Zıplanacak içerik

buraks

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

buraks tarafından postalanan herşey

  1. görüşlerinize katılıyorum artı olarak eklemek istediklerim var. yobazlar, gericiler, karanlık beyinlililer, sahte cumhuriyetciler, sahte Atatürkcüler ve diğer tüm düşmanlarına karşı, Cumhuriyet 83. yılında herzamankinden daha güçlü, daha azimlidir.
  2. demekki 2 mizde kötü koşullardan yetişmişiz ama görüşlerimiz farklı yani onlarda okusalar sizin görüşünüze katılanda olurdu katılmayanda. onlar sizinle hem fikir olmadığı içinmi cahil damgası yediler. ayrıca bahsi gecen hediyeleri bir önceki secimde dyp-anap dağıtmıştı bizim buralarda 2002 de bişey veren olmadı.
  3. sn dipnot yazısını pardon reklamını verdiğin gazete kendi çamur atmamış mı? cumhuriyet gazetesi hisseleri belli sermaye gruplarına geçen (doğan, ciner, koç ) iktidarla savaşmaya devam etmesi her fırsatta çamur atmayı görev bilmiştir. ve de trajı günden güne eriyen bi konuma gelmiştir.
  4. sayın dipnot; alıntı yaptığınız gazetenin yalanlarını buraya aktarmaya kalksak forumun limitleri dolacağı kesindir. hersey 3 yılda değişmiş gibi yazıları buraya aktarmıssınız ama aynı yazarlar 3 yıl öncede benzer seyleri yazıyordu bugun ne oldu abc partisi yerine akp koymuş. ismine yakışır şekilde bir gazete olamamış ve bu ay da trajında düşüş yaşanmaya devam etmiş. ha gayret belki ilk 20 ye sokarsınız. Cumhuriyet Bayramı üzerinde de politika yapmaya çalışıyorya bu gazete diyeceğim yok..
  5. medya için her zaman para konuşur. Ali Atıf Bir Arçelik reklamını eleştirdiği için arçelikten gelen uyarılar üzerine bağlı bulunduğu medya kuruluşundan kovulduğu gibi gelir kaynağı reklam üzerine kurulu medya işine gelmeyene dokunamaz.
  6. ticaretle uğraşan kişiler dinsiz imansız mı olmalı sizce? hiç bir oluşuma girmemelimi? burada çeşitli dinlerden iş adamları (yahudiler-hristiyanlar vs...) ticaret yaparken, sadece f.gülen hayranı diye iş adamlarını sınır dışı etmek ne kadar doğru sizce? hakan şükür de f.gülenin hayranı milli takımda ve gs de oynamamalı gibi bir düşüncenizmi var?
  7. daha önce o.pamuk a ödül verildiğinde gelecek yılki nobel adayımı elif şafak olarak açıklamıştım. şimdiden ödülü kendisine ve ermeni halkına hayırlı uğurlu olsun.
  8. benim bir iddiam yok ama bu akp nin oylarının coğunluğunu ve yapılan anketlerin varoşlarda yapıldığı yönündeki iddialara katılmıyorum. secim zamanı 3 arkadaşım akp de çalıştı sıradan insanlardı her partide olduğu gibi secim zamanı başkan ve milletvekili adaylarla evleri dolaştılar ama ne 1 ytl nede 1 gr altın verdiklerini duymadım görmedim. Antalya zaten chp nin kalesi olarak bilinirdi (deniz baykal antalyalıdır) konuya geleyim akp yi 1. yapacak kadar varoş kesimi yoktur burada akp büyüksehir başkanlığını ve 1 merkez ilçe başkanlığını aldılar. akp belediyesi yaptığı çalışmalarla 10 kere daha seçime girse yine kazanırlar partili partisiz herkes memnun çalışmalardan. akp nin ne üyesiyim nede akrabam var. il başkanlığının yerinide bilmem. Ama görünen köy klavuz istemez. (secimlerdede oy kullanmadım ailemde akp ye değilde başka orta sağda bulunan partiye oy kullandı) kusura bakmayın sn. gelincik bu hayat hikayesinin yeri burası değil; ama bende sırça köşklerde büyüyüp son model arabalarla gezmedim. bende bir çok zorluklarla üniversite bitirdim. açlığı imkansızlıkları benden iyi bileceginizi sanmıyorum şu anki konuma gelebilmek için tırnaklarımla çabaladım. hayatım boyunca banada yardım edecek ne dayım oldu ne de amcam. 12 yaşından günümüze kadar (yaşım şimdi 26) hep çalıştım tatil nedir bilmedim şimdide halen 7 gün çalışmaktayım bazı akşamlarda ek işler yapmaktayım. sizin anlayacağınız birbirimizden farkımız yok ama bunları yazıpta duygu sömürüsüde yapmaya gerek yok. konu anketlerdi aksini söyleyn olursa oda anket koyar onun üzerinden konuşuruz. saygılarımla....
  9. genelde anketörler en işlek caddelerde anket yapıyorlar en azından bizim burada (antalya) öyle. ben şahsen katılmadım. birgün rastlarsam senin için fotografınıda cekerim nerede anket yapılıyormuş diye en azından işlekliğini görürsün. Antalyalı veya Antalyaya gezmeye gelenler bilir Kalekapısı civarında birde yüzüncüyıl caddesi tarafında genelde üniversite öğrencileri anketörler tarafından yapılıyor.
  10. işte bu da sanatçı. o.pamuk tan farkı barış manço ülkesi adına çalıştı nobel eurovizyon alamadı ama milletinin sevgisini saygısını kazandı en büyük ödülde o olsa gerek. saygıyla anıyoruz.
  11. kam-ar anket diye googlede arayabilirsiniz sn.sardunyam.size kolaylık olsun dedim ben baktım Kamar araştırma şirketi tarafından, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, Bayburt, Trabzon ve Malatya'da 1570'i bayan toplam 3590 denek üzerinde yapılan ankette, AK Parti'nin ardından en büyük parti kararsızlar çıktı. demek bu iller size göre çarşambamıdır? hepside varoşmudur?
  12. sn. tan_vakti yazının tümünü okursanız dinini bilen bir insanın kullanmayacağı kelimeler olduğundan bahsediliyor. küçük bir örnek; .......... çünkü İslami kültürde 'din' denmez 'İslam' denir ve 'İslam' dendikten sonra da 'şeriat' sözcüğü kullanılmaz. vs... ........... bana göre öyle bi konuşma yapılsa neden din desinki din değince tek bir din akla gelmezki hristiyanlık, yahudilik, budizm de bir dindir. R.T.Erdoğanın veya dinini iyi bilen birinin kullanacağı türden kelimeler olmadığından bahsediliyor. ayrıca bu konuşma eğer varsa medya kuruluşları üzerine giderdi sadece internetten öteye gecmeyen bir sürü iftira benim görüşüm budur. sn. keskinkalem bu da senin sorunun cevabıdır... kaynak gösterilen link te daha önce Tire diye ilçeden bahsediliyordu. hatta bu yemini savunan arkadaşda bunu belirtiyordu. yazara demekki uyarı gelmiş ve dumur duruma düşmüş olacakki TİRE diye yazan ilçeyi (-) değiştirmişler...
  13. buraks şurada cevap verdi: MINEU başlık Güncel Konular
    aynı dileklerimle Ramazan Bayaramı tüm müslüman aleminin mübarek olsun.
  14. Milli Eğitim, Cumhuriyet'i resmen yalanladı Cumhuriyet Gazetesi'nin yalan haber listesine bir yenisi daha eklendi. Gazete dün birinci sayfadan 'Nurcu referans kazandırdı' başlığı ile verdiği haberde Milli Eğitim Bakanlığı'nın, ders kitaplarının dağıtımı için Sürat Kargo ve Lojistik'le anlaştığını ileri sürdü. Daha önce pek çok yalan habere imza attığı mahkeme kararı ile tescil edilen Cumhuriyet'in Sürat Kargo ile ilgili iddiaları da yalan çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı, "Cumhuriyet Gazetesi'nin dünkü sayısında iddia edildiği gibi ücretsiz ders kitabı dağıtım ihalelerinin, Sürat Kargo ve Lojistik'e verildiği bilgisi kesinlikle yalandır. Zira söz konusu firma ihaleye dahi katılmamıştır." açıklaması yaptı. Haberdeki cehalete dikkat çekilen açıklamada, açık ilköğretim ve açık lise ders kitaplarının öğrencilere ulaştırılması ile ilgili tüm dağıtım posta işletmelerinin de PTT aracılığı ile yapıldığı hatırlatılarak, "Sürat Kargo ve Lojistik'in bu ihaleye katılması söz konusu dahi değildir. Çünkü herhangi bir ihale yapılmamıştır." bilgisi verildi. Hiçbir araştırma yapmadan bir milletvekilinin soru önergesiyle haber yapan gazetenin basın meslek ilkelerini çiğnediği ifade edilirken, suçladığı taraflardan görüş alma kuralını dahi uygulamadığı belirtildi. MEB'in son üç yılda yaptığı dağıtım ihalelerinden sadece birini Sürat Kargo ve Lojistik firmasının kazandığını kaydeden bakanlık yetkilileri, Sürat Kargo'nun söz konusu ihaleyi de en düşük fiyatı verdiği için kazandığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Açık ilköğretim tasnif işini yaklaşık 60 milyar bedelle adı geçen firma kazanmıştır ve bu ihale açık ihale şeklinde gerçekleşmiştir. Haberde yer alan tüm bilgiler yalandır, art niyetli ve MEB'i yıpratmaya yönelik kirli bir tezgahtır." denildi. Açık olarak gerçekleştirilen ihalede en düşük fiyatı veren kazanıyor. Aynı ihaleyi geçen sene UPS, bir önceki sene ise Yurtiçi Kargo kazanmıştı. Ankara, Zaman ................................ Anka ajansınında haberini vereyim Milli Eğitim Bakanlığı, bir gazetede yer alan 'Nurcu Referans Kazandırdı' başlığı ile yapılan haber için açıklama yaptı. İhaleyi kazandığı söylenen firmalar ihalede yokmuş Milli Eğitim Bakanlığı okullara kitap dağıtımında “Nurcu Referans Kazandırdı” yönündeki iddialarla ilgili bir açıklama yaparak, “İddialara konu olan Sürat Kargo ve Lojistik firmaları kitap dağıtım ihalesine katılmamıştır” açıklamasında bulundu. Yazılı bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanlığı, “Nurcu Referans Kazandırdı” şeklindeki iddialara açıklık getirdi. Açıklamada, iddialara konu olan her iki firmanın ders kitabı dağıtım ihalesine katılmadığı vurgulanırken, “Açık İlköğretim ve Açık Lise ders kitaplarının öğrencilere ulaştırılması ile ilgili tüm dağıtım Posta İşletmeleri PTT aracılığı ile yapılmaktadır. Bu ihaleye Sürat Kargo ve Lojistik firmalarının katılması söz konusu da değildir, çünkü bu konuyla ilgili bir ihale yapılmamıştır” denildi. Açıklamada, MEB'in son 3 yılda yaptığı ihalelerinden sadece birinin Sürat Kargo ve Lojistik firmasının en düşük fiyatı vererek kazandığı ifade edilirken, Açık İlköğretim tasnif işinin yaklaşık 60 milyar bedelle adı geçen firma tarafından kazanıldığı ve ihalenin açık şekilde yapıldığı kaydedildi. ANKA burada adı gecen gazeteden alıntılar yaparak yorum ve haber ekleyen arkadaslar! size soruyorum bu durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşam biçiminden ismini alan "Cumhuriyet Gazetesi" sizce tekzip yayınlayıp özür dilermi? (nurcu veya herhangi bir tarikattan değilim ben sadece yalan haberlere karşıyım)
  15. konu hakkında Ahmet Hakanın değerlendirmesi Söz Ahmet Hakan'da: "NE zaman Kur'an kursu tartışması patlak verse gündeme sürülen bir 'Kur'an kursu andı' var. Güya Kur'an kurslarında çocuklara 'Mustafa Kemal dinsizliğiyle savaşacağıma kasem ederim' diye yemin ettiriliyormuş. "İşte burada yazıyorum: Bu tamamen uydurma bir yemindir. "İki nedenden dolayı: "BİR: Bu zamana kadar Kur'an kurslarında böyle bir yemin ettirildiğine dair tek bir kanıt bile ileri sürülememiştir. Ne mahkeme kararı, ne de herhangi bir belge. "İKİ: Metin analizi yapıldığında bu yeminin uydurma olduğu belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Mesela 'Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim' şeklinde bir sözün, İslami kavram dünyasına uygun düşmeyen bir söz olduğunu, İslami kültüre az buçuk vakıf olanlar bilir. Ayrıca 'Türkiye laik, dinsiz bir memleket haline gelmiştir' cümlesindeki 'laik' sözcüğü de bu düzeydeki bir metinde asla yer almaz. Hele 'Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için...' cümlesi 'Ben uydurmayım' diye bas bas bağırmaktadır, çünkü İslami kültürde 'din' denmez 'İslam' denir ve 'İslam' dendikten sonra da 'şeriat' sözcüğü kullanılmaz. Yeminde Atatürk'ten 'Kemal Paşa' diye söz edilmesi ise üzerinde durulmayacak kadar evlere şenliktir. Kısacası bu uydurma metni artık gündemde tutmasak diyorum." ------------------ seyrekler halen iddia ediyorsanız bende sizin hakkınızda iddialar söyleyebilirim ama aramızdaki fark kanıtsız ve yargısız infaz bize yakışmaz...
  16. buraks şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    benim hocam değildir kendisi ben sadece ona yapılan yanlışı gösteriyorum yani hocayı rüşvet alırkenmi yakaladınız veya çapkınlık yaparkenmi, kumar oynarkenmi yakaladınız yani bu suçlamalar çok aptalca geliyor. benim belirli bi hocam yok cuma namazına gittiğimde şirkete yakın camide imam hütbesini okur ben dinlerim. imamın ne ismini ne de özel yaşantısını bilmem ne iş yaptığınıda. gelelim asıl konuya gittiğim caminin imamı hütbesini okur sonra akşam çapkınlıkmı yapar başka işlerlemi uğrasıyordur bilemiyorum neden çünkü basınımız ahmet hocaya gösterdiği ilgiyi nedense diğer cami hocalarına göstermemektedir çünkü ahmet hoca bunların kovanına çomak sokmuştur o acı ile basında saldırıya geçmiştir ama hocayı suçlu gösterdikleri duruma bakın Allah aşkına kücük kızla denize girmişmiş...
  17. evet bizde çölaşanı tanıyoruz tüm Ankara minnettar kendisinden ısmarladığı dönerler için. neden ısmarlıyor cünkü yalan haber yapıyor ve tazminat ödemek zorunda kalıyor. ve gökçek te bu tazminatla Ankaraya ziyafet veriyor. Ankaralılar memnun habere yapılan yorumlara göre. ama istekleri var soğansız döner istiyorlar..
  18. sayın sardumyam ve seyrekler !!!! şimdi artık inandırıcılığınız kalmadığına kanaat getirdim. size şimdi soruyorum 1. trabzonda tire diye bir ilçe, köy, bucak vs... varmıdır.. (ben trabzon valiliği, trabzon belediyesi ve googlede arattım trabzonda böyle bir yer yok) 2. olmayan yerin askeri arşivi nasıl olur acıklarmısınız. 3. bu konu daha önce açılmış ve araştırma yapılmadan konuyu açan kişi zor durumda kalmıştır bknz : http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=31610 4. aynı konuyu 3-4 ay sonrada pişirip tekrar önümüze koymayı düşünüyormusunuz. şimdi bu yazılanlardan sonra ne gibi bi oyunla karşımıza çıkacaksınız merak ediyorum.
  19. doğru yazmıssınız. diğer arkadaslara atfen, secim zamanı görürsünüz ben birsey demiyorum. benim hükümetin çalışmalarını beğenmem için birseylermi almam gerekiyor. ben 2002 den önceki cebimde olan para ile şimdiki olan paramı kıyaslayamayacak kadar ..... değilim. ayrıca ne hükümetle nede akp nin bırak milletvekilini belediye başkanını delegesi olan ne akrabam var nede arkadasım var.
  20. buraks şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Boyalı elektrik trafolarını mescid zanneden CHP'li milletvekili Halil Tiryaki "Her yere cami yapıyorlar" deyip gazetecilerle 'irtica avına' çıkınca bakın nasıl rezil oldu. CHP milletvekili Halil Tiryaki, elektrik trafolarının üzerlerine manzara resimleri yapıldığını farketmeyince, müthiş bir irtica takibi başlattı. Her yüz metrede bir mescid açıldığı hissine kapılan vekil, kendine yakın iki gazeteciyi de alarak, 'irtica avı'na çıktı. Ve bakın neler yaşandı... CHP Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin ağalığı biliniyor da, dedektifliğini bilen yoktu. Tiryaki'nin bu yeteneği kendini ilk olarak Kırıkkale'deki düğünlerde gösterdi. Kırıkkale'de davul-zurnanın susturulduğunu, artık ilahili, Kur'an'lı düğünler yapıldığını belirtip,”davul zurna alıp bu düğünleri basacağını “ilan etmişti. Düğünleri basmadı hatta gelen tepkiler üzerine, “Bu devirde ev basmak olur mu. Tespit ettireceğim” demek durumunda kaldı ama dedektiflik bir kere kanına işlemişti Halil Ağa'nın. Ankara'da da boş durmadı. Bu kez konu hem daha farklı, hem de konjonktüre tam uygundu... ÇOK ÖNEMLİ HABERİM VAR Ankara'dan Kırıkkale'ye giderken, Mamak yolu üzerinde ya da parkların için de küçük küçük yapıların belirdiğini fark etti. Her gidiş gelişinde yol kenarındaki kulübeciklerin sayısı artıyor, giderken yarısı boyanmış olarak gördüğü yapının, dönüşte camının çerçevesinin de ortaya çıktığını fark ediyordu. Samimiyetine güvendiği birkaç gazeteci ile konuştu. Onlara da, sadece “Çok önemli bir haber var” demekten öte bir bilgi vermedi. Yanlarında foto muhabirinin bulunmasını şart koştu. İyi bir haber yakalamanın heyecanı ile muhabirler, “tamam” dediler. Her şey tamamdı. Sadece Tiryaki'den gelecek telefonu bekliyorlardı. İŞTE ARKADAŞLAR BU BİNA Çok geçmedi Halil bey aradı. Kızılay'da bir buluşma noktası tespit edip, belirlenen saatte buluştular. Milletvekilinin aracı önde, onlar arkada habere doğru sürmeye başladılar. Kızılay'dan çıkıp Aydınlık Kavşağından dönüp, Samsun Yolu'ndan Mamak'a yöneldiler. Telekomu az geçmişlerdi ki, Halil Tiryaki bir parkın önünde durdu. Eliyle küçük bir yapıyı işaret etti. Foto muhabirleri şakır şakır fotoğraf çekerken, muhabirler hala ne olduğunu anlamamışlardı. Yeterli görüntünün alındığına kanaat getirince Halil Ağa,”beni takip edin” dedi. İkinci bir hedefe yöneldiler. Kısa bir müddet gitti leri ikinci mekanda da, yine bir öncesinin tıpkısı küçük bir kulübe vardı. Bir önceki kulübe gibi sadece boyanmamış, üzerine doğa resimleri yapılmıştı. Foto muhabirleri bir yandan gösterilen yerin resimlerini çekerken, Halil Tiryaki ile muhabirler de, konuşmaya başladı. Tiryaki,”AK Partili belediyeler irticaya hizmet ediyor” dedi. AMA EFENDİM BURASI... Resmi çekilen kulübeler ile irticanın ne ilgisi vardı? Gazetecilere göre ilgisi yoktu ama CHP'li vekile göre AK Parti tam suçüstü yakalanmıştı. Çünkü resmi çekilen yerler mesciddi ve AK Partili belediyeler başta parklar olmak üzere buldukları her yere mescid yapıyorlardı. Ancak ufak bir sorun vardı. Foto muhabirlerinden biri,”Ama efendim” dedi. “Bunlar mescid değil ki?” CHP'li vekil,”ne demek mescit değil” dercesine yüzüne baktı. İçlerinden biri,” Bunlar elektrik trafosu” dedi. Tiryaki, “Böyle trafo olur mu ” diye itiraz etti. Trafo dediğin kirli, paslı olur. Üzerinde ilan ve duvar yazısı bulunur. Gazetecilere inanmadı ama içine de bir kurt düştü. En iyi gidip bizzat kontrol etmekti. SECCADELER NEREDE? Tiryaki önce kapı kolunu tutup çekti, o sırada kapıyı açtığı gibi içeride seccadelerin bulunduğu mescidi bulacağından emindi. Ancak kapı açılmadı. Kolu zorladı, bir türlü açamayınca, onun da içine bir kuşku düştü. Uyarıyı yapan foto muhabiri, “Bakın efendim burası elektrik trafosu. O kapı açılmaz” diye üsteledi. Kulübenin sağına soluna baktılar, ortada mescide benzer bir şey yoktu. CHP'li vekil ancak trafonun üzerindeki kuru kafa işaretini görünce ikna oldu. KİMSEYE ANLATILMASIN Tiryaki, uzun yıllardır tanıdığı ve samimiyetine güvendiği gazetecilere,”Kusura bakmayın” dedi. Ancak gazeteciler sıkı dostuydu. Orada, bu olaydan kimseye söz edilmemesi konusunda karar alındı. O gün, bugündür kimseye söz edilmedi. Böylece yapılan değil, yapılamayan bir haberin öyküsü ortaya çıktı CHP'li vekili çarpan mescitler ! Bakımsız ve döküntü halinde görmeye alıştığımız elektirik trafolarının yeni yüzü CHP'li milletvekili Halil Tiryaki'yi 'irtica avına' çıkarttı. İşte vekili yakan görüntüler: CHP'li Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin seyahatleri sırasında dikkatlerini çeken küçük renkli külübelerin sırrı gazetecilerle yaptığı baskınla ortaya çıktı. CHPLİ VEKİLİN MESCİT DİYE TRAFOLARA YAPTIĞI BASKININ AYRINTILARI İstanbul gibi Anadolu'nun birçok ilinde elektrik trafolarının yeni yüzü yıkık dökük görüntülere alışmış birçok insan gibi CHP'li vekili de şaşkınlığa uğrattı. İşte o trafolardan bazıları: kynk:rotahaber
  21. buraks şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    olur sizde arena gibi ordan bi kelime alıp öteki tarafa yapıştırıp montaj yapmayın
  22. buraks şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    kendi sözlerini bilmek istiyorsan sardunyam sitesini acarsın 2 tane videosu var show tv deki konuşması ve daha önceki yalanlara ve iftiralara karşı savunması onları izlersin yorumunu öyle yaparsın. ama kendini şartlandırmışsın cünkü daha öncede bakma geregi duymadıgını yazmıştın. ama tek taraflı dinleyip yazman doğrumu? ayrıca bu suclamalar hocayı ipe götürmeye yeterlimi? elde tutulur bir suclamamı? mesela iranlı turistler ülkelerinde kapanırlar Türkiye'ye geldiklerinde açılır sacılırlar ama hoca ve eşi binlerce km uzakta iken bile bu konuma gelmemiş burada nasılsa orada da aynı giyinmişler. ilk başta yazdığım videoları izlerseniz arenada sözlerin nasıl nerede monte edildiğini görebilirsiniz.
  23. buraks şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    basınımız hocayı Allah tan bi bayanla el ele tutuşurken görüntüleseler dünyayı ayağa kaldıracaktı. buna teyağından kıl cekmek derler. bula bula hocada bu kadar hata buldularsa diyecek sözüm yok. basında bu forumdaki bazı vatandaşlar gibi gibi şort ile haşemayı ayırt edemiyorsa diyeceğim yok. kücük kız ile resit bayanı ayırt edemeyen basınımızı kutlamak istiyorum. küçük kızdan sanki 25-30 yaşındaki genc biri gibi lanse edilmesi üzücü.
  24. buraks şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, gazeteci-yazar Emin Çölaşan'ın "Servetimi hangi nedenle merak ediyorsun, meraklı taze sıfatınla mı?" şeklindeki yazısı üzerine, hakkında 500 bin YTL 'lik tazminat davası açıyor. Başkent Ankara'da bir türlü yıldızları barışmayan Gökçek ile Çölaşan şimdi de "servet beyanı" tartışmasına girdi. Gökçek, Çölaşan'ın servetini merak ederken Çölaşan da Gökçek'e "Servetimi merak ediyorsan yargı önünde hesaplaşalım" şeklinde gönderme yaptı. Çölaşan'a en son 2004 yılında, kendisine hakaret ettiği için dava açan Gökçek, 2 yıl sonra tekrar Çölaşan'ı mahkemeye veriyor. Çölaşan'ın İçişleri Bakanı Aksu'ya mektup yazması üzerine harekete geçen Gökçek, Çölaşan'ın "Benim servetimi hangi nedenle merak ediyorsun meraklı taze sıfatınla mı" şeklindeki yazısını sert bir dille eleştirdi. Gökçek, Çölaşan'ın kendisinden kaçtığını ve istediği her konuda televizyonda tartışmaya hazır olduğunu söyledi. Gökçek, Çölaşan'a bir mail gönderdiğini belirterek, mailinde şu ifadelere yer verdiğini kaydetti: "Sayın Çölaşan maillerimi uykum kaçınca yazdığımı söylemişsin. Melih Gökçek senin gibi köşe yazısı yazıp işini yarım saatte bitirmiyor. Ankaralılar için bazı günler 18 saat çalışıyor. Sen bunu anlayamazsın anlasan da bana olan husumetinden dolayı yazamazsın. Ama bilen biliyor. Şimdiye kadar onlarca dava kaybettin sanırım ve yazılarından dolayı en az 250 bin dolar tazminat ödedin. Ancak parayı sen ödeyeceğin yerde gazetene ödettin. Yani hakareti veya gerçek dışı suçlamayı sen yaptın, cezasını gazeten çekti . Ancak sana hakaret eden biri olunca tazminat kazandığında parayı gazetene verdiğini sanmıyorum. Geçenlerde benden bir tazminat kazandın, parasını aldın, parayı Hürriyet Gazetesi'ne verip vermediğini çok merak ediyorum. Bu senin gazetecilik ve dürüstlük anlayışını ortaya koyması açısından benim ve kamuoyu için çok önemli. Aslında seninle ilgili kamuoyunun merak ettiği çok şey var ki, nasıl olsa seni bir gün televizyonda yakalayacağım. Sayın Abdülkadir Aksu'ya sorular sormuşsun, sevgili kardeşim ben sana 'Gel televizyonda cevaplayayım' demedim mi? Kim kimden kaçıyor. Hadi cevap versene. Ben kaç yıldan beri seni televizyona çağırıyorum gelmiyorsun. Biz senelerdir sana sabrediyoruz sen 18 gün sabredemiyorsun. Bana yazdığın yazında 'Servetimi hangi nedenle merak ediyorsun meraklı taze sıfatınla mı? cümlelerini kullanmışsın. Bu cümleler senin düzeyini ortaya koymuyor mu? Bu tabirlerin hesabını mahkemede vereceksin. Senin servetini başta meslektaşların gibi Türk kamuoyu gibi bende merak ediyorum. Demagojiyi bırak aile servetini derhal açıkla. Hürriyet okuru olarak derhal bunu açıklamanı istiyorum. Ben senin paranın miktarını nereden elde ettiğini nereden bileyim. Ne kadar aile servetin var. Eğer bunu açıklarsan bütün Türkiye de seni alkışlayacak". Gökçek, yargı önünde Çölaşan ile her zaman hesaplaştıklarını belirterek, şimdiye kadar Çölaşan'dan 250 bin dolar para kazandığını ifade etti. Gökçek, Kuğulu Park'a "Döner kesen adam" heykeli dikeceklerini açıklamasının ardından Çölaşan'ın çılgına döndüğünü belirterek, "Sayın Çölaşan, niye bu kadar üstüne alındın anlamadım. Benim tek arzum Avrupa'da hamburgercilerin Türk dönercilerine açtığı savaşta Türk dönerinin yanında yer almaktır. Eğer duyduklarım yanlışsa lütfen düzelt. Bizim kuğuluya dikeceğimiz döner heykeli dolayısıyla gazetede herkese kızdığın, Sabah gazetesini bile aradığın konuşuluyor. Cevabımı köşende bire bir, tek satır kesmeden yayınlamanı istiyorum. Tıklama nasıl yapılır sana öğreteceğim. En derin saygılarımla" dedi. Gökçek, "Tıklama sözünüz, bir tazminat doğurabilir mi?" sorusu üzerine, "Geçtiğimiz yıllarda Çölaşan, bana ve birçok siyasetçiye 'Hadi tıkla da görelim' sözcüklerini kullanmıştı" karşılığını verdi. kaynak:haber34 Ankaralılar döner bayramı yapacak dememin sebebi M.Gökcek, Çölaşandan kazandığı tazminatlarla Ankaralılara döner ısmarlıyor. lakin kötü yanı kuyruk cok uzun oluyor hadi afiyet olsun...
  25. Kartel medyası, Ramazan ayı boyunca inançlı insanları küçük düşürebilmek için sürekli yalan ve iftira dolu haberler yayınladı. Kartel medyası, Ramazan ayında yalan ve iftiraya bir türlü doymadı. İslâmi duyarlılığa sahip kişilerin namaz kılması ve oruç tutmasından rahatsız olan kartel medyası, Ramazan ayını yalanlarla geçirdi. Kartel medyasının “bir babanın orucunu bozduğu için oğlunu dövdüğü, sahurda içki içene dayak atıldığı, bir öğrencinin oruç tutmaya zorlandığı için kaydını sildirdiği”ne yönelik haberleri yalanlandı. Kartel medyasının yalanları, sadace oruç ibadetiyle sınırlı kalmadı. Zemzem suyunda kanserojen madde olduğu yalanını bile yazdılar. Ramazan yalanlarından bıkmayan kartel medyası, dün de trafonun mescit olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Örümcek Adamlı Namaz Kitabı çıkardığını ileri sürerek iki yalan habere daha imza attı. TRAFO MESCİT HABERİ YALAN Milliyet ve Hürriyet gazetesi, Seyhan Çukurova Lisesi’nin bodrum katında bulunan trafo odasının mescit olarak kullanıldığını ileri sürdü. “Lisede ‘trafo mescit’ iddiası” başlığıyla yalan habere imza atan Milliyet ve Hürriyet gazetesi, okul müdürü tarafından yalanlandı. Okula yakın camilerin bulunduğunu belirten Seyhan Çukurova Lisesi Müdürü Süleyman Uçan, öğrencilerin trafo odasında namaz kılmalarının söz konusu olmadığını ifade ederek, trafo odasının kilitli olduğunu ve anahtarının da görevlilerde bulunduğunu söyledi. Uçan, gazetecilerin kendilerinden de izin almadan trafo odasına girdiklerini bildirdi. DİYANET’TEN HÜRRİYET GAZETESİNE YALANLAMA Hürriyet gazetesi de, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, ekinde Örümcek Adam macerası bulunan yeni bir Namaz Hocası kitabı yayınladığını ileri sürdü. Diyanet İşleri Başkanlığı, Hürriyet gazetesini yalanladı ve söz konusu bir kitabın yayınlanmadığını, Diyanet İşleri Başkanı’nın da herhangi bir açıklamasının olmadığını açıkladı. Kartel gazetelerinin Ramazan ayında yalan ve iftira olduğu belgelenen haberleri şöyle yer almıştı: 1- BABANIN OĞLUNA ORUÇ DAYAĞI ATTIĞI YALAN Kartel yayın organlarınca verilen “Orucunu bozduğu için oğlunu dövdü” haberinin düzmece olduğu ortaya çıkmıştı. Antalya Baraj İlköğretim öğrencisi 12 yaşındaki oğlu S.B’yi orucunu bozduğu gerekçesiyle dövdüğü iddia edilen inşaat işçisi baba Mustafa Bilgen, gazetemize konuşmuştu. Oğlunu orucunu bozduğu için değil, işlediği suçlardan dolayı dövdüğünü belirten baba Bilgen, “Yine de çok pişmanım” dedi. 2- RAMAZAN’DA ALKOL DAYAĞI YALAN Sabah gazetesi ile Hürriyet ve Milliyet'te yer alan “Ramazan’da alkol dayağı” başlıklı haberlerin gerçek olmadığı ortaya çıkmıştı. Emniyet, sahur vakti içki içtikleri için dayak yedikleri belirtilen gençlerin, polis soruşturması sonrası bara birlikte geldikleri arkadaşları tarafından dövüldüklerini açıklamıştı. 3- ORUCUN KAYIT SİLDİRDİĞİ YALAN Cumhuriyet gazetesi de, Rize Meslek Yüksekokulu öğrencisi Erdinç Eren’in, kaldığı özel yurtta zorla sahura kaldırılarak oruç tutmaya zorlandığı, hatta dövüldüğünü öne sürerek, öğrencinin bu nedenle kaydını sildirerek memleketine döndüğünü ileri sürmüştü. Erdinç Eren’in babası Ferdağ Eren, Cumhuriyet gazetesini yalanlayarak, “Gazetede yer alan haber doğru değil. Oğlum, sıkıldığı, bunaldığı için bırakıp gelmiş. Bu haberin aslı esası yok. Oğlum için bizi de aradılar sordular, ama gazeteye baktık, her şeyi abartarak anlatmışlar. Sürekli olarak oğlumla görüşmek istediklerini belirttiler. Görüştük, ama yanlış yansıtmışlar” demişti. 4- ZEMZEM’DE KANSEROJEN MADDE BULUNDUĞU YALAN Milliyet gazetesi ise, "zemzem suyu"nun içinde kansere neden olan kimyasal maddeler bulunduğu tespit edildiğini yazmıştı. Milliyet, hatanın dış haberler servisinden kaynaklandığını ve haberin BBC’den yanlış tercüme edildiğini öne sürerek yalan yazdığını itiraf etmişti. rotahaber

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.