canıma değmez hayat teşekkürler radyam
AĞAÇ
İki çeşit ağaç vardır. Birisi ormandaki ağaç, ötekisi
açıklık kırda tek başına duran ağaç.
Kırdaki tek başına ağaç ilk bakışta göze çarpar. İlk
bakışta insanı hayrete düşürür. Fakat bir bakarsınız,
iki bakarsınız, gözünüz gitgide alışır ona. Onun
yalnızlığındaki "kahramanlık" gitgide kaybolur,
gitgide mahsunlaşır. Biraz daha dikkat ederseniz, tek
başına kırda duran ağacın bütün basit faciası
gözümüzün önünden geçer. O, kırın dümdüz açıklığında
komikleşir. Kışın sıska kollarıyla bir başına
titreyen, yazın bir avuç gölgesinin başında neyi ve
neden beklediğini bilmeden dikilip duran bu tek ağaç
zavallıdır.
Ormandaki ağaç, kırdaki ağacın büsbütün tersidir. İlk
bakışta gözünüze çarpmaz. Fakat onun güzelliğini her
bakışta biraz daha anlarsınız. Bütün ormanın ahenginde
o ahengi tamamlayarak fakat ferdiyetinden
kaybetmeyerek yaşamaktadır. Orman onu, o ormanı
güzelleştirir. Kuvvetleştirir. Kışın, kolları öteki
kolların yanında olduğu için onda üşümenin komikliği
yoktur. Yazın, gölgesi öteki gölgelerden ayrı, fakat
öteki gölgelere karıştığı için bir büyük yeşil
serinliğin kaynağı halindedir.
İki çeşit ağaç vardır, dedim. İki çeşidini de yazdım.
İsterim ki, oğlum ormandaki ağaca benzesin.
Nazım Hikmet