Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

asil1453

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    58
  • Katılım

  • Son Ziyaret

asil1453 tarafından postalanan herşey

  1. işte demokrasi budur. istediğin zaman hükümeti eleştirebilmelisin (haklı olduğun konularda) istedigindede iyi yönlerini destekleyebilmelisin. desteklenen yönü fazla olduğu sürece iktidarda kalacaktır. şimdiye kadar hep eleştiren oldunuz bu hükümet cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim hamlelerini yaptı, en büyük yol yatırımlarını yaptı, en büyük yatırım seferberliğini başlattı ama görmediniz. hep kusur hep hata aradınız.. saygılarımla.
  2. gerici dedikleriniz evine tv bile almaz bırak pc alıp kullanıpta internete girsin. bu güncel konuları tartıştığımız bölümde kendine yer bulabilmesi mümkün değil. medya organlarıda gün geçmiyorki milleti aldatmasın. yalan haberlerinden sonra kaçı tekzip yapma ihtiyacı duyuyor veya tekzip in büyüklüğü ne kadar oluyor... önceki konulara bakınca görülüyorki DİPNOT arkadaşımızda cok tökezlemiş... saygılarımla...
  3. Sende çok geveliyorsun Akp'yi ve onun icraatlarını onaylayanları her zaman olduğu gibi dönüp dolaştırıp Atatürk ve cumhuriyet düşmanı gibi göstermeyi bıraksan iyi edersin... Ayrıca ben Akp ciyim demiyorum icraatlarını ve Erdoğanın kişiliğini seviyorum. Ama 2-3 yıl sonra başka bi hükümet gelir daha iyi çalırsa onu desteklerim ama şimdiye kadar cumhuriyet tarihinde en cok okul-derslik 2002 den sonra yapıldı. En iyi düzenlemeler bu hükumet zamanında yapıldı. en sonki secimde askerlik dolasıyla oy vermedim ama yeni secime kadar Allah nasip ederse Erdoğandan daha iyi biri cıkmazsa sanmıyorum cıkacagınıda diğerlerini gördük oyumu Erdoğanına vericem. buradaki belediyeside süper çalışıyor Antalya 2002 den önce gelen ile şimdi gelenlerin gördükleri manzara inanılmaz. buradada belediyeyi en az 10 yıl kaptırmayacagını düşünüyorum. bu arada herkes delili olmadan birbirini suclarsa adalet mekanizması nasıl işler. varsa delilin gösterirsin minare kılıfla olmaz. camur at izi kalsın felsefesinide bırak hayalide bırak gercekci somut deliller sunarsan güzel olur. saygılarımla..
  4. gündem konuları bölümünde suyu bulandıracak konuları yazmakta üstüneze yok DİPNOT. Atatürk ü sevmeyenin bu forumda işide olamaz yeterki Atatürk'ün ismini kullanan SAHTE Atatürkçüler olmasın. şuan tv leri gazeteleri vs.. medya organlarını açın böyle bir gündem maddesi var mı Allah aşkına. liderlerin geçmişini araştırırken diğerlerinide yazarsanız seviniriz tarafsız politika.. saygılarımla..
  5. suçlu olduğunu iddaa eden sizsiniz belgeyi sizin sunmanız gerekiyor. benden suçsuzluk belgesimi istiyorsunuz gülüyorum sadece yazdıklarınıza... minare kılıf mılıf yazmıssında yargı bagımsız bunu sende biliyorsun herkes biliyor en azından öyle bişey olsaydı rektör tutuklanmasında halen içeride olurdu. liman için acılan ihaleleri kazanan sami ofer vs.. gibi konular yargıya takılmazdı.. işine gelince yargı bağımsız işine gelmeyince hükümetin elinde. size göre o kadar yolsuzluk yaptıda neden onlar için hapis yatmadıda şiir için yattı eğer varsa yolsuzluğu onun için yatardı... saygılarımla...
  6. benimde anlatmak istedigim bu insanların beyninden çok giyimine karışılması. mayolu bikinili barbiyi oynayanla tesettürlü barbiyi oynayanın oyuncaklarından cok beyinleriyle ilgilenmek gerekiyor. insanları ayrımcılığa sürüklemenin topluma bi faydası yok. saygılarımla...
  7. uzanları herkes biliyordu kimse dokunamıyordu ayrıca siyasi rakibi olamaz buda acık secik ortada. 2002 secimlerinden öncemi sanki cökertti uzanlarıda rakibini saf dışı bıraktı gibi konuşuyorsun anlam veremiyorum. varsa usulsuzluk kedi karikatürlerinde oldugu gibi başvuru yapılır r. tayyip erdoğan da haksızsa cezasını ceker daha önce bir şiir okudugu için hapis yatan insan bu seferde yolsuzluktan yatar. eğer bir yolsuzluğu olmuşsa rakipleri kullanırdı daha önceden malzeme bulamayınca şiir nedeniyle hapse girmişti. yargı bagımsız olabilsin yazmıssın kediye benzetilen karikatürlerde bile mahkeme dergiyi haklı buldu. öyle bişey olsa yargıya müdahale olsa bu sonuc cıkmazdı.. varsa bildigin yolsuzluklarla ilgili cıkar sunarsın delillerini yargıya başvurursun eğer yoksada iftira ile bi yere gelemezsin.. saygılarımla..
  8. bazı dini vakıflar demişsin ama burada tartışılan Ahmet Mahmut Ünlü hocadır şuan diğerleri bizi bağlamaz bu adamda veremecegi hesabı yok kendi savunmasınıda dinle taraflı gazete ve tvlere bakacagına birde kendi ağzından dinlesen cok mu zor... yargısız infaz daha mı basit senin için.. saygılarımla
  9. kimsenin dokunamadığı uzan imparatorluğunu yine bu hükümet yıkmadımı, bankalarına ve tüm yolsuzluklarına bu hükümet dur demedimi. ortaya attığın iddaaları kanıtlarıyla göstermedigin sürece sende iftiracısın o zaman.. çamur at izi kalsın POLİTİKAsını benimsemişsin. bu millet zamanında civangeyt skandallarını unutmadı eğer milletin uyuduğunu düşünüyorsan... saygılarımla...
  10. şimdi bekir çoşkun doğru söylüyorda onların daha iyi tanıyan Ahmet Hakan yalanmı söylüyor.... Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın yazısı... BİRBİRLERİNE "ihvan" diye hitap ederler. "Tarikat kardeşliği" her şeyin üzerindedir ama cemaat içinde herkesin hemen fark edemediği iç çekişmeler de yaşanır. "Cüppeli Ahmet Hoca" ile "Gözlüklü Ahmet Hoca" çekişmesi gibi. Eskiden televizyona acayip karşıydılar, evlerine televizyon sokmazlardı. Cemaat mensuplarının haşarı çocukları, bu nedenle kahvelere falan dadanarak sokak boşaltan eski dizileri takip ederlerdi. Son 15 yılda televizyon konusunda bir yumuşama oldu mu bilmiyorum... Cemaatin başında yaşı epey ilerlemiş Mahmut Ustaosmanoğlu vardır. Sempatizanları ondan "Mahmut Efendi" diye söz ederler. Bağlıları ise sadece "Efendi" derler. (Soner Yalçın için özel not: Mahmut Ustaosmanoğlu’nun şeceresi incelenmiştir ve bir Selanik bağlantısı bulunamamıştır. Kendisi Trabzon taşrasındandır. Ayrıca "Beyaz Müslüman" da sayılmaz. Çünkü cemaatinin kahır ekseriyeti orta alt sınıftandır. Kısacası üzgünüm Soner Yalçın! Sana bu cemaatten "Efendi 3" için ekmek çıkmaz.) İsmail Ağa Camii’nin çevresinde örgütlendikleri için "İsmailağa Cemaati" diye nitelendirilirler. Cemaate dahil olmaya karar veren herhangi biri, hayatının en zorlu ve en radikal değişim kararına imza atacaktır. Çünkü bu cemaate dahil olmak için önce şekil şartlara uymak gerekir! Bu şekil şartlar şunlardır: BİR: Sakal bırakılacak. İKİ: Cüppe ve şalvar giyilecek. (Çarşamba’da "sünnete uygun" şalvar ve cüppe diken ihvandan terziler vardır.) ÜÇ: Namazlarda başa beyaz uzun tülbentten sarık sarılacak. Böylece... Farklı olunacak ve bu farklılıktan bugüne özgü bir "asrı saadet" çıkarılacaktır. Yani... 21. yüzyıla direnen ve meydan okuyan o "küçük mutluluk mahallesi"nin bir parçası olunacaktır. Vaat budur. Ve büyük şehrin çevresine sığınmış, türlü sıkıntılar ve bunalımlar içinde kıvranan işçi, küçük memur, seyyar satıcı, esnaf kurtuluş için kendisini bu küçük "mutluluk mahallesi"ne atıverir. Hem dinsel bir arınma, hem de kötülüklerden kurtulmak için. Farklı olma duygusunu yaşamak ise işin cabasıdır. *** "İskenderpaşa Dergahı", daha çok mühendisleri kendine çekti. "Sami Efendi Cemaati", taşra esnafından ilgi gördü. "Menzil Cemaati" önce köylerde, köyden kente göçün ardından da kentin varoşlarında hükümran oldu. Fethullah Gülen hareketi ise başlangıçta bir öğretmenler hareketiydi ama sonra öyle büyüdü ki homojen olmaktan çıktı. Ancak... Bu cemaatlerin hiçbiri, olağanüstü dönemlerde "İsmailağa Cemaati"nin çektiği sıkıntıyı çekmedi. Çünkü diğer cemaatlere mensup olmanın, bir "kıyafet değişimi" gerektirmediğini biliyoruz. Yani diğer cemaatlerin mensupları, araziye ayak uydurabilirler, kendilerini kolayca kamufle etmeyi başarabilirler. Toplum içinde kim "Gülen cemaati"nden, kim "Menzil cemaati"nden bilemezsiniz. Oysa... Bir İsmailağa cemaati üyesi hemen fark edilir. Bu nedenle İsmailağa’ya intisap etme kararı, çok esaslı bir karardır. Bir de şu var: "Laiklik duyarlılığı" fazlaca gelişmiş bir kişinin yolu Fatih Çarşamba’ya düşse... Eminim ki tek tip giyinmiş insanların oluşturduğu bu tuhaf getto, onların tüylerini diken diken edecektir. Halbuki... İsmailağa Cemaati, sanıldığı gibi politik bir cemaat değildir. Tamam, "Milli Görüş" partilerine yakındırlar ama Fatih’te bir belediye seçiminde ANAP’ı destekleme kararı da alıverirler. (Bakınız: Saadettin Tantan’ın Fatih Belediye Başkanı seçildiği yerel seçim.) Şunu demek istiyorum: Şekle fazlasıyla takılmış duyarlı kesimlerimiz, bu cemaatin mensuplarını büyük tehlike olarak görüyorlardır. Oysa eğer bir "tehlike"den söz edeceksek... Kentin merkezi mekanlarında takım elbise kravatla dolaşan çok tehlikeli tiplerin varlığı daha tedirgin edici olmalıdır. *** Bütün bunları şunun için yazdım: Dün, "Demirciler Çarşısı Cinayeti"ni çağrıştırır gibi "İsmailağa Camii Cinayeti" başlıklı bir haberin ayrıntıları aktı gün boyu. Camide cemaatin önde gelen isimlerinden biri vaaz verirken, 27 yaşındaki bir adam tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. Bunun ardından çıkan arbedede katil de öldürülmüş. Daha önce de aynı cemaatin önemli bir ismi camide kurşunlanarak öldürülmüştü. O cinayetin sır perdesi hálá aralanamadı. Eğer işin içinde başka bir iş yoksa... Acaba diyorum, bazı "karanlık mihraklar", bu cemaatin üyelerinin sıra dışı görünümlerinden yararlanarak bir provokasyona mı imza atmak istiyorlar? "Galeyana gelmiş Aczmendi tipi bir hareket" falan mı bekliyorlar? Eğer bunu bekliyorlarsa bilsinler ki, bu cemaatten böyle bir infial çıkmaz. Çünkü bu cemaat, politik bir cemaat değildir. Kendilerine göre bir "İslam gettosu" kurmuşlardır ve kendi hallerinde yaşayıp gitmektedirler. Yani işin içinde gerçekten karanlık mihraklar varsa... Onlara şöyle seslenmek istiyorum: Bu yapıdan size iş çıkmaz, boş yere mabette kan dökmeyin kaynak : http://www.haberturk.com/newengine.php?hab...er&@=244072
  11. ben kaynagımı belirttiğim için uyarı aldım direk belirtmeden yazsam o zamanda kaynak yok denilecekti. gazetelere çok inanıyorsunuz ama kendini savunan birine inanmıyorsunuz. sizin içinde kötü insandır deseler gazeteler bizde inanalımmı? öyle bişey olursa kendi savunmanızı yapmıcakmısınız? tek taraflımı davranacaksınız. bende sizin gibi hiç bir tarikat, parti, dernekle ilişkim yok. ama arkadaşlarım var bi kaç defada iftara gitmişliğim var. yıllarca tanıdığım kişiler gercek yüzünü göstermedide şimdimi değiştiler. Aksi iptal edilmiştir tapu kayıtlarında hiç birşeyi bulunmamıştır emniyettede zaten gercekler çıkmıştır.. savunmasını dinledikten sonra karar vermeyi size yakıştırıyorumgazeteyi okuyup suçlayabiliyorsanız savunmasınıda dinlerseniz adil olacaktır.. aynı benzer iddaaları ben sizin içinde söylerim ve savunmanızıda dinlemem o zamanda hep siz benim gözümde suçlu görünürsünüz.. sizinde adeletiniz bu o zaman... saygılarımla...
  12. benzine mecburi gelmiş keyfinden yapmamış dünyada varil başına petrole zam gelirse ister istemez türkiye yede yansır. Türkiye nin kullandıgı petrolün tamamını kendi çıkarıyor olsa bundan etkilenmezdi. herkesin bildiği gibi ortadoğudaki savaşlardan meydana gelen zamlarda türkiye de etkilenir. aksi durumunda düşürüyorda fiyat indirimi yapılıyor... saygılarımla.. (Ahmet Hocaya yaptıgınız suclamaların cevabı gelince sustunuz o konuda nezaketende bi özür dileseniz iyi olurdu.)
  13. ordada demekki buradaki gibi kolnular sonradan saptırılıyor.. bu konuda olduğu gibi... saygılarımla...
  14. cünkü maaşa gelen zam oranı fiyatı artan ürünün artış oranından daha fazla... bilmiyorum ne yapsa size yaramaz bu hükümet.. önyargılı davrandığınız sürece bedavada verseler siz şikayet edersiniz üste neden para vermiyorlar diye. saygılarımla..
  15. dış dünyaya kapılarımızı kapatıp oturacağız.
  16. elindeki veriler doğru aksini iddaa eden olursa o da çıkar belgelerle konuşur.. bu sadece işine gelmeyenlerin karşı atağa geçmesi ekonomiden açığını bulamayınca başbakanın sözlerini nasıl çarpıtırızda kötü gündemle kamuoyuna sunarız yarışı var. saygılarımla.
  17. selam sardunyam, herkesin kendi savunmasını yayınladıgım için site reklamına girdiği için web sayfası uyarı yedim. ama imzalardaki web sayfaları reklama girmiyor sanırım. neyse sardunyam Einstein güzel 2 kelam etmiş " insanlardaki önyargıyı yok etmek atomu parçalamaktan daha zordur" şimdi sayfalar dolusu hoca hakkında suçlamalarda bulundun ve bizde okuduk ama aynı kişinin kendi savunmasını iddaalarını nasıl çürüttüğünü görmezden geliyorsun o zamanda inandırıcılığın azalmıyor mu? tek taraflı sadece belli basının uydurma haberleriyle iddaalarını buraya aktarıyorsun... hatayı anlamak ve özür dilemekte bir erdemliliktir. çamur at izi kalsın politikası ile işler yürümez. olaylara at gözlüğünden bakmamanızı tavsiye ederim. 2 tarafıda dinlemeden kendi kararınızı verip insanları töhmet altında bırakamazsınız. benim bu cemaatle hiç bir alakam yok daha önce başka bir konudada belirtmiştim arkadaslarım var zamanında içki, eroin vs.. kötü alışkanlıklar edinen arkadaşlarım bu ve menzil cemaati sayesinde yeniden doğmuş... 2 milyon $ a ev almış diye sesiniz yükseliyordu adam bi güzel cevabınıda hesabınıda vermiş. tek tek hangi mal varlığını sattığını açıklamış ve evin fiyatının ne kadar oldugunu söylemiş. ama artık inanıp inanmamak size kalmış daha ne yapsın nasıl bir açıklama bekliyorsun anlam veremiyorum. zaten aile olarak geçmişten zenginlermişde daha üstüne bunun ne diyebilirsin? demekki senin düşündüğün gibi hile, dolap, hırsızlıkla alınmış bir mal varlığı yok daha doğrusu üzerinde hiç birseyi yok. artık insanları suçlarken daha dikkatli olursunuz yoksa bu dünyada olmasada diğer dünyada vebali altında ezilirsiniz. saygılarımla.. (halen özür yok onun yerine üste cıkma çabası var)
  18. sinan aygün iyi ve saygın birisi olabilir başbakanın dediği herkes kendi işiyle uğraşsa daha hoş olur gib bişey.. saygılarımla..
  19. alttaki adresde kendi müdahafasını yapıyor sardunyam. suçladığın kişiyi kendini savunma hakkını verdinmi? bak senin gibi düşünenlere bi kaç kelam etmiş ama basında yer almamış.. basında çamur at izi kalsın taktiği yapıyor sizde o şekil inanıyorsunuz bir de kendinden dinleyin: bi kaç satır yazayım : 1. biz zengin bir aileden geldik hocalığı meslek olarak edinmedik, 2. ne kaset satışıyla nede kitap satışıyla maddi gelir elde etmedik, 3. 3 senedir kaset satışı vardır. o da maliyetini kurtarmaz zaten. 4. 1980 de babam mercedes almıştı özelde söforum vardı yine vaaz veriyordum 5. 300 sel ler varken kasetlerimmi vardı? 6. 650 bin dolar villa kesinlikle yalandır. floryadaki dairem vardı eşimin 2 tellide 2 tane kooperatif evi vardı birde araba bunlar satılmıştır.. saunası vardır denilmiştir yalandır spor kompleksi var denmiştir yalandır koruma sistemi vardır hemde kameralı yalandır yüzme havuzu konusundada gerekli acıklamayı videodan dinlerseniz iyi olur 7. benim üzerime tek bir kayıtlı mülk bulamazsınız... 8. üzerimindeki camileri bile cemiyete devrettim ileride ölür kalırım miras kaldı gibi olmasın cocuklarıma diye. 9.. 10.. gerisini bilmek istermisin kendi görüntü ve sesinden ama duyurular kısmında kendi görüntü ve sesiyle duy ondan sonra tekrar buraya cevaplarını bekliyorum yada özürlerinizi. saygılarımla...
  20. yazdıklarınıza katılıyorum. bu bombalamayı düzenleyenleride huzur ortamını bozmak isteyenleride kınıyorum.. saygılarımla.
  21. Erdoğan'a 'Danıştay saldırısı azmettiricisi' iddiasına ret Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Danıştay saldırısının “azmettiricisi” olduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında, “soruşturma açılmasına yer olmadığına” karar verdi. Başsavcılık, Anayasa'ya göre, Başbakan ve bakanlar hakkında “soruşturma ve kovuşturma” yetkisinin TBMM'ye ait olmasını kararına gerekçe gösterdi. Ömer Lütfü Avşar adlı kişi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine karşı düzenlenen silahlı saldırının azmettiricisinin, Başbakan Erdoğan olduğunu ileri sürerek, Erdoğan'ın “kasten öldürmeye azmettirmek” suçundan yargılanması talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Avşar, suç duyurusu dilekçesinde, Erdoğan'ın, Danıştay 2. Dairesinin verdiği ”türban” kararının ardından konuya ilişkin açıklamalarında, Danıştayın işlemini eleştirdiği ve bu bakımdan “azmettirici sıfatı” taşıdığını ileri sürdü. Bunun üzerine inceleme başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şikayete konu olayda, suçüstü halinin mevcut olmadığını ve Başbakan Erdoğan'ın suç unsuru taşıdığı iddia edilen açıklamalarının, görevine ilişkin açıklamalar olduğunu belirtti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının kararında şöyle denildi: “Dilekçenin incelenmesinde hakkında suç isnat edilen Recep Tayyip Erdoğan, 59. Cumhuriyet Hükümeti Başbakanı'dır. İsnat edilen suç görevine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 100. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 107. maddesine göre, Başbakan ve bakanlar hakkındaki soruşturma yetkisi TBMM'ye ait olup Cumhuriyet Başsavcılığımızın bu kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunmadığından, mevcut Anayasal sistem nedeniyle Başbakan Erdoğan hakkında müsnet suçtan soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verildi.” ŞİKAYETÇİ AVŞAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU Başbakan Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararı üzerine, Ömer Lütfü Avşar hakkında, “Başbakan'a iftira ettiği” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Avukat Şahin, Avşar'ın, hukuka aykırı fiil isnat ederek, kovuşturma başlatılması amacıyla yaptığı eylemle, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) “iftira” suçunu düzenleyen 267. maddeyi ihlal ettiğini öne sürerek, cezalandırılmasını talep etti. 1 YILDAN 4 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu suç duyurusu üzerine yaptığı soruşturmayı tamamlayarak, Ömer Lütfü Avşar hakkında, “Başbakan'a iftirada bulunduğu” iddiasıyla dava açtı. İddianamede, Avşar'ın, eylemiyle TCK'nın “iftira” suçunu düzenleyen 267/1. maddesini ihlal ettiği belirtildi. Buna göre, Avşar'ın, 1 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. TCK'da “iftira” suçunu düzenleyen madde şöyle: “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlenmediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” İddianame, asliye ceza mahkemesince kabul edildi. Ömer Lütfü Avşar'ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/5082295....=3044&oid=3
  22. tabi o dönemde sen askerlik yaptın biliyorsun gidilecek yeri ve planları.. askeriyedeki görevlerim hakkında bilgi vermek istemem ama hiç düşündüğün gibi değildi.. türkiye nin ırak konusunda söz sahibi olamamasının tek sebebi bu tezkeredir. orada şimdi türkmenler katlediliyor biz seyirci kalıyoruz.. saygılarımla...
  23. konudan çok uzaklaşılıyor farklı yönlere kayıyor ama bende bu farklılığı sadece bi kaç satırla devam ettirmek zorunda hissettim. yakın gerceklerin bilinmesi açısından... selam arkadaşım. başbakanın yanındaki isimleri sayma gereği duymuşsun ama aynı ilgiyi deniz baykal içinde göstersen adaletli olurdu. sizin yerinize ben yazayım 19. Dönem TBMM’de DEP’lilerle birlikte yer alan CHP’liler arasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yanı sıra Genel Sekreter Yardımcıları Mehmet Sevigen, Algan Hacaloğlu, Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem ve Cevdet Selvi, Hatay Milletvekili Fuat Çay, TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz’ın yanı sıra Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve Hakkari Milletvekili Esat Canan ile MYK üyesi ve Tunceli Milletvekili Sinan Yerlikaya da yer alıyor. O dönemde SHP çatısı altında TBMM’ye giren DEP’liler arasında halen terör örgütü PKK/Kongra Gel’in Genel Başkanı olan Zübeyir Aydar’ın yanı sıra Hatip Dicle, Nizamettin Toğuç, Hatip Dicle, Sedat Yuttaş, Leyla Zana, Ahmet Türk, Mehmet Ali Yiğit, Sırrı Sakık, Naif Güneş, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Remzi Kartal bu konudanda bahsedersen adaletli olur... bunlarıda başka bi konuda tartışırız sadece ben bilgilendirme amaçlı yazdım... saygılarımla...
  24. işte sizde yazmışsınız aynı konuyu eğer 3 martta sizin gibi düşünenler olmasaydı da tezkere cıksaydı şimdi o kandil dağında mehmetçik piknik yapıyor olacaktı... saygılarımla...
  25. Edep, adap çizgisinden uzak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomideki gelişmeleri eleştirenlere, "Bunlar işi bilmiyor" yanıtı verdi. Erdoğan, ATO Başkanı Sinan Aygün’ün "Gayri Milli Hasıla" sözlerine, "Edep, adap çizgisinden uzak" diye tepki gösterdi. BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, ekonomiyi eleştirenlere, "Bunlar ya işi bilmiyor ya da hakkı sahibine teslim etmek onlara zor geliyor" diye yanıt verdi. Erdoğan, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’ün "Gayri Milli Hasıla" sözüne "edep adap çizgisinde uzak" diye tepki gösterdi ve herkesin kendi görevini yapmasını istedi. Erdoğan, partisinin dünkü il başkanları toplantısında hükümeti dönemindeki ekonomik verilere ilişkin eleştirilere yanıt verdi. "Artık milletin ışığı yanıyor, ülkenin yıldızı parlıyor" diyen Erdoğan, "Bazıları ’ekonomi küçülüyor’ dediği anda bakıyorsunuz resmi rakamlara göre rekor seviyede büyüme sürüyor" dedi. BUNLAR İŞİ BİLMİYOR: "Bunlar ya bu işi bilmiyorlar ya da hakkı sahibine teslim etmek onlara zor geliyor" diyen Erdoğan, "Ekonomiden anlayan bu kadarını bilir, ekonomide tesadüflere yer yoktur, tesadüfe bıraktığınızda gidilecek yer uçurumdur" dedi. Erdoğan, ardından da, isim vermeden Aygün’ü hedef alarak şöyle dedi: "Türkiye ekonomisi küçülüyor dediler, buyurun yine ikinci çeyreğin rakamı açıklandı, ortaya çıkan gerçek onların söyledikleriyle uzaktan yakından alakalı değil. Bunlara da kılıf uyduruyorlar. Bir tanesi çıkıyor çok çirkin, tamamiyle edep adap çizgisinden uzak bu milli gelir değil gayri milli gelirdir ifadesini kullanıyor. Bunlar bu ülkeye herhangi bir katkı sağlayan değil, belli imkanlarla maalesef milletin duygularını tahrik etmeye gayret etmeye çalışan anlayışlardır. Bu ülkede millilik noktasında bir derdi olan bu ülkenin geleceğine ne gibi katkılar sağlayabilirim bunun hesabı içinde olmalıdır." KENDİNİ ..... EDİYOR: Erdoğan, görev tanımlarına dikkat çekerek, "Her konuda, dış politikada, iç politikada herkes bulunduğu kurumun görev tanımı içindeki alanda hizmetini sürdürse, o alanda ben bu ülkeye neler katabilirim bunu düşünmüş olsa çok daha faydalı olur. Ama o görev tanımının tamamen alanı dışına çıkan tavırlarla hem kendilerini ..... ediyorlar, hem de ülkeye zararlı duruma düşüyorlar. Bir şey kazandıklarını sanıyorlar" dedi. NEREDE ULUSALCILIĞINIZ: Erdoğan, "Hani o ulusalcılar, ’milli paramız elden gidiyor’ demiyorlar mıydı? Şimdi, ’Türk parası o kadar değerli olmamalı( diyor, nerede sizin ulusalcılığınız?" diye konuştu. Ekonomi sadece cari açıktan ibaret değil Başbakan Tayyip Erdoğan, cari açık ile ilgili eleştirileri yanıtlarken de, "Ekonomi sadece cari açıktan ibaret değildir. Ayağınız yere sağlam basıyorsa, ekonominiz güçlüyse bunu çözersiniz" dedi. "Biz emanetçiyiz" diyen Erdoğan, "Milletin bize emanet ettiği kasayı en ideal şekilde yönetmek durumundayız" dedi. Geçmişte maaş ödemeleri için para basıldığını anımsatarak, kendi iktidarları döneminde bir kuruş bile basılmadığını belirten Erdoğan, "Paranın üzerindeki birin yanına sıfırlar koyup halkı aldatan yönetimlerden olmadık, o sıfırları attık" dedi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.