emre_s

bi kere ben kıskanç değilim. sadece ticaret yapmak istedim. hem biz o konuda elifle alaştık. ayrıca türk dil kurumu diye bişey var türkiye'de. bilmiyorum duydunmu. euro türkiyede çok farklı telafuz edilebiliyodu önceden. kimisi direk yazıldığı gibi euro olarak okuyodu, kimisi yüro diye okuyodu, kimisi ouro diye okuyodu. türk dil kurumu da bu çelişkiye son vermek için avro ismini buldu. yani sizin paranızın türkiyedeki kanuni adı avro dur canım. öyle çok bilmişlik yapmayıp araştırsaydınız gülmek yerine ''haaaaa doğruymuş'' derdiniz bu arada yeni gelen arkadaşların hepsi hoşgelmişler...

yine hülya avşar gibi koydun ortaya bi bomba. bakalım kimin elinde patlayacak

burdaki konu farklı bi kere biz hiç birlikte olmamış insanların dost olup olamayacağını konuşuyoruz. ama söylediğin doğru. eğer daha önce birlikte olmuşsa 2 insan dost kalmayı becerebilirler. çünkü zaten karşısındakine karşı bi takım duygular olsa birliktelik bozulmazdı. fakat hiç birlikte olmayan iki karşı cins dost olamaz bence. bu arada cinleri atmak deyimini çok tuttum. çok üretkensin valla

aynaya kim çok bakıyosa o kendini beğenmiştir. kadınların da aynayla olan sıcak ilişkisini hekes bilir.

aslına bakarsan feminizm kadın-erkek eitliğinin olmadığını düşünüp bu eşitliği sağlama adına ortaya çıkan bir düşüncedir. ancak türkiye'de herşeyin anlamının bilinmediği gibi bununda bilinmediğini düşünüyorum. zira türkiyede önde gelen feministlerin hiçbiri evli değidir. yani kadın-erkek eşitliğini sağlamak için erkekten nefret etmek mi gerekir. tabi ki hayır. ama bunu iyi tahlil edemediklerinden dolayı toplumu kadın ve erkek olmak üzere iki kampa ayırmak istemektedirler. oysa ki mümkün mü böyle bişey. yani kadın ve erkek her yönüyle birbirini tamamlayan iki cinsiyet. aşık veysel ne demiş. ''güzelliğin 10 par etmez, şu bende ki aşk olmasa''. yani kadın olmadan erkeğin, erkek olmadan da kadının bir anlamı olmuyo. umarım gerçek anlamda feminizmi savunmayı öğrenirler. bırak bırak beklesinler. hayal kırıklığına kapılan onlar olur

valla ben hiç üzülmem. aksine mutlu olurum. birilerinin sizden hoşlandığını bilmek her zaman gurur ve mutluluk verir insana. tabi beni mutlu eden karşı tarafın aşk acısı değildir (ki sadist değilim). söylemek istediğim sadece bir kişiyi sevmek isterim ama beni sadece bir kişi sevsin istemem. bu da yaradılışla birlikte insan üstüne yapışmış bir özelliktir bence. ayrıca da erkek ve kadının kesinlikle dost olamayacağını, belli bir zaman geçtikten sonra taraflardan birinin duygularının oluşacağını düşünürüm. o yüzden de birlikte olduğum kişiye benden önceki erkek dostlarıyla fazla bir birliktelik şansı tanımam. çok mu kıroyum

tabi ki adımla hitap edebilirsin herkes gibi. ama ben bu sadık erkek bulamadığı için köpeği sahipleniyorlar görüşüne katılmıyorum. zira ben köpeği sevmelerinde veya sahiplenmelerinde bir tuhaflık olduğunu söylemedim. sadece söylediğim onlara verdikleri değeri bile erkeğe vermiyorlar. erkek ırkının aptal ve işe yaramaz olduğunu düşünenler var feministlerin içinde. ama o aptal ırktan birinin bulduğu elektrikle tv izlemeyi veya yine o ırktan birisinin bulduğu telefonla dedikodu yapmayı biliyorlar. benim kızdığım budur sadece ve haksız olduğumu hiç sanmıyorum. bu arada ben sadece hayal et in değil hiç kimsenin ablası olamam. kimse bu tip hayallere kapılıp beklenti içine girmesin

kendi ayakkabısnın içine bir de not yazmasınmı. ''gizli pençe attırırsan bişeyi kalmaz 2 sene temiz giyersin'' diye büyük yalan valla

arkadaşlar küçük bir bilgi. geçtiğimiz yy. ın en iyi repliği terminatör filminde arnold un polis memuruna söylediği 'geri döneceğim' repliği seçildi. polis memurundan içeri giremeyeceğini öğrenen arnold geri döneceğim der ve bir araba bulup onunla birlikte polis merkezine hızlı dalış yapar. ama bence de birinci bu olmamalıydı!

hergün boyadığı müdürün ayakkabılarını giyip gitmesi de çok hoştu

komplo teorisinin de bu kadarı yani. eşimin beni aldattığı erkek de halamın oğlu falan çıkıyomuş

meliskoo topic 16. sayfayı gördü sen hala bulamadınmı doğru insanı. bence artık doğruyu arama. insanı bul ve idare et ya şaka bi tarafa doğru insanı bulunca hepimizle paylaşırsın demi. merak ediyoruz valla...

esaretin bedeli filminde hapisane müdürünün satranç taşını rita howard (emin değilim o olduğundan) ın posterine atması ve o an yaşadığı şaşkınlık

aynı şey bende de var ama benimkisi yanlış anlaşılma korkusu değil. karşı cinsler birbirlerine aşırı yakınlık gösterirse taraflardan birinde diğerine karşı bazı duygular oluşabilir. sonuçta mahmut ve abdullah arkadaşlığı 20 yıl da sürse birbirlerine aşık olmaları pek mümkün değil(istisnalar dışında ) ama bir erkekle bir kadın çok sıkı arkadaşlık yaparlarsa erkeğin bazı karizmatik özellikleri kadını etkiler kadının da bazı çekici davranışları erkeği etkiler. ve bunun duygusal bir ilişkiye dönüşmesi de mümkündür. ben de etkilenebilirim korkusuyla kızlarla olan ilişkilerimi hep bir seviyede tuttum. o yüzdendir ki sırrımı paylaşabileceğim bir kız arkadaşım hiç olmadı

ya bu kızlar neden dost kalmayı beceremiyo. ya sevgili olcaz ya düşman. ortası yok yani.

bak hala iyi anlaşırız diyo. yok kızım ben evlenmeyecem. arkadaşlar hayal et i bir dakika tutun da ben kaçayım

jennifer lopez le kendini kıyaslayarak tevazu gösterme bence. kendine haksızlık ediyosun. bu yy. içinde yalvarmayı düşünmüyorum ama. eğer bir kez daha hayata gelirsek belki evliliği düşünebilirim. ama sana söz eğer bir gün evlenirsem bu sen olcan NOT: sözümü genelde tutmadığım söylenir!!!

garandiru bir numara bence. çok başarılı gerçekten. gerçi film de bir o kadar dandik ama en azından izlemeden önce bi ... sanabiliyoruz.

yalnızca işime gelenleri yazmamın sebebini söyleyim hemen. çünkü işime gelmeyenleri sen ve takımdaşlarının yazması gerekiyo. çünkü biz iki rakip takım taraftarıyız. sen burda galatasaray'ı övmezsin herhalde. şüphesiz ben de fenerbahçe'yi övmem

sen vaktini nelere vereceğini bilirsin.

bu topic havada kalmamalı arkadaşlar. lütfen görüşlerinizi belirtin. bence çok önemli bir konu. şundan sebep söylüyorum, günümüzü mantık evliliği sardı. ve gerçek aşkı yaşayan insanlar çok azaldı. bir memur illaki bir memurla evleniyo. bir esnaf ev kadını ile. kariyerli bir erkek de illa ki ailesi çok zengin bir kızla evlenme derdinde. hayat bu değil bence. herşeyin aşk için olması gerek. sadece evliliğin değil, insan ailesine de aşıktır, işine de aşık olabilir,hayata da aşık olabilir. ama herşeyin bir aşk ile yapılması gerekir. gerçek mutluluk bu şekilde yakalanır. ama mantık denen yakın çağ canavarı öldürdü aşkı. kimse yüreğinin sesini dinlemiyo. yoksa ben mi cem karacanın tamirci çırağı şarkısını çok dinledim

tevazu göstereyim desen pısırık diyolar. kendinle barışık olsan ukela oluyosun. bu kızlar ne istediğini öğrendiği gün mutlu olacaz da öyle bir an da hiç olmayacak galiba

verdiğin linkte de sample var. kısa bir bölümünü çalıyo sadece. ama şarkının ve şarkıcının ismini bulduktan sonra ben artık gerisini hallederim sanırım. hiç olmadı albümü satın alırım. tekrar teşekkür ederim ilgin için. bu arada aynı müziğin sadakatsiz filminde de çaldığını ben zaten belirtmiştim ilk mesajda. unfaithful=sadakatsiz

acaba yazımda ki hangi bölüm hafızamda problem olduğunu düşündürdü sana. kabul etsende etmesen de onlar fb nin gerçekleri