gloria

Eminönü'nde balık ekmek Eminönü'ne kadar gitmişken karnınız da acıkmıştır sizin, o halde Kadıköy İskelesi ile Boğaz İskelesi arasında kalan balık ekmekçilere uğramadan gitmeyin derim. Şöyle yarım ekmek arası uskumru balığının tadına varın. Taze olduğundan mıdır nedir, orada yediğim balıklar hep çok lezzetlidir. Her yer zaten mis gibi balık kokar, iskeleden geçerken karnınız aç değilse bile yemek istersiniz.

Benim en sevdiğim şeylerden birisi, Eminönü'ne gidip, bir güzel dolaşmak, oranın kalabalığı beni hiçbir zaman rahatsız etmez... Bir cumartesi günümü baştan sonra Eminönü'ne ayırabilirim. Uzun bir konu gezilip görülmesi gereken çok yer, yapılıp edilmesi gereken çok şey var. Ama mesela eğer Eminönü'ne gitmişsem benim asla yapmadan dönemeyeceğim şeylerden birisi Kurukahveci Mehmet Efendi'ye uğrayıp, Türk kahvesi satın almak.. Eeee ne demişler bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır, kahve bizim adetlerimiz arasında en sevdiklerimden birisi, misafir gelse ilk önce çay, kahve içer misin diye sorarız, kahveden kasıt Türk kahvesidir tabii ki Eminönü'ndeki Kurukahveci Mehmet Efendi'nin önü ne zaman giderseniz bundan kıyamet gibi olur zaten... Bir kuyruk ki sormayın... Ama değer... Bakın kendileri için internet sayfalarında ne demişler: "1871 yılından bu yana, kahve üretimine bir sanat gibi yaklaşan Kurukahveci Mehmet Efendi; bu zanaatı beraberindeki ustalık, bilgi, tecrübe ve inceliklerle babadan oğula ustadan çırağa aktarmaya devam ediyor. Türklerin dünyaya armağan ettiği Türk Kahvesini, gelecek nesillerle de buluşturma bilincini taşıyan firma, kahveseverlere her yudumda aynı kalite ve keyfi ulaştırmayı amaçlıyor."

Ben de özledim artık çarşamba günleri saat 23:30'da.... Tüm vampirlere duyurulur. Bu arada dizinin ilk 7 bölümünü forumun videolar bölümüne yükledim. İzlemek isteyenler için yani... İşte link

Tamam hepsine gideriz

Çocuk gelinler ile ilgili "Halam Geldi" isimli bir film yapılmış, 3 Ocak'ta vizyona girecekmiş. Ben filmi izleyemem sanırım, yüreğim kaldırmaz, fragmanı bile canımı öyle acıttı ki...

Hukukun mu, Hukuğun mu? Aslında ünsüz yumuşaması kuralına göre hukuk kelimesinin sonundaki -k sert ünsüz bir kelimedir, yanına ünlü bir harf geldiğinde yumuşaması gerekir. ekmek-ekmeğin, kapak-kapağın gibi.. Ancak bazı istisnalar söz konusu olabilir. BUnlardan birisi de hukuk kelimesi için geçerlidir. Dilimize yabancı dillerden geçmiş bazı kelimelerde yumuşama olmaz... Bisiklet-bisikletin gibi, kart-karta gibi... Ünsüz yumuşaması konusunu daha sonra başka bir başlıkta tekrar anlatayım ama bir istisna daha var, mesela top (topu), koç(koça), dut(dutu) gibi tek heceli kelimelerin sonundaki sert ünsüzler de yumuşamaz. Bu durumda: Doğru: Hukukun Yanlış: Hukuğun

Başüstüne mi Baş üstüne mi? Doğru: Başüstüne Yanlış: Baş üstüne başüstüne ünlem (ba:şüstüne) ünlem Bir isteğin, buyruğun hemen yerine getirileceğini bildiren söz, oldu

Baş Etmek mi Başetmek mi? Doğru: Baş etmek Yanlış: Başetmek baş etmek 1. gücü yetmek "Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı 2. başarı kazanmak "Cumhurbaşkanı devletin başıdır." - Anayasa

Az çok mu, azçok mu? Doğru: Az çok Yanlış: Azçok Az Çok zarf Bir parça "Herkes bize az çok bir şeyler çektirir." - B. Necatigil

Ayrım mı, Ayırım mı? Doğru: Ayrım Yanlış: Ayırım Ayrım (isim) 1. isim Ayırma işi, tefrik "Kuvvetler ayrımı." 2. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark "Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor." - T. Uyar 3. Alt bölüm 4. mantık Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark 5. Ayrılma noktası "Yol ayrımı." 6. sinema, TV (***) Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

İşte çok sık yapılan hatalardan birisi daha; Artırmak mı, Arttırmak mı? Doğrusu: artırmak Yanlış: arttırmak 1. -i Artmasını sağlamak, çoğaltmak "Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis 2. Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek 3. Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek 4. Herhangi bir davranışta ileri gitmek "Sen edepsizliği adamakıllı artırdın."

Şimdi aslında Sarıyer, Fener, Garipçe demişken, yani buralara uğramışken bir de yeni evlenecek olanlar için bir yerden bahsedelim. Adettendir, evlenen kızlar oraya mutlaka uğrarlar Telli Baba Telli Baba'nın rivayete göre asıl adı İmam Abdullah Efendi... Kendisi Fatih zamanında ordunun tabur imamıymış ve savaş sırasında ölmüş. Yıllar sonra hasta bir genç kız onun mezarının yerini rüyasında görünce mezarı ortaya çıkarılmış. Kız o günden sonra iyileşmiş. Şimdi Telli Baba türbesi özellikle yeni evlenen çiftlerin uğrak yeri, düğün günü gelin Telli Baba'yı ziyaret eder ve çiçeğine takılı tellerden birazını türbeye bırakıp dilek diler. İnanca göre bu yeni çiftlere de uğur getirir. Evlenmek üzere olan genç kızlar da bu türbeyi ziyaret ettiklerinde dileklerini diler ve oraya bırakılan tellerden bir parça alıp saklarlar. Eğer dilekleri kabul olursa onlar da Telli Baba'ya gelirler ve gelin teli bırakırlar. Telli Baba'nın yeri Rumeli Kavağı yolu üzerinde... Bu illa görülmesi gereken yerlerden birisi değil ama yeni evli çiftlerin adettendir diye mutlaka ziyaret ettikleri yerlerden birisi olduğundan listeye eklemekte zarar görmedim. Vikipedi'de ayrıca Telli Baba için şöyle de denilmiş:Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdayi, Beykoz'da Yuşa, Beşiktaş'ta Yahya Efendi ile birlikte boğazın dört bekçisinden biri olduğuna inanılır. Hani aslında türbelere dilek dilemeye gitmek çok mantıksız gelse de bu türbede gelin tellerinden dolayı her yer ışıl ışıl ışıldar ki bunu görmek insana güzel geliyor.

Evet Mandabatmaz'ı diyorsun, aynen öyle Ben seni iyi gezdirmişim ha Galata'ya gitmedik mi? Sanki oraya da gittik diye hatırlıyorum ama demek aklımda yanlış kalmış, bir daha geldiğinde de oraya gideriz

Evet evet, deniz fenerleri konusunda sonuna kadar katılıyorum sana... Rumeli Feneri de ayrıca çok sevdiğim yerlerden birisi... Biraz uzağımda kalıyor ama olsun, burası benim için "bir tatlı huzur almaya geldim" yerlerinden birisi... Gitmek için Sarıyer'den ya da Hacıosman Metro durağından 150 numaları otobüslere binilebilir. Hatta oraya gitmişken çok da uzak olmayan Garipçe Köyü'ne de bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz. Bence Garipçe de bu şehrin en güzel yerlerinden birisi.. Madem Garipçe'den bahsettik, bence orayı da bu listeye eklemekte fayda var Garipçe Köyü Burası bir balıkçı köyü, daha çok balık yemek ve deniz kenarında huzurlu bir sabah geçirip, kahvaltı yapmak için tercih edilen yerlerden birisi.. En güzel yanı İstanbul'da olup, trafiğin, gürültünün içinde olmamak... Deniz mis gibi kokuyor, burnunuza iyot kokusu çalınıyor. Mitolojiye göre eskiden bu bölgede lanetlenen kral Phineas yaşarmış. Sahilinin yüksek ve kayalık olması nedeniyle akbabalar buraya yuva yaparmış. Bu nedenle de adı Gyropolis yani 'Akbabalar Şehri' olmuş. Köyün bir tepesinde, tarihi Cenevizlilere kadar uzanan, bir gözetleme kulesi var. Diğer tepede kalan kalenin ise padişah III. Mustafa Han tarafından Fransız mimar Baron François de Tott'a yaptırıldığı biliniyor. Garipçe'ye gitmek için Sarıyer'den Kilyos'a doğru giderken Koç Üniversitesi'nin de olduğu Rumeli Feneri ayrımından sapmanız gerekiyor. İki tarafı yemyeşil çam ağaçlarıyla kaplı yolda giderken kendinizi başka bir şehirde hissedeceksiniz. 6 kilometre gittikten sonra Garipçe tabelası çıkacak karşınıza. Özel aracı olmayanlar Sarıyer'den 45 dakikada bir kalkan 150-Rumeli Feneri otobüsüne binebilirler. @@Radya bak hatırladın mı seninle kahvaltı yapmaya gittiğimiz yer Tam burada, denizin kenarında yapmıştık kahvaltımızı

Bunu hangi kaynaktan yola çıkarak yazdınız efenim, çünkü TDK "ras" kelimesi için aynen şunu söylemektedir: ras sözü bulunamadı. ve rast kelimesi için de aynen şunu söylemektedir: rast sıfat eskimiş Farsça r¥st 1. sıfat Doğru, düzgün 2. isim Tesadüf 3. isim Atılan şey hedefi vurma

İzleyenler için ikinci sezonu başladı haberiniz olsun.. Ben böyle içinde kar olan yapımları çok severim, hele bir de edebiyat uyarlamasıysa daha da güzel olur. O nedenle bu diziye bayılıyorum, bu akşam büyük bir keyifle diziyi izlemek istiyorum.

Metis'in geleneksel yeni yıl ajandalarını biliyor musunuz? Ben yıllardır her yeni yılda arkadaşlarıma Metis'in ajandalarını hediye ederim. Ben ise koleksiyonunu yaparım. Bu ajandalardan bu yıl Her yıl çok güzel bir konu belirlerleri ve ajanda içinde o konuyla ilgili metinler, resimler, küçük bilgilere yer verirler. Cep ajandası şeklindedir, daima yanınızda taşıyabilirsiniz, ya da belki benim gibi taşımaya kıyamaz, biriktirirsiniz. Bu zamana kadarki konular: Ajanda 2005 / Metis Edebiyat Hazırlayanlar: Emine Bora, Müge Gürsoy Sökmen, Emine Bora Ajanda 2006 / Doğa için Sorumluluk Hazırlayanlar: Semih Sökmen, Emine Bora, Levent Şensever Ajanda 2007 / Cadılar Hazırlayanlar: Emine Bora, Emine Bora, Müge Gürsoy Sökmen Ajanda 2008 / Yaratıcı Direniş Hazırlayanlar: Banksy, Başak Ertür, Müge Gürsoy Sökmen, Emine Bora Ajanda 2009 / Hayvanlar ve İnsanlar Hazırlayanlar: Emine Bora Ajanda 2010 / İllallah! Ajanda 2011 / Irkçılığa, Ayrımcılığa ve Nefret Suçlarına Karşı Hazırlayanlar: Emine Bora, Levent Şensever Ajanda 2012 / Olmayan Kelimeler Ajanda 2013 / Ayvayı Yedik! Ajanda 2014'ün konusu: #Diren Direniş Ajandayla ilgili Metis'in tanıtım yazısı: Bu kadar öfkelenen bir tek biz miyiz, bu isyan yalnızca bizde mi diye söylendiğimiz bir anda geldi Gezi Direnişi. Kimimiz için "bitti artık, bu son derken" gelen bir aşktı, kimimiz için nihayet sesini duyurabilmiş olmak, ya da sesini katmak isteyeceği sesler bulmak... Ajanda konumuzun Gezi olmasına karar verdiğimizde henüz birkaç günlüktü direniş; nereye gideceği, kimleri kapsayacağı meçhuldü; ama bildiğimiz bir şey vardı: Gazlanmış, tozlanmış, horlanmış ama eğlenmiş, öğrenmiş, bilenmiştik. Taraf olma yükünden kurtulmuş, birlikte tavır alabilmiştik. Bizi kapsayan, içeren, öfkemize umut katan bir süreçti Gezi. Türkiye'nin Bayburt hariç bütün kentlerine yayılan, dünyanın dört bir yanıyla ve tarihin tüm çağlarıyla konuşan, yılların mücadelelerini zamandaş hale getiren bu direnişi küçücük bir ajandaya sığdıracağımız iddiasında değiliz elbet. Biz sadece son yıllarda hangi hak ihlallerinin birikerek bizi Gezi'ye getirdiğini bir hatırlayalım, başka yerlerdeki ve çağlardaki direnişlere selam edelim, tarihe iz düşmek için küçük bir döküm çıkaralım, bizim yerimize ve bizim için, daha iyi daha adil bir dünya için hayatını kaybeden canlarımızı karanfillerle günlerimize işleyelim istedik. Eksiğimiz yanlışımız affola... Süregiden bu direnişi kaydetmeyi bitiremeyeceğimizi fark edip duruyoruz ve Ajanda'yı okurlarımıza emanet ediyoruz: Yıl boyu ceplerinizde taşırken yazmaya siz devam edersiniz artık... – Metis Yayınları İçindekiler: Takvim 2014/2015 Yıllık Planlayıcı Metinler: Ağaca sarılınız / Sevim Burak Biz niye gezdik: Çevre hakları için Adını Direniş Gezisi koyduk / Eylem Can AKP kadınları aileye zincirliyor / Hülya Osmanoğlu Biz niye gezdik: Kadın hakları için Devrimleri Yazmak'tan Büyüme fetişizmi / Bengi Akbulut - Fikret Adaman Çapkın çapulcu / Savaş Kılıç Biz niye gezdik: Emek hakları için Park / Fatih Özgüven Haydi barikata!? / Başak Ertür Direnişin kahkahaları / Özde Duygu Gürkan Gezi: Yeni sorulara yeni yanıtlar / Fatmagül Berktay Siyasi çıkarlar, ekonomik çıkarlar / Ayşe Buğra Islah ve İsyan / Ferhat Taylan Biz niye gezdik: Basın özgürlüğü için Enerji mi önce tükenecek, Türkiye mi? / Özgür Gürbüz Alacakaranlık kuşağının imkânları / Meltem Ahıska Pratik bilgiler Merkezin dışına kapanması / Türker Armaner Biz hayır diyoruz... / Eduardo Galeano Gün gün Gezi zaman çizelgesi Kaynakça Telefon kodları Önemli telefonlar Hastaneler Büyükelçilikler Konsolosluklar Plaka numaraları Radyo istasyonları Saat farklılıkları Telefon defteri

Yok yok gerçekten çok güzel bir fotoğraf, hayran olunacak kadar güzel...

Önce buraya güzel, çok şık, zarif bir post mortem fotoğraf ekleyeyim.. Haksız mıyım?

Kilauea, Aktif Ama Zararsız Yanardağ / Hawaii Hawaii Adası'nda 5 tane yanardağ var. Mauna Loa, Mauna Kea, Kilauea, Kohala ve Hualalai Yanardağları... Bunlardan "çok püsküren" anlamına gelen Kilauea, 1979 yılında çok büyük bir patlamayla faaliyete geçmiş ve 1983 yılından beri de neredeyse durmadan sıcak kırmızı lavlarını akıtmaya devam etmektedir. O zamandan bu yana Kilauea, üç kıyı kentini kullanılamaz hale getirdi ama bu yıkıcı tarafının yanı sıra yapıcı bir yanı da var; o da yüzlerce hektarlık yeni toprak alan yaratmış olmasıdır. Onu görülmesi gereken yerler arasına sokan özelliği sadece lav püskürtmesi değil aslında; yakın mesafeden güvenli olarak izlenebilir olması...

Peri Havuzları (Fairy Pools) Skye Adası / İskoçya İskoçya'nın Skye Adası üzerinde yer alan kayalık ve şelalerden oluşan Peri Havuzları görülmeye değer manzaralardan birisine sahip. Bayıldım buraya..