yaşamadan siyasetteki mevcut arayışların başarılı olacağını düşünmediğini anlatan Sarıgül, “Biz başından beri mevcut düzen içindeki arayışların içinde olmadık. Önce siyasi cuntaların kırılmasını, siyasetin işgalden kurtulmasını istiyoruz. Bu yüzden siyaset yaparken dogrudan halkımıza gittik. Öyle yapmaya da devam ediyoruz. Halk bu yapıyı mutlaka kıracaktır” diye konuştu. Sarıgül, cumhurbaşkanlığı seçiminin sadece iktidar partisi açısından degil, ana muhalefet partisi açısından da bir sınav niteliğinde olduğunu ifade etti. Yasin Yılmaz.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bürokrat atamaları konusundaki Anayasa Mahkemesi üyesiyken attığı imza ile cumhurbaşkanı iken yaptığı uygulamaların birbiriyle çeliştiği ortaya çıktı. Sezer, Tarım ve Kırsal Kalkınma Kurumu'na yapılacak atamalarla ilgili kanunu da veto etti. Sezer veto gerekçesinde atamalarda cumhurbaşkanının imzasının bulunmasının Cumhurbaşkanı'nın üst düzey görevlilerin atamalarında haksız işlemlerin ve siyasal nitelikli atamaların önlenmesi amacını taşıdığını savundu. Cumhurbaşkanı Sezer, 1992 yılında Anayasa Mahkemesi üyesi olarak attığı imzada ise farklı görüşleri savundu. SİYASAL DENETİM YAPAMAZ Mahkemenin 1992 yılında 37 esas sayısı ile verdiği kararda “Bugünün parlamenter sisteminde yürütme sorumluluğu hükümettedir. Bu nedenle de sorumluluğunu hükümetin taşıdığı kararnameler hakkında Cumhurbaşkanı'nın uyarı ve tavsiyede bulunmaktan öte direnmesi, sistemin özelliğine ters düşer” ifadesi yer aldı. Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu işlemlerini siyasal yerindelik yönünden denetleyemeyip, imzalamak zorunda olduğu açıktır. Bilal Çetin