Bay Bilen (BB)

prenses de bi kutu yaptırır. kutuyu açık yollar prense.. prens de içine prensese attığı zarfı muhafaza eden kutunun anahtarını koyar geri yollar....anahtar kilit ilişkisi daha irdelenmeyecekse (yok kutuyu kilitlemek için anahtar gerekli gibi, ben kutuyu çıt die kendiliinden kapanabiliyor sadece açmak için anahtar kullanılıyor diye yorumladım) cevabım kati suretle doğrudur

cevabın yakınında bile diilsin

yook cevabı çok manalı..ama duyunca (veya bilince tabi) offf allah seni ne etsin bay bilen diceksin muhtemelen

iki oda düşünün. birnde Ali diğerinde Veli var. Ali nin bulunduğu oda boş ve Veli nin odasında da sonsuza kadar numaralı toplar mevcut. saat 12 ye tam 64 sn var. Veli 1 2 3 nolu topları Ali nin odasına atıyor. Anında Ali de 1 numaralı topu koridora yolluyor... 32 sn kala Veli 4 5 6 nolu topları Ali ye atıyor, Ali hemen 2 yi koridora atıyor. 16 sn kala Veli 7 8 9 u atıyor Ali ye ve Ali 3 ü koridora atıyor.... saat 12 de Ali nin odasında kaç top bulunur?

latife ediyorsun zira cevap tamamen kendi üretimimdir bir yerden duymuş olman imkan dahilinde değildir

hehe..yok efenim biraz daha "felsefi" ve "bilimsel" olalım

hayır..daha "kötü" bir cevabı var

hawa helaaaaaal!! daha doğrusu herkes ağlayarak doğduğundan fenerli doğmuş olur... bildin....

eveeet bir tane daha...ünlü filozof matematikçi Rene Descartes ile bildiğimi eskiden ecza dolaplarında olan yaralara sürülen tendürdiyot arasındaki fark nedir?

bir kaç kişiden duymuştum sanki söz birliği etmişler gibi "aa her yeni doğan fenerlidir"...araştırdık bulduk bir tek nedeni var bu savın. hadi bakalım gelsin yorumlar..özellikle fenerli olmayı ayrıcalık sayan arkadaşlardan bekliyorum güzide cevaplarını...

çok işlevli bir kullanma klavuzuna benziyor. hazırlayanları gönülden tebrik ederim. her çeşit olası ve luzumlu ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte yeterli miktarda bilgi bulunduran bir klavuz. tam bir başucu kitapçığı; bütün gerekleri tam manası ile karşılayacak, eminim

daha toy abisi öğrenecek... amma ve lakin eger imza yerine Galatasaray ı rencide edici bir resim koyuyorsan ve bu resmi haliyle futbolla takım tartışmasıyla ilgili olmayan bir forumdada sergiliyorsan pek tabii bir GS taraftarı olarak haklı serzenişte bulunurum.. kimseye de hesap vermem bu böyle bilinsin...

fenev zaten gönüllerin şampiyonu, işte asrın efsanesi, yok bilmem nenin bilmem nesi, kılın tüyü, bıdının bıdısı... 2 maçta da kazanıp şampiyonluğu bize, 1 maçta eze eze yenip 2. maçta beraberliğe üzüldüğünüz beşiktaşa da kupa kaptırılmadı mı?? daha neyim şampiyonu oluosun yaa?? reziller bi de yazmış stada yok bilmem kimin dizelerini: yok fenev li olmak her şeyden üstünmüş de oymmuş da hiç bir şeyle ölçülemezmiş de.. gösterdik mi kim en büyük? tuncay kardeşimizin, fenev ller yakından tanır, bi işareti vardır elini dudaklarına götürür ve gözleriyle der: SUSACAKSINIZ!! 2 kupa diye çıkıldı yola 2 tane ney,n alındığı çok belli...SUSACAKSINIZ!!!

ooo golgi yi ve jön gibi 2 fenev taraftarını aramızda görmek ne kadar güzel!! hele yeni topic lerde karşımıza çıkıyor bu koyyu fenev li arkadaşlar aman amannn!! hadi bakalm kadıkoy de cadde de ağlamalardan adalardan modalardan kopabildiniz bakalm yeni sezona bomba gibi girin de bu seneki fiyaskoyu bi nebze hafifletin...

hindi vardı bir ara nerde o yaw? ortalarda dolaşıodu oraya buraya faan "biniodu" son durağını sevmiş bariz, çıkmıyor ortaya oole mi ustundag bilirsiniz siz...aslna terbiyeciliği karın doyurmuyor kardeşler kanarya ya had bildirmek daha revaçtaymış..yeni trend kanaryayla hindi çiftleştirmekmişş..

hadi bea; benimkini mi diyor cevap olarak? (yalnız benimki yaptım hemen..dünyanın en mütevazı insanı benimdir de) ben hep 2 saat yürü geri dönü bilirdim..neyse.. walla gidip bekçiyle mutabakata varmak en akıl karı gibi bence de..yok 5 saat uyudu yok kıldı tüydü bozar bünyeyi..gidilir bi kilo çikolata elde.. denir bekçi dayı, benimkisi ciddi. bak elde "çukulata" da var. bi destur ver geçeyim bak babasından istiicem hatunu denir. de hadi geç görmedim seni demesi beklenir efenim bekçinin...sonra artık samanlık mı syran olunur orası bilinmez

medikal in verdiği cevabı biliyordum. aslında orjinali o. dedim dur bakalım çıkar mı başka bir şeyler, kuvvetli bir "beyinfırtınası" (!) sonrasında buldum benim verdiğim cevabı. tüm hakları saklıdır efendim hamburgerimi atıştırırken makina karşısında geliverdi kendileri birden... asıl cevap medikal inkidir benimkini de kabul etmişler; oh ne ala, sağolun...

adam 22 saat nöbet tutar sabahın 00:00 ınden itibaren. saat gece 10 olur. adam uykuya dalar. bu arada genç köprüyü geçmeye başlar. saat 12 olduğunda gün bitmiştir diğer güne geçilir. bekçi bir günde 22 saat nöbet- 2 saat uykusunu gerçekleştirmiş olur. diğer günün ilk 2 saatinde de uyur bizim bekçi (art arda 4 saat yani) saat sabahın 2 sinde de 22 saatlik nöbetini tutmaya başlar. bizim genç de çoktan yavuklusunun koynuna girmiştir...

hadi bakalım öyle olsun (u)

balinalar genellikle +4 / 0 celsius arası sularda yaşarlar ve vücutlarındaki yağa son derece ihtiyaçları vardır bu yüzden de zayıflamak gibi bir problemleri yoktur süper japon olarak bilinen (aslında amerikan üretimi olup ilk vietnam savaşında yaralılar üzerinde kullanılmıştır) siyanoakrilat bileşiğinin hava ile teması sonucu çeşitli reaksiyonlardan sonra işlevini yerine getiren yapıştırıcı, tübün içinde havadan mahrum olduğundan tübe yapışmaz. (ayrıca buharı zehirlidir.) havanın 0 derece olması nicel, havanın soğuk olması nitel bir ölçüdür. hava 2 kat daha soğuk olsa varsayımı ile nitel bir veriye ulaşılamaz. elma ile armut toplanmaz tabiri caiz ise... Einstein amcamızın ünlü kuantum teorsiine göre hiç bir madde ışık hızı ile seyahat edemez. ola ki ettik mi diyoruz, vallahi fizikçiler de kestiremiyor ne olacağını. ama şunu diyebilirim ki kütle artarak evreni kaplayacak niceliğe ulaşır. ayrıca her bir molekülümüz parçacık modeli yerine dalga modeline göre hareket etmeye başlar. ışık hızıyla giden arabada farların yakılması durumu ise biraz karışık. zira ışığın hızı görelili bir nicelik değildir. örneğin aynı yöne ben ve bir arkadaşım sıra ile 10 ve 20 m/s ile gitsek birbirimizi eşit hız büyüklüklerinde 10 m/s ile gidiyor görürüz. ancak ışık hızı her koşulda ne yaparsanız yapın boşlukta sabittir ve 300000 km/s dir... bilindiği gibi kedi aman fare olsun da başka bir şey yemeyeyim diyen bir hayvan cinsi değildir. hem etçil hem de otçul olan kediler için üretilen mamalarda da fare kokusunun kullanılması hem pahalı hem de gereksiz olur. onun yerine tirit veya da bilimum et kokusu daha makuldür. politetrafloretilen denen organik bileşik dupont sirketinin patentli urunudur. flor aslında gerçekten iyi bir yükseltgendir ve hemen her koşulda reaksiyon verir. ancak bu organik bileşikte ise çok pasif bir durumdadır. o yüzden paslanma gibi hava oksijeni ile oksitlenme reaksiyonları oluşmaz bu maddede. teflon maddesini çeliğe yapıştırmak ok farklı bir hadisedir. ayrıca çok da kolay gerçekleştirilir. teflon un bu reaskiyon vermeyen özelliği ile uzaktan yakından alakası yoktur. mazallah uçak kazaları bilindiği gibi ölümcül olup yaşam şansı 0 a yakındır. hele uçağın düşüşü belli bile olsa uçak muazzam bir irtifada olacaktır ve paraşüt kullanıp atlanacak bir basınç olmayacaktır dışarıda. herkesin paraşüt takıpta uçak düşerken atlaması çok manasız bir davranış olacaktır. içerde durupta pilot un uçağı kontrol altına almasını beklemek çok daha mantıklı bir davranıştır. can yeleği ise olası bir durumda uçağın suya düşüşü hesaba katılarak uçağa eklenmiştir. kara kutu darp ve olası olumsuz koşullara yeterince dayanıklı bir maddeden üretilmiştir. ayrıca çelik alaşımlı bir yapıya sahiptir. e tabi böyle olunca da çelikten yapılmış bir uçağın ne havada kalması kullanılacak enerji açısından makuldür, ne de o kadar büyük bir yapıya harcanacak metalin maliyeti mantıklıdır. ayrıca kara kutu adı gibi kara değil, turuncu renklidir. DİLİMİN DÖNDÜĞÜ, BİLGİMİN EL VERDİĞİ ÖLÇÜDE BAZI MADDELER HAKKINDA "DELİLİK" YAPTIM UMARIM AKIL KARIDIR

biraz forum geçmişini araştırsan diyorum ustundag..zira yönelttiğin sorular daha önceden başkaları tarafından soruldu. teşekkürler

cevap kesinlikle 977 dir. ilk önce ölenler ile sağ kalanlar arasında 1 fark olmalı. yani çift sayılılar gider. geriye 1 3 5 7 ...gibi 2 farklılar kalır. sonra en son 997numara kalacağı için 1 yine öldürür. 1 5 9 13 gibi 4 farklılar kalır. görüldüğü gibi fark 2 nin kuvveti olarak artıyor ve son fark 512 olacaktır. farkları 2 nin kuvveti ile artırıp en büyük elde kalan sayıya ulaşıp tekrar başa dönerek işleme 2 nin diğer kuvvet ile devam ederiz. böylece sona 465 ve 977 kalıyor. sıra 977 de kalıyor kendisi 465 i biçip kurtuluyor.

öff yazmış olmak için yazmayın!!

"hepsi ölmüş sıra da kırılmış" haaa!! Allah sizi ıslah etsin arkadaşlar!!! ne kadar kötü bir cevapmış o oole yaw? çok fena çooook forumun gidişatını hiç mi hiç beğenmiyorum

ee hawa cım çok klasik bi soru bu yaa...bu soruyu bilmeyeni dövüyorlardı bi ara...