Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

haykırış

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    15
  • Katılım

  • Son Ziyaret

haykırış - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. haykırış

    Tarikatçı AKP Hükümeti ...!

    Siz AKP gibi hükümeti öpün de başınıza koyun...
  2. Sağcı-solcu-dinci-ateist- hatta rum,yahudi,ermeni dönmesi bile olsa,bir insan bu vatan için bir nebze olsun yararlı bir iş yapıyorsa,onu her zaman takdir etmek gerektiğini düşünüyorum.Atatürk'ün sözünü unutmayalım 'Ne mutlu Türküm diyene!' Sanırım bu söz demek istediğim şeyin özünü en kısa ve en muazzam şekilde anlatıyor.Ben şahsen seni o dediğin şekilde algılayanları da, hala birilerinin gazıyla,sözde vatanperverlik gösterisi yapan ******* olarak görüyorum.
  3. İşte AB'nin esaretine ve özümüzü kurutan AB reformlarına karşı en büyük alternetif!Lütfen kişi ve kişilere bakarak önyargılı davranmayınız.Bu işi yapan ister dinci ister sağcı ister solcu isterse komünist olsun Türkiye'yi batı yalakalığından kurtaracak her türlü adımı tebrik ve takdir etmek gerekir bana göre...((lütfen okuyunuz...........)) 20. asrın 21. asra en büyük hediyesi: D-8 Erbakan: İnsanlığın saadeti Batılılara bırakılamaz İnsanlığa “Hürriyet, insan hakları, demokrasi” gibi söylemler sunan ülkelerin aradan geçen 50 yılda bunların hiçbirisini gerçekleştirmediklerini belirten Erbakan, “G-7’ler düşmanlık esasına göre, D-8’ler ise kardeşlik, refah, huzur ve barış esasına göre kuruldu. Batı, insanlığa saadet getirmez. Dünyanın saadeti için D-8’e büyük görev düşüyor” dedi. Temelleri Millî Görüş Lideri ve 54’üncü Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından atılan D-8’in dokuzuncu kuruluş yıldönümü kutlamaları İstanbul Çırağan Sarayı’nda yapıldı. Erbakan, şeref konuğu olarak katıldığı toplantıda dünyanın yanlış kişilerin elinde dengesiz bir hale geldiğini belirterek “D-8 bu dengesizliğe hayır demek için kuruldu. Bu oluşum, kurulduğu 15 Haziran 1997’den beri üye ülkelerin heyecanı ile büyük coğrafyamızda büyük bir sevinçle karşılanmıştır” şeklinde konuştu. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Başkanı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’ın ev sahipliğini yaptığı toplantıya D-8 üyeleri Türkiye, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, İran, Mısır, Malezya ve Endonezya’dan temsilciler, milletvekilleri ve misyon şefleri katıldı. Kur’ân-ı Kerim tilavetiyle başlayan kutlama toplantısında açış konuşmasını yapan Kutan, “Biz ESAM olarak sadece 8 ülkeyi değil, dünya nüfusunun tamamını ilgilendiren D-8 projesine büyük önem veriyoruz. Dünyada savaşın değil, barışın ve eşitliğin hakim olmasını istiyoruz” dedi. Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan’ın D-8 ile ilgili teknik bilgiler vermesinden sonra ülkelerin temsilcileri kısa konuşmalar yaptılar. Mısırlı Milletvekili Eşref Bahaddin, ümmetin birlik olması konusuna dikkat çekerek “D-8, üye ülkelerini Avrupa Birliği’nden, globalleşmekten kurtaracak gelişmeleri ve fırsatları sağlayacaktır” dedi. Endonezya Büyükelçisi’nin mesajını ise İstanbul Fahri Konsolosu Prof. Dr. Semih Tezcan aktardı. Endonezya Adalet Partisi Milletvekili Lütfü Hasan ise, Genel Başkan ve Parlamento Başkanı’nın selamlarını ileterek, “Bütün Müslümanlar zulüm ve haksızlıklara karşı D-8’in aktif rol almasını istiyorlar” şeklinde konuştu. Ş. KALAFAT - İ. ARSLAN - M. ACAR Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından kurulan D-8’in kuruluşunun 9. yıldönümü Çırağan Sarayı’nda kutlandı. Erbakan’ın şeref konuğu olarak katıldığı kutlamaya Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Başkanı Recai Kutan ev sahipliği yaparken D–8 üyeleri; Türkiye, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, İran, Mısır, Malezya ve Endonezya’dan milletvekilleri ve misyon şefleri katıldı. Kutlama toplantısı Sultan Ahmet Camii İmam-Hatibi’nin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladıktan sonra dünyanın durumu ve D–8 hareketinin önemi ile ilgili bir sine vizyon gösterisi yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi ve ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, "Biz ESAM olarak 8 ülkeyi değil, dünya nüfusunun tamamını ilgilendiren D–8 projesine son derece önem veriyoruz. Dünyada savaşın değil, barış ve eşitliğin hâkim olmasını istiyoruz. D–8, ‘Dünyayı sadece biz yönetiriz’ iddiasında olan güçlerin karşısına, ‘Biz de bu dünyanın bir parçasıyız. Bu dünyayı barış ve adalet ölçüleri içerisinde birlikte yönetelim, dünyanın nimetlerinden yine adalet ölçüleri içerisinde birlikte yararlanalım’ mesajı ile çıkmıştır" diye konuştu. İnsanlık, Batılıların eline bırakılamaz D-8’in kurucusu Milli Görüş Lideri ve 54. T.C Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ise "Dünya, yanlış kişilerin elinde dengesiz bir hale geldi. D–8, bu dengesizliğe ‘hayır’ demek için kuruldu. D–8, kurulduğu 15 Haziran 1997’den beri, üye ülkelerin heyecanı ile coğrafyamızda büyük bir sevinçle karşılanmıştır." dedi. Milli Görüş Lideri, "D–8 topluluğu dünya nüfusunun 930 milyonluk kısmını yani yüzde 15’ini teşkil etmektedir. Bu ülkelerin petrol, doğalgaz başta olmak üzere pek çok maden rezervi, üretimi ve pek çok türde kaynakları bulunmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası toplanan ‘Yalta Konferansı’ insanlığa hürriyet, insan hakları, demokrasi gibi söylemler sunmuştur. Ama geçen 50 yılda bunların hiçbiri gerçekleşmemiştir. Bugün G-7’ler düşmanlık esasına göre kuruldu. D-8’ler ise kardeşlik, refah, huzur esasına göre kuruldu. Batı, insanlığa huzur getiremez. Çünkü inançlarında sakatlık var. İnsanlık bu yüzden Batılıların eline bırakılamaz. Bugün Birleşmiş Milletlerde İsrail aleyhine onlarca karar olmasına rağmen suskun kalınırken, İran’ın nükleer teknolojisi karşısında yaygara koparılıyor. D–8 sadece 8 ülkeyle sınırlı kalmayacaktır. Öncelikle 60 ülke D-8’e katılacak. Daha sonra ise D–8, insanlık âleminin tamamına ve tüm ülkelere hitap eden bir birliğe dönecektir" İfadelerini kullandı. Karar almamız gerekiyor D–8 içinde, ‘Teknoloji İşbirliği Teşkilatı’ (TİT) ve İslam milletlerinin oluşturduğu ‘İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kurulacağını söyleyen Prof. Dr. Erbakan şöyle konuştu: "TİT son derece önemlidir. Onların 40 tane uçak gemisi varsa, biz 41 tane yapacağız. Bunlar ancak kuvvetten anlar. Batılılar, ‘Biz çalışacağız, dünyayı esir alacağız. Ya öleceksiniz, ya da kölemiz olacaksınız’ diyorlar. Bu bakımdan dünya Batılıların eline terk edilemez. NATO’yu İslam düşmanı bir kurum haline getirdiler. Irak’ın, Afganistan’ın halini görüyorsunuz. Yarın İran, Suudi Arabistan, Suriye ve sonra da Türkiye’ye sıra gelecek. Ne yapabiliriz, bunu konuşmamız ve karar almamız gerekiyor" Ecdadımızın onlarca Haçlı Seferi’ne karşı durduğunu hatırlatan Erbakan, "Bugün yeryüzündeki ifsadı önlemek, inanan insanların görevidir. Bunu ecdadımız yapmıştır, biz de yapmalıyız. Uluslararası Müslüman örgütler toplanıyor ve sonuç deklarasyonu yayınlıyorlar. ‘Amerika, Irak’tan çekilmelidir’ gibi boş ve anlamsız şeyler söylüyorlar. Irkçı emperyalistler de, TV karşısında bunları dinliyor, kahvesinden bir yudum alıyor ve keh keh gülüyorlar. Hayır, bu böyle olmaz. Karar alacaksın. ‘Biz yerimizde sayarken, onlar 9 yılda ne yaptı, diye düşünmemiz gerekiyor. Biz, ‘barış’ diyoruz, onlar ‘savaş’ istiyor." ifadelerini kullandı. Biz, ‘Uzlaşma’ diyoruz ama onlar ‘Çatışma’ istiyor Milli Görüş Lideri sözlerine şöyle devam etti: "Müslümanlara ‘Terörist’ diyorlar. Biz, ‘Uzlaşma’ diyoruz ama onlar ‘Çatışma’ istiyorlar. Bu ırkçı emperyalistlerin inançları hastalıklıdır. Çözüm için D-8’ler, G-7’leri yuvarlak masa toplantısına çağıracak, ‘Gel bakalım otur karşıma’ diyecek ve dünyada barış ve adaletin gerçek anlamda sağlanması için 2’nci Yalta Konferansı’nı gerçekleştirecek." Refahyol Hükümeti’nde Başbakanlık danışmanı olan ve D-8 projesinin mimarlarından Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan da D–8 ile ilgili teknik bilgi vererek, "D-8’lerin, G-7’lere söyleyeceği çok şey var" diye konuştu. Çelikdoğan’dan sonra D–8 ülkeleri temsilcileri imza sırasına göre tebliğlerini sundular. İlk konuşmacı Mısırlı Milletvekili Eşref Bahaddin, İhvan-ı Müslimin liderinin selamlarını getirdiğini belirterek "Ümmetimizin cesedi parçalanıyor. Ümmeti birlik olmalıdır. D–8, üye ülkelerini, Avrupa Birliği’nden, globalleşmekten kurtaracak gelişmeleri ve fırsatları sağlayacaktır." dedi. İşbirliği ve güç birliğimiz sürecek Toplantıda Endonezya Büyükelçisi’nin mesajını Endonezya İstanbul Fahri Konsolosu Prof. Dr. Semih Tezcan aktardı. Tezcan, D-8 üyesi ülkeler arasında kalkınmaya yönelik işbirliğinin en üst seviyeye çıkarılması gerektiğini söyledi. Tezcan, "Endonezya, dönem başkanlığını aldıktan sonra bütün gücümüzle işbirliğini ve güç birliğini sürdürecektir" dedi. Endonezya Adalet Partisi Milletvekili Lütfü Hasan, Adalet Partisi Genel Başkanı ve Parlamento Başkanı’nın selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, "Bütün Müslümanlar zulüm ve haksızlıklara karşı, D-8’in aktif rol almasını istiyorlar" şeklinde konuştu. İran Elçilik Müsteşarı Bijan İzadi, D-8’in bir gecede Avrupa Birliği gibi bir yapıya dönüştürülebileceğini söyleyerek, "D–8, mesajı olan bir birliktir. Bundan dolayı bu projeyi başlatan muhterem Necmettin Erbakan’a teşekkür ediyoruz. Batı’nın planı birliğimizi bozmaktır. İslam ülkeleri geleceklerinden kaygılıdır. Amerika’nın Ortadoğu’daki planı ‘böl ve yönet’ şeklindedir. D-8’in kuruluş gerekçesini unutmamalıyız. O da bölgemizdeki insanların birliği ve kardeşliğidir" şeklinde konuştu. Erbakan’a teşekkür Malezya İslam Partisi Milletvekili Gameroddin Caferi, "İslam âlemi ekonomik, siyasi ve sosyal birçok tehditle karşı karşıyadır. Erbakan’a D–8 hareketini başlattığı için teşekkür ediyorum" dedi. Nijeryalı Senatör ve Büyükelçi Adamu A. Waziri ise "D–8, insanlığın onuru için önemli bir vizyondur. D-8’in en önemli ilkesi barıştır, savaş hiçbir şey getirmez." diye konuştu. Pakistan’dan gelen Cemaati İslam Partisi Milletvekili Liyakat Beloç, "Pakistan halkının selamlarını büyük İslam Lideri Erbakan’a iletiyorum" diyerek konuşmasına başladı. Beloc, İslam âleminin huzur ve refahı için çalışmış, İslam ümmetinin problemlerini çözmek için çaba sarf etmiş bir liderdir." dedi. Misafirler boğazı gezdi D–8 İcra Direktörü ve Büyükelçi Ayhan Kamel, D-8’in 9 yıllık faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdi. Kamel, D-8’in ticaretten bankacılığa, tarıma ve sanayiye kadar pek çok konuda toplantılar yaptığını, tercihli ticaret anlaşmasıyla D-8 ülkelerinin kendi aralarında gümrük indirimi sağladıklarını ve son olarak da Endonezya’nın Bali Adası’nda yapılan zirvede D-8 Genel Sekreterliği’nin kurulduğunu ve zirvede çok önemli kararlar alındığını belirtti. Öte yandan kutlamaya Irak İslam Partisi’nden üç Milletvekili de katıldı. Program sonrası yapılan Boğaz Gezisi’nde ise tüm konuklara İstanbul’un tarihi yerleri hakkında rehber eşliğinde bilgiler verildi KAYNAK:MİLLİ GAZETE
  4. death metal hakkında neler düşünüyorsunuz?Sevdiğiniz ve beğendiğiniz gruplar hangileri?hepimiz yazalım,tartışalım ve yorumlayalım.Benim dünyada en fazla sevdiğim iki grup var.Birincisi inflames diğeri savatage.....metal'le ilgili arkadaşlara her ikisini de şiddetle tavsiye ederim...
  5. benim bildiğim bir tek TRİSTANİA var.bence süper.ilgili arkadaşlar beğendikleri gothic metal gruplarını yazarlarsa güzel bir paylaşım olur...
  6. haykırış

    ÖSS

    ÖSS Türkiye'nin asıl sahiplerini yönetimden uzak tutmak için tasarlanmış,mükemmel kurgulanmış bir uyuşturucu ilaç Başka ne denilebilir ki? okuduğun rahmetlerde sonuna kadar yanındayım allah diline zeval vermesin
  7. YTL'deki değer kaybının ve reel faizlerdeki yükselişin devamı halinde politika faizlerinin sıkılaşma yönünde tepki verebileceği gözönünde tutularak faiz oranları artırılmıştır.Para politikası denen şey gayet karmaşık ve kafa karıştırıcı düzenlemeleri gerektirdiği için sırf kendi şahsi çıkarlarını düşünüp de bankadaki paralarının katlamak amacıyla bu oranların artırıldığını düşünmek hakikaten çok abes..........Zaten bu gayeyle yapılmış olsa bu adamlar bunu gözgöre göre alenen yapmayacak kadar zeki insanlardır...
  8. Doğru söze ne hacet İşte bütün bunların yegane sebebi kalifiye eleman üretememiş olmamız...Üretken değiliz çünkü üretmek yerine hazır olarak almaya alışmışız...bilgiyi satın alıp teknolojiyi ellerimizde üretmek yerine (tabii ki bu beyin göçünü engellemekle olacak) üretilen ürünleri satın alıyoruz maalesef.en basitinden yıllardır görmeye alışık olduğumuz uğruna milyarlarca dolar harcanan modernizasyon ihaleleri...Harcanan bu astronomik rakamlar elbette ki ekonomimiz üzerinde büyük bir kambur...
  9. Keşke varolan daha büyük sorunlarımızla uğraşsak...
  10. haykırış

    ÖSS

    bu yoldan bende geçtiğim için seni gayet iyi anlıyorum...valla açık konuşmak gerekirse işin zor biliyosun dimi tamam tamam moralini bozmayayım..insanları ne hale getiriyolar ya stres,bunalım,endişe moral bozukluğu.. sınava girecek olan çoğu kişi eminim şu günlerde her gece karabasanlar görüyordur.Her adaya yürekten başarılar diliyorum,umarım gönlünüzün arzuladığı sonuçlar elde edersiniz....
  11. Teşekkür ederim hasan.Yanlış giden bazı şeylerin hala farkında olan,düşünen,eleştiren ve sorgulayan kısacası bizlere milletçe dayatılan herşeye körü körüne bağlanmak yerine bunları analiz ederek ona göre tavır alan uyanık insanların hala (az da olsa) varolduklarını görmek çok güzel.
  12. Cümlelerin hepsi mi yanlış? tamam her cümlemin yanlışını tek tek ispatlarıyla açıklamanı bekliyorum.Zaten benim açıkla dememe gerek yok bilirsin öğrenmenin yaşı yoktur ve yazıyı sonuna kadar okuduysan benim ne kadar öğrenme heveslisi ve her görüşe açık biri olduğumu anlamışsındır.en kısa zamanda ufkumu açman dileğiyle dostum saygılar
  13. Türkiye'nin AB süreci tam bir kepazelik olmakla birlikte üzerimizde oynanan oyunların vehameti son derece kaydadeğer bir durumdur. Türk milleti asırlarca Dünyaya hükmetmiş,fakat bizdeki batılılaşma kavramı batıyı kuru kuruya taklitçilikten öteye gitmemiş,bir zamanlar aslan olan ecdadımızı batının elinde maymun konumuna düşürmekten başka bir işe yaramamıştır. Bizler yıllarca batıya yüzümüzü,doğuya ise sırtımızı dönerek kuklavari bir tavırla zaman içinde adab-ı muaşeretimizden(edep,ahlak) çok kayıplar vermişiz. Bizler batılı değiliz ve asla da olamayız.İstesek de olamayız.Kabuğumuzu istediğimiz kadar değiştirelim,istediğimiz kadar sırf çağdaşlaşma ve batılılaşma uğruna misal;eve ayakkabılarımızla girelim,sofralarımızda en pahalı en gösterişli şaraplar bulunduralım,kılığımızı kıyafetimizi azami ölçüde değiştirelim yaptımığız ahmakça bir taklitten,şahsiyetsiz bir kopyadan ileri gitmez zira özümüz yine hep aynıdır.Çünkü özümüzü ispat eden inkar edilemez bir tarihi süreç gerçeğimiz vardır.Kendimize özgü hiçbir alanda imrenilecek bir tarz oluşturamamışız.Öylesine bir sentez yaratmalıydık ki örnek alan olmamalı örnek alınan kopya edilen bizler bizzat kendimiz olmalıydık. Bu bakımdan yapılacak şey basittir.Uyanmak ve harekete geçmek!!! En önce AB sürecini iptal etmekle işe başlamalıyız.Zaten halkın büyük çoğunluğunun buna karşı olduğu aşikardır ve AB'nin bizi birliğe hiçbir zaman almayacağını karşımıza çıkan her uzman basbasbağırmaktadır.O zaman önümüzde başka alternatifler varken bu ısrar niye?Niçin ASya'daki Türk ülkeleriyle yeni bir oluşum içine girilmiyor?Evet bunun olması zor,engelleyenler de çok olacaktır fakat böyle bir birliğin başını hiç kuşkusuz Türkiye çekecektir ve dünya siyasetinde daha fazla söz sahibi olacaktır. Türkiye böyle bir oluşumdan senelere uzak tutulmak istenilmiş ve bunda da başarılmıştır.Çünkü böylesi bir birlik-beraberlik Türkiye'ye muazzam bir ekonomik ve siyasi üstünlük kazandıracaktır.Adeta dünya üzerindeki şuanki güç dengeleri altüst olacak ve dünya devletleri yeni dengeler arayışına gireceklerdir.Yani batıya karşı doğu!!! Ülkesine gönülden bağlı vatansever hiç kimsenin bu fikre karşı çıkacağını sanmam.Çünkü akıl ve mantık bunu haykırmaktadır!
  14. yalnız bir noktaya dikkat etmek lazım.Ortalığı velveleye verip rant elde etmek isteyenler kendi kuyuya kendileri düşmüş gibi duruyor.Kocatepede halkı kışkırtıp hükümet adamlarını saygısızca protesto edenler aynı durumun yarısından azı kendilerinin başına geldiğinde nedense rahatsız oluyorlar. Bana göre saldırının arkasında ne ulusalcılar ne de islamcılar var...Ortada bambaşka bir oluşum söz konusu fakat kimsenin bu düğümü çözmeye gücü yetmez bu ülkede ve görülecektir ki bu olayın içyüzü asla aydınlatılamayacaktır.islamcılar ulusalcılardan ulusalcılar da islamcılardan bilcecek ve öyle de kalacak.
  15. ewet senin de belirttiğin gibi anadolu bir çok kavim tarafından ele geçirilme mücadelelerine sahne olmuş,üzerinde sürekli oyun oynanan adeta bir satranç tahtasına dönmüştür.Bu durum hala böyledir .A.B.D'nin B.O.P'ni hepimiz biliyoruz.Bana göre en büyük tehlike şuan için budur ve bizler bu anlamda ortadoğuda oldukça pasif kalıyoruz...Tıpkı bir film izler gibi olup biteni karşıdan seyrediyoruz.Türkiye bölgede kendine yakışır bir biçimde daha aktif rol oynamalı..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.