godzilla tarafından postalanan herşey
-
Komedi Dükkanı...
bu Dükkan yakında kepenkleri indirir...
-
DEMOKRASİLERDE EŞİT OY HAKKI KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ
çok kuru ve gereksizdir bu tartışma ama birşeyler yazmak istedim benim kafam pek çalışmaz ,,,yinede ... şimdi olaya şöyle bakarsak; 1 çoban eşit değildir aysun kayacıya 1 çoban 100 den fazla koyunu güdebilir ama aysun kayacıya o koyunları verirseniz hepsini kurt kapar. bir de şöyle bakalım; seçim zamanı 1 çobanı bir çuval erzak ve kömürle kandırabilirsiniz ama aysun kayacıyı bir villayla.... ama olaya bir de profesör ve çoban açısından bakarsak iş karışır.Sorun oyların eşitliğinde değildir taaaaa gelir dağılımının adaletsizliğinden eğitim verilişinin adaletsizliğine kadar gider.... yani herkes 1 profesör olamaz ama herkes 1 çoban da olamaz.2 sıfatın Şartlarını karşı karşıya getirdiğinizde bir eşitliğe rastlamak mümkün olacaktır.
-
FEHMİ KORU
Savcılıkta yaşadığım ilginç tesadüf (Oray Eğin-31,03,2008-Akşam) Cuma günü Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru’nun hakkımdaki şikayetlerinden dolayı gidip Savcılık’a ifade verdim. Koru’nun Ergenekon gözaltlarını daha önceden bildiği iddialarına yer verdiğim yazımdan dolayı suç duyurusunda bulunmuştu. Ayrıca, kendisiyle hiç ilgisi olmayan, adının geçmediği, imasının dahi olmadığı bir başka yazıdan da üzerine vazife olmadığı halde yine şikayetçi olmuş. Gittim, ifademi verdim, savunmamı sundum. Doğrusu, “kulis” yazmakla övünen ve “kulis yazarlığı”nın tanımları üzerine ahkamlar kesen birinin kendisi hakkında yazılan bir başka kulis yazısından şikayetçi olmasını tuhaf bulmadım da değil. Avukatımla beraber ifadelere imza atıp, Adliye’den ayrılacağımız sırada bir başka dosya daha gündeme geldi. Bu şikayet henüz benim avukatıma veya gazeteye de ulaşmamıştı, orada karşımıza çıktı. Epey de sürpriz oldu. Bülent Şirin / Taha Kıvanç / Fehmi Koru’nun şikayetçi olduğu 3 Mart ve 4 Mart tarihli iki yazımla ilgili bu İslamcı köşe yazarından bağımsız olarak bir başka savcı daha suç duyrusunda bulunmuştu. Savcıların önüne her gün yüzlerce haber, köşe yazısı geliyor, özel olarak benim iki köşe yazımı seçip bununla ilgili dava açılmasını istemesi ilgimi çekti doğal olarak. Hafızamı yokladım... Neydi söz konusu yazılar... l 3 Mart 2008: Bu köşede Fehmi Koru’nun orada burada “Ben Ergenekon kapsamında gözaltına alınacakları biliyorum” diye konuştuğunu, hatta artık o kadar çok konuştu ki benim kulağıma bile geldiğini yazdım. Eğer bu iddialar doğruysa vermesi gereken bir hesap olduğunu söyledim. l 4 Mart 2008: Fehmi Koru, Yeni Şafak’ta sahte isimle kaleme aldığı yazısına “Kına yakarsınız” başlığını koymuş, baştan aşağı bana cevap veriyor, iddiaları yalanlıyor ama öte yandan örtülü bir tehdit savurmayı da elden bırakmıyordu: “Galiba savcılar tetikçileri yanlış yerde arıyor” yazmış. Beni Ergenekon’un tetikçisi gibi sunmuş, hedef göstermiş, savcıları göreve çağırmış, adımın yanına bir işaret konmasına sebep olmuştu. İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasından beri ne tartışılıyor? Fehmi Koru’nun İlhan Selçuk hakkındaki yazıları, hatta tam da büyük yazar gözaltına alındığında yine Yeni Şafak’taki o köşede onu hedef gösteren bir yazı çıkması... Yeni Şafak gibi İslamcı yayın organlarında hedef gösterilen bu isimlerin gözaltına alınmasına ilişkin Akşam’ın “Kara Cuma”nın ertesi günü attığı başlık manidardı: “Velev ki tesadüf...” Fehmi Koru, biri kendisiyle ilgisi olmayan iki yazım üzerine şikayette bulunuyor. Aynı iki köşe yazısından bir de Cumhuriyet Savcısı şikayetçi oluyor... Akşam’ın başlığını hatırlıyorum ben: “Velev ki tesadüf...” AKP’nin kapatılma davası ve hemen bir süre sonra İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu ve Doğu Perinçek’in gözaltına alınmaları... Köşe yazarına köşesinde cevap vermekle yetinmeyen Fehmi Koru’nun benden şikayetçi olması... Her gün önüne gelen yüzlerce haber ve köşe yazısı arasında benim sütunumu cımbızla ayıran titiz bir savcı... Akşam’daki o başlık...
-
Sattınız Memleketi
Ülkesini batıran bir lider (Sedat Sertoğlu-31,03,2008-Akşam) İktidara geldiği zaman büyük bir “umut dalgasına” binmişti. Halkının kurtuluş reçetesi ondaydı. Çünkü geçmiş yıllar ülke halkı için gerçek bir felaket olarak sayılabilecek yıllardı... Kimse o yılları bir daha yaşamak istemiyordu. Ve de iktidarının ilk yıllarında o bunu başardı. Batı’dan gelen yardım ve önerilerle ekonomiyi büyük ölçüde düzeltme yoluna gitti. Halk ona “Mucize lider” adını taktı. Mucize lider yukarı, mucize lider aşağı... Batı dünyası da ona hayrandı. Evet Avrupa Birliği’ne girmesi söz konusu değildi ama, Batı para hortumlarını onun ülkesine sonuna kadar açmıştı. Ama zaman geçtikçe “hoyratlaşmaya” başladı. Her şeyin en iyisini o bilirdi. Ondan başka herkes cahildi. Etrafı, “her sözünde bir hikmet olduğuna” inanan insanlarla doldu. O da bunları karşılıksız bırakmadı ve “başta medya” hepsine büyük ekonomik çıkarlar sağladı. Yalakalarını çok para kazanacakları işlere getirdi. Muhalefete ise en ufak bir hoşgörüsü yoktu artık. Seçilmeden önce “ülkeyi birlikte yöneteceğiz” diye konuşan lider, artık muhalefeti susturmak için bütün silahlarını kullanmaya başladı. Bunu sonucu olarak da hızla “demokratik liderden diktatör lidere” dönüştü. Rüşvet vererek insanları susturabildiği durumlarda hemen rüşvete başvurdu. Olmadıysa işi tehditlere götürdü. “Ülke iyi gitmiyor” diyenlere gözdağı verdirtmeye başladı. Tamamen kendi emri altına girmiş olan güvenlik güçlerini muhaliflere karşı kullanmaya başladı. Davalar açtırdı. Hatta muhalefettekileri karakollara çektirip dayaklar bile attırdı. Uyguladığı saçma sapan ekonomi politikası yüzünden fiyatlar ve enflasyon hızla artmaya başlamıştı artık. Cicim yılları sona ermişti. Ama yalakaları her şeyi tozpembe göstermeye devam ediyorlardı. Seçimlerde de “yaptırdığı sahtekârlıklar” diz boyu olmuştu. İktidardan gitmemek için yapmayacağı hiçbir şey yoktu. Her şeyi yapıyordu. Son seçimlerde nihayet baklayı ağzından çıkardı: “Ben yaşadığım sürece benden başkası iktidar olamaz...” Çünkü biliyordu ki iktidarı kaybettiği an hakkında bir dolu yolsuzluk davası açılacaktı. İktidarında onun ve yandaşlarının edindiği müthiş servetler ortaya çıkarılacaktı. Çok kararlıydı. İktidarı asla bırakmayacaktı. Batı dünyası ne derse desin, o bildiğini okuyacaktı. Çünkü ülkesi onun “babasının çiftliği” idi. Bu yüzden de kendisi batarken, ülkeyi de batırmaya gidiyordu.. Kimden mi bahsediyoruz? Siz kim sandınız ki? Hemen öyle kötü kötü anlamlar çıkartmayın. Sakıncalı benzetmeler filan da yapmayın.. Söyleyelim bu liderin kim olduğunu; Zimbabwe lideri Robert Mugabe bu liderin adı. Bizim medyada hemen hemen hiç yer bulamadı. Ama izleyebildiğimiz kadarıyla hafta sonunda yapılan seçimler nedeniyle dünya medyasında oldukça geniş şekilde yer aldı bu ilginç lider. Bundan 28 yıl önce büyük umutlarla lider seçilen ve aradan geçen yıllar sonunda bugün ülkesinde enflasyonu yüzde 100 bine çıkartan bir lider. 12 milyon nüfuslu bu ülkede her 10 kişiden 8’i işsiz. Bir umut olarak ülkesinin başına seçilen bu kişi, şimdi “ülkesini batıran lider” olarak tarihe geçiyor. Ama umurunda bile değil. Kendi söylediğine göre daha 15 yıl, Zimbabwe’yi yönetecekmiş. Yaşı mı kaç? 84 yaşında efendim... Peki kaç yıldır iktidarda? 28 yıldır... Bu yazı yazılırken seçim sonuçları belli değildi. İktidar da muhalefet de kendilerinin kazandığını söylüyordu. Bugün belli olur durum ve umarız “ülkesini batıran adam” kaybeder. Bir zamanlarda Afrika’nın en iyi eğitim ve sağlık hizmetlerini verildiği, Güney Afrika’nın buğday deposu olan bu ülke işte şimdi bunların tümünden yoksun seçime gitti.. ----------------- korkmayın korkmayın Tayyip Erdoğan'dan bahsetmiyor
-
Kadınlar aslında....
ayy üzülürüm amaa olur mu sen de Judo feeelannn biliyorsundur karabiber...
-
Çocuktan Kurtulma Yolları
siyasetten daha gülünç birşey var mı? bütün malzemeler orada
- Kadınlar aslında....
-
Kadınlar aslında....
bu hikayeden çıkarılacak ders nedir efendimmm kadınlar özgür iradeleriyle gündüz gezerken, bütün güzelliklerini sergileyebilir ve sizi avlayabilir ama gece olunca onların bir cadı olduğunu anlarsınız.
-
Erkekleri bahar çarpıyor
bahar erkek adamı çarpar alüüüüüü beni kötü çarptı yine sustummm insanların etkisi altında kaldığım için gerçek hayvanlardan uzaklaştım....kötü çarptı bahar,, benden hayır gelmez artık...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
gerçekleri insanların yüzüne yüzüne vurarak onları uyandıran güzel insan SARDUNYAM. SARmalı DUNYAMı senin gibiler
-
Yazarlar... Çeşitlemeler...
Bekir COŞKUN Aklımıza gelmeyen bir şey... FARKINDA mısınız; kimsenin aklına AKP'nin yargı önüne çıkıp da aklanacağı gelmiyor. Bu aklımıza gelmeyen tek şeydir... Ben hiç "AKP, laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine bağlılığını belki kanıtlar" diyeni duymadım. Yargıtay Başsavcısı'nın soruşturması ve AKP ile ilgili belki bin senaryo yayınlandı medyada. Bir tek "Mahkemede aklanır" senaryosu yok. En akla gelmeyecek şey demek ki; AKP yüce mahkemenin önüne çıkıyor ve aklanıyor... Her şey olası da, bu değil... Hesapta bir tek bu yok... Pekiiiii... AKP niçin parti kapatmayı Anayasa'dan çıkartacak "Mini Anayasa değişikliği" hazırlıyor? Herkes gibi kendisi de biliyor ki, akla gelmeyecek şeydir çıkıp aklanmak... -------------------------------------- Ahmet HAKAN Başsavcı mazlum oluyor SİZ sonuçta görevini yapan bir "Başsavcı" için, "Abdurrahman! Zararı öde" diye yakışıksız başlıklar atarsanız... Siz, tek suçu bir "iddianame" hazırlamak olan "Başsavcı" için, "Laik oligarşinin adamı" diye nitelemelerde bulunursanız... Siz, "iddianame hazırlamak" ile "ekonomik kriz çıkarmak" arasında sarsılmaz bir bağ kurup "Başsavcı"yı hedef tahtasına oturtursanız... Siz, "Başsavcı"nın memleketi Şanlıurfa'daki köyünde adamın mahrem hayatına dalarak, ne denli "dinsiz imansız" ve köyüne sahip çıkmayan bir adam olduğunu kanıtlamaya kalkışırsanız... Siz, hakkınızda "iddianame" hazırlayan "Başsavcı"nın, o makama sızdığını öne sürerseniz... Siz, hakkınızda "iddianame" hazırlayan "Başsavcı" ile "Ergenekon Çetesi" arasında bağlantı olduğuna dair imalarda bulunursanız... Siz, hedef haline getirdiğiniz "Başsavcı" için, "Apo ile hemşeri çıktılar" diye bel altı vuruş haberleri yaptırırsanız... * * * Şöyle bir şey olur: O pek sevdiğiniz, her defasında sizi acayip kárlı çıkaran, oylarınızın artmasına yol açan... "Mazlum" ve de "mağdur" imajınızı "Başsavcı"ya armağan etmiş olursunuz... Bundan "Başsavcı" bir şey kazanmaz ama siz çok şey kaybedersiniz... Kısacası... Hem fena halde ayıp ediyorsunuz, hem de bindiğiniz dalı kesiyorsunuz... --------------------------------------------- Ahmet HAKAN ?Yüzde 70?le geliriz? balonunu patlatalım AKP hakkında kapatma kararı çıkarsa, AKP?den sonra kurulacak parti, "Yüzde 70"le gelirmiş... Bülent Arınç böyle diyor... Bakıyoruz... Bir ABD gazetesine makale yazan Egemen Bağış da tıpkı Arınç gibi "Ezer geçeriz" havasına girmiş durumda... Dikkat! Bu bir balondur... Çünkü... Yüzde 70?le gelmenin ya da ezip geçmenin önünde çok ciddi engeller vardır... * * * Her şeyden önce unutulmamalıdır ki: AKP kapatılırsa, "iddianame" için en fazla malzemeyi veren Tayyip Erdoğan?ın da "siyasi yasaklı" olması kaçınılmazdır... Yani... AKP?nin en önemli varlık nedeni ya da her şeyi olan Erdoğan, sahneden çekilmek durumunda kalacaktır. Kendisinden "Yüzde 70" alması beklenen yeni parti, Tayyip Erdoğan gibi bir karizmadan mahrum şekilde kitlelerin karşısına çıkacaktır... Ayrıca... Yeni kurulacak parti için el altında, herkesin "yakışır" diyebileceği bir lider adayı da yoktur... Düşünün: "İkinci adam", siyasetüstü bir makama atlamış... "Üçüncü adam", Meclis Başkanlığı gibi bir görev için bile "tehlikeli" bulunmuş ve kenara alınmış... "Dördüncü adam", seçimden önce partiyi terk etmiş ve şimdi bambaşka bir havada... Bu durumda... İsmail Alptekin ya da Ali Müfit Gürtuna gibi zararsız ve etkisiz bir "emanetçi" mi bulunacak? Peki o zaman... Tayyip Erdoğan da, tıpkı Erbakan?ın Fazilet Partisi?ni Balgat?tan idare etmeye kalkışması gibi, yeni partiyi Subayevleri?nden ya da Üsküdar?dan mı idare etmeye kalkacak? Bu durumda... Yeni parti için de bir "kapatma davası" gelmez mi? Yani parti için gelen kapatma davasının ardından da hepimiz, "Acaba odaktan mı kapatılacaklar, devamdan mı?" diye fal açmak durumunda kalmayacak mıyız? * * * Hayal kurmak iyidir... İnsana rahatlık verir... Ancak... Hayaller gerçek olmazsa, hüsran da büyük olur... Dolayısıyla... Bugünlerin toz dumanı arasında, "Kapatırlarsa kapatsınlar... Biz de yüzde 70?le geliriz" ya da "Ezer geçeriz" diye hava atanların ve büyük konuşanların, olası "acı gerçek" tablosuyla yüzleşmelerinde büyük fayda vardır... Benden söylemesi...
-
Erdoğan hakkında GERÇEKLER ve AKP-FP-RP Kronolojisi
koca koca kocalattığım kelimelerin özel sayfaları var orada HEDEF KİTLE nin en babası var 12 den vururlar ben de az bişey bildiğim için yardımcı olayım dedim ... bakın benim sayemde de reklamın kralı yapıldı
-
TNT
Crane kardeşlerin opera ya gittiğ bir bölüm vardı yerlere yatıp gülmek.....ilk defa yaşamıştım
-
Erdoğan hakkında GERÇEKLER ve AKP-FP-RP Kronolojisi
şimdi ben tamamen konu dışı yazmış gibi olacağım ama elim ayağım durmuyor ki yine bu başlığa girince bu reklam çıkıyor bilhassa buraya konulmuş sanırım ilk önce böyle bir site caiz midir onu soracaktım ULEMA ya sonra Akşam gazetesinden bir alıntı ile devam ediyorum bu da pek bir alakasız ya buraya yazıyorum. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış, Los Angeles Times gazetesinde yer alan ve “Türkiye’nin, AK Parti hükümeti altında AB’den uzaklaşıp İran’a yaklaştığı’’ yönündeki iddialar ile ilgili olarak gazeteye bir mektup gönderdi. İddiaları eleştiren Bağış, “Amerikalı Yazar Mark Twain’in sözüyle üç çeşit yalan vardır: Normal yalanlar, ağır yalanlar ve istatistik rakamlarla söylenen yalanlar... Gazetenizdeki iddialar da bu son kategoriye giriyor’’ ifadelerini kullandı. Mektupta, aynı gazetede Soner Çağatay imzasıyla yayınlanan yazıda da ‘’Türk halkının ABD’ye düşmanlık beslediğinin de öne sürüldüğünü’’ hatırlatan Egemen Bağış, şunları kaydetti: “ABD’nin Kuzey Irak’ta istihbarat paylaşımına başlamasından sonra Türkiye’deki desteği yüzde 69’a yükselmiştir. Türkiye, dostluğa daima dostlukla karşılık verir. Yazıda, Türkiye’de İran ile yakınlaşmayı isteyenlerin oranının yüzde 28 olduğu belirtilmekte ve bu sayıya dayanılarak Türkiye’nin İran eksenine kaydığı iddia edilmektedir. Yüzde 28 İran eksenindeyse, o zaman kalan yüzde 62’si nerededir? Ben nerede olduklarını söyleyeyim: Yüzde 50, AK Parti’nin şu anki seçmen desteğidir. Yüzde 62 de partimizin kapatılması halinde alacağımız minimum oy oranıdır.” MEŞRUİYETİMİZ TAM Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD’deki Hürriyet Heykeli ne kadar sağlamsa, Türkiye’de de AK Partinin meşruiyeti ve demokrasiye bağlılığı o kadar sağlamdır. Türkler 1300 yıldır Müslüman’dır. Türkiye’nin ileri demokrasiye layık olmadığını iddia edenlere karşı AK Parti olarak demokrasi mücadelesi vermekteyiz.’’ Egemen Bağış, mektubunda AK Parti’nin kapatılma girişimine AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn’in, “Normal AB demokrasilerinde siyasi konular Meclis’te konuşulur ve sandıkta karara varılır, mahkemede değil’’, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in de “AKP Hükümeti, kararlı AB reformcularından oluşuyor’’ dediklerini de hatırlattı. ---------------------------------- altını çizdiğim yerin aslında üstünü çizmem gerkirdi ya neyse...
-
TNT
evet cnbc e de izliyorduk bir zamanlar sonra bitti hep , yahu şu Fraiser ı verselerde bir daha izlesek diyordum sonunda sesimm taaaa emerikalardan duyuldu üstüne birde kanal açtılar sağolsunlar Fraiser muhakkak izlenmeli
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
aaabbbbbbbbbbbbbbbooooooooooooo hani kayfeler pastalar meyvalarrrr asıl olan RUA nerede o inanılmaz birisii yaaa ama ben çok kelek biriyim onu eklemeden olmayacak...
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
kahveler sana ve arkadaşlarımıza feda olsun dilerim gerçeklerini de birgün hep beraber buradaki herkesle içeriz ama deniz kızına ayrıca bir pasta almamız lazım olacak gibi
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
yaw sen bitanesin beeeyaaa koca koca pastaları görmeyecek kadar da körsün hhhehehehehhehehe
-
Lütfen uzun süre gelmeyecekler buraya yazsınlar
godzilla şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımgüzelim giderim demişse gitmiştir.Sorun yoktur. ben gidemez mi demişim....bakiiimmm.......... yok dememeşim. ne demişim çevrimdışı kullanıcı olur demişim.Burası bakkal değil ki "bir daha buraya gelmicem sokağından bile geçmeyeceğim" diyesin.uygulamasını yapabileceğin bir yer değil. Yani oturursun pc nin başına elin gider bir bakarsın neler oluyor merak edersin burası öyle bir yerdir. ama dönerse de güzel olur ..... kötü mü?
-
Beyin gücünle balık kızartma
beyin gücüyle balık kızartmaaa hıhh ben hayal gücüyle aç karnımı doyurduğumu biliyorum(bu ayrı bir başlık konusu olsa gerek) benim bir kuşumm vardııııı.... ev de tüp te yoktu amaaaa beynim vardııı (piştiğinden anladım)
-
Lütfen uzun süre gelmeyecekler buraya yazsınlar
godzilla şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımçevrimdışı kullanıcılara bir yenisi daha eklenmiş ne yazıkki... Drags my senses into the sunlight For there are things that I must do Wish me luck now, I have to leave you Bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
Godzilla naber nasıl olsun valla deliyim --------------------- İddianame davanın bir numaralı sorumlusu olarak görülen Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç; "Hazırlanan iddianamede garez var, kin var. Bu iddiaların hiçbiri delillere dayanmıyor. Sayın başsavcı o kadar acele hazırlamış ki, Cumhurbaşkanı'nın sadece vatana ihanet suçundan yargılanabileceğini düzenleyen Anayasa'nın 105. maddesini bile incelememiş" " dedi. "YÜZDE 70'LE DÖNERİZ" (ben bu döneri yerim zaten karnım aççççç ) Manisa'daki "Mesir Şenlikleri"nin açılışında konuşan Arınç, "AK Parti halkın iradesiyle iktidara gelmiş bir partidir. Partimizin kapatılması halinde yüzde 70'le geri döneriz" dedi. sonra yine döktürdü AK Parti Manisa Milletvekili Arınç, kapatma davası ile ilgili olarak, "Ölüm en büyük gerçek. Bunu başsavcı da görmeli herkes görmeli" dedi. ardından faruk çelik döktürdü "Bu millette, kanlarında bozukluk olan, bu milletin bayrağı, toprağı, cumhuriyeti ve değer yargıları ile sorunu olanlar olabilir. Ama bunların marjinalin marjinali noktadaki konumlarını 70 milyona kesecek tarzda haksızlığı millete yapmayalım" dedi. ----------- godziii sana söylüyorum buraya da yazıyorum Dikta Rejimine az kaldı (delimiyim bennn ) Gloria bizim rejim olmazsa Dikta rejiminde kesin zayıflayacağım bunları neden buraya yazdım.bunlar bir anı... kötü bir anı Rua dostum sağol ben yokken iyi bakıyorsun buraya
-
Yazarlar... Çeşitlemeler...
yaa ben koyacaktım bunu buraya sen önce davranmışsın... gerçi çoğu kimse okumaz bu yazıyı ya neyse ----- bu arada kene leri bilmem mi o kene yaptı yapacağını gene
-
Gloria
ben biliyorum zaten gizliden bizi izlediğiniii ben sendenim senden ama gülüyorum ağlanacak halimeeee yani sana gülmüyom benn (kıvırabildim mi?) dostum seni gıdıklayacakmış hoşuma gitti de kulaklarından asıpp bide oyoyoy
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
bu Sardunyam a hoşgeldin kahvesi bu da bitter çikolatalı kahven Sardunyam bu denizkızına bol bol yesin hep kendin yeme ama bizede ver bu Gloria ya aslında sana ceza vermek lazım da neyseee bu da dostum Rua ya içip dertleşiriz diye bu da ben yokken bol bol kahve için diye hazırda dursun