Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gloria

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.252
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    157

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Adam Weishaupt 1 Amerikan Doları Bu barkodları kitabın başında, hani Mahmut Sami Hoca ve taksicinin yaptığı sohbetten de hatırlayacaksınız, o zaman eklemeyi unutmuştum, tekrar bahsedilince onu da ekleyeyim.
  2. Bakara suresi 255 ve 256. ayetler ﴾255﴿ Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür. ﴾256﴿ Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.
  3. Karamanoğlu İbrahim Bey İmareti'ne ait olan ve şu anda İstanbul'da Çinili Köşk'te sergilenen mihrap Bu sayfaya geldiğinizde yeniden Tekvin tablosuna ihtiyacınız olacak 😉
  4. Bu arada yeni okuduğum bir kitap var TEKVİN, Arif Ergin tarafından yazılmış. Gerçekten de çok güzel bir kitap, okumamışsanız kesinlikle öneririm. Tarz olarak Dan Brown'u çok andırıyor, bu eser de polisiye bir roman, romanın çoğunluğu Beyoğlu, Galata civarlarında geçiyor, Dan Brown okurken içeriğinde geçen mekanları, eserleri nasıl merak ediyor google a bakıyorsak Tekvin'de de aynı böyle oluyor. Merak edenler ya da okumak isteyenler için bu başlığa benzer bir başlık da Tekvin için açtım, bakabilirsiniz
  5. Bu arada yeni okuduğum bir kitap var TEKVİN, Arif Ergin tarafından yazılmış. Gerçekten de çok güzel bir kitap, okumamışsanız kesinlikle öneririm. Tarz olarak Dan Brown'u çok andırıyor, bu eser de polisiye bir roman, romanın çoğunluğu Beyoğlu, Galata civarlarında geçiyor, Dan Brown okurken içeriğinde geçen mekanları, eserleri nasıl merak ediyor google a bakıyorsak Tekvin'de de aynı böyle oluyor. Merak edenler ya da okumak isteyenler için bu başlığa benzer bir başlık da Tekvin için açtım, bakabilirsiniz
  6. Will ve Going to Arasındaki Farklılıklar Gelecek zaman için kullanılan will ve going to kalıplarının farklılıkları, ne zaman nerede kullanılacaklarıyla ilgili bilgileri aşağıda toparlamaya çalıştım, umarım işinize yarar. Önce en basit ve özet haliyle bu ikisinin farkını şöyle ifade edebiliriz. Biraz daha ayrıntılı inceleyecek olursak; WILL Biriyle sohbet ediyorsunuz ve size "yarın ne yapacaksın?" diye sordu. Yarın ne yapacağınızla ilgili henüz bir fikriniz yoksa ama tam o anda aklınıza yapabileceğiniz bir iş geldiyse WILL kalıbını kullanırız. Yani bu kalıpla ilgili kurduğumuz cümleler kesin değildir, OLASILIK üzerinden düşünülür. Yapılmasına konuşma sırasında, o anda karar verilmiştir. Gelecekte ya da biraz sonra yapılabilecek bir işle ilgili o an verilmiş bir karardan bahsedilirken kullanılır. Mesela: - Faturayı ödedin mi? - Did you pay the bill? Ooo, hayır ama yarın öderim (ödeyeceğim) - Oh no, but I will pay it tomorrow. (Faturayı tam o anda, konuşma sırasında "yarın" ödemeye karar verdi) - I'm hungry (Acıktım) Oh ok. I'll go make us something to eat. (Ah tamam, hemen gidip bize yiyecek bir şeyler getireyim (getireceğim) - (Arkadaşı karnının acıktığını söyleyinceye kadar yiyecek bir şeyler hazırlamayı düşünmüyordu ama arkadaşı acıktığını söyleyince hemen kalkıp bir şeyler hazırlayacağını söyledi - önceden karar verilmemiş, sohbet sırasında birazdan yapılmasına karar verilmiş iş) GOING TO ‘Be going to’ aynı will gibi Future Tense anlamı taşıyor ve -ecek, -acak anlamına geliyor. Ama ‘Will’ kalıbına göre daha yakın bir geleceği ifade etmekte ve güçlü delile dayanan durumlarda kullanılmaya çok daha uygun bir kalıptır. Özne + Be Going To + Fiil formülüne göre kullanılıyor. Biriyle sohbet ediyorsunuz ve size "haftaya cuma ne yapacaksın?" diye sordu. Yarın ne yapacağınızla ilgili bir planınız varsa o zaman going to kalıbı kullanılır. I am going to visit my friends next friday - Haftaya cuma arkadaşlarımı ziyaret edeceğim. (Bu bir aksilik olmadığı müddetçe bu kesin olarak yapılacak bir eylemdir, sohbet sırasında değil sohbetten önce yapılması planlanmıştır. ) They are going to get married in two months - İki ay sonra evlenecekler. (İki ay sonrası için evlilik planı yapıyorlar. Her şey hazır. )
  7. MEVSİMLER Autumn/Fall: Sonbahar Winter: Kış Spring: İlkbahar Summer: Yaz AYLAR January: Ocak - kısaca Jan February: Şubat - kısaca Feb March: Mart - kısaca Mar April: Nisan - kısaca Apr May: Mayıs June: Haziran July: Temmuz August: Ağustos - kısaca Aug September: Eylül - kısaca Sep October: Ekim - kısaca Oct November: Kasım - kısaca Nov December: Aralık - kısaca Dec GÜNLER Monday: Pazartesi - kısaca Mon Tuesday: Salı - kısaca Tue Wednesday: Çarşamba - kısaca Wed Thursday: Perşembe - kısaca Thu Friday: Cuma - kısaca Fri Saturday: Cumartesi - kısaca Sat Sunday: Pazar - kısaca Sun
  8. PERA PALAS OTELİ Yine mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilmiş, Beyoğlu'nun özellikle de Pera'nın en önemli ve en bilindik binalarından biri. "Art nouvea, neo klasik ve oryantalist mimari tarzlarının bir arada kullanıldığı Pera Palace dönemin İstanbul mimarisinin tipik bir örneğidir" diye bahsediyor kitapta. İstanbul'da saraylar dışında elektrikle aydınlatılan, elektrikli asansör kullanılan ve sıcak su sisteminin kullanıldığı ilk binadır. Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie 1934'de ortadan kaybolduğunda on bir gününü bu otelin 411 nolu odasında geçirmiş ve daha sonra yayımlanan Doğu Ekspresi Cinayeti isimli romanını burada tasarlayıp yazmaya başlamıştır diye iddia edilir. "Agatha Christie’nin gizemli hikâyesine gelecek olursak… Christie 1926 yılında 11 gün boyunca ortadan kaybolur. Kendisinden haber alınamamasının ardından arabası bir göl kenarında ağaçlara çarpmış şekilde bulunur. İnsanlar artık neredeyse yazarın göle düştüğünü ve öldüğünü düşünmeye başlamıştır. Sonra birdenbire Christie ortaya çıkar ve kaybolduğu zaman dilimiyle alakalı kimseye hiçbir açıklama yapmaz!" 411 nolu oda Pera Palas, Türkiye'nin kurtarıcısı ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü de sayısız kez misafir etmiştir. Atatürk her gelişinde bu otelin 101 nolu odasında konaklamış ve daha sonra bu oda Atatürk'ün bazı şahsi eşyalarının da sergilendiği küçük bir Atatürk müzesine dönüştürülmüştür. 101 Nolu Oda
  9. Yukarıda da dedim ya Mona Lisa tablosu çalınmadan önce o kadar da ilgi çekmezmiş diye, işte öncesinde Raffaello'nun La Fornarina tablosu ya da Sistina Madonnası daha çok ilgi çeker, Mona Lisa onların gölgesinde kalırmış..... La Fornarina (Genç Bir Kadının Portresi) Margarita Luti, bilinen adıyla La Fornarina, fırıncının kızı anlamına gelmekteydi. Rivayete göre kendisi Rafael'in sevgilisiydi. Margarita'nın sol koluna takılı bilezikte Rafael'in imzasını görebilirsiniz. Sistina Madonnası (Sistin Meryemi) Bu eserde ilginç olan Meryem'in üzgün ve durgun bakışlarla, bebek İsa'nın da tedirgin bir bakış ve sıkılmış sağ eliyle gergin bir duruş sergileyerek Papa I. Sixtus'un işaret ettiği yere bakmasıymış. Bu ifadelerin nedeni yıllarca anlaşılamayıp, şifresi sonradan çözülmüştür. Aslında San Sisto manastırının mihrabına asılması planlanan bu resmin tam karşı duvarına geleneklere göre çarmıha gerilmiş bir İsa ikonu denk gelmekteymiş. Papa I. Sixtus tam da parmağıyla orayı işaret etmekteymiş. Meryem, oğlunun çarmıha geriliş sahnesi karşısında üzgün ve kederli, İsa da kendi bedeninin çektiği acı karşısında dehşet içindeymiş. Azize Barbara ise bu yüzden mahcubiyetle yüzünü yere çevirmiş aşağı bakmaktaymış.
  10. Mona Lisa tablosu çalınınca asılı olduğu duvarda bıraktığı boşluğu görmek için bile müzeye bir milyon ziyaretçi gelmiş, o zamana kadar sadece belli bir sanat çevresinde ünlü olan tablo o günden sonra uluslararası bir sanat ikonu haline gelmiş 😲 Halbuki öncesinde Mona Lisa'yı ziyarete yılda ortalama 10 bin kişi ancak gelirmiş 😮 Nihayetinde Mona Lisa bulunmuş, bu işten en karşı çıkan ise Louvre müzesi olmuş, artık duvarlarında dünyaca ünlü ve her yerden turistin ziyaretine geldiği bir tablo asılıydı
  11. Kitabı yavaş yavaş sindire sindire okumaya devam, böyle sevdiğim kitaplara denk gelince hızlı okumayı pek sevmiyorum yoksa bitince boşluğa düşüyormuş gibi hissediyorum. Tekvin'in en sevdiğim yanlarından biri de bu zamana kadar yanından önünden geçtiğim, gözümün aşina olduğu tüm o sokaklara, binalara, eserlere artık daha dikkatle, daha tarihlerini bilerek bakmaya başladığım. Güzel bir duygu Bakan körlük halimi hiç sevmiyorum, baktığım yerleri görmek güzel.
  12. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar Ara Kafe Ara Güler'in atölyesinin zemin katındadır. İsmini de buradan almıştır. Aynı zamanda sokağın adı da Ara Güler sokaktır. Gerçekten çok güzel bir kafedir, hiç gitmediyseniz bence bir gün buraya da gidin. İstanbul Kitapçısı (Bir bu resmi bulabildim )
  13. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar Galata Anemon Oteli şöyle de bir manzarası vardır:
  14. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar Tarihi Seferoğlu Apartmanı (Kitap'ta Hakan'ın Galata'da oturduğu apartman evi olarak geçiyor) Mısır Apartmanı (Kitapta Baver Korkut'un ofisinin olduğu meşhur Mısır Apartmanı. Bu arada ben de çok severim bu binayı, hele 6.katında 360 diye bir kulüp vardır, bütün istanbul ayaklarının altına serilir, gitmediyseniz falan bence bir ara gidebilirsiniz.
  15. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar Fransız Kültür Binası (Giriş kısmı, bilen bilir hemen önündeki ağaç sığırcık kuşlarının toplantı yeridir, aman saçıma maçıma gelir diye altından geçmeye ödünüz kopar 💩💩) İsveç Büyükelçiliği
  16. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar Maksem Binası Maksem Binası Cumhuriyet Sanat Galerisi Cumhuriyet Sanat Galerisi'nden bir görüntü
  17. Kitapta adı geçen İstiklal Caddesi'ndeki mekanlar St Antuan Kilisesi Taksim Meydanı'na yeni yapılan Taksim Camii
  18. Carl Humann demişken kitabın orta sayfalarında Carl Humann tarafından 1800lü yılların sonunda Bergama'daki neredeyse yirmi sınıflı bir ortaokul büyüklüğünde olan ve yaklaşık 2100 yıldır inşa edildiği yerde duran devasa Zeus Sunağının küçücük parçalara bölünüp numaralandırarak trenlerle Almanya'ya taşınmasından ve orada tıpkı puzzle gibi tekrar birleştirilip Berlin'deki müzede sergilenmesinden bahsediyordu. Bu eser kaçakçılığı gibi değildi çünkü Osmanlı devleti kaza ve transfer için gerekli olan yasal izinleri Humann'a vermişti. (Bunun nedeni büyük ihtimalle Almanya'dan askeri ve ekonomik yardım almakla ilgiliydi) Daha sonrasında bu eser Almanlardan geri istenmiş ancak her şeyi yasal olduğu gerekçesiyle Almanya bu eseri geri göndermemiştir. Bergama'dayken Bergama'dan taşındıktan sonra
  19. Kitapta Tekvin ve Kaplumbağa Terbiyecisi dışında adı geçen diğer Osman Hamdi Bey eserleri: İlahiyatçı Tablosu Abı Hayat Çeşmesi Carl Humann için yaptığı Carl Humann portresi (Emin değilim ama sanırım bu portreden bahsediliyor)
  20. Kitap her zaman yanımda olmadığından buraya paylaştıklarımı sayfa sırasıyla değil bir gece önce okuduklarımdan aklıma geldiği sırayla paylaşıyorum artık kusura bakmayalım Alexandre Vallaury Kitapta Vallaury'den Osman Hamdi Bey'in en yakın dostu olarak bahsediliyor. Eserlerinin büyük bir kısmı Karaköy ve Galata'da olan Vallaury'ye Osman Hamdi Bey tarafından Mimar-ı Şehir (Şehrin Mimarı) lakabı takılmıştır. Osmanlı Bankası genel müdürlük binası, Demirbank genel müdürlük binasıi Osman Hamdi Bey'in kurduğu Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Üniversitesi), Abdülmecit Efendi Köşkü, Pera Oalas, Müze-i Hümayün (İstanbul Arkeoloji Müzesi), Cercle d'Orient (Emek Pasajı) ve daha onlarca muhteşem eserin sahibi. Abdülmecid Efendi Köşkü (1901) Alexander Vallaury Evi (Meşrutiyet Caddesi No: 231) Arif Paşa Yalısı (1901) Bank de Change (Demirbank Karaköy Şubesi) (1880'ler) Büyükada Fransız Oteli (1890-1900) Decugis Evi, Beyoğlu (1895) Cercle d'Orient (1884) Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (1903) Hezaren Han, Karaköy (1902) Hidayet Camii (1887) Düyun-u Umumiye Binası (1897) Muhayyeş Yalısı (Arif Paşa Yalısı, 1910) Müze-i Hümayün (İstanbul Arkeoloji Müzesi) (1891-1907) Osman Reis Camii (1903) Osmanlı Bankası Genel Müdürlük Binası (1892) Osmanlı Bankası Eminönü Şubesi Ömer Abed Han (1902) Paris Fuarı Türk Tütün Pavyonu (1889) Pera Palas Oteli (1892-1895) Rıdvan Paşa Köşkü Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Üniversitesi) (1882) Şehzade Vahdettin Efendi Köşkü (Çengelköy) Taksim Meydanı (bugünkü The Marmara Otelinin bulunduğu yerdeydi) Union Française Binası (Meşrutiyet Caddesi) (1896) Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı
  21. Doğan Cüceloğlu, Kendini Keşfetmeye Zorluklarla Başa Çıkmaya Var mısın?
  22. NE ZAMAN "FIRST" NE ZAMAN "BEFORE" KULLANILIR? First = Önce First I wash my hand then I have breakfast (Önce) Ellerimi yıkarım sonra kahvaltımı yaparım. Before = -den önce Before I wash my hands, I have breakfast. Ellerimi yıkamadan önce kahvaltımı yaparım. I wash my hands before I have breakfast. Kahvaltımı yapmadan önce ellerimi yıkarım.
  23. NE ZAMAN "THEN" NE ZAMAN "AFTER" KULLANILIR? Then = Sonra I wash my hands then I have breakfast. (Önce) Ellerimi yıkarım sonra kahvaltımı yaparım. After = -den sonra I wash my hands after I have breakfast Kahvaltımı yaptıktan sonra ellerimi yıkarım.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.