Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

suheda

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

suheda tarafından postalanan herşey

  1. suheda şurada bir blog başlığı gönderdi: suheda
    Beni hayatım boyunca tahlihsiz hayat hikayeleri ile çok etkileyen kadınlar olmuştur,mesela Atatürk'e aşık Fikriye,yada Berrin Menderes, bunlardan biride Yıldız Namdardır. Yıldız Namdar'ı bilirmisiniz?Hani şu astsubay eşi gözlerinin önünde öldürülen genç hemşire..... Bu gece tv de bir program izledim son kahramanlar diye konu Yıldız Namdarın eşi Murat Namdardı izlerken hıçkırıklarla ağladım çaresizliklerine ağladım,gencecik yaşta kalleşçe öldürülen bir babaya bir eşe ağladım,büyük bir sevginin aşkın birileri tarafından katledilişine ağladım. Ama bir kadın olarak kendi hemcinsimden gurur duydum işte olması gereken bir Türk kadını dedim,bu ülkenin ihtiyacı olan kadınlar bunlar,gerçek Türk evlatlarını yetiştirmek isteyen annelerin örnek alması gereken kadınlar,Yıldız hemşireler. Terörist başının yargılandığı zaman mahkemeye çıkıp ''Hayallerimi kaybettim. İnsanlıktan çıkmış, öldürmekten başka bir şey bilmeyen bu canavarlar... Bu kin ve nefret niye? Ekmek veren bu devleti yıkmak istemeleri, askeri, polisi öldürmeleri neden? Hani insanlık, insan hakları... Sadece adalet diyoruz. Bizler insan değil miyiz? Biz size ne yaptık"diye sorması hafızalardan kolay,kolay silinmeyecek. Yıldız hemşirenin acısı bununlada sınırlı kalmadı tabi,eşinin kuzenide teskeresine 18 gün kala şehit düşmüş neyse ki kocasını öldüren çapulcu katil öldürüldüde acısı bir nebze olsun hafifledi.
  2. suheda şurada cevap verdi: Ulyanov başlık Güncel Konular
    Çok haklısın sevgili politika,bu ülkede Türk'üm diyenin yaftası hazır "faşist"öyle bir duruma getirdiler ki bizi artık kimliğimizi bile söyleyemiyceğiz neredeyse. Tarih dediğimiz şey aslında bir çeşit siyasettir herkes kendi tarihini yazarken siyasi görüşünü ve menfi çıkarlarını gözetir. 1 Mayıs dediğimiz şey işçi bayramı ben bu devletin resmi bir kurumunda işçi statüsünde çalışıyorum o zaman benim bayramım bu,ve benim bayramımda orak-çekiç bayrağının işi ne?benim bayramımda Leninin işi ne?Tıpkı kadınlar günü nedeni ile toplanıp terörist başının posterlerini taşımaya benziyor bu o zaman bir kadın olarak nefret ettim şimdide bir işçi olarak nefret etmek istemiyorum.
  3. Unutmadık,unutturmayacağız Çanakkale şehitlerini. İzleyin....... http://www.canakkalesehitleri.org/intro.html
  4. Ben bu iddiamın sonuna kadar arkasındayım,beyin bir organdır diğer organlarımız hemen her organımız hayati önem taşır herhangi beyinsel bir hastalık sonucunda düşünme yetisini kaybeden insan olduğu gibi beyninde herhangi bir sorun olmadığı halde akılsız insanları nasıl açıklayacaksınız?mesela şizofrenleri ele alalım beyinde bir sorunmu var?Yok ama hastadır üstelik bazılarını normal insanlardan ayırt bile edemeyiz. Şizofreni işlevselliğin önemli derecede bozulduğu, duygu, düşünce ve davranış bozukluklarının görüldüğü gerçeklikle uyuşmayan bulgularla belirli nedenleri bilinmeyen bir bozukluktur.Yani ruhsal bir hastalıktır,ve yine aynı soru burdada karşımıza çıkıyor beyinmi düşünüyor ruhmu? Gelelim Alzheimer hastalığına..... Alzheimer hastalığı beynin düşünme, hafıza ve dil bölümlerini etkiler. Hastalığın başlangıcı sinsidir ve yıkım genellikle yavaştır. Günümüzde hastalığın sebebi bilinmemekte ve şifası bulunmamaktadır. Günümüzde Alzheimer hastalığının sebepleri bilinmemektedir. Ancak, Alzheimer hastalığına sebebiyet vermeyen hususlar bellidir. Alzheimer hastalığı: Damar sertleşmesi yüzünden ortaya çıkmaz Beynin normalden az ya da fazla kullanılması yüzünden ortaya çıkmaz Cinsel yolla bulaşan hastalıklara bağlı değildir Enfeksiyon sonucu oluşmaz Yaşlılık yüzünden oluşmaz, yaşlanma sürecinin doğal bir parçası değildir Alüminyum ya da diğer metallere maruz kalınması yüzünden gelişmez Görüldüğü üzere sebeb belli değil,yani beyinde şöyle bir sorun var düzeltebiliriz gibi bir durum söz konusu değil. Ne demiştim ben daha önce beyin rutin çalışan bir makinedir.Makine arızalanabilir sorunu bulursanız arızayı giderebilirsiniz sorunu bulamazsanız arıza orda kalır ve gün geçtikçe büyür sonunda makine önemli derecede işlevini yitirir fakat enerji akımı devam ettiği sürece arızalıda olsa çalışmaya devam eder.Ve bence tıpta tanısı konulamayan hastalıkların asıl sorunu ruhani olmalarıdır"sağlam kafa sağlam vucutta bulunur"sözü boşa söylenmiş bir söz değildir. Tengeriin,hiç bir insan beynini %100 kullanamaz zaten bilirsin tıpta %100 diye bir tabir yoktur. Mesela ben geçen yeni birşey öğrendim kuzenim kalp krizi geçirdi doktorun bize son durum olarak yaptığı açıklama "biz normal insanlar kalbimizin%65 ini kullanabiliyoruz sizin hastanız bundan sonra kalbinin %40 ını kullabilecek" Bana göre vucutta ki herhangi bir organ hasar gördüğü zaman düşünceler olumsuz yönde etkileniyor,yani kişinin düşüncelerinin bozulması yada değişmesi için illa beyinde bir sorun olması gerekmiyor..
  5. Keskinkalem sevgili arkadaşım daha sık uğra foruma yüreğin gibi güzel çiçeklerin çok teşekkür ederim.
  6. Ne güzel yazılar bunlar samimi ve gerçeği yansıtan teşekkür ederim inceliğiniz için..... Hediyenin büyüğü küçüğü olmaz derler ama söz konusu bir fare olunca ürperiyor insan yinede teşekkür Teşekkür ederim güzel arkadaşım Sevimli vampir çok sağol Özlettin kendini fikirdaşım çok teşekkür ederim Cesur yürek yazmasaydın kırılırdım valla,ne var acaba o paketin içerisinde
  7. Bu ne kadar tehlikeli bir uslup,bir tarafı ön yargılı eleştirirken karşısında ki muhattabını psikolojik baskı ile kendi tarafına çekmeye çalışma çabası.......... Konumuz beyinmi düşünüyor ruhmu?Bunun la ilgi çok güzel bir yazı okumuştum daha önce uzun çabalarım sonunda yazıyı buldum. Elle tutulup gözle görülene inanmayı ön kabul gören bilimin, uzun yıllar insanı “her nasılsa düşünmeyi öğrenmiş maddesel makinalar” şeklinde tanımlaması ve görülenin ötesinden uzakta durması insanın bakışını kendine çevirme eğilimini geciktirdi. Vücut, beden, zihin ve ruh ilişkisi çeşitli zamanlarda çok net olmayan farklı tanımlarla çıktı karşımıza. Vücut önce sinir sistemi, iç salgı bezleri ve sindirim sistemi olarak ayrımlandı. Beden—zihin ilişkisi tartışmaya açıldı. Derken, bedenin de tıpkı beyin gibi düşünebileceği, akla yatkın gelir oldu. Beden sadece beyin yoluyla değil, kendi kendine de ne olacağını bilebilirdi. Bedenin sahip olduğu tüm moleküllerin oldukça akıllı olduğunu belirtiyordu Hint asıllı Endokrinoloji uzmanı Dr. Chopra. Beyin araştırmacıları hologram gibi üç boyutta düşüncenin fotoğrafını çekmenin bir yolunu buldular. Bu fotoğrafın çekiminde etkili olan deney esnasında, kan dolaşımına beynin dokularından olan glikoz enjekte edildi ve işaretli moleküllerin beyin düşünürken dolaşıp durdukları tomografilerle gözlendi. Bunun açıklaması ise basitti: Zihnin uzayında birbirinden farklı her olay beyinde yeni bir kimyasal model ortaya çıkarıyordu. Ancak yine de zihnin beyinde olup olmadığı tartışmalarına bir açılım getirilememişti; ta ki yüzyılın en önemli yüz kişisinden biri olarak kabul edilen alternatif tıbbın en büyük sözcülerinden Ayurveda uzmanı Dr. Deepak Chopra’nın zihnin beyinde değil, bütün vücutta olduğunu dillendiren araştırmaları gündeme gelene kadar... Aynı zamanda ruh kavramını da bilimsel formatla izah ediyordu Dr. Chopra. İstek, mutluluk, mutsuzluk, acı, zevk, hırs gibi duyguların hepsinin ruha ait özellikler olduğunu savundu. Oysa duygular beyinde başlar, beyinde biter tezi dillendirilmişti bundan önce. Oysa Kur’an—ı Kerim’de anlamanın kalple olduğuna dikkati çeken ayetler vardı. Beyinle kalbin görüntülenmesine teknoloji vâkıf olmuştu, fakat ruh görüntülenmediği için spekülatif olmaktan öteye gidemiyordu bilimsel çevrelerde. Derken İsveç laboratuvarlarından bir haber geldi. Ruhun fotoğraflarını çektiklerini, ölüm anında vücuttan ruhun çıkışını görüntülediklerini iddia ediyorlardı. Beyni maksimum kullanmayla kişinin ulaşacağı hakikat bilgileriyle ruhu daha iyi anlamanın formulleri üretilmeye başlandı Batı dünyasında. Bunun için insanın hareketlerine ve dolayısıyla kendi hayatına kendisinin yön vermesi için birinci koşul olarak beynini ve kendini programlamayı bilmesinin kaçınılmazlığı yaygınlık kazanmaya başladı. Madem ki, hayatımızdaki bazı olayları bizim davranışımız belirliyordu, o halde biz de beynimiz yoluyla davranışlarımızı kontrol edip, yaşantımıza yön verebilirdik. Zihnimizi, bilinçaltımızı harekete geçirip beyne sürekli sinyaller göndermekle başlayabilirdik işe. Beynin açılımı hakikate götürüyordu sonunda ve ölümsüz ruhu keşfetmenin yolu da bundan geçiyordu. Amerika’da yaşayan Endokrinoloji uzmanı Dr. Chopra geçtiğimiz aylarda Türkiye’de bir konferans verdi ve ruhlarda yaratıcının yansıması olduğunu ifade etti. Bu konunun ileriki dönemlerde bilimsel olarak daha farklı açılım kazanacağına da işaret etti. Madem ki beyin büyük bir uzay istasyonu Zihin, beyin ve beden üçlemesinde ruh, şüphesiz tüm bunların efendisi konumunda izah buldu kendisine. Vücut ruhun kabuğu, zihin de şoförüydü. Beyin ise büyük bir alıcı—verici istasyonu, dinleme üssü, bir enerjiyi başka bir enerjiye çevirme gibi çeşitli işlevselliklerle nitelendi. Tüm bunların bir adım ötesindeki bir tanımlamayla insanın tüm fonksiyonlarıyla ölmeyen ruh olduğu kolayca söylenebilirdi. Vücut ölümlüydü nihayetinde... Her şey ölümsüz olan bu ruhu beslemede gizli olmalıydı. Madem ki, beyin büyük bir uzay istasyonu gibiydi onda var olan tüm potansiyeli neden kullanamıyordu insan? Beynin kullanılmayan devrelerinin açılmasının bazı tekniklerle mümkün olabileceği nazariyesinden hareketle, çok da bilimsel değer atfedilmemiş olan yöntemlere ağırlık verilmeye başlandı. Çeşitli teknikler yoluyla hafıza geliştirme, enerji dolaşımını düzenleme, beyni kontrol altına alma gibi çalışmalar baş döndürücü bir hız aldı. Üstelik 21. yüzyılda, yeni bin yılın eşiğinde... Başka bir bakış açısına göre, gezegenlerin boğa burcunda dizilimlerinin de bilimde öz kaynaklarla birleşmeye işaret ettiği bir dönemin startı verilmiş oldu. Bundan sonrasında mistik olarak bilinen ritüeller de bilimsellik tanımında kendine yer bulacaktı. Beyne de hükmeden bir varlığın olduğuna dair ilginç bir deneye dikkat çekiyor Dr. Chopra. Beynin sol kolu hareket ettiren bölümüne deney yoluyla uyarı veriliyor. Aynı anda kişiye sözlü olarak sağ kolunu kaldırması söyleniyor. Beyindeki sol kolu kaldır uyarısına rağmen kişinin sözlü uyarıyı dikkate alıp sağ kolunu kaldırdığı görülüyor. ‘Beynin de arkasında bir şey var o halde’ hükmüne vardırıyor bu deney. “Buna ruh veya akıl diyebilirsiniz ” diyor Dr. Chopra. “Başka bir ifadeyle de kuantum düzeyde yaratanla aramızdaki köprüden enerji akışı”... Bu tür deneyler üzerinde bilim çevreleri oldukça yoğunlaştı son zamanlarda. Çok daha derinde insanı yöneten akıllı bir mekanizmanın oluşuna duyulan merak bu yöndeki arayışa daha çok hız katıyor Yazı çok uzun tamamını alıntılamadım.Bana göre beyin rutin çalışan bir makine gibidir,buna göre bu makinenin çalışmasını sağlayan bir enerji akımı var oda ruh,düşünende hissedende yaşayanda ruhtur.
  8. 3 lü rakama az kaldı
  9. Canım ya nasıl beceriyorsun bu kadar şeker olmayı çok teşekkür ederim dün sana çiçek hediye etmiştim çiçek topicinde gördünmü bilmiyorum..
  10. Şu bilimi baz alıp sürekli yazıp çizen arkadaşlara birşeyler söylemek istiyorum. Neden bilimsel yazılar yazıp insanların kafalarında ki soruları netleştirmiyorsunuzda kendi doğrularınızı savunurken kuranın ayetlerinden yararlanıyorsunuz? Ben bir yıldır bu forumdayım hiç bir ateistin burda bilimsel makaleler yazdığına şahit olmadım,bilim kelimesini sadece dine karşı kullanıldığını görüyorum onun dışında kimse kalkıpta bilimsel bir yazı yazmıyor. Gerçi ben hiç bir atesitin dini konular dışında yazdığınıda görmedim ya neyse.........................
  11. Sun bakalım delillerini ama Kuran'dan ayet alıp gelme delil diye çok komik oluyor kendi asıl delillerinizi merakla bekliyorum
  12. Vayyy be ne kutsal bir hizmet,kuran'ın gerçek yüzünü gösterecek bize arkadaşımız kuran'ın astarı varmış gibi git istediğin kitapçıdan bir tane temin et ve oku bunu senin kadar herkes yapabilir değilmi?Senin ayrıcalığın nedir ki bizim bulamadığımız gerçekleri bulmuşsun. Burda gözlemlediğim kadarı ile çırpınanda şikayet edende oyun peşinde olanda sizsiniz dini konular ateistlerin istilasına uğramış,sayenizde artık burayı ziyaret bile etmek istemiyorum. Size bu kutsal savaşınızda!!!! başarılar diliyorum.
  13. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Teşşekür ederim arkadaşım,ordaaaa kocaman puntolarla topic bilem açmış Frozenim görmedinmi?Şaka bir yana aynı iyi dileklerde benden sana
  14. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Şimdi şöyle açıklayayım dün benim doğum günümdü bir yaş yaşlandım diye siyah beni teyze ilan etti artık seneye doğum günümde anneanne diycektir kesin hazırlıklıyım oysa ki bilmiyor ben yeğenlerimle büyüdüm onun için bu teyze lafını hiç yadırgamadım...
  15. suheda şurada cevap verdi: Gece Yağmuru başlık Fan Club
    Bu ne aşk yahu hele nicke bayıldım necati_manyağı haa az sakin az relax bu kadar fanatiklik iyi birşey değildir
  16. suheda şurada cevap verdi: Murti_San başlık Forum Oyunları
    Ben öğlen yemeğine gidiyorum bakalım karavanada ne pişmiş bugün az sonra dönücem,Diloş ben yokken şu siyahx mukayyet ol iki dk yalnız bırakmaya gelmiyor biliyorsun,ayrıca forzende gelirse içeri alma ok...
  17. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Sen nerelerdesin küsüm sana ben neler çektim biliyormusun bu siyahx ve kankası frozenden beni tek başıma koyup gittin bana neler ettiler neler dediler bir bilsen
  18. suheda şurada cevap verdi: Ulyanov başlık Güncel Konular
    Nail Güreli'nin yeniden yayımlanan '1 Mayıs 1977' (Ozan Yayıncılık, 2006) adlı incelemesini okurken kâbusa benzeyen o günleri anımsadım. Koskoca bir ülkenin insanları (bizler, sizler, hepimiz) nasıl da salakça üstlenmişler kendilerine verilen figürasyon rolleri! Tek tek ağaçlara bakmaktan nasıl da kaçırmışlar o koskoca ormanı! Sağcı olmuşlar, solcu olmuşlar, Maocu, Moskovacı, Ülkücü olmuşlar. Ama esas olarak figüran olmuşlar. Ve, aynı kaynaklardan sağlanmış silahlarla birbirlerini vurmuşlar da vurmuşlar... Güreli'nin kitabında 1 Mayıs 1977 öncesinde çeşitli farklı kampların organlarından alınmış yazılar var. Herkes herkesi uyarıyor, ajan provokatörlerden, kışkırtıcılardan, dış servis tahriklerinden söz ediyor... Ve sonra, 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı'nda tahmin edilenden de korkunç şeyler yaşanıyor. Tanrılarca sonu belirlenmiş bir Yunan trajedisinin kaçınılmazlığı var sayfalarda. Uyarıların hiçbir işe yaramayacağını biliyorsunuz, senaryonun nasıl ilerleyeceğini biliyorsunuz. Öyle ya, aradan 29 yıl geçmiş. Ama asıl failleri, senaryo yazarlarını, ajanları hâlâ bilmiyorsunuz. 29 yıl sonra bile... Alıntı Artık figüran olmayalım arkadaşlar birilerinin kışkırtması ile hareket etmenin faturasını çok acı ödedi bu millet,fakat ne kadar acıdır ki hala aynı şeyler devam ediyor. Aşırı sol her olayda faturayı ülkücülere kesti,ülkücülerde aşırı solculara oysaki durum böyle değil her iki tarafta yazarın söylediği gibi figüranlık yaptı. Bu ülke iç savaşlardan döndü aynı şeyleri yeniden yaşamayı kim ister kardeş kardeşini vurdu,biz Türk halkı olarak çabuk dolduruşa gelen bir milletiz bu yüzdendir herkesin sağduyulu davranması gerekir. Üstelik şu Amerikanın maşası olmuş faşist guruh lafını aynen iade ediyorum. Amaçlanan bir provokasyonu eleştirmeyi Amerikan maşalığı ve faşistliğe yorumlamak ne tahlisiz bir cevaptır,düşüncelerini burda avaz,avaz söylerken sende Amerikadan istifade ettiğinide unutuyorsun galiba....
  19. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Ne demek itiraf ediyorum kırmızı benim en sevdiğim renktir...
  20. Çok naziksiniz aynı iyi dileklerle teşekkür ediyorum. sevgiler
  21. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Tamam kızıcağımı sanıyorsun ama tam tersi hoşuma gitti bu,istersen halan bile olurum. Ayrıca itiraf ediyorum bende senin hediye ettiğin pazardan alınma formayı beğenmedim geri iade ediyorum
  22. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Olsun çocuğum şikayet eden kim ben zaten 6 yaşından beri teyzeyim yeğenlerimle birlikte büyüdüm ben
  23. Uğradım ve payıma düşeni aldım teşekkür ederim Murti San
  24. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Tam ateş kes ilan edicem diyorum gene rahat durmuyorsun,hem nesi var o kızın o gözlükle dişlerdeki teller gitsin al sana fıstık gibim kız. O doğum günümde verdiğin beşiktaş formasına karşılıkta bende sana bunu hediye ediyorum
  25. suheda şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Günaydııııınnnn canımmm,herkeslere günaydııınnnnn

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.