diloş tarafından postalanan herşey
-
Asiklar atisiyor
Nasil olduysa birden Kulağum çinlamiştur Haçan aristokrat uşağum Mutlak beni anmiştur.. Kemençenin yayuna Tikkat edesun tikkat.. Yaşlanmakta ne demek daa.. Geldu senun son saat.. Magazinun nabzunu Ben atarum tutarum Deymen benum bam telume Kafam atarsa yıkarum.. Uşağum senun gözlerin Fırıl fırıl döneyi Bu bekarluk derdu de Senun sonun olayi..
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
Benim cimcimem tatlı sever.. Nuhun gemisi ve yolcuları.. yemeye istediğinden başalayabilirsin şekerim..
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
Tatlı komşum sana küçük bir armağanım var.. bu şekerden ev senin için..
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
Birtanecik..eşsiz gökkuşağım benim.. O kadar özledim ki birde burdan söylemek istedim..lütfen kendine iyi bak..seni çok seviyorum..
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Nasılsın bidenem..? Bugün şunu söylemek için geldim; Seni seviyorum sarmaşığım..
-
diloş...
Mutlu olmaz olurmuyum hiç..canım komşum.. Yetti artık bu hasretlik gökkuşağım.. çok özledim seni.. çabuk gel lütfen..bende seni çok seviyorum.. Geldim canım..hem bak senin için neler hazırladım..
-
İdari Müdür Nişantaşı çocuğu Burhan ALTINTOP :)
Her ikiside çok şeker..
-
Forumumuzun Jönünü Ahmet'ini askere gönderiyoruz :)
Jön'ün askerden canlı yayın bağlantıları kesintisiz sürüyor.. Nerdeyse hepiciğimiz askerlik yapmış kadar olduk.. Allaha emanet ol..
-
diloş...
Kambersiz düğün..zeynepsiz fal olur mu cimcimem.. Kız komşum sen ermişmisin yoksa.. inan bana bazıları tastamam doğru çıktı..korktum ben senden.. yine de hele bir fincan daha içeyim de bir daha bak bakalım..yeni havadisler var mı..?
-
BUGÜN NE PİŞİRELİM?
Amanda aman Kayserili komşum yağlama tarifi de yaparmıışşş.. yanına sarımsaklı yoğurt servis etmeyi unutmuşsun birtanem.. Bir Kayserili'nin iddiasına göre, Kayserililerden çok daha güzel yapıyormuşum yağlamayı.. Bak canım istedi şimdi..yapayım da birlikye yiyelim ha komşum ne dersin..?
-
diloş...
Kapattım bitanem soğudu bile..hadi bakalım..neyse halim,çıksın falım..
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Teoman-Rüzgar Gülü Kır evinin verandasında bir rüzgar gülüne rastladım İnsanmışcasına konuşmaya başladım Dedim, benim kadar yalnızsan Tek gecelik bir aşksan Omuzlarına abanan Bir anıdan kaçıyorsan Dibe vurduysan yada hala düşüyorsan Bir yaz günü Hiç bu kadar üşüdün mü? Rüzgar gülü Hiç ölümü düşündün mü?
-
diloş...
Gel şekerim kahven hazır..
-
DOSTLARA
Sevgili Dost, Rejisör bir filmde rol almak isteyen genç kıza; “Eğer iki kelimeyi istediğim gibi söyliyebilirsen, sana rol verebilirim” demiş, genç kız da; “Tabi söylerim. Nedir bu iki kelime?” diye sormuştu. Rejisör: “Sadece üç kere bana ; ‘Gel buraya!’ diyeceksin. ” demiş, genç kız, bundan daha kolay ne var, diye düşünürken, rejisör konuşmaya devam etmişti. “Birincisinde sevgilinle bir münakaşadan sonra ona artık ayrılman gerektiğini söylüyorsun o başı eğik kapıya doğru giderken, ceketinin cebinde tabanca olduğunu farkediyorsun. Hayatına son vereceğini seziyor, birdenbire onun senin için her şey olduğunu anlıyor ve büyük bir pişmanlikla: - ‘Gel buraya!’ diyorsun. “İkinci olarak, kendini küçük bir çoçuğun annesi yerine koyacaksın. Çoçuk dört yaşındadır. Sen ona bayramlık elbislerini giydirmiş, balkonda oturmasını, hiçbir yere gitmemesini sıkı sıkıya tembih etmişsin. Sana itaat etmiyor ve sokağa fırlıyor. Tam o sırada köşede bir kamyon belirliyor ve çoçuk bir anda yere düşüp çamurlara bulanıyor. Allahtan ezilmiyor. Sen dehşet içindesin. Bir yandan Allah’a şükrederken, diğer yandan sana itaat etmediği için çoçuğa son derece kızgınsın. İşte bu duygularla ona: - ‘Gel buraya!’ diyorsun ” Son olarak da, bir tacirin karısısın. Kocan iflas etmiş. Evin dışında alacaklılar kocanı linç etmek için bekliyor. Fakat kocan, onuruna dokunan bu durum karşısında kalbine sıktığı bir kurşunla can veriyor. Sen de sokak kapısını açıp, dışarıdaki kalabalığı elebaşısına: - ‘Gel buraya’ diyorsun Sevgili Dost, Kızın bu sözler üzerine filmde rol almak istemekten vazgeçip geçmediğini bilemiyoruz. Bildiğimiz, sesin tonunun kelimelere hayat verdiği ya da öldürdüğür. Sevgili Dost, Gel buraya! Kimlere seslendiğimi ve hangi ses tonunu kullandığımı seslendiklerim biliyor..
-
diloş...
Ne diyelim.. hayırlısı olsun Cimcimem.. Bende seni birtanem..
-
ÖZLEDİKLERİMİZ
Karnımdaki o sızıyı..içimdeki o çırpınışı özledim..
-
ZITLAR BİRBİRİNİ ÇEKER Mİ?
Bu soru bana yıllar önce sorulmuş olsaydı cevabım kesinlikle "evet" olurdu..buna yürekten inanıyordum o zamanlar..Goethe'nin "Herkes kendi zıttını arzular..bütünlüğe ulaşsın diye.." sözünü düstur edinmiştim.işin tuhaf yanı eğilim duyduğum insanlar gerçektende mizaç olarak bana taban tabana zıttılar..işte bu yüzden merakla karışık bir çekim oluşuyordu ister istemez.. Oysa şimdi bunca yol..bunca yıl..ve bunca yaşanmışlıktan sonra bunun tam tersini düşünüyorum..ve yukardaki tespitlerin tamamına katılıyorum..önceleri egzantrik gelse de ilerleyen zamanda bu zıtlık ciddi çatışmalara neden olabiliyor..yakın bir mizaç; ortak zevk alanları ve ortak hedefler anlamına gelir..bu da yaşamı beraberce bölüşmenin ve paylaşmanın o güzel hazzını tattıracaktır..
-
diloş...
Sana herbişey yakışır Cimcimem.. lakin resmi göremiyorum.. Çok teşekkür ederim güzel komşum.. valla senin gibi bir komşum olduktan sonra sırtım yere gelmez benim..
-
mutlu yıllar cimcimee...
Benim şekerden de tatlı Cimcimemin doğum günü bugün demek.. O kadar tatlısın ki Zeynebim eminim alıcağın hiçbir yaş senden bu özelliğini çalamayacak..Seni çok seviyorum..Hep olmasını istediğim bir kızkardeş özlemini sanki sende gideriyorum.. Dilerim hakkettiğin güzellikte olur herşey..Yeni yaşında sağlık mutluluk huzur ve sevgi seninle olsun..Allah bahtından güldürsün..Mutlu yıllar birtanem.. Çocukluğumda çok severek seyrettiğim bir çizgi film vardı;Şeker Kız Candy..işte sen hayalimde böyle birşeysin.. Bu da armağanım.. Pastan..
-
DUYARLILIK
Toplumumuz çoğu konuda duyarsız..Daha ziyade güdülmeye alıştırıldığı için hareket kabiliyetini ve hatta düşünme kabiliyetini bile yitirmiş ne yazık ki ..Günümüz kapitalist düzeni insanları bireyselliğe..ordan da bencilliğe ve yalnızlığa itmiş durumda..dolayısıyla herkes sadece kendini kurtarmanın yollarını aramakta bunu yaparkende çoğu zaman çevresinde gördüğü gibi çalışmadan kazanma ya da illegal yoldan para kazanma alternatiflerini değerlendirmektedir..bu faaliyetlerle kafası o kadar yoğundur ki sosyal duyarlılık gerektiren çoğu durum onu kesinlikle ilgilendirmemektedir..ben de bunun sebebi olarak eğitimi işaretledim ama bananecilik te bayağı ön plana çıkıyor..
-
diloş...
Ne yaptın sen bana komşum.. Nerden bildin en sevdiğim yemeği..Canım komşum..Ellerine sağlık senin..Birde yakın çekim yapmışsın..Şu güzelliğe bak..
-
tuttu tuttmadi :)
tutmadı canım nerdeee.. şöyle biraz şehlasın sanki..
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Çocuktuk küçük yüreklerle koca sevdalar oynayan yüreciklerinde sevmekten başka yüklemi bulunmayan ve böyle bir dünyada yaşamak zorunda olmaktan başka suçu olmayan başlarında güllerden lalelerden,sümbüllerden ve tertemiz sevdalardan taçlar bulunan bir yürek dolusu çocuktuk... kış sonbaharı aşıp serpiştirmeye başlayınca eteğindeki karları tahta kızaklarımızı kız gibi süsler sonra bırakıverirdik kendimizi her kış aynı türküyü söyler camdan bakan arapkızına el sallar sonra birbirimize karabasan hikayeleri anlatırdık rüyalarımızın özeti olmaktan ibaretti söylediklerimiz gelecek,karların içinde bir beyaz güldü bizler için kimbilirdi ki içindeki koca karanlığı kim bilirdi.... yazları da ham meyveleri koparmakla ve üzerine sadece bir diş izi bırakmakla geçerdi.. ağaçların üstünde.. kimimizin kolu bacağı kırılırdı yeri boylayıp.. kimimizin de kalbi içimizdeki kıpırtıyı anlayamayan büyüklere sebep... Ömer Seydi Ekinci
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
Yağmurda Yürüyordun Ne çok yağardı o zamanlar Yağmurda yürüyordun Taşraya hep yağmurlar yağar Yağmurda yürüyordun Şaşkındın, mutluydun, sırılsıklam Yağmurda yürüyordun Yağmurun bile farkında olmadan.. Sanki yağmur değiştiriyordu seni Sanki yağmur yıkıyordu içini Sanki yağmur söylüyordu Birini sevdiğini Deliler gibi Sanki yağmur… Yıllar önceydi bütün bunlar Şimdi yürüdüğün yollara yağmur yağmıyor Şimdi kimseleri sevemiyorsun Kurumuş için, gözlerindeki ışıklar sönmüş Hayat yapacağını yapmış sana Ne zaman yağmur yağsa İçime damlayan bir anısın Sonra unutuş Bir daha ki yağmura kadar Yıllar önceydi bütün bunlar Bir otobüs durağında onunla buluşurken sen Umutsuz bir gölge gibiydim ardında Yalnızca yağmurun değil Benim de farkımda değildin Yıllar önceydi bütün bunlar Şimdi bütün yağmurlar dindi Belki de herkes için.. Biliyor musun? Yıllardır yağmur yağarken Hiç sokağa çıkmadım Ve yıllardır yağmurda senin gibi Güzel yürüyen birine rastlamadım..! Murathan Mungan
-
.....::Radya::.....
NEYLERSİN Bazen acı dinmez, bazen de yağmur Sevgilim gülümse, her şey unutulur Suskunuz bu akşam üstü Hasrete yanmışız, neylersin Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye Kalırsa, sadece o hüzün kalır.. Sen de anladın ki yapa-yalnızız... Buluşmamız yasak, Görüşmemiz uzak... Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız, Neylersin... Ah güzelim, İncinmiş bir sesi vardır yağmurun; Yanaklarına vurduğunda hissedersin. Ve bir veda sözcüğü, saçlarına, Titreyen bir öpücükle dokunduğunda; Bu anı dondurmaya yetmez nefesin. Bir film sahnesi gibi Akar gider ayrılık, Neylersin... Biz zaten hiçbir romanda Kendi hayatımıza rastlamadık. Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı. Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı. Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız. Oysa, tuttuğumuz balıkları bile Yeniden denize bağışlamıştık. Biz, hayata dair Hiçbir yanlış yapmamıştık... Neylersin... Biz bu sonucu hak etmedik, Hayır etmedik... Ömrümüz bu talana lâyık değildi. Bazen acı vurdu, bazen de yağmur Hiç gülmedi yüzümüz, Hiç büyümedi gülümüz... Bizi yalnızca akşamlar kucakladı, Biliyorsun, Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz... Bir gün, bu öykünün sonuna gelince Ansızın desem ki: hoşça kal canım! Unutursun, Mecburen unutursun... Yıldızlar söner, bu aşk da biter! Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız. Neylersin... Ah bebeğim, ah.. . Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının, Dudaklarına sızınca fark edersin. İçindeki vurgun aşklar mezarlığında, Ayrılık, ölümden üste yazılınca, Gideni durdurmaya yetişmez sesin... Bir inme gibi Dolanır bedeninde pişmanlıklar, Neylersin... Biz zaten hiçbir sinemaya Tam vaktinde yetişemedik. Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı. Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı. Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi. Oysa Nuh'un gemisinde bile Bize yer kalmamıştı. Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı. Neylersin... Biz bu aşkı sürdüremezdik, İnan, sürdüremezdik... Kalbimiz bu heyecana müsait değildi. Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur... Unutmasan bile artık Unutur gibi yapacaksın. Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda, Hiç bitiremediğim Bir şiir olarak kalacaksın... Yusuf HAYALOĞLU