Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

polaris

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    6
  • Katılım

  • Son Ziyaret

polaris - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İçerik Başlatan
  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. polaris

    Yüreğimdeki simitçi çocuk

    Mudanya’da bir bayram günü Bir trilyon hücrem, Balıkçı lokantası “ablanın yeri”nden, Kendi Evrenimin yalnızlığına, Galaksileri kıskandıracak şekilde biri birinden uzaklaşırken, Mangalda çinakop, Tavada istavrit Taze, taze roka Dışarıdaki, deniz bayramlaşmaya geldi masama, Yanında, sihirli lambadan yeni çıkmış, Dev bir kara bulut, Ve küçük çocukları martılarla, Dağılan hücrelerimi toplayıp; Martılara şeker, Bulut ve denize yelkenli gemi, Verdirdim. Yüreğimdeki simitçi çocuğa.
  2. polaris

    Bahar

    varoşlara giderken, bahçelerde mor sümbüller, ve damağımdaki şarap tadı…
  3. polaris

    Aşk

    geleceğin kurgusudur aşk, gözlerinin içindeki gülümsümden, zaman durdurularak, bir tablo resmedilir, yıldızlı geceler… arzulu sevişmeler… sahilde bitmeyen el ele yürüyüşler… ……………………. nefesinin kokusu, düşlenir… her kareye, her yaşanacak şey o koyulur, tanrıca yapılır… meraktır aşk, bulmaca çözercesine, polisiye roman okurcasına, tablodakiler yaşanınca, çözülür bulmaca. anılar kalır. aşktan…
  4. polaris, Kutup Yıldızı'nın diğer adıdır. http://www.catamaranvega.com/astro/02/02_02.html
  5. Evrim, 14 milyar yıllık büyük patlamadan bu yana devam eden bir serüvenin ürünü. Bizim yapıtaşlarımızda aynı yıldızların, galaksilerin, bulutsuların, boşluğun, kayaların, sineğin ve var olan her şeyin yapı taşları ile aynı. Biz evrilerek bu günlere geldik ve bu bizim son halimiz değil henüz, dahada farklı olacağız. Kuranda bilimde insanın çamurdan meydana geldiğini söylüyor. İnsan denen canlıyı ele aldığımız zaman onun bir Homo erectus(dik yürüyen),bir Homo faber(alet yapan),bir Homo lingua(konuşan/dili olan),bir Homo symbolicus(soyutlayabilen),bir Homo curiosus(araştıran) ve bir Homo sapiens (akıl sahibi) olduğunu görüyoruz. Bunların tümü insana özgü. İlginç olan ve özellikle vurgulanması gereken husus, insan dışında hiç bir primatın bunları,hatta bunlardan birini bile gerçekleştiremediği gerçeğidir... İnsan,bütün bu özelliklere sadece kendisince geliştirilen,yalnızca onda olan bir özellik,yani "kültür" sayesinde ulaşabilmiştir. Kültür nedir? Kültürün çok çeşitli tanımları arasında, tarih öncesi dönem arkeolojisi(prehistorya) uğraşanlarca yaygın olarak benimsenenlerden birine göre "kültür,doğanın tüm oluşturduklarına karşı,insan tarafından meydana getirilen her şeydir." Kültürün kalıtımsal ve/veya içgüdüsel olmadığı,aksine edinsel olduğu ve zaman içinde tek tek her insanın,çevresinde yaşayan diğer bireylerden öğrendiği davranış ve tepki eğilimleri olduğu vurgulanmalıdır. Başka bir deyişle de kültürde devamlılık,kuşaktan kuşağa geçme,kısacası süreklilik esastır." Güven Arsebük, BTD Temmuz 1995, 332.sayı BİR GEÇİŞ HAYVANI Beş milyar yıl önce güneş ilk kez dönmeye başladığında, mürekkep karası bir siyaha gömülü güneş sistemi bir ışık seline boğuldu. Güneş sisteminin iç kısımlarındaki ilk gezegenler, güneşin patlarcasına tutuşmasından sonra bile fırlayıp gitmeyen maddelerden, kaya ve metal karışımı ilk bulutun küçük birimlerinden oluştu. Bu gezegenler oluşurken ısı yaydılar. İç kısımlarındaki hapsedilmiş gazlar kurtuldu ve sertleşip atmosferi oluşturdu. Gezegenlerin yüzeyleri erimişti ve volkanlar oldukça çoktu. İlk dönemlerin atmosferi bol bulunan atomlardan oluşmuştu ve hidrojen bakımından zengindi. Erken dönem atmosferine düşen güneş ışığı, molekülleri uyararak, bunların hızlanıp çarpmalarını yol açtı. Kimya ve fiziğin değişmez kanunları uyarınca bu moleküller birbirleriyle etkileşti, okyanuslara düştü ve gelişerek daha büyük moleküllere dönüştü. Kendilerini meydana getiren ilk atomlardan çok daha karmaşık moleküller oluşmuştu, ancak hala bir insanın algılayabileceğinden çok küçük, mikroskobik boyutlardaydılar. Bu moleküller bizim de yapıtaşlarımızdır: Kalıtımsal bilgiyi taşıyan nükleik asitlerin ve hücrelerin görevini sürdürmesini sağlayan proteinlerin birimleri, dünyanın erken devirlerindeki atmosfer ve okyanuslardan üretildi. Günümüzde o ilkel şartları tekrar yaratarak, bu molekülleri deneysel olarak ortaya çıkartabiliyoruz. Sonunda, milyonlarca yıl önce, belirgin bir yeteneği olan molekül oluştu. Çevredeki sularda bulunan molekülleri kullanarak kendisinin bir kopyasını üretebilecek yetenekteydi. Bu molekülüler sistemin sahip olduğu yönergeler dizisi, moleküler kod sayesinde, büyük bir molekülü oluşturan yapı taşlarının dizilişi bilinebilir. Kazara, dizilişinde bir hata meydana gelirse, kopya da aynı olamayacaktır. Böyle, replikasyon, mutasyon ve mutasyonların replikasyonu yeteneğine sahip moleküler sistemlere “canlı“ diyebiliriz. Bu moleküller topluluğu doğal seleksiyona açıktır. Daha hızlı türeyen ya da çevresindeki yapıtaşlarını daha uygun bir şekilde kullanabilen moleküller rakiplerinden daha etkin türediler ve sonunda baskın nitelik kazandılar. CARL SAGAN” / KOZMİK BAĞLANTI Ancak şartlar değişmeye başladı. Hidrojen uzaya kaçtı. Yapıtaşlarının oluşumu yavaşladı: Daha önce rahatça temin edilen gıda maddeleri bulunmaz oldu. Moleküler Cennet Bahçesinde hayat tükeniyordu. Sadece çevresindekileri değiştirebilen (transforme edebilen), basitten karmaşık moleküllere geçişi sağlayan, moleküler mekanizmayı yeterli kullanabilen molekül toplulukları yaşama devam etti. Çevresi zarlarla çevrili, ortamdan kendini soyutlayabilmiş, ilk dönemlerin saflığını sürdürebilen moleküller avantajlıydı. Böylece ilk hücreler oluştu. Yapıtaşları artık kolay temin edilemediklerinden organizmalar bunları üretmek zorunda kaldı. Bunun sonucu bitkiler oluştu. Bitkiler hava, su, güneş ışığı ve mineralleri alarak karmaşık moleküler yapıtaşları meydana getirir. İnsanlar gibi hayvanlar da bitkiler üzerinde parazit yaşam sürdürür. İklim koşullarının değişmesi ve rekabet nedeniyle çeşitli organizmalar daha da uzmanlaşmaya, işlevlerini geliştirmeye ve biçim değiştirmeye zorlandı. Zengin bitki ve hayvan türleri dünyayı kaplamaya başladı. Hayat okyanusta başlamıştı. Oysa şimdi toprak ve havayı da içiriyordu. Günümüzde Everest'in tepesinden denizin derinliklerine kadar her yerde yaşayan organizmalar var. Sıcak, yoğun sülfürik asit çözeltilerinde ve Antartika'nın kuru vadilerinde organizmalar yaşıyor. Tek bir tuz kristaline emdirilmiş suda organizmalar hayat sürdürebiliyor. Özgün çevresine hassasiyetle bağlı ve uyarlanmış yaşam biçimleri gelişti. Ancak çevre koşulları değişmişti. Organizmalar aşırı özelleşmişti. Bunlar öldüler. Daha az uyarlanmış ancak daha genel özelliklere sahip olanlar da vardı. Değişen koşullara, iklim farklarına rağmen bu organizmalar hayatta kalabildi. Dünya tarihinde, yok olan organizma cinslerinin sayısı bu gün canlı olanlardan çok daha fazladır. Evrimin sırrı ‘zaman ve ölüm’dür. Adaptasyonların içinde faydalı olanlardan birisi de zekadır. Çevreyi kontrol etme eğilimi şeklinde, zeka en basit organizmada bile görülebilir. Kontrol eğilimi yeni nesillere kalıtım ile aktarıldı: Yuva yapma ,düşmekten, yılanlardan veya karanlıktan korkma, kışın güneye uçma gibi bilgiler nesilden nesile nükleik asitlerle taşındı. Ancak zeka tek bireyin ömrü içerisinde uyarlanmış bilgileri öğrenmesini gerektirir. Dünyadaki organizmaların bir kısmı zekaya sahiptir, yunuslar ve maymunlar gibi. Fakat zeka en fazla İnsan denen organizmada belirgindir. İnsan, adaptasyon için gerekli olan bilgileri kitaplar ve eğitim yoluyla da öğrenir. İnsanı bugünkü durumuna, dünyada kontrolü elinde tutan organizma haline getiren en önem en önemli etken öğrenme yeteneğidir. Biz 4,5 milyar yıl süren rastlantısal, yavaş bir biyolojik evrimin ürünüyüz. Evrimin artık durmuş olduğunu düşünmek için hiçbir sebep yoktur. İnsan bir geçiş hayvanıdır. Yaratılışın doruğu değildir. Dünya ve güneşin daha milyarlarca yıl yaşayacağı tahmin ediliyor. İnsanın gelecekteki gelişimi kontrol altında biyolojik çevre, genetik mühendislik ve organizmalar ile zeki makinalar arasında yakın ilişkinin ortak ürünü olabilir. Ancak bu gelecekteki evrimi kimse şimdiden kesinlikle bilemez. Herşeye rağmen, durağan kalamayacağımız açıktır. CARL SAGAN” / KOZMİK BAĞLANTI
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.